» 21 / Enbiyâ  101:

Kuran Sırası: 21
İniş Sırası: 73
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 101
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّ (ÎN) = inne : kuşkusuz
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. سَبَقَتْ (SBGT) = sebeḳat : geçmiş olan(lar)
4. لَهُمْ (LHM) = lehum : kendilerine
5. مِنَّا (MNE) = minnā : bizden
6. الْحُسْنَىٰ (ELḪSN) = l-Husnā : güzellik
7. أُولَٰئِكَ (ÊVLÙK) = ulāike : işte onlar
8. عَنْهَا (ANHE) = ǎnhā : ondan (cehennemden)
9. مُبْعَدُونَ (MBAD̃VN) = mub'ǎdūne : uzaklaştırılmışlardır
kuşkusuz | kimseler | geçmiş olan(lar) | kendilerine | bizden | güzellik | işte onlar | ondan (cehennemden) | uzaklaştırılmışlardır |

[] [] [SBG] [] [] [ḪSN] [] [] [BAD̃]
ÎN ELZ̃YN SBGT LHM MNE ELḪSN ÊVLÙK ANHE MBAD̃VN

inne elleƶīne sebeḳat lehum minnā l-Husnā ulāike ǎnhā mub'ǎdūne
إن الذين سبقت لهم منا الحسنى أولئك عنها مبعدون

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 101
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne kuşkusuz Indeed,
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those
سبقت س ب ق | SBG SBGT sebeḳat geçmiş olan(lar) has gone forth
لهم | LHM lehum kendilerine for them
منا | MNE minnā bizden from Us
الحسنى ح س ن | ḪSN ELḪSN l-Husnā güzellik the good,
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte onlar those
عنها | ANHE ǎnhā ondan (cehennemden) from it
مبعدون ب ع د | BAD̃ MBAD̃VN mub'ǎdūne uzaklaştırılmışlardır (will be) removed far.

21:101 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

kuşkusuz | kimseler | geçmiş olan(lar) | kendilerine | bizden | güzellik | işte onlar | ondan (cehennemden) | uzaklaştırılmışlardır |

[] [] [SBG] [] [] [ḪSN] [] [] [BAD̃]
ÎN ELZ̃YN SBGT LHM MNE ELḪSN ÊVLÙK ANHE MBAD̃VN

inne elleƶīne sebeḳat lehum minnā l-Husnā ulāike ǎnhā mub'ǎdūne
إن الذين سبقت لهم منا الحسنى أولئك عنها مبعدون

[] [] [س ب ق] [] [] [ح س ن] [] [] [ب ع د]

