» 16 / Nahl  78:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

 » 16 / Nahl  Suresi: 78
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : ve Allah
2. أَخْرَجَكُمْ (ÊḢRCKM) = eḣracekum : sizi çıkardı
3. مِنْ (MN) = min : -ndan
4. بُطُونِ (BŦVN) = buTūni : karınları-
5. أُمَّهَاتِكُمْ (ÊMHETKM) = ummehātikum : annelerinizin
6. لَا (LE) = lā :
7. تَعْلَمُونَ (TALMVN) = teǎ'lemūne : bilmezken
8. شَيْئًا (ŞYÙE) = şey'en : hiçbir şey
9. وَجَعَلَ (VCAL) = ve ceǎle : ve verdi
10. لَكُمُ (LKM) = lekumu : size
11. السَّمْعَ (ELSMA) = s-sem'ǎ : işitme
12. وَالْأَبْصَارَ (VELÊBṦER) = vel'ebSāra : ve gözler
13. وَالْأَفْئِدَةَ (VELÊFÙD̃T) = vel'ef'idete : ve gönüller
14. لَعَلَّكُمْ (LALKM) = leǎllekum : umulur ki
15. تَشْكُرُونَ (TŞKRVN) = teşkurūne : şükredersiniz
ve Allah | sizi çıkardı | -ndan | karınları- | annelerinizin | | bilmezken | hiçbir şey | ve verdi | size | işitme | ve gözler | ve gönüller | umulur ki | şükredersiniz |

[] [ḢRC] [] [BŦN] [EMM] [] [ALM] [ŞYE] [CAL] [] [SMA] [BṦR] [FED̃] [] [ŞKR]
VELLH ÊḢRCKM MN BŦVN ÊMHETKM LE TALMVN ŞYÙE VCAL LKM ELSMA VELÊBṦER VELÊFÙD̃T LALKM TŞKRVN

vallahu eḣracekum min buTūni ummehātikum teǎ'lemūne şey'en ve ceǎle lekumu s-sem'ǎ vel'ebSāra vel'ef'idete leǎllekum teşkurūne
والله أخرجكم من بطون أمهاتكم لا تعلمون شيئا وجعل لكم السمع والأبصار والأفئدة لعلكم تشكرون

 » 16 / Nahl  Suresi: 78
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والله | VELLH vallahu ve Allah And Allah
أخرجكم خ ر ج | ḢRC ÊḢRCKM eḣracekum sizi çıkardı brought you forth
من | MN min -ndan from
بطون ب ط ن | BŦN BŦVN buTūni karınları- the wombs
أمهاتكم ا م م | EMM ÊMHETKM ummehātikum annelerinizin (of) your mothers,
لا | LE not
تعلمون ع ل م | ALM TALMVN teǎ'lemūne bilmezken knowing
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en hiçbir şey anything,
وجعل ج ع ل | CAL VCAL ve ceǎle ve verdi and made
لكم | LKM lekumu size for you
السمع س م ع | SMA ELSMA s-sem'ǎ işitme the hearing
والأبصار ب ص ر | BṦR VELÊBṦER vel'ebSāra ve gözler and the sight
والأفئدة ف ا د | FED̃ VELÊFÙD̃T vel'ef'idete ve gönüller and the hearts
لعلكم | LALKM leǎllekum umulur ki so that you may
تشكرون ش ك ر | ŞKR TŞKRVN teşkurūne şükredersiniz give thanks.

16:78 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve Allah | sizi çıkardı | -ndan | karınları- | annelerinizin | | bilmezken | hiçbir şey | ve verdi | size | işitme | ve gözler | ve gönüller | umulur ki | şükredersiniz |

[] [ḢRC] [] [BŦN] [EMM] [] [ALM] [ŞYE] [CAL] [] [SMA] [BṦR] [FED̃] [] [ŞKR]
VELLH ÊḢRCKM MN BŦVN ÊMHETKM LE TALMVN ŞYÙE VCAL LKM ELSMA VELÊBṦER VELÊFÙD̃T LALKM TŞKRVN

vallahu eḣracekum min buTūni ummehātikum teǎ'lemūne şey'en ve ceǎle lekumu s-sem'ǎ vel'ebSāra vel'ef'idete leǎllekum teşkurūne
والله أخرجكم من بطون أمهاتكم لا تعلمون شيئا وجعل لكم السمع والأبصار والأفئدة لعلكم تشكرون

[] [خ ر ج] [] [ب ط ن] [ا م م] [] [ع ل م] [ش ي ا] [ج ع ل] [] [س م ع] [ب ص ر] [ف ا د] [] [ش ك ر]

