» 16 / Nahl  94:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

 » 16 / Nahl  Suresi: 94
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَا (VLE) = ve lā :
2. تَتَّخِذُوا (TTḢZ̃VE) = tetteḣiƶū : yapmayın
3. أَيْمَانَكُمْ (ÊYMENKM) = eymānekum : yeminlerinizi
4. دَخَلًا (D̃ḢLE) = deḣalen : bozan bir şey
5. بَيْنَكُمْ (BYNKM) = beynekum : aranızı
6. فَتَزِلَّ (FTZL) = fetezille : kayar
7. قَدَمٌ (GD̃M) = ḳademun : ayak
8. بَعْدَ (BAD̃) = beǎ'de : sonra
9. ثُبُوتِهَا (S̃BVTHE) = ṧubūtihā : sağlam bastıktan
10. وَتَذُوقُوا (VTZ̃VGVE) = ve teƶūḳū : ve tadarsınız
11. السُّوءَ (ELSVÙ) = s-sū'e : kötülüğü
12. بِمَا (BME) = bimā : dolayı
13. صَدَدْتُمْ (ṦD̃D̃TM) = Sadedtum : engel olduğunuzdan
14. عَنْ (AN) = ǎn : -dan
15. سَبِيلِ (SBYL) = sebīli : yolu-
16. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
17. وَلَكُمْ (VLKM) = velekum : ve sizin için vardır
18. عَذَابٌ (AZ̃EB) = ǎƶābun : bir azab
19. عَظِيمٌ (AƵYM) = ǎZīmun : büyük
| yapmayın | yeminlerinizi | bozan bir şey | aranızı | kayar | ayak | sonra | sağlam bastıktan | ve tadarsınız | kötülüğü | dolayı | engel olduğunuzdan | -dan | yolu- | Allah'ın | ve sizin için vardır | bir azab | büyük |

[] [EḢZ̃] [YMN] [D̃ḢL] [BYN] [ZLL] [GD̃M] [BAD̃] [S̃BT] [Z̃VG] [SVE] [] [ṦD̃D̃] [] [SBL] [] [] [AZ̃B] [AƵM]
VLE TTḢZ̃VE ÊYMENKM D̃ḢLE BYNKM FTZL GD̃M BAD̃ S̃BVTHE VTZ̃VGVE ELSVÙ BME ṦD̃D̃TM AN SBYL ELLH VLKM AZ̃EB AƵYM

ve lā tetteḣiƶū eymānekum deḣalen beynekum fetezille ḳademun beǎ'de ṧubūtihā ve teƶūḳū s-sū'e bimā Sadedtum ǎn sebīli llahi velekum ǎƶābun ǎZīmun
ولا تتخذوا أيمانكم دخلا بينكم فتزل قدم بعد ثبوتها وتذوقوا السوء بما صددتم عن سبيل الله ولكم عذاب عظيم

 » 16 / Nahl  Suresi: 94
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā And (do) not
تتخذوا ا خ ذ | EḢZ̃ TTḢZ̃VE tetteḣiƶū yapmayın take
أيمانكم ي م ن | YMN ÊYMENKM eymānekum yeminlerinizi your oaths
دخلا د خ ل | D̃ḢL D̃ḢLE deḣalen bozan bir şey (as) a deception
بينكم ب ي ن | BYN BYNKM beynekum aranızı between you,
فتزل ز ل ل | ZLL FTZL fetezille kayar lest, should slip
قدم ق د م | GD̃M GD̃M ḳademun ayak a foot
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'de sonra after
ثبوتها ث ب ت | S̃BT S̃BVTHE ṧubūtihā sağlam bastıktan it is firmly planted,
وتذوقوا ذ و ق | Z̃VG VTZ̃VGVE ve teƶūḳū ve tadarsınız and you would taste
السوء س و ا | SVE ELSVÙ s-sū'e kötülüğü the evil
بما | BME bimā dolayı for what
صددتم ص د د | ṦD̃D̃ ṦD̃D̃TM Sadedtum engel olduğunuzdan you hindered
عن | AN ǎn -dan from
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolu- (the) way
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
ولكم | VLKM velekum ve sizin için vardır and for you
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
عظيم ع ظ م | AƵM AƵYM ǎZīmun büyük great.

