» 24 / Nûr  37:

Kuran Sırası: 24
İniş Sırası: 102
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64

 » 24 / Nûr  Suresi: 37
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. رِجَالٌ (RCEL) = ricālun : erkekler (ki)
2. لَا (LE) = lā :
3. تُلْهِيهِمْ (TLHYHM) = tulhīhim : kendilerini alıkoymaz
4. تِجَارَةٌ (TCERT) = ticāratun : ticaret
5. وَلَا (VLE) = ve lā : ve ne de
6. بَيْعٌ (BYA) = bey'ǔn : alışveriş
7. عَنْ (AN) = ǎn : -tan
8. ذِكْرِ (Z̃KR) = ƶikri : anmak-
9. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ı
10. وَإِقَامِ (VÎGEM) = ve iḳāmi : ve -doğrulur
11. الصَّلَاةِ (ELṦLET) = S-Salāti : SaLâTe/Desteğe-
12. وَإِيتَاءِ (VÎYTEÙ) = ve ītā'i : ve -verir
13. الزَّكَاةِ (ELZKET) = z-zekāti : zekatı-
14. يَخَافُونَ (YḢEFVN) = yeḣāfūne : onlar korkarlar
15. يَوْمًا (YVME) = yevmen : günden
16. تَتَقَلَّبُ (TTGLB) = teteḳallebu : ters döneceği
17. فِيهِ (FYH) = fīhi : onda
18. الْقُلُوبُ (ELGLVB) = l-ḳulūbu : yüreklerin
19. وَالْأَبْصَارُ (VELÊBṦER) = vel'ebSāru : ve gözlerin
erkekler (ki) | | kendilerini alıkoymaz | ticaret | ve ne de | alışveriş | -tan | anmak- | Allah'ı | ve -doğrulur | SaLâTe/Desteğe- | ve -verir | zekatı- | onlar korkarlar | günden | ters döneceği | onda | yüreklerin | ve gözlerin |

[RCL] [] [LHV] [TCR] [] [BYA] [] [Z̃KR] [] [GVM] [ṦLV] [ETY] [ZKV] [ḢVF] [YVM] [GLB] [] [GLB] [BṦR]
RCEL LE TLHYHM TCERT VLE BYA AN Z̃KR ELLH VÎGEM ELṦLET VÎYTEÙ ELZKET YḢEFVN YVME TTGLB FYH ELGLVB VELÊBṦER

ricālun tulhīhim ticāratun ve lā bey'ǔn ǎn ƶikri llahi ve iḳāmi S-Salāti ve ītā'i z-zekāti yeḣāfūne yevmen teteḳallebu fīhi l-ḳulūbu vel'ebSāru
رجال لا تلهيهم تجارة ولا بيع عن ذكر الله وإقام الصلاة وإيتاء الزكاة يخافون يوما تتقلب فيه القلوب والأبصار

 » 24 / Nûr  Suresi: 37
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
رجال ر ج ل | RCL RCEL ricālun erkekler (ki) Men -
لا | LE not
تلهيهم ل ه و | LHV TLHYHM tulhīhim kendilerini alıkoymaz distracts them
تجارة ت ج ر | TCR TCERT ticāratun ticaret trade
ولا | VLE ve lā ve ne de and not
بيع ب ي ع | BYA BYA bey'ǔn alışveriş sale
عن | AN ǎn -tan from
ذكر ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶikri anmak- (the) remembrance of Allah
الله | ELLH llahi Allah'ı (the) remembrance of Allah
وإقام ق و م | GVM VÎGEM ve iḳāmi ve -doğrulur and (from) establishing
الصلاة ص ل و | ṦLV ELṦLET S-Salāti SaLâTe/Desteğe- the prayer
وإيتاء ا ت ي | ETY VÎYTEÙ ve ītā'i ve -verir and giving
الزكاة ز ك و | ZKV ELZKET z-zekāti zekatı- zakah.
يخافون خ و ف | ḢVF YḢEFVN yeḣāfūne onlar korkarlar They fear
يوما ي و م | YVM YVME yevmen günden a Day
تتقلب ق ل ب | GLB TTGLB teteḳallebu ters döneceği will turn about
فيه | FYH fīhi onda therein
القلوب ق ل ب | GLB ELGLVB l-ḳulūbu yüreklerin the hearts
والأبصار ب ص ر | BṦR VELÊBṦER vel'ebSāru ve gözlerin and the eyes.

