» 19 / Meryem  49:

Kuran Sırası: 19
İniş Sırası: 44
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98

 » 19 / Meryem  Suresi: 49
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَلَمَّا (FLME) = felemmā : ne zaman ki
2. اعْتَزَلَهُمْ (EATZLHM) = ǎ'tezelehum : onlardan ayrıldı
3. وَمَا (VME) = ve mā : ve
4. يَعْبُدُونَ (YABD̃VN) = yeǎ'budūne : onların taptıklarından
5. مِنْ (MN) = min :
6. دُونِ (D̃VN) = dūni : başka
7. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'tan
8. وَهَبْنَا (VHBNE) = vehebnā : biz armağan ettik
9. لَهُ (LH) = lehu : ona
10. إِسْحَاقَ (ÎSḪEG) = isHāḳa : İshak'ı
11. وَيَعْقُوبَ (VYAGVB) = ve yeǎ'ḳūbe : ve Ya'kub'u
12. وَكُلًّا (VKLE) = ve kullen : ve hepsini
13. جَعَلْنَا (CALNE) = ceǎlnā : yaptık
14. نَبِيًّا (NBYE) = nebiyyen : peygamber
ne zaman ki | onlardan ayrıldı | ve | onların taptıklarından | | başka | Allah'tan | biz armağan ettik | ona | İshak'ı | ve Ya'kub'u | ve hepsini | yaptık | peygamber |

[] [AZL] [] [ABD̃] [] [D̃VN] [] [VHB] [] [] [] [KLL] [CAL] [NBE]
FLME EATZLHM VME YABD̃VN MN D̃VN ELLH VHBNE LH ÎSḪEG VYAGVB VKLE CALNE NBYE

felemmā ǎ'tezelehum ve mā yeǎ'budūne min dūni llahi vehebnā lehu isHāḳa ve yeǎ'ḳūbe ve kullen ceǎlnā nebiyyen
فلما اعتزلهم وما يعبدون من دون الله وهبنا له إسحاق ويعقوب وكلا جعلنا نبيا

 » 19 / Meryem  Suresi: 49
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā ne zaman ki So when
اعتزلهم ع ز ل | AZL EATZLHM ǎ'tezelehum onlardan ayrıldı he left them
وما | VME ve mā ve and what
يعبدون ع ب د | ABD̃ YABD̃VN yeǎ'budūne onların taptıklarından they worshipped
من | MN min besides Allah,
دون د و ن | D̃VN D̃VN dūni başka besides Allah,
الله | ELLH llahi Allah'tan besides Allah,
وهبنا و ه ب | VHB VHBNE vehebnā biz armağan ettik [and] We bestowed
له | LH lehu ona [to] him
إسحاق | ÎSḪEG isHāḳa İshak'ı Isaac
ويعقوب | VYAGVB ve yeǎ'ḳūbe ve Ya'kub'u and Yaqub,
وكلا ك ل ل | KLL VKLE ve kullen ve hepsini and each (of them)
جعلنا ج ع ل | CAL CALNE ceǎlnā yaptık We made
نبيا ن ب ا | NBE NBYE nebiyyen peygamber a Prophet.

19:49 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ne zaman ki | onlardan ayrıldı | ve | onların taptıklarından | | başka | Allah'tan | biz armağan ettik | ona | İshak'ı | ve Ya'kub'u | ve hepsini | yaptık | peygamber |

[] [AZL] [] [ABD̃] [] [D̃VN] [] [VHB] [] [] [] [KLL] [CAL] [NBE]
FLME EATZLHM VME YABD̃VN MN D̃VN ELLH VHBNE LH ÎSḪEG VYAGVB VKLE CALNE NBYE

felemmā ǎ'tezelehum ve mā yeǎ'budūne min dūni llahi vehebnā lehu isHāḳa ve yeǎ'ḳūbe ve kullen ceǎlnā nebiyyen
فلما اعتزلهم وما يعبدون من دون الله وهبنا له إسحاق ويعقوب وكلا جعلنا نبيا

[] [ع ز ل] [] [ع ب د] [] [د و ن] [] [و ه ب] [] [] [] [ك ل ل] [ج ع ل] [ن ب ا]

