» 28 / Kasas  53:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 28 / Kasas  Suresi: 53
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِذَا (VÎZ̃E) = ve iƶā : zaman
2. يُتْلَىٰ (YTL) = yutlā : (Kur'an) okunduğu
3. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onlara
4. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : derler
5. امَنَّا ( ËMNE) = āmennā : inandık
6. بِهِ (BH) = bihi : ona
7. إِنَّهُ (ÎNH) = innehu : kesinlikle o
8. الْحَقُّ (ELḪG) = l-Haḳḳu : bir haktır
9. مِنْ (MN) = min : -den
10. رَبِّنَا (RBNE) = rabbinā : Rabbimiz-
11. إِنَّا (ÎNE) = innā : zaten biz
12. كُنَّا (KNE) = kunnā : idik
13. مِنْ (MN) = min :
14. قَبْلِهِ (GBLH) = ḳablihi : ondan önce de
15. مُسْلِمِينَ (MSLMYN) = muslimīne : müslümanlar
zaman | (Kur'an) okunduğu | onlara | derler | inandık | ona | kesinlikle o | bir haktır | -den | Rabbimiz- | zaten biz | idik | | ondan önce de | müslümanlar |

[] [TLV] [] [GVL] [EMN] [] [] [ḪGG] [] [RBB] [] [KVN] [] [GBL] [SLM]
VÎZ̃E YTL ALYHM GELVE ËMNE BH ÎNH ELḪG MN RBNE ÎNE KNE MN GBLH MSLMYN

ve iƶā yutlā ǎleyhim ḳālū āmennā bihi innehu l-Haḳḳu min rabbinā innā kunnā min ḳablihi muslimīne
وإذا يتلى عليهم قالوا آمنا به إنه الحق من ربنا إنا كنا من قبله مسلمين

 » 28 / Kasas  Suresi: 53
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā zaman And when
يتلى ت ل و | TLV YTL yutlā (Kur'an) okunduğu it is recited
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara to them
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū derler they say,
آمنا ا م ن | EMN ËMNE āmennā inandık """We believe"
به | BH bihi ona in it.
إنه | ÎNH innehu kesinlikle o Indeed, it
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳu bir haktır (is) the truth
من | MN min -den from
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbinā Rabbimiz- our Lord.
إنا | ÎNE innā zaten biz Indeed, we
كنا ك و ن | KVN KNE kunnā idik [we] were
من | MN min before it
قبله ق ب ل | GBL GBLH ḳablihi ondan önce de before it
مسلمين س ل م | SLM MSLMYN muslimīne müslümanlar "Muslims."""

28:53 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

zaman | (Kur'an) okunduğu | onlara | derler | inandık | ona | kesinlikle o | bir haktır | -den | Rabbimiz- | zaten biz | idik | | ondan önce de | müslümanlar |

[] [TLV] [] [GVL] [EMN] [] [] [ḪGG] [] [RBB] [] [KVN] [] [GBL] [SLM]
VÎZ̃E YTL ALYHM GELVE ËMNE BH ÎNH ELḪG MN RBNE ÎNE KNE MN GBLH MSLMYN

ve iƶā yutlā ǎleyhim ḳālū āmennā bihi innehu l-Haḳḳu min rabbinā innā kunnā min ḳablihi muslimīne
وإذا يتلى عليهم قالوا آمنا به إنه الحق من ربنا إنا كنا من قبله مسلمين

[] [ت ل و] [] [ق و ل] [ا م ن] [] [] [ح ق ق] [] [ر ب ب] [] [ك و ن] [] [ق ب ل] [س ل م]

