» 18 / Kehf  78:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

 » 18 / Kehf  Suresi: 78
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
2. هَٰذَا (HZ̃E) = hāƶā : işte bu
3. فِرَاقُ (FREG) = firāḳu : ayrılmasıdır
4. بَيْنِي (BYNY) = beynī : benimle
5. وَبَيْنِكَ (VBYNK) = ve beynike : senin arasının
6. سَأُنَبِّئُكَ (SÊNBÙK) = seunebbiuke : sana haber vereceğim
7. بِتَأْوِيلِ (BTÊVYL) = bite'vīli : içyüzünü
8. مَا (ME) = mā : şeylerin
9. لَمْ (LM) = lem :
10. تَسْتَطِعْ (TSTŦA) = testeTiǎ' : güç yetiremediğin
11. عَلَيْهِ (ALYH) = ǎleyhi : üzerine
12. صَبْرًا (ṦBRE) = Sabran : sabırla
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالَ: dedi | هَٰذَا: işte bu | فِرَاقُ: ayrılmasıdır | بَيْنِي: benimle | وَبَيْنِكَ: senin arasının | سَأُنَبِّئُكَ: sana haber vereceğim | بِتَأْوِيلِ: içyüzünü | مَا: şeylerin | لَمْ: | تَسْتَطِعْ: güç yetiremediğin | عَلَيْهِ: üzerine | صَبْرًا: sabırla |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قال GEL dedi | هذا HZ̃E işte bu | فراق FREG ayrılmasıdır | بيني BYNY benimle | وبينك WBYNK senin arasının | سأنبئك SÊNBÙK sana haber vereceğim | بتأويل BTÊWYL içyüzünü | ما ME şeylerin | لم LM | تستطع TSTŦA güç yetiremediğin | عليه ALYH üzerine | صبرا ṦBRE sabırla |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳāle: dedi | hāƶā: işte bu | firāḳu: ayrılmasıdır | beynī: benimle | ve beynike: senin arasının | seunebbiuke: sana haber vereceğim | bite'vīli: içyüzünü | : şeylerin | lem: | testeTiǎ': güç yetiremediğin | ǎleyhi: üzerine | Sabran: sabırla |
Kırık Meal (Transcript) : |GEL: dedi | HZ̃E: işte bu | FREG: ayrılmasıdır | BYNY: benimle | VBYNK: senin arasının | SÊNBÙK: sana haber vereceğim | BTÊVYL: içyüzünü | ME: şeylerin | LM: | TSTŦA: güç yetiremediğin | ALYH: üzerine | ṦBRE: sabırla |
Abdulbaki Gölpınarlı : O zât, işte dedi, seninle benim aramda artık ayrılık bu. Sabredemediğin şeylerin iç yüzünü haber vereyim sana.
Adem Uğur : (Hızır) şöyle dedi: "İşte bu, benimle senin aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana, sabredemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim."
Ahmed Hulusi : (Hızır) dedi: "İşte bu (üçüncü itirazınla) beraberliğimiz sona ermiştir! Sana, katlanamadığın o şeylerin TEVİLİNİ (içyüzünü) haber vereceğim. "
Ahmet Tekin : Hızır: 'Bu, benimle senin aranda yolumuzun ayrılma sebebidir. Senin sabredemediğin şeylerin iç yüzünü sana haber vereceğim.' dedi.
Ahmet Varol : Dedi ki: 'İşte bu benimle senin aranda ayrılma (vakti)dir. Haklarında sabır gösteremediğin şeylerin yorumlarını sana bildireceğim.
Ali Bulaç : Dedi ki: "İşte bu, benimle senin aranda ayrılma (zamanı)mız. Sana, üzerinde sabır göstermeye güç yetiremeyeceğin bir yorumu haber vereceğim.
Ali Fikri Yavuz : Hızır şöyle dedi: “-İşte bu itiraz, seninle benim aramın ayrılmasına sebep olmuştur. Sana, o sabredemeğin şeylerin iç yüzünü haber vereyim:
Bekir Sadak : O soyle soyledi: «Iste bu, seninle benim ayrilmamizi gerektiriyor; dayanamadigin islerin yorumunu sana anlatacagim»
Celal Yıldırım : O kul: «İşte bu benimle senin ayrılmamız! O sabredemediğin şeylerin yorumunu sana anlatacağım :
Diyanet İşleri : Adam, “İşte bu birbirimizden ayrılmamız demektir” dedi. “Şimdi sana sabredemediğin şeylerin içyüzünü anlatacağım.”
Diyanet İşleri (eski) : O şöyle söyledi: 'İşte bu, seninle benim ayrılmamızı gerektiriyor; dayanamadığın işlerin yorumunu sana anlatacağım'
Diyanet Vakfi : (Hızır) şöyle dedi: «İşte bu, benimle senin aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana, sabredemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim.»
