Kırık Meal (Transcript) Meali |
|
|SVRT: bir suredir | ÊNZLNEHE: bu indirdiğimiz | VFRŽNEHE: ve farz kıldığımız | VÊNZLNE: ve indirdik | FYHE: onda | ËYET: ayetler | BYNET: açık açık | LALKM: belki | TZ̃KRVN: düşünüp öğüt alırsınız | (24:1) | |
|ELZENYT: zina eden kadına | VELZENY: ve zina eden erkeğe | FECLD̃VE: vurun | KL: her | VEḪD̃: birine | MNHME: onlardan | MEÙT: yüz | CLD̃T: değnek | VLE: ve asla | TÊḢZ̃KM: sizi tutmasın | BHME: onlara karşı | RÊFT: acıma duygusu | FY: | D̃YN: dininde (cezasını uygulamada) | ELLH: Allah'ın | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | TÙMNVN: inananlar | BELLH: Allah'a | VELYVM: ve gününe | EL ËḢR: ahiret | VLYŞHD̃: ve şahid olsun | AZ̃EBHME: onlara yapılan azaba | ŦEÙFT: bir grup | MN: -den | ELMÙMNYN: mü'minler- | (24:2) | |
|ELZENY: zina eden erkek | LE: | YNKḪ: evlenmez | ÎLE: başkasıyla | ZENYT: zina eden kadından | ÊV: veya | MŞRKT: müşrik kadından | VELZENYT: ve zina eden kadın | LE: | YNKḪHE: evlenmez | ÎLE: başkasıyla | ZEN: zina eden erkekten | ÊV: veya | MŞRK: müşrik erkekten | VḪRM: haram kılınmıştır | Z̃LK: bu | AL: üzerine | ELMÙMNYN: mü'minler | (24:3) | |
|VELZ̃YN: | YRMVN: zina ile suçlayan | ELMḪṦNET: namuslu kadınları | S̃M: sonra | LM: | YÊTVE: getirmeyenlere | BÊRBAT: dört | ŞHD̃EÙ: şahid | FECLD̃VHM: vurun onlara | S̃MENYN: seksen | CLD̃T: değnek | VLE: ve artık | TGBLVE: kabul etmeyin | LHM: onların | ŞHED̃T: şahidliğini | ÊBD̃E: asla | VÊVLÙK: ve işte | HM: onlar | ELFESGVN: yoldan çıkmış kimselerdir | (24:4) | |
|ÎLE: ancak hariçtir | ELZ̃YN: kimseler | TEBVE: tevbe eden(ler) | MN: | BAD̃: sonra | Z̃LK: bundan | VÊṦLḪVE: ve uslananlar | FÎN: çünkü | ELLH: Allah | ĞFVR: çok bağışlayandır | RḪYM: çok esirgeyendir | (24:5) | |
|VELZ̃YN: kimseler | YRMVN: zina ile suçlayan | ÊZVECHM: eşlerini | VLM: ve | YKN: bulunmayanlar | LHM: onların | ŞHD̃EÙ: şahidleri | ÎLE: başka | ÊNFSHM: kendilerinden | FŞHED̃T: (o halde) şahidliği | ÊḪD̃HM: onlardan her birinin | ÊRBA: dört defa | ŞHED̃ET: şahid tutmasıdır | BELLH: Allah'ı | ÎNH: kendisinin mutlaka | LMN: -den olduğuna | ELṦED̃GYN: doğru söyleyenler- | (24:6) | |
|VELḢEMST: beşinci defasında | ÊN: kuşkusuz | LANT: la'netinin | ELLH: Allah'ın | ALYH: kendi üzerine olmasını diler | ÎN: eğer | KEN: ise | MN: -den | ELKEZ̃BYN: yalan söyleyenler- | (24:7) | |
|VYD̃RÊ: ve kaldırır | ANHE: kendisinden | ELAZ̃EB: azabı | ÊN: | TŞHD̃: kadının şahidlik etmesi | ÊRBA: dört defa | ŞHED̃ET: şahid tutup | BELLH: Allah'ı | ÎNH: onun (kocasının) | LMN: -den olduğuna | ELKEZ̃BYN: yalan söyleyenler- | (24:8) | |
|VELḢEMST: beşinci defa da | ÊN: kuşkusuz | ĞŽB: gazabının | ELLH: Allah'ın | ALYHE: kendi üzerine olmasını diler | ÎN: eğer | KEN: (kocası) ise | MN: -dan | ELṦED̃GYN: doğrular- | (24:9) | |
|VLVLE: ya olmasaydı | FŽL: lutfu | ELLH: Allah'ın | ALYKM: size | VRḪMTH: ve rahmeti | VÊN: ve şüphesiz | ELLH: Allah | TVEB: tevbeleri çok kabul edendir | ḪKYM: hikmet sahibidir | (24:10) | |
|ÎN: kuşkusuz | ELZ̃YN: | CEÙVE: getirenler | BELÎFK: iftirayı | AṦBT: bir topluluktur | MNKM: içinizden | LE: | TḪSBVH: onu sanmayın | ŞRE: şer | LKM: sizin için | BL: bilakis | HV: o | ḢYR: hayırdır | LKM: sizin için | LKL: her (karşılığını görecektir) | EMRÙ: kişi | MNHM: onlardan | ME: ne | EKTSB: işledi (ise) | MN: | ELÎS̃M: günahının | VELZ̃Y: kimseye | TVL: yüklenen | KBRH: en büyüğünü | MNHM: onlardan | LH: onun (yalanın) | AZ̃EB: bir azab (vardır) | AƵYM: büyük | (24:11) | |
