» 17 / Isrâ  99:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 17 / Isrâ  Suresi: 99
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَوَلَمْ (ÊVLM) = evelem :
2. يَرَوْا (YRVE) = yerav : görmediler mi ki?
3. أَنَّ (ÊN) = enne : şüphesiz
4. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
5. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī :
6. خَلَقَ (ḢLG) = ḣaleḳa : yaratan
7. السَّمَاوَاتِ (ELSMEVET) = s-semāvāti : gökleri
8. وَالْأَرْضَ (VELÊRŽ) = vel'erDe : ve yeri
9. قَادِرٌ (GED̃R) = ḳādirun : kadirdir
10. عَلَىٰ (AL) = ǎlā :
11. أَنْ (ÊN) = en :
12. يَخْلُقَ (YḢLG) = yeḣluḳa : yaratmağa da
13. مِثْلَهُمْ (MS̃LHM) = miṧlehum : kendilerinin benzerini
14. وَجَعَلَ (VCAL) = ve ceǎle : ve koymuştur
15. لَهُمْ (LHM) = lehum : kendileri için
16. أَجَلًا (ÊCLE) = ecelen : bir süre
17. لَا (LE) = lā : yoktur
18. رَيْبَ (RYB) = raybe : şüphe
19. فِيهِ (FYH) = fīhi : onda
20. فَأَبَى (FÊB) = feebā : ama yapmazlar
21. الظَّالِمُونَ (ELƵELMVN) = Z-Zālimūne : zalimler
22. إِلَّا (ÎLE) = illā : başka bir şey
23. كُفُورًا (KFVRE) = kufūran : inkardan
| görmediler mi ki? | şüphesiz | Allah | | yaratan | gökleri | ve yeri | kadirdir | | | yaratmağa da | kendilerinin benzerini | ve koymuştur | kendileri için | bir süre | yoktur | şüphe | onda | ama yapmazlar | zalimler | başka bir şey | inkardan |

[] [REY] [] [] [] [ḢLG] [SMV] [ERŽ] [GD̃R] [] [] [ḢLG] [MS̃L] [CAL] [] [ECL] [] [RYB] [] [EBY] [ƵLM] [] [KFR]
ÊVLM YRVE ÊN ELLH ELZ̃Y ḢLG ELSMEVET VELÊRŽ GED̃R AL ÊN YḢLG MS̃LHM VCAL LHM ÊCLE LE RYB FYH FÊB ELƵELMVN ÎLE KFVRE

evelem yerav enne llahe lleƶī ḣaleḳa s-semāvāti vel'erDe ḳādirun ǎlā en yeḣluḳa miṧlehum ve ceǎle lehum ecelen raybe fīhi feebā Z-Zālimūne illā kufūran
أولم يروا أن الله الذي خلق السماوات والأرض قادر على أن يخلق مثلهم وجعل لهم أجلا لا ريب فيه فأبى الظالمون إلا كفورا

 » 17 / Isrâ  Suresi: 99
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولم | ÊVLM evelem Do not
يروا ر ا ي | REY YRVE yerav görmediler mi ki? they see
أن | ÊN enne şüphesiz that
الله | ELLH llahe Allah Allah,
الذي | ELZ̃Y lleƶī the One Who,
خلق خ ل ق | ḢLG ḢLG ḣaleḳa yaratan created
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti gökleri the heavens
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDe ve yeri and the earth
قادر ق د ر | GD̃R GED̃R ḳādirun kadirdir (is) Able
على | AL ǎlā [on]
أن | ÊN en to
يخلق خ ل ق | ḢLG YḢLG yeḣluḳa yaratmağa da create
مثلهم م ث ل | MS̃L MS̃LHM miṧlehum kendilerinin benzerini the like of them?
وجعل ج ع ل | CAL VCAL ve ceǎle ve koymuştur And He has made
لهم | LHM lehum kendileri için for them
أجلا ا ج ل | ECL ÊCLE ecelen bir süre a term,
لا | LE yoktur no
ريب ر ي ب | RYB RYB raybe şüphe doubt
فيه | FYH fīhi onda in it.
