» 23 / Mü’minûn  33:

Kuran Sırası: 23
İniş Sırası: 74
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 33
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقَالَ (VGEL) = ve ḳāle : ve dedi ki
2. الْمَلَأُ (ELMLÊ) = l-meleu : ileri gelenler
3. مِنْ (MN) = min : -nden
4. قَوْمِهِ (GVMH) = ḳavmihi : kavmi-
5. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne :
6. كَفَرُوا (KFRVE) = keferū : inkar edenler
7. وَكَذَّبُوا (VKZ̃BVE) = ve keƶƶebū : ve yalanlayanlar
8. بِلِقَاءِ (BLGEÙ) = biliḳā'i : buluşmasını
9. الْاخِرَةِ (EL ËḢRT) = l-āḣirati : ahiret
10. وَأَتْرَفْنَاهُمْ (VÊTRFNEHM) = veetrafnāhum : ve kendilerine refah verdiklerimiz
11. فِي (FY) = fī :
12. الْحَيَاةِ (ELḪYET) = l-Hayāti : hayatında
13. الدُّنْيَا (ELD̃NYE) = d-dunyā : dünya
14. مَا (ME) = mā : değildir
15. هَٰذَا (HZ̃E) = hāƶā : bu
16. إِلَّا (ÎLE) = illā : başka bir şey
17. بَشَرٌ (BŞR) = beşerun : bir insandan
18. مِثْلُكُمْ (MS̃LKM) = miṧlukum : sizin gibi
19. يَأْكُلُ (YÊKL) = ye'kulu : yiyor
20. مِمَّا (MME) = mimmā : -den
21. تَأْكُلُونَ (TÊKLVN) = te'kulūne : sizin yediğiniz-
22. مِنْهُ (MNH) = minhu : ondan
23. وَيَشْرَبُ (VYŞRB) = ve yeşrabu : ve içiyor
24. مِمَّا (MME) = mimmā : -den
25. تَشْرَبُونَ (TŞRBVN) = teşrabūne : sizin içtiğiniz-
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقَالَ: ve dedi ki | الْمَلَأُ: ileri gelenler | مِنْ: -nden | قَوْمِهِ: kavmi- | الَّذِينَ: | كَفَرُوا: inkar edenler | وَكَذَّبُوا: ve yalanlayanlar | بِلِقَاءِ: buluşmasını | الْاخِرَةِ: ahiret | وَأَتْرَفْنَاهُمْ: ve kendilerine refah verdiklerimiz | فِي: | الْحَيَاةِ: hayatında | الدُّنْيَا: dünya | مَا: değildir | هَٰذَا: bu | إِلَّا: başka bir şey | بَشَرٌ: bir insandan | مِثْلُكُمْ: sizin gibi | يَأْكُلُ: yiyor | مِمَّا: -den | تَأْكُلُونَ: sizin yediğiniz- | مِنْهُ: ondan | وَيَشْرَبُ: ve içiyor | مِمَّا: -den | تَشْرَبُونَ: sizin içtiğiniz- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقال WGEL ve dedi ki | الملأ ELMLÊ ileri gelenler | من MN -nden | قومه GWMH kavmi- | الذين ELZ̃YN | كفروا KFRWE inkar edenler | وكذبوا WKZ̃BWE ve yalanlayanlar | بلقاء BLGEÙ buluşmasını | الآخرة EL ËḢRT ahiret | وأترفناهم WÊTRFNEHM ve kendilerine refah verdiklerimiz | في FY | الحياة ELḪYET hayatında | الدنيا ELD̃NYE dünya | ما ME değildir | هذا HZ̃E bu | إلا ÎLE başka bir şey | بشر BŞR bir insandan | مثلكم MS̃LKM sizin gibi | يأكل YÊKL yiyor | مما MME -den | تأكلون TÊKLWN sizin yediğiniz- | منه MNH ondan | ويشرب WYŞRB ve içiyor | مما MME -den | تشربون TŞRBWN sizin içtiğiniz- |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳāle: ve dedi ki | l-meleu: ileri gelenler | min: -nden | ḳavmihi: kavmi- | elleƶīne: | keferū: inkar edenler | ve keƶƶebū: ve yalanlayanlar | biliḳā'i: buluşmasını | l-āḣirati: ahiret | veetrafnāhum: ve kendilerine refah verdiklerimiz | : | l-Hayāti: hayatında | d-dunyā: dünya | : değildir | hāƶā: bu | illā: başka bir şey | beşerun: bir insandan | miṧlukum: sizin gibi | ye'kulu: yiyor | mimmā: -den | te'kulūne: sizin yediğiniz- | minhu: ondan | ve yeşrabu: ve içiyor | mimmā: -den | teşrabūne: sizin içtiğiniz- |
