V – 1st person plural (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
موسى
|
MVS
mūsā
Musa'yı
Musa
Mim,Vav,Sin,, 40,6,60,,
"PN – nominative masculine proper noun → Musa" اسم علم مرفوع
وأخاه
ا خ و | EḢV
VÊḢEH
ve eḣāhu
ve kardeşi
and his brother
Vav,,Hı,Elif,He, 6,,600,1,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – nominative masculine singular noun PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun الواو عاطفة اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
هارون
|
HERVN
hārūne
Harun'u
Harun
He,Elif,Re,Vav,Nun, 5,1,200,6,50,
"PN – accusative masculine proper noun → Harun" اسم علم منصوب
بآياتنا
ا ي ي | EYY
B ËYETNE
biāyātinā
ayetlerimizle
with Our Signs
Be,,Ye,Elif,Te,Nun,Elif, 2,,10,1,400,50,1,
P – prefixed preposition bi N – genitive feminine plural noun PRON – 1st person plural possessive pronoun جار ومجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وسلطان
س ل ط | SLŦ
VSLŦEN
ve sulTānin
ve bir delille
and an authority
Vav,Sin,Lam,Tı,Elif,Nun, 6,60,30,9,1,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – genitive masculine indefinite noun الواو عاطفة اسم مجرور
مبين
ب ي ن | BYN
MBYN
mubīnin
apaçık
clear
Mim,Be,Ye,Nun, 40,2,10,50,
N – genitive masculine indefinite (form IV) active participle اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |ثُمَّ: sonra | أَرْسَلْنَا: gönderdik | مُوسَىٰ: Musa'yı | وَأَخَاهُ: ve kardeşi | هَارُونَ: Harun'u | بِايَاتِنَا: ayetlerimizle | وَسُلْطَانٍ: ve bir delille | مُبِينٍ: apaçık |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ثم S̃Msonra | أرسلنا ÊRSLNEgönderdik | موسى MWSMusa'yı | وأخاه WÊḢEHve kardeşi | هارون HERWNHarun'u | بآياتنا B ËYETNEayetlerimizle | وسلطان WSLŦENve bir delille | مبين MBYNapaçık |
Kırık Meal (Okunuş) : |ṧumme: sonra | erselnā: gönderdik | mūsā: Musa'yı | ve eḣāhu: ve kardeşi | hārūne: Harun'u | biāyātinā: ayetlerimizle | ve sulTānin: ve bir delille | mubīnin: apaçık |
Kırık Meal (Transcript) : |S̃M: sonra | ÊRSLNE: gönderdik | MVS: Musa'yı | VÊḢEH: ve kardeşi | HERVN: Harun'u | B ËYETNE: ayetlerimizle | VSLŦEN: ve bir delille | MBYN: apaçık |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sonra Mûsâ'yı ve kardeşi Hârûn'u, delillerimizle ve apaçık bir burhanla gönderdik.
Adem Uğur : Sonra âyetlerimizle ve apaçık bir fermanla Musa ve kardeşi Harun'u gönderdik.
Ahmed Hulusi : Sonra Musa'yı ve kardeşi Harun'u, delillerimiz ve karşı konulamaz potansiyel olarak, karşılarına çıkardık.
Ahmet Tekin : Sonra Mûsâ ve Hârûn’u âyetlerimiz, mûcizelerimizle, apaçık bir ferman ile, ilâhî bir yetki ile, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamber olarak gönderdik.
Ahmet Varol : Sonra Musa'yı ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.
Ali Bulaç : Sonra Musa ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.
Ali Fikri Yavuz : (45-46) Sonra Mûsa ile kardeşi Harûn’u, mucizelerimizle ve açık bir hüccetle, Firavun’a ve onun ileri gelenlerine gönderdik de bunlar, (iman etmeyi) kibirlerine yediremediler. Onlar büyüklenen bir kavimdiler.
Bekir Sadak : (45-46) Sonra Musa ve kardesi Harun'u, Firavun ve erkanina mucizelerimiz ve apacik delille gonderdik. Buyukluk tasladilar. Zaten magrur bir topluluktular.
