» 16 / Nahl  38:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

 » 16 / Nahl  Suresi: 38
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَقْسَمُوا (VÊGSMVE) = ve eḳsemū : ve yemin ettiler
2. بِاللَّهِ (BELLH) = billahi : Allah'a
3. جَهْدَ (CHD̃) = cehde : bütün şiddetiyle
4. أَيْمَانِهِمْ (ÊYMENHM) = eymānihim : yeminlerinin
5. لَا (LE) = lā :
6. يَبْعَثُ (YBAS̃) = yeb'ǎṧu : diriltmez (diye)
7. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
8. مَنْ (MN) = men : kimseyi
9. يَمُوتُ (YMVT) = yemūtu : ölen
10. بَلَىٰ (BL) = belā : hayır
11. وَعْدًا (VAD̃E) = veǎ'den : verdiği sözdür
12. عَلَيْهِ (ALYH) = ǎleyhi : O'nun onlara
13. حَقًّا (ḪGE) = Haḳḳan : gerçek olarak
14. وَلَٰكِنَّ (VLKN) = velākinne : ama
15. أَكْثَرَ (ÊKS̃R) = ekṧera : çoğu
16. النَّاسِ (ELNES) = n-nāsi : insanların
17. لَا (LE) = lā :
18. يَعْلَمُونَ (YALMVN) = yeǎ'lemūne : bilmezler
ve yemin ettiler | Allah'a | bütün şiddetiyle | yeminlerinin | | diriltmez (diye) | Allah | kimseyi | ölen | hayır | verdiği sözdür | O'nun onlara | gerçek olarak | ama | çoğu | insanların | | bilmezler |

[GSM] [] [CHD̃] [YMN] [] [BAS̃] [] [] [MVT] [] [VAD̃] [] [ḪGG] [] [KS̃R] [NVS] [] [ALM]
VÊGSMVE BELLH CHD̃ ÊYMENHM LE YBAS̃ ELLH MN YMVT BL VAD̃E ALYH ḪGE VLKN ÊKS̃R ELNES LE YALMVN

ve eḳsemū billahi cehde eymānihim yeb'ǎṧu llahu men yemūtu belā veǎ'den ǎleyhi Haḳḳan velākinne ekṧera n-nāsi yeǎ'lemūne
وأقسموا بالله جهد أيمانهم لا يبعث الله من يموت بلى وعدا عليه حقا ولكن أكثر الناس لا يعلمون

 » 16 / Nahl  Suresi: 38
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأقسموا ق س م | GSM VÊGSMVE ve eḳsemū ve yemin ettiler And they swear
بالله | BELLH billahi Allah'a by Allah
جهد ج ه د | CHD̃ CHD̃ cehde bütün şiddetiyle strongest
أيمانهم ي م ن | YMN ÊYMENHM eymānihim yeminlerinin (of) their oaths,
لا | LE Allah will not resurrect
يبعث ب ع ث | BAS̃ YBAS̃ yeb'ǎṧu diriltmez (diye) Allah will not resurrect
الله | ELLH llahu Allah Allah will not resurrect
من | MN men kimseyi (one) who
يموت م و ت | MVT YMVT yemūtu ölen dies.
بلى | BL belā hayır Nay,
وعدا و ع د | VAD̃ VAD̃E veǎ'den verdiği sözdür (it is) a promise
عليه | ALYH ǎleyhi O'nun onlara upon Him
حقا ح ق ق | ḪGG ḪGE Haḳḳan gerçek olarak (in) truth,
ولكن | VLKN velākinne ama but
أكثر ك ث ر | KS̃R ÊKS̃R ekṧera çoğu most
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsi insanların (of) the mankind
لا | LE (do) not
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bilmezler know.

16:38 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve yemin ettiler | Allah'a | bütün şiddetiyle | yeminlerinin | | diriltmez (diye) | Allah | kimseyi | ölen | hayır | verdiği sözdür | O'nun onlara | gerçek olarak | ama | çoğu | insanların | | bilmezler |

[GSM] [] [CHD̃] [YMN] [] [BAS̃] [] [] [MVT] [] [VAD̃] [] [ḪGG] [] [KS̃R] [NVS] [] [ALM]
VÊGSMVE BELLH CHD̃ ÊYMENHM LE YBAS̃ ELLH MN YMVT BL VAD̃E ALYH ḪGE VLKN ÊKS̃R ELNES LE YALMVN

ve eḳsemū billahi cehde eymānihim yeb'ǎṧu llahu men yemūtu belā veǎ'den ǎleyhi Haḳḳan velākinne ekṧera n-nāsi yeǎ'lemūne
وأقسموا بالله جهد أيمانهم لا يبعث الله من يموت بلى وعدا عليه حقا ولكن أكثر الناس لا يعلمون

