» 22 / Hac  15:

Kuran Sırası: 22
İniş Sırası: 103
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78

 » 22 / Hac  Suresi: 15
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. مَنْ (MN) = men : kim
2. كَانَ (KEN) = kāne : ise
3. يَظُنُّ (YƵN) = yeZunnu : sanıyor
4. أَنْ (ÊN) = en : diye
5. لَنْ (LN) = len :
6. يَنْصُرَهُ (YNṦRH) = yenSurahu : kendisine yardım etmeyecek
7. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
8. فِي (FY) = fī :
9. الدُّنْيَا (ELD̃NYE) = d-dunyā : dünyada
10. وَالْاخِرَةِ (VEL ËḢRT) = vel'āḣirati : ve ahirette
11. فَلْيَمْدُدْ (FLYMD̃D̃) = felyemdud : uzansın
12. بِسَبَبٍ (BSBB) = bisebebin : bir sebep(ip)le
13. إِلَى (ÎL) = ilā :
14. السَّمَاءِ (ELSMEÙ) = s-semāi : göğe
15. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
16. لْيَقْطَعْ (LYGŦA) = lyeḳTaǎ' : kessin
17. فَلْيَنْظُرْ (FLYNƵR) = felyenZur : ve baksın
18. هَلْ (HL) = hel : mi?
19. يُذْهِبَنَّ (YZ̃HBN) = yuƶhibenne : giderebilecek
20. كَيْدُهُ (KYD̃H) = keyduhu : bu düzeni
21. مَا (ME) = mā : şeyi
22. يَغِيظُ (YĞYƵ) = yeğīZu : öfkelendiği
kim | ise | sanıyor | diye | | kendisine yardım etmeyecek | Allah | | dünyada | ve ahirette | uzansın | bir sebep(ip)le | | göğe | sonra | kessin | ve baksın | mi? | giderebilecek | bu düzeni | şeyi | öfkelendiği |

[] [KVN] [ƵNN] [] [] [NṦR] [] [] [D̃NV] [EḢR] [MD̃D̃] [SBB] [] [SMV] [] [GŦA] [NƵR] [] [Z̃HB] [KYD̃] [] [ĞYƵ]
MN KEN YƵN ÊN LN YNṦRH ELLH FY ELD̃NYE VEL ËḢRT FLYMD̃D̃ BSBB ÎL ELSMEÙ S̃M LYGŦA FLYNƵR HL YZ̃HBN KYD̃H ME YĞYƵ

men kāne yeZunnu en len yenSurahu llahu d-dunyā vel'āḣirati felyemdud bisebebin ilā s-semāi ṧumme lyeḳTaǎ' felyenZur hel yuƶhibenne keyduhu yeğīZu
من كان يظن أن لن ينصره الله في الدنيا والآخرة فليمدد بسبب إلى السماء ثم ليقطع فلينظر هل يذهبن كيده ما يغيظ

 » 22 / Hac  Suresi: 15
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
من | MN men kim Whoever
كان ك و ن | KVN KEN kāne ise [is]
يظن ظ ن ن | ƵNN YƵN yeZunnu sanıyor thinks
أن | ÊN en diye that
لن | LN len not
ينصره ن ص ر | NṦR YNṦRH yenSurahu kendisine yardım etmeyecek Allah will help him
الله | ELLH llahu Allah Allah will help him
في | FY in
الدنيا د ن و | D̃NV ELD̃NYE d-dunyā dünyada the world
والآخرة ا خ ر | EḢR VEL ËḢRT vel'āḣirati ve ahirette and the Hereafter,
فليمدد م د د | MD̃D̃ FLYMD̃D̃ felyemdud uzansın then let him extend
بسبب س ب ب | SBB BSBB bisebebin bir sebep(ip)le a rope
إلى | ÎL ilā to
السماء س م و | SMV ELSMEÙ s-semāi göğe the sky,
ثم | S̃M ṧumme sonra then
ليقطع ق ط ع | GŦA LYGŦA lyeḳTaǎ' kessin let him cut off,
فلينظر ن ظ ر | NƵR FLYNƵR felyenZur ve baksın then let him see
هل | HL hel mi? whether
يذهبن ذ ه ب | Z̃HB YZ̃HBN yuƶhibenne giderebilecek will remove
كيده ك ي د | KYD̃ KYD̃H keyduhu bu düzeni his plan
ما | ME şeyi what
يغيظ غ ي ظ | ĞYƵ YĞYƵ yeğīZu öfkelendiği enrages.