فأبى ا ب ي | EBY FÊB feebā ama yapmazlar But refused
الظالمون ظ ل م | ƵLM ELƵELMVN Z-Zālimūne zalimler the wrongdoers
إلا | ÎLE illā başka bir şey except
كفورا ك ف ر | KFR KFVRE kufūran inkardan disbelief.

17:99 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| görmediler mi ki? | şüphesiz | Allah | | yaratan | gökleri | ve yeri | kadirdir | | | yaratmağa da | kendilerinin benzerini | ve koymuştur | kendileri için | bir süre | yoktur | şüphe | onda | ama yapmazlar | zalimler | başka bir şey | inkardan |

[] [REY] [] [] [] [ḢLG] [SMV] [ERŽ] [GD̃R] [] [] [ḢLG] [MS̃L] [CAL] [] [ECL] [] [RYB] [] [EBY] [ƵLM] [] [KFR]
ÊVLM YRVE ÊN ELLH ELZ̃Y ḢLG ELSMEVET VELÊRŽ GED̃R AL ÊN YḢLG MS̃LHM VCAL LHM ÊCLE LE RYB FYH FÊB ELƵELMVN ÎLE KFVRE

evelem yerav enne llahe lleƶī ḣaleḳa s-semāvāti vel'erDe ḳādirun ǎlā en yeḣluḳa miṧlehum ve ceǎle lehum ecelen raybe fīhi feebā Z-Zālimūne illā kufūran
أولم يروا أن الله الذي خلق السماوات والأرض قادر على أن يخلق مثلهم وجعل لهم أجلا لا ريب فيه فأبى الظالمون إلا كفورا

[] [ر ا ي] [] [] [] [خ ل ق] [س م و] [ا ر ض] [ق د ر] [] [] [خ ل ق] [م ث ل] [ج ع ل] [] [ا ج ل] [] [ر ي ب] [] [ا ب ي] [ظ ل م] [] [ك ف ر]

 » 17 / Isrâ  Suresi: 99
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولم | ÊVLM evelem Do not
,Vav,Lam,Mim,
,6,30,40,
INTG – prefixed interrogative alif
SUP – prefixed supplemental particle
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
الواو زائدة
حرف نفي
يروا ر ا ي | REY YRVE yerav görmediler mi ki? they see
Ye,Re,Vav,Elif,
10,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أن | ÊN enne şüphesiz that
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب من اخوات «ان»
الله | ELLH llahe Allah Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
الذي | ELZ̃Y lleƶī the One Who,
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
خلق خ ل ق | ḢLG ḢLG ḣaleḳa yaratan created
Hı,Lam,Gaf,
600,30,100,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti gökleri the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDe ve yeri and the earth
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم منصوب
قادر ق د ر | GD̃R GED̃R ḳādirun kadirdir (is) Able
Gaf,Elif,Dal,Re,
100,1,4,200,
N – nominative masculine indefinite active participle
اسم مرفوع
على | AL ǎlā [on]
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
أن | ÊN en to
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
يخلق خ ل ق | ḢLG YḢLG yeḣluḳa yaratmağa da create
Ye,Hı,Lam,Gaf,
10,600,30,100,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
مثلهم م ث ل | MS̃L MS̃LHM miṧlehum kendilerinin benzerini the like of them?
Mim,Se,Lam,He,Mim,
40,500,30,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وجعل ج ع ل | CAL VCAL ve ceǎle ve koymuştur And He has made
Vav,Cim,Ayn,Lam,
6,3,70,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
لهم | LHM lehum kendileri için for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
أجلا ا ج ل | ECL ÊCLE ecelen bir süre a term,
,Cim,Lam,Elif,
,3,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
لا | LE yoktur no
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
ريب ر ي ب | RYB RYB raybe şüphe doubt
Re,Ye,Be,
200,10,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
فيه | FYH fīhi onda in it.
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
فأبى ا ب ي | EBY FÊB feebā ama yapmazlar But refused
Fe,,Be,,
80,,2,,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
الظالمون ظ ل م | ƵLM ELƵELMVN Z-Zālimūne zalimler the wrongdoers
Elif,Lam,Zı,Elif,Lam,Mim,Vav,Nun,
1,30,900,1,30,40,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
إلا | ÎLE illā başka bir şey except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
كفورا ك ف ر | KFR KFVRE kufūran inkardan disbelief.