|LVLE: gerekmez miydi? | ÎZ̃: zaman | SMATMVH: onu işittiğiniz | ƵN: zanda bulunup | ELMÙMNVN: inanan erkeklerin | VELMÙMNET: ve inanan kadınların | BÊNFSHM: kendiliklerinden | ḢYRE: güzel | VGELVE: ve demeleri | HZ̃E: bu | ÎFK: bir iftiradır | MBYN: apaçık | (24:12) | |
|LVLE: gerekmez miydi? | CEÙVE: getirmeleri | ALYH: ona | BÊRBAT: dört | ŞHD̃EÙ: şahid | FÎZ̃: madem ki | LM: | YÊTVE: getirmediler | BELŞHD̃EÙ: şahidleri | FÊVLÙK: o halde onlar | AND̃: yanında | ELLH: Allah | HM: onlar | ELKEZ̃BVN: yalancılardır | (24:13) | |
|VLVLE: ve eğer olmasaydı | FŽL: lutfu | ELLH: Allah'ın | ALYKM: size | VRḪMTH: ve rahmeti | FY: | ELD̃NYE: dünyada | VEL ËḢRT: ve ahirette | LMSKM: size mutlaka dokunurdu | FY: hakkında | ME: şey (iftira) | ÊFŽTM: daldığınız | FYH: içine | AZ̃EB: bir azab | AƵYM: büyük | (24:14) | |
|ÎZ̃: çünkü | TLGVNH: siz onu alıveriyorsunuz | BÊLSNTKM: dillerinizle | VTGVLVN: ve söylüyorsunuz | BÊFVEHKM: ağızlarınızla | ME: bir şeyi | LYS: hiç olmayan | LKM: sizin | BH: hakkında | ALM: bilgi(niz) | VTḪSBVNH: ve onu sanıyorsunuz | HYNE: önemsiz bir iş | VHV: oysa o | AND̃: yanında | ELLH: Allah | AƵYM: büyüktür | (24:15) | |
|VLVLE: gerekmez miydi? | ÎZ̃: zaman | SMATMVH: onu işittiğiniz | GLTM: demeniz | ME: | YKVN: yakışmaz | LNE: bize | ÊN: | NTKLM: konuşmamız | BHZ̃E: bunu | SBḪENK: Seni tenzih ederiz | HZ̃E: bu | BHTEN: bir iftiradır | AƵYM: büyük | (24:16) | |
|YAƵKM: size öğüt veriyor | ELLH: Allah | ÊN: | TAVD̃VE: dönmemeniz için | LMS̃LH: böyle bir şeye | ÊBD̃E: bir daha asla | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | MÙMNYN: inananlar | (24:17) | |
|VYBYN: ve açıklıyor | ELLH: Allah | LKM: size | EL ËYET: ayetleri(ni) | VELLH: ve Allah | ALYM: bilendir | ḪKYM: hüküm ve hikmet sahibidir | (24:18) | |
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimselere | YḪBVN: isteyenlere | ÊN: | TŞYA: yayılmasını | ELFEḪŞT: edepsizliğin | FY: içinde | ELZ̃YN: | ËMNVE: inananlar | LHM: vardır | AZ̃EB: bir azab | ÊLYM: acıklı | FY: | ELD̃NYE: dünyada | VEL ËḢRT: ve ahirette | VELLH: ve Allah | YALM: bilir | VÊNTM: ancak siz | LE: | TALMVN: bilmezsiniz | (24:19) | |
|VLVLE: ve eğer olmasaydı | FŽL: lutfu | ELLH: Allah'ın | ALYKM: size | VRḪMTH: ve rahmeti | VÊN: ve kuşkusuz | ELLH: Allah | RÙVF: çok şefkatlidir | RḪYM: merhametlidir | (24:20) | |
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | LE: | TTBAVE: izlemeyin | ḢŦVET: adımlarını | ELŞYŦEN: şeytanın | VMN: ve kim | YTBA: izlerse | ḢŦVET: adımlarını | ELŞYŦEN: şeytanın | FÎNH: muhakkak o | YÊMR: (ona) emreder | BELFḪŞEÙ: edepsizliği | VELMNKR: ve kötülüğü | VLVLE: ve eğer olmasaydı | FŽL: lutfu | ELLH: Allah'ın | ALYKM: size | VRḪMTH: ve rahmeti | ME: | ZK: temizlemezdi | MNKM: sizden | MN: hiç | ÊḪD̃: birinizi | ÊBD̃E: asla | VLKN: fakat | ELLH: Allah | YZKY: arındırır | MN: kimseyi | YŞEÙ: dilediği | VELLH: ve Allah | SMYA: işitendir | ALYM: bilendir | (24:21) | |
