» 16 / Nahl  63:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

 » 16 / Nahl  Suresi: 63
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. تَاللَّهِ (TELLH) = tāllehi : Allah'a andolsun ki
2. لَقَدْ (LGD̃) = leḳad : muhakkak
3. أَرْسَلْنَا (ÊRSLNE) = erselnā : elçi gönderdik
4. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
5. أُمَمٍ (ÊMM) = umemin : milletlere
6. مِنْ (MN) = min :
7. قَبْلِكَ (GBLK) = ḳablike : senden önceki
8. فَزَيَّنَ (FZYN) = fezeyyene : süsledi
9. لَهُمُ (LHM) = lehumu : onlara
10. الشَّيْطَانُ (ELŞYŦEN) = ş-şeyTānu : şeytan
11. أَعْمَالَهُمْ (ÊAMELHM) = eǎ'mālehum : yaptıklarını
12. فَهُوَ (FHV) = fehuve : O
13. وَلِيُّهُمُ (VLYHM) = veliyyuhumu : onların dostudur
14. الْيَوْمَ (ELYVM) = l-yevme : bugün
15. وَلَهُمْ (VLHM) = ve lehum : ve Onların
16. عَذَابٌ (AZ̃EB) = ǎƶābun : bir azab
17. أَلِيمٌ (ÊLYM) = elīmun : acıklı
Allah'a andolsun ki | muhakkak | elçi gönderdik | | milletlere | | senden önceki | süsledi | onlara | şeytan | yaptıklarını | O | onların dostudur | bugün | ve Onların | bir azab | acıklı |

[ELH] [] [RSL] [] [EMM] [] [GBL] [ZYN] [] [ŞŦN] [AML] [] [VLY] [YVM] [LHM] [AZ̃B] [ELM]
TELLH LGD̃ ÊRSLNE ÎL ÊMM MN GBLK FZYN LHM ELŞYŦEN ÊAMELHM FHV VLYHM ELYVM VLHM AZ̃EB ÊLYM

tāllehi leḳad erselnā ilā umemin min ḳablike fezeyyene lehumu ş-şeyTānu eǎ'mālehum fehuve veliyyuhumu l-yevme ve lehum ǎƶābun elīmun
تالله لقد أرسلنا إلى أمم من قبلك فزين لهم الشيطان أعمالهم فهو وليهم اليوم ولهم عذاب أليم

 » 16 / Nahl  Suresi: 63
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تالله ا ل ه | ELH TELLH tāllehi Allah'a andolsun ki By Allah,
لقد | LGD̃ leḳad muhakkak certainly
أرسلنا ر س ل | RSL ÊRSLNE erselnā elçi gönderdik We have sent
إلى | ÎL ilā to
أمم ا م م | EMM ÊMM umemin milletlere nations
من | MN min before you
قبلك ق ب ل | GBL GBLK ḳablike senden önceki before you
فزين ز ي ن | ZYN FZYN fezeyyene süsledi but made fair-seeming
لهم | LHM lehumu onlara to them
الشيطان ش ط ن | ŞŦN ELŞYŦEN ş-şeyTānu şeytan the Shaitaan
أعمالهم ع م ل | AML ÊAMELHM eǎ'mālehum yaptıklarını their deeds.
فهو | FHV fehuve O So he
وليهم و ل ي | VLY VLYHM veliyyuhumu onların dostudur (is) their ally
اليوم ي و م | YVM ELYVM l-yevme bugün today,
ولهم ل ه م | LHM VLHM ve lehum ve Onların and for them
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
أليم ا ل م | ELM ÊLYM elīmun acıklı painful.

16:63 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

Allah'a andolsun ki | muhakkak | elçi gönderdik | | milletlere | | senden önceki | süsledi | onlara | şeytan | yaptıklarını | O | onların dostudur | bugün | ve Onların | bir azab | acıklı |

[ELH] [] [RSL] [] [EMM] [] [GBL] [ZYN] [] [ŞŦN] [AML] [] [VLY] [YVM] [LHM] [AZ̃B] [ELM]
TELLH LGD̃ ÊRSLNE ÎL ÊMM MN GBLK FZYN LHM ELŞYŦEN ÊAMELHM FHV VLYHM ELYVM VLHM AZ̃EB ÊLYM

tāllehi leḳad erselnā ilā umemin min ḳablike fezeyyene lehumu ş-şeyTānu eǎ'mālehum fehuve veliyyuhumu l-yevme ve lehum ǎƶābun elīmun
تالله لقد أرسلنا إلى أمم من قبلك فزين لهم الشيطان أعمالهم فهو وليهم اليوم ولهم عذاب أليم

