» 22 / Hac  54:

Kuran Sırası: 22
İniş Sırası: 103
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78

 » 22 / Hac  Suresi: 54
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلِيَعْلَمَ (VLYALM) = veliyeǎ'leme : ve bilsinler diye
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kendilerine
3. أُوتُوا (ÊVTVE) = ūtū : verilenler
4. الْعِلْمَ (ELALM) = l-ǐlme : ilim
5. أَنَّهُ (ÊNH) = ennehu : onun (Kur'an'ın)
6. الْحَقُّ (ELḪG) = l-Haḳḳu : bir hak (gerçek) olduğunu
7. مِنْ (MN) = min : -nden
8. رَبِّكَ (RBK) = rabbike : Rabbi-
9. فَيُؤْمِنُوا (FYÙMNVE) = fe yu'minū : ve inansınlar diye
10. بِهِ (BH) = bihi : ona
11. فَتُخْبِتَ (FTḢBT) = fe tuḣbite : böylece saygı duysun
12. لَهُ (LH) = lehu : ona
13. قُلُوبُهُمْ (GLVBHM) = ḳulūbuhum : kalbleri
14. وَإِنَّ (VÎN) = ve inne : ve şüphesiz
15. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
16. لَهَادِ (LHED̃) = lehādi : mutlaka iletir
17. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseleri
18. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inanan(ları)
19. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
20. صِرَاطٍ (ṦREŦ) = SirāTin : yola
21. مُسْتَقِيمٍ (MSTGYM) = musteḳīmin : doğru
ve bilsinler diye | kendilerine | verilenler | ilim | onun (Kur'an'ın) | bir hak (gerçek) olduğunu | -nden | Rabbi- | ve inansınlar diye | ona | böylece saygı duysun | ona | kalbleri | ve şüphesiz | Allah | mutlaka iletir | kimseleri | inanan(ları) | | yola | doğru |

[ALM] [] [ETY] [ALM] [] [ḪGG] [] [RBB] [EMN] [] [ḢBT] [] [GLB] [] [] [HD̃Y] [] [EMN] [] [ṦRŦ] [GVM]
VLYALM ELZ̃YN ÊVTVE ELALM ÊNH ELḪG MN RBK FYÙMNVE BH FTḢBT LH GLVBHM VÎN ELLH LHED̃ ELZ̃YN ËMNVE ÎL ṦREŦ MSTGYM

veliyeǎ'leme elleƶīne ūtū l-ǐlme ennehu l-Haḳḳu min rabbike fe yu'minū bihi fe tuḣbite lehu ḳulūbuhum ve inne llahe lehādi elleƶīne āmenū ilā SirāTin musteḳīmin
وليعلم الذين أوتوا العلم أنه الحق من ربك فيؤمنوا به فتخبت له قلوبهم وإن الله لهاد الذين آمنوا إلى صراط مستقيم

 » 22 / Hac  Suresi: 54
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وليعلم ع ل م | ALM VLYALM veliyeǎ'leme ve bilsinler diye And that may know
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kendilerine those who
أوتوا ا ت ي | ETY ÊVTVE ūtū verilenler have been given
العلم ع ل م | ALM ELALM l-ǐlme ilim the knowledge
أنه | ÊNH ennehu onun (Kur'an'ın) that it
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳu bir hak (gerçek) olduğunu (is) the truth
من | MN min -nden from
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbike Rabbi- your Lord,
فيؤمنوا ا م ن | EMN FYÙMNVE fe yu'minū ve inansınlar diye and they believe
به | BH bihi ona in it,
فتخبت خ ب ت | ḢBT FTḢBT fe tuḣbite böylece saygı duysun and may humbly submit
له | LH lehu ona to it
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbuhum kalbleri their hearts.
وإن | VÎN ve inne ve şüphesiz And indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
لهاد ه د ي | HD̃Y LHED̃ lehādi mutlaka iletir (is) surely (the) Guide
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri (of) those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(ları) believe,
إلى | ÎL ilā to
صراط ص ر ط | ṦRŦ ṦREŦ SirāTin yola a Path
مستقيم ق و م | GVM MSTGYM musteḳīmin doğru Straight.