Kırık Meal (Transcript) : |VGEL: ve dedi ki | ELMLÊ: ileri gelenler | MN: -nden | GVMH: kavmi- | ELZ̃YN: | KFRVE: inkar edenler | VKZ̃BVE: ve yalanlayanlar | BLGEÙ: buluşmasını | EL ËḢRT: ahiret | VÊTRFNEHM: ve kendilerine refah verdiklerimiz | FY: | ELḪYET: hayatında | ELD̃NYE: dünya | ME: değildir | HZ̃E: bu | ÎLE: başka bir şey | BŞR: bir insandan | MS̃LKM: sizin gibi | YÊKL: yiyor | MME: -den | TÊKLVN: sizin yediğiniz- | MNH: ondan | VYŞRB: ve içiyor | MME: -den | TŞRBVN: sizin içtiğiniz- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kavminin ileri gelenlerinden kâfir olanlar ve âhirete ulaşmayı yalanlayanlar, onlara dünyâ yaşayışında nîmetler verdiğimiz halde bu dediler, sizin gibi bir insandan başka bir şey değil; yediğiniz şeylerden o da yemekte ve içtiğiniz şeylerden o da içmekte.
Adem Uğur : Onun kavminden, kâfir olup ahirete ulaşmayı inkâr eden ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz varlıklı kişiler: "Bu, dediler, sadece sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yer, sizin içtiğinizden içer."
Ahmed Hulusi : Onun kavminden hakikat bilgisini inkâr edenler, sonsuz geleceklerini yaşamayı yalanlayanlar ve dünya hayatında refaha - imkânlara kavuşturduğumuz o gelenekçi ileri gelenler dedi ki: "Bu sizin gibi bir beşerden başka değil. . . Sizin yediğinizden yiyor ve sizin içtiğinizden içiyor. "
Ahmet Tekin : Kavminden kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek ört-bas edip inkârda ısrar eden küfre saplananlar, âhirette, ebedî yurtta hesaba çekilmeyi, mükâfat ve cezayı yalanlayanlar, dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz kodamanlar: 'Bu sadece sizin gibi bir insan. Sizin yediklerinizden yiyor, sizin içtiğiniz şeylerden içiyor.' dediler.
Ahmet Varol : Kavminden inkâr eden, ahiret buluşmasını yalanlayan ve kendilerine dünya hayatında bolluk, refah vermiş olduğumuz ileri gelenler dediler ki: 'Bu sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Sizin yediğinizden yiyor ve sizin içtiğinizden içiyor.
Ali Bulaç : Kendi kavminden, inkâr edip ahirete kavuşmayı yalanlayan ve kendilerine, dünya hayatında refah verdiğimiz önde gelenler dedi ki: "Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir, kendisi de sizin yediklerinizden yemekte ve içtiklerinizden içmektedir."
Ali Fikri Yavuz : Dünya hayatında kendilerine nimet (mal ve evlâd bolluğu) verdiğimiz halde, küfredip ahiretteki hesabla karşılaşmayı yalanlıyan ve o peygamberin kavminden ileri gelen bir topluluk şöyle dedi: “- Bu, ancak sizin gibi bir insandır. Sizin yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor (bu bir peygamber olamaz).
Bekir Sadak : Onun, inkarci ve ahirete kavusmayi yalanlayan milletinin ileri gelenleri ki Biz onlara bu dunya hayatinda nimet vermistik soyle dediler: «Bu, yediginizden yiyen, ictiginizden icen sizin gibi bir insandan baska birsey degildir.»