[ا ل ه] [] [ر س ل] [] [ا م م] [] [ق ب ل] [ز ي ن] [] [ش ط ن] [ع م ل] [] [و ل ي] [ي و م] [ل ه م] [ع ذ ب] [ا ل م]

 » 16 / Nahl  Suresi: 63
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تالله ا ل ه | ELH TELLH tāllehi Allah'a andolsun ki By Allah,
Te,Elif,Lam,Lam,He,
400,1,30,30,5,
"P – prefixed preposition ta (oath)
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
لقد | LGD̃ leḳad muhakkak certainly
Lam,Gaf,Dal,
30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
أرسلنا ر س ل | RSL ÊRSLNE erselnā elçi gönderdik We have sent
,Re,Sin,Lam,Nun,Elif,
,200,60,30,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
أمم ا م م | EMM ÊMM umemin milletlere nations
,Mim,Mim,
,40,40,
N – genitive feminine plural indefinite noun
اسم مجرور
من | MN min before you
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبلك ق ب ل | GBL GBLK ḳablike senden önceki before you
Gaf,Be,Lam,Kef,
100,2,30,20,
N – genitive noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فزين ز ي ن | ZYN FZYN fezeyyene süsledi but made fair-seeming
Fe,Ze,Ye,Nun,
80,7,10,50,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
لهم | LHM lehumu onlara to them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
الشيطان ش ط ن | ŞŦN ELŞYŦEN ş-şeyTānu şeytan the Shaitaan
Elif,Lam,Şın,Ye,Tı,Elif,Nun,
1,30,300,10,9,1,50,
"PN – nominative masculine proper noun → Satan"
اسم علم مرفوع
أعمالهم ع م ل | AML ÊAMELHM eǎ'mālehum yaptıklarını their deeds.
,Ayn,Mim,Elif,Lam,He,Mim,
,70,40,1,30,5,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فهو | FHV fehuve O So he
Fe,He,Vav,
80,5,6,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
وليهم و ل ي | VLY VLYHM veliyyuhumu onların dostudur (is) their ally
Vav,Lam,Ye,He,Mim,
6,30,10,5,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
اليوم ي و م | YVM ELYVM l-yevme bugün today,
Elif,Lam,Ye,Vav,Mim,
1,30,10,6,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
ولهم ل ه م | LHM VLHM ve lehum ve Onların and for them
Vav,Lam,He,Mim,
6,30,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
أليم ا ل م | ELM ÊLYM elīmun acıklı painful.
,Lam,Ye,Mim,
,30,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |تَاللَّهِ: Allah'a andolsun ki | لَقَدْ: muhakkak | أَرْسَلْنَا: elçi gönderdik | إِلَىٰ: | أُمَمٍ: milletlere | مِنْ: | قَبْلِكَ: senden önceki | فَزَيَّنَ: süsledi | لَهُمُ: onlara | الشَّيْطَانُ: şeytan | أَعْمَالَهُمْ: yaptıklarını | فَهُوَ: O | وَلِيُّهُمُ: onların dostudur | الْيَوْمَ: bugün | وَلَهُمْ: ve Onların | عَذَابٌ: bir azab | أَلِيمٌ: acıklı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |تالله TELLH Allah'a andolsun ki | لقد LGD̃ muhakkak | أرسلنا ÊRSLNE elçi gönderdik | إلى ÎL | أمم ÊMM milletlere | من MN | قبلك GBLK senden önceki | فزين FZYN süsledi | لهم LHM onlara | الشيطان ELŞYŦEN şeytan | أعمالهم ÊAMELHM yaptıklarını | فهو FHW O | وليهم WLYHM onların dostudur | اليوم ELYWM bugün | ولهم WLHM ve Onların | عذاب AZ̃EB bir azab | أليم ÊLYM acıklı |
Kırık Meal (Okunuş) : |tāllehi: Allah'a andolsun ki | leḳad: muhakkak | erselnā: elçi gönderdik | ilā: | umemin: milletlere | min: | ḳablike: senden önceki | fezeyyene: süsledi | lehumu: onlara | ş-şeyTānu: şeytan | eǎ'mālehum: yaptıklarını | fehuve: O | veliyyuhumu: onların dostudur | l-yevme: bugün | ve lehum: ve Onların | ǎƶābun: bir azab | elīmun: acıklı |
Kırık Meal (Transcript) : |TELLH: Allah'a andolsun ki | LGD̃: muhakkak | ÊRSLNE: elçi gönderdik | ÎL: | ÊMM: milletlere | MN: | GBLK: senden önceki | FZYN: süsledi | LHM: onlara | ELŞYŦEN: şeytan | ÊAMELHM: yaptıklarını | FHV: O | VLYHM: onların dostudur | ELYVM: bugün | VLHM: ve Onların | AZ̃EB: bir azab | ÊLYM: acıklı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun Allah'a ki senden önce de ümmetlere peygamberler göndermiştik de Şeytan, onların yaptıkları şeyleri bezemiş, hoş göstermişti onlara ve o, bugün de dostudur onların ve onlara elemli bir azap var.