 » 19 / Meryem  Suresi: 49
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā ne zaman ki So when
Fe,Lam,Mim,Elif,
80,30,40,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
اعتزلهم ع ز ل | AZL EATZLHM ǎ'tezelehum onlardan ayrıldı he left them
Elif,Ayn,Te,Ze,Lam,He,Mim,
1,70,400,7,30,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وما | VME ve mā ve and what
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
يعبدون ع ب د | ABD̃ YABD̃VN yeǎ'budūne onların taptıklarından they worshipped
Ye,Ayn,Be,Dal,Vav,Nun,
10,70,2,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min besides Allah,
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دون د و ن | D̃VN D̃VN dūni başka besides Allah,
Dal,Vav,Nun,
4,6,50,
N – genitive noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah'tan besides Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وهبنا و ه ب | VHB VHBNE vehebnā biz armağan ettik [and] We bestowed
Vav,He,Be,Nun,Elif,
6,5,2,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
له | LH lehu ona [to] him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
إسحاق | ÎSḪEG isHāḳa İshak'ı Isaac
,Sin,Ha,Elif,Gaf,
,60,8,1,100,
"PN – accusative proper noun → Isaac"
اسم علم منصوب
ويعقوب | VYAGVB ve yeǎ'ḳūbe ve Ya'kub'u and Yaqub,
Vav,Ye,Ayn,Gaf,Vav,Be,
6,10,70,100,6,2,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – accusative proper noun → Yaqub"
الواو عاطفة
اسم علم منصوب
وكلا ك ل ل | KLL VKLE ve kullen ve hepsini and each (of them)
Vav,Kef,Lam,Elif,
6,20,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
جعلنا ج ع ل | CAL CALNE ceǎlnā yaptık We made
Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif,
3,70,30,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
نبيا ن ب ا | NBE NBYE nebiyyen peygamber a Prophet.
Nun,Be,Ye,Elif,
50,2,10,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَلَمَّا: ne zaman ki | اعْتَزَلَهُمْ: onlardan ayrıldı | وَمَا: ve | يَعْبُدُونَ: onların taptıklarından | مِنْ: | دُونِ: başka | اللَّهِ: Allah'tan | وَهَبْنَا: biz armağan ettik | لَهُ: ona | إِسْحَاقَ: İshak'ı | وَيَعْقُوبَ: ve Ya'kub'u | وَكُلًّا: ve hepsini | جَعَلْنَا: yaptık | نَبِيًّا: peygamber |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلما FLME ne zaman ki | اعتزلهم EATZLHM onlardan ayrıldı | وما WME ve | يعبدون YABD̃WN onların taptıklarından | من MN | دون D̃WN başka | الله ELLH Allah'tan | وهبنا WHBNE biz armağan ettik | له LH ona | إسحاق ÎSḪEG İshak'ı | ويعقوب WYAGWB ve Ya'kub'u | وكلا WKLE ve hepsini | جعلنا CALNE yaptık | نبيا NBYE peygamber |
Kırık Meal (Okunuş) : |felemmā: ne zaman ki | ǎ'tezelehum: onlardan ayrıldı | ve mā: ve | yeǎ'budūne: onların taptıklarından | min: | dūni: başka | llahi: Allah'tan | vehebnā: biz armağan ettik | lehu: ona | isHāḳa: İshak'ı | ve yeǎ'ḳūbe: ve Ya'kub'u | ve kullen: ve hepsini | ceǎlnā: yaptık | nebiyyen: peygamber |
Kırık Meal (Transcript) : |FLME: ne zaman ki | EATZLHM: onlardan ayrıldı | VME: ve | YABD̃VN: onların taptıklarından | MN: | D̃VN: başka | ELLH: Allah'tan | VHBNE: biz armağan ettik | LH: ona | ÎSḪEG: İshak'ı | VYAGVB: ve Ya'kub'u | VKLE: ve hepsini | CALNE: yaptık | NBYE: peygamber |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onları ve Allah'tan başka kulluk ettikleri şeyleri bırakınca ona İshak'ı ve Yakup'u verdik ve hepsini de peygamber ettik.
Adem Uğur : Nihayet İbrahim onlardan ve Allah'tan başka taptıkları şeylerden uzaklaşıp bir tarafa çekildiği zaman biz ona İshak ve Yâ'kub'u bağışladık ve her birini peygamber yaptık.
Ahmed Hulusi : (İbrahim) onlardan ve onların Allâh dûnundaki yöneldiklerinden uzaklaşınca, Ona İshak'ı ve Yakup'u hibe ettik. . . Hepsini Nebi oluşturduk!
Ahmet Tekin : İbrâhim, onlardan ve Allah’ın dışında, kulları durumundaki taptıkları şeylerden uzaklaşıp bir kenara çekildiğinde, biz ona İshak’ı ve Yâkub’u lütfettik. Her birini peygamber olarak görevlendirdik.
Ahmet Varol : Böylece onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından ayrılınca biz ona İshak ve Yakub'u bahşettik ve her birini peygamber yaptık.
Ali Bulaç : Böylelikle, onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup ayrılınca ona İshak'ı ve (oğlu) Yakup'u armağan ettik ve her birini peygamber kıldık.
Ali Fikri Yavuz : Ne zaman ki, kâfirleri ve Allah’tan başka taptıklarını, İbrahim terkedip (Babil’den Şam’a) çekildi; biz de ona İshak’ı ve Yakub’u ihsan ettik ve her birini birer Peygamber yaptık.