Celal Yıldırım : O'nun kavminden küfredip Âhiret'e kavuşmayı yalan (ve saçma) sayan, Dünya hayatında refaha kavuşturduğumuz ileri gelenler dediler ki: «Bu da ancak sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor.
Diyanet İşleri : O peygamberin kavminden, Allah’ı inkâr eden, ahireti yalanlayan ve bizim dünya hayatında kendilerine bol bol nimet verdiğimiz ileri gelenler şöyle dediler: “O da ancak sizin gibi bir insandır. Sizin yediğiniz şeylerden yiyor, içtiğiniz şeylerden içiyor.”
Diyanet İşleri (eski) : Onun, inkarcı ve ahirete kavuşmayı yalanlayan milletinin ileri gelenleri ki Biz onlara bu dünya hayatında nimet vermiştik şöyle dediler: 'Bu, yediğinizden yiyen, içtiğinizden içen sizin gibi bir insandan başka birşey değildir.'
Diyanet Vakfi : Onun kavminden, kâfir olup ahirete ulaşmayı inkâr eden ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz varlıklı kişiler: «Bu, dediler, sadece sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yer, sizin içtiğinizden içer.»
Edip Yüksel : Dünya hayatında kendilerine alabildiğine nimetler bağışlamamıza rağmen, ahiret karşılaşmasını yalanlayıp inkar eden, halkının ileri gelenleri şöyle dediler: 'Bu, yalnızca sizin gibi bir insandır. Sizin yediğinizden yiyor, sizin içtiğinizden içiyor.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onun kavminden, kâfir olup ahirete ulaşmayı yalanlayan ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz kodaman güruh dedi ki: «Bu dediler, sadece sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yer, sizin içtiğinizden içer.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz halde küfredip ahirete ulaşmayı yalanlayan kavminden o kodaman güruh ise şöyle dedi: «Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değil; yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor.
Elmalılı Hamdi Yazır : Dünya hayatta kendilerine refah verdiğimiz halde küfredip Âhıret likasını tekzib eyliyen kavminden o (mele') kodaman güruh ise şöyle dedi: «bu başka değil, ancak sizin gibi bir beşer, yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor
Fizilal-il Kuran : Soydaşları arasındaki ahiret buluşmasını yalanlayan ve kendilerine bol nimet verdiğimiz için baştan çıkan öncü kâfirler dediler ki; «Bu adam tıpkı sizin gibi bir insandır, sizin yediğinizden yiyor ve sizin içtiğinizden içiyor.»
Gültekin Onan : Kendi kavminden, küfredip ahirete kavuşmayı yalanlayan ve kendilerine dünya hayatında refah verdiğimiz önde gelenler dedi ki: "Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir, kendisi de sizin yediklerinizden yemekte ve içtiklerinizden içmektedir."
Hakkı Yılmaz : (33-38) "Ve elçinin toplumundan, küfretmiş; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş, âhirete ulaşmayı yalanlamış ve şu basit dünya yaşamında kendilerine refah verdiğimiz kodaman kişiler: “Bu, sadece sizin gibi bir beşerdir, sizin yediğiniz şeylerden yiyor, sizin içtiğiniz şeylerden içiyor. Ve eğer, kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz, şüphesiz o zaman siz, kesinlikle ziyan edenlersiniz. Size, gerçekten siz öldüğünüz, toprak ve kemik olduğunuzda, mutlak sûrette sizin çıkarılacağınızı mı vaat ediyor? Tehdit olunduğunuz şey, hiç olmayacak bir şeydir! Sadece basit dünya hayatımız! Biz, ölürüz, yaşarız. Ve biz, diriltilecekler değiliz. Elçi, sadece Allah hakkında yalan uyduran bir adamdır ve biz o'na inanmıyoruz” dediler. "
Hasan Basri Çantay : Onun kavminden — kendilerine dünyâ hayâtında refah verdiğimiz halde küfr (-ü inkâr) eden, âhirete kavuşmayı yalan sayan — bir gurüh dedi ki: «Bu, sizin gibi bir beşerden başkası değildir. Sizin yediklerinizden yiyor, içdiklerinizden içiyor».
