» 18 / Kehf  20:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

 » 18 / Kehf  Suresi: 20
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّهُمْ (ÎNHM) = innehum : çünkü onlar
2. إِنْ (ÎN) = in : eğer
3. يَظْهَرُوا (YƵHRVE) = yeZherū : ellerine geçirirlerse
4. عَلَيْكُمْ (ALYKM) = ǎleykum : sizi
5. يَرْجُمُوكُمْ (YRCMVKM) = yercumūkum : taşlayarak öldürürler
6. أَوْ (ÊV) = ev : yahut
7. يُعِيدُوكُمْ (YAYD̃VKM) = yuǐydūkum : döndürürler
8. فِي (FY) = fī :
9. مِلَّتِهِمْ (MLTHM) = milletihim : kendi dinlerine
10. وَلَنْ (VLN) = velen : ve asla
11. تُفْلِحُوا (TFLḪVE) = tufliHū : iflah olamazsınız
12. إِذًا (ÎZ̃E) = iƶen : o takdirde
13. أَبَدًا (ÊBD̃E) = ebeden : asla
çünkü onlar | eğer | ellerine geçirirlerse | sizi | taşlayarak öldürürler | yahut | döndürürler | | kendi dinlerine | ve asla | iflah olamazsınız | o takdirde | asla |

[] [] [ƵHR] [] [RCM] [] [AVD̃] [] [MLL] [] [FLḪ] [] [EBD̃]
ÎNHM ÎN YƵHRVE ALYKM YRCMVKM ÊV YAYD̃VKM FY MLTHM VLN TFLḪVE ÎZ̃E ÊBD̃E

innehum in yeZherū ǎleykum yercumūkum ev yuǐydūkum milletihim velen tufliHū iƶen ebeden
إنهم إن يظهروا عليكم يرجموكم أو يعيدوكم في ملتهم ولن تفلحوا إذا أبدا

 » 18 / Kehf  Suresi: 20
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنهم | ÎNHM innehum çünkü onlar """Indeed, [they]"
إن | ÎN in eğer if
يظهروا ظ ه ر | ƵHR YƵHRVE yeZherū ellerine geçirirlerse they come to know
عليكم | ALYKM ǎleykum sizi about you,
يرجموكم ر ج م | RCM YRCMVKM yercumūkum taşlayarak öldürürler they will stone you
أو | ÊV ev yahut or
يعيدوكم ع و د | AVD̃ YAYD̃VKM yuǐydūkum döndürürler return you
في | FY to
ملتهم م ل ل | MLL MLTHM milletihim kendi dinlerine their religion.
ولن | VLN velen ve asla And never
تفلحوا ف ل ح | FLḪ TFLḪVE tufliHū iflah olamazsınız will you succeed
إذا | ÎZ̃E iƶen o takdirde then -
أبدا ا ب د | EBD̃ ÊBD̃E ebeden asla "ever."""

18:20 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

çünkü onlar | eğer | ellerine geçirirlerse | sizi | taşlayarak öldürürler | yahut | döndürürler | | kendi dinlerine | ve asla | iflah olamazsınız | o takdirde | asla |

[] [] [ƵHR] [] [RCM] [] [AVD̃] [] [MLL] [] [FLḪ] [] [EBD̃]
ÎNHM ÎN YƵHRVE ALYKM YRCMVKM ÊV YAYD̃VKM FY MLTHM VLN TFLḪVE ÎZ̃E ÊBD̃E

innehum in yeZherū ǎleykum yercumūkum ev yuǐydūkum milletihim velen tufliHū iƶen ebeden
إنهم إن يظهروا عليكم يرجموكم أو يعيدوكم في ملتهم ولن تفلحوا إذا أبدا

[] [] [ظ ه ر] [] [ر ج م] [] [ع و د] [] [م ل ل] [] [ف ل ح] [] [ا ب د]

