» 23 / Mü’minûn  71:

Kuran Sırası: 23
İniş Sırası: 74
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 71
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَوِ (VLV) = velevi : ve eğer
2. اتَّبَعَ (ETBA) = ttebeǎ : uysaydı
3. الْحَقُّ (ELḪG) = l-Haḳḳu : hak
4. أَهْوَاءَهُمْ (ÊHVEÙHM) = ehvā'ehum : onların keyiflerine
5. لَفَسَدَتِ (LFSD̃T) = lefesedeti : bozulur giderdi
6. السَّمَاوَاتُ (ELSMEVET) = s-semāvātu : gökler
7. وَالْأَرْضُ (VELÊRŽ) = vel'erDu : ve yer
8. وَمَنْ (VMN) = ve men : ve kimseler
9. فِيهِنَّ (FYHN) = fīhinne : bunların içinde bulunan
10. بَلْ (BL) = bel : bilakis
11. أَتَيْنَاهُمْ (ÊTYNEHM) = eteynāhum : biz onlara getirdik
12. بِذِكْرِهِمْ (BZ̃KRHM) = biƶikrihim : Zikir'lerini
13. فَهُمْ (FHM) = fehum : fakat onlar
14. عَنْ (AN) = ǎn : -nden
15. ذِكْرِهِمْ (Z̃KRHM) = ƶikrihim : Zikirleri-
16. مُعْرِضُونَ (MARŽVN) = muǎ'riDūne : yüz çeviriyorlar
ve eğer | uysaydı | hak | onların keyiflerine | bozulur giderdi | gökler | ve yer | ve kimseler | bunların içinde bulunan | bilakis | biz onlara getirdik | Zikir'lerini | fakat onlar | -nden | Zikirleri- | yüz çeviriyorlar |

[] [TBA] [ḪGG] [HVY] [FSD̃] [SMV] [ERŽ] [] [] [] [ETY] [Z̃KR] [] [] [Z̃KR] [ARŽ]
VLV ETBA ELḪG ÊHVEÙHM LFSD̃T ELSMEVET VELÊRŽ VMN FYHN BL ÊTYNEHM BZ̃KRHM FHM AN Z̃KRHM MARŽVN

velevi ttebeǎ l-Haḳḳu ehvā'ehum lefesedeti s-semāvātu vel'erDu ve men fīhinne bel eteynāhum biƶikrihim fehum ǎn ƶikrihim muǎ'riDūne
ولو اتبع الحق أهواءهم لفسدت السماوات والأرض ومن فيهن بل أتيناهم بذكرهم فهم عن ذكرهم معرضون

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 71
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velevi ve eğer But if
اتبع ت ب ع | TBA ETBA ttebeǎ uysaydı (had) followed
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳu hak the truth
أهواءهم ه و ي | HVY ÊHVEÙHM ehvā'ehum onların keyiflerine their desires,
لفسدت ف س د | FSD̃ LFSD̃T lefesedeti bozulur giderdi surely (would) have been corrupted
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvātu gökler the heavens
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDu ve yer and the earth
ومن | VMN ve men ve kimseler and whoever
فيهن | FYHN fīhinne bunların içinde bulunan (is) therein.
بل | BL bel bilakis Nay,
أتيناهم ا ت ي | ETY ÊTYNEHM eteynāhum biz onlara getirdik We have brought them
بذكرهم ذ ك ر | Z̃KR BZ̃KRHM biƶikrihim Zikir'lerini their reminder,
فهم | FHM fehum fakat onlar but they,
عن | AN ǎn -nden from
ذكرهم ذ ك ر | Z̃KR Z̃KRHM ƶikrihim Zikirleri- their reminder,
معرضون ع ر ض | ARŽ MARŽVN muǎ'riDūne yüz çeviriyorlar (are) turning away.

23:71 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve eğer | uysaydı | hak | onların keyiflerine | bozulur giderdi | gökler | ve yer | ve kimseler | bunların içinde bulunan | bilakis | biz onlara getirdik | Zikir'lerini | fakat onlar | -nden | Zikirleri- | yüz çeviriyorlar |

[] [TBA] [ḪGG] [HVY] [FSD̃] [SMV] [ERŽ] [] [] [] [ETY] [Z̃KR] [] [] [Z̃KR] [ARŽ]
VLV ETBA ELḪG ÊHVEÙHM LFSD̃T ELSMEVET VELÊRŽ VMN FYHN BL ÊTYNEHM BZ̃KRHM FHM AN Z̃KRHM MARŽVN

velevi ttebeǎ l-Haḳḳu ehvā'ehum lefesedeti s-semāvātu vel'erDu ve men fīhinne bel eteynāhum biƶikrihim fehum ǎn ƶikrihim muǎ'riDūne
ولو اتبع الحق أهواءهم لفسدت السماوات والأرض ومن فيهن بل أتيناهم بذكرهم فهم عن ذكرهم معرضون

