» 12 / Yûsuf  78:

Kuran Sırası: 12
İniş Sırası: 53
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 78
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : dediler ki
2. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
3. أَيُّهَا (ÊYHE) = eyyuhā : SİZ!
4. الْعَزِيزُ (ELAZYZ) = l-ǎzīzu : vezir
5. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
6. لَهُ (LH) = lehu : onun vardır
7. أَبًا (ÊBE) = eben : babası
8. شَيْخًا (ŞYḢE) = şeyḣen : bir ihtiyar
9. كَبِيرًا (KBYRE) = kebīran : büyük
10. فَخُذْ (FḢZ̃) = feḣuƶ : o yüzden al
11. أَحَدَنَا (ÊḪD̃NE) = eHadenā : (bizden) birimizi
12. مَكَانَهُ (MKENH) = mekānehu : onun yerine
13. إِنَّا (ÎNE) = innā : doğrusu biz
14. نَرَاكَ (NREK) = nerāke : seni görüyoruz
15. مِنَ (MN) = mine : -den
16. الْمُحْسِنِينَ (ELMḪSNYN) = l-muHsinīne : iyilik edenler-
dediler ki | EY/HEY/AH | SİZ! | vezir | şüphesiz | onun vardır | babası | bir ihtiyar | büyük | o yüzden al | (bizden) birimizi | onun yerine | doğrusu biz | seni görüyoruz | -den | iyilik edenler- |

[GVL] [Y] [EYH] [AZZ] [] [] [EBV] [ŞYḢ] [KBR] [EḢZ̃] [EḪD̃] [KVN] [] [REY] [] [ḪSN]
GELVE YE ÊYHE ELAZYZ ÎN LH ÊBE ŞYḢE KBYRE FḢZ̃ ÊḪD̃NE MKENH ÎNE NREK MN ELMḪSNYN

ḳālū eyyuhā l-ǎzīzu inne lehu eben şeyḣen kebīran feḣuƶ eHadenā mekānehu innā nerāke mine l-muHsinīne
قالوا يا أيها العزيز إن له أبا شيخا كبيرا فخذ أحدنا مكانه إنا نراك من المحسنين

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 78
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They said,
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
العزيز ع ز ز | AZZ ELAZYZ l-ǎzīzu vezir Aziz!
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
له | LH lehu onun vardır he has
أبا ا ب و | EBV ÊBE eben babası a father
شيخا ش ي خ | ŞYḢ ŞYḢE şeyḣen bir ihtiyar old
كبيرا ك ب ر | KBR KBYRE kebīran büyük [great],
فخذ ا خ ذ | EḢZ̃ FḢZ̃ feḣuƶ o yüzden al so take
أحدنا ا ح د | EḪD̃ ÊḪD̃NE eHadenā (bizden) birimizi one of us
مكانه ك و ن | KVN MKENH mekānehu onun yerine (in) his place.
إنا | ÎNE innā doğrusu biz Indeed, we
نراك ر ا ي | REY NREK nerāke seni görüyoruz [we] see you
من | MN mine -den of
المحسنين ح س ن | ḪSN ELMḪSNYN l-muHsinīne iyilik edenler- "the good-doers."""

12:78 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dediler ki | EY/HEY/AH | SİZ! | vezir | şüphesiz | onun vardır | babası | bir ihtiyar | büyük | o yüzden al | (bizden) birimizi | onun yerine | doğrusu biz | seni görüyoruz | -den | iyilik edenler- |

[GVL] [Y] [EYH] [AZZ] [] [] [EBV] [ŞYḢ] [KBR] [EḢZ̃] [EḪD̃] [KVN] [] [REY] [] [ḪSN]
GELVE YE ÊYHE ELAZYZ ÎN LH ÊBE ŞYḢE KBYRE FḢZ̃ ÊḪD̃NE MKENH ÎNE NREK MN ELMḪSNYN

ḳālū eyyuhā l-ǎzīzu inne lehu eben şeyḣen kebīran feḣuƶ eHadenā mekānehu innā nerāke mine l-muHsinīne
قالوا يا أيها العزيز إن له أبا شيخا كبيرا فخذ أحدنا مكانه إنا نراك من المحسنين

[ق و ل] [ي] [أ ي ه] [ع ز ز] [] [] [ا ب و] [ش ي خ] [ك ب ر] [ا خ ذ ] [ا ح د] [ك و ن] [] [ر ا ي] [] [ح س ن]

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 78
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
,Ye,He,Elif,
,10,5,1,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – nominative noun
أداة نداء
اسم مرفوع
العزيز ع ز ز | AZZ ELAZYZ l-ǎzīzu vezir Aziz!
Elif,Lam,Ayn,Ze,Ye,Ze,
1,30,70,7,10,7,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
له | LH lehu onun vardır he has
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
أبا ا ب و | EBV ÊBE eben babası a father
,Be,Elif,
,2,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
شيخا ش ي خ | ŞYḢ ŞYḢE şeyḣen bir ihtiyar old
Şın,Ye,Hı,Elif,
300,10,600,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
كبيرا ك ب ر | KBR KBYRE kebīran büyük [great],
Kef,Be,Ye,Re,Elif,
20,2,10,200,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
فخذ ا خ ذ | EḢZ̃ FḢZ̃ feḣuƶ o yüzden al so take
Fe,Hı,Zel,
80,600,700,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
أحدنا ا ح د | EḪD̃ ÊḪD̃NE eHadenā (bizden) birimizi one of us
,Ha,Dal,Nun,Elif,
,8,4,50,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
مكانه ك و ن | KVN MKENH mekānehu onun yerine (in) his place.
Mim,Kef,Elif,Nun,He,
40,20,1,50,5,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنا | ÎNE innā doğrusu biz Indeed, we
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
نراك ر ا ي | REY NREK nerāke seni görüyoruz [we] see you
Nun,Re,Elif,Kef,
50,200,1,20,
V – 1st person plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع منصوب والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN mine -den of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
المحسنين ح س ن | ḪSN ELMḪSNYN l-muHsinīne iyilik edenler- "the good-doers."""
Elif,Lam,Mim,Ha,Sin,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,8,60,50,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler ki | يَا : EY/HEY/AH | أَيُّهَا: SİZ! | الْعَزِيزُ: vezir | إِنَّ: şüphesiz | لَهُ: onun vardır | أَبًا: babası | شَيْخًا: bir ihtiyar | كَبِيرًا: büyük | فَخُذْ: o yüzden al | أَحَدَنَا: (bizden) birimizi | مَكَانَهُ: onun yerine | إِنَّا: doğrusu biz | نَرَاكَ: seni görüyoruz | مِنَ: -den | الْمُحْسِنِينَ: iyilik edenler- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE dediler ki | يا YE EY/HEY/AH | أيها ÊYHE SİZ! | العزيز ELAZYZ vezir | إن ÎN şüphesiz | له LH onun vardır | أبا ÊBE babası | شيخا ŞYḢE bir ihtiyar | كبيرا KBYRE büyük | فخذ FḢZ̃ o yüzden al | أحدنا ÊḪD̃NE (bizden) birimizi | مكانه MKENH onun yerine | إنا ÎNE doğrusu biz | نراك NREK seni görüyoruz | من MN -den | المحسنين ELMḪSNYN iyilik edenler- |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler ki | : EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | l-