 » 16 / Nahl  Suresi: 78
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والله | VELLH vallahu ve Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو عاطفة
لفظ الجلالة مرفوع
أخرجكم خ ر ج | ḢRC ÊḢRCKM eḣracekum sizi çıkardı brought you forth
,Hı,Re,Cim,Kef,Mim,
,600,200,3,20,40,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min -ndan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بطون ب ط ن | BŦN BŦVN buTūni karınları- the wombs
Be,Tı,Vav,Nun,
2,9,6,50,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
أمهاتكم ا م م | EMM ÊMHETKM ummehātikum annelerinizin (of) your mothers,
,Mim,He,Elif,Te,Kef,Mim,
,40,5,1,400,20,40,
N – genitive feminine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تعلمون ع ل م | ALM TALMVN teǎ'lemūne bilmezken knowing
Te,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
400,70,30,40,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en hiçbir şey anything,
Şın,Ye,,Elif,
300,10,,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
وجعل ج ع ل | CAL VCAL ve ceǎle ve verdi and made
Vav,Cim,Ayn,Lam,
6,3,70,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
لكم | LKM lekumu size for you
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
السمع س م ع | SMA ELSMA s-sem'ǎ işitme the hearing
Elif,Lam,Sin,Mim,Ayn,
1,30,60,40,70,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
والأبصار ب ص ر | BṦR VELÊBṦER vel'ebSāra ve gözler and the sight
Vav,Elif,Lam,,Be,Sad,Elif,Re,
6,1,30,,2,90,1,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
والأفئدة ف ا د | FED̃ VELÊFÙD̃T vel'ef'idete ve gönüller and the hearts
Vav,Elif,Lam,,Fe,,Dal,Te merbuta,
6,1,30,,80,,4,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
لعلكم | LALKM leǎllekum umulur ki so that you may
Lam,Ayn,Lam,Kef,Mim,
30,70,30,20,40,
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
تشكرون ش ك ر | ŞKR TŞKRVN teşkurūne şükredersiniz give thanks.
Te,Şın,Kef,Re,Vav,Nun,
400,300,20,200,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَاللَّهُ: ve Allah | أَخْرَجَكُمْ: sizi çıkardı | مِنْ: -ndan | بُطُونِ: karınları- | أُمَّهَاتِكُمْ: annelerinizin | لَا: | تَعْلَمُونَ: bilmezken | شَيْئًا: hiçbir şey | وَجَعَلَ: ve verdi | لَكُمُ: size | السَّمْعَ: işitme | وَالْأَبْصَارَ: ve gözler | وَالْأَفْئِدَةَ: ve gönüller | لَعَلَّكُمْ: umulur ki | تَشْكُرُونَ: şükredersiniz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والله WELLH ve Allah | أخرجكم ÊḢRCKM sizi çıkardı | من MN -ndan | بطون BŦWN karınları- | أمهاتكم ÊMHETKM annelerinizin | لا LE | تعلمون TALMWN bilmezken | شيئا ŞYÙE hiçbir şey | وجعل WCAL ve verdi | لكم LKM size | السمع ELSMA işitme | والأبصار WELÊBṦER ve gözler | والأفئدة WELÊFÙD̃T ve gönüller | لعلكم LALKM umulur ki | تشكرون TŞKRWN şükredersiniz |
Kırık Meal (Okunuş) : |vallahu: ve Allah | eḣracekum: sizi çıkardı | min: -ndan | buTūni: karınları- | ummehātikum: annelerinizin | : | teǎ'lemūne: bilmezken | şey'en: hiçbir şey | ve ceǎle: ve verdi | lekumu: size | s-sem'ǎ: işitme | vel'ebSāra: ve gözler | vel'ef'idete: ve gönüller | leǎllekum: umulur ki | teşkurūne: şükredersiniz |
Kırık Meal (Transcript) : |VELLH: ve Allah | ÊḢRCKM: sizi çıkardı | MN: -ndan | BŦVN: karınları- | ÊMHETKM: annelerinizin | LE: | TALMVN: bilmezken | ŞYÙE: hiçbir şey | VCAL: ve verdi | LKM: size | ELSMA: işitme | VELÊBṦER: ve gözler | VELÊFÙD̃T: ve gönüller | LALKM: umulur ki | TŞKRVN: şükredersiniz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Allah sizi, analarınızın karnından çıkardı, hiçbir şey bilmezdiniz ve size, şükredesiniz diye kulak verdi, gözler verdi, gönüller verdi.
Adem Uğur : Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.
Ahmed Hulusi : Allâh sizi analarınızın karınlarından bir şey bilmez bir hâlde çıkardı. . . Değerlendirerek şükredenlerden olasınız diye, size sem' (algılama), basarlar (görüp değerlendirme) ve fuadlar (Esmâ mânâ özelliklerinin beyne yansıtıcıları - kalp nöronları) verdi.
Ahmet Tekin : Allah sizi analarınızın karnından çıkardı. Siz, verdiğiniz taahhüt, kaderiniz, menfaatleriniz v.s. konularda hiçbir şey bilmiyordunuz. Size kulaklar, gözler, kalpler, akıllar verdi. Umulur ki şükrünüze vesile olur.
Ahmet Varol : Allah sizi annelerinizin karınlarından hiçbir şey bilmez halde çıkardı ve belki şükredersiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.