Kef,Fe,Vav,Re,Elif,
20,80,6,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَوَلَمْ: | يَرَوْا: görmediler mi ki? | أَنَّ: şüphesiz | اللَّهَ: Allah | الَّذِي: | خَلَقَ: yaratan | السَّمَاوَاتِ: gökleri | وَالْأَرْضَ: ve yeri | قَادِرٌ: kadirdir | عَلَىٰ: | أَنْ: | يَخْلُقَ: yaratmağa da | مِثْلَهُمْ: kendilerinin benzerini | وَجَعَلَ: ve koymuştur | لَهُمْ: kendileri için | أَجَلًا: bir süre | لَا: yoktur | رَيْبَ: şüphe | فِيهِ: onda | فَأَبَى: ama yapmazlar | الظَّالِمُونَ: zalimler | إِلَّا: başka bir şey | كُفُورًا: inkardan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أولم ÊWLM | يروا YRWE görmediler mi ki? | أن ÊN şüphesiz | الله ELLH Allah | الذي ELZ̃Y | خلق ḢLG yaratan | السماوات ELSMEWET gökleri | والأرض WELÊRŽ ve yeri | قادر GED̃R kadirdir | على AL | أن ÊN | يخلق YḢLG yaratmağa da | مثلهم MS̃LHM kendilerinin benzerini | وجعل WCAL ve koymuştur | لهم LHM kendileri için | أجلا ÊCLE bir süre | لا LE yoktur | ريب RYB şüphe | فيه FYH onda | فأبى FÊB ama yapmazlar | الظالمون ELƵELMWN zalimler | إلا ÎLE başka bir şey | كفورا KFWRE inkardan |
Kırık Meal (Okunuş) : |evelem: | yerav: görmediler mi ki? | enne: şüphesiz | llahe: Allah | lleƶī: | ḣaleḳa: yaratan | s-semāvāti: gökleri | vel'erDe: ve yeri | ḳādirun: kadirdir | ǎlā: | en: | yeḣluḳa: yaratmağa da | miṧlehum: kendilerinin benzerini | ve ceǎle: ve koymuştur | lehum: kendileri için | ecelen: bir süre | : yoktur | raybe: şüphe | fīhi: onda | feebā: ama yapmazlar | Z-Zālimūne: zalimler | illā: başka bir şey | kufūran: inkardan |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊVLM: | YRVE: görmediler mi ki? | ÊN: şüphesiz | ELLH: Allah | ELZ̃Y: | ḢLG: yaratan | ELSMEVET: gökleri | VELÊRŽ: ve yeri | GED̃R: kadirdir | AL: | ÊN: | YḢLG: yaratmağa da | MS̃LHM: kendilerinin benzerini | VCAL: ve koymuştur | LHM: kendileri için | ÊCLE: bir süre | LE: yoktur | RYB: şüphe | FYH: onda | FÊB: ama yapmazlar | ELƵELMVN: zalimler | ÎLE: başka bir şey | KFVRE: inkardan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Görmüyorlar mı ki Allah, öyle bir mabut ki hiç şüphesiz gökleri ve yeryüzünü yaratmıştır, onların benzerini de yaratmaya gücü yeter ve onlar için bir müddet tâyin etmiştir ki şüphe yok bunda. Fakat zulmedenler, kabûl etmezler de ancak küfre kapılırlar.
Adem Uğur : Düşünmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! Allah, onlar için bir vâde takdir etti. Bunda şüphe yoktur. Ama zalimler, inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.
Ahmed Hulusi : Görmediler mi ki, semâları ve arzı yaratmış olan Allâh, kendilerinin BENZERİNİ de yaratmaya Kaadir'dir! Onlar için, kendisinde şüphe olmayan bir ömür takdir etmiştir. Zâlimler sadece hakikati örtücü olarak yaklaştılar.