 » 18 / Kehf  Suresi: 20
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنهم | ÎNHM innehum çünkü onlar """Indeed, [they]"
,Nun,He,Mim,
,50,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
إن | ÎN in eğer if
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
يظهروا ظ ه ر | ƵHR YƵHRVE yeZherū ellerine geçirirlerse they come to know
Ye,Zı,He,Re,Vav,Elif,
10,900,5,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليكم | ALYKM ǎleykum sizi about you,
Ayn,Lam,Ye,Kef,Mim,
70,30,10,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
يرجموكم ر ج م | RCM YRCMVKM yercumūkum taşlayarak öldürürler they will stone you
Ye,Re,Cim,Mim,Vav,Kef,Mim,
10,200,3,40,6,20,40,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أو | ÊV ev yahut or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
يعيدوكم ع و د | AVD̃ YAYD̃VKM yuǐydūkum döndürürler return you
Ye,Ayn,Ye,Dal,Vav,Kef,Mim,
10,70,10,4,6,20,40,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY to
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
ملتهم م ل ل | MLL MLTHM milletihim kendi dinlerine their religion.
Mim,Lam,Te,He,Mim,
40,30,400,5,40,
N – genitive feminine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولن | VLN velen ve asla And never
Vav,Lam,Nun,
6,30,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
تفلحوا ف ل ح | FLḪ TFLḪVE tufliHū iflah olamazsınız will you succeed
Te,Fe,Lam,Ha,Vav,Elif,
400,80,30,8,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إذا | ÎZ̃E iƶen o takdirde then -
,Zel,Elif,
,700,1,
ANS – answer particle
حرف جواب
أبدا ا ب د | EBD̃ ÊBD̃E ebeden asla "ever."""
,Be,Dal,Elif,
,2,4,1,
T – accusative masculine indefinite time adverb
ظرف زمان منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّهُمْ: çünkü onlar | إِنْ: eğer | يَظْهَرُوا: ellerine geçirirlerse | عَلَيْكُمْ: sizi | يَرْجُمُوكُمْ: taşlayarak öldürürler | أَوْ: yahut | يُعِيدُوكُمْ: döndürürler | فِي: | مِلَّتِهِمْ: kendi dinlerine | وَلَنْ: ve asla | تُفْلِحُوا: iflah olamazsınız | إِذًا: o takdirde | أَبَدًا: asla |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنهم ÎNHM çünkü onlar | إن ÎN eğer | يظهروا YƵHRWE ellerine geçirirlerse | عليكم ALYKM sizi | يرجموكم YRCMWKM taşlayarak öldürürler | أو ÊW yahut | يعيدوكم YAYD̃WKM döndürürler | في FY | ملتهم MLTHM kendi dinlerine | ولن WLN ve asla | تفلحوا TFLḪWE iflah olamazsınız | إذا ÎZ̃E o takdirde | أبدا ÊBD̃E asla |
Kırık Meal (Okunuş) : |innehum: çünkü onlar | in: eğer | yeZherū: ellerine geçirirlerse | ǎleykum: sizi | yercumūkum: taşlayarak öldürürler | ev: yahut | yuǐydūkum: döndürürler | : | milletihim: kendi dinlerine | velen: ve asla | tufliHū: iflah olamazsınız | iƶen: o takdirde | ebeden: asla |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNHM: çünkü onlar | ÎN: eğer | YƵHRVE: ellerine geçirirlerse | ALYKM: sizi | YRCMVKM: taşlayarak öldürürler | ÊV: yahut | YAYD̃VKM: döndürürler | FY: | MLTHM: kendi dinlerine | VLN: ve asla | TFLḪVE: iflah olamazsınız | ÎZ̃E: o takdirde | ÊBD̃E: asla |
Abdulbaki Gölpınarlı : Çünkü anlarlar, duyarlarsa ya taşlarlar sizi, yahut da dinlerine döndürürler ve artık kesin olarak kurtulamazsınız onlardan.
