» 24 / Nûr  64:

Kuran Sırası: 24
İniş Sırası: 102
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64

 » 24 / Nûr  Suresi: 64
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَلَا (ÊLE) = elā : iyi bilinki
2. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
3. لِلَّهِ (LLH) = lillahi : Allah'ındır
4. مَا (ME) = mā : olanlar
5. فِي (FY) = fī :
6. السَّمَاوَاتِ (ELSMEVET) = s-semāvāti : göklerde
7. وَالْأَرْضِ (VELÊRŽ) = vel'erDi : ve yerde
8. قَدْ (GD̃) = ḳad : andolsun
9. يَعْلَمُ (YALM) = yeǎ'lemu : bilir
10. مَا (ME) = mā : ne iş
11. أَنْتُمْ (ÊNTM) = entum : sizin
12. عَلَيْهِ (ALYH) = ǎleyhi : üzerinde olduğunuzu
13. وَيَوْمَ (VYVM) = ve yevme : ve gün
14. يُرْجَعُونَ (YRCAVN) = yurceǔne : döndürül(üp götürül)dükleri
15. إِلَيْهِ (ÎLYH) = ileyhi : O'na
16. فَيُنَبِّئُهُمْ (FYNBÙHM) = feyunebbiuhum : onlara haber verir
17. بِمَا (BME) = bimā : ne
18. عَمِلُوا (AMLVE) = ǎmilū : yaptıklarını
19. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : Allah
20. بِكُلِّ (BKL) = bikulli : her
21. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : şeyi
22. عَلِيمٌ (ALYM) = ǎlīmun : bilendir
iyi bilinki | şüphesiz | Allah'ındır | olanlar | | göklerde | ve yerde | andolsun | bilir | ne iş | sizin | üzerinde olduğunuzu | ve gün | döndürül(üp götürül)dükleri | O'na | onlara haber verir | ne | yaptıklarını | Allah | her | şeyi | bilendir |

[] [] [] [] [] [SMV] [ERŽ] [] [ALM] [] [] [] [YVM] [RCA] [] [NBE] [] [AML] [] [KLL] [ŞYE] [ALM]
ÊLE ÎN LLH ME FY ELSMEVET VELÊRŽ GD̃ YALM ME ÊNTM ALYH VYVM YRCAVN ÎLYH FYNBÙHM BME AMLVE VELLH BKL ŞYÙ ALYM

elā inne lillahi s-semāvāti vel'erDi ḳad yeǎ'lemu entum ǎleyhi ve yevme yurceǔne ileyhi feyunebbiuhum bimā ǎmilū vallahu bikulli şey'in ǎlīmun
ألا إن لله ما في السماوات والأرض قد يعلم ما أنتم عليه ويوم يرجعون إليه فينبئهم بما عملوا والله بكل شيء عليم

 » 24 / Nûr  Suresi: 64
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألا | ÊLE elā iyi bilinki No doubt!
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
لله | LLH lillahi Allah'ındır to Allah (belongs)
ما | ME olanlar whatever
في | FY (is) in
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti göklerde the heavens
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDi ve yerde and the earth.
قد | GD̃ ḳad andolsun Verily,
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir He knows
ما | ME ne iş what
أنتم | ÊNTM entum sizin you
عليه | ALYH ǎleyhi üzerinde olduğunuzu (are) on [it],
ويوم ي و م | YVM VYVM ve yevme ve gün And (the) Day
يرجعون ر ج ع | RCA YRCAVN yurceǔne döndürül(üp götürül)dükleri they will be returned
إليه | ÎLYH ileyhi O'na to Him
فينبئهم ن ب ا | NBE FYNBÙHM feyunebbiuhum onlara haber verir then He will inform them
بما | BME bimā ne of what
عملوا ع م ل | AML AMLVE ǎmilū yaptıklarını they did.
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
بكل ك ل ل | KLL BKL bikulli her of every
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyi thing
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun bilendir (is) All-Knower.