[] [ت ب ع] [ح ق ق] [ه و ي] [ف س د] [س م و] [ا ر ض] [] [] [] [ا ت ي] [ذ ك ر] [] [] [ذ ك ر] [ع ر ض]

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 71
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velevi ve eğer But if
Vav,Lam,Vav,
6,30,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
اتبع ت ب ع | TBA ETBA ttebeǎ uysaydı (had) followed
Elif,Te,Be,Ayn,
1,400,2,70,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) perfect verb
فعل ماض
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳu hak the truth
Elif,Lam,Ha,Gaf,
1,30,8,100,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
أهواءهم ه و ي | HVY ÊHVEÙHM ehvā'ehum onların keyiflerine their desires,
,He,Vav,Elif,,He,Mim,
,5,6,1,,5,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لفسدت ف س د | FSD̃ LFSD̃T lefesedeti bozulur giderdi surely (would) have been corrupted
Lam,Fe,Sin,Dal,Te,
30,80,60,4,400,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person feminine singular perfect verb
اللام لام التوكيد
فعل ماض
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvātu gökler the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – nominative feminine plural noun
اسم مرفوع
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDu ve yer and the earth
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم مرفوع
ومن | VMN ve men ve kimseler and whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
فيهن | FYHN fīhinne bunların içinde bulunan (is) therein.
Fe,Ye,He,Nun,
80,10,5,50,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
جار ومجرور
بل | BL bel bilakis Nay,
Be,Lam,
2,30,
RET – retraction particle
حرف اضراب
أتيناهم ا ت ي | ETY ÊTYNEHM eteynāhum biz onlara getirdik We have brought them
,Te,Ye,Nun,Elif,He,Mim,
,400,10,50,1,5,40,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بذكرهم ذ ك ر | Z̃KR BZ̃KRHM biƶikrihim Zikir'lerini their reminder,
Be,Zel,Kef,Re,He,Mim,
2,700,20,200,5,40,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine verbal noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فهم | FHM fehum fakat onlar but they,
Fe,He,Mim,
80,5,40,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
عن | AN ǎn -nden from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
ذكرهم ذ ك ر | Z̃KR Z̃KRHM ƶikrihim Zikirleri- their reminder,
Zel,Kef,Re,He,Mim,
700,20,200,5,40,
N – genitive masculine verbal noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
معرضون ع ر ض | ARŽ MARŽVN muǎ'riDūne yüz çeviriyorlar (are) turning away.
Mim,Ayn,Re,Dad,Vav,Nun,
40,70,200,800,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَوِ: ve eğer | اتَّبَعَ: uysaydı | الْحَقُّ: hak | أَهْوَاءَهُمْ: onların keyiflerine | لَفَسَدَتِ: bozulur giderdi | السَّمَاوَاتُ: gökler | وَالْأَرْضُ: ve yer | وَمَنْ: ve kimseler | فِيهِنَّ: bunların içinde bulunan | بَلْ: bilakis | أَتَيْنَاهُمْ: biz onlara getirdik | بِذِكْرِهِمْ: Zikir'lerini | فَهُمْ: fakat onlar | عَنْ: -nden | ذِكْرِهِمْ: Zikirleri- | مُعْرِضُونَ: yüz çeviriyorlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولو WLW ve eğer | اتبع ETBA uysaydı | الحق ELḪG hak | أهواءهم ÊHWEÙHM onların keyiflerine | لفسدت LFSD̃T bozulur giderdi | السماوات ELSMEWET gökler | والأرض WELÊRŽ ve yer | ومن WMN ve kimseler | فيهن FYHN bunların içinde bulunan | بل BL bilakis | أتيناهم ÊTYNEHM biz onlara getirdik | بذكرهم BZ̃KRHM Zikir'lerini | فهم FHM fakat onlar | عن AN -nden | ذكرهم Z̃KRHM Zikirleri- | معرضون MARŽWN yüz çeviriyorlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |velevi: ve eğer | ttebeǎ: uysaydı | l-Haḳḳu: hak | ehvā'ehum: onların keyiflerine | lefesedeti: bozulur giderdi | s-semāvātu: gökler | vel'erDu: ve yer | ve men: ve kimseler | fīhinne: bunların içinde bulunan | bel: bilakis | eteynāhum: biz onlara getirdik | biƶikrihim: Zikir'lerini | fehum: fakat onlar | ǎn: -nden | ƶikrihim: Zikirleri- | muǎ'riDūne: yüz çeviriyorlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VLV: ve eğer | ETBA: uysaydı | ELḪG: hak | ÊHVEÙHM: onların keyiflerine | LFSD̃T: bozulur giderdi | ELSMEVET: gökler | VELÊRŽ: ve yer | VMN: ve kimseler | FYHN: bunların içinde bulunan | BL: bilakis | ÊTYNEHM: biz onlara getirdik | BZ̃KRHM: Zikir'lerini | FHM: fakat onlar | AN: -nden | Z̃KRHM: Zikirleri- | MARŽVN: yüz çeviriyorlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Gerçek Tanrı, onların dileklerine uysaydı elbette gökler de bozulur giderdi, yeryüzü de, onlarda olan varlıklar da. Hayır, biz onlara kendi yüceliklerini getirdik, gösterdik, fakat onlar kendi yüceliklerinden de yüz çevirmedeler.
