» 28 / Kasas  20:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 28 / Kasas  Suresi: 20
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَجَاءَ (VCEÙ) = ve cā'e : ve geldi
2. رَجُلٌ (RCL) = raculun : bir adam
3. مِنْ (MN) = min :
4. أَقْصَى (ÊGṦ) = eḳSā : öbür ucundan
5. الْمَدِينَةِ (ELMD̃YNT) = l-medīneti : şehrin
6. يَسْعَىٰ (YSA) = yes'ǎā : koşarak
7. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
8. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
9. مُوسَىٰ (MVS) = mūsā : Musa
10. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz ki
11. الْمَلَأَ (ELMLÊ) = l-melee : ileri gelenler
12. يَأْتَمِرُونَ (YÊTMRVN) = ye'temirūne : aralarında konuşuyorlar
13. بِكَ (BK) = bike : seni
14. لِيَقْتُلُوكَ (LYGTLVK) = liyeḳtulūke : seni öldürmek için
15. فَاخْرُجْ (FEḢRC) = feḣruc : sen çık (git)
16. إِنِّي (ÎNY) = innī : elbette ben
17. لَكَ (LK) = leke : sana
18. مِنَ (MN) = mine : -den(im)
19. النَّاصِحِينَ (ELNEṦḪYN) = n-nāSiHīne : öğüt verenler-
ve geldi | bir adam | | öbür ucundan | şehrin | koşarak | dedi | EY/HEY/AH | Musa | şüphesiz ki | ileri gelenler | aralarında konuşuyorlar | seni | seni öldürmek için | sen çık (git) | elbette ben | sana | -den(im) | öğüt verenler- |

[CYE] [RCL] [] [GṦV] [MD̃N] [SAY] [GVL] [Y] [MVS] [] [MLE] [EMR] [] [GTL] [ḢRC] [] [] [] [NṦḪ]
VCEÙ RCL MN ÊGṦ ELMD̃YNT YSA GEL YE MVS ÎN ELMLÊ YÊTMRVN BK LYGTLVK FEḢRC ÎNY LK MN ELNEṦḪYN

ve cā'e raculun min eḳSā l-medīneti yes'ǎā ḳāle mūsā inne l-melee ye'temirūne bike liyeḳtulūke feḣruc innī leke mine n-nāSiHīne
وجاء رجل من أقصى المدينة يسعى قال يا موسى إن الملأ يأتمرون بك ليقتلوك فاخرج إني لك من الناصحين

 » 28 / Kasas  Suresi: 20
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وجاء ج ي ا | CYE VCEÙ ve cā'e ve geldi And came
رجل ر ج ل | RCL RCL raculun bir adam a man
من | MN min from
أقصى ق ص و | GṦV ÊGṦ eḳSā öbür ucundan (the) farthest end
المدينة م د ن | MD̃N ELMD̃YNT l-medīneti şehrin (of) the city
يسعى س ع ي | SAY YSA yes'ǎā koşarak running.
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He said,
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
موسى م و س | MVS MVS mūsā Musa Musa
إن | ÎN inne şüphesiz ki Indeed,
الملأ م ل ا | MLE ELMLÊ l-melee ileri gelenler the chiefs
يأتمرون ا م ر | EMR YÊTMRVN ye'temirūne aralarında konuşuyorlar are taking counsel
بك | BK bike seni about you
ليقتلوك ق ت ل | GTL LYGTLVK liyeḳtulūke seni öldürmek için to kill you,
فاخرج خ ر ج | ḢRC FEḢRC feḣruc sen çık (git) "so leave;"
إني | ÎNY innī elbette ben indeed, I am
لك | LK leke sana to you
من | MN mine -den(im) of
الناصحين ن ص ح | NṦḪ ELNEṦḪYN n-nāSiHīne öğüt verenler- "the sincere advisors."""

28:20 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve geldi | bir adam | | öbür ucundan | şehrin | koşarak | dedi | EY/HEY/AH | Musa | şüphesiz ki | ileri gelenler | aralarında konuşuyorlar | seni | seni öldürmek için | sen çık (git) | elbette ben | sana | -den(im) | öğüt verenler- |

[CYE] [RCL] [] [GṦV] [MD̃N] [SAY] [GVL] [Y] [MVS] [] [MLE] [EMR] [] [GTL] [ḢRC] [] [] [] [NṦḪ]
VCEÙ RCL MN ÊGṦ ELMD̃YNT YSA GEL YE MVS ÎN ELMLÊ YÊTMRVN BK LYGTLVK FEḢRC ÎNY LK MN ELNEṦḪYN

ve cā'e raculun min eḳSā l-medīneti yes'ǎā ḳāle mūsā inne l-melee ye'temirūne bike liyeḳtulūke feḣruc innī leke mine n-nāSiHīne
وجاء رجل من أقصى المدينة يسعى قال يا موسى إن الملأ يأتمرون بك ليقتلوك فاخرج إني لك من الناصحين

