V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
حرقوه
ح ر ق | ḪRG
ḪRGVH
Harriḳūhu
onu (İbrahim'i) yakın
"""Burn him"
Ha,Re,Gaf,Vav,He, 8,200,100,6,5,
V – 2nd person masculine plural (form II) imperative verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person masculine singular object pronoun فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وانصروا
ن ص ر | NṦR
VENṦRVE
venSurū
ve yardım edin
and support
Vav,Elif,Nun,Sad,Re,Vav,Elif, 6,1,50,90,200,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 2nd person masculine plural imperative verb PRON – subject pronoun الواو عاطفة فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
آلهتكم
ا ل ه | ELH
ËLHTKM
ālihetekum
tanrılarınıza
your gods,
,Lam,He,Te,Kef,Mim, ,30,5,400,20,40,
N – accusative masculine plural noun PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إن
|
ÎN
in
eğer
if
,Nun, ,50,
COND – conditional particle حرف شرط
كنتم
ك و ن | KVN
KNTM
kuntum
siz
you are
Kef,Nun,Te,Mim, 20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
فاعلين
ف ع ل | FAL
FEALYN
fāǐlīne
(bir iş) yapacaksanız
"doers."""
Fe,Elif,Ayn,Lam,Ye,Nun, 80,1,70,30,10,50,
N – accusative masculine plural active participle اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler ki | حَرِّقُوهُ: onu (İbrahim'i) yakın | وَانْصُرُوا: ve yardım edin | الِهَتَكُمْ: tanrılarınıza | إِنْ: eğer | كُنْتُمْ: siz | فَاعِلِينَ: (bir iş) yapacaksanız |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWEdediler ki | حرقوه ḪRGWHonu (İbrahim'i) yakın | وانصروا WENṦRWEve yardım edin | آلهتكم ËLHTKMtanrılarınıza | إن ÎNeğer | كنتم KNTMsiz | فاعلين FEALYN(bir iş) yapacaksanız |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler ki | Harriḳūhu: onu (İbrahim'i) yakın | venSurū: ve yardım edin | ālihetekum: tanrılarınıza | in: eğer | kuntum: siz | fāǐlīne: (bir iş) yapacaksanız |
Kırık Meal (Transcript) : |GELVE: dediler ki | ḪRGVH: onu (İbrahim'i) yakın | VENṦRVE: ve yardım edin | ËLHTKM: tanrılarınıza | ÎN: eğer | KNTM: siz | FEALYN: (bir iş) yapacaksanız |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bir şey yapacaksanız dediler, yakın onu da mâbutlarınıza yardım edin.
Adem Uğur : (Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Onu (İbrahim'i) yakarak tanrılarınıza destek verin. . . Eğer elinizden bir şey gelirse (bunu yapın). "
Ahmet Tekin : Bir kısmı, saray ileri gelenleri:
'Eğer bir şey yapmakta kararlı iseniz, şunu yakın da, tanrılarınıza yardım edin, öclerini alın' dediler.
Ahmet Varol : Dediler ki: 'Eğer bir şey yapacaksanız, onu yakın da ilahlarınıza yardım edin!'
Ali Bulaç : Dediler ki: "Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun."
Ali Fikri Yavuz : (Nemrud ve kavmi şöyle) dediler: “- Bunu (İbrâhîm’i) yakın da İlâhlarınızın öcünü alın; eğer bir iş yapacaksanız...”
Bekir Sadak : Onlar: «Bir sey yapacaksaniz, sunu yakin da tanrilariniza yardim edin» dediler.
Celal Yıldırım : Onlar, «eğer (İbrahim'e ceza olarak bir şey) yapacaksanız onu ateşte yakın da tanrılarınıza yardımcı olun» dediler.
Diyanet İşleri : (İçlerinden bazıları), “Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Onlar: 'Bir şey yapacaksanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin' dediler.
Diyanet Vakfi : (Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler.
Edip Yüksel : 'Bir şey yapacaksanız onu yakın da tanrılarınızı destekleyin,' dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (Onlar): «Siz bunu yakın da tanrılarınızın öcünü alın, eğer birşey yapacaksanız!» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Siz bunu, dediler: yakın da ilâhlarınızın öcünü alın, bir iş yapacaksınız
Fizilal-il Kuran : O zaman soydaşları «Eğer ilahlarınızın tarafını tutacaksanız İbrahim'i ateşe atınız da böylece onları destekleyiniz» dediler.
Gültekin Onan : Dediler ki: "Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve tanrılarınıza yardımda bulunun."
Hakkı Yılmaz : Toplumu: “Eğer yapanlarsanız, şunu yandırın [ateşe verin, sıkıntıya sokun] ve tanrılarınıza yardım edin” dediler.
Hasan Basri Çantay : Dediler: «Ona yakın! (bu suretle) Tanrılarınıza yardım edin, eğer (bir iş) yapanlarsanız».
Hayrat Neşriyat : (Bazıları:) 'Eğer (bir iş) yapacak kimseler iseniz, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin!' dediler.
İbni Kesir : Onlar: Bir şey yapacaksanız şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin, dedi
İskender Evrenosoğlu : “Eğer yapabilirseniz, onu (İbrâhîm A.S'ı) yakın! Ve ilâhlarınıza yardım edin.” dediler.
Muhammed Esed : "Eğer (bir şey) yapacaksanız" dediler, "bari o'nu yakın da, böylece tanrılarınıza arka çıkmış olun!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «O'nu yakınız ve ilâhlarınıza yardım ediniz. Eğer yapacak kimseler iseniz.»
Ömer Öngüt : Dediler ki: “Eğer bir iş yapacaksanız, şunu yakın da ilâhlarınıza yardım edin!”
Şaban Piriş : -Eğer bir şey yapacaksanız, şunu yakın da, ilahlarınıza yardım edin, dediler.
Suat Yıldırım : "Eğer yapacağınız bir şey varsa, dediler, o da bunu yakmaktır. Böyle yapın da tanrılarınıza sahip çıkın!"
Süleyman Ateş : Dediler: "Onu yakın, tanrılarınıza yardım edin, eğer bir iş yapacaksanız."
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun.»
Ümit Şimşek : 'Eğer bir iş yapacaksanız,' dediler, 'onu yakarak tanrılarınıza yardımcı olun.'
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler: "Yakın bunu! Eğer birşey yapacak kişilerseniz, ilahlarınıza yardım edin."
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]