Ahmet Tekin : Gökleri ve yeri yaratmış olan Allah’ın kendilerinin benzerini de yaratmaya kadir olduğunu düşünmediler mi? Allah onlar için bir vâde takdir etti. Bunda şüphe yoktur. Ama âsiler, kâfirler, zâlimler, inkârda, küfürde, nankörlükte ısrar ettiler.
Ahmet Varol : Görmediler mi ki gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerlerini de yaratmaya güç yetirebilir? Onlar için üzerinde şüphe olmayan bir ecel belirledi. Ancak zalimler küfürde ayak direttiler.
Ali Bulaç : Görmüyorlar mı; gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerini yaratmaya gücü yeter ve onlar için kendisinde şüphe olmayan bir süre (ecel) kılmıştır. Zulmedenler ise ancak inkarda ayak direttiler.
Ali Fikri Yavuz : Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın kendilerinin aynı olan insanları yaratmaya kadir olduğunu görüp bilmediler mi? Allah, o insanlar için, bir de ecel (ölüm vakti) tayin buyurdu ki, onda hiç şüphe yok. Fakat zalimler, hakkı kabulden yüz çevirdiler; ancak küfrü seçtiler.
Bekir Sadak : Gokleri ve yeri yaratan Allah'in, onlarin benzerlerini de tekrar yaratmaya Kadir oldugunu gormezler mi?» Onlar icin suphe goturmeyen bir sure tayin etmistir. yleyken, zalimler, inkarcilikta hala direnirler.
Celal Yıldırım : Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah'ın kendileri gibilerini yaratmaya kudretli bulunduğunu görmezler mi ? Allah onlar için belirli bir süre koymuştur ki, bunda hiç şüphe yoktur. Buna rağmen, zâlimler küfür! ve nankörlükte direnip dururlar.
Diyanet İşleri : Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın kendileri gibilerini yaratmaya kadir olduğunu görmediler mi? Allah onlar için, hakkında hiçbir şüphe bulunmayan bir ecel belirlemiştir. Fakat zalimler ancak inkârda direttiler.
Diyanet İşleri (eski) : Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerlerini de tekrar yaratmaya Kadir olduğunu görmezler mi? Onlar için şüphe götürmeyen bir süre tayin etmiştir. Öyleyken, zalimler, inkarcılıkta hala direnirler.
Diyanet Vakfi : Düşünmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! Allah, onlar için bir vâde takdir etti. Bunda şüphe yoktur. Ama zalimler, inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.
Edip Yüksel : Gökleri ve yeri yaratan ALLAH'ın onların bir benzerini tekrar yaratmaya gücü yeteceğini düşün müyorlar mı? Nitekim onlar için belli ve kesin bir süre koymuştur. Zalimler hala inkar ediyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, kendilerinin aynı olan insanları yaratmaya da kadir olduğunu görüp bilmediler mi? Allah onlar için şüphe edilmeyen bir vâde takdir etmiştir. Fakat zalimler, inkârlarında yine de ısrar ederler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Gökleri ve yeri yaratmış olan Allah'ın, kendilerinin benzerini yaratmaya kadir olduğunu görmediler mi? Kendileri için şüphe edilmeyen bir vade tayin etmiştir. Fakat zalimlerin gavurluktan başkasına baktıkları yok!
Elmalılı Hamdi Yazır : Gökleri ve Yeri yaratmış olan Allahın kendilerinin mislini yaratmağa kadir olduğunu görmedilerde mi? Kendileri için de bir ecel ta'yin etmiş onda hiç şüphe yok? Fakat zalimlerin gâvurluktan başkasına baktıkları yok
Fizilal-il Kuran : Onlar gökleri ve yeri yoktan vareden Allah'ın kendi benzerlerini bir kez daha yaratmaya gücünün yeteceğini görmüyorlar mı? Üstelik Allah onlar için bir gün sona ereceği kuşkusuz olan sınırlı bir yaşama süresi belirledi. Buna rağmen bu zalimler kâfirlikte direndiler.
Gültekin Onan : Görmüyorlar mı, gökleri ve yeri yaratan Tanrı, onların benzerini yaratmaya gücü yeter ve onlar için kendisinde şüphe olmayan bir ecel kılmıştır. Zulmedenler ise ancak küfürde ayak direttiler.