[ج ي ا] [ر ج ل] [] [ق ص و] [م د ن] [س ع ي] [ق و ل] [ي] [م و س ] [] [م ل ا] [ا م ر] [] [ق ت ل] [خ ر ج] [] [] [] [ن ص ح]

 » 28 / Kasas  Suresi: 20
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وجاء ج ي ا | CYE VCEÙ ve cā'e ve geldi And came
Vav,Cim,Elif,,
6,3,1,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
رجل ر ج ل | RCL RCL raculun bir adam a man
Re,Cim,Lam,
200,3,30,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
أقصى ق ص و | GṦV ÊGṦ eḳSā öbür ucundan (the) farthest end
,Gaf,Sad,,
,100,90,,
N – genitive masculine singular noun
اسم مجرور
المدينة م د ن | MD̃N ELMD̃YNT l-medīneti şehrin (of) the city
Elif,Lam,Mim,Dal,Ye,Nun,Te merbuta,
1,30,40,4,10,50,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
يسعى س ع ي | SAY YSA yes'ǎā koşarak running.
Ye,Sin,Ayn,,
10,60,70,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

موسى م و س | MVS MVS mūsā Musa Musa
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"VOC – prefixed vocative particle ya
PN – nominative masculine proper noun → Musa"
أداة نداء
اسم علم مرفوع
إن | ÎN inne şüphesiz ki Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الملأ م ل ا | MLE ELMLÊ l-melee ileri gelenler the chiefs
Elif,Lam,Mim,Lam,,
1,30,40,30,,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
يأتمرون ا م ر | EMR YÊTMRVN ye'temirūne aralarında konuşuyorlar are taking counsel
Ye,,Te,Mim,Re,Vav,Nun,
10,,400,40,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بك | BK bike seni about you
Be,Kef,
2,20,
P – prefixed preposition bi
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
ليقتلوك ق ت ل | GTL LYGTLVK liyeḳtulūke seni öldürmek için to kill you,
Lam,Ye,Gaf,Te,Lam,Vav,Kef,
30,10,100,400,30,6,20,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فاخرج خ ر ج | ḢRC FEḢRC feḣruc sen çık (git) "so leave;"
Fe,Elif,Hı,Re,Cim,
80,1,600,200,3,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
إني | ÎNY innī elbette ben indeed, I am
,Nun,Ye,
,50,10,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person singular object pronoun
حرف نصب والياء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لك | LK leke sana to you
Lam,Kef,
30,20,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
من | MN mine -den(im) of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الناصحين ن ص ح | NṦḪ ELNEṦḪYN n-nāSiHīne öğüt verenler- "the sincere advisors."""
Elif,Lam,Nun,Elif,Sad,Ha,Ye,Nun,
1,30,50,1,90,8,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَجَاءَ: ve geldi | رَجُلٌ: bir adam | مِنْ: | أَقْصَى: öbür ucundan | الْمَدِينَةِ: şehrin | يَسْعَىٰ: koşarak | قَالَ: dedi | يَا: EY/HEY/AH | مُوسَىٰ: Musa | إِنَّ: şüphesiz ki | الْمَلَأَ: ileri gelenler | يَأْتَمِرُونَ: aralarında konuşuyorlar | بِكَ: seni | لِيَقْتُلُوكَ: seni öldürmek için | فَاخْرُجْ: sen çık (git) | إِنِّي: elbette ben | لَكَ: sana | مِنَ: -den(im) | النَّاصِحِينَ: öğüt verenler- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وجاء WCEÙ ve geldi | رجل RCL bir adam | من MN | أقصى ÊGṦ öbür ucundan | المدينة ELMD̃YNT şehrin | يسعى YSA koşarak | قال GEL dedi | يا YE EY/HEY/AH | موسى MWS Musa | إن ÎN şüphesiz ki | الملأ ELMLÊ ileri gelenler | يأتمرون YÊTMRWN aralarında konuşuyorlar | بك BK seni | ليقتلوك LYGTLWK seni öldürmek için | فاخرج FEḢRC sen çık (git) | إني ÎNY elbette ben | لك LK sana | من MN -den(im) | الناصحين ELNEṦḪYN öğüt verenler- |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve cā'e: ve geldi | raculun: bir adam | min: | eḳSā: öbür ucundan | l-medīneti: şehrin | yes'ǎā: koşarak | ḳāle: dedi | : EY/HEY/AH | mūsā: Musa | inne: şüphesiz ki | l-melee: ileri gelenler | ye'temirūne: aralarında konuşuyorlar | bike: seni | liyeḳtulūke: seni öldürmek için | feḣruc: sen çık (git) | innī: elbette ben | leke: sana | mine: -den(im) | n-nāSiHīne: öğüt verenler- |