|VLE: ve | YÊTL: yemin etmesinler | ÊVLV: sahipleri | ELFŽL: fazilet | MNKM: sizden | VELSAT: ve servet | ÊN: | YÙTVE: (bir şey) vermemeğe | ÊVLY: sahipleri (akrabalara) | ELGRB: yakınlık (akrabalara) | VELMSEKYN: ve yoksullara | VELMHECRYN: ve hicret edenlere | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | VLYAFVE: ve affetsinler | VLYṦFḪVE: ve hoşgörsünler | ÊLE: | TḪBVN: sevmez misiniz? | ÊN: | YĞFR: bağışlamasını | ELLH: Allah'ın | LKM: sizi | VELLH: ve Allah | ĞFVR: bağışlayandır | RḪYM: esirgeyendir | (24:22) | |
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: edenler | YRMVN: zina iftirası | ELMḪṦNET: namuslu kadınlara | ELĞEFLET: bir şeyden habersiz | ELMÙMNET: inanmış kadınlara | LANVE: la'netlenmişlerdir | FY: | ELD̃NYE: dünya'da | VEL ËḢRT: ve ahirette | VLHM: ve Onların | AZ̃EB: bir azab | AƵYM: büyük | (24:23) | |
|YVM: o gün | TŞHD̃: şahidlik edecektir | ALYHM: kendilerine | ÊLSNTHM: dilleri | VÊYD̃YHM: ve elleri | VÊRCLHM: ve ayakları | BME: şeylere | KENVE: oldukları | YAMLVN: yapıyor(lar) | (24:24) | |
|YVMÙZ̃: o gün | YVFYHM: onlara tam verir | ELLH: Allah | D̃YNHM: cezalarını | ELḪG: hak ettikleri | VYALMVN: ve onlar bilirler | ÊN: şüphesiz | ELLH: Allah | HV: O | ELḪG: Hak'tır | ELMBYN: apaçık | (24:25) | |
|ELḢBYS̃ET: kötü kadınlar | LLḢBYS̃YN: kötü erkeklere | VELḢBYS̃VN: kötü erkekler | LLḢBYS̃ET: kötü kadınlara | VELŦYBET: iyi kadınlar | LLŦYBYN: iyi erkeklere | VELŦYBVN: iyi erkekler | LLŦYBET: iyi kadınlara | ÊVLÙK: bunlar | MBRÙVN: uzaktırlar | MME: şeylerden | YGVLVN: onların söyledikleri | LHM: bunlara vardır | MĞFRT: bir bağışlama | VRZG: ve bir rızık | KRYM: cömertçe | (24:26) | |
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | LE: | TD̃ḢLVE: girmeyin | BYVTE: evlere | ĞYR: başka | BYVTKM: kendi evlerinizden | ḪT: ta ki | TSTÊNSVE: izin almadan | VTSLMVE: ve selam vermeden | AL: üzerine | ÊHLHE: (ev) halkı | Z̃LKM: herhalde bu | ḢYR: daha hayırlıdır | LKM: sizin için | LALKM: umulur ki | TZ̃KRVN: düşünüp anlarsınız | (24:27) | |
|FÎN: eğer | LM: | TCD̃VE: bulamazsanız | FYHE: orada | ÊḪD̃E: kimseyi | FLE: | TD̃ḢLVHE: oraya girmeyin | ḪT: kadar | YÙZ̃N: izin verilinceye | LKM: size | VÎN: ve eğer | GYL: denirse | LKM: size | ERCAVE: dönün! | FERCAVE: o halde dönün | HV: o | ÊZK: daha temizdir | LKM: sizin için | VELLH: ve Allah | BME: şeyleri | TAMLVN: yaptıklarınız | ALYM: bilendir | (24:28) | |
|LYS: yoktur | ALYKM: size | CNEḪ: bir günah | ÊN: -den dolayı | TD̃ḢLVE: (izinsiz) girmeniz- | BYVTE: evlere | ĞYR: | MSKVNT: oturulmayan | FYHE: içinde | MTEA: eşyanız bulunan | LKM: sizin | VELLH: ve Allah | YALM: bilir | ME: şeyi | TBD̃VN: açığa vurduğunuz | VME: ve şeyi | TKTMVN: gizlediğiniz | (24:29) | |
|GL: söyle | LLMÙMNYN: inanan erkeklere | YĞŽVE: sakınsınlar | MN: | ÊBṦERHM: bakışlarını | VYḪFƵVE: ve korusunlar | FRVCHM: ırzlarını | Z̃LK: bu | ÊZK: daha temizdir | LHM: onlar için | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | ḢBYR: haber almaktadır | BME: şeyleri | YṦNAVN: her yaptıkları | (24:30) | |