Hakkı Yılmaz : "Onlar, gökleri ve yeri oluşturan Allah'ın, kendilerinin aynı olan insanları oluşturmaya da güç yetiren olduğunu ve onlar için şüphe edilmeyen bir süre sonu belirlemiş olduğunu da görmediler mi? İşte bu şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar, gerçeği örtmeden başka şeyden kaçındılar/ hep gerçekleri örtmeye yöneldiler. "
Hasan Basri Çantay : Onlar gözleri ve yeri yaratan Allahın kendileri gibilerini de yaratmıya kaadir olduğunu görmediler mi? (Allah) onlar için bir ecel ta'yîn etdi ki onda hiç şübhe yokdur. Böyle iken zaalimler ancak gâvurlukda ayak dayamışdır.
Hayrat Neşriyat : Görmediler mi ki, şübhesiz gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da hakkıyla gücü yetendir. Kendileri için bir ecel ta'yîn etti ki, onda hiç şübhe yoktur. Fakat zâlimler, inkârdan başka bir şeyi kabûl etmediler.
İbni Kesir : Görmezler mi ki; gökleri ve yeri yaratmış olan Allah; onların benzerlerini de yaratmaya Kadir'dir. Onlar için şüphe olmayan bir ecel kılmıştır Buna rağmen zalimler küfürden başka bir şeyde diretmediler.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlar; Allah'ın, semaları ve yeryüzünü yarattığını ve onların bir mislini daha yaratmaya kaadir (muktedir) olduğunu görmüyorlar mı? Onlar için, onda (hakkında) şüphe olmayan bir ecel kıldı (belli bir süre taktir etti). Buna rağmen zulmedenler, sadece inkâr ederek direndiler.
Muhammed Esed : Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onları kendi eşkalleri üzere yeniden yaratacak güce sahip olduğunu ve onları yeniden diriltmek için, sonu geleceğinden şüphe olmayan bir süre belirlemiş bulunduğunu kavrayamıyorlar mı? Ama şu var ki, zalimler küfürden başka her şeye karşı çekimser davranırlar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar görmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah Teâlâ, elbette ki onların mislini yaratmaya da kâdirdir ve onlar için bir ecel de tayin etmiştir ki, onda bir şüphe yoktur. Öyle iken zalimler, ancak küfürde ısrar eder durur, başkasından çekinmiş bulunurlar.
Ömer Öngüt : Görmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerlerini yaratmaya da kâdirdir. Onlar için şüphe olmayan bir ecel kılmıştır. Buna rağmen zâlimler küfürden başka bir şeyde diretmediler.
Şaban Piriş : Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerlerini de yaratmaya ve onlara hiç şüphesiz bir ecel tayin etmeye gücünün yettiğini görmüyorlar mı? Buna rağmen zalimler yine de küfürde direnmektedirler.
Suat Yıldırım : Görüp düşünmüyorlar mı ki gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya elbette kadirdir?O, kendileri için asla, şüphe götürmeyecek bir vâde belirlemiştir. Ama zalimlerin işleri güçleri inkârdan ibaret!
Süleyman Ateş : Görmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratan Allâh, kendilerinin benzerini yaratmağa da kâdirdir? Kendileri için, bir süre koymuştur, onda hiç şüphe yoktur. Ama zâlimler inkârdan başka bir şey yapmazlar.
Tefhim-ul Kuran : Görmüyorlar mı; gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerini yaratmaya gücü yeter ve onlar için de kendisinde şüphe olmayan bir süre (ecel) kılmıştır. Zulmedenler ise ancak inkârda ayak direttiler.
Ümit Şimşek : Onlar görmüyor mu ki, gökleri ve yeri yaratan Allah'ın gücü, onların benzerini yaratmaya da yeter? Allah, onlar için de geleceğinde kuşku olmayan bir ecel belirlemiştir. Fakat zalimler yine inkârdan geri durmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Görmediler mi ki, o, gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerlerini yaratmaya da Kaadir'dir. Onlar için bir süre belirlemiştir, bunda kuşku yok. Ama zalimler, inkârdan başka bir şeyde direnmiyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}