22:15 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

kim | ise | sanıyor | diye | | kendisine yardım etmeyecek | Allah | | dünyada | ve ahirette | uzansın | bir sebep(ip)le | | göğe | sonra | kessin | ve baksın | mi? | giderebilecek | bu düzeni | şeyi | öfkelendiği |

[] [KVN] [ƵNN] [] [] [NṦR] [] [] [D̃NV] [EḢR] [MD̃D̃] [SBB] [] [SMV] [] [GŦA] [NƵR] [] [Z̃HB] [KYD̃] [] [ĞYƵ]
MN KEN YƵN ÊN LN YNṦRH ELLH FY ELD̃NYE VEL ËḢRT FLYMD̃D̃ BSBB ÎL ELSMEÙ S̃M LYGŦA FLYNƵR HL YZ̃HBN KYD̃H ME YĞYƵ

men kāne yeZunnu en len yenSurahu llahu d-dunyā vel'āḣirati felyemdud bisebebin ilā s-semāi ṧumme lyeḳTaǎ' felyenZur hel yuƶhibenne keyduhu yeğīZu
من كان يظن أن لن ينصره الله في الدنيا والآخرة فليمدد بسبب إلى السماء ثم ليقطع فلينظر هل يذهبن كيده ما يغيظ

[] [ك و ن] [ظ ن ن] [] [] [ن ص ر] [] [] [د ن و] [ا خ ر] [م د د] [س ب ب] [] [س م و] [] [ق ط ع] [ن ظ ر] [] [ذ ه ب] [ك ي د] [] [غ ي ظ]