16:94 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| yapmayın | yeminlerinizi | bozan bir şey | aranızı | kayar | ayak | sonra | sağlam bastıktan | ve tadarsınız | kötülüğü | dolayı | engel olduğunuzdan | -dan | yolu- | Allah'ın | ve sizin için vardır | bir azab | büyük |

[] [EḢZ̃] [YMN] [D̃ḢL] [BYN] [ZLL] [GD̃M] [BAD̃] [S̃BT] [Z̃VG] [SVE] [] [ṦD̃D̃] [] [SBL] [] [] [AZ̃B] [AƵM]
VLE TTḢZ̃VE ÊYMENKM D̃ḢLE BYNKM FTZL GD̃M BAD̃ S̃BVTHE VTZ̃VGVE ELSVÙ BME ṦD̃D̃TM AN SBYL ELLH VLKM AZ̃EB AƵYM

ve lā tetteḣiƶū eymānekum deḣalen beynekum fetezille ḳademun beǎ'de ṧubūtihā ve teƶūḳū s-sū'e bimā Sadedtum ǎn sebīli llahi velekum ǎƶābun ǎZīmun
ولا تتخذوا أيمانكم دخلا بينكم فتزل قدم بعد ثبوتها وتذوقوا السوء بما صددتم عن سبيل الله ولكم عذاب عظيم

[] [ا خ ذ ] [ي م ن] [د خ ل] [ب ي ن] [ز ل ل] [ق د م] [ب ع د] [ث ب ت] [ذ و ق] [س و ا] [] [ص د د] [] [س ب ل] [] [] [ع ذ ب] [ع ظ م]