Adem Uğur : Çünkü onlar eğer size muttali olurlarsa, ya sizi taşlayarak öldürürler veya kendi dinlerine çevirirler ki, o zaman ebediyyen iflah olmazsınız.
Ahmed Hulusi : Zira durumunuza vâkıf olurlarsa, (ya) sizi taşlayarak öldürürler ya da kendi inançlarına döndürürler. . . O zaman sonsuza dek kurtuluş imkânı bulamazsınız!
Ahmet Tekin : 'Onlar sizi, tanıyıp yakalarlarsa, ya sizi taşlayarak öldürürler veya kendi dinlerine döndürürler, hayat tarzlarını benimsetirler. O zaman bir daha ebediyyen iflâh olmazsınız, ebedî nimetlerle mutluluğa eremezsiniz.' dedi.
Ahmet Varol : Çünkü onlar sizi ele geçirirlerse taşa tutarlar veya kendi dinlerine döndürürler. O takdirde asla kurtuluşa eremezsiniz.'
Ali Bulaç : "Çünkü onlar üzerinize çıkıp gelirlerse, sizi taşa tutarlar veya dinlerine geri çevirirler; bu durumda ebedi olarak kurtuluş bulamazsınız."
Ali Fikri Yavuz : Çünkü şehir halkı, sizi, ellerine geçirirlerse, muhakkak sizi taşla öldürürler, yahud zorla dinlerine döndürürler. Bu takdirde ebediyyen kurtulamazsınız...
Bekir Sadak : «ira onlarin sizden haberi olacak olursa, ya taslayarak oldururler veya dinlerine dondururler ve bu takdirde asla kurutulamazsiniz.
Celal Yıldırım : Çünkü onlar elbette üzerinize çıkıp gelirlerse, ya sizi taşlayarak öldürürler, ya da kendi dinlerine döndürüler ve o takdirde ebediyen kurtuluş bulamazsınız.
Diyanet İşleri : “Çünkü onlar sizi ele geçirirlerse ya taşlayarak öldürürler, yahut kendi dinlerine döndürürler. O zaman da bir daha asla kurtuluşa eremezsiniz.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Zira onların sizden haberi olacak olursa, ya taşlayarak öldürürler veya dinlerine döndürürler ve bu takdirde asla kurtulamazsınız.'
Diyanet Vakfi : «Çünkü onlar eğer size muttali olurlarsa, ya sizi taşlayarak öldürürler veya kendi dinlerine çevirirler ki, o zaman ebediyyen iflah olmazsınız.»
Edip Yüksel : 'Onlar sizi farkederlerse sizi taşlarlar veya sizi zorla kendi dinlerine döndürürler ki bu durumda asla başarıya ulaşamazsınız.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Çünkü şehir halkı, sizi ellerine geçirirlerse muhakkak sizi taşlayarak öldürürler veya kendi dinlerine çevirirler ki, o zaman siz dünyada da ahirette de asla kurtuluşa eremezsiniz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Çünkü sizi ellerine geçirirlerse muhakkak öldürürler, yahut kendi dinlerine döndürürler. O zaman asla kurtuluşa eremezsiniz.»
Elmalılı Hamdi Yazır : Çünkü ellerine geçirirlerse sizi muhakkak recmederler yâhud milletlerine döndürürler ve bu takdirde ebedâ felâh bulamazsınız
Fizilal-il Kuran : Çünkü eğer hemşehrileriniz sizi ele geçirirlerse ya taşa tutarak öldürürler ya da kendi dinlerine döndürürler ki, o taktirde bir daha iflah olmazsınız.»
Gültekin Onan : "Çünkü onlar üzerinize çıkıp gelirlerse, sizi taşa tutarlar veya dinlerine geri çevirirler; bu durumda ebediyen kurtuluş bulamazsınız."