24:37 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

erkekler (ki) | | kendilerini alıkoymaz | ticaret | ve ne de | alışveriş | -tan | anmak- | Allah'ı | ve -doğrulur | SaLâTe/Desteğe- | ve -verir | zekatı- | onlar korkarlar | günden | ters döneceği | onda | yüreklerin | ve gözlerin |

[RCL] [] [LHV] [TCR] [] [BYA] [] [Z̃KR] [] [GVM] [ṦLV] [ETY] [ZKV] [ḢVF] [YVM] [GLB] [] [GLB] [BṦR]
RCEL LE TLHYHM TCERT VLE BYA AN Z̃KR ELLH VÎGEM ELṦLET VÎYTEÙ ELZKET YḢEFVN YVME TTGLB FYH ELGLVB VELÊBṦER

ricālun tulhīhim ticāratun ve lā bey'ǔn ǎn ƶikri llahi ve iḳāmi S-Salāti ve ītā'i z-zekāti yeḣāfūne yevmen teteḳallebu fīhi l-ḳulūbu vel'ebSāru
رجال لا تلهيهم تجارة ولا بيع عن ذكر الله وإقام الصلاة وإيتاء الزكاة يخافون يوما تتقلب فيه القلوب والأبصار

[ر ج ل] [] [ل ه و] [ت ج ر] [] [ب ي ع] [] [ذ ك ر] [] [ق و م] [ص ل و] [ا ت ي] [ز ك و] [خ و ف] [ي و م] [ق ل ب] [] [ق ل ب] [ب ص ر]