|VGL: ve söyle | LLMÙMNET: inanan kadınlara | YĞŽŽN: sakınsınlar | MN: | ÊBṦERHN: bakışlarını | VYḪFƵN: ve korusunlar | FRVCHN: ırzlarını | VLE: ve | YBD̃YN: göstermesinler | ZYNTHN: süslerini | ÎLE: ancak hariç | ME: | ƵHR: görünenler | MNHE: ondan | VLYŽRBN: ve koysunlar | BḢMRHN: başörtülerini | AL: üstüne | CYVBHN: (göğüs) yırtmaçlarının | VLE: ve | YBD̃YN: göstermesinler | ZYNTHN: süslerini | ÎLE: dışındakilere | LBAVLTHN: kocaları | ÊV: yahut | ËBEÙHN: babaları | ÊV: yahut | ËBEÙ: babaları | BAVLTHN: kocalarının | ÊV: yahut | ÊBNEÙHN: oğulları | ÊV: yahut | ÊBNEÙ: oğulları | BAVLTHN: kocalarının | ÊV: yahut | ÎḢVENHN: kardeşleri | ÊV: yahut | BNY: oğulları | ÎḢVENHN: kardeşlerinin | ÊV: yahut | BNY: oğulları | ÊḢVETHN: kızkardeşlerinin | ÊV: yahut | NSEÙHN: kadınları | ÊV: yahut | ME: | MLKT: sahip oldukları (köleleri) | ÊYMENHN: ellerinin | ÊV: yahut | ELTEBAYN: tabi'leri (hizmetlileri) | ĞYR: bulunmayan | ÊVLY: | ELÎRBT: kadına ihtiyacı | MN: -den | ELRCEL: erkekler- | ÊV: yahut | ELŦFL: çocuklara | ELZ̃YN: onlar ki | LM: | YƵHRVE: henüz anlamazlar | AL: | AVRET: mahrem yerlerini | ELNSEÙ: kadınların | VLE: ve | YŽRBN: vurmasınlar | BÊRCLHN: ayaklarını | LYALM: bilinmesi için | ME: şeylerin | YḢFYN: gizledikleri | MN: -nden | ZYNTHN: süsleri- | VTVBVE: ve tevbe edin | ÎL: | ELLH: Allah'a | CMYAE: topluca | ÊYH: ey | ELMÙMNVN: mü'minler | LALKM: umulur ki | TFLḪVN: felaha erersiniz | (24:31) | |
|VÊNKḪVE: ve evlendirin | ELÊYEM: bekarları | MNKM: içinizden | VELṦELḪYN: ve iyileri | MN: -den | ABED̃KM: köleleriniz- | VÎMEÙKM: ve cariyeleriniz(den) | ÎN: eğer | YKVNVE: iseler | FGREÙ: yoksul | YĞNHM: onları zengin eder | ELLH: Allah | MN: -ndan | FŽLH: lutfu- | VELLH: ve Allahın | VESA: (mülkü) geniştir | ALYM: (her şeyi) bilendir | (24:32) | |
|VLYSTAFF: ve iffetlerini korusunlar | ELZ̃YN: kimseler | LE: | YCD̃VN: bulamayan(lar) | NKEḪE: evlenme (imkanı) | ḪT: kadar | YĞNYHM: kendilerini zengin edinceye | ELLH: Allah | MN: -ndan | FŽLH: lutfu- | VELZ̃YN: ve kimselerle | YBTĞVN: isteyen(lerle) | ELKTEB: mükatebe (sözleşme) yapmak | MME: -ndan | MLKT: sahip oldukları- | ÊYMENKM: ellerinizin | FKETBVHM: mükatebe yapın | ÎN: eğer | ALMTM: bilirseniz | FYHM: onlar hakında | ḢYRE: hayırlı olduğunu | V ËTVHM: ve onlara verin | MN: -ndan | MEL: malı- | ELLH: Allah'ın | ELZ̃Y: | ËTEKM: size verdiği | VLE: ve | TKRHVE: zorlamayın | FTYETKM: cariyelerinizi | AL: | ELBĞEÙ: fuhşa | ÎN: eğer | ÊRD̃N: istiyorlarsa | TḪṦNE: namuslu kalmayı | LTBTĞVE: elde etmek için | ARŽ: geçici menfaatini | ELḪYET: hayatının | ELD̃NYE: dünya | VMN: ve kim | YKRHHN: onları zorlarsa | FÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | MN: | BAD̃: sonra | ÎKREHHN: zorlanmalarından | ĞFVR: bağışlayıcı | RḪYM: esirgeyicidir | (24:33) | |
|VLGD̃: ve andolsun ki | ÊNZLNE: indirdik | ÎLYKM: size | ËYET: ayetler | MBYNET: açıklayıcı | VMS̃LE: ve bir temsil | MN: -den | ELZ̃YN: kimseler- | ḢLVE: gelip geçen | MN: | GBLKM: sizden önce | VMVAƵT: ve bir öğüt | LLMTGYN: muttakiler için | (24:34) | |
|ELLH: Allah | NVR: nurudur | ELSMEVET: göklerin | VELÊRŽ: ve yerin | MS̃L: benzer | NVRH: O'nun nuru | KMŞKET: bir kandile | FYHE: içinde bulunan | MṦBEḪ: lamba | ELMṦBEḪ: lamba | FY: içerisindedir | ZCECT: cam | ELZCECT: cam | KÊNHE: sanki (gibidir) | KVKB: bir yıldız | D̃RY: inciden | YVGD̃: yakılır | MN: -ndan | ŞCRT: bir ağacı(nın yağı)- | MBERKT: mübarek | ZYTVNT: zeytin | LE: ne | ŞRGYT: doğudan | VLE: ve ne de | ĞRBYT: batıdan | YKED̃: öyle ki neredeyse | ZYTHE: onun yağı | YŽYÙ: ışık verir | VLV: ve eğer | LM: | TMSSH: değmese (bile) | NER: ateş | NVR: nur | AL: üstüne | NVR: nur | YHD̃Y: hidayet eder | ELLH: Allah | LNVRH: nuruna | MN: kimseyi | YŞEÙ: dilediği | VYŽRB: misaller verir | ELLH: Allah | ELÊMS̃EL: benzetmelerle | LLNES: insanlara | VELLH: ve Allah | BKL: her | ŞYÙ: şeyi | ALYM: bilir | (24:35) | |