22:54 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve bilsinler diye | kendilerine | verilenler | ilim | onun (Kur'an'ın) | bir hak (gerçek) olduğunu | -nden | Rabbi- | ve inansınlar diye | ona | böylece saygı duysun | ona | kalbleri | ve şüphesiz | Allah | mutlaka iletir | kimseleri | inanan(ları) | | yola | doğru |

[ALM] [] [ETY] [ALM] [] [ḪGG] [] [RBB] [EMN] [] [ḢBT] [] [GLB] [] [] [HD̃Y] [] [EMN] [] [ṦRŦ] [GVM]
VLYALM ELZ̃YN ÊVTVE ELALM ÊNH ELḪG MN RBK FYÙMNVE BH FTḢBT LH GLVBHM VÎN ELLH LHED̃ ELZ̃YN ËMNVE ÎL ṦREŦ MSTGYM

veliyeǎ'leme elleƶīne ūtū l-ǐlme ennehu l-Haḳḳu min rabbike fe yu'minū bihi fe tuḣbite lehu ḳulūbuhum ve inne llahe lehādi elleƶīne āmenū ilā SirāTin musteḳīmin
وليعلم الذين أوتوا العلم أنه الحق من ربك فيؤمنوا به فتخبت له قلوبهم وإن الله لهاد الذين آمنوا إلى صراط مستقيم

[ع ل م] [] [ا ت ي] [ع ل م] [] [ح ق ق] [] [ر ب ب] [ا م ن] [] [خ ب ت] [] [ق ل ب] [] [] [ه د ي] [] [ا م ن] [] [ص ر ط] [ق و م]