Adem Uğur : Eğer hak, onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunanlar bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şan ve şereflerini getirdik; fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirdiler.
Ahmed Hulusi : Eğer Hak onların hevâlarına tâbi olsaydı; Semâlar, Arz ve onların arasında ne varsa elbette bozulur giderdi. . . Hayır, onlara Zikirlerini (hakikatlerini hatırlatan bilgiyi) verdik. . . Onlar kendi Zikirlerinden (hakikatlerinin bilgisinden) yüz çeviricilerdir.
Ahmet Tekin : Eğer bu hak kitap, onların şahsî arzu ve ihtiraslarına uysaydı, göklerin, yerin ve bunlarda bulunan akıllı ve sorumlu varlıkların dengesi, düzeni kesinlikle bozulurdu. Aslında, biz onlara, şan ve şereflerine vesile olan övünç kaynağı Kur’ân’larını getirdik. Fakat onlar kendi övünç kaynakları Kur’ân’larına, kendi şereflerine sırt çeviriyorlar, Kur’ân’ın öğretilmesine, Kur’ân’daki ilkelerin yaşanmasına engel tedbirler alıyorlar.
Ahmet Varol : Eğer hak onların arzularına uysaydı gökler, yer ve bunların içindekiler bozulurdu. Hayır biz onlara kendi şereflerini getirdik ama onlar şereflerinden yüz çeviriyorlar.
Ali Bulaç : Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve her şey) bozulmaya uğrardı. Hayır, biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar.
Ali Fikri Yavuz : Eğer Allah, onların keyflerine tabi olsaydı, göklerle yer ve bunlarda bulunan kimseler muhakkak fesada uğrardı (âlem bozulurdu). Hayır, biz onlara, izzet ve şerefleri olan Kur’an’larını getirdik de onlar, şereflerinden yüz çeviriyorlar.
Bekir Sadak : Eger gercek onlarin heveslerine uysaydi, gokler, yer ve onlarda bulananlar bozulup giderdi. Onlara, kendilerine ogut veren bir sey getirdik; onlar ise ogutlerinden yuz cevirirler.
Celal Yıldırım : Eğer Hakk, onların heveslerine uymuş olsaydı, elbette göklerle yer ve ikisinde bulunanlar (düzeni bozulup) alt-üst olurdu. Hayır, biz onlara anılmalarını sağlayanı) getirdik; ama onlar bu (şerefle) anılmalarını (sağlayan Kur'ân'dan) yüzçeviriyorlar.
Diyanet İşleri : Eğer hak onların arzularına uysaydı, gökler ile yer ve onlarda bulunanlar elbette bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şereflerini (Kur’an’ı) getirdik. Onlar ise bu şereflerinden yüz çeviriyorlar.
Diyanet İşleri (eski) : Eğer gerçek onların heveslerine uysaydı, gökler, yer ve onlarda bulananlar bozulup giderdi. Onlara, kendilerine öğüt veren bir şey getirdik; onlar ise öğütlerinden yüz çevirirler.
Diyanet Vakfi : Eğer hak, onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunanlar bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şan ve şereflerini getirdik; fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirdiler.
Edip Yüksel : Gerçek onların arzularına uysaydı, gökler, yer ve içlerindekiler kaosa girerdi. Halbuki onlara mesajlarını verdik, ancak çokları mesajlarından yüz çevirmekte.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer hak, onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunan kimseler bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şan ve şereflerini getirdik; fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Eğer Hak, onların keyiflerine uysaydı, gökler, yeryüzü ve bunlardaki kimseler kesinlikle bozulurdu. Hayır, Biz onlara unutulmaz ders olacak zikirlerini getirdik de onlar, zikirlerinden yüz çeviriyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Eğer hak onların keyflerine tâbi' olsa idi Semavât ve Arz ve bunlardaki kimseler kat'ıyyen fâsid olurdu, hayır, biz onlara unutulmaz ders olacak zikirlerini getirdik de onlar zikirlerinden ı'raz ediyorlar