|FY: | BYVT: evlerdedir | ÊZ̃N: izin verdiği | ELLH: Allah'ın | ÊN: | TRFA: yükseltilmesine | VYZ̃KR: ve anılmasına | FYHE: içlerinde | ESMH: adının | YSBḪ: tesbih ederler | LH: O'nu | FYHE: onların içinde | BELĞD̃V: sabah | VEL ËṦEL: ve akşam | (24:36) | |
|RCEL: erkekler (ki) | LE: | TLHYHM: kendilerini alıkoymaz | TCERT: ticaret | VLE: ve ne de | BYA: alışveriş | AN: -tan | Z̃KR: anmak- | ELLH: Allah'ı | VÎGEM: ve -doğrulur | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe- | VÎYTEÙ: ve -verir | ELZKET: zekatı- | YḢEFVN: onlar korkarlar | YVME: günden | TTGLB: ters döneceği | FYH: onda | ELGLVB: yüreklerin | VELÊBṦER: ve gözlerin | (24:37) | |
|LYCZYHM: karşılığını vermesi için | ELLH: Allah | ÊḪSN: en güzel | ME: şeylerin | AMLVE: yaptıkları | VYZYD̃HM: ve daha fazlası için | MN: -ndan | FŽLH: lutfu- | VELLH: ve Allah | YRZG: rızıklandırır | MN: kimseyi | YŞEÙ: dilediği | BĞYR: -sız olarak | ḪSEB: hesap- | (24:38) | |
|VELZ̃YN: ve kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | ÊAMELHM: onların işleri | KSREB: serap gibidir | BGYAT: düz arazideki | YḪSBH: onu sanır | ELƵM ËN: susayan | MEÙ: su | ḪT: fakat | ÎZ̃E: ne zaman ki | CEÙH: yanına gelince | LM: | YCD̃H: bulamaz | ŞYÙE: hiçbir şey | VVCD̃: ve bulur | ELLH: Allah'ı | AND̃H: yanında | FVFEH: tam görür | ḪSEBH: onun hesabını | VELLH: ve Allah | SRYA: çabuk görendir | ELḪSEB: hesabı | (24:39) | |
|ÊV: yahut | KƵLMET: karanlıklar gibidir | FY: içindeki | BḪR: bir deniz | LCY: derin | YĞŞEH: ki üstünü örten | MVC: bir dalga | MN: -nden | FVGH: onun üstü- | MVC: bir dalga | MN: -nden | FVGH: onun üstü- | SḪEB: bir bulut | ƵLMET: karanlıklar | BAŽHE: onun biri | FVG: üstüne | BAŽ: diğerinin | ÎZ̃E: ne zaman ki | ÊḢRC: çıkarsa | YD̃H: elini | LM: | YKD̃: neredeyse | YREHE: onu dahi göremez | VMN: bir kimseye | LM: | YCAL: vermemişse | ELLH: Allah | LH: ona | NVRE: bir nur | FME: artık olmaz | LH: onun | MN: hiçbir | NVR: nuru | (24:40) | |
|ÊLM: | TR: görmedin mi? | ÊN: Kİ | ELLH: """O""" | YSBḪ: yüceltir | LH: onu | MN: -nden | FY: içi- | ELSMEVET: göklerdekiler | VELÊRŽ: ve yerdekiler | VELŦYR: ve -uçanlar | ṦEFET: saflaşarak- | KL: -idi/oldu | GD̃: elbette | ALM: bilmiş- | ṦLETH: desteklediğini | VTSBYḪH: ve yücelttiğini | VELLH: ve Allah | ALYM: bilmektedir | BME: -şeyleri | YFALVN: yaptıkları- | (24:41) | |
|VLLH: ve Allah'ındır | MLK: mülkü | ELSMEVET: göklerin | VELÊRŽ: ve yerin | VÎL: ve | ELLH: Allah'adır | ELMṦYR: dönüş | (24:42) | |
|ÊLM: | TR: görmedin mi? | ÊN: şüphesiz ki | ELLH: Allah | YZCY: sürer | SḪEBE: bulutları | S̃M: sonra | YÙLF: birleştirir | BYNH: onların arasını | S̃M: sonra | YCALH: onları yığar (sıkıştırır) | RKEME: birbiri üstüne | FTR: sonra görürsün | ELVD̃G: yağmurun | YḢRC: çıktığını | MN: -ndan | ḢLELH: arası- | VYNZL: ve indirir | MN: -ten | ELSMEÙ: gök- | MN: -dan | CBEL: dağlar- | FYHE: orada | MN: | BRD̃: bir dolu | FYṦYB: vurur | BH: onunla | MN: | YŞEÙ: dilediğini | VYṦRFH: ve onu öteye çevirir | AN: -nden | MN: | YŞEÙ: dilediği- | YKED̃: neredeyse | SNE: parıltısı | BRGH: şimşeğinin | YZ̃HB: alır | BELÊBṦER: gözleri | (24:43) | |
