» 18 / Kehf  66:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

 » 18 / Kehf  Suresi: 66
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi ki
2. لَهُ (LH) = lehu : ona
3. مُوسَىٰ (MVS) = mūsā : Musa
4. هَلْ (HL) = hel :
5. أَتَّبِعُكَ (ÊTBAK) = ettebiǔke : sana tabi olabilir miyim?
6. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzere
7. أَنْ (ÊN) = en :
8. تُعَلِّمَنِ (TALMN) = tuǎllimeni : bana da öğretmen için
9. مِمَّا (MME) = mimmā : şeyden
10. عُلِّمْتَ (ALMT) = ǔllimte : sana öğretilen
11. رُشْدًا (RŞD̃E) = ruşden : bir bilgi
dedi ki | ona | Musa | | sana tabi olabilir miyim? | üzere | | bana da öğretmen için | şeyden | sana öğretilen | bir bilgi |

[GVL] [] [] [] [TBA] [] [] [ALM] [] [ALM] [RŞD̃]
GEL LH MVS HL ÊTBAK AL ÊN TALMN MME ALMT RŞD̃E

ḳāle lehu mūsā hel ettebiǔke ǎlā en tuǎllimeni mimmā ǔllimte ruşden
قال له موسى هل أتبعك على أن تعلمن مما علمت رشدا

 » 18 / Kehf  Suresi: 66
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi ki Said
له | LH lehu ona to him
موسى | MVS mūsā Musa Musa,
هل | HL hel """May,"
أتبعك ت ب ع | TBA ÊTBAK ettebiǔke sana tabi olabilir miyim? I follow you
على | AL ǎlā üzere on
أن | ÊN en that
تعلمن ع ل م | ALM TALMN tuǎllimeni bana da öğretmen için you teach me
مما | MME mimmā şeyden of what
علمت ع ل م | ALM ALMT ǔllimte sana öğretilen you have been taught
رشدا ر ش د | RŞD̃ RŞD̃E ruşden bir bilgi "(of) right guidance?"""

18:66 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dedi ki | ona | Musa | | sana tabi olabilir miyim? | üzere | | bana da öğretmen için | şeyden | sana öğretilen | bir bilgi |

[GVL] [] [] [] [TBA] [] [] [ALM] [] [ALM] [RŞD̃]
GEL LH MVS HL ÊTBAK AL ÊN TALMN MME ALMT RŞD̃E

ḳāle lehu mūsā hel ettebiǔke ǎlā en tuǎllimeni mimmā ǔllimte ruşden
قال له موسى هل أتبعك على أن تعلمن مما علمت رشدا

[ق و ل] [] [] [] [ت ب ع] [] [] [ع ل م] [] [ع ل م] [ر ش د]