Adem Uğur : Allah'a andolsun, senden önceki ümmetlere de (peygamberler) göndermişizdir. Fakat şeytan onlara işlerini süslü gösterdi de (iman etmediler). işte o, bugün onların velisidir. Ve onlar için elem verici bir azap vardır.
Ahmed Hulusi : Tallahi. . . Andolsun ki, senden önceki ümmetlere de irsâl ettik de, şeytan onlara yaptıklarını süsledi (Rasûllerin bildirdiklerini inkâr ettiler)! O (şeytan - vehim) bugün (de) onların velîsidir. . . Onlar için acı bir azap vardır.
Ahmet Tekin : Allah’a andolsun, senden önceki milletlere de özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamberler gönderdik. Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, şeytanî güçler onlara, amellerini süsleyip güzel gösterdi de, iman etmediler. İşte o, bugün kâfirlerin velisidir, dostudur. Onlara can yakıp inleten müthiş bir azap vardır.
Ahmet Varol : Allah'a andolsun ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik. Ancak şeytan onlara yaptıklarını süslü gösterdi. Bugün de onların dostu odur ve onlara acıklı bir azap vardır.
Ali Bulaç : Andolsun Allah'a, senden önceki ümmetlere de (elçiler) gönderdik, fakat şeytan onlara yapıp ettiklerini süslü göstermiştir; bugün de onların velisi odur ve onlar için acı bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz : Allah’a yemin olsun ki, biz, senden önce bir çok ümmetlere Peygamberler gönderdik de Şeytan, onlara, amellerini bezeyip güzel gösterdi. Bugün de o Şeytan, kâfirlerin dostudur (senden önceki peygamberler tekzip edildikleri gibi, şimdi seni de tekzip ediyorlar.) Onlara çok acıklı bir azap var.
Bekir Sadak : Allah'a and olsun ki, senden onceki ummetlere peygamberler gonderdik. seytan yaptiklarini onlara hep guzel gosterdi. Bugun de dostlari odur. Onlara can yakici azap vardir.
Celal Yıldırım : Şanıma and olsun ki, biz senden önce ümmetlere peygamberler gönderdik. Şeytan ise onların (o bâtıl ve yaramaz) işlerini onlara süslü ve çekici gösterdi. Bugün de şeytan, onların sahibi ve dostudur ve onlar için elem verici bir azâb vardır.
Diyanet İşleri : Allah’a andolsun, senden önceki ümmetlere peygamberler gönderdik. Fakat şeytan onlara işlerini güzel gösterdi. O, bugün de onların dostudur ve onlar için elem dolu bir azap vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'a and olsun ki, senden önceki ümmetlere peygamberler gönderdik. Şeytan yaptıklarını onlara hep güzel gösterdi. Bugün de dostları odur. Onlara can yakıcı azap vardır.
Diyanet Vakfi : Allah'a andolsun, senden önceki ümmetlere de (peygamberler) göndermişizdir. Fakat şeytan onlara işlerini süslü gösterdi de (iman etmediler). işte o, bugün onların velisidir. Ve onlar için elem verici bir azap vardır.
Edip Yüksel : ALLAH'a andolsun ki senden önceki toplumlara da elçiler gönderdiğimizde şeytan işlerini onlara güzel gösterdi. Nitekim onların velisi (yakın arkadaşı) bugün odur. Onlar acı bir azaba mahkum olmuşlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'a yemin olsun ki, biz senden önce bir çok ümmetlere peygamberler gönderdik. Ne var ki şeytan, onlara amellerini bezeyip süslü gösterdi. Bugün de o şeytan, kâfirlerin dostudur. Onlar için acı bir azab vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah'a andolsun ki, senden önce birçok ümmetlere peygamberler gönderdik, ne var ki, şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi. Bugün de onların dostudur. Onlar için acı bir azap vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Tallahi biz senden evvel bir çok ümmetlere Resuller gönderdik, buna karşı Şeytan onlara amellerini tezyin etti, bu gün de o onların veliysidir ve onlara elîm bir azâb var
Fizilal-il Kuran : Allah'a andolsun ki, senden önce de çeşitli ümmetlere de peygamberler gönderdik. Şeytan onlara yaptıkları kötülükleri güzel gösterdi. O, bugün de onların dostudur. Onları acıklı bir azap bekliyor.