Hayrat Neşriyat : Onun kavminden, inkâr edip âhirete kavuşmayı yalanlayan ve dünya hayâtında kendilerine refah verdiğimiz ileri gelenleri ise şöyle dedi: 'Bu sâdece sizin gibi bir insandır; yemekte olduğunuzdan yiyor; içmekte olduğunuzdan içiyor.'
İbni Kesir : Onun kavminden; kendilerine dünya hayatında rızık verdiğimiz halde küfr ederek ahirete kavuşmayı yalanlayan ileri gelenler dediler ki: Bu, sizin gibi bir beşerden başka bir şey değildir. Sizin yediklerinizden yiyor, içtiklerinizden içiyor.
İskender Evrenosoğlu : Ve onun kavminden kâfirlerin ileri gelenleri, ahirete mülâki olmayı (Allah'a mülâki olmayı) yalanlayanlar ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz kimseler: “Bu, sizin gibi beşerden (insandan) başka bir şey değil. Sizin yediğiniz şeylerden yiyor, sizin içtiğiniz şeylerden içiyor.” dediler.
Muhammed Esed : Ve (yine) toplumun -(sırf) kendilerine dünya hayatında bolluk ve genişlik bahşettik diye, bununla kurumlanıp hakkı kabule yanaşmayan, ahiret gerçeğini yalanlayan seçkinler çevresi (her defasında): "Bu (adam) yediğinizden yiyen, içtiğinizden içen, sizin gibi bir ölümlüden başka bir şey değil" dediler,
Ömer Nasuhi Bilmen : Onun kavminden bir tâife ki, kâfir oldular ve ahirete kavuşmayı tekzîp ettiler ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz halde dediler ki: «Bu başka değil, ancak sizin gibi bir insan, sizin yediğinizden yiyor ve sizin içtiğinizden içiyor.»
Ömer Öngüt : Onun kavminden, kendilerine dünya hayatında bol nimet verdiğimiz halde küfrederek ahirete kavuşmayı yalanlayan ileri gelenler dediler ki: “Bu da ancak sizin gibi bir insandır, sizin yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor. ”
Şaban Piriş : Dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz, inkarcı ve ahirete kavuşmayı yalanlayan kavminin ileri gelenleri şöyle dediler: -Bu sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor.
Suat Yıldırım : (33-34) Onun halkından kâfir olup âhiret buluşmasını yalan sayan ve kendilerine dünya hayatında bol nimet verdiğimiz eşraf takımı: "Bu," dediler, "sizin gibi bir insandan başka bir şey değil, baksanıza sizin yediklerinizden yiyor, sizin içtiklerinizden içiyor. Eğer siz, sizin gibi bir beşere itaat edecek olursanız, büyük bir kayba ve hüsrana uğrarsınız."
Süleyman Ateş : Kavminden, kendilerine dünyâ hayâtında bol ni'met verdiğimiz o inkâr eden ve âhiret buluşmasını (hesap ve cezâsını) yalanlayan eşraf takımı dedi ki: "Bu da sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Sizin yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor."
Tefhim-ul Kuran : Kendi kavminden, küfredip de ahirete kavuşmayı yalanlayan ve kendilerine, dünya hayatında refah verdiğimiz önde gelenler dedi ki: «Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir, kendisi de sizin yediklerinizden yemekte ve içtiklerinizden içmektedir.»
Ümit Şimşek : Kavminin ileri gelenlerinden, dünya hayatında nimetler içinde yüzdürdüğümüz halde âhirete kavuşmayı yalanlayan kâfirler dediler ki: 'Bu da sizin gibi bir beşerdir. Sizin yediğinizden yer, içtiğinizden içer.
Yaşar Nuri Öztürk : Toplumunun, dünya hayatında servet ve refaha ulaştırdığımız halde inkâra sapıp âhiretteki buluşmayı yalanlayan kodaman takımı şöyle dedi: "Bu adam, sadece sizin gibi bir insan; yemekte olduğunuzdan yiyor, içmekte olduğunuzdan içiyor."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}