[ق س م] [] [ج ه د] [ي م ن] [] [ب ع ث] [] [] [م و ت] [] [و ع د] [] [ح ق ق] [] [ك ث ر] [ن و س] [] [ع ل م]

 » 16 / Nahl  Suresi: 38
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأقسموا ق س م | GSM VÊGSMVE ve eḳsemū ve yemin ettiler And they swear
Vav,,Gaf,Sin,Mim,Vav,Elif,
6,,100,60,40,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالله | BELLH billahi Allah'a by Allah
Be,Elif,Lam,Lam,He,
2,1,30,30,5,
"P – prefixed preposition bi
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
جهد ج ه د | CHD̃ CHD̃ cehde bütün şiddetiyle strongest
Cim,He,Dal,
3,5,4,
N – accusative masculine verbal noun
اسم منصوب
أيمانهم ي م ن | YMN ÊYMENHM eymānihim yeminlerinin (of) their oaths,
,Ye,Mim,Elif,Nun,He,Mim,
,10,40,1,50,5,40,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لا | LE Allah will not resurrect
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يبعث ب ع ث | BAS̃ YBAS̃ yeb'ǎṧu diriltmez (diye) Allah will not resurrect
Ye,Be,Ayn,Se,
10,2,70,500,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
الله | ELLH llahu Allah Allah will not resurrect
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
من | MN men kimseyi (one) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يموت م و ت | MVT YMVT yemūtu ölen dies.
Ye,Mim,Vav,Te,
10,40,6,400,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
بلى | BL belā hayır Nay,
Be,Lam,,
2,30,,
ANS – answer particle
حرف جواب
وعدا و ع د | VAD̃ VAD̃E veǎ'den verdiği sözdür (it is) a promise
Vav,Ayn,Dal,Elif,
6,70,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
عليه | ALYH ǎleyhi O'nun onlara upon Him
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
حقا ح ق ق | ḪGG ḪGE Haḳḳan gerçek olarak (in) truth,
Ha,Gaf,Elif,
8,100,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ولكن | VLKN velākinne ama but
Vav,Lam,Kef,Nun,
6,30,20,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان»
أكثر ك ث ر | KS̃R ÊKS̃R ekṧera çoğu most
,Kef,Se,Re,
,20,500,200,
N – accusative masculine singular noun
اسم منصوب
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsi insanların (of) the mankind
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
لا | LE (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bilmezler know.
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَقْسَمُوا: ve yemin ettiler | بِاللَّهِ: Allah'a | جَهْدَ: bütün şiddetiyle | أَيْمَانِهِمْ: yeminlerinin | لَا: | يَبْعَثُ: diriltmez (diye) | اللَّهُ: Allah | مَنْ: kimseyi | يَمُوتُ: ölen | بَلَىٰ: hayır | وَعْدًا: verdiği sözdür | عَلَيْهِ: O'nun onlara | حَقًّا: gerçek olarak | وَلَٰكِنَّ: ama | أَكْثَرَ: çoğu | النَّاسِ: insanların | لَا: | يَعْلَمُونَ: bilmezler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأقسموا WÊGSMWE ve yemin ettiler | بالله BELLH Allah'a | جهد CHD̃ bütün şiddetiyle | أيمانهم ÊYMENHM yeminlerinin | لا LE | يبعث YBAS̃ diriltmez (diye) | الله ELLH Allah | من MN kimseyi | يموت YMWT ölen | بلى BL hayır | وعدا WAD̃E verdiği sözdür | عليه ALYH O'nun onlara | حقا ḪGE gerçek olarak | ولكن WLKN ama | أكثر ÊKS̃R çoğu | الناس ELNES insanların | لا LE | يعلمون YALMWN bilmezler |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve eḳsemū: ve yemin ettiler | billahi: Allah'a | cehde: bütün şiddetiyle | eymānihim: yeminlerinin | : | yeb'ǎṧu: diriltmez (diye) | llahu: Allah | men: kimseyi | yemūtu: ölen | belā: hayır | veǎ'den: verdiği sözdür | ǎleyhi: O'nun onlara | Haḳḳan: gerçek olarak | velākinne: ama | ekṧera: çoğu | n-nāsi: insanların | : | yeǎ'lemūne: bilmezler |