24:64 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

iyi bilinki | şüphesiz | Allah'ındır | olanlar | | göklerde | ve yerde | andolsun | bilir | ne iş | sizin | üzerinde olduğunuzu | ve gün | döndürül(üp götürül)dükleri | O'na | onlara haber verir | ne | yaptıklarını | Allah | her | şeyi | bilendir |

[] [] [] [] [] [SMV] [ERŽ] [] [ALM] [] [] [] [YVM] [RCA] [] [NBE] [] [AML] [] [KLL] [ŞYE] [ALM]
ÊLE ÎN LLH ME FY ELSMEVET VELÊRŽ GD̃ YALM ME ÊNTM ALYH VYVM YRCAVN ÎLYH FYNBÙHM BME AMLVE VELLH BKL ŞYÙ ALYM

elā inne lillahi s-semāvāti vel'erDi ḳad yeǎ'lemu entum ǎleyhi ve yevme yurceǔne ileyhi feyunebbiuhum bimā ǎmilū vallahu bikulli şey'in ǎlīmun
ألا إن لله ما في السماوات والأرض قد يعلم ما أنتم عليه ويوم يرجعون إليه فينبئهم بما عملوا والله بكل شيء عليم

[] [] [] [] [] [س م و] [ا ر ض] [] [ع ل م] [] [] [] [ي و م] [ر ج ع] [] [ن ب ا] [] [ع م ل] [] [ك ل ل] [ش ي ا] [ع ل م]