 » 24 / Nûr  Suresi: 37
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
رجال ر ج ل | RCL RCEL ricālun erkekler (ki) Men -
Re,Cim,Elif,Lam,
200,3,1,30,
N – nominative masculine plural indefinite noun
اسم مرفوع
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تلهيهم ل ه و | LHV TLHYHM tulhīhim kendilerini alıkoymaz distracts them
Te,Lam,He,Ye,He,Mim,
400,30,5,10,5,40,
V – 3rd person feminine singular (form IV) imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
تجارة ت ج ر | TCR TCERT ticāratun ticaret trade
Te,Cim,Elif,Re,Te merbuta,
400,3,1,200,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
ولا | VLE ve lā ve ne de and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
بيع ب ي ع | BYA BYA bey'ǔn alışveriş sale
Be,Ye,Ayn,
2,10,70,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
عن | AN ǎn -tan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
ذكر ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶikri anmak- (the) remembrance of Allah
Zel,Kef,Re,
700,20,200,
N – genitive masculine verbal noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah'ı (the) remembrance of Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وإقام ق و م | GVM VÎGEM ve iḳāmi ve -doğrulur and (from) establishing
Vav,,Gaf,Elif,Mim,
6,,100,1,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine (form IV) verbal noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
الصلاة ص ل و | ṦLV ELṦLET S-Salāti SaLâTe/Desteğe- the prayer
Elif,Lam,Sad,Lam,Elif,Te merbuta,
1,30,90,30,1,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
وإيتاء ا ت ي | ETY VÎYTEÙ ve ītā'i ve -verir and giving
Vav,,Ye,Te,Elif,,
6,,10,400,1,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine (form IV) verbal noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
الزكاة ز ك و | ZKV ELZKET z-zekāti zekatı- zakah.
Elif,Lam,Ze,Kef,Elif,Te merbuta,
1,30,7,20,1,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
يخافون خ و ف | ḢVF YḢEFVN yeḣāfūne onlar korkarlar They fear
Ye,Hı,Elif,Fe,Vav,Nun,
10,600,1,80,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
يوما ي و م | YVM YVME yevmen günden a Day
Ye,Vav,Mim,Elif,
10,6,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
تتقلب ق ل ب | GLB TTGLB teteḳallebu ters döneceği will turn about
Te,Te,Gaf,Lam,Be,
400,400,100,30,2,
V – 3rd person feminine singular (form V) imperfect verb
فعل مضارع
فيه | FYH fīhi onda therein
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
القلوب ق ل ب | GLB ELGLVB l-ḳulūbu yüreklerin the hearts
Elif,Lam,Gaf,Lam,Vav,Be,
1,30,100,30,6,2,
"N – nominative feminine plural noun → Heart"
اسم مرفوع
والأبصار ب ص ر | BṦR VELÊBṦER vel'ebSāru ve gözlerin and the eyes.
Vav,Elif,Lam,,Be,Sad,Elif,Re,
6,1,30,,2,90,1,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |رِجَالٌ: erkekler (ki) | لَا: | تُلْهِيهِمْ: kendilerini alıkoymaz | تِجَارَةٌ: ticaret | وَلَا: ve ne de | بَيْعٌ: alışveriş | عَنْ: -tan | ذِكْرِ: anmak- | اللَّهِ: Allah'ı | وَإِقَامِ: ve -doğrulur | الصَّلَاةِ: SaLâTe/Desteğe- | وَإِيتَاءِ: ve -verir | الزَّكَاةِ: zekatı- | يَخَافُونَ: onlar korkarlar | يَوْمًا: günden | تَتَقَلَّبُ: ters döneceği | فِيهِ: onda | الْقُلُوبُ: yüreklerin | وَالْأَبْصَارُ: ve gözlerin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |رجال RCEL erkekler (ki) | لا LE | تلهيهم TLHYHM kendilerini alıkoymaz | تجارة TCERT ticaret | ولا WLE ve ne de | بيع BYA alışveriş | عن AN -tan | ذكر Z̃KR anmak- | الله ELLH Allah'ı | وإقام WÎGEM ve -doğrulur | الصلاة ELṦLET SaLâTe/Desteğe- | وإيتاء WÎYTEÙ ve -verir | الزكاة ELZKET zekatı- | يخافون YḢEFWN onlar korkarlar | يوما YWME günden | تتقلب TTGLB ters döneceği | فيه FYH onda | القلوب ELGLWB yüreklerin | والأبصار WELÊBṦER ve gözlerin |
Kırık Meal (Okunuş) : |ricālun: erkekler (ki) | : | tulhīhim: kendilerini alıkoymaz | ticāratun: ticaret | ve lā: ve ne de | bey'ǔn: alışveriş | ǎn: -tan | ƶikri: anmak- | llahi: Allah'ı | ve iḳāmi: ve -doğrulur | S-Salāti: SaLâTe/Desteğe- | ve ītā'i: ve -verir | z-zekāti: zekatı- | yeḣāfūne: onlar korkarlar | yevmen: günden | teteḳallebu: ters döneceği | fīhi: onda | l-ḳulūbu: yüreklerin | vel'ebSāru: ve gözlerin |