Edip Yüksel : Dedi ki: 'İşte bu, benim seninle olan beraberliğimin sonudur. Dayanamadığın şeylerin açıklamasını ise sana bildireceğim.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hızır dedi ki: «İşte bu, seninle benim aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o sabredemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O: «İşte bu, seninle benim ayrılmamız olacak! Şimdi sana o sabredemediğin şeylerin iç yüzünü haber vereyim.
Elmalılı Hamdi Yazır : İşte dedi: bu, seninle benim aramın ayrılması. Sana o sabredemediğin şeylerin te'vilini haber vereyim.
Fizilal-il Kuran : O kulumuz, Musa'ya dedi ki; «Bu olay, birbirimizden ayrılmamızın sebebidir. Şimdi sana sabırla karşılayamadığın olayların nedenlerini açıklayacağım.
Gültekin Onan : Dedi ki: "İşte bu, benimle senin aranda ayrılma (zamanı)mız. Sana, üzerinde sabır göstermeye güç yetiremeyeceğin bir yorumu haber vereceğim.
Hakkı Yılmaz : (78-82) "Âlim ve rahmete mazhar kul: “İşte bu, aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o, üzerine sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin birinci anlamlarını haber vereyim: “Gemi olayına gelince; o, denizde çalışan birtakım miskinlerindi. İşte o nedenle ben onu kusurlu hâle getirmek istedim. Ötelerinde de bütün güzel, sağlam gemileri gasp edip alan bir kral vardı. Delikanlıya da gelince; onun anne-babası mü’min kimselerdi. İşte o nedenle biz, onun, anne-babasını azdırmasından ve küfre; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmeye sürüklemesinden korktuk. Sonra da ‘Rableri onun yerine kendilerine temizlikçe daha hayırlı ve merhamet bakımından daha yakınını versin’ istedik. Duvara da gelince; o, şehirdeki iki yetim oğlanındı ve onun altında onlar için bir define vardı. Babaları da iyi bir zat idi. İşte onun için, –Rabbinden bir rahmet olmak üzere– Rabbin onların erginlik çağına ermelerini, definelerini çıkarmalarını diledi. Ve ben onu [duvar doğrultma işini] kendi görüşümle yapmadım. İşte senin, üzerine sabretmeye takat getiremediğin şeylerin ilk plândaki anlamı!” "
Hasan Basri Çantay : «İşte, dedi, bu benimle senin ayrılışımızdır. Sana üzerinde asla sabredemediğin şeylerin iç yüzünü haber vereceğim»:
Hayrat Neşriyat : (Hızır) şöyle dedi: 'İşte bu (soruyu sorman) benimle senin aramızın ayrılmasıdır.(Şimdi) kendisine sabretmeye dayanamadığın şeylerin içyüzünü sana haber vereceğim.'
İbni Kesir : O dedi ki: İşte bu; seninle benim ayrılışımızdır. Dayanamadığın işlerin içyüzünü sana anlatacağım.
İskender Evrenosoğlu : (Hızır A.S) şöyle dedi: “Bu, benimle senin aranda ayrılıktır. Sabırlı olmaya güç yetiremediğin şey(ler)in tevîlini (yorumunu) sana haber vereceğim.”
Muhammed Esed : (Bilge:) "İşte böylece seninle yol ayrımına gelmiş olduk." dedi, "Şimdi sana, sabır göstermediğin (bütün o olayların) iç yüzünü açıklayacağım:
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedi ki: «İşte bu, benimle senin aramızın ayrılışıdır. Üzerine sabra muktedir olamadığın şeylerin izahını sana haber vereceğim.»
Ömer Öngüt : (Hızır) dedi ki: “İşte bu, benimle senin aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana dayanamadığın işlerin içyüzünü haber vereyim. ”
Şaban Piriş : -Bu aramızdaki ayrılık noktasıdır. Şimdi sana sabredemediğin şeylerin gerçek yüzünü haber vereceğim.
Suat Yıldırım : Hızır: "İşte" dedi, "seninle ayrılmamızın vakti gelmiş bulunuyor.Şimdi sana hakkında sabırsızlık gösterdiğin o meselelerin içyüzlerini tek tek bildireceğim:
Süleyman Ateş : "İşte, dedi bu, benimle senin aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana sabredemeğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim."
Tefhim-ul Kuran : Dedi ki: «İşte bu, benimle senin aranda ayrılma (zamanı)mız. Sana, üzerinde sabır göstermeye güç yetiremeyeceğin bir yorumu haber vereceğim.
Ümit Şimşek : Hızır 'İşte bu seninle ayrılışımızdır,' dedi. 'Şimdi sana, benim beraberliğimde tahammül edemediğin şeylerin yorumunu bildireceğim.
Yaşar Nuri Öztürk : Dedi ki: "İşte bu, seninle benim aramın ayrılmasıdır. Şimdi sana tahammül edemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}