V – 3rd person masculine plural (form III) passive imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
بأنهم
|
BÊNHM
biennehum
yüzünden
because they
Be,,Nun,He,Mim, 2,,50,5,40,
P – prefixed preposition bi ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine plural object pronoun حرف جر حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
ظلموا
ظ ل م | ƵLM
ƵLMVE
Zulimū
onlara zulmedilmeleri
were wronged.
Zı,Lam,Mim,Vav,Elif, 900,30,40,6,1,
V – 3rd person masculine plural passive perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
وإن
|
VÎN
ve inne
ve şüphesiz
And indeed,
Vav,,Nun, 6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) ACC – accusative particle الواو عاطفة حرف نصب
الله
|
ELLH
llahe
Allah
Allah
Elif,Lam,Lam,He, 1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah" لفظ الجلالة منصوب
على
|
AL
ǎlā
for
Ayn,Lam,, 70,30,,
P – preposition حرف جر
نصرهم
ن ص ر | NṦR
NṦRHM
neSrihim
onlara yardım etmeğe
their victory
Nun,Sad,Re,He,Mim, 50,90,200,5,40,
N – genitive masculine noun PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لقدير
ق د ر | GD̃R
LGD̃YR
leḳadīrun
kadirdir
(is) surely Able.
Lam,Gaf,Dal,Ye,Re, 30,100,4,10,200,
EMPH – emphatic prefix lām N – nominative masculine indefinite noun اللام لام التوكيد اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |أُذِنَ: izin verildi | لِلَّذِينَ: kendileriyle | يُقَاتَلُونَ: savaşılanlara | بِأَنَّهُمْ: yüzünden | ظُلِمُوا: onlara zulmedilmeleri | وَإِنَّ: ve şüphesiz | اللَّهَ: Allah | عَلَىٰ: | نَصْرِهِمْ: onlara yardım etmeğe | لَقَدِيرٌ: kadirdir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أذن ÊZ̃Nizin verildi | للذين LLZ̃YNkendileriyle | يقاتلون YGETLWNsavaşılanlara | بأنهم BÊNHMyüzünden | ظلموا ƵLMWEonlara zulmedilmeleri | وإن WÎNve şüphesiz | الله ELLHAllah | على AL | نصرهم NṦRHMonlara yardım etmeğe | لقدير LGD̃YRkadirdir |
Kırık Meal (Okunuş) : |uƶine: izin verildi | lilleƶīne: kendileriyle | yuḳātelūne: savaşılanlara | biennehum: yüzünden | Zulimū: onlara zulmedilmeleri | ve inne: ve şüphesiz | llahe: Allah | ǎlā: | neSrihim: onlara yardım etmeğe | leḳadīrun: kadirdir |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊZ̃N: izin verildi | LLZ̃YN: kendileriyle | YGETLVN: savaşılanlara | BÊNHM: yüzünden | ƵLMVE: onlara zulmedilmeleri | VÎN: ve şüphesiz | ELLH: Allah | AL: | NṦRHM: onlara yardım etmeğe | LGD̃YR: kadirdir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kendileriyle savaşa girişilenlere, zulme uğradıklarından dolayı savaşmaya izin verildi ve şüphe yok Allah'ın, onlara yardım etmeye gücü yeter elbette.
Adem Uğur : Kendileriyle savaşılanlara (müminlere), zulme uğramış olmaları sebebiyle, (savaş konusunda) izin verildi. Şüphe yok ki Allah, onlara yardıma mutlak surette kadirdir.
Ahmed Hulusi : Kendileri ile savaşılan kimselere, (savaş için) izin verilmiştir. . . Zulme uğradıkları içindir bu! Muhakkak ki Allâh onları zafere ulaştırmaya Kaadir'dir.
Ahmet Tekin : Baskı zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetlerinin engellenerek, zulmedilerek kendilerine fiilen savaş ilan edilenlerin, mü’minlerin savaşmalarına ruhsat verildi. Allah’ın yardımıyla mü’minleri daima zafere ulaştırmaya kesinlikle gücü kudreti yeter.
Ahmet Varol : Kendileriyle savaşılan (mü'minlere) zulmedilmeleri dolayısıyla (savaşa) izin verilmiştir. Şüphesiz Allah onlara yardım etmeye güç yetirir.
Ali Bulaç : Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılana (mü'minlere, savaşma) izni verildi. Şüphesiz Allah, onlara yardım etmeye güç yetirendir.
Ali Fikri Yavuz : Kendilerine savaş açılan müminlere, (kâfirlere karşı savaş için) izin verildi. Çünkü onlar zulmedildiler. Şüphe yok ki Allah, müminlere zafer vermeğe kadirdir.
Bekir Sadak : Haksizliga ugratilarak kendilerine savas acilan kimselerin karsi koyup savasmasina izin verilmistir. Allah onlara yardim etmege elbette Kadir'dir.
Celal Yıldırım : Kendileriyle savaş açılıp da zulme uğrayanlara, savaşmaları için İzin verilmiştir. Şüphesiz ki Allah'ın onlara yardımda bulunmaya kudreti yeter.
Diyanet İşleri : Kendilerine savaş açılan müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle cihad için izin verildi. Şüphe yok ki Allah’ın onlara yardım etmeğe gücü yeter.
Diyanet İşleri (eski) : Haksızlığa uğratılarak kendilerine savaş açılan kimselerin karşı koyup savaşmasına izin verilmiştir. Allah onlara yardım etmeğe elbette Kadir'dir.
