» 16 / Nahl  44:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

 » 16 / Nahl  Suresi: 44
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. بِالْبَيِّنَاتِ (BELBYNET) = bil-beyyināti : açık kanıtları
2. وَالزُّبُرِ (VELZBR) = ve zzuburi : ve Kitapları
3. وَأَنْزَلْنَا (VÊNZLNE) = ve enzelnā : ve indirdik
4. إِلَيْكَ (ÎLYK) = ileyke : sana
5. الذِّكْرَ (ELZ̃KR) = ƶ-ƶikra : Zikr'i
6. لِتُبَيِّنَ (LTBYN) = litubeyyine : açıklayasın diye
7. لِلنَّاسِ (LLNES) = linnāsi : insanlara
8. مَا (ME) = mā : şeyi
9. نُزِّلَ (NZL) = nuzzile : indirilen
10. إِلَيْهِمْ (ÎLYHM) = ileyhim : kendilerine
11. وَلَعَلَّهُمْ (VLALHM) = veleǎllehum : ta ki
12. يَتَفَكَّرُونَ (YTFKRVN) = yetefekkerūne : düşünüp öğüt alsınlar
açık kanıtları | ve Kitapları | ve indirdik | sana | Zikr'i | açıklayasın diye | insanlara | şeyi | indirilen | kendilerine | ta ki | düşünüp öğüt alsınlar |

[BYN] [ZBR] [NZL] [] [Z̃KR] [BYN] [NVS] [] [NZL] [] [] [FKR]
BELBYNET VELZBR VÊNZLNE ÎLYK ELZ̃KR LTBYN LLNES ME NZL ÎLYHM VLALHM YTFKRVN

bil-beyyināti ve zzuburi ve enzelnā ileyke ƶ-ƶikra litubeyyine linnāsi nuzzile ileyhim veleǎllehum yetefekkerūne
بالبينات والزبر وأنزلنا إليك الذكر لتبين للناس ما نزل إليهم ولعلهم يتفكرون

 » 16 / Nahl  Suresi: 44
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
بالبينات ب ي ن | BYN BELBYNET bil-beyyināti açık kanıtları With the clear proofs
والزبر ز ب ر | ZBR VELZBR ve zzuburi ve Kitapları and the Books.
وأنزلنا ن ز ل | NZL VÊNZLNE ve enzelnā ve indirdik And We sent down
إليك | ÎLYK ileyke sana to you
الذكر ذ ك ر | Z̃KR ELZ̃KR ƶ-ƶikra Zikr'i the Remembrance,
لتبين ب ي ن | BYN LTBYN litubeyyine açıklayasın diye that you may make clear
للناس ن و س | NVS LLNES linnāsi insanlara to the mankind,
ما | ME şeyi what
نزل ن ز ل | NZL NZL nuzzile indirilen has been sent down
إليهم | ÎLYHM ileyhim kendilerine to them
ولعلهم | VLALHM veleǎllehum ta ki and that they may
يتفكرون ف ك ر | FKR YTFKRVN yetefekkerūne düşünüp öğüt alsınlar reflect.

16:44 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

açık kanıtları | ve Kitapları | ve indirdik | sana | Zikr'i | açıklayasın diye | insanlara | şeyi | indirilen | kendilerine | ta ki | düşünüp öğüt alsınlar |

[BYN] [ZBR] [NZL] [] [Z̃KR] [BYN] [NVS] [] [NZL] [] [] [FKR]
BELBYNET VELZBR VÊNZLNE ÎLYK ELZ̃KR LTBYN LLNES ME NZL ÎLYHM VLALHM YTFKRVN

bil-beyyināti ve zzuburi ve enzelnā ileyke ƶ-ƶikra litubeyyine linnāsi nuzzile ileyhim veleǎllehum yetefekkerūne
بالبينات والزبر وأنزلنا إليك الذكر لتبين للناس ما نزل إليهم ولعلهم يتفكرون