Fizilal-il Kuran : Eğer gerçek onların keyfi arzularına uysaydı, göklerin, yerin ve gökler ile yerde bulunan canlı cansız tüm varlıkların düzeni ve dengesi bozulurdu. Aslında onlara nam ve şan bağışladık. Fakat onlar kendi nam ve şanlarına sırt dönüyorlar.
Gültekin Onan : Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve her şey) bozulmaya uğrardı. Hayır, biz onlara kendi 'şan ve şeref' (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar.
Hakkı Yılmaz : "Ve eğer hak onların tutkularına uysaydı; kesinlikle gökler, yeryüzü ve bunlarda bulunan kimseler bozulup giderdi. Aslında, Biz onların şanını/öğütlerini getirdik; sonra da onlar, kendi şanlarından/öğütlerinden yüz çevirenlerdir. "
Hasan Basri Çantay : Eğer Hak onların hevâ (ve heves) lerine tâbi' olsaydı göklerde, yerde ve bunların içinde bulunan kimseler muhakkak ki fesada uğrar (nizaamından çıkar) dı. Hayır, biz onlara (ancak) zikir (ve şeref) lerini getirdik. Onlarsa kendilerinin (bu) zikrinden yüz çeviricidirler.
Hayrat Neşriyat : Eğer hak, onların nefislerinin arzularına uysaydı, elbette gökler, yer ve bunların içinde bulunanlar bozulup giderdi. Hayır! Onlara zikirlerini (içinde şan ve şerefleri olan Kur’ân’ı) getirdik; fakat onlar kendi şereflerinden yüz çevirenlerdir.
İbni Kesir : Şayet hak, onların heveslerine uysaydı; gökler, yer ve onlarda bulunanlar muhakkak bozulup giderdi. Hayır, Biz onlara kendi zikirlerini getirdik. Ama onlar zikirlerinden yüz çeviriyorlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve Hakk, onların hevalarına tâbî olsaydı semalar, yeryüzü ve onların içinde olanlar mutlaka fesada uğrardı. Hayır, onlara zikirlerini getirdik. Fakat onlar, zikirlerinden yüz çevirenlerdir.
Muhammed Esed : Fakat, gerçek onların arzu ve emellerine uyacak olsaydı, şüphesiz gökler ve yer içindekilerle beraber yıkılır giderdi! Oysa, Biz (bu ilahi mesajda) onlara akılda tutmaları gereken her şeyi ulaştırdık; ne var ki, kendilerine bahşedilen bu hatırlatıcı mesajdan (umursamazlıkla) yüz çevirdiler!
Ömer Nasuhi Bilmen : Eğer Hak onların hevâlarına uyacak olsa idi elbette gökler ve yer ve onlarda olanlar fesada uğramış olurdu. Hayır... Biz onlara (şereflerine vesile olacak olan) Kur'an'ı getirdik, onlar ise (kendi vesile-i şerefleri) olan Kur'an'dan yüz çevirenlerdir.
Ömer Öngüt : Eğer hak onların heveslerine uysaydı, gökler ve yer ile bunlarda bulunanlar bozulur giderdi. Hayır! Biz onlara zikirlerini (şan ve şereflerini) getirdik. Fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar.
Şaban Piriş : Eğer hak onların keyfine uysaydı; gökler, yer ve her ikisinin de içindekiler bozulup giderdi. Oysa, biz onlara uyarılarını verdik. Fakat, onlar uyarılarından yüz çeviriyorlar.
Suat Yıldırım : Fakat gerçek onların keyiflerine tâbi olsaydı göklerin de, yerin de, oralarda yaşayanların da düzenleri bozulur, yıkılıp giderlerdi. Halbuki Biz onlara şan ve şeref getiren, öğüt veren kitap verdik ama, ne var ki onlar bu dersten yüz çeviriyorlar.
Süleyman Ateş : Eğer hak, onların keyiflerine uysaydı, gökler, yer ve bunların içinde bulunan kimseler bozulur, giderdi. Biz onlara Zikir'lerini getirdik fakat onlar, Zikirlerinden yüz çeviriyorlar.
Tefhim-ul Kuran : Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve her şey) bozulmaya uğrardı. Hayır, biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunmaktayız, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çevirmektedirler.
Ümit Şimşek : Eğer hak onların heveslerine tâbi olsaydı, gökler, yer ve onlarda olanlar fesada uğrar giderdi. Aslında Biz onlara şereflerini getirdik; onlar ise kendilerine şeref vesilesi olacak şeyden yüz çeviriyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer hak onların keyiflerine uysaydı, gökler de yer de bunların içindekiler de kesinlikle fesada uğrardı. Hayır, biz onlara zikirlerini/Kur'anlarını getirdik ama onlar zikirlerinden/Kur'anlarından yüz çeviriyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}