 » 16 / Nahl  Suresi: 94
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā And (do) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRO – prohibition particle
الواو عاطفة
حرف نهي
تتخذوا ا خ ذ | EḢZ̃ TTḢZ̃VE tetteḣiƶū yapmayın take
Te,Te,Hı,Zel,Vav,Elif,
400,400,600,700,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form VIII) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أيمانكم ي م ن | YMN ÊYMENKM eymānekum yeminlerinizi your oaths
,Ye,Mim,Elif,Nun,Kef,Mim,
,10,40,1,50,20,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
دخلا د خ ل | D̃ḢL D̃ḢLE deḣalen bozan bir şey (as) a deception
Dal,Hı,Lam,Elif,
4,600,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
بينكم ب ي ن | BYN BYNKM beynekum aranızı between you,
Be,Ye,Nun,Kef,Mim,
2,10,50,20,40,
LOC – accusative location adverb
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فتزل ز ل ل | ZLL FTZL fetezille kayar lest, should slip
Fe,Te,Ze,Lam,
80,400,7,30,
CAUS – prefixed particle of cause
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, subjunctive mood
الفاء سببية
فعل مضارع منصوب
قدم ق د م | GD̃M GD̃M ḳademun ayak a foot
Gaf,Dal,Mim,
100,4,40,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'de sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
T – accusative time adverb
ظرف زمان منصوب
ثبوتها ث ب ت | S̃BT S̃BVTHE ṧubūtihā sağlam bastıktan it is firmly planted,
Se,Be,Vav,Te,He,Elif,
500,2,6,400,5,1,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وتذوقوا ذ و ق | Z̃VG VTZ̃VGVE ve teƶūḳū ve tadarsınız and you would taste
Vav,Te,Zel,Vav,Gaf,Vav,Elif,
6,400,700,6,100,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
السوء س و ا | SVE ELSVÙ s-sū'e kötülüğü the evil
Elif,Lam,Sin,Vav,,
1,30,60,6,,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
بما | BME bimā dolayı for what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
صددتم ص د د | ṦD̃D̃ ṦD̃D̃TM Sadedtum engel olduğunuzdan you hindered
Sad,Dal,Dal,Te,Mim,
90,4,4,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
عن | AN ǎn -dan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolu- (the) way
Sin,Be,Ye,Lam,
60,2,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
ولكم | VLKM velekum ve sizin için vardır and for you
Vav,Lam,Kef,Mim,
6,30,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
عظيم ع ظ م | AƵM AƵYM ǎZīmun büyük great.
Ayn,Zı,Ye,Mim,
70,900,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَا: | تَتَّخِذُوا: yapmayın | أَيْمَانَكُمْ: yeminlerinizi | دَخَلًا: bozan bir şey | بَيْنَكُمْ: aranızı | فَتَزِلَّ: kayar | قَدَمٌ: ayak | بَعْدَ: sonra | ثُبُوتِهَا: sağlam bastıktan | وَتَذُوقُوا: ve tadarsınız | السُّوءَ: kötülüğü | بِمَا: dolayı | صَدَدْتُمْ: engel olduğunuzdan | عَنْ: -dan | سَبِيلِ: yolu- | اللَّهِ: Allah'ın | وَلَكُمْ: ve sizin için vardır | عَذَابٌ: bir azab | عَظِيمٌ: büyük |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولا WLE | تتخذوا TTḢZ̃WE yapmayın | أيمانكم ÊYMENKM yeminlerinizi | دخلا D̃ḢLE bozan bir şey | بينكم BYNKM aranızı | فتزل FTZL kayar | قدم GD̃M ayak | بعد BAD̃ sonra | ثبوتها S̃BWTHE sağlam bastıktan | وتذوقوا WTZ̃WGWE ve tadarsınız | السوء ELSWÙ kötülüğü | بما BME dolayı | صددتم ṦD̃D̃TM engel olduğunuzdan | عن AN -dan | سبيل SBYL yolu- | الله ELLH Allah'ın | ولكم WLKM ve sizin için vardır | عذاب AZ̃EB bir azab | عظيم AƵYM büyük |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve lā: | tetteḣiƶū: yapmayın | eymānekum: yeminlerinizi | deḣalen: bozan bir şey | beynekum: aranızı | fetezille: kayar | ḳademun: ayak | beǎ'de: sonra | ṧubūtihā: sağlam bastıktan | ve teƶūḳū: ve tadarsınız | s-sū'e: kötülüğü | bimā: dolayı | Sadedtum: engel olduğunuzdan | ǎn: -dan | sebīli: yolu- | llahi: Allah'ın | velekum: ve sizin için vardır | ǎƶābun: bir azab | ǎZīmun: büyük |