 » 22 / Hac  Suresi: 15
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
من | MN men kim Whoever
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
كان ك و ن | KVN KEN kāne ise [is]
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
يظن ظ ن ن | ƵNN YƵN yeZunnu sanıyor thinks
Ye,Zı,Nun,
10,900,50,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
أن | ÊN en diye that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
لن | LN len not
Lam,Nun,
30,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
ينصره ن ص ر | NṦR YNṦRH yenSurahu kendisine yardım etmeyecek Allah will help him
Ye,Nun,Sad,Re,He,
10,50,90,200,5,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع منصوب والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ELLH llahu Allah Allah will help him
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الدنيا د ن و | D̃NV ELD̃NYE d-dunyā dünyada the world
Elif,Lam,Dal,Nun,Ye,Elif,
1,30,4,50,10,1,
N – genitive feminine singular noun
اسم مجرور
والآخرة ا خ ر | EḢR VEL ËḢRT vel'āḣirati ve ahirette and the Hereafter,
Vav,Elif,Lam,,Hı,Re,Te merbuta,
6,1,30,,600,200,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine singular noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
فليمدد م د د | MD̃D̃ FLYMD̃D̃ felyemdud uzansın then let him extend
Fe,Lam,Ye,Mim,Dal,Dal,
80,30,10,40,4,4,
REM – prefixed resumption particle
IMPV – prefixed imperative particle lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
الفاء استئنافية
اللام لام الامر
فعل مضارع مجزوم
بسبب س ب ب | SBB BSBB bisebebin bir sebep(ip)le a rope
Be,Sin,Be,Be,
2,60,2,2,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
السماء س م و | SMV ELSMEÙ s-semāi göğe the sky,
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,,
1,30,60,40,1,,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
ليقطع ق ط ع | GŦA LYGŦA lyeḳTaǎ' kessin let him cut off,
Lam,Ye,Gaf,Tı,Ayn,
30,10,100,9,70,
IMPV – prefixed imperative particle lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
اللام لام الامر
فعل مضارع مجزوم
فلينظر ن ظ ر | NƵR FLYNƵR felyenZur ve baksın then let him see
Fe,Lam,Ye,Nun,Zı,Re,
80,30,10,50,900,200,
REM – prefixed resumption particle
IMPV – prefixed imperative particle lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
الفاء استئنافية
اللام لام الامر
فعل مضارع مجزوم
هل | HL hel mi? whether
He,Lam,
5,30,
INTG – interrogative particle
حرف استفهام
يذهبن ذ ه ب | Z̃HB YZ̃HBN yuƶhibenne giderebilecek will remove
Ye,Zel,He,Be,Nun,
10,700,5,2,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
فعل مضارع والنون للتوكيد
كيده ك ي د | KYD̃ KYD̃H keyduhu bu düzeni his plan
Kef,Ye,Dal,He,
20,10,4,5,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ما | ME şeyi what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يغيظ غ ي ظ | ĞYƵ YĞYƵ yeğīZu öfkelendiği enrages.
Ye,Ğayn,Ye,Zı,
10,1000,10,900,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |مَنْ: kim | كَانَ: ise | يَظُنُّ: sanıyor | أَنْ: diye | لَنْ: | يَنْصُرَهُ: kendisine yardım etmeyecek | اللَّهُ: Allah | فِي: | الدُّنْيَا: dünyada | وَالْاخِرَةِ: ve ahirette | فَلْيَمْدُدْ: uzansın | بِسَبَبٍ: bir sebep(ip)le | إِلَى: | السَّمَاءِ: göğe | ثُمَّ: sonra | لْيَقْطَعْ: kessin | فَلْيَنْظُرْ: ve baksın | هَلْ: mi? | يُذْهِبَنَّ: giderebilecek | كَيْدُهُ: bu düzeni | مَا: şeyi | يَغِيظُ: öfkelendiği |
Kırık Meal (Harekesiz) : |من MN kim | كان KEN ise | يظن YƵN sanıyor | أن ÊN diye | لن LN | ينصره YNṦRH kendisine yardım etmeyecek | الله ELLH Allah | في FY | الدنيا ELD̃NYE dünyada | والآخرة WEL ËḢRT ve ahirette | فليمدد FLYMD̃D̃ uzansın | بسبب BSBB bir sebep(ip)le | إلى ÎL | السماء ELSMEÙ göğe | ثم S̃M sonra | ليقطع LYGŦA kessin | فلينظر FLYNƵR ve baksın | هل HL mi? | يذهبن YZ̃HBN giderebilecek | كيده KYD̃H bu düzeni | ما ME şeyi | يغيظ YĞYƵ öfkelendiği |
Kırık Meal (Okunuş) : |men: kim | kāne: ise | yeZunnu: sanıyor | en: diye | len: | yenSurahu: kendisine yardım etmeyecek | llahu: Allah | : | d-dunyā: dünyada | vel'āḣirati: ve ahirette | felyemdud: uzansın | bisebebin: bir sebep(ip)le | ilā: | s-semāi: göğe | ṧumme: sonra | lyeḳTaǎ': kessin | felyenZur: ve baksın | hel: mi? | yuƶhibenne: giderebilecek | keyduhu: bu düzeni | : şeyi | yeğīZu: öfkelendiği |