 » 22 / Hac  Suresi: 54
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وليعلم ع ل م | ALM VLYALM veliyeǎ'leme ve bilsinler diye And that may know
Vav,Lam,Ye,Ayn,Lam,Mim,
6,30,10,70,30,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
الواو عاطفة
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kendilerine those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
أوتوا ا ت ي | ETY ÊVTVE ūtū verilenler have been given
,Vav,Te,Vav,Elif,
,6,400,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
العلم ع ل م | ALM ELALM l-ǐlme ilim the knowledge
Elif,Lam,Ayn,Lam,Mim,
1,30,70,30,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
أنه | ÊNH ennehu onun (Kur'an'ın) that it
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳu bir hak (gerçek) olduğunu (is) the truth
Elif,Lam,Ha,Gaf,
1,30,8,100,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
من | MN min -nden from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbike Rabbi- your Lord,
Re,Be,Kef,
200,2,20,
N – genitive masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فيؤمنوا ا م ن | EMN FYÙMNVE fe yu'minū ve inansınlar diye and they believe
Fe,Ye,,Mim,Nun,Vav,Elif,
80,10,,40,50,6,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
الفاء عاطفة
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi ona in it,
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
فتخبت خ ب ت | ḢBT FTḢBT fe tuḣbite böylece saygı duysun and may humbly submit
Fe,Te,Hı,Be,Te,
80,400,600,2,400,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person feminine singular (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
الفاء عاطفة
فعل مضارع منصوب
له | LH lehu ona to it
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbuhum kalbleri their hearts.
Gaf,Lam,Vav,Be,He,Mim,
100,30,6,2,5,40,
"N – nominative feminine plural noun → Heart
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وإن | VÎN ve inne ve şüphesiz And indeed,
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
الواو عاطفة
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
لهاد ه د ي | HD̃Y LHED̃ lehādi mutlaka iletir (is) surely (the) Guide
Lam,He,Elif,Dal,
30,5,1,4,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine active participle
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri (of) those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(ları) believe,
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
صراط ص ر ط | ṦRŦ ṦREŦ SirāTin yola a Path
Sad,Re,Elif,Tı,
90,200,1,9,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
مستقيم ق و م | GVM MSTGYM musteḳīmin doğru Straight.
Mim,Sin,Te,Gaf,Ye,Mim,
40,60,400,100,10,40,
N – genitive masculine indefinite (form X) active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلِيَعْلَمَ: ve bilsinler diye | الَّذِينَ: kendilerine | أُوتُوا: verilenler | الْعِلْمَ: ilim | أَنَّهُ: onun (Kur'an'ın) | الْحَقُّ: bir hak (gerçek) olduğunu | مِنْ: -nden | رَبِّكَ: Rabbi- | فَيُؤْمِنُوا: ve inansınlar diye | بِهِ: ona | فَتُخْبِتَ: böylece saygı duysun | لَهُ: ona | قُلُوبُهُمْ: kalbleri | وَإِنَّ: ve şüphesiz | اللَّهَ: Allah | لَهَادِ: mutlaka iletir | الَّذِينَ: kimseleri | امَنُوا: inanan(ları) | إِلَىٰ: | صِرَاطٍ: yola | مُسْتَقِيمٍ: doğru |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وليعلم WLYALM ve bilsinler diye | الذين ELZ̃YN kendilerine | أوتوا ÊWTWE verilenler | العلم ELALM ilim | أنه ÊNH onun (Kur'an'ın) | الحق ELḪG bir hak (gerçek) olduğunu | من MN -nden | ربك RBK Rabbi- | فيؤمنوا FYÙMNWE ve inansınlar diye | به BH ona | فتخبت FTḢBT böylece saygı duysun | له LH ona | قلوبهم GLWBHM kalbleri | وإن WÎN ve şüphesiz | الله ELLH Allah | لهاد LHED̃ mutlaka iletir | الذين ELZ̃YN kimseleri | آمنوا ËMNWE inanan(ları) | إلى ÎL | صراط ṦREŦ yola | مستقيم MSTGYM doğru |
Kırık Meal (Okunuş) : |veliyeǎ'leme: ve bilsinler diye | elleƶīne: kendilerine | ūtū: verilenler | l-ǐlme: ilim | ennehu: onun (Kur'an'ın) | l-Haḳḳu: bir hak (gerçek) olduğunu | min: -nden | rabbike: Rabbi- | fe yu'minū: ve inansınlar diye | bihi: ona | fe tuḣbite: böylece saygı duysun | lehu: ona | ḳulūbuhum: kalbleri | ve inne: ve şüphesiz | llahe: Allah | lehādi: mutlaka iletir | elleƶīne: kimseleri | āmenū: inanan(ları) | ilā: | SirāTin: yola | musteḳīmin: doğru |
Kırık Meal (Transcript) : |VLYALM: ve bilsinler diye | ELZ̃YN: kendilerine | ÊVTVE: verilenler | ELALM: ilim | ÊNH: onun (Kur'an'ın) | ELḪG: bir hak (gerçek) olduğunu | MN: -nden | RBK: Rabbi- | FYÙMNVE: ve inansınlar diye | BH: ona | FTḢBT: böylece saygı duysun | LH: ona | GLVBHM: kalbleri | VÎN: ve şüphesiz | ELLH: Allah | LHED̃: mutlaka iletir | ELZ̃YN: kimseleri | ËMNVE: inanan(ları) | ÎL: | ṦREŦ: yola | MSTGYM: doğru |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bir de bu sûretle kendilerine bilgi verilenler, bilirler ki Kur'ân, Rabbinden gelen bir gerçektir ve artık inanırlar ona, gönülleri, onunla tevâzuya erişir ve şüphe yok ki Allah, inananları elbette doğru yola sevk eder.