 » 24 / Nûr  Suresi: 64
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألا | ÊLE elā iyi bilinki No doubt!
,Lam,Elif,
,30,1,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
لله | LLH lillahi Allah'ındır to Allah (belongs)
Lam,Lam,He,
30,30,5,
"P – prefixed preposition lām
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
ما | ME olanlar whatever
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
في | FY (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti göklerde the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDi ve yerde and the earth.
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم مجرور
قد | GD̃ ḳad andolsun Verily,
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir He knows
Ye,Ayn,Lam,Mim,
10,70,30,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ما | ME ne iş what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أنتم | ÊNTM entum sizin you
,Nun,Te,Mim,
,50,400,40,
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
عليه | ALYH ǎleyhi üzerinde olduğunuzu (are) on [it],
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
ويوم ي و م | YVM VYVM ve yevme ve gün And (the) Day
Vav,Ye,Vav,Mim,
6,10,6,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
يرجعون ر ج ع | RCA YRCAVN yurceǔne döndürül(üp götürül)dükleri they will be returned
Ye,Re,Cim,Ayn,Vav,Nun,
10,200,3,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
إليه | ÎLYH ileyhi O'na to Him
,Lam,Ye,He,
,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
فينبئهم ن ب ا | NBE FYNBÙHM feyunebbiuhum onlara haber verir then He will inform them
Fe,Ye,Nun,Be,,He,Mim,
80,10,50,2,,5,40,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء استئنافية
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بما | BME bimā ne of what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
عملوا ع م ل | AML AMLVE ǎmilū yaptıklarını they did.
Ayn,Mim,Lam,Vav,Elif,
70,40,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو عاطفة
لفظ الجلالة مرفوع
بكل ك ل ل | KLL BKL bikulli her of every
Be,Kef,Lam,
2,20,30,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyi thing
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun bilendir (is) All-Knower.
Ayn,Lam,Ye,Mim,
70,30,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَلَا: iyi bilinki | إِنَّ: şüphesiz | لِلَّهِ: Allah'ındır | مَا: olanlar | فِي: | السَّمَاوَاتِ: göklerde | وَالْأَرْضِ: ve yerde | قَدْ: andolsun | يَعْلَمُ: bilir | مَا: ne iş | أَنْتُمْ: sizin | عَلَيْهِ: üzerinde olduğunuzu | وَيَوْمَ: ve gün | يُرْجَعُونَ: döndürül(üp götürül)dükleri | إِلَيْهِ: O'na | فَيُنَبِّئُهُمْ: onlara haber verir | بِمَا: ne | عَمِلُوا: yaptıklarını | وَاللَّهُ: Allah | بِكُلِّ: her | شَيْءٍ: şeyi | عَلِيمٌ: bilendir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ألا ÊLE iyi bilinki | إن ÎN şüphesiz | لله LLH Allah'ındır | ما ME olanlar | في FY | السماوات ELSMEWET göklerde | والأرض WELÊRŽ ve yerde | قد GD̃ andolsun | يعلم YALM bilir | ما ME ne iş | أنتم ÊNTM sizin | عليه ALYH üzerinde olduğunuzu | ويوم WYWM ve gün | يرجعون YRCAWN döndürül(üp götürül)dükleri | إليه ÎLYH O'na | فينبئهم FYNBÙHM onlara haber verir | بما BME ne | عملوا AMLWE yaptıklarını | والله WELLH Allah | بكل BKL her | شيء ŞYÙ şeyi | عليم ALYM bilendir |
Kırık Meal (Okunuş) : |elā: iyi bilinki | inne: şüphesiz | lillahi: Allah'ındır | : olanlar | : | s-semāvāti: göklerde | vel'erDi: ve yerde | ḳad: andolsun | yeǎ'lemu: bilir | : ne iş | entum: sizin | ǎleyhi: üzerinde olduğunuzu | ve yevme: ve gün | yurceǔne: döndürül(üp götürül)dükleri | ileyhi: O'na | feyunebbiuhum: onlara haber verir | bimā: ne | ǎmilū: yaptıklarını | vallahu: Allah | bikulli: her | şey'in: şeyi | ǎlīmun: bilendir |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊLE: iyi bilinki | ÎN: şüphesiz | LLH: Allah'ındır | ME: olanlar | FY: | ELSMEVET: göklerde | VELÊRŽ: ve yerde | GD̃: andolsun | YALM: bilir | ME: ne iş | ÊNTM: sizin | ALYH: üzerinde olduğunuzu | VYVM: ve gün | YRCAVN: döndürül(üp götürül)dükleri | ÎLYH: O'na | FYNBÙHM: onlara haber verir | BME: ne | AMLVE: yaptıklarını | VELLH: Allah | BKL: her | ŞYÙ: şeyi | ALYM: bilendir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bilin ki Allah'ındır ne varsa göklerde ve yeryüzünde. Neyle oyalandığınızı mutlaka bilir ve dönüp tapısına vardığınız gün, ne yaptıklarını mutlaka haber verecek ve Allah, her şeyi bilir.
