» 56 / Vâki’a  67:

Kuran Sırası: 56
İniş Sırası: 46
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96

 » 56 / Vâki’a  Suresi: 67
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. بَلْ (BL) = bel : doğrusu
2. نَحْنُ (NḪN) = neHnu : biz
3. مَحْرُومُونَ (MḪRVMVN) = meHrūmūne : yoksun bırakıldık
doğrusu | biz | yoksun bırakıldık |

[] [] [ḪRM]
BL NḪN MḪRVMVN

bel neHnu meHrūmūne
بل نحن محرومون

 » 56 / Vâki’a  Suresi: 67
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
بل | BL bel doğrusu Nay,
نحن | NḪN neHnu biz we
محرومون ح ر م | ḪRM MḪRVMVN meHrūmūne yoksun bırakıldık "(are) deprived."""

56:67 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

doğrusu | biz | yoksun bırakıldık |

[] [] [ḪRM]
BL NḪN MḪRVMVN

bel neHnu meHrūmūne
بل نحن محرومون

[] [] [ح ر م]

 » 56 / Vâki’a  Suresi: 67
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
بل | BL bel doğrusu Nay,
Be,Lam,
2,30,
RET – retraction particle
حرف اضراب
نحن | NḪN neHnu biz we
Nun,Ha,Nun,
50,8,50,
PRON – 1st person plural personal pronoun
ضمير منفصل
محرومون ح ر م | ḪRM MḪRVMVN meHrūmūne yoksun bırakıldık "(are) deprived."""
Mim,Ha,Re,Vav,Mim,Vav,Nun,
40,8,200,6,40,6,50,
N – nominative masculine plural passive participle
اسم مرفوع
BL NḪN MḪRVMVN

بل نحن محرومون

 » 56 / Vâki’a  Suresi: 67

: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |بَلْ: doğrusu | نَحْنُ: biz | مَحْرُومُونَ: yoksun bırakıldık |
Kırık Meal (Harekesiz) : |بل BL doğrusu | نحن NḪN biz | محرومون MḪRWMWN yoksun bırakıldık |
Kırık Meal (Okunuş) : |bel: doğrusu | neHnu: biz | meHrūmūne: yoksun bırakıldık |
Kırık Meal (Transcript) : |BL: doğrusu | NḪN: biz | MḪRVMVN: yoksun bırakıldık |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hayır, biz mahrûm olduk.
Adem Uğur : Daha doğrusu, biz yoksul kaldık" (derdiniz).
Ahmed Hulusi : "Hayır, biz (geçinmekten) mahrumlarız" (derdiniz).
Ahmet Tekin : 'Daha doğrusu yoksul kaldık.' derdiniz.
Ahmet Varol : Daha doğrusu biz yoksun bırakıldık.'
Ali Bulaç : "Hayır, biz büsbütün yoksun bırakıldık."
Ali Fikri Yavuz : Daha doğrusu (beklediğimiz mahsule karşılık) büsbütün mahrumuz.”
Bekir Sadak : (65-67) Dilersek Biz onu cercop yapariz, sasar kalirsiniz da soyle dersiniz: «Dogrusu borc altina girdik, hatta yoksun kaldik".
Celal Yıldırım : (66-67) Ve «doğrusu borç altına girdik, hattâ büsbütün mahrum kaldık» (dersiniz).
Diyanet İşleri : “Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!”
Diyanet İşleri (eski) : (65-67) Dilersek Biz onu çerçöp yaparız, şaşar kalırsınız; 'Doğrusu borç altına girdik, hatta yoksun kaldık'.
Diyanet Vakfi : Daha doğrusu, biz yoksul kaldık» (derdiniz).
Edip Yüksel : 'Doğrusu, yoksun bırakıldık.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Doğrusu, biz yoksul bırakıldık» (derdiniz).
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : doğrusu büsbütün mahrum olduk!»
Elmalılı Hamdi Yazır : Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!..
Fizilal-il Kuran : Daha doğrusu her şeyimizi kaybettik.
Gültekin Onan : "Hayır, biz büsbütün yoksun bırakıldık."
Hakkı Yılmaz : (65-67) Dileseydik Biz, kesinlikle onu kuru bir çöp yapardık da siz, “Şüphesiz biz borç altına girmiş kimseleriz! Daha doğrusu, biz her şeyi elinden alınmış yoksun bırakılmış kimseler imişiz!” diyerek şaşar kalırdınız:
Hasan Basri Çantay : «Daha doğrusu biz (umduğumuzdan) mahrum kalmışlarız».
Hayrat Neşriyat : 'Daha doğrusu biz mahrum bırakılanlarız!' (derdiniz.)
İbni Kesir : Daha doğrusu biz mahrumlarız.
İskender Evrenosoğlu : Hayır, biz mahsulden (üründen) mahrum bırakılanlarız (derdiniz).
Muhammed Esed : Yok yok, aslında (geçinme imkanlarımızdan) mahrum bırakıldık!" (diyerek).
Mustafa İslamoğlu : Daha beteri, mahrum kalan da biz olduk!"
Ömer Nasuhi Bilmen : (66-68) «Şüphe yok ki, biz çok ziyana uğramışlarız (derdiniz). Belki biz mahrum kimseleriz (diye söylenirdiniz).» Şimdi gördünüz mü, içer olduğunuz suyu?
Ömer Öngüt : "Hatta umduğumuzdan mahrum kaldık. "
Şaban Piriş : (66-67) -Borca battık, hayır biz mahrum bırakıldık, dersiniz.
Suat Yıldırım : Hatta doğrusu biz rızıktan mahrum kaldık, sefalete mahkûm olduk." derdiniz.
Süleyman Ateş : "Doğrusu, biz yoksun bırakıldık!" (derdiniz).
Tefhim-ul Kuran : «Hayır, biz büsbütün yoksun bırakıldık.»
Ümit Şimşek : 'Biz mahrum kaldık' diye.
Yaşar Nuri Öztürk : "Doğrusu mahrum bırakıldık biz."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}