Kırık Meal (Transcript) : |MN: kim | KEN: ise | YƵN: sanıyor | ÊN: diye | LN: | YNṦRH: kendisine yardım etmeyecek | ELLH: Allah | FY: | ELD̃NYE: dünyada | VEL ËḢRT: ve ahirette | FLYMD̃D̃: uzansın | BSBB: bir sebep(ip)le | ÎL: | ELSMEÙ: göğe | S̃M: sonra | LYGŦA: kessin | FLYNƵR: ve baksın | HL: mi? | YZ̃HBN: giderebilecek | KYD̃H: bu düzeni | ME: şeyi | YĞYƵ: öfkelendiği |
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah, peygambere dünyâda da, âhirette de yardım etmeyecek sanan bilsin ki yardım edecektir, isterse tavana bir ip takıp assın kendini de ölsün ve baksın da görsün, bu yaptığı düzen, kızdığı şeyi ortadan kaldırır mı?
Adem Uğur : Her kim, Allah'ın, dünya ve ahirette ona (Resûlüne) asla yardım etmeyeceğini zannetmekte ise, (Allah ona yardım ettiğine göre) artık o kimse tavana bir ip atsın; (boğazına geçirsin); sonra da (ayağını yerden) kessin! Şimdi bu kimse baksın! Acaba, hilesi (bu yaptığı), öfke duyduğu şeyi (Allah'ın Peygamber'e yardımını) gerçekten engelleyecek mi?
Ahmed Hulusi : Kim Allâh'ın (hakikatindeki Esmâ kuvvelerinin) kendisine dünyada ve gelecek yaşamında yardımcı olmayacağını zannediyorsa, bir sebep ile (tefekkürle) semâya (bilincine) yönelsin, sonra (bedensiz sırf bilinç olarak beden bağını) kessin de bir baksın; (kendini yalnızca beden zannetmesiyle düştüğü) tuzağı, öfkelendiği şeyi (Rabbinin kulu olması gerçeğini) ortadan kaldırıyor mu?
Ahmet Tekin : Allah’ın, dünya ve âhirette, ebedî yurtta Rasûlüne asla yardım etmeyeceğini sanan kimseler, güçleri yetiyorsa eğer, herhangi bir vasıta ile göğe çıksınlar, sonra da yardımı kessinler. Değilse takındıkları düşmanca tavırların, gizli mücadele planlarının, kurdukları tuzakların, öfke duydukları şeyi, İslâm’ın ilerlemesini, Kur’ân’ı, Allah’ın peygambere, müslümanlara yardımını ortadan kaldırmadığını görerek akıllarını başlarına toplasınlar.
Ahmet Varol : Kim Allah'ın ona (peygambere) dünyada ve ahirette yardım etmeyeceğini sanıyorsa göğe bir araç uzatsın sonra kessin de baksın bakalım bu oyunu onun öfkesini giderecek mi? [1]
Ali Bulaç : Kim, Allah'ın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?
Ali Fikri Yavuz : Kim ki, Allah, Peygambere dünyada ve ahirette asla yardım etmez zannediyorsa, hemen yukarıya (evinin tavanına) bir ip uzatsın, sonra intihar etsin (boğulsun) de baksın, yaptığı bu iş, kendini öfkelendirmekte olan Allah’ın (Peygamberine) yardımını giderecek mi? (Çatlasa, patlasa, yine de Allah, Peygamberine, hem dünyada hem ahirette zafer verecektir.)
Bekir Sadak : Allah'in peygamber'e dunyada ve ahirette yardim etmeyecegini sanan kimse, yukari bagladigi bir ipe kendini asip, bogsun; bir dusunsun bakalim, bu hilesi kendisini ofkelendiren seye engel olabilir mi?
Celal Yıldırım : Kim Dünya'da da, Âhiret'te de Allah'ın o peygambere asla yardım etmiyeceğini sanıyorsa, hemen bir ip göğe (tavana) uzatsın, sonra da (nefesini) kessin de bir baksın, kin ve öfkesini giderebilecek mi ?
Diyanet İşleri : Her kim ona (Muhammed’e) Allah’ın dünyada ve ahirette asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa hemen tavana bir ip çeksin, sonra kendini assın da bir baksın; başvurduğu (bu yöntem), öfkelendiği şeyi giderecek mi?
Diyanet İşleri (eski) : Allah'ın peygamber'e dünyada ve ahirette yardım etmeyeceğini sanan kimse, yukarı bağladığı bir ipe kendini asıp, boğsun; bir düşünsün bakalım, bu hilesi kendisini öfkelendiren şeye engel olabilir mi?
Diyanet Vakfi : Her kim, Allah'ın, dünya ve ahirette ona (Resûlüne) asla yardım etmeyeceğini zannetmekte ise, (Allah ona yardım ettiğine göre) artık o kimse tavana bir ip atsın; (boğazına geçirsin); sonra da (ayağını yerden) kessin! Şimdi bu kimse baksın! Acaba, hilesi (bu yaptığı), öfke duyduğu şeyi (Allah'ın Peygamber'e yardımını) gerçekten engelleyecek mi?
Edip Yüksel : Kim ALLAH'ın dünya ve ahirette kendisine yardım edemiyeceğini sanıyorsa göğe (Tanrı'ya) doğru yönelsin ve sonra (umut bağladığı diğerlerinden) umudunu kessin de uyguladığı bu planın, kendisinin canını sıkan her şeyden kurtarıp kurtarmadığına bir baksın.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'ın ona (peygambere) dünyada ve ahirette yardım etmeyeceğini sanan kimse hemen yukarıya bir ip uzatsın, sonra (kendini intihar edip) boğsun da baksın bu hilesi kendisini öfkelendiren şeyi giderecek mi?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Her kim, Allah'ın ona dünyada ve ahirette asla yardım etmiyeceğini sanıyorsa, hemen yukarıya bir ip uzatsın, sonra (kendini boğup) nefesini kessin de bir baksın, (baş vurduğu) hilesi öfkesini giderecek mi?