|YGLB: çevirir | ELLH: Allah | ELLYL: gece | VELNHER: ve gündüzü | ÎN: kuşkusuz | FY: vardır | Z̃LK: bunda | LABRT: bir ibret | LÊVLY: olanlar için | ELÊBṦER: gözleri | (24:44) | |
|VELLH: ve Allah | ḢLG: yarattı | KL: her | D̃EBT: canlıyı | MN: -dan | MEÙ: su- | FMNHM: onlardan | MN: kimi | YMŞY: yürür | AL: üzerinde (sürünerek) | BŦNH: karnı | VMNHM: ve onlardan | MN: kimi | YMŞY: yürür | AL: üstünde | RCLYN: iki ayak | VMNHM: ve onlardan | MN: kimi | YMŞY: yürür | AL: üstünde | ÊRBA: dört (ayak) | YḢLG: yaratır | ELLH: Allah | ME: ne | YŞEÙ: dilerse | ÎN: çünkü | ELLH: Allah | AL: zerine | KL: her | ŞYÙ: şey | GD̃YR: kadirdir | (24:45) | |
|LGD̃: andolsun | ÊNZLNE: biz indirdik | ËYET: ayetler | MBYNET: (gerçekleri) açıklayan | VELLH: ve Allah | YHD̃Y: iletir | MN: kimseyi | YŞEÙ: dilediği | ÎL: | ṦREŦ: yola | MSTGYM: doğru | (24:46) | |
|VYGVLVN: ve diyorlar | ËMNE: inandık | BELLH: Allah'a | VBELRSVL: ve Rasule | VÊŦANE: ve ita'at ettik | S̃M: sonra | YTVL: dönüyor | FRYG: bir grup | MNHM: onladan | MN: | BAD̃: ardından | Z̃LK: bunun | VME: ve değillerdir | ÊVLÙK: bunlar | BELMÙMNYN: inanmış | (24:47) | |
|VÎZ̃E: zaman | D̃AVE: çağırıldıkları | ÎL: | ELLH: Allah'a | VRSVLH: ve Rasulüne | LYḪKM: hükmetmesi için | BYNHM: aralarında | ÎZ̃E: hemen | FRYG: bir grup | MNHM: onlardan | MARŽVN: yüz çevirirler | (24:48) | |
|VÎN: ve eğer | YKN: olursa | LHM: kendi lehlerine | ELḪG: hüküm | YÊTVE: gelirler | ÎLYH: ona | MZ̃ANYN: ita'at ederek | (24:49) | |
|ÊFY: -mı var? | GLVBHM: kalblerinde | MRŽ: bir hastalık- | ÊM: yoksa | ERTEBVE: şühpe mi ettiler? | ÊM: yoksa | YḢEFVN: korkuyorlar mı? | ÊN: diye | YḪYF: haksızlık yapacak | ELLH: Allah'ın | ALYHM: kendilerine | VRSVLH: ve Elçisinin | BL: hayır | ÊVLÙK: işte | HM: onlar | ELƵELMVN: zalimlerdir | (24:50) | |
|ÎNME: ancak | KEN: | GVL: sözü | ELMÙMNYN: inananların | ÎZ̃E: zaman | D̃AVE: çağırıldıkları | ÎL: | ELLH: Allah'a | VRSVLH: ve Rasulüne | LYḪKM: hükmetmesi için | BYNHM: aralarında | ÊN: | YGVLVE: demeleridir | SMANE: işittik | VÊŦANE: ve ita'at ettik | VÊVLÙK: işte | HM: onlardır | ELMFLḪVN: kurtuluşa erenler | (24:51) | |
|VMN: ve kim(ler) | YŦA: ita'at ederse | ELLH: Allah'a | VRSVLH: ve Resulüne | VYḢŞ: ve korkarsa | ELLH: Allah'tan | VYTGH: ve sakınırsa | FÊVLÙK: işte | HM: onlardır | ELFEÙZVN: kazananlar | (24:52) | |
|VÊGSMVE: ve yemin ettiler | BELLH: Allah'a | CHD̃: var gücüyle | ÊYMENHM: yeminlerinin | LÙN: eğer | ÊMRTHM: onlara emredersen | LYḢRCN: (savaşa) çıkacaklarına | GL: de ki | LE: | TGSMVE: yemin etmeyin | ŦEAT: itaatiniz | MARVFT: malumdur | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | ḢBYR: haberdardır | BME: şeylerden | TAMLVN: yaptıklarınız | (24:53) | |
