» 18 / Kehf  88:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

 » 18 / Kehf  Suresi: 88
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَمَّا (VÊME) = veemmā : ise
2. مَنْ (MN) = men : kimseye
3. امَنَ ( ËMN) = āmene : inanan
4. وَعَمِلَ (VAML) = ve ǎmile : ve yapan
5. صَالِحًا (ṦELḪE) = SāliHen : iyi işler
6. فَلَهُ (FLH) = fe lehu : Zira onlar/onlarsa
7. جَزَاءً (CZEÙ) = cezā'en : mükafat
8. الْحُسْنَىٰ (ELḪSN) = l-Husnā : en güzel
9. وَسَنَقُولُ (VSNGVL) = ve seneḳūlu : ve söyleyeceğiz
10. لَهُ (LH) = lehu : ona
11. مِنْ (MN) = min : -dan
12. أَمْرِنَا (ÊMRNE) = emrinā : buyruğumuz-
13. يُسْرًا (YSRE) = yusran : kolay olanı
ise | kimseye | inanan | ve yapan | iyi işler | Zira onlar/onlarsa | mükafat | en güzel | ve söyleyeceğiz | ona | -dan | buyruğumuz- | kolay olanı |

[] [] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [LH] [CZY] [ḪSN] [GVL] [] [] [EMR] [YSR]
VÊME MN ËMN VAML ṦELḪE FLH CZEÙ ELḪSN VSNGVL LH MN ÊMRNE YSRE

veemmā men āmene ve ǎmile SāliHen fe lehu cezā'en l-Husnā ve seneḳūlu lehu min emrinā yusran
وأما من آمن وعمل صالحا فله جزاء الحسنى وسنقول له من أمرنا يسرا

 » 18 / Kehf  Suresi: 88
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأما | VÊME veemmā ise But as for
من | MN men kimseye (one) who
آمن ا م ن | EMN ËMN āmene inanan believes
وعمل ع م ل | AML VAML ve ǎmile ve yapan and does
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen iyi işler righteous (deeds),
فله ل ه | LH FLH fe lehu Zira onlar/onlarsa then for him
جزاء ج ز ي | CZY CZEÙ cezā'en mükafat (is) a reward
الحسنى ح س ن | ḪSN ELḪSN l-Husnā en güzel good.
وسنقول ق و ل | GVL VSNGVL ve seneḳūlu ve söyleyeceğiz And we will speak
له | LH lehu ona to him
من | MN min -dan from
أمرنا ا م ر | EMR ÊMRNE emrinā buyruğumuz- our command
يسرا ي س ر | YSR YSRE yusran kolay olanı "(with) ease."""

18:88 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ise | kimseye | inanan | ve yapan | iyi işler | Zira onlar/onlarsa | mükafat | en güzel | ve söyleyeceğiz | ona | -dan | buyruğumuz- | kolay olanı |

[] [] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [LH] [CZY] [ḪSN] [GVL] [] [] [EMR] [YSR]
VÊME MN ËMN VAML ṦELḪE FLH CZEÙ ELḪSN VSNGVL LH MN ÊMRNE YSRE

veemmā men āmene ve ǎmile SāliHen fe lehu cezā'en l-Husnā ve seneḳūlu lehu min emrinā yusran
وأما من آمن وعمل صالحا فله جزاء الحسنى وسنقول له من أمرنا يسرا

[] [] [ا م ن] [ع م ل] [ص ل ح] [ل ه] [ج ز ي] [ح س ن] [ق و ل] [] [] [ا م ر] [ي س ر]