Gültekin Onan : Andolsun Tanrı'ya, senden önceki ümmetlere de (elçiler) gönderdik, fakat şeytan onlara yapıp ettiklerini süslü göstermiştir; bugün de onların velisi odur ve onlar için acı bir azab vardır.
Hakkı Yılmaz : Allah'a yemin olsun ki Biz kesinlikle senden önce birtakım ümmetlere elçiler gönderdik de şeytan onlara amellerini bezeyip süslü gösterdi. İşte o şeytan, bu gün onların koruyucu, yol gösterici yakınıdır. Ve onlar için acı bir azap vardır.
Hasan Basri Çantay : Allaha andolsun ki biz senden evvelki ümmetlere de peygamberler göndermişizdir de şeytan onların yapdıklarını kendilerine süsleyib hoş göstermişdir. İşte o, bu gün de onların velîsidir. (Bütün) onlara en acıklı bir azâb vardır.
Hayrat Neşriyat : Allah’a yemîn olsun ki, senden evvelki ümmetlere de muhakkak (peygamber)gönderdik; fakat şeytan onlara (kötü) amellerini süsledi; işte o, bugün (dünyada) onların dostudur; fakat (âhirette) onlar için (pek) elemli bir azab vardır.
İbni Kesir : Allah'a andolsun ki; senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik. Şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi. Bugün de onların dostu odur. Ve onlar için elim bir azab vardır.
İskender Evrenosoğlu : Allah'a yemin olsun ki; senden önceki ümmetlere (resûller) göndermiştik. Fakat şeytan, onlara amellerini süslü gösterdi. Artık o gün, onların dostu, o (şeytan) olacaktır. Onlar için elîm azap vardır.
Muhammed Esed : Allah tanıktır ki, (ey Peygamber,) senden önceki çağlarda da (muhtelif) toplumlara elçiler gönderdik: fakat Şeytan onlara (da) yapıp ettiklerini güzel gösterdi(ği için hakkı inkara şartlanmış olanlar mesajlarımızı dinlemeyi hep reddettiler); Şeytan (geçmişte olduğu gibi) bugün de onlarla sıkı fıkı; bu yüzden de onları zorlu bir azap bekliyor.
Ömer Nasuhi Bilmen : Allah'a kasem olsun ki senden evvel de ümmetlere peygamberler gönderdik. Şeytan ise onlara amellerini süsleyiverdi. Artık o, bugün onların velîsidir ve onlar için pek acıklı bir azap vardır.
Ömer Öngüt : Resulüm! Allah'a andolsun ki senden önceki ümmetlere de peygamberler göndermişizdir. Fakat şeytan onlara yaptıkları işlerini hep güzel gösterdi. Bugün de dostları odur ve onlar için elem verici bir azap vardır.
Şaban Piriş : -Allah’a andolsun ki, senden önceki ümmetlere de (peygamberler) gönderdik. Fakat, şeytan onlara yaptıklarını süslü gösterdi. Bugün de o, onların velisidir ve onlara can yakıcı bir azap vardır.
Suat Yıldırım : Allah şahittir ki, Biz senden önce bir çok ümmete kendilerini irşad etmeleri için resuller gönderdik, fakat şeytan onların batıl işlerini kendilerine güzel gösterdi. Bu yüzden peygamberlerini yalancı saydılar. İşte şeytan dünyada olduğu gibi, bu gün de onların dostudur. Onlara gayet acı bir azap vardır.
Süleyman Ateş : Allah'a andolsun ki senden önceki milletlere de elçi gönderdik; şeytân onlara yaptıkları işleri süsledi. (Bu yüzden peygamberleri yalanladılar). O, bugün de onların dostudur. Onlar için acı bir azâb vardır.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun Allah'a, senden önceki ümmetlere de (peygamberler) gönderdik, fakat şeytan onlara yapıp ettiklerini süslü göstermiştir; bugün de onların velisi odur ve onlar için acıklı bir azab vardır.
Ümit Şimşek : Allah'a and olsun, senden önceki ümmetlere de Biz peygamberler gönderdik; şeytan ise yaptıklarını kendilerine hoş gösterdi. Artık o gün onların dostu şeytandır; onlar için acı bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun Allah'a ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik de şeytan onlara amellerini süslü gösterdi. O, bugün de onların dostudur/ o gün de onların dostu idi. Onlar için acıklı bir azap var.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}