Celal Yıldırım : (45-46) Sonra da Musâ ile kardeşi Harun'u, Fir'avn'a ve onun yandaşlarına mu'cizelerle ve çok açık belge ve delillerle gönderdik. Onlar ise büyüklük tasladılar. Zaten dik başlı, kendilerini çok yükseklerde gören bir milletti.
Diyanet İşleri : (45-46) Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn’u mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de (onlar) büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk oldular.
Diyanet İşleri (eski) : (45-46) Sonra Musa ve kardeşi Harun'u, Firavun ve erkanına mucizelerimiz ve apaçık delille gönderdik. Büyüklük tasladılar. Zaten mağrur bir topluluktular.
Diyanet Vakfi : (45-46) Sonra âyetlerimizle ve apaçık bir fermanla Musa ve kardeşi Harun'u Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik. Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.
Edip Yüksel : Sonra biz, Musa'yı ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sonra birtakım âyetlerimiz ve açık bir ferman ile Musa'yı ve kardeşi Harun'u gönderdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra bir takım ayetlerimiz ve açık bir ferman ile Musa'yı ve kardeşi Harun'u gönderdik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra bir takım âyetlerimiz ve açık bir ferman ile Musâyı ve kardeşi Harûnu gönderdik
Fizilal-il Kuran : Sonra Musa ile kardeşi Harun'u ayetlerimiz ile ve açık kanıtla destekli olarak gönderdik.
Gültekin Onan : Sonra Musa ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.
Hakkı Yılmaz : (45,46) Sonra da Mûsâ ve kardeşi Hârûn'u âyetlerimizle/ alâmetlerimizle/ göstergelerimizle ve apaçık bir güç ile Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik/elçi yaptık. Bunun üzerine kendilerinin büyüklüğüne inandılar ve ululuk taslayan bir toplum oldular.
Hasan Basri Çantay : (45-46) Daha sonra Musâyi ve biraderi Hârunu bunca mucizelerimizle ve apaçık hüccetimizle Fir'avne ve onun ileri gelenlerine gönderdik de (îman etmeyi bir türlü) kibirlerine yediremediler. Onlar mütekebbir ve müstebid adamlardı.
Hayrat Neşriyat : (45-46) Sonra Mûsâ’yı ve kardeşi Hârûn’u, âyetlerimizle ve apaçık bir delil ile Fir'avun’a ve onun ileri gelenlerine gönderdik, fakat (onlar) kibirlendiler; zâten büyüklük taslayan bir kavim idiler.
İbni Kesir : Sonra Musa'yı ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve apaçık delillerle gönderdik.
İskender Evrenosoğlu : Sonra Hz. Musa'yı ve kardeşi Hz. Harun'u, âyetlerimizle ve apaçık sultanla (Tevrat'la) gönderdik.
Muhammed Esed : Ve sonra, Musa ve kardeşi Harun'u, mesajlarımızla ve apaçık bir yetkiyle
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra Mûsa'yı ve kardeşi Harun'u âyetlerimizle ve bir açık hüccet ile gönderdik.
Ömer Öngüt : Sonra Musa'yı ve kardeşi Harun'u âyetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.
Şaban Piriş : Sonra, Musa ve kardeşi Harun’u ayetlerimiz ve apaçık belge ile göndermiştik.
Suat Yıldırım : (45-46) Sonra da Mûsa ile kardeşi Hârun’u âyetlerimizle ve apaçık delille Firavun ile ileri gelen yardımcılarına gönderdik. Onlar da hakkı kabulden kibirlendiler. Zaten onlar kendilerini çok büyük gören bir zümre idi.
Süleyman Ateş : Sonra Mûsâ'yı ve kardeşi Hârûn'u âyetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik;
Tefhim-ul Kuran : Sonra Musa ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.
Ümit Şimşek : Sonra Musa ile kardeşi Harun'u âyetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.
Yaşar Nuri Öztürk : Sonra, Mûsa ile kardeşi Hârun'u mucizelerimizle, açık bir kanıtla gönderdik;
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]