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 101
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne kuşkusuz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
سبقت س ب ق | SBG SBGT sebeḳat geçmiş olan(lar) has gone forth
Sin,Be,Gaf,Te,
60,2,100,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
لهم | LHM lehum kendilerine for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
منا | MNE minnā bizden from Us
Mim,Nun,Elif,
40,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
الحسنى ح س ن | ḪSN ELḪSN l-Husnā güzellik the good,
Elif,Lam,Ha,Sin,Nun,,
1,30,8,60,50,,
N – nominative feminine singular noun
اسم مرفوع
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte onlar those
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
عنها | ANHE ǎnhā ondan (cehennemden) from it
Ayn,Nun,He,Elif,
70,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
مبعدون ب ع د | BAD̃ MBAD̃VN mub'ǎdūne uzaklaştırılmışlardır (will be) removed far.
Mim,Be,Ayn,Dal,Vav,Nun,
40,2,70,4,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) passive participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ: kuşkusuz | الَّذِينَ: kimseler | سَبَقَتْ: geçmiş olan(lar) | لَهُمْ: kendilerine | مِنَّا: bizden | الْحُسْنَىٰ: güzellik | أُولَٰئِكَ: işte onlar | عَنْهَا: ondan (cehennemden) | مُبْعَدُونَ: uzaklaştırılmışlardır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN kuşkusuz | الذين ELZ̃YN kimseler | سبقت SBGT geçmiş olan(lar) | لهم LHM kendilerine | منا MNE bizden | الحسنى ELḪSN güzellik | أولئك ÊWLÙK işte onlar | عنها ANHE ondan (cehennemden) | مبعدون MBAD̃WN uzaklaştırılmışlardır |
Kırık Meal (Okunuş) : |inne: kuşkusuz | elleƶīne: kimseler | sebeḳat: geçmiş olan(lar) | lehum: kendilerine | minnā: bizden | l-Husnā: güzellik | ulāike: işte onlar | ǎnhā: ondan (cehennemden) | mub'ǎdūne: uzaklaştırılmışlardır |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: kuşkusuz | ELZ̃YN: kimseler | SBGT: geçmiş olan(lar) | LHM: kendilerine | MNE: bizden | ELḪSN: güzellik | ÊVLÙK: işte onlar | ANHE: ondan (cehennemden) | MBAD̃VN: uzaklaştırılmışlardır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat kendilerine, tarafımızdan güzel bir vaitte bulunulan, haklarında iyilik takdîr edilen kimseler, oradan uzaklaşmışlardır.
Adem Uğur : Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.
Ahmed Hulusi : Bizden kendilerine güzellik, saadet takdir edilmiş olan kimselere gelince, işte onlar ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.
Ahmet Tekin : Amelleri sebebiyle tarafımızdan, kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlar, işte onlar, cehennemden uzak tutulurlar.
Ahmet Varol : Bizden kendileri için önceden güzellik takdir edilmiş olanlar işte onlar oradan uzaklaştırılırlar.
Ali Bulaç : Ama bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar; işte, onlar, ondan uzaklaştırılmışlardır.
Ali Fikri Yavuz : Şüphesiz ki, kendilerine bizden saadet icap etmiş olanlar, işte bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.
Bekir Sadak : Yaptiklarina karsilik katimizdan kendileri icin iyi seyler yazilmis olanlar, iste onlar cehennemden uzak tutulanlardir.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki bizden kendilerine en güzel (en doyurucu mutluluk) sözü verilmiş olanlar (var ya), işte onlar Cehennem'den uzak tutulmuşlardır.
Diyanet İşleri : Şüphesiz kendileri için tarafımızdan en güzel mükâfat hazırlanmış olanlar var ya; işte bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.
Diyanet İşleri (eski) : Yaptıklarına karşılık katımızdan kendileri için iyi şeyler yazılmış olanlar, işte onlar cehennemden uzak tutulanlardır.
Diyanet Vakfi : Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.
Edip Yüksel : Ancak kendilerine mutlu bir son belirlediklerimiz hariç, onlar ondan uzaklaştırılacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şüphesiz katımızdan kendileri için güzel şeyler takdir edilmiş olanlar, işte oradan (cehennemden) uzak tutulanlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şüphe yok ki, haklarında Bizden güzellik takdir edilmiş olanlar ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şübhe yok ki haklarında bizden husnâ sebkedenler, bunlar, ondan uzaklaştırılmışlardır
Fizilal-il Kuran : Daha önce akıbetlerinin iyi olacağını takdir ettiğimiz kimselere gelince, onlar cehennemden uzak tutulacaklardır.
Gültekin Onan : Ama bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar; işte, onlar, ondan uzaklaştırılmışlardır.
Hakkı Yılmaz : (101,102) "Şüphesiz tarafımızdan kendilerine “En Güzel” hazırlanan kimseler; işte onlar, cehennemden uzaklaştırılmışlardır. Onlar, cehennemin uğultusunu duymazlar. Onlar, nefislerinin istediği şeyler içinde sürekli kalıcıdırlar. "
Hasan Basri Çantay : Şübhe yok ki kendileri için bizden en güzel (bir seâdet) sebk etmiş (takdîr edilmiş) olanlar, işte bunlar oradan (cehennemden) uzaklaşdırılmışlardır.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki tarafımızdan kendilerine en güzel (saâdet) takdîr edilmiş olanlar var ya, işte onlar ondan (Cehennemden) uzaklaştırılmış kimselerdir.
İbni Kesir : Şüphesiz ki daha önce, kendilerine Bizden güzellik vaadi geçmiş olanlar; bunlar, oradan uzaklaştırılmışlardır.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Bizden kendilerine hüsna (güzellikler) ulaşanlar (yazılanlar), işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılanlardır.
Muhammed Esed : (Ama,) bakın, kendileri için katımızdan nihai iyilik ve güzellik (yazılmış) bulunanlara gelince; böyleleri (cehennemden) uzak tutulacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak ki, kendileri için Bizden bir güzellik sebk etmiş olanlar, oradan uzak bulundurulmuşlardır.
Ömer Öngüt : O kimseler ki tâ ezelden haklarında tarafımızdan en güzel bir saâdet sebketmiş, iyilik fermanı çıkmıştır. Bunlar ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.
Şaban Piriş : (Yaptıklarına karşılık) Bizden iyilik ödülü kazananlar ise, onlar cehennemden uzak tutulur.
Suat Yıldırım : Ama kendileri hakkında Bizden ebedî mutluluk takdir edilmiş olanlar, cehennemden uzak tutulacaklardır.
Süleyman Ateş : Ama bizden kendilerine (ezelde) güzellik geçmiş (mutluluk takdir edilmiş) olanlar, işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.
Tefhim-ul Kuran : Ama bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar; işte onlar, ondan uzaklaştırılmış olanlardır.
Ümit Şimşek : Kendileri için güzellik takdir ettiğimiz kimselere gelince, onlar Cehennemden uzak tutulmuştur.
Yaşar Nuri Öztürk : Tarafımızdan kendilerine güzellik hazırlananlara gelince, bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}