Adem Uğur : Bir de, kendilerine ilim verilenler, onun (Kur'an'ın) hakikaten Rabbin tarafından gelmiş bir gerçek olduğunu bilsinler de ona inansınlar, bu sayede kalpleri huzur ve tatmine kavuşsun. Şüphesiz ki Allah, iman edenleri, kesinlikle dosdoğru bir yola yöneltir.
Ahmed Hulusi : Ayrıca da kendilerine ilim verilenler, onun (şuurlarına yansıyanın) Rabbinden hak olduğunu bilsinler de Ona iman etsinler ve Ona şuurları hûşu duysunlar. . . Muhakkak ki Allâh iman etmiş kimseleri hakikate yönlendirendir.
Ahmet Tekin : Kendilerine ilim verilen, sorumluluk sahibi âlimler ise, Kur’ân’ın, senin Rabbinden gelen gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak bir kitap olduğunu bilip ona iman ederler, akılları yatar, kalpleri huzura kavuşur, ona saygı duyarlar. Allah iman edenleri doğru, muhkem, güvenli yola, İslâmi hayata iletir.
Ahmet Varol : Bir de kendilerine ilim verilenlerin onun Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu bilip de ona iman etmeleri ve kalplerinin ona saygı duyması içindir. Şüphesiz Allah iman edenleri doğru yola iletir.
Ali Bulaç : (Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin, bunun (Kur'an'ın) hiç tartışmasız Rablerinden olan bir gerçek olduğunu bilmeleri için; böylelikle ona iman etsinler ve kalpleri ona tatmin bulmuş olarak bağlansın. Şüphesiz Allah, iman edenleri dosdoğru yola yöneltir.
Ali Fikri Yavuz : Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar, Kur’an’ın muhakkak Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu bilsinler ve ona iman etsinler de kalbleri ona saygı duysun. Çünkü Allah, iman edenleri, doğru bir yola (islâm dinine) iletir.
Bekir Sadak : Bu, kendilerine ilim verilenlerin Kuran'in, senin Rabbin'den bir gercek oldugunu bilip de ona inanmalari ve gonullerini baglamalari icindir. Allah inananlari suphesiz dogru yola eristirir.
Celal Yıldırım : Ve bir de kendilerine ilim verilenlerin, onun (Kur'ân'ın) senin Rabbından hakk olarak (indirildiğini) bilmeleri ve böylece ona inanıp kalbleri de ona saygı duyarak bağlanması içindir. Hem şüphesiz ki Allah, imân edenleri doğru yola iletendir.
Diyanet İşleri : Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar onun, Rabbinden gelen hak olduğunu bilsinler, böylece ona iman etsinler ve sonuçta da kalpleri ona saygı duysun diye Allah böyle yapar. Hiç şüphe yok ki Allah, iman edenleri doğru yola iletir.
Diyanet İşleri (eski) : Bu, kendilerine ilim verilenlerin Kuran'ın, senin Rabbin'den bir gerçek olduğunu bilip de ona inanmaları ve gönüllerini bağlamaları içindir. Allah inananları şüphesiz doğru yola eriştirir.
Diyanet Vakfi : Bir de, kendilerine ilim verilenler, onun (Kur'an'ın) hakikaten Rabbin tarafından gelmiş bir gerçek olduğunu bilsinler de ona inansınlar, bu sayede kalpleri huzur ve tatmine kavuşsun. Şüphesiz ki Allah, iman edenleri, kesinlikle dosdoğru bir yola yöneltir.
Edip Yüksel : Bu durum, aynı zamanda, kendilerine bilgi verilmiş olanların bunun Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu anlamalarını sağlar. Böylece kalpleri onu benimser ve iman ederler. ALLAH, elbette, inananları doğru yola ulaştırır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar, Kur'ân'ın şüphesiz Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu bilsinler ve ona iman etsinler de kalpleri ona saygı duysun. Çünkü Allah, iman edenleri doğru yola eriştirir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar, Kur'an'ın şüphesiz Rabbından gelen bir gerçek olduğunu bilsinler ve ona iman etsinler de kalpleri O'na saygı duysun. Çünkü Allah iman edenleri doğru bir caddeye çıkarır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de kendilerine ılim verilmiş olanlar muhakkak rabbından gelen hakk olduğunu bilsinler ve ona iyman etsinler de kalbleri ona saygı duysun ve çünkü Allah, iyman edenleri doğru bir caddeye çıkarır
Fizilal-il Kuran : Diğer bir amaç, kendilerine bilgi verilenlerin, Kur'anın Rabb'inin gönderdiği bir gerçek olduğunu anlayarak ona inanmaları, ona karşı yürekten saygı duymalarıdır. Hiç kuşkusuz Allah, mü'minleri doğru yola iletir.
Gültekin Onan : (Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin, bunun (Kuran'ın) hiç tartışmasız rablerinden olan bir gerçek olduğunu bilmeleri için; böylelikle ona, inansınlar ve kalpleri ona tatmin bulmuş olarak bağlansın. Şüphesiz Tanrı inananları dosdoğru yola yöneltir.