Kırık Meal (Transcript) : |VÊGSMVE: ve yemin ettiler | BELLH: Allah'a | CHD̃: bütün şiddetiyle | ÊYMENHM: yeminlerinin | LE: | YBAS̃: diriltmez (diye) | ELLH: Allah | MN: kimseyi | YMVT: ölen | BL: hayır | VAD̃E: verdiği sözdür | ALYH: O'nun onlara | ḪGE: gerçek olarak | VLKN: ama | ÊKS̃R: çoğu | ELNES: insanların | LE: | YALMVN: bilmezler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, Allah'a kesin olarak ant içtiler de Allah dediler, ölen kişiyi tekrar diriltmez. Evet, diriltecek, bir vaittir bu ki gerçektir ve yerine getirecektir onu, fakat insanların çoğu bilmez.
Adem Uğur : Onlar: "Allah ölen bir kimseyi diriltmez" diye olanca güçleriyle Allah'a and içtiler. Aksine, bu O'nun bizzat kendisine karşı gerçek bir vâdidir. Fakat insanların çoğu bilmez.
Ahmed Hulusi : (Onlar) en ağır yeminleri ile: "Allâh, ölen kimseyi bâ'setmez" diye Allâh adına yemin ettiler. . . Hayır, O'nun üzerine hak bir vaattir (ki ölen, vefatın hemen sonraki anında bâ'solacaktır ölümü tatmış olarak)! Fakat insanların çoğunluğu bilmezler.
Ahmet Tekin : Onlar: 'Allah ölen bir kimseyi diriltmez' diye, peşpeşe Allah’a büyük yeminler ettiler. Elbette diriltecek. Bu Allah’ın kesinkes gerçekleştireceği vadidir. Fakat insanların çoğu diriltileceklerini bilmiyorlar.
Ahmet Varol : En kuvvetli yeminleriyle: 'Allah öleni diriltmez' diye Allah'a yemin ettiler. Hayır, bu O'nun üzerine gerçek bir vaaddir. Ancak insanların çoğu bilmezler.
Ali Bulaç : Olanca yeminleriyle: "Öleni Allah diriltmez" diye yemin ettiler. Hayır; bu, O'nun üzerinde hak olan bir vaidtir, ancak insanların çoğu bilmezler.
Ali Fikri Yavuz : Onlar: “- Allah, ölen kimseyi diriltmez.” diye en kuvvetli yeminleriyle Allah’a yemin ettiler. Hayır, bu ölüleri diriltmek, Allah üzerine gerçekleşen bir vaaddir; fakat insanların çoğu bilmezler.
Bekir Sadak : (38-39) len kimseyi Allah'in diriltmeyecegi uzerine butun gucleriyle Allah'a yemin ederler. Hayir; oyle degil, ayriliga dustukleri seyi onlara aciklamayi , inkar edenlerin kendilerinin yalanci olduklarini bileceklerini, Allah gercekten vadetmistir, fakat insanlarin cogu bilmezler.
Celal Yıldırım : «Allah, ölen kimseyi tekrar diriltip kaldırmaz» diyerek olanca yeminleriyle Allah ile yemin ettiler. Hayır, bu, Allah üzerine hak bir va'ddir; ne var ki insanların çoğu bilmezler.
Diyanet İşleri : Onlar, “Allah, ölen bir kimseyi diriltmez” diye var güçleriyle Allah’a yemin ettiler. Hayır, diriltecek! Bu, yerine getirilmesini Allah’ın üzerine aldığı bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Diyanet İşleri (eski) : (38-39) Ölen kimseyi Allah'ın diriltmeyeceği üzerine bütün güçleriyle Allah'a yemin ederler. Hayır; öyle değil, ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıklamayı, inkar edenlerin kendilerinin yalancı olduklarını bileceklerini, Allah gerçekten vadetmiştir, fakat insanların çoğu bilmezler.
Diyanet Vakfi : Onlar: «Allah ölen bir kimseyi diriltmez» diye olanca güçleriyle Allah'a and içtiler. Aksine, bu O'nun bizzat kendisine karşı gerçek bir vâdidir. Fakat insanların çoğu bilmez.
Edip Yüksel : 'ALLAH ölmüş olanı diriltmez diye tüm güçleriyle ALLAH'a yemin ederler. Hayır, O'nun verdiği gerçek bir sözdür o. Ancak insanların çoğu bunu bilmiyor.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kâfirler, «Allah ölen kimseyi diriltmez.» diye en kuvvetli yeminleriyle Allah'a yemin ettiler. Hayır, bu ölüleri diriltmek, Allah'ın kendisine karşı bir vaadidir. Ancak insanların çoğu bunu bilmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar: «Allah, ölen kimseyi diriltmez.» diye olanca yeminleriyle Allah'a yemin ettiler. Hayır, dirilecektir, bu O'nun taahüt ettiği gerçek bir va'ddir; fakat insanların çoğu bunu bilmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Allah ölen kimseyi ba'setmez diye olanca yeminleriyle Allaha kasem de ettiler, hayır ba’sedecek bu onun taahhüd buyurduğu hak bir va'd ve lâkin nâsın ekserisi bilmezler.