Kırık Meal (Transcript) : |RCEL: erkekler (ki) | LE: | TLHYHM: kendilerini alıkoymaz | TCERT: ticaret | VLE: ve ne de | BYA: alışveriş | AN: -tan | Z̃KR: anmak- | ELLH: Allah'ı | VÎGEM: ve -doğrulur | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe- | VÎYTEÙ: ve -verir | ELZKET: zekatı- | YḢEFVN: onlar korkarlar | YVME: günden | TTGLB: ters döneceği | FYH: onda | ELGLVB: yüreklerin | VELÊBṦER: ve gözlerin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Öyle erler vardır ki onları ne ticâret, ne alım satım, Allah'ı anmaktan ve namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymaz, gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkar onlar.
Adem Uğur : Onlar, ne ticaret ne de alışverişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.
Ahmed Hulusi : (Onlar o) Ricaldir ki, kendilerini ne ticaret ne de (dünyevî) alışveriş Allâh'ın Zikri'nden (hakikatlerini hatırlamaktan engelleyip), salâtın ikamesinden (hakikatini yaşamaktan) ve zekâtı vermekten (kendisindekini karşılıksız paylaşmaktan) alıkoymaz! Onlar, kalplerinde (şuurlarında açığa çıkan içsellikteki hakikat) ve gözleriyle görecekleri (âfakta müşahede edilecek dışsal gerçeklik) nedeniyle, dönüşülecek süreçten korkarlar.
Ahmet Tekin : Toptan alım-satımların, ithalat ve ihracatın ve çarşılarda, pazarlardaki alışverişlerin, ticarî muamelelerin, kendilerini Allah’ı zikirden, Allah’ın övünç kaynağı kelâmını okumaktan, namazı adâbına riayet ederek aksatmadan kılmaktan, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı vermekten alıkoyamayacağı yiğit, samimi dindar insanlar, Allah’ı tesbih ederler. Onlar akılların, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.
Ahmet Varol : Kendilerini ne ticaretin, ne de alışverişin Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymadığı adamlar (O'nu tesbih ederler). Onlar kalplerin ve gözlerin döneceği günden korkarlar.
Ali Bulaç : (Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alışveriş onları Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.
Ali Fikri Yavuz : Nice adamlar vardır ki, ne bir ticaret, ne de bir alış-veriş, Allah’ı anmaktan (O’na ibadet etmekten ve emirlerine bağlanmaktan), namazı gereği üzre kılmaktan ve zekât vermekten kendilerini alıkoymaz. Onlar, bir günden (kıyametten) korkarlar ki, o günde kalbler ve gözler korkudan halden hale döner kıvranır.
Bekir Sadak : Bunlari ne ticaret ve ne de alisveris Allah'i anmaktan, namaz kilmaktan, zekat vermekten alikoyar. Bunlar, gonullerin ve gozlerin donecegi gunden korkarlar.
Celal Yıldırım : Öyle adamlar ki, ne ticaret, ne alım-satım onları Allah'ı anmaktan, zekâtı vermekten alıkoymaz. Kalblerin ve gözlerin (korkudan) döneceği günden korkarlar.
Diyanet İşleri : (36-37) Allah’ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alışverişin kendilerini, Allah’ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekâtı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar, buralarda sabah akşam O’nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar.
Diyanet İşleri (eski) : Bunları ne ticaret ve ne de alışveriş Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoyar. Bunlar, gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkarlar.
Diyanet Vakfi : Onlar, ne ticaret ne de alış-verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.
Edip Yüksel : Kişiler vardır. Onları, ALLAH'ı anmaktan, namazı gözetmekten ve zekatı vermekten ne bir iş ne de bir ticaret alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin ters döneceği günden korkarlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bir takım insanlar (Allahı tesbih ederler) ki, ne ticaret ne de alışveriş onları Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Nice erler ki, ne ticaret, ne de alışveriş kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz; onlar, kalplerin ve gözlerin kıvranacağı günden korkarlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Nice erler ki ne ticaret ne beyi' kendilerini zikrullahtan, namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoymaz, kalblerin ve gözlerin kıvranacağı günden korkarlar