 » 18 / Kehf  Suresi: 88
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأما | VÊME veemmā ise But as for
Vav,,Mim,Elif,
6,,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EXL – explanation particle
الواو عاطفة
حرف تفصيل
من | MN men kimseye (one) who
Mim,Nun,
40,50,
COND – conditional noun
اسم شرط
آمن ا م ن | EMN ËMN āmene inanan believes
,Mim,Nun,
,40,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
فعل ماض
وعمل ع م ل | AML VAML ve ǎmile ve yapan and does
Vav,Ayn,Mim,Lam,
6,70,40,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen iyi işler righteous (deeds),
Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,
90,1,30,8,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
فله ل ه | LH FLH fe lehu Zira onlar/onlarsa then for him
Fe,Lam,He,
80,30,5,
REM – prefixed resumption particle
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
الفاء استئنافية
جار ومجرور
جزاء ج ز ي | CZY CZEÙ cezā'en mükafat (is) a reward
Cim,Ze,Elif,,
3,7,1,,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
الحسنى ح س ن | ḪSN ELḪSN l-Husnā en güzel good.
Elif,Lam,Ha,Sin,Nun,,
1,30,8,60,50,,
ADJ – nominative feminine singular adjective
صفة مرفوعة
وسنقول ق و ل | GVL VSNGVL ve seneḳūlu ve söyleyeceğiz And we will speak
Vav,Sin,Nun,Gaf,Vav,Lam,
6,60,50,100,6,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
FUT – prefixed future particle sa
V – 1st person plural imperfect verb
الواو عاطفة
حرف استقبال
فعل مضارع
له | LH lehu ona to him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
من | MN min -dan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
أمرنا ا م ر | EMR ÊMRNE emrinā buyruğumuz- our command
,Mim,Re,Nun,Elif,
,40,200,50,1,
N – genitive masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يسرا ي س ر | YSR YSRE yusran kolay olanı "(with) ease."""
Ye,Sin,Re,Elif,
10,60,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَمَّا: ise | مَنْ: kimseye | امَنَ: inanan | وَعَمِلَ: ve yapan | صَالِحًا: iyi işler | فَلَهُ: Zira onlar/onlarsa | جَزَاءً: mükafat | الْحُسْنَىٰ: en güzel | وَسَنَقُولُ: ve söyleyeceğiz | لَهُ: ona | مِنْ: -dan | أَمْرِنَا: buyruğumuz- | يُسْرًا: kolay olanı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأما WÊME ise | من MN kimseye | آمن ËMN inanan | وعمل WAML ve yapan | صالحا ṦELḪE iyi işler | فله FLH Zira onlar/onlarsa | جزاء CZEÙ mükafat | الحسنى ELḪSN en güzel | وسنقول WSNGWL ve söyleyeceğiz | له LH ona | من MN -dan | أمرنا ÊMRNE buyruğumuz- | يسرا YSRE kolay olanı |
Kırık Meal (Okunuş) : |veemmā: ise | men: kimseye | āmene: inanan | ve ǎmile: ve yapan | SāliHen: iyi işler | fe lehu: Zira onlar/onlarsa | cezā'en: mükafat | l-Husnā: en güzel | ve seneḳūlu: ve söyleyeceğiz | lehu: ona | min: -dan | emrinā: buyruğumuz- | yusran: kolay olanı |
Kırık Meal (Transcript) : |VÊME: ise | MN: kimseye | ËMN: inanan | VAML: ve yapan | ṦELḪE: iyi işler | FLH: Zira onlar/onlarsa | CZEÙ: mükafat | ELḪSN: en güzel | VSNGVL: ve söyleyeceğiz | LH: ona | MN: -dan | ÊMRNE: buyruğumuz- | YSRE: kolay olanı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat inanan ve iyi iş işleyene güzel bir karşılık var ve biz ona emirlerimizden kolay olanını emredecek, o çeşit emirler vereceğiz.
Adem Uğur : İman edip de iyi davranan kimseye gelince, onun için de en güzel bir karşılık vardır. Ve buyruğumuzdan, ona kolay olanını söyleyeceğiz.
Ahmed Hulusi : Fakat kim (hakikate) iman eder ve imanının gereğini uygularsa; karşılığı onun için en güzelidir. . . Ona kolaylaştırma yolundaki hükmümüzü uygularız.
Ahmet Tekin : 'Ya da geçmişin kirlerinden arınarak iman edip, gevşekliği bırakarak, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirene, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayana, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olana, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyene de, mükâfat olarak en güzeli, cennet ve güzel muamele vardır. Biz ona, yerine getirilmesi kolay sorumluluklar yükleyeceğiz, kolay planlar uygulatacağız.
Ahmet Varol : Ancak kim iman eder ve salih amel işlerse ona en güzel karşılık vardır. Buyruğumuzdan da ona kolay olanı söyleyeceğiz.
Ali Bulaç : Kim iman eder ve salih amellerde bulunursa, onun için güzel bir karşılık vardır. Ona buyruğumuzdan kolay olanını söyleyeceğiz."
Ali Fikri Yavuz : Amma her kim de iman edip iyi bir iş yaparsa, bunu da mükafat olarak en güzel akıbet (cennet) vardır; ve ona emirlerimizden kolayını söyliyeceğiz (zorluk göstermiyeceğiz).”