Fizilal-il Kuran : Onlar en pekiştirici ifadeleri kullanarak «Allah, ölüleri yeniden diriltmez» diye yemin ettiler. Hayır, öyle değil. Ölüleri diriltmek, Allah'ın üstlendiği kesin bir vaaddir. Fakat çoğu insanlar bunu bilmezler.
Gültekin Onan : Olanca yeminleriyle: "Öleni Tanrı diriltmez" diye yemin ettiler. Hayır; bu, O'nun üzerinde hak olan bir vaaddir, ancak insanların çoğu bilmezler.
Hakkı Yılmaz : (38,39) Ve kâfirler, “Allah, ölen kimseyi diriltmez” diye en kuvvetli yeminleriyle Allah'a yemin ettiler. Hayır, Allah ölüleri, üzerine aldığı gerçek bir vaat olarak, onların, hakkında anlaşmazlığa düştükleri şeyi onlara açığa koymak ve gerçekleri örtbas eden kimselerin, yalancıların ta kendisi olduklarını bildirmek için diriltecektir.
Hasan Basri Çantay : Onlar: «Ölecek kimseyi Allah diriltmez» diye olanca yemînleriyle Allaha andetdiler. Hayır, bu Onun üzerinde hak bir vad'dir. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki (onlar): 'Allah, ölen kimseyi diriltmez!' diye bütün güçleriyle Allah’a yemîn ettiler. Hayır! (Onlar diriltileceklerdir! Bu,) O’nun üzerine hak bir va'ddir; fakat insanların çoğu bilmezler.
İbni Kesir : Onlar: Ölen kimseyi Allah diriltmez, diye olanca güçleriyle yemin ettiler. Hayır öyle değil. Bu, O'nun dosdoğru bir vaadidir. Ancak insanların çoğu bilmezler.
İskender Evrenosoğlu : Ve “Kim ölürse Allah, onu beas etmez (yeniden diriltmez).” diye en kuvvetli yeminleri ile Allah'a kasem ettiler. Hayır, (öyle değil). Bu, O'nun (Allah'ın) üzerinde hak bir vaaddir. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.
Muhammed Esed : Üstelik, bunlar en ciddi yeminlerle, Allah'ın ismini anarak, "Allah ölüyü asla diriltmeyecektir!" diye and içiyorlar. Hayır, gerçekten bu O'nun, gerçekleşmesini kendi üzerine aldığı bir vaaddir; ne var ki, insanların çoğu bunu bilmez.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Allah'a olanca yeminleriyle yemin ettiler ki: «Allah ölecek bir kimseyi (diriltmeyecektir). Hayır. Bu (diriltmek) O'nun üzerine hak olan bir vaaddir. Velâkin nâsın ekserisi bilmezler.
Ömer Öngüt : Onlar bütün güçleriyle: “Allah ölen kimseyi tekrar diriltmez. ” diye Allah'a yemin ettiler. Hayır, öyle değil! Bu, O'nun hak olarak verdiği bir sözdür. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Şaban Piriş : Allah’ın ölen bir kimseyi yeniden diriltmeyeceğine tüm güçleri ile Allah adına yemin ettiler. Hayır, verilmiş bir söz olarak o gerçektir. Fakat, insanların çoğu bilmiyor.
Suat Yıldırım : Onlar var güçleriyle yemin ederek: "Allah, ölen kimseyi diriltmez!" dediler. Hayır, diriltecek! Bu O’nun verdiği kesin bir sözdür, fakat insanların ekserisi bunu bilmezler.
Süleyman Ateş : (Onlar), yeminlerinin bütün şiddetiyle: "Allâh ölen kimseyi diriltmez!" diye Allah'a yemin ettiler. Hayır diriltecektir, bu, O'nun gerçek olarak verdiği sözdür. Ama insanların çoğu bilmezler.
Tefhim-ul Kuran : Olanca yeminleriyle: «Öleni Allah diriltmez» diye yemin ettiler. Hayır; bu, O'nun üzerinde hak olan bir vaidtir, ancak insanların çoğu bilmezler.
Ümit Şimşek : Bir de 'Öleni Allah diriltmez' diye, var güçleriyle Allah adına yemin ettiler. Elbette diriltir. Onun vaadi haktır; lâkin insanların çoğu bilmez.
Yaşar Nuri Öztürk : Yeminlerinin tüm gücüyle, "Allah ölen kimseyi diriltmez" diye Allah'a yemin ettiler. Hayır, öyle değil. Öleni diriltmek O'nun üzerinde hak bir vaattır, fakat insanların çokları bilmezler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}