Kırık Meal (Transcript) : |VCEÙ: ve geldi | RCL: bir adam | MN: | ÊGṦ: öbür ucundan | ELMD̃YNT: şehrin | YSA: koşarak | GEL: dedi | YE: EY/HEY/AH | MVS: Musa | ÎN: şüphesiz ki | ELMLÊ: ileri gelenler | YÊTMRVN: aralarında konuşuyorlar | BK: seni | LYGTLVK: seni öldürmek için | FEḢRC: sen çık (git) | ÎNY: elbette ben | LK: sana | MN: -den(im) | ELNEṦḪYN: öğüt verenler- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve şehrin öte yanından koşa koşa birisi geldi de ey Mûsâ dedi, ileri gelenler, seni öldürmek için birbirleriyle görüşüp danışmadalar, hemen çık git, şüphe etme ki ben sana öğüt verenlerdenim.
Adem Uğur : Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi: Ey Musa! İleri gelenler seni öldürmek için hakkında müzakere ediyorlar. Derhal (buradan) çık! İnan ki ben senin iyiliğini isteyenlerdenim, dedi.
Ahmed Hulusi : Şehrin uzak ucundan bir adam koşarak geldi. . . Dedi ki: "Ey Musa! Şehrin ileri gelenleri, senin öldürülmen konusunu tartışıyorlar. . . Kaç buradan. . . Şüphesiz sana öğüt verenlerdenim. "
Ahmet Tekin : Şehrin öbür ucundan, Firavun’un sarayından (mü’min) bir adam koşarak geldi. 'Ey Mûsâ, devlet büyükleri, seni öldürmek için aralarında müzakere yapıyorlar, çık git. İnan ki, ben senin iyiliğini isteyenlerdenim' dedi.
Ahmet Varol : Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak gelip dedi ki: 'Ey Musa! İleri gelenler seni öldürmek için senin hakkında aralarında görüşüyorlar. Hemen çık. Gerçekten ben sana öğüt verenlerdenim.'
Ali Bulaç : Şehrin öbür yakasından bir adam koşarak gelip dedi ki: "Ey Musa, önde gelenler, seni öldürmek konusunda aralarında görüşmektedirler, artık sen çık git; gerçekten ben sana öğüt verenlerdenim."
Ali Fikri Yavuz : Şehrin öte başından koşarak bir adam geldi. Şöyle dedi: “- Ey Mûsa, şehrin ileri gelenleri seni öldürmek için hakkında müzakere yapıyorlar. Hemen çık git, muhakkak ki ben senin iyiliğini istiyenlerdenim.”
Bekir Sadak : sehrin obur ucundan kosarak bir adam geldi: «Ey Musa! Ileri gelenler, seni oldurmek icin aralarinda gorusuyorlar. Hemen uzaklas. Dogrusu ben sana ogut veriyorum» dedi.
Celal Yıldırım : Derken şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve: «Ey Musâ !» dedi, «şüphen olmasın ki ileri gelenler seni öldürmek için (kendi aralarında) görüşüyorlar. Vakit kaybetmeden (şehirden) hemen çık. Çünkü ben elbette öğüt verip iyi düşünenlerdenim.»
Diyanet İşleri : Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi. “Ey Mûsâ! İleri gelenler seni öldürmek için aralarında senin durumunu görüşüyorlar. Şehirden hemen çık. Şüphesiz ben sana öğüt verenlerdenim” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi: 'Ey Musa! İleri gelenler, seni öldürmek için aralarında görüşüyorlar. Hemen uzaklaş. Doğrusu ben sana öğüt veriyorum' dedi.
Diyanet Vakfi : Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi: Ey Musa! İleri gelenler seni öldürmek için hakkında müzakere ediyorlar. Derhal (buradan) çık! İnan ki ben senin iyiliğini isteyenlerdenim, dedi.
Edip Yüksel : Şehrin öte yanından koşa koşa gelen bir adam, 'Musa, ileri gelenler seni öldürmek için aralarında görüşüyorlar. Çabuk burayı terket; ben sana öğüt vermekteyim,' dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şehrin öbür ucundan bir adam geldi ve dedi ki: «Ey Musa! İleri gelenler seni öldürmek için hakkında müzakere ediyorlar. Derhal (buradan) çık! İnan ki ben senin iyiliğini isteyenlerdenim.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şehrin öte başından bir adam koşarak geldi ve: «Ey Musa, haberin olsun, ileri gelenler seni öldürmek için hakkında görüşme yapıyorlar; hemen çık git, ben senin iyiliğini isteyenlerdenim.» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şehrin öte başından bir adam da koşarak geldi: Musâ dedi: haberin olsun hey'et, seni öldürmek için hakkında emri müzakere ediyorlar, hemen çık! Ben cidden senin hayırhahlarındanım