Elmalılı Hamdi Yazır : Her kim, ona Allah Dünyada ve Âhırette aslâ yardım etmez zannediyorsa hemen Semâya bir ip uzatsın sonra nefesini kessin de baksın keydi gayzını giderecek mi?
Fizilal-il Kuran : Kim dünyada ve ahirette Allah'ın kendisine yardım etmeyeceği vehmine (sanısına) kapılırsa evinin tavanına bağlayacağı bir ipi boğazına geçirdikten sonra onu kessin ve arkasından baksın bakalım, bu girişimi umutsuzluktan kaynaklanan öfkesini giderebiliyor mu?
Gültekin Onan : Kim, Tanrı'nın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?
Hakkı Yılmaz : Kim, Allah'ın, kendisine dünyada ve âhirette yardım etmeyeceğini sanıyor idiyse, hemen samimiyetle Biz'e yönelsin, bir de Allah'ın astlarından kendine zarar ve menfaat veremeyecek o şeyler ile ilişkisini kessin. Sonra da baksın bakalım bu plânı, kendisini öfkelendiren şeyi/kafasındaki takıntıyı giderecek mi?
Hasan Basri Çantay : Kim dünyâda da, âhiretde de ona (o peygambere) Allahın asla yardım etmeyeceğini sanıyorsa (evinin) tavan (ın) a bir ip uzatsın, sonra kendini (yerden) kes (ib boğ) sun da bir baksın, (bu) hıylesi onun öfkelenmekde olduğu şey'i behemehal giderecek mi?!
Hayrat Neşriyat : Kim Allah’ın, dünyada ve âhirette ona (peygamberine) aslâ yardım etmeyeceğini sanıyorsa, o hâlde göğe (evinin tavanına) bir sebeb (ip) uzatsın; sonra (onu boğazına geçirerek, nefesini) kessin de baksın; (bu) hîlesi, öfkelenmekte olduğu şeyi (Allah’ın Peygambere yardımını) hiç giderebilecek mi?
İbni Kesir : Kim, dünyada ve ahirette Allah'ın ona yardım etmeyeceğini sanıyorsa; bir sebeple göğe tırmansın sonra kessin de bir düşünsün bakalım; bu hilesi kendisini öfkelendiren şeye engel olabilir mi?
İskender Evrenosoğlu : Kim Allah'ın, ona dünyada ve ahirette asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa, o zaman semaya (gökyüzüne) bir sebep uzatsın. Sonra da onu (o sebebi, irtibatı) kessin. O taktirde baksın, O'nun hilesi, onun öfkelendiği şeyi (başına gelen musîbeti) giderir mi?
Muhammed Esed : Kim ki Allah'ın kendisine bu dünyada da, ahirette de yardım etmeyeceğini düşünüyorsa, göğe başka bir yolla ulaşmayı denesin de yol katetsin; ve böylece görsün, bakalım, bu hilesi onu sıkıntısından kurtaracak mı?
Ömer Nasuhi Bilmen : Her kim O'na (peygambere) Allah'ın ne dünyada ve ne de ahirette yardım etmeyeceğini zannediyor ise semaya bir ip uzatsın, sonra onunla intihar etsin, artık baksın ki, kendisinin bu hilesi onun nefret ettiği şeyi giderecek mi?
Ömer Öngüt : Her kim Allah'ın ona (Peygamber'e) dünyada ve ahirette yardım etmeyeceğini sanıyorsa, o kimse tavana bağladığı bir ipe kendini assın. Sonra kessin de bir baksın, acaba bu hilesi içindeki öfkeyi giderecek mi?
Şaban Piriş : Kim, Allah’ın dünyada ve ahirette ona yardım edemeyeceğini zannediyorsa, göğe bir ip uzatsın ve sonra kesiversin. Baksın, kurduğu düzen onun öfkesini giderebilecek mi?
Suat Yıldırım : Kim Allah’ın, Resulünü dünyada ve âhirette desteklemeyeceğini zannederse, haydi öfkesinden bir ip alıp tavandan uzatsın, boğazından geçirsin. Sonra nefesini kessin de bir baksın, bulduğu bu tedbiri, bu çırpınışları öfke duyduğu şeyi, Allah’ın Resulüne yardımını engelleyecek mi?
Süleyman Ateş : Kim Allâh'ın, dünyâda ve âhirette kendisine yardım etmeyeceğini sanıyorsa öfkesini gidermek için göğe bir sebep(ip)le uzansın, sonra (ayaklarını yerden) kessin de baksın, bu çaresi, öfkelendiği şeyi giderebilecek mi?
Tefhim-ul Kuran : Kim, Allah'ın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?
Ümit Şimşek : Kim Allah'ın Peygambere dünyada ve âhirette yardım etmeyeceğini sanıyorsa, elinden geldiği takdirde semâya bir yol uzatsın da Allah'ın ona yardımını kessin; bakalım kendisini öfkelendiren şeyi giderebilecek mi?
Yaşar Nuri Öztürk : Kim Allah'ın dünyada ve âhirette kendisine yardım etmeyeceğini sanıyorsa; bir sebeple göğe uzansın, sonra öteki ilişkilerini kessin de bakıversin: Oyunu, öfkelendirdiği şeyleri gerçekten giderecek mi?


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}