Adem Uğur : Bilmiş olun ki, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. O, sizin ne yolda olduğunuzu iyi bilir. İnsanlar O'nun huzuruna döndürüldükleri gün yapmış olduklarını onlara hemen bildirir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Ahmed Hulusi : Dikkat edin! Muhakkak ki semâlarda ve arzda ne var ise Allâh içindir (O'nun Esmâ'sının açığa çıkması içindir)! Sizin ne (hâl) üzere olduğunuzu gerçekten bilir. . . O'na rücu ettirilecekleri süreçte, onlara yaptıklarının ne olduğunu bildirecektir. . . Allâh her şeyi (şey'lerin Esmâ'sıyla hakikati olarak) Bilen'dir.
Ahmet Tekin : Bilmiş olun ki, göklerdeki ve yerdeki varlıkların ve imkânların tamamı Allah’ındır, Allah’ın tasarrufundadır. Allah, sizin hangi halde, ne yolda olduğunuzu, ne yaptığınızı, hâkimi olduğunuz düzenin meşrû, gayri meşrû icraatlarını, günahlarını, isyanlarını ve zulümlerini bilir. Hesap vermek için O’nun huzuruna varacakları gün, işledikleri amelleri birer birer ortaya koyarak onları hesaba çekecektir. Her şey Allah’ın ilmi, iradesi, planı dâhilinde gerçekleşmektedir.
Ahmet Varol : İyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. O, sizin ne üzere olduğunuzu muhakkak bilir. O'na döndürüldükleri gün ne yaptıklarını kendilerine haber verir. Allah her şeyi bilendir.
Ali Bulaç : Dikkatli olun; göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir. Ve O'na döndürülecekleri gün, yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah, her şeyi bilendir.
Ali Fikri Yavuz : Dikkat edin! Muhakkak ki göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. O, sizin hangi inanç üzerinde olduğunuzu biliyor. Kendisine döndürülecekleri kıyamet gününde de, Allah onların dünyada yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah her şeyi bilir.
Bekir Sadak : Dikkat edin; goklerde ve yerde olanlar Allah'indir. O, icinde bulundugunuz durumu da, kendisine donduruleceginiz gunu de gercekten bilir. Onlara islediklerini haber verir. Allah herseyi bilir. *
Celal Yıldırım : Haberiniz olsun ki, göklerde, ve yerde olanlar Allah'ındır. Üzerinde bulunduğunuz durumu ve (insanların) kendisine döndürüleceği günü çok iyi bilir de onlara neler yaptıklarını bir bir açık-seçik haber verir. Allah her şeyi bilir..
Diyanet İşleri : Bilmiş olun ki şüphesiz göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. O, içinde bulunduğunuz durumu gerçekten bilir. Allah’a döndürülecekleri ve yaptıklarını Allah’ın onlara haber vereceği günü hatırla. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Diyanet İşleri (eski) : Dikkat edin; göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. O, içinde bulunduğunuz durumu da, kendisine döndürüleceğiniz günü de gerçekten bilir. Onlara işlediklerini haber verir. Allah herşeyi bilir.
Diyanet Vakfi : Bilmiş olun ki, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. O, sizin ne yolda olduğunuzu iyi bilir. İnsanlar O'nun huzuruna döndürüldükleri gün yapmış olduklarını onlara hemen bildirir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Edip Yüksel : Göklerde ve yerde olanlar hep ALLAH'a aittir. İçinde bulunduğunuz her durumu bilir. Nitekim kendisine döndürülecekleri gün, yaptıkları her şeyi onlara bildirecektir. ALLAH her şeyi bilendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bilmiş olun ki, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. O, sizin ne yolda, ne durumda olduğunuzu iyi bilir. Huzuruna döndürülecekleri günde ise, yapmış olduklarını hemen kendilerine haber verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Uyanın, göklerde ve yerde ne varsa hep Allah'ındır. O, sizin bulunduğunuz durumu mutlaka bilir. Hele O'na döndürülecekleri günde ne yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah herşeyi hakkıyla bilendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Uyanın! her halde Göklerde ve Yerde ne varsa hep Allahındır, muhakkak o, sizin ne üzerinizde bulunduğunuzu bilir, hele ona irca' olunacakları gün ki ne yaptıklarını kendilerine haber verecektir, ve Allah her şeye alîmdir
