INTG – prefixed interrogative alif SUP – prefixed supplemental particle V – 2nd person masculine singular perfect verb PRON – subject pronoun الهمزة همزة استفهام الفاء زائدة فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
إن
|
ÎN
in
eğer
if
,Nun, ,50,
COND – conditional particle حرف شرط
متعناهم
م ت ع | MTA
MTANEHM
metteǎ'nāhum
biz onları yaşatsak
We let them enjoy
Mim,Te,Ayn,Nun,Elif,He,Mim, 40,400,70,50,1,5,40,
V – 1st person plural (form II) perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person masculine plural object pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
Adem Uğur : Ne dersin! Eğer biz onları yıllarca yaşatsak.
Ahmed Hulusi : Görüyorsun işte. . . Onları senelerce çeşitli nimetlerle zevklendirsek,
Ahmet Tekin : Ne dersin? Onları, senelerce nimetlere boğsak zevk-u safa ettirsek, faydasız.
Ahmet Varol : Ne dersin, onları yıllarca (dünyalıklardan) yararlandırsak,
Ali Bulaç : Gördün mü; biz onları yıllarca yararlandırsak,
Ali Fikri Yavuz : Gördün ya, artık onları senelerce zevklendirsek,
Bekir Sadak : (205-20) 7 Bana soylesene, Biz onlara yillar yili nimetler vermis olsak, sonra da tehdit edildikleri sey baslarina gelse, kendilerine verilmis olan nimetler onlara bir fayda saglar mi?
Celal Yıldırım : (205-206) Söylesen ya, eğer biz onları yıllarca (bolluk ve refah içinde) yararlandırıp geçindirsek, sonra da va'dolundukları (günün azabı) onlara geliverse,
Diyanet İşleri : Ey Muhammed! Ne dersin; biz onları yıllarca (dünya nimetlerinden) yararlandırsak,
Diyanet İşleri (eski) : (205-207) Söylesene, Biz onlara yıllar yılı nimetler vermiş olsak, sonra da tehdit edildikleri şey başlarına gelse, kendilerine verilmiş olan nimetler onlara bir fayda sağlar mı?
Diyanet Vakfi : (205-206) Ne dersin! Eğer biz onları yıllarca yaşatıp nimetlerden faydalandırsak, sonra tehdit edilmekte oldukları (azap) başlarına gelse!
Edip Yüksel : Gördüğün gibi, biz onları yıllarca yaşatsak
Fizilal-il Kuran : Baksana, eğer onları yıllarca refah içinde yaşatsak da,
Gültekin Onan : Gördün mü; biz onları yıllarca yararlandırsak,
Hakkı Yılmaz : (205-207) Gördün mü/hiç düşündün mü, onlara senelerce kazanç sağlatsak, sonra kendilerine vaat edilen gelip çatıverse, o kazandıkları şeylerin kendilerine hiçbir yararı olmayacaktır.
Hasan Basri Çantay : (205-206-207) Şimdi sen bana haber ver: Biz onları senelerce yaşatıb fâidelendirsek de sonra kendilerine tehdîd olunageldikleri (azâb gelib) çatıverse o yaşayıb fâidelenmiş oldukları (yıllar) kendilerini kurtarabilir mi?
Hayrat Neşriyat : (205-206) Söyleyin bakalım! Eğer onları senelerce (yaşatıp) ni'metlendirsek, sonra da o tehdîd edilmekte oldukları (azab) başlarına gelse (ne yapacaklar?)
İbni Kesir : Gördün mü, şayet Biz onları yıllarca yararlandırsak;
Ömer Öngüt : Gördün mü? Eğer biz onları yıllarca yaşatıp nimetlerden faydalandırsak,
Şaban Piriş : Gördün mü onları senelerce nimetlendirsek,
Suat Yıldırım : (205-207) Ne dersin? Onları yıllarca yaşatsak da, sonra tehdit edildikleri o azap başlarına gelse, onca seneler yaşayıp zevklenmeleri kendilerini kurtarabilir mi?
Süleyman Ateş : Baksana, biz onları yıllarca yaşatsak,
Tefhim-ul Kuran : Gördün mü; biz onları yıllarca yararlandırsak,
Ümit Şimşek : Ne dersin: Biz onları yıllarca nimetlerimizden nasiplendirsek,
Yaşar Nuri Öztürk : Görmedin mi ki, biz onları yıllarca nimetlendirsek de,
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]