Ali Bulaç : Allah, sizi annelerinizin karnından hiç bir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi.
Ali Fikri Yavuz : Siz hiçbir şey bilmezken Allah, sizi, analarınızın karnından çıkardı ve size kulaklar, gözler, kalbler verdi ki (iman edip) şükredesiniz.
Bekir Sadak : Allah sizi annelerinizin karnindan bir sey bilmez halde cikarmistir. Belki sukredersiniz diye size kulak, goz ve kalp vermistir.
Celal Yıldırım : Allah sizi analarınızın karnından, sizi hiçbir şey bilmez iken çıkardı ; şükredersiniz diye size işitme, gözler, gönüller verdi.
Diyanet İşleri : Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.
Diyanet İşleri (eski) : Allah sizi annelerinizin karnından bir şey bilmez halde çıkarmıştır. Belki şükredersiniz diye size kulak, göz ve kalp vermiştir.
Diyanet Vakfi : Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.
Edip Yüksel : ALLAH sizi annelerinizin karnından çıkardığı zaman bir şey bilmiyordunuz. Size işitme, görme duyuları ve beyinler verdi ki şükredesiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah sizi annelerinizin karnından çıkardığı zaman hiçbir şey bilmiyordunuz. Şükredesiniz diye size işitme (duygusu), gözler ve gönüller verdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah, sizi annelerinizin karınlarından hiçbir şey bilmediğiniz bir halde çıkardı. Öyle iken size, işitme, gözler ve kalpler verdi ki, şükredesiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve Allah sizi analarınızın karınlarından öyle bir halde çıkardı ki hiç bir şey bilmiyordunuz, öyle iken size, işitme, gözler, gönüller verdi ki şükredesiniz
Fizilal-il Kuran : Allah sizi, hiçbir şey bilmez halde, analarınızın karınlarından çıkardı, size kendisine şükredesiniz diye işitme duyusu, gözler ve kalpler verdi.
Gültekin Onan : Tanrı, sizi annelerinizin karnından hiç bir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme [duyularını] ve yürekler (efidete) verdi.
Hakkı Yılmaz : Ve Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve sahip olduğunuz nimetlerin karşılığını ödeyesiniz diye işitme, görme duyularını ve gönüller verdi.
Hasan Basri Çantay : Allah sizi analarınızın karınlarından, kendiniz hiç bir şey bilmiyorken, çıkardı. Size, şükredesiniz diye kulaklar, gözler, gönüller verdi. Tâki şükredesiniz.
Hayrat Neşriyat : Ve Allah sizi analarınızın karınlarından, (siz) hiçbir şey bilmez bir hâlde iken çıkardı; şükredesiniz diye de size kulaklar, gözler ve kalbler verdi.
İbni Kesir : Sizi, annelerinizin karnından Allah çıkardı. Hiç bir şey bilmezdiniz. Ve size kulaklar, gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz.
İskender Evrenosoğlu : Ve Allah, sizi bir şey bilmiyor halde annelerinizin karnından çıkardı. Ve sizi, işitme hassası, görme hassası ve idrak etme hassası (sahibi) kıldı. Umulur ki; böylece şükredersiniz.
Muhammed Esed : Ve sizi analarınızın karnından, hiçbir şey bilmez bir halde çıkarıp size, şükredesiniz diye işitme duyusu, görme duyusu, duyma, düşünme yetisi bahşeden Allah'tır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Allah sizi analarınızın karınlarından hiçbir şey bilmez olduğunuz halde çıkardı. Ve size teşekkür edesiniz diye kulaklar, gözler ve kalpler verdi.
Ömer Öngüt : Allah sizi analarınızın karnından kendiniz hiçbir şey bilmiyorken çıkardı. Şükredesiniz diye de kulaklar, gözler ve gönüller verdi.
Şaban Piriş : Allah sizi, hiçbir şey bilmez olduğunuz halde annelerinizin karnından çıkarmış ve size, şükür edesiniz diye kulak, göz ve kalp vermiştir.
Suat Yıldırım : Allah sizi analarınızın karınlarından öyle bir halde çıkardı ki hiçbir şey bilmiyordunuz. Öyle iken size kulaklar, gözler, kalpler verdi ki şükredesiniz.
Süleyman Ateş : Allâh sizi, (hiçbir şey bilmediğiniz durumda) annelerinizin karınlarından çıkardı, size işitme (duyusu), gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz.
Tefhim-ul Kuran : Allah sizi annelerinizin karnından siz hiç bir şey bilmez halde iken çıkardı. Size, şükredesiniz diye kulaklar, gözler ve gönüller (düşünen kafalar) verdi. Ta ki şükredesiniz.
Ümit Şimşek : Allah sizi annelerinizin karınlarından hiçbir şey bilmez halde çıkardı ve şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah sizi annelerinizin karınlarından çıkardı, hiçbir şey bilmiyordunuz; şükredebilesiniz diye size işitme gücü, gözler ve gönüller verdi.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}