[ب ي ن] [ز ب ر] [ن ز ل] [] [ذ ك ر] [ب ي ن] [ن و س] [] [ن ز ل] [] [] [ف ك ر]

 » 16 / Nahl  Suresi: 44
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
بالبينات ب ي ن | BYN BELBYNET bil-beyyināti açık kanıtları With the clear proofs
Be,Elif,Lam,Be,Ye,Nun,Elif,Te,
2,1,30,2,10,50,1,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
جار ومجرور
والزبر ز ب ر | ZBR VELZBR ve zzuburi ve Kitapları and the Books.
Vav,Elif,Lam,Ze,Be,Re,
6,1,30,7,2,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
وأنزلنا ن ز ل | NZL VÊNZLNE ve enzelnā ve indirdik And We sent down
Vav,,Nun,Ze,Lam,Nun,Elif,
6,,50,7,30,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
إليك | ÎLYK ileyke sana to you
,Lam,Ye,Kef,
,30,10,20,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
الذكر ذ ك ر | Z̃KR ELZ̃KR ƶ-ƶikra Zikr'i the Remembrance,
Elif,Lam,Zel,Kef,Re,
1,30,700,20,200,
N – accusative masculine verbal noun
اسم منصوب
لتبين ب ي ن | BYN LTBYN litubeyyine açıklayasın diye that you may make clear
Lam,Te,Be,Ye,Nun,
30,400,2,10,50,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 2nd person masculine singular (form II) imperfect verb, subjunctive mood
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
للناس ن و س | NVS LLNES linnāsi insanlara to the mankind,
Lam,Lam,Nun,Elif,Sin,
30,30,50,1,60,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural noun
جار ومجرور
ما | ME şeyi what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
نزل ن ز ل | NZL NZL nuzzile indirilen has been sent down
Nun,Ze,Lam,
50,7,30,
V – 3rd person masculine singular (form II) passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
إليهم | ÎLYHM ileyhim kendilerine to them
,Lam,Ye,He,Mim,
,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
ولعلهم | VLALHM veleǎllehum ta ki and that they may
Vav,Lam,Ayn,Lam,He,Mim,
6,30,70,30,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
يتفكرون ف ك ر | FKR YTFKRVN yetefekkerūne düşünüp öğüt alsınlar reflect.
Ye,Te,Fe,Kef,Re,Vav,Nun,
10,400,80,20,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form V) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |بِالْبَيِّنَاتِ: açık kanıtları | وَالزُّبُرِ: ve Kitapları | وَأَنْزَلْنَا: ve indirdik | إِلَيْكَ: sana | الذِّكْرَ: Zikr'i | لِتُبَيِّنَ: açıklayasın diye | لِلنَّاسِ: insanlara | مَا: şeyi | نُزِّلَ: indirilen | إِلَيْهِمْ: kendilerine | وَلَعَلَّهُمْ: ta ki | يَتَفَكَّرُونَ: düşünüp öğüt alsınlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |بالبينات BELBYNET açık kanıtları | والزبر WELZBR ve Kitapları | وأنزلنا WÊNZLNE ve indirdik | إليك ÎLYK sana | الذكر ELZ̃KR Zikr'i | لتبين LTBYN açıklayasın diye | للناس LLNES insanlara | ما ME şeyi | نزل NZL indirilen | إليهم ÎLYHM kendilerine | ولعلهم WLALHM ta ki | يتفكرون YTFKRWN düşünüp öğüt alsınlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |bil-beyyināti: açık kanıtları | ve zzuburi: ve Kitapları | ve enzelnā: ve indirdik | ileyke: sana | ƶ-ƶikra: Zikr'i | litubeyyine: açıklayasın diye | linnāsi: insanlara | : şeyi | nuzzile: indirilen | ileyhim: kendilerine | veleǎllehum: ta ki | yetefekkerūne: düşünüp öğüt alsınlar |