Fizilal-il Kuran : Bu kimseleri ne ticaret, ne alışveriş, Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymaz. Onlar kalplerin hoplayacakları ve gözlerin donakalacağı bir günün dehşetinden korkarlar.
Gültekin Onan : (Öyle) Erkekler ki, ne ticaret, ne alışveriş onları Tanrı'yı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar kalplerin ve gözlerin çevrileceği (tetekallebu )[dehşetten allak bullak olacağı] günden korkarlar.
Hakkı Yılmaz : (36-38) "Allah'ın, yükseltilmesine, içersinde Kendi isminin anılmasına izin verdiği evlerde, devamlı olarak Kendisini arındıran öyle er kişiler vardır ki, ticaret ve alış-veriş onları, Allah'ı anmaktan, salâtı ikame etmekten [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaktan, ayakta tutmaktan] ve zekâtı/vergilerini vermekten alıkoymaz. Onlar, Allah, kendilerine işledikleri amellerin en güzeli ile karşılık versin ve kendilerine armağanlarından artırsın diye kalplerin ve gözlerin ters döndüğü bir günden korkarlar. Ve Allah, dilediği kişileri hesapsız rızıklandırır. "
Hasan Basri Çantay : (Öyle) adamlar (vardır ki) onları ne bir ticâret, ne bir alış veriş Allâhı zikretmeliden, dosdoğru namaz kılmakdan, zekâtı vermekden alıkoymaz. Onlar kalblerin ve gözlerin (dehşetle) döneceği gönden korkarlar.
Hayrat Neşriyat : (Onlar) ne bir ticâretin, ne de bir alış-verişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymadığı erlerdir! (Onlar, dehşetten) kalblerin ve gözlerin kendisinde döneceği bir günden korkarlar.
İbni Kesir : Öyle erler ki; ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah'ı zikretmekten, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz. Onlar gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkarlar.
İskender Evrenosoğlu : Ticaretin ve alışverişin, onları Allah'ın zikrinden, namazı ikame etmekten ve zekâtı vermekten alıkoymadığı adamlar ki (onlar), kalplerin ve gözlerin (dehşetten) döneceği günden korkarlar.
Muhammed Esed : kimseler (vardır ki,) bunları ne ticaret ne de kazanma hırsı Allah'ı anmaktan, salatta devamlı ve duyarlı olmaktan, arınmak için verilmesi gerekeni vermekten alıkoyabilir; böyleleri kalplerin ve gözlerin dehşetle döneceği Gün'den korkarlar;
Ömer Nasuhi Bilmen : Birçok erler ki, onları ne bir ticaret ve ne de bir ticaret Allah Teâlânın zikrinden ve namazı hakkıyla kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin muzdarip olacağı bir günden korkarlar.
Ömer Öngüt : Öyle erler vardır ki, onları ne bir ticaret ne de bir alış-veriş zikrullahtan, namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoymaz. Onlar gönüllerin ve gözlerin hâlden hâle döneceği günden korkarlar.
Şaban Piriş : Ticaretin, alışverişin, kendilerini Allah’ın zikrinden, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoyamadığı adamlar... Onlar, gönüllerin ve gözlerin ters döneceği bir günden korkarlar.
Suat Yıldırım : (36-37) O nûra, Allah’ın yükseltilmesine ve içlerinde kutlu isminin zikredilmesine izin verdiği evlerde (mescidlerde) kavuşulur. Oralarda, sabah akşam O’nun şanını yücelterek tenzih eden öyle yiğitler vardır ki, ne ticaretler, ne alım ve satımlar onları Allah’ı zikretmekten, namazı hakkıyla ifa etmekten, zekâtı vermekten alıkoymaz. Onlar kalplerin ve gözlerin dehşetten halden hale döneceği, alt üst olacağı bir günden endişe ederler.
Süleyman Ateş : Kendilerini ne ticaretin, ne de alışverişin Allâh'ı anmaktan, namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoymadığı erkekler. (Onlar), yüreklerin ve gözlerin (dehşetten) ters döneceği günden korkarlar.
Tefhim-ul Kuran : (Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne de alışveriş onları Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.
Ümit Şimşek : O evlerde öyle adamlar vardır ki, ne bir ticaret, ne de bir alışveriş, onları Allah'ın zikrinden, dosdoğru namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin döneceği bir günden korkmaktadırlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Öyle erler vardır ki, bir ticaret de bir alışveriş de onları Allah'ın zikrinden/Kur'an'ından, namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerle gözlerin döneceği/yer değiştireceği günden korkarlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}