Fizilal-il Kuran : Haberiniz olsun ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'a aittir. O, kullarının ne yaptıklarını ve ne düşündüklerini bilir. O'nun huzuruna çıkarıldıkları gün herkese yaptıklarını haber verecektir. Allah her şeyi bilir.
Gültekin Onan : Dikkatli olun; göklerde ve yerde olanların hepsi Tanrı'nındır. O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir. Ve O'na döndürülecekleri gün yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Tanrı, her şeyi bilendir.
Hakkı Yılmaz : Gözünüzü açın! Şüphesiz göklerde ve yeryüzünde olan şeyler Allah'ındır. O, sizin ne üzerinde olduğunuzu kesinlikle bilir. Kendisine döndürülecekleri günde de, yapmış olduklarını hemen kendilerine haber verecektir. Ve Allah, her şeyi en iyi bilendir.
Hasan Basri Çantay : Gözünüzü açın: Şübhesiz göklerde ve yerde ne varsa Allahındır. O, sizin ne üzerinde bulunduğunuzu ve (muhaaliflerin) kendisine döndürü (lüb götürü) lecekleri günü muhakkak biliyor. Onlara neler yapdıklarını haber verecekdir O. Allah her şey'i hakkıyle bilendir.
Hayrat Neşriyat : Dikkat edin! Şübhesiz ki göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. (O,) sizin ne hâlde olduğunuzu gerçekten biliyor. O’na döndürülecekleri gün ise, yaptıklarını artık onlara bildirecektir. Çünki Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.
İbni Kesir : Dikkat edin, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. O, içinde bulunduğunuz durumu da, kendisine döndürüleceğiniz günü de muhakkak bilir. Onlara işlediklerini haber verecektir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki göklerde ve yeryüzünde olanlar Allah'ın değil mi? O, sizin üzerinizde olduğunuz şeyi (kalplerinizde olanı) biliyordu. Ve böylece, O'na döndürüldükleri gün, onlara yaptıkları şeyleri haber verecek. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir.
Muhammed Esed : Unutmayın, göklerde ve yerde var olan her şey Allah'a aittir; (ve dolayısıyla) sizin içinde bulunduğunuz durumu ve güttüğünüz amacı çok iyi bilmektedir O! Ve (yaşayan herkes) bir gün O'na geri dönecek; ve o zaman O, (hayattayken) yapıp ettikleri her şeyi kendilerine haber verecek; çünkü, Allah her şeyi bütün gerçeğiyle bilir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Haberiniz olsun, iyi biliniz. Göklerde ve yerde ne varsa şüphe yok ki, Allah'ındır. Muhakkak ki, sizin üzerinde olduğunuz hâli ve ona döndürülecekleri günü bilir. Artık onlara yapmış olduklarını haber verecektir. Ve Allah her şeyi bihakkın bilendir.
Ömer Öngüt : İyi bilin ki göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. O, sizin ne yolda olduğunuzu muhakkak ki bilir. Huzuruna döndürülecekleri günde, yaptıklarını onlara haber verir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
Şaban Piriş : Şunu iyi bilin ki; Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Sizin ne üzerinde olduğunuzu bilir. O’na döndürülecekleri gün, ne yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah, her şeyi bilmektedir.
Suat Yıldırım : Dikkat edin! Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. O şu anda içinde bulunduğunuz durumu da pek iyi biliyor. İnsanların kendi huzuruna götürülecekleri büyük duruşma günü, yapmış oldukları şeyleri tek tek kendilerine bildirip karşılığını verecektir. Allah her şeyi pek iyi bilir.
Süleyman Ateş : İyi bilinki göklerde ve yerde olanlar hep Allâh'ındır. O, sizin ne iş üzerinde bulunduğunuzu, (ne yaptığınızı, içinizde nasıl bir niyet taşıdığınızı) bilir. O'na döndürülüp götürüldükleri gün, ne yaptıklarını onlara haber verir. Allâh, her şeyi bilendir.
Tefhim-ul Kuran : Dikkatli olun; göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. O, sizin üzerinde bulunduğunuz şeyi kuşkusuz bilmektedir. Ve O'na döndürülecekleri gün, yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir. Allah, her şeyi bilendir.
Ümit Şimşek : İyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Sizin ne halde olduğunuzu O bilir. Onun huzuruna döndüklerinde, bütün yaptıklarını kendilerine O bildirecektir. Çünkü Allah herşeyi hakkıyla bilir.
Yaşar Nuri Öztürk : Gözünüzü açın! Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız Allah'ındır. O sizin ne hal üzere olduğunuzu bilir. Bir gün O'na döndürülecekler de O onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir. Allah her şeyi iyice bilmektedir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}