Bekir Sadak : (87-88) «aksizlik yapana azap edecegiz, sonra Rabbine dondurulur, onu gorulmemis bir azaba ugratir; ama inanip yararli is isleyene, mukafat olarak guzel seyler vardir, ona buyrugumuzdan kolay olani soyleriz» dedi.
Celal Yıldırım : Ama kim imân edip iyi-yararlı amelde bulunursa, ona da en güzel mükâfat vardır ve ona buyruğumuzdan kolay olanı söyleyeceğiz.
Diyanet İşleri : “Her kim de iman eder ve salih amel işlerse, ona mükâfat olarak daha güzeli var. (Üstelik) ona emrimizden kolay olanı söyleyeceğiz.”
Diyanet İşleri (eski) : (87-88) 'Haksızlık yapana azap edeceğiz, sonra Rabbine döndürülür, onu görülmemiş bir azaba uğratır; ama inanıp yararlı iş işleyene, mükafat olarak güzel şeyler vardır, ona buyruğumuzdan kolay olanı söyleriz' dedi.
Diyanet Vakfi : «İman edip de iyi davranan kimseye gelince, onun için de en güzel bir karşılık vardır. Ve buyruğumuzdan, ona kolay olanını söyleyeceğiz.»
Edip Yüksel : 'İnanıp erdemli davranana gelince, ona güzel bir ödül vardır. Ona kolaylık göstereceğiz.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Amma her kim de iman edip iyi bir iş yaparsa, buna da en güzel mükâfat vardır. Biz ona dünyada kolaylık gösterir zor işlere koşmayız.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ancak her kim de iman edip iyi bir iş yaparsa, buna da mükafat olarak en güzel akibet vardır ve ona emrimizin kolayını söyleriz.»
Elmalılı Hamdi Yazır : Amma her kim de iyman edip iyi bir iş tutarsa buna da mükâfat olarak en güzel âkıbet vardır ve ona emrimizden bir kolaylık söyleriz
Fizilal-il Kuran : İman edip iyi ameller işleyenlere gelince onları, ödüllerin en güzeli beklemektedir. Böylelerine kolay işler buyuracağız.
Gültekin Onan : Kim inanır ve salih amellerde bulunursa, onun için güzel bir karşılık vardır. Ona buyruğumuzdan bir kolaylık söyleyeceğiz."
Hakkı Yılmaz : (87,88) "O dedi ki: “Kim şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yaparsa kesinlikle ona azap edeceğiz; Sonra Rabbine geri döndürülecek, sonra O da onu görülmemiş bir azapla azaplandırır. Amma her kim de iman eder ve sâlihi işlerse artık buna da en güzel karşılık vardır. Ve Biz onun için emrimizden kolay olanı söyleyeceğiz.” "
Hasan Basri Çantay : «Amma kim îman eder, güzel de amel (ve hareket) eylerse onun için en güzel bir mükâfat vardır. Ona emrimizden kolay (taraf) ını da söyleyeceğiz».
Hayrat Neşriyat : 'Fakat kim îmân edip sâlih amel işlerse, işte onun için en güzel karşılık (Cennet)vardır. Ona emrimizden bir kolaylık da söyleyeceğiz' (dedi).
İbni Kesir : Fakat kim de, iman eder ve salih ameller işlerse; ona, mükafat olarak güzel şeyler vardır. Ona emrimizden kolayını da söyleyeceğiz.
İskender Evrenosoğlu : Fakat kim âmenû olursa (ölmeden evvel Allah'a ulaşmayı dilerse) ve salih amel (nefs tezkiyesi) işlerse, bundan sonra onun mükâfatı güzeldir (cennettir ve dünya saadetidir). Ve ona, emrimizden kolay olanı söyleyeceğiz (uygulayacağız).
Muhammed Esed : Ama inanıp dürüst ve erdemli davranışlarda bulunan kimseye gelince, böyle biri (yaptıklarının) karşılığı olarak (ahiret hayatının) nihai güzelliğine, iyiliğine ulaşacaktır; ve Biz de onu (yalnızca) yerine getirilmesi kolay olanla yükümlü tutacağız".
Ömer Nasuhi Bilmen : Amma her kim imân eder ve sâlih amelde bulunursa artık onun için çok güzel bir mükâfaat vardır ve ona emrettiğimiz şeylerden bir kolaylık söyleriz.
Ömer Öngüt : “Fakat her kim de iman edip sâlih amellerde bulunursa, ona da mükâfat olarak en güzel bir karşılık vardır. Ona emrimizden kolayını da söyleyeceğiz. ”
Şaban Piriş : Fakat, kim de iman eder ve doğruları yaparsa, ona da iyi bir karşılık vardır. Ona emrimizden kolay olanı yapacağız.
Suat Yıldırım : Fakat iman edip makbul ve güzel davranışlar içinde olana, en güzel karşılık verilir ve ona kolay olan buyruklarımızı emrederiz, kolaylık gösteririz."
Süleyman Ateş : "Fakat inanıp iyi iş yapan kimseye de en güzel mükâfât vardır. Ona buyruğumuzdan kolay olanı söyleyeceğiz (onu zor işlere koşmayacağız)."
Tefhim-ul Kuran : Kim de iman eder ve salih amellerde bulunursa, onun için güzel bir karşılık vardır. Ona buyruğumuzdan da kolay olanını söyleyeceğiz.»
Ümit Şimşek : 'Kim de iman eder ve güzel bir iş yaparsa, ona da ödülün en güzeli vardır; kendisine kolayca yerine getirilebilecek buyruklarımızı teklif ederiz.'
Yaşar Nuri Öztürk : "İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapana gelince, onun için ödül olarak en güzeli var. Ve ona, buyruğumuzdan, kolay olanı söyleyeceğiz."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}