Hakkı Yılmaz : (19,20) Ve böylece kendi aralarında soruşturma yapsınlar diye yazıt ashâbını gönderdik. Onlardan bir sözcü: “Ne kadar durup kaldınız?” dedi. Diğerleri: “Bir gün ya da günün bir parçası kadar kaldık” dediler. Yazıt ashâbından diğerleri: “Ne kadar durduğunuzu, Rabbiniz daha iyi bilir. Şimdi siz birinizi, bu gümüş paranızla şehre gönderin de baksın, hangi yiyecek daha temiz ise, ondan size yiyecek getirsin. Ve çok nazik davransın ve sizi kimseye sezdirmesin. Şüphesiz şehir halkı, sizin üzerinize galip gelirlerse sizi taşlayarak öldürürler veya sizi kendi dinlerine/yaşam tarzlarına döndürürler. O zaman da siz, sonsuz olarak asla kurtuluşa eremezsiniz.”
Hasan Basri Çantay : «Çünkü onlar size galebe ederlerse sîzi ya taşla öldürürler, yahud sizi (zorla) kendi dînlerine döndürürler. Bu takdîrde ise ebedî felah bulmazsınız».
Hayrat Neşriyat : 'Çünki onlar, sizden haberdâr olursa, sizi taşla(yarak öldürü)rler veya sizi dinlerine döndürürler; bu takdirde ebediyen kurtuluşa eremezsiniz!'
İbni Kesir : Çünkü sizden haberleri olacak olursa; sizi, ya taşla öldürürler veya dinlerine döndürürler. Bu takdirde ise asla kurtulamazsınız.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki onlar, eğer size karşı gâlip gelirlerse, sizi taşlarlar veya sizi kendi dînlerine döndürürler. O zaman asla ebediyyen kurtuluşa eremezsiniz.
Muhammed Esed : çünkü, bakın, sizin varlığınızı öğrenirlerse ya sizi taşlayarak öldürürler ya da zor altında sizi kendi dinlerine döndürürler ki, bu durumda, bir daha asla kurtulamazsınız!"
Ömer Nasuhi Bilmen : «Şüphe yok ki, onlar eğer size galebe ederlerse sizi ya taşlayarak öldürürler, veya sizi kendi milletlerine (dinlerine) döndürürler ve o takdirde artık ebedîyyen felâh bulamazsınız.»
Ömer Öngüt : “Çünkü onlar, eğer farkına varırlarsa sizi taşla öldürürler veya kendi dinlerine döndürürler. Böyle bir durumda aslâ kurtuluşa eremezsiniz. ”
Şaban Piriş : Eğer onların sizden haberi olacak olursa, taşa tutarlar veya sizi dinlerine döndürürler. O zaman asla kurtuluşa eremezsiniz.
Suat Yıldırım : (19-20) İşte, onları nasıl uyuttuysak öylece de uyandırdık. Derken aralarında konuşmaya başladılar. Birisi: "Ne kadar uykuda kaldınız?" diye sorunca bazıları: "Bir gün, belki bir günden de az!" diye cevap verdiler. Diğerleri de: "Uykuda ne kadar kaldığınızı tam tamına ancak Rabbiniz bilir." dediler. "Siz onu bırakın da, açlığımızı gidermeye bakalım. Şu akçeyi verip içinizden birini şehre gönderin de baksın hangi yiyecek daha hoş ve helâl ise ondan size azık tedarik etsin." "Bir de gayet nazik ve tedbirli davransın, varlığınızı ve bulunduğunuz yeri sakın hiç kimseye hissettirmesin." "Çünkü onlar sizi ellerine geçirirlerse ya taşa tutar, ya da kendi dinlerine döndürürler, bu takdirde de ebediyyen felah bulamazsınız."
Süleyman Ateş : "Çünkü onlar sizi ellerine geçirirlerse taşlayarak öldürürler, yahut kendi dinlerine döndürürler ki, o takdirde asla iflâh olamazsınız."
Tefhim-ul Kuran : «Çünkü onlar üzerinize çıkıp gelirlerse, sizi taşa tutarlar veya dinlerine geri çevirirler; bu durumda ebedi olarak kurtuluş bulamazsınız.»
Ümit Şimşek : 'Eğer bizi ele geçirirlerse taşlarlar; yahut kendi dinlerine çevirirler ki, o takdirde ebediyen iflâh olmayız.'
Yaşar Nuri Öztürk : "Çünkü onlar sizi ellerine geçirirlerse ya taşlayarak öldürürler yahut da sizi kendilerinin milletine döndürürler. O takdirde bir daha asla kurtulamazsınız."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}