Kırık Meal (Transcript) : |VLE: | TTḢZ̃VE: yapmayın | ÊYMENKM: yeminlerinizi | D̃ḢLE: bozan bir şey | BYNKM: aranızı | FTZL: kayar | GD̃M: ayak | BAD̃: sonra | S̃BVTHE: sağlam bastıktan | VTZ̃VGVE: ve tadarsınız | ELSVÙ: kötülüğü | BME: dolayı | ṦD̃D̃TM: engel olduğunuzdan | AN: -dan | SBYL: yolu- | ELLH: Allah'ın | VLKM: ve sizin için vardır | AZ̃EB: bir azab | AƵYM: büyük |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yeminlerinizi, birbirinizi aldatmaya vâsıta edinmeyin, sonra ayağınız adamakıllı pekişip yerleştikten sonra kayıverir ve halkı, Allah yolundan menetmenize karşılık kötülüğe uğrarsınız ve hakkınız olur pek büyük azap.
Adem Uğur : Yeminlerinizi aranızda fesada araç edinmeyin, aksi halde (İslâm'da) sebat etmişken ayağınız kayar da (insanları) Allah yolundan alıkoymanız sebebiyle (dünyada) kötülüğü tadarsınız. Sizin için (ahirette de) büyük bir azap vardır.
Ahmed Hulusi : Yeminlerinizi aranızda aldatma aracı olarak kullanmayın! (Aksi takdirde, İslâm'da) sağlamca yer almışken ayağınız kayar ve Allâh yolundan saptığınız için kötülüğü tadarsınız. . . Sizin için çok büyük azap oluşur.
Ahmet Tekin : Yeminlerinizi, taahhütlerinizi, sözleşmelerinizi, aranızda hileye, aldatmaya ve fesada alet etmeyin. Aksi halde İslâm’da karar kılarak, hak bir dine, sağlam bir hukuk, kâmil bir ahlâk düzenine güvenen insanların, birbirlerine ve dinlerine karşı itimatları sarsılır, itibarınız gider, kurduğunuz devlet yıkılır. İnsanları ahde vefadan, müslümanları örnek almaktan, Allah yolundan, İslâmî hayatı yaşamaktan, Allah yolundaki faaliyetlerden alıkoymanız sebebiyle de dünyada cezayı, çalkantılı anarşik bir hayatın acılarını tadarsınız. Büyük bir azâbı da hak etmiş olursunuz.
Ahmet Varol : Yeminlerinizi aranızda aldatma aracı edinmeyin. Yoksa karar kılmasından sonra ayak kayar ve Allah'ın yolundan alıkoymanıza karşılık kötülüğü tadarsınız. (O zaman) büyük bir azap da sizin içindir.
Ali Bulaç : Yeminlerinizi kendi aranızda, bir bozuculuk unsuru edinmeyin; sonra sapasağlam basan ayak kayar ve Allah'ın yolundan alıkoyduğunuz için kötülüğü tadarsınız. (Ayrıca) Büyük azab da sizin içindir.
Ali Fikri Yavuz : Yeminlerinizi, aranızda fesada bir vesile edinmeyin ki, sonra sağlam basmışken bir ayak kayar da, Allah yolundan saptığınız için dünyada fena azab tadarsınız; ahirette de size büyük bir azab olur.
Bekir Sadak : Birbirinizi aldatmak icin yemin etmeyin ki, bu yuzden saglamca yere bakmakta olan ayak surcebilir; Allah yolundan alikoymaniza karsilik kotu bir azap tadarsiniz ve (ahirette ) de size buyuk bir azap vardir.
Celal Yıldırım : Yeminlerinizi aranızda dolaylı-hileli yoldan bozmayın. Sonra sağlamca basmakta olan ayak kayabilir de Allah yolundan alıkoymanız sebebiyle azabı tadarsınız ve sizin için (o takdirde) büyük bir azâb vardır.
Diyanet İşleri : Yeminlerinizi aranızda hile ve fesat sebebi yapmayın. Sonra sağlamca bastıktan sonra ayak(larınız) kayar da Allah yolundan sapmanız sebebiyle kötü azabı tadarsınız. (Ahirette de) sizin için büyük bir azap vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Birbirinizi aldatmak için yemin etmeyin ki, bu yüzden sağlamca yere basmakta olan ayak sürçebilir; Allah yolundan alıkoymanıza karşılık kötü bir azap tadarsınız ve (ahirette de) büyük bir azaba uğrarsınız.
Diyanet Vakfi : Yeminlerinizi aranızda fesada araç edinmeyin, aksi halde (İslâm'da) sebat etmişken ayağınız kayar da (insanları) Allah yolundan alıkoymanız sebebiyle (dünyada) kötülüğü tadarsınız. Sizin için (ahirette de) büyük bir azap vardır.
Edip Yüksel : Yeminlerinizi aranızda kötüye kullanmayın ki sağlam basmış ayağınız kayar. ALLAH'ın yolundan saptığınız için perişanlığı tadar ve acı bir azabı hakkedersiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yeminlerinizi aranızda aldatma ve fesada vasıta edinmeyin, sonra sağlam basmışken bir ayak kayar da Allah yolundan saptığınız için, dünyada kötü azabı tadarsınız. Ahirette de size büyük bir azab olur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yeminlerinizi, aranızda hile ve bozgunculuğa vesile edinmeyin, sonra sağlam basmışken bir ayak kayar ve Allah yolundan saptığınız için fena acı tadarsınız; artık ahirette de size pek büyük bir azap olur.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yeminlerinizi aranızda hud'a ve fesada vesile ittihaz etmeyin ki sonra sağlam basmışken bir ayak kayar ve Allah yolundan saptığınız için fena acı tadarsınız, Âhırette de size pek büyük bir azâb olur