Bekir Sadak : Ibrahim onlari Allah'tan baska taptiklariyla basbasa birakip cekilince ona shak ve Yakub'u bahsettik ve her birini peygamber yaptik.
Celal Yıldırım : İbrahim onları Allah'tan başka taptıkları şeyle başbaşa bırakıp çekilince, biz ona İshâk ile Yâkub'u bağışladık ve onların herbirini peygamber kıldık.
Diyanet İşleri : İbrahim, onları da onların taptıklarını da terk edince, ona İshak ile Yakub’u bağışladık ve her birini peygamber yaptık.
Diyanet İşleri (eski) : İbrahim onları Allah'tan başka taptıklarıyla başbaşa bırakıp çekilince ona İshak ve Yakub'u bahşettik ve her birini peygamber yaptık.
Diyanet Vakfi : Nihayet İbrahim onlardan ve Allah'tan başka taptıkları şeylerden uzaklaşıp bir tarafa çekildiği zaman biz ona İshak ve Yâ'kub'u bağışladık ve her birini peygamber yaptık.
Edip Yüksel : Onları ve ALLAH dışında taptıklarını terkedince ona İshak'ı ve Yakub'u verdik. Hepsini peygamber yaptık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İbrahim, kavminden ve onların Allah'tan başka ibadet ettikleri şeylerden uzaklaşınca, biz ona İshak'ı ve (İshak'ın oğlu) Yakub'u ihsan ettik. Ve hepsini de peygamber yaptık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İbrahim, onları ve Allah'tan başka taptıklarını bırakıp çekildiğinde, Biz de ona İshak'ı ve Ya'kub'u ihsan ettik ve her birini bir peygamber yaptık.
Elmalılı Hamdi Yazır : Vaktaki onları ve Allahtan başka taptıklarını bırakıp çekildi, biz de ona İshakı ve Ya'kubu bahşeyledik ve her birini birer Peygamber yaptık
Fizilal-il Kuran : İbrahim, onları taptıkları putlarla başbaşa bırakarak yanlarından ayrılınca kendisine İshak'ı ve Yakub'u bağışladık ve bunların her ikisini de peygamber yaptık.
Gültekin Onan : Böylelikle, onlardan ve Tanrı'dan başka taptıklarından kopup ayrılınca ona İshak'ı ve (oğlu) Yakup'u armağan ettik ve her birini peygamber kıldık.
Hakkı Yılmaz : Sonra İbrâhîm, toplumundan ve onların Allah'ın astlarından kulluk ettikleri şeylerden uzaklaşınca, Biz o'na İshâk'ı ve Ya‘kûb'u ihsan ettik. Hepsini de peygamber yaptık.
Hasan Basri Çantay : İşte (İbrâhîm) onları ve Allahdan başka tapdıklarını bırakıb çekilince biz ona İshaakı ve Ya'kubu ihsan etdik ve her birini peygamber yapdık.
Hayrat Neşriyat : Nihâyet (İbrâhîm) onlardan ve Allah’dan başka tapmakta olduklarından ayrılıp gidince, ona İshâk’ı ve (torun olarak da) Ya'kub’u ihsân ettik. Herbirini de peygamber yaptık.
İbni Kesir : Onları ve Allah'tan başka taptıklarını bırakıp çekilince; ona İshak'ı ve Yakub'u bahşettik. Ve her birini peygamber yaptık.
İskender Evrenosoğlu : Böylece onlardan ve onların Allah'tan başka kul olduğu şeylerden, ayrıldığı zaman ona, İshak ve Yâkub'u hibe ettik (o istemeden bahşettik). Ve hepsini, Nebî (Peygamber) kıldık.
Muhammed Esed : Ve böylece, onlardan ve onların Allah'ı bırakıp tapındıkları şeylerden uzaklaşınca, o'na İshak'ı ve Yakub'u bahşettik ve bunların her ikisini de nebi yaptık;
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki onlardan ve Allah'tan başka ibadet ettikleri şeylerden çekilip gitti. O'na İshak'ı ve Yakub'u ihsan ettik ve hepsini birer peygamber kıldık.
Ömer Öngüt : Nihayet İbrahim onlardan ve Allah'tan başka taptıkları şeylerden ayrılınca biz ona İshak'ı ve Yakub'u bağışladık ve her birini peygamber yaptık.
Şaban Piriş : Onlardan ve Allah’tan başka kulluk ettikleri şeylerden uzaklaşınca, O’na İshak’ı ve Yakub’u bahşettik. Hepsini de peygamber yaptık.
Suat Yıldırım : Onları ve onların Allah’tan başka taptıkları putları terk edip (Şam’a yerleşince) Biz O’na İshak ile Yâkub’u hediye ettik. Onların her birine peygamberlik verdik.
Süleyman Ateş : İşte onlardan ve onların Allah'tan başka taptıklarından ayrılınca biz ona İshak'ı ve (İshak'ın oğlu) Ya'kûb'u armağan ettik ve hepsini de peygamber yaptık.
Tefhim-ul Kuran : Böylelikle, onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup ayrılınca ona İshak'ı ve (oğlu) Yakub'u armağan ettik ve her birini peygamber kıldık.
Ümit Şimşek : İbrahim onlardan ve onların Allah'tan başka taptıkları şeylerden uzaklaşınca, Biz de ona İshak ile Yakub'u bağışladık; herbirini de peygamber yaptık.
Yaşar Nuri Öztürk : İbrahim, onlardan ve Allah dışında kulluk ettiklerinden uzaklaşınca, ona İshak'ı ve Yakub'u bağışladık ve hepsini peygamber yaptık.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}