Kırık Meal (Transcript) : |BELBYNET: açık kanıtları | VELZBR: ve Kitapları | VÊNZLNE: ve indirdik | ÎLYK: sana | ELZ̃KR: Zikr'i | LTBYN: açıklayasın diye | LLNES: insanlara | ME: şeyi | NZL: indirilen | ÎLYHM: kendilerine | VLALHM: ta ki | YTFKRVN: düşünüp öğüt alsınlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onları, delillerle, kitaplarla gönderdik ve sana da, onlara ne indirildiğini açıkça anlatman, düşünmelerini sağlaman için Kur'ân'ı indirdik.
Adem Uğur : Apaçık mucizeler ve kitaplarla (gönderildiler). İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur'an'ı indirdik.
Ahmed Hulusi : Apaçık deliller, mucizeler ve Zeburlar (hikmet bilgileri) ile (irsâl ettik). . . Sana da Zikri (hatırlatıcıyı) inzâl ettik ki, insanlara kendilerine indirileni açıklayasın ve onlar da tefekkür etsinler.
Ahmet Tekin : Peygamberleri, apaçık mûcizeler ve kitaplarla gönderdik. Sonra da, bütün insanların iyiliği, kurtuluşu için, ana hatları vahyedilen konuları (mücmelleri) ayrıntılı açıklaman için, okunması ibadet olan övünç kaynağı Kur’ân’ı, bölüm bölüm sana indirdik. Umulur ki, düşünmelerine, incelemelerine vesile olur.
Ahmet Varol : Apaçık delillerle ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kur'an'ı) indirdik ki, insanlara kendilerine indirileni açıklayasın ve olur ki düşünürler.
Ali Bulaç : (Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kur'an'ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye.
Ali Fikri Yavuz : Biz, o Peygamberleri mûcizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Rasûlüm, sana da Kur’an’ı indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara anlatasın olur ki; iyice düşünürler.
Bekir Sadak : (43-44) Dogrusu senden once de kendilerine kitablar ve belgelerle vahyettigimiz bir takim adamlar gonderdik. Bilmiyorsaniz kitablilara sorun. Sana da, insanlara gonderileni aciklayasin diye Kuran'i indirdik. Belki dusunurler.
Celal Yıldırım : (43-44) Senden önce de ancak kendilerine vahiy ettiğimiz adamları birçok belge, mu'cize ve kitâblarla gönderdik. Eğer (bu konulan) bilmiyorsanız ilim ehlinden sorun. Sonra da kendilerine parça parça (halinde) indirileni insanlara açıklayasın diye Kur'ân'ı indirdik; ola ki düşünürsünüz.
Diyanet İşleri : (O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik.
Diyanet İşleri (eski) : (43-44) Doğrusu senden önce de kendilerine kitablar ve belgelerle vahyettiğimiz bir takım adamlar gönderdik. Bilmiyorsanız kitablılara sorun. Sana da, insanlara gönderileni açıklayasın diye Kuran'ı indirdik. Belki düşünürler.
Diyanet Vakfi : Apaçık mucizeler ve kitaplarla (gönderildiler). İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur'an'ı indirdik.
Edip Yüksel : Belgeler ve kitaplarla... Sana bu mesajı indirdik ki, kendilerine indirileni halka açıklayasın (bildiresin) ve onlar da düşünsünler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'ı indirdik ki, insanlara vahyedileni açıklayasın. Belki onlar da düşünürler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onları açık mucizelerle ve kitaplarla göndermiştik. Sana da bu Kur'an'ı indirdik, insanlara kendilerine indirileni anlatasın diye. Belki düşünürler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Beyyinelerle ve kitablarla; sana da bu zikri indirdik ki kendilerine indirileni nâsa anlatasın ve gerek ki tefekkür edeler
Fizilal-il Kuran : O peygamberleri açık deliller ile ve kitaplar ile göndermiştik. Sana da, insanlara indirilen ilahi mesajı açıklayasın da ola ki, düşünürler diye Kur'an'ı indirdik.