Diyanet Vakfi : Kendileriyle savaşılanlara (müminlere), zulme uğramış olmaları sebebiyle, (savaş konusunda) izin verildi. Şüphe yok ki Allah, onlara yardıma mutlak surette kadirdir.
Edip Yüksel : Zulmedilerek kendilerine savaş açılanlara izin verilmiştir. ALLAH onları desteklemeye elbette kadirdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kendilerine savaş açılan kimselere (kâfirlere karşı koymak için) izin verildi. Çünkü onlar zulme uğradılar. Şüphesiz Allah onları zafere ulaştırmaya kadirdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kendilerine savaş açılan kimselere (savaş) izni verildi; çünkü onlar zulme uğradılar. Şüphesiz Allah onları zafere ulaştırmaya gerçekten kadirdir.
Elmalılı Hamdi Yazır : İzin verildi o kendilerine kıtal edilenlere, çünkü onlara zulm olundu ve şübhesiz ki Allah onları muzaffer kılmağa her halde kadirdir
Fizilal-il Kuran : Saldırıya uğrayan mü'minlere savaşma izni verilmiştir. Çünkü onlar zulme uğramışlardır. Hiç kuşkusuz Allah'ın onlara yardım etmeye gücü yeter.
Gültekin Onan : Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılana (müminlere, savaşma) izni verildi. Şüphesiz Tanrı, onlara yardım etmeye güç yetirendir.
Hakkı Yılmaz : (39-41) "Kendilerine savaş açılan kimselere, kendileri haksızlığa uğramaları; onlar, başka değil sırf “Rabbimiz Allah'tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmaları nedeniyle savaşmalarına izin verildi. Ve şüphesiz ki Allah, onları zafere ulaştırmaya en iyi gücü yetendir. Eğer Allah, bir kısım insanları diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak sûrette, filiz, tomurcuk, ağaçtaki meyve, toplanmış tahıl, bakliyat, kıraç arazide diken, yapılı bina ne varsa hepsi, tüm alış-veriş yerleri; çarşı-pazar, tüm Salat; destek yerleri (iş; istihdam ve istihsal yerleri, eğitim öğretim kurumları ve güvenlik merkezleri) ve içlerinde Allah'ın ismi bol bol anılan mescitler yerle bir edilirdi. Allah, Kendisine yardım edenlere –kendilerini yurtlandırıp güçlendirirsek salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan, ayakta tutan], zekâtı/vergilerini veren, örfe uygun/herkesçe kabul gören iyi şeyleri emreden ve vahiy ve ortak akıl ile kötülüğü, çirkinliği kabul edilen şeylerden alıkoyan kimselere– kesinlikle yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, çok güçlüdür, mutlak galiptir. İşlerin sonucu da sadece Allah'a âittir. "
Hasan Basri Çantay : Kendileriyle mukaatele edilen (ya'nî düşmanların hücumuna uğrayan mü'min) lere, uğradıkları o zulümden dolayı, (bilmukaabele harbe) izin verildi. Şübhesiz ki Allah onlara yardım etmiye elbette kemâliyle kaadirdir.
Hayrat Neşriyat : Kendilerine savaş açılan (Müslüman)lara, gerçekten zulme uğramaları sebebiyle(savaşmaları için) izin verildi. Şübhesiz ki Allah, onlara yardım etmeye elbette hakkıyla gücü yetendir.
İbni Kesir : Zulmedildikleri için savaşanlara izin verildi. Allah, onlara yardım etmeye elbette Kadir'dir.
İskender Evrenosoğlu : Zulme uğramaları sebebiyle savaşanlara (savaşmaları için) izin verildi. Ve şüphesiz Allah, onlara yardıma muhakkak ki kaadirdir.
Muhammed Esed : Kendilerine haksız yere saldırılan kimselere (savaşma) izni verilmiştir -ve şüphesiz Allah onlara yardım ulaştıracak güçtedir-:
Ömer Nasuhi Bilmen : Kendileriyle mukatelede bulunanlara zulmolunduklarından dolayı izin verildi, ve şüphe yok ki, Allah onlara yardım etmeğe elbette kâdirdir.
Ömer Öngüt : Zulüm ve haksızlığa uğratılarak kendisine savaş açılan kimselerin, karşı koyup savaşmasına izin verildi. Allah onlara yardım etmeye elbette kâdirdir.
Şaban Piriş : Zulme uğrayan kimselere savaşmaları için izin verildi. Allah, onlara yardım etmeye elbette kadirdir.
Suat Yıldırım : Kendilerine savaş açılan müminlere, savaşmaları için izin verildi. Çünkü onlar zulme mâruz kaldılar. Allah onlara zafer vermeye elbette kadirdir.
Süleyman Ateş : Kendileriyle savaşılan(mü'min)lere (karşı koyma) izn(i) verildi. Çünkü onlara zulmedilmiştir ve şüphesiz Allâh, onlara yardım etmeğe kâdirdir.
Tefhim-ul Kuran : Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılana (mü'minlere savaşma) izni verildi. Şüphesiz Allah, onlara yardım etmeye güç yetirendir.
Ümit Şimşek : Kendilerine savaş açılan mü'minlere, zulme uğramaları yüzünden, savaş izni verildi. Hiç şüphe yok ki Allah onları muzaffer etmeye kadirdir.
Yaşar Nuri Öztürk : Kendilerine savaş açılanlara savaşma izni verilmiştir. Çünkü onlar zulme uğratıldılar. Allah onlara yardıma elbette kadirdir.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]