Hakkı Yılmaz : (52-54) "Ve Biz, senden önce hiçbir elçi ve hiçbir peygamber göndermedik ki o bir şey arzuladığı zaman, şeytan onun arzusuna bir şeyler atmış olmasın. Bunun üzerine Allah, şeytanın/İblis'in attığı şeyleri giderir. Sonra da Allah, şeytanın bıraktığını, kalplerinde hastalık bulunan; zihniyeti bozuk ve kalpleri kaskatı olan kimseler için dinden çıkarmak için, –şüphesiz şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar da kesinlikle uzak bir ayrılık içindedirler–, kendilerine bilgi verilmiş olan kimseler, Kur’ân'ın şüphesiz Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu bilsinler de ona iman etsinler, sonra da kalpleri ona saygı duysun diye âyetlerini güçlendirir, korur. Ve Allah, çok iyi bilendir, en iyi yasalar koyan, güçlendirendir. Ve şüphesiz Allah, iman eden kimseleri dosdoğru yola kılavuzlayandır. "
Hasan Basri Çantay : Bir de bu, kendilerine ilim verilenlerin onun (Kur'ânın) muhakkak Rabbinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilib de ona (tam) îman etmeleri ve kalblerinden tam bir itmi'nan haasıl olması içindir. Şübhesiz ki Allah, (o suretle) îman edenleri doğru bir yola iletir.
Hayrat Neşriyat : Ve kendilerine ilim verilmiş olanlar, gerçekten onun (bu Kur’ân’ın), Rabbinden(gelen) hak olduğunu bilsin de ona îmân etsinler, derken kalbleri ona gönülden bağlansın! Şübhesiz ki Allah, îmân edenleri dosdoğru bir yola elbette hidâyet edendir.
İbni Kesir : Bir de bu, kendilerine ilim verilenlerin onun, Rabbından gelme bir gerçek olduğunu bilip inanmaları ve gönüllerini ona bağlamaları içindir. Muhakkak ki Allah; iman edenleri dosdoğru yola iletir.
İskender Evrenosoğlu : Ve kendilerine ilim verilenlerin, onun (irşad makamının, Velî Resûl'ün, Nebî Resûl'ün) söylediklerinin Rabbinden bir hak olduğunu bilmeleri, O'na îmân etmeleri, onların kalplerinin O'nu (Allah'ı) idrak etmesi (kalplerinden ekinnetin alınıp yerine ihbat sistemi konarak kalplerin mutmain olması) içindir. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları (Allah'a ulaşmayı dileyenleri) mutlaka Sıratı Mustakîm'e hidayet edendir.
Muhammed Esed : Ve (yine, Allah'ın Şeytan'ın bu çabalarını boşa çıkarması,) doğru bilgiden nasibi olanların bu ilahi mesajın senin Rabbinden ulaşan katıksız gerçek olduğunu kavramaları, O'na inanmaları ve bütün kalpleriyle O'na bağlanıp boyun eğmeleri içindir. Çünkü gerçekten de, Allah imana erişenleri dosdoğru bir yola yöneltir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve bir de kendilerine ilim verilmiş olanların bilmesi içindir ki, şüphesiz o, (Kur'an) Rabbin tarafından (gelmiş) bir hakikattır. Artık ona imân etsinler de onun için kalplerine bir itminan husûle gelmiş olsun. Ve şüphe yok ki Allah, imân edenleri elbette müstakim bir yola hidâyet edicidir.
Ömer Öngüt : Bir de bu, kendilerine ilim verilenlerin onun Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu bilip ona inanmaları ve bu sayede kalplerinin huzur ve itminana kavuşması içindir. Şüphesiz ki Allah iman edenleri mutlaka dosdoğru bir yola iletir.
Şaban Piriş : Kendilerine ilim verilenlerin, onun, Rabbinden gelen gerçek bir vahiy olduğunu bilip, ona inanmaları ve onunla gönüllerini bağlamaları içindir. Şüphesiz Allah, iman edenleri dosdoğru yola iletir.
Suat Yıldırım : Ve yine, ilimden nasibi olanların bu Kur’ân’ın senin Rabbin tarafından gönderilen gerçeğin ta kendisi olduğunu iyice anlayıp da onu bütün kalpleriyle tasdik edip gönülden tazim ederek bağlanmaları içindir. Elbette Allah iman edenleri dosdoğru yola, isabetli tutuma yöneltir.
Süleyman Ateş : Ve kendilerine ilim verilmiş olanlar da o(Kur'â)nın, Rabbinden (gelen) gerçek olduğunu bilsinler de ona inansınlar; böylece kalbleri ona saygı duysun. Şüphesiz Allâh, inananları mutlaka doğru yola iletir.
Tefhim-ul Kuran : (Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin, bunun (Kur'an'ın) hiç tartışmasız Rablerinden olan bir gerçek olduğunu bilmeleri için; böylelikle ona iman etsinler ve kalpleri ona tatmin bulmuş olarak bağlansın. Hiç şüphe yok Allah, iman edenleri dosdoğru yola yöneltip iletmektedir.
Ümit Şimşek : Bir de, kendilerine ilim verilmiş olanlar, Kur'ân'ın sana Rabbinden gelen hak olduğunu bilsinler ve ona iman etsinler, kalpleri de ona karşı saygıyla dolsun diye Allah buna müsaade eder. Hiç şüphe yok ki, Allah, iman edenleri dosdoğru bir yola iletecektir.
Yaşar Nuri Öztürk : Kendilerine ilim verilenler onun, senin Rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hâdî'dir, iman edenleri dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}