Gültekin Onan : (Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kuran'ı) indirdik ki insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da düşünsünler (yetefekkerun).
Hakkı Yılmaz : (43,44) Ve Biz, senden önce de, sadece kendilerine vahyettiğimiz olgun insanları açık kanıtlarla ve yazılı belgelerle elçi olarak gönderdik. Eğer bilmiyorsanız, haydiyin Tevrât ve İncîl'i bilen bilginlere sorun. Biz sana da o öğüdü/Kur’ân'ı, kendilerine indirilmiş olanı ortaya koyman için, onların da iyiden iyiye düşünmeleri için indirdik.
Hasan Basri Çantay : (O peygamberler) apaçık bürhanlarla (mu'cizelerle) ve kitablarla (gönderildiler. Habîbim) biz sana da Kur'ânı indirdik. Tâki insanlara, kendilerine ne indirildiğini açıkça anlatasın ve tâki onlar da iyice fikirlerini kullansınlar.
Hayrat Neşriyat : (O peygamberleri) mu'cizelerle ve kitablarla (gönderdik). Sana da, kendilerine indirileni (helâl ve harâmı) insanlara açıklayasın diye Zikr’i (Kur’ân’ı) indirdik; tâ ki düşünsünler.
İbni Kesir : Kitablar ve apaçık delillerle. Sana da insanlara indirileni açıklayasın diye bu zikri indirdik. Belki düşünürler.
İskender Evrenosoğlu : Beyyinelerle (ispat vasıtaları ile) ve semavî kitaplarla (resûller gönderdik) onlara indirilenleri, insanlara beyan etmen (açıklaman) için sana da zikri (Kur'ân-ı Kerim'i) indirdik. Umulur ki böylece onlar, tefekkür ederler.
Muhammed Esed : (Onlar size, kendilerini) apaçık delillerle ve hikmet dolu ilahi kitaplarla (desteklediğimiz peygamberlerin ölümlü adamlardan başka kimseler olmadığını söyleyeceklerdir). Ve biz sana da bu uyarıcı kitabı indirdik ki, insanlara, başından beri indirilegelen mesajın aslını olanca açıklığıyla ulaştırasın ve onlar da böylece belki düşünürler.
Ömer Nasuhi Bilmen : (O peygamberleri) Açık mûcizeler ile ve kitaplar ile (gönderdik) ve sana da Kur'an'ı indirdik ki, kendilerine indirilmiş oldukları(emir ve nehyi) nâsa açıkça anlatasın ve gerek ki onlar da tefekkür edeler.
Ömer Öngüt : O peygamberleri açık delillerle ve kitaplarla gönderdik. Resulüm! Biz sana bu Zikr'i (Kur'an'ı) indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara açıklayasın. Umulur ki düşünürler!
Şaban Piriş : Onları açıklanmış belgeler ve kitaplarla (gönderdik.) Sana da “zikri” indirdik. Kendilerine indirileni insanlara açıklaman için. Umulur ki onlar da düşünürler.
Suat Yıldırım : Evet, belgeler, mûcizeler ve kitaplarla gönderdik onları. Sana da ey Resulüm bu zikri indirdik ki kendilerine indirileni insanlara açıklayasın. Umulur ki düşünüp anlarlar.
Süleyman Ateş : Açık kanıtları ve Kitapları. Sana da o Zikr'i indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara açıklayasın, tâ ki düşünüp öğüt alsınlar.
Tefhim-ul Kuran : (Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik) . Sana da zikri (Kur'an'ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye.
Ümit Şimşek : Onları apaçık deliller ve kitaplarla gönderdik. Sana da, kendilerine indirilmiş olanı insanlara açıklaman için Kur'ân'ı indirdik-tâ ki iyice düşünsünler.
Yaşar Nuri Öztürk : Açık delillerle, kitaplarla gönderdik. Sana da bu zikiri / Kur'an'ı vahyettik ki, kendilerine indirileni insanlara açık seçik bildiresin de derin derin düşünebilsinler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}