|GL: de ki | ÊŦYAVE: ita'at edin | ELLH: Allah'a | VÊŦYAVE: ve ita'at edin | ELRSVL: Rasule | FÎN: eğer | TVLVE: dönerseniz | FÎNME: artık ancak | ALYH: onun sorumluluğu | ME: şeydir | ḪML: kendisine yükletilen | VALYKM: ve sizin sorumluluğunuz | ME: şeydir | ḪMLTM: size yükletilen | VÎN: ve eğer | TŦYAVH: ona ita'at ederseniz | THTD̃VE: doğru yolu bulursunuz | VME: ve değildir | AL: düşen | ELRSVL: Rasule | ÎLE: başka bir şey | ELBLEĞ: duyurmaktan | ELMBYN: açık bir şekilde | (24:54) | |
|VAD̃: va'detmiştir | ELLH: Allah | ELZ̃YN: kimselere | ËMNVE: inanan(lara) | MNKM: sizden | VAMLVE: ve yapanlara | ELṦELḪET: iyi işler | LYSTḢLFNHM: onları hükümran kılacaktır | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | KME: gibi | ESTḢLF: hükümran kıldığı | ELZ̃YN: kimseleri | MN: | GBLHM: onlardan önceki | VLYMKNN: ve sağlamlaştıracaktır | LHM: kendilerine | D̃YNHM: dinlerini | ELZ̃Y: | ERTŽ: razı olduğu | LHM: kendileri için | VLYBD̃LNHM: ve onları erdirecektir | MN: | BAD̃: ardından | ḢVFHM: korkularının | ÊMNE: (tam) bir güvene | YABD̃VNNY: bana kulluk edecekler | LE: | YŞRKVN: ortak koşmayacaklar | BY: bana | ŞYÙE: hiçbir şeyi | VMN: ama kim(ler) | KFR: inkar ederse | BAD̃: sonra | Z̃LK: bundan | FÊVLÙK: işte | HM: onlar | ELFESGVN: yoldan çıkanlardır | (24:55) | |
|VÊGYMVE: ve -doğrulur | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe- | V ËTVE: ve -verir | ELZKET: zekatı- | VÊŦYAVE: ve -uyar | ELRSVL: Elçiye- | LALKM: iseniz | TRḪMVN: merhamet olunursunuz | (24:56) | |
|LE: | TḪSBN: sanma | ELZ̃YN: kimselerin | KFRVE: inkar eden(lerin) | MACZYN: (Allah'ı) aciz bırakacaklarını | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | VMÊVEHM: ve onların varacağı yer | ELNER: ateştir | VLBÙS: ve ne kötü | ELMṦYR: bir varış yeridir | (24:57) | |
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | LYSTÊZ̃NKM: izin istesinler | ELZ̃YN: kimseler | MLKT: altında bulunan (köle ve hizmetçi) | ÊYMENKM: ellerinizin | VELZ̃YN: ve olanlar | LM: | YBLĞVE: henüz ermemiş | ELḪLM: erginliğe | MNKM: sizden | S̃LES̃: üç | MRET: çağ | MN: | GBL: önce | ṦLET: desteğinden | ELFCR: fecir | VḪYN: ve zaman | TŽAVN: sıyırdığınız(Zai) | S̃YEBKM: kabuğunuzu/elbisenizi | MN: -den/dan | ELƵHYRT: açtık- | VMN: ve -den/dan | BAD̃: -sonra | ṦLET: SaLâtından/Desteğinden- | ELAŞEÙ: yatsı | S̃LES̃: -üçüncüsü | AVRET: avretin- | LKM: size/sizin için | LYS: yoktur | ALYKM: size | VLE: ve -yok | ALYHM: üzerlerine | CNEḪ: günah- | BAD̃HN: öncesinde | ŦVEFVN: -tavafı | ALYKM: üzerinize- | BAŽKM: bazılarınızın | AL: | BAŽ: bazılarınız | KZ̃LK: böyle | YBYN: açıklar | ELLH: Allah | LKM: size | EL ËYET: ayetleri | VELLH: Allah | ALYM: bilendir | ḪKYM: hüküm ve hikmet sahibidir | (24:58) | |
|VÎZ̃E: zaman | BLĞ: erdikleri | ELÊŦFEL: çocuklarınız | MNKM: sizin | ELḪLM: erginlik çağına | FLYSTÊZ̃NVE: izin istesinler | KME: gibi | ESTÊZ̃N: izin istedikleri | ELZ̃YN: kimselerin | MN: | GBLHM: kendilerinden önceki | KZ̃LK: işte böyle | YBYN: açıklıyor | ELLH: Allah | LKM: size | ËYETH: ayetlerini | VELLH: ve Allah | ALYM: bilendir | ḪKYM: hüküm ve hikmet sahibidir | (24:59) | |
|VELGVEAD̃: ve (ihtiyar) oturan | MN: -dan | ELNSEÙ: kadınlar- | ELLETY: ki | LE: | YRCVN: ümidi kalmamıştır | NKEḪE: evlenmeye | FLYS: yoktur | ALYHN: kendileri için | CNEḪ: bir günah | ÊN: | YŽAN: bırakmalarında | S̃YEBHN: dış örtülerini | ĞYR: | MTBRCET: göstermeden | BZYNT: süslerini | VÊN: ama | YSTAFFN: sakınmaları | ḢYR: daha hayırlıdır | LHN: kendileri için | VELLH: ve Allah | SMYA: işitendir | ALYM: bilendir | (24:60) | |