Fizilal-il Kuran : Yeminlerinizi birbirinize karşı hile aracı kullanmayınız. Yoksa yere sağlam basan ayaklarınız kayıyor ve başkalarının Allah yoluna girmelerine engel olmanızın sonucu olarak ızdırap çekersiniz, ayrıca ahirette de büyük bir azaba çarpılırsınız.
Gültekin Onan : Yeminlerinizi kendi aranızda, bir bozuculuk unsuru edinmeyin; sonra sapasağlam basan ayak kayar ve Tanrı'nın yolundan alıkoyduğunuz için kötülüğü tadarsınız. (Ayrıca) Büyük azab da sizin içindir.
Hakkı Yılmaz : Ve yeminlerinizi aranızda aldatma ve bozgunculuğa/ kargaşaya araç edinmeyin. Sonra ayak sağlam bastıktan sonra kayıverir ve Allah yolundan saptığınız için, kötülüğü tadarsınız. Büyük azap da sizin içindir.
Hasan Basri Çantay : Yeminlerinizi aranızda hıyle ve fesâd (mevzuu) edinmeyin. Çünkü sapasağlam yerleşdikden sonra (öyle) bir ayak kayar (ki)! Allahın yolundan sapdığınıza karşılık (dünyâda) fena azâb tadacaksınız. (Âhiretde) hakkınız (daha) büyük bir azâbdır.
Hayrat Neşriyat : Hem yeminlerinizi aranızda bir hîle edinmeyin; yoksa bir ayak, sebat bulmasından sonra kayar ve (insanları) Allah yolundan saptırmanız sebebiyle (dünyada) kötülüğü(azâbı) tadarsınız! (Âhirette de) sizin için (pek) büyük bir azab vardır.
İbni Kesir : Yeminlerinizi aranızda hile ve bozgun vesilesi yapmayın. Çünkü bu yüzden sağlamca yere basmakta olan ayak, kayabilir. Allah yolundan alıkoyduğunuz için kötü bir azab tadarsınız. Ve sizin için büyük bir azab vardır.
İskender Evrenosoğlu : Yeminlerinizi aranızda hile (konusu) edinmeyin (kılmayın). Öyle yaptığınız taktirde, yere sağlam bastıktan (hidayete erdikten) sonra ayak kayar (dalâlete düşersiniz). Ve kötülüğü (kişinin yoldan çıktıktan sonra yaşayacağı huzursuzlukları) tadarsınız. Allah'ın yolundan yüz çevirdiğinizden dolayı sizin için büyük azap vardır.
Muhammed Esed : (Bunun içindir ki,) yeminlerinizi aranızda bir aldatma aracı olarak kullanmayın; yoksa ayağ(ınız), sağlamca basmış olduğunuz halde, kayar ve böylece Allah yolundan dönüp uzaklaşmanızın kötü (sonuçlarını) tatmak zorunda kalırsınız; ayrıca bu takdirde sizi (öte dünyada da) çok büyük bir azap bekliyecektir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve yeminlerinizi aranızda hileye, (fesada) vesile ittihaz etmeyiniz ki, bir ayak, sabit olduğundan sonra kayar. Ve Allah yolunda men ettiğinizden dolayı fenalığı tadarsınız ve sizin için büyük bir azap da vardır.
Ömer Öngüt : Yeminlerinizi aranızın bozulmasına vesile etmeyin. Yoksa ayaklarınız sağlam bastıktan sonra kayar. Allah yolundan alıkoyduğunuz için de kötülüğü tadarsınız ve sizin için büyük bir azap vardır.
Şaban Piriş : Birbirinizi aldatmak için yemin etmeyin. Eğer böyle yaparsanız, ayak sağlamca yere bastıktan sonra kaymış olur. Allah yolundan saptığınız için azabı tadarsınız. Ve size büyük bir azap dokunur.
Suat Yıldırım : Yeminlerinizi aranızda bir aldatma ve fesat aleti yapmayın ki sonra ayağınız sapasağlam bastıktan sonra kayabilir, insanları Allah yolundan alıkoymanız sebebiyle kötülüğün cezasını tadarsınız, âhirette de size pek büyük bir azap olur.
Süleyman Ateş : Yeminlerinizi aranızı bozan bir şey yapmayın, sonra sağlam basmış olan ayak, kayar ve Allâh'ın yoluna engel olduğunuzdan dolayı kötülüğü(n cezâsını) tadarsınız ve büyük bir azâba uğrarsınız.
Tefhim-ul Kuran : Yeminlerinizi kendi aranızda bir bozuculuk unsuru edinmeyin; sonra sapasağlam basan ayak kayar ve Allah'ın yolundan alıkoyduğunuz için kötülüğü tadarsınız. (Ayrıca) Büyük azab da sizin içindir.
Ümit Şimşek : Yeminlerinizi aranızda fesat âleti yapmayın; sonra sağlam basan ayaklarınız kayıverir de Allah'ın yolundan saptığınız için kötülüğü tadarsınız; üstelik büyük bir azaba da uğrarsınız.
Yaşar Nuri Öztürk : Yeminlerinizi aranızda hile ve aldatma aracı yapmayın; aksi halde, ayak sağlam bastıktan sonra kayar ve Allah yolundan alıkoyduğunuz için acıyı tadarsınız. Üstelik büyük bir azaba da uğrarsınız.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}