 » 18 / Kehf  Suresi: 66
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi ki Said
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
له | LH lehu ona to him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
موسى | MVS mūsā Musa Musa,
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"PN – nominative masculine proper noun → Musa"
اسم علم مرفوع
هل | HL hel """May,"
He,Lam,
5,30,
INTG – interrogative particle
حرف استفهام
أتبعك ت ب ع | TBA ÊTBAK ettebiǔke sana tabi olabilir miyim? I follow you
,Te,Be,Ayn,Kef,
,400,2,70,20,
V – 1st person singular (form VIII) imperfect verb
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
على | AL ǎlā üzere on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
تعلمن ع ل م | ALM TALMN tuǎllimeni bana da öğretmen için you teach me
Te,Ayn,Lam,Mim,Nun,
400,70,30,40,50,
V – 2nd person masculine singular (form II) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 1st person singular object pronoun
فعل مضارع منصوب والياء المحذوفة ضمير متصل في محل نصب مفعول به
مما | MME mimmā şeyden of what
Mim,Mim,Elif,
40,40,1,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
علمت ع ل م | ALM ALMT ǔllimte sana öğretilen you have been taught
Ayn,Lam,Mim,Te,
70,30,40,400,
V – 2nd person masculine singular (form II) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والتاء ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
رشدا ر ش د | RŞD̃ RŞD̃E ruşden bir bilgi "(of) right guidance?"""
Re,Şın,Dal,Elif,
200,300,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالَ: dedi ki | لَهُ: ona | مُوسَىٰ: Musa | هَلْ: | أَتَّبِعُكَ: sana tabi olabilir miyim? | عَلَىٰ: üzere | أَنْ: | تُعَلِّمَنِ: bana da öğretmen için | مِمَّا: şeyden | عُلِّمْتَ: sana öğretilen | رُشْدًا: bir bilgi |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قال GEL dedi ki | له LH ona | موسى MWS Musa | هل HL | أتبعك ÊTBAK sana tabi olabilir miyim? | على AL üzere | أن ÊN | تعلمن TALMN bana da öğretmen için | مما MME şeyden | علمت ALMT sana öğretilen | رشدا RŞD̃E bir bilgi |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳāle: dedi ki | lehu: ona | mūsā: Musa | hel: | ettebiǔke: sana tabi olabilir miyim? | ǎlā: üzere | en: | tuǎllimeni: bana da öğretmen için | mimmā: şeyden | ǔllimte: sana öğretilen | ruşden: bir bilgi |
Kırık Meal (Transcript) : |GEL: dedi ki | LH: ona | MVS: Musa | HL: | ÊTBAK: sana tabi olabilir miyim? | AL: üzere | ÊN: | TALMN: bana da öğretmen için | MME: şeyden | ALMT: sana öğretilen | RŞD̃E: bir bilgi |
Abdulbaki Gölpınarlı : Mûsâ, ona, sana öğretilen gerçek bilgiden bana da öğretmen şartıyla sana uyayım mı dedi.
Adem Uğur : Musa ona: Sana öğretilenden, bana, doğruyu bulmama yardım edecek bir bilgi öğretmen için sana tâbi olayım mı? dedi.
Ahmed Hulusi : Musa Ona dedi: "Sende açığa çıkarılan ilimden bana öğretmen için, sana tâbi olmak isterim!"
Ahmet Tekin : Mûsâ ona: 'Doğruyu bulmam için sana öğretilen ilimden, bana da öğretmen şartıyla sana yoldaş olabilir miyim?' dedi.
Ahmet Varol : Musa ona dedi ki: 'Doğruya iletici (bilgi) olarak sana öğretilenlerden bana da öğretmen için sana uyabilir miyim?'
Ali Bulaç : Musa ona dedi ki: "Doğru yol (rüşd) olarak sana öğretilenden bana öğretmen için sana tabi olabilir miyim?"
Ali Fikri Yavuz : Mûsâ, Hızır’a: “Sana öğretilen ilimden bana öğretmek şartı ile sana uyayım mı?” dedi.
Bekir Sadak : Musa ona: «Sana ogretileni bana hayra goturen bir bilgi olarak ogretmen icin pesinden gelebilir miyim?» dedi.
Celal Yıldırım : Musa ona dedi ki: «Öğretildiğin ilimden bana, doğruya iyiye ileten hususları öğretmen için sana uyayım mı ?»
Diyanet İşleri : Mûsâ ona, “Sana öğretilen bilgilerden bana, doğruya iletici bir bilgi öğretmen için sana tabi olayım mı?” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : Musa ona: 'Sana öğretileni bana hayra götüren bir bilgi olarak öğretmen için peşinden gelebilir miyim?' dedi.
Diyanet Vakfi : Musa ona: Sana öğretilenden, bana, doğruyu bulmama yardım edecek bir bilgi öğretmen için sana tâbi olayım mı? dedi.
Edip Yüksel : Musa ona, 'Sana öğretilenden, aydınlatıcı prensipleri bana öğretmen için seni izleyebilir miyim,' deyince,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Musa ona: «Allah'ın sana öğrettiği ilim ve hikmetten bana da öğretmen için sana tabi olabilir miyim?» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Musa ona: «Sana öğretilen ilimden bana da öğretmen şartıyla sana tabi olabilir miyim» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Musâ, ona öğretildiğin ılimden bana bir rüşd öğretmen şartiyle sana ittiba edebilirmiyim? dedi
Fizilal-il Kuran : Musa, ona «Sana öğretilen bilginin birazını bana öğreterek olgunlaşmamı sağlaman amacı ile peşinden gelebilir miyim?» dedi.
Gültekin Onan : Musa ona dedi ki: "Doğru yol (rüşd) olarak sana öğretilenden bana öğretmen için sana tabi olabilir miyim?"
Hakkı Yılmaz : Mûsâ ona: “Doğru yol konusundaki sana öğretilenden bana da öğretmen için sana tâbi olabilir miyim?” dedi.
Hasan Basri Çantay : Musa ona: «Sana, doğru yol olarak öğretilen ilimden bana da öğretmen için sana tâbi' olayım mı?» dedi.
Hayrat Neşriyat : Mûsâ ona: 'Sana öğretilenden, hayra götüren bir ilmi (Ledün ilmini) bana öğretmen üzere sana tâbi' olabilir miyim?' dedi.
İbni Kesir : Musa ona: Sana öğretilen ilimden bana öğretmen için, peşinden geleyim mi? dedi.
İskender Evrenosoğlu : Musa (A.S) ona şöyle dedi: “Rüşde ulaşmak üzere, sana öğretilen (ilmi ledun) den bana öğretmen için, sana tâbî olabilir miyim?”
Muhammed Esed : Musa ona: "Neyin doğru olduğu konusunda sana verilen bilgiden bana da öğretmen için senin peşinden gelebilir miyim?" dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ona Mûsa dedi ki: «Öğretilmiş olduğundan bana bir vesile-i irşat öğretivermekliğin üzere sana tâbi olabilir miyim?»
Ömer Öngüt : Musa ona: “Sana doğru yol olarak öğretilen ilimden bana da tâlim etmen için sana tâbi olayım mı?” dedi.
Şaban Piriş : Musa o kula: -Sana öğretilen ilimden bana öğretmen için senin peşinden gelebilir miyim? dedi.
Suat Yıldırım : "Üstadım" dedi Mûsâ, "Sana öğretilen bu ilimden bana da bir şeyler öğretmen için sana tâbi olabilir miyim?"
Süleyman Ateş : Mûsâ ona: "Sana öğretilenden, bana da bir bilgi öğretmen için sana tâbi olabilir miyim?" dedi.
Tefhim-ul Kuran : Musa ona dedi ki: «Doğru yol (rüşd) olarak sana öğretilenden bana öğretmen için sana tabi olabilir miyim?»
Ümit Şimşek : Musa ona, 'Sana öğretilen bu hayırlı ilimden bana da öğretmen için sana uyabilir miyim?' diye sordu.
Yaşar Nuri Öztürk : Mûsa ona dedi ki: "Sana öğretilenden bana da bir olgunluk/bir bilgi öğretmen şartıyla sana tâbi olayım mı?"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}