Fizilal-il Kuran : Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi; «Ey Musa, ileri gelenler seni öldürmek için aralarında görüşüyorlar. Hemen uzaklaş. Doğrusu ben sana öğüt veriyorum» dedi.
Gültekin Onan : Şehrin öbür yakasından bir adam koşarak gelip dedi ki: "Ey Musa, önde gelenler seni öldürmeyi buyuruyorlar, artık sen çık git; gerçekten ben sana öğüt verenlerdenim."
Hakkı Yılmaz : Ve şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. Dedi ki: “Ey Mûsâ! İleri gelenler seni öldürmek için senin hakkında görüşme yapıyorlar. Derhal çık! Şüphesiz ki ben öğüt verenlerdenim.”
Hasan Basri Çantay : Şehrin öte başından koşarak bir adam geldi. «Musa, dedi, (şehrin) öne gelenler (i) seni öldürmek için (toplandılar), hakkında müzâkere ediyorlar. Hemen (buradan) çık (git). Şübhesiz ki ben senin hayırhaahlarındanım».
Hayrat Neşriyat : Sonunda (bu haberin yayılması üzerine) şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi (ve:) 'Ey Mûsâ! Doğrusu (şehrin) ileri gelenler(i) seni öldürmek için hakkında müzâkere ediyorlar; hemen (bu şehirden) çık; gerçekten ben sana nasîhat edenlerdenim' dedi.
İbni Kesir : Şehrin öte başından koşarak bir adam geldi ve dedi ki: Ey Musa; ileri gelenler, seni öldürmek için aralarında görüşüyorlar. Hemen çık git, doğrusu ben, sana öğüt verenlerdenim.
İskender Evrenosoğlu : Ve şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi: "Ey Musa! (Kavmin) ileri gelenleri mutlaka seni öldürme emrini vermek için konuşuyorlar. Öyleyse hemen (şehirden) çık. Muhakkak ki ben, sana öğüt verenlerdenim." dedi.
Muhammed Esed : Tam o sırada şehrin öteki ucundan bir adam koşarak geldi ve "Ey Musa!" dedi, "(Ülkenin) ileri gelenleri seni öldürmek üzere hakkında görüşüyorlar; hemen çık git; şüphesiz ben senin iyiliğini isteyen kimselerdenim!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Şehrin uzak tarafından bir şahıs koşarak geldi, dedi ki: «Ya Mûsa! İleri gelenler seni öldürmek için senin hakkında müşaverede bulunuyorlar, hemen çık (git). Şüphe yok ki, ben senin için hayırhâh olanlardanım.»
Ömer Öngüt : Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi ve: “Ey Musa! İleri gelenler seni öldürmek için aralarında görüşüyorlar. Buradan çık git, doğrusu ben sana öğüt veriyorum. ” dedi.
Şaban Piriş : Şehrin öteki ucundan bir adam koşarak geldi: -Ey Musa! dedi. İleri gelenler seni öldürmek için görüşme yapıyorlar. Hemen çık git! Ben, senin iyiliğini isteyenlerdenim.
Suat Yıldırım : Derken, şehrin öte başından bir adam koşarak geldi ve dedi ki:"Ne yapıyorsun Mûsa? Yetkililer idam istemi ile senin hakkında karar vermek üzere toplantı halindeler. Beni dinlersen derhal şehri terk et! Ben, hakikaten senin iyiliğini isteyen biriyim!"
Süleyman Ateş : Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. "Ey Mûsâ, dedi, ileri gelenler seni öldürmek için aralarında konuşuyorlar. Sen çık (git), ben sana öğüt verenlerdenim."
Tefhim-ul Kuran : Şehrin öbür yakasından bir adam koşarak gelip dedi ki: «Ey Musa, önde gelenler, seni öldürmek konusunda aralarında görüşmektedirler, artık sen çık git; gerçekten ben sana öğüt verenlerdenim.»
Ümit Şimşek : Derken şehrin uzak tarafından koşarak bir adam geldi. 'Musa, yöneticiler seni öldürmek için istişare ediyorlar,' dedi. 'Hemen buradan çık, git. Doğrusu ben senin iyiliğini isteyenlerdenim.'
Yaşar Nuri Öztürk : Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. Dedi: "Ey Mûsa, kentin ileri gelenleri seni öldürmeyi planlıyorlar. Çık buradan! Ben sana öğüt verenlerdenim."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}