|LYS: yoktur | AL: üzerine | ELÊAM: kör | ḪRC: bir güçlük | VLE: ve yoktur | AL: üzerine | ELÊARC: topal | ḪRC: bir güçlük | VLE: ve yoktur | AL: üzerine | ELMRYŽ: hasta | ḪRC: güçlük | VLE: ve (bir güçlük) yoktur | AL: üzerinize | ÊNFSKM: sizin | ÊN: | TÊKLVE: yemenizde | MN: -den | BYVTKM: kendi evleriniz- | ÊV: yahut | BYVT: evlerinden | ËBEÙKM: babalarınızın | ÊV: yahut | BYVT: evlerinden | ÊMHETKM: annelerinizin | ÊV: yahut | BYVT: evlerinden | ÎḢVENKM: kardeşlerinizin | ÊV: yahut | BYVT: evlerinden | ÊḢVETKM: kızkardeşlerinizin | ÊV: yahut | BYVT: evlerinden | ÊAMEMKM: amcalarınızın | ÊV: yahut | BYVT: evlerinden | AMETKM: halalarınızın | ÊV: yahut | BYVT: evlerinden | ÊḢVELKM: dayılarınızın | ÊV: yahut | BYVT: evlerinden | ḢELETKM: teyzelerinizin | ÊV: yahut | ME: | MLKTM: sahip olduğunuzun | MFETḪH: anahtarlarına | ÊV: yahut | ṦD̃YGKM: arkadaşınızın | LYS: yoktur | ALYKM: üzerinize | CNEḪ: bir günah | ÊN: | TÊKLVE: yemenizde | CMYAE: toplu olarak | ÊV: yahut | ÊŞTETE: ayrı ayrı | FÎZ̃E: zaman | D̃ḢLTM: girdiğiniz | BYVTE: evlere | FSLMVE: selam verin | AL: | ÊNFSKM: kendinize | TḪYT: (bir yaşam) dileğiyle | MN: | AND̃: tarafından | ELLH: Allah | MBERKT: bereketli | ŦYBT: güzel | KZ̃LK: işte böyle | YBYN: açıklıyor | ELLH: Allah | LKM: size | EL ËYET: ayetleri | LALKM: umulur ki | TAGLVN: aklınızı kullanırsınız | (24:61) | |
|ÎNME: şüphesiz | ELMÙMNVN: mü'minler | ELZ̃YN: | ËMNVE: inanırlar | BELLH: Allah'a | VRSVLH: ve Elçisine | VÎZ̃E: ve ne zaman ki | KENVE: olurlar | MAH: onunla beraber | AL: için | ÊMR: bir iş | CEMA: toplumsal | LM: | YZ̃HBVE: gitmezler | ḪT: kadar | YSTÊZ̃NVH: ondan izin alıncaya | ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: | YSTÊZ̃NVNK: senden izin alanlar | ÊVLÙK: işte onlardır | ELZ̃YN: | YÙMNVN: inananlar | BELLH: Allah'a | VRSVLH: ve Elçisine | FÎZ̃E: zaman | ESTÊZ̃NVK: senden izin istedikleri | LBAŽ: bazı | ŞÊNHM: işleri için | FÊZ̃N: izin ver | LMN: kimseye | ŞÙT: dilediğin | MNHM: onlardan | VESTĞFR: ve mağfiret dile | LHM: onlar için | ELLH: Allah'tan | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | ĞFVR: çok bağışlayandır | RḪYM: çok esirgeyendir | (24:62) | |
|LE: | TCALVE: bir tutmayın | D̃AEÙ: davetini | ELRSVL: Rasulün | BYNKM: aranızda | KD̃AEÙ: daveti gibi | BAŽKM: herhangi birinizin | BAŽE: diğerini | GD̃: andolsun | YALM: bilir | ELLH: Allah | ELZ̃YN: | YTSLLVN: sıvışıp gidenleri | MNKM: içinizden | LVEZ̃E: birbirinin arkasına gizlenerek | FLYḪZ̃R: o halde sakınsınlar | ELZ̃YN: kimseler | YḢELFVN: aykırı davranan(lar) | AN: | ÊMRH: onun emrine | ÊN: | TṦYBHM: kendilerine uğramasından | FTNT: bir belanın | ÊV: yahut | YṦYBHM: onlara çarpmasından | AZ̃EB: bir azabın | ÊLYM: acıklı | (24:63) | |
|ÊLE: iyi bilinki | ÎN: şüphesiz | LLH: Allah'ındır | ME: olanlar | FY: | ELSMEVET: göklerde | VELÊRŽ: ve yerde | GD̃: andolsun | YALM: bilir | ME: ne iş | ÊNTM: sizin | ALYH: üzerinde olduğunuzu | VYVM: ve gün | YRCAVN: döndürül(üp götürül)dükleri | ÎLYH: O'na | FYNBÙHM: onlara haber verir | BME: ne | AMLVE: yaptıklarını | VELLH: Allah | BKL: her | ŞYÙ: şeyi | ALYM: bilendir | (24:64) | |