» 37 / Sâffât  56:

Kuran Sırası: 37
İniş Sırası: 56
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182

 » 37 / Sâffât  Suresi: 56
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
2. تَاللَّهِ (TELLH) = tāllehi : tallahi
3. إِنْ (ÎN) = in :
4. كِدْتَ (KD̃T) = kidte : sen az daha
5. لَتُرْدِينِ (LTRD̃YN) = leturdīni : beni de alçaltacaktın
dedi | tallahi | | sen az daha | beni de alçaltacaktın |

[GVL] [ELH] [] [KVD̃] [RD̃Y]
GEL TELLH ÎN KD̃T LTRD̃YN

ḳāle tāllehi in kidte leturdīni
قال تالله إن كدت لتردين

 » 37 / Sâffât  Suresi: 56
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He (will) say,
تالله ا ل ه | ELH TELLH tāllehi tallahi """By Allah,"
إن | ÎN in verily,
كدت ك و د | KVD̃ KD̃T kidte sen az daha you almost
لتردين ر د ي | RD̃Y LTRD̃YN leturdīni beni de alçaltacaktın ruined me.

37:56 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dedi | tallahi | | sen az daha | beni de alçaltacaktın |

[GVL] [ELH] [] [KVD̃] [RD̃Y]
GEL TELLH ÎN KD̃T LTRD̃YN

ḳāle tāllehi in kidte leturdīni
قال تالله إن كدت لتردين

[ق و ل] [ا ل ه] [] [ك و د] [ر د ي]

 » 37 / Sâffât  Suresi: 56
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He (will) say,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
تالله ا ل ه | ELH TELLH tāllehi tallahi """By Allah,"
Te,Elif,Lam,Lam,He,
400,1,30,30,5,
"P – prefixed preposition ta (oath)
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
إن | ÎN in verily,
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
كدت ك و د | KVD̃ KD̃T kidte sen az daha you almost
Kef,Dal,Te,
20,4,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كد»
لتردين ر د ي | RD̃Y LTRD̃YN leturdīni beni de alçaltacaktın ruined me.
Lam,Te,Re,Dal,Ye,Nun,
30,400,200,4,10,50,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person feminine singular (form IV) imperfect verb
PRON – 1st person singular object pronoun
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والياء المحذوفة ضمير متصل في محل نصب مفعول به
GEL TELLH ÎN KD̃T LTRD̃YN

قال تالله إن كدت لتردين

 » 37 / Sâffât  Suresi: 56

: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالَ: dedi | تَاللَّهِ: tallahi | إِنْ: | كِدْتَ: sen az daha | لَتُرْدِينِ: beni de alçaltacaktın |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قال GEL dedi | تالله TELLH tallahi | إن ÎN | كدت KD̃T sen az daha | لتردين LTRD̃YN beni de alçaltacaktın |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳāle: dedi | tāllehi: tallahi | in: | kidte: sen az daha | leturdīni: beni de alçaltacaktın |
Kırık Meal (Transcript) : |GEL: dedi | TELLH: tallahi | ÎN: | KD̃T: sen az daha | LTRD̃YN: beni de alçaltacaktın |
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah'a andolsun ki der, az kalmıştı, beni de helâk edecektin.
Adem Uğur : "Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin.
Ahmed Hulusi : Dedi ki: "Tallahi, az kalsın beni de bu çukura yuvarlayacaktın. "
Ahmet Tekin : Arkadaşına: 'Allah’a yemin ederim ki, sen, az kalsın beni yakacaktın' der.
Ahmet Varol : Der ki: 'Allah'a yemin olsun, sen az kalsın beni de helâke götürecektin.
Ali Bulaç : Dedi ki: "Andolsun Allah'a, neredeyse beni de (şu bulunduğun yere) düşürecektin."
Ali Fikri Yavuz : (Ona şöyle) der: “-Vallahi, doğrusu sen, az daha beni helâk edecektin.
Bekir Sadak : Ona der ki: «Allah'a and olsun ki, az kalsin beni de mahvedecektin.»
Celal Yıldırım : «Allah'a yemin olsun ki, neredeyse beni de mahvedecektin,» der.
Diyanet İşleri : Ona şöyle der: “Allah’a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin.”
Diyanet İşleri (eski) : Ona der ki: 'Allah'a and olsun ki, az kalsın beni de mahvedecektin.'
Diyanet Vakfi : (56-57) «Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin. Rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum» dedi.
Edip Yüksel : 'ALLAH'a andolsun, az kalsın sen beni de mahfedecektin,' der.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ona şöyle der: «Allah'a yemin ederim ki, doğrusu sen az daha beni helak edecektin.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Vallahi doğrusu sen az daha beni helak edecektin! der.
Elmalılı Hamdi Yazır : Tallahi, der: doğrusu sen az daha beni helâk edecektin
Fizilal-il Kuran : Ona der ki; «Yemin ederim ki, sen az daha beni helâk edecektin.
Gültekin Onan : Dedi ki: "Andolsun Tanrı'ya, neredeyse beni de (şu bulunduğun yere) düşürecektin."
Hakkı Yılmaz : (56-59) "Dedi ki: “Allah'a yemin ederim ki doğrusu sen az daha beni değişime/yıkıma uğratacaktın. Rabbimin nimeti olmasaydı, kesinlikle ben de bu hazır bulundurulanlardan olacaktım. Peki, nasılmış bak! Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz; bir daha diriltilmeyecekmiş miyiz? Biz, azaba uğratılmayacak mıymışız?” "
Hasan Basri Çantay : (Ve ona) dedi ki: «Allaha yemîn ederim, sen az kaldı beni de muhakkak helak edecekdin».
Hayrat Neşriyat : Dedi ki: 'Allah’a yemîn olsun ki, (sen) nerede ise gerçekten beni (de) helâk edecektin!'
İbni Kesir : Dedi ki: Allah'a andolsun ki; az kaldı beni de mahvedecektin.
İskender Evrenosoğlu : "Allah'a yemin olsun ki, sen az daha beni de gerçekten helâk edecektin?" dedi.
Muhammed Esed : ve "Aman Allahım!" der, "(Ey eski arkadaşım), neredeyse (beni de) mahvedecektin!
Ömer Nasuhi Bilmen : Der ki: «Vallahi sen az kaldı elbette beni helâk edecek idin.»
Ömer Öngüt : Dedi ki: "Yemin ederim ki sen az daha beni de helâk edecektin!"
Şaban Piriş : -Allah’a yemin ederim ki, sen, neredeyse beni de mahvedecektin! der.
Suat Yıldırım : (54-57) "Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?" Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur. "Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin! Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!"
Süleyman Ateş : "Tallâhi, dedi, sen az daha beni de alçaltacaktın."
Tefhim-ul Kuran : Dedi ki: «Andolsun Allah'a, neredeyse beni de ( şu bulunduğun yere) düşürecektin.»
Ümit Şimşek : Der ki: 'Allah'a yemin olsun, neredeyse beni de helâk edecektin.
Yaşar Nuri Öztürk : Dedi: "Vallahi, az kalsın sen beni de buralara düşürecektin."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}