 » 28 / Kasas  Suresi: 53
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā zaman And when
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
يتلى ت ل و | TLV YTL yutlā (Kur'an) okunduğu it is recited
Ye,Te,Lam,,
10,400,30,,
V – 3rd person masculine singular passive imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع مبني للمجهول منصوب
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara to them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū derler they say,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
آمنا ا م ن | EMN ËMNE āmennā inandık """We believe"
,Mim,Nun,Elif,
,40,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi ona in it.
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
إنه | ÎNH innehu kesinlikle o Indeed, it
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳu bir haktır (is) the truth
Elif,Lam,Ha,Gaf,
1,30,8,100,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
من | MN min -den from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbinā Rabbimiz- our Lord.
Re,Be,Nun,Elif,
200,2,50,1,
N – genitive masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنا | ÎNE innā zaten biz Indeed, we
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
كنا ك و ن | KVN KNE kunnā idik [we] were
Kef,Nun,Elif,
20,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
من | MN min before it
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبله ق ب ل | GBL GBLH ḳablihi ondan önce de before it
Gaf,Be,Lam,He,
100,2,30,5,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
مسلمين س ل م | SLM MSLMYN muslimīne müslümanlar "Muslims."""
Mim,Sin,Lam,Mim,Ye,Nun,
40,60,30,40,10,50,
"N – accusative masculine plural (form IV) active participle → Islam"
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِذَا: zaman | يُتْلَىٰ: (Kur'an) okunduğu | عَلَيْهِمْ: onlara | قَالُوا: derler | امَنَّا: inandık | بِهِ: ona | إِنَّهُ: kesinlikle o | الْحَقُّ: bir haktır | مِنْ: -den | رَبِّنَا: Rabbimiz- | إِنَّا: zaten biz | كُنَّا: idik | مِنْ: | قَبْلِهِ: ondan önce de | مُسْلِمِينَ: müslümanlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإذا WÎZ̃E zaman | يتلى YTL (Kur'an) okunduğu | عليهم ALYHM onlara | قالوا GELWE derler | آمنا ËMNE inandık | به BH ona | إنه ÎNH kesinlikle o | الحق ELḪG bir haktır | من MN -den | ربنا RBNE Rabbimiz- | إنا ÎNE zaten biz | كنا KNE idik | من MN | قبله GBLH ondan önce de | مسلمين MSLMYN müslümanlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve iƶā: zaman | yutlā: (Kur'an) okunduğu | ǎleyhim: onlara | ḳālū: derler | āmennā: inandık | bihi: ona | innehu: kesinlikle o | l-Haḳḳu: bir haktır | min: -den | rabbinā: Rabbimiz- | innā: zaten biz | kunnā: idik | min: | ḳablihi: ondan önce de | muslimīne: müslümanlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎZ̃E: zaman | YTL: (Kur'an) okunduğu | ALYHM: onlara | GELVE: derler | ËMNE: inandık | BH: ona | ÎNH: kesinlikle o | ELḪG: bir haktır | MN: -den | RBNE: Rabbimiz- | ÎNE: zaten biz | KNE: idik | MN: | GBLH: ondan önce de | MSLMYN: müslümanlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlara okundu mu inandık ona diyorlar, şüphe yok ki o, Rabbimizden gelen bir gerçek, bundan önce de gerçeğe teslîm olmuştuk biz.
Adem Uğur : Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.
Ahmed Hulusi : Onlara bildirildiğinde: "Biz O'na iman ettik. . . Muhakkak ki O, Rabbimizden Hak'tır. . . Doğrusu biz O'ndan önce de, Rabbimize teslim olmuşluğumuzun farkındaydık!" dediler.
Ahmet Tekin : Onlara Kur’ân okunduğu zaman: 'Kur’ân’a iman ettik. O, Rabbimizden gelen gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak bir kelâmdır. Esasen biz Kur’ânın indirilmesinden önce de, Allahın emrine, hükmüne rıza gösterip boyun eğen, İslâm’ı yaşayan müslümanlar idik.' derler.
Ahmet Varol : Onlara (Kur'an) okunduğunda: 'Biz ona inandık. Şüphesiz o Rabbimizden (gelen) bir gerçektir. Biz zaten bundan önce de Müslümanlar idik' derler.
Ali Bulaç : Onlara okunduğu zaman: "Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik" derler.
Ali Fikri Yavuz : Onlara Kur’an okunduğu zaman: “- Biz buna iman ettik. Şübhesiz bu, Rabbimiz tarafından inzal edilen hak kelâmdır. Doğrusu biz, Kur’an bize okunmadan önce de müslüman olmuş kimselerdik.” dediler.
Bekir Sadak : Kuran onlara okundugu zaman: «Ona inandik, dogrusu o Rabbimizden gelen gercektir; biz suphesiz daha onceden musluman olmus kimseleriz; derler.
Celal Yıldırım : (Kur'ân âyetleri) onlara karşı okununca, derler ki: «Biz buna inandık ; şüphesiz ki bu Rabbımızdan gelen hakk (bir kitap)tır. Biz bundan önce de Hakk'a teslîm olanlar idik.»
Diyanet İşleri : Kur’an kendilerine okunduğu zaman, “Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz ondan önce de müslümandık” derler.
Diyanet İşleri (eski) : Kuran onlara okunduğu zaman: 'Ona inandık, doğrusu o Rabbimizden gelen gerçektir; biz şüphesiz daha önceden müslüman olmuş kimseleriz' derler.
Diyanet Vakfi : Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.
Edip Yüksel : Kendilerine okunduğu zaman, 'Ona inandık. Bu, Rabbimizden gelen gerçektir. Zaten ondan önce de müslümanlar idik,' derler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlara (Kur'ân) okunduğu zaman «O'na iman ettik. Çünkü o, Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik» derler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O kendilerine okununca hemen: «Biz buna iman ettik; bu şüphesiz Rabbimizden gelen bir gerçektir. Doğrusu biz önceden müslümandık.» derler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem kendilerine tilâvet olunur olunmaz «biz, dediler: buna iyman ettik bu şübhesiz hak, rabbımızdan, biz doğrusu evvelinden müsliman idik»
Fizilal-il Kuran : Kur'an onlara okunduğu zaman; «Ona inandık, doğrusu O Rabb'imizden gelen gerçektir, zaten biz ondan önce de müslüman idik» derler.
Gültekin Onan : Onlara okunduğu zaman: "Biz ona inandık, gerçekten o, rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik" derler.
Hakkı Yılmaz : Ve onlara o Söz [vahy/Kur’ân] okunduğu zaman onlar, “Biz, ona inandık. Şüphesiz o, Rabbimizden gelen gerçektir. Kesinlikle biz, ondan önce müslüman olanlardık” dediler.
Hasan Basri Çantay : Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: «Buna inandık. Şübhesiz ki bu, Rabbimizden (gelen) bir hakdır. Hakıykat, biz bundan evvel de İslâmı kabul etmiş kimselerdik» dediler.
Hayrat Neşriyat : Ve onlara (Kur’ân) okunduğu zaman: '(Biz) ona îmân ettik; şübhesiz ki o, Rabbimizden (gelen) haktır; zâten biz ondan önce de Müslüman kimseler idik' derler.
İbni Kesir : Onlara Kur'an okunduğu zaman; derler ki: Ona inandık, doğrusu o, Rabbımızdan gelen gerçektir. Şüphesiz biz, ondan önce de müslümanlar olmuştuk.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlara (Kur'ân) okunduğu zaman: "O'na îmân ettik, muhakkak ki O, Rabbimizden haktır. Biz, ondan önce de muhakkak ki (Allah'a) teslim olanlardık." dediler.
Muhammed Esed : Bu kimseler (değişmeyen gerçek) kendilerine ulaştırıldığında, hemen, "Buna inandık!" derler, "Çünkü bu bize Rabbimizin katından ulaşan bir gerçek; bu bize ulaşmadan önce de, biz zaten O'na yürekten boyun eğen kimselerdik!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlara karşı tilâvet edildiği zaman dediler ki: «Buna biz imân ettik. Şüphe yok ki, bu Rabbimizden (gelen hak) bir kitaptır. Şüphe yok ki, biz bundan evvel müslümanlar olmuştuk.»
Ömer Öngüt : Kur'an onlara okunduğu zaman: “Ona iman ettik, doğrusu o Rabbimizden gelen hakikattır. Esasen biz bundan önce de müslümanlığı kabul etmiş kimselerdik. ” dediler.
Şaban Piriş : Onlara okununca derler ki: - Ona iman ettik, çünkü o Rabbimizden gelen gerçektir. Biz önceden de müslüman idik.
Suat Yıldırım : Kendilerine Kur’ân okununca şöyle derler: "Ona iman ettik, O Rabbimizden gelen gerçeğin ta kendisidir. Biz zaten daha önce de Allah’a teslim olmuş kimselerdik."
Süleyman Ateş : Onlara (Kur'ân) okunduğu zaman: "Ona inandık, o, Rabbimizden gelen gerçektir... Zaten biz ondan önce de müslümanlar idik." derler.
Tefhim-ul Kuran : Onlara okunmakta olduğu zaman: «Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik» derler.
Ümit Şimşek : Onlara Kur'ân okunduğu zaman, 'Ona inandık,' dediler. 'O hiç kuşkusuz Rabbimizden gelen haktır. Biz daha önce de hakka teslim olmuş kimselerdik.'
Yaşar Nuri Öztürk : O, onlara okunduğu zaman şöyle derler: "İnandık buna, Rabbimizden gelmiş haktır o. Biz, ondan önce de müslümanlardık."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}