» 43 / Zuhruf  65:

Kuran Sırası: 43
İniş Sırası: 63
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89

 » 43 / Zuhruf  Suresi: 65
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَاخْتَلَفَ (FEḢTLF) = feḣtelefe : birbirleriyle ihtilafa düştüler
2. الْأَحْزَابُ (ELÊḪZEB) = l-eHzābu : guruplar
3. مِنْ (MN) = min :
4. بَيْنِهِمْ (BYNHM) = beynihim : aralarından çıkan
5. فَوَيْلٌ (FVYL) = feveylun : vay haline
6. لِلَّذِينَ (LLZ̃YN) = lilleƶīne :
7. ظَلَمُوا (ƵLMVE) = Zelemū : zulmedenlerin
8. مِنْ (MN) = min : -ndan
9. عَذَابِ (AZ̃EB) = ǎƶābi : azabı-
10. يَوْمٍ (YVM) = yevmin : bir günün
11. أَلِيمٍ (ÊLYM) = elīmin : acıklı
birbirleriyle ihtilafa düştüler | guruplar | | aralarından çıkan | vay haline | | zulmedenlerin | -ndan | azabı- | bir günün | acıklı |

[ḢLF] [ḪZB] [] [BYN] [] [] [ƵLM] [] [AZ̃B] [YVM] [ELM]
FEḢTLF ELÊḪZEB MN BYNHM FVYL LLZ̃YN ƵLMVE MN AZ̃EB YVM ÊLYM

feḣtelefe l-eHzābu min beynihim feveylun lilleƶīne Zelemū min ǎƶābi yevmin elīmin
فاختلف الأحزاب من بينهم فويل للذين ظلموا من عذاب يوم أليم

 » 43 / Zuhruf  Suresi: 65
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فاختلف خ ل ف | ḢLF FEḢTLF feḣtelefe birbirleriyle ihtilafa düştüler But differed
الأحزاب ح ز ب | ḪZB ELÊḪZEB l-eHzābu guruplar the factions
من | MN min from
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynihim aralarından çıkan among them,
فويل | FVYL feveylun vay haline so woe
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne to those who
ظلموا ظ ل م | ƵLM ƵLMVE Zelemū zulmedenlerin wronged
من | MN min -ndan from
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābi azabı- (the) punishment
يوم ي و م | YVM YVM yevmin bir günün (of the) Day
أليم ا ل م | ELM ÊLYM elīmin acıklı painful.

43:65 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

birbirleriyle ihtilafa düştüler | guruplar | | aralarından çıkan | vay haline | | zulmedenlerin | -ndan | azabı- | bir günün | acıklı |

[ḢLF] [ḪZB] [] [BYN] [] [] [ƵLM] [] [AZ̃B] [YVM] [ELM]
FEḢTLF ELÊḪZEB MN BYNHM FVYL LLZ̃YN ƵLMVE MN AZ̃EB YVM ÊLYM

feḣtelefe l-eHzābu min beynihim feveylun lilleƶīne Zelemū min ǎƶābi yevmin elīmin
فاختلف الأحزاب من بينهم فويل للذين ظلموا من عذاب يوم أليم

[خ ل ف] [ح ز ب] [] [ب ي ن] [] [] [ظ ل م] [] [ع ذ ب] [ي و م] [ا ل م]

 » 43 / Zuhruf  Suresi: 65
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فاختلف خ ل ف | ḢLF FEḢTLF feḣtelefe birbirleriyle ihtilafa düştüler But differed
Fe,Elif,Hı,Te,Lam,Fe,
80,1,600,400,30,80,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form VIII) perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
الأحزاب ح ز ب | ḪZB ELÊḪZEB l-eHzābu guruplar the factions
Elif,Lam,,Ha,Ze,Elif,Be,
1,30,,8,7,1,2,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynihim aralarından çıkan among them,
Be,Ye,Nun,He,Mim,
2,10,50,5,40,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فويل | FVYL feveylun vay haline so woe
Fe,Vav,Ye,Lam,
80,6,10,30,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative masculine indefinite noun
الفاء استئنافية
اسم مرفوع
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne to those who
Lam,Lam,Zel,Ye,Nun,
30,30,700,10,50,
P – prefixed preposition lām
REL – masculine plural relative pronoun
جار ومجرور
ظلموا ظ ل م | ƵLM ƵLMVE Zelemū zulmedenlerin wronged
Zı,Lam,Mim,Vav,Elif,
900,30,40,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min -ndan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābi azabı- (the) punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
يوم ي و م | YVM YVM yevmin bir günün (of the) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
أليم ا ل م | ELM ÊLYM elīmin acıklı painful.
,Lam,Ye,Mim,
,30,10,40,
ADJ – genitive masculine singular indefinite adjective
صفة مجرورة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَاخْتَلَفَ: birbirleriyle ihtilafa düştüler | الْأَحْزَابُ: guruplar | مِنْ: | بَيْنِهِمْ: aralarından çıkan | فَوَيْلٌ: vay haline | لِلَّذِينَ: | ظَلَمُوا: zulmedenlerin | مِنْ: -ndan | عَذَابِ: azabı- | يَوْمٍ: bir günün | أَلِيمٍ: acıklı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فاختلف FEḢTLF birbirleriyle ihtilafa düştüler | الأحزاب ELÊḪZEB guruplar | من MN | بينهم BYNHM aralarından çıkan | فويل FWYL vay haline | للذين LLZ̃YN | ظلموا ƵLMWE zulmedenlerin | من MN -ndan | عذاب AZ̃EB azabı- | يوم YWM bir günün | أليم ÊLYM acıklı |
Kırık Meal (Okunuş) : |feḣtelefe: birbirleriyle ihtilafa düştüler | l-eHzābu: guruplar | min: | beynihim: aralarından çıkan | feveylun: vay haline | lilleƶīne: | Zelemū: zulmedenlerin | min: -ndan | ǎƶābi: azabı- | yevmin: bir günün | elīmin: acıklı |
Kırık Meal (Transcript) : |FEḢTLF: birbirleriyle ihtilafa düştüler | ELÊḪZEB: guruplar | MN: | BYNHM: aralarından çıkan | FVYL: vay haline | LLZ̃YN: | ƵLMVE: zulmedenlerin | MN: -ndan | AZ̃EB: azabı- | YVM: bir günün | ÊLYM: acıklı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Aralarından bölükler, ayrılığa düştü; yazıklar olsun zulmedenlere elemli günün azâbından.
Adem Uğur : Ama aralarından çıkan guruplar, bir ihtilâfa düştüler. Acı bir günün azabı karşısında vay o zulmedenlerin haline!
Ahmed Hulusi : Anlayışta ayrılığa düşenler kendi aralarında zıtlaştılar! Feci bir sürecin azabından dolayı yazıklar olsun o (nefslerine) zulmedenlere!
Ahmet Tekin : Yahudilerden ve hıristiyanlardan oluşan gruplar, Îsâ hakkında ihtilâfa düştüler. Can yakıp inleten müthiş bir günün azâbı dolayısıyle, vay Allah’ı inkâr ederek, O’na şirk koşarak haksızlık edenlerin, zulmedenlerin haline!
Ahmet Varol : Aralarından birtakım gruplar ayrılığa düştüler. Artık acıklı bir günün azabından dolayı zalimlerin vay haline!
Ali Bulaç : Sonra, içlerinden birtakım fırkalar ihtilafa düştü. Artık, acı bir günün azabından vay o zulmetmiş olanlara.
Ali Fikri Yavuz : Sonra o (hristiyanlardan ibaret) hizibler aralarında ayrılığa düştüler. Onun için, acıklı bir günün azabından vay o zulüm edenlerin haline!...
Bekir Sadak : Ama, aralarinda guruplastilar, ayriliga dustuler. Kiyamet gununun can yakici azabina ugrayacak zalimlerin vay haline!
Celal Yıldırım : Hizipleşenler, kendi aralarında ayrılığa düştüler. O elîm günün azabından, zulmedenlerin vay hâline!
Diyanet İşleri : Ama aralarından çıkan gruplar ayrılığa düştüler. Elem dolu bir günün azâbından vay o zulmedenlerin hâline!
Diyanet İşleri (eski) : Ama, aralarında guruplaştılar, ayrılığa düştüler. Kıyamet gününün can yakıcı azabına uğrayacak zalimlerin vay haline!
Diyanet Vakfi : Ama aralarından çıkan guruplar, bir ihtilâfa düştüler. Acı bir günün azabı karşısında vay o zulmedenlerin haline!
Edip Yüksel : Partiler ve mezhepler aralarında tartıştılar. Acı azaptan dolayı vay zalimlerin haline.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Fakat aralarından çıkan gruplar, İsâ hakkında ihtilâfa düştüler. Acı bir günün azâbından dolayı vay zulmedenlerin hâline!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra o gruplar kendi aralarında (İsa hakkında) ihtilafa düştüler. Onun için acı bir günün azabından dolayı vay o zulmedenlerin haline!
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra o hizibler kendi aralarında ıhtilâf ettiler, onun için elîm bir günün azâbından vay o zulmedenlere
Fizilal-il Kuran : Ama aralarından çıkan gruplar, birbiriyle ihtilafa düştüler. Acı bir günün azabı karşısında vay o zulmedenlerin haline!
Gültekin Onan : Sonra, içlerinden birtakım fırkalar ihtilafa düştü. Artık, acı bir günün azabından vay o zulmetmiş olanlara.
Hakkı Yılmaz : "Fakat gruplar, Îsâ hakkında kendi aralarında anlaşmazlığa düştüler. Artık acı bir günün azabından dolayı, şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanların vay hâline! "
Hasan Basri Çantay : Sonra aralarından partiler (çıkıb) ihtilâf etdiler. Artık pek acıklı bir günün azabından vay o zulmedenlere!
Hayrat Neşriyat : Fakat (Îsâ’dan sonra) aralarından (çıkan) o fırkalar, ihtilâfa düştü. Artık (pek)elemli bir günün azâbından dolayı, o zulmedenlerin vay hâline!
İbni Kesir : Ama aralarında hizibler birbirleriyle ihtilafa düştüler. Acıklı bir günün azabından vay o zulmedenlerin haline.
İskender Evrenosoğlu : Sonra gruplar kendi aralarında ihtilâf etti. Artık elîm günün azabından, zulmedenlerin vay haline!
Muhammed Esed : Fakat (İsa'dan sonra gelenler) arasından çıkan gruplar farklı görüşleri savunmaya başladılar. Vay haline o zulmedenlerin ve yazık o acı Gün'de (başlarına gelecek) azap için!
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra o tâifeler kendi aralarında ihtilafa düştüler. Artık vay acıklı günün azabından o zulmetmiş olanlara!
Ömer Öngüt : Aralarında çıkan gruplar birbirleri ile ayrılığa düştüler. Acıklı bir günün azabı karşısında vay o zulmedenlerin hâline!
Şaban Piriş : Buna rağmen gruplar, aralarında anlaşmazlığa düştüler. O acı günün azabına uğrayacak zalimlerin vay haline..
Suat Yıldırım : Ondan sonra kendisine mensup birtakım fırkalar aralarında ayrılığa düştüler. Gayet acı bir günün azabından zalimlerin vay haline!
Süleyman Ateş : Aralarından çıkan partiler, birbirleriyle ihtilâfa düşmüşlerdir. Acı bir günün azâbından vay o zulmedenlerin haline!
Tefhim-ul Kuran : Sonra, içlerinden birtakım fırkalar ihtilafa düştü. Artık, acıklı bir günün azabından vay o zulmetmiş olanlara.
Ümit Şimşek : Sonra birtakım fırkalar birbirleriyle anlaşmazlığa düştüler. Acıklı bir günün azabı yüzünden yazıklar olsun o zulmedenlere!
Yaşar Nuri Öztürk : Böyle iken, aralarından çıkan hizipler ihtilafa düştüler. Korkunç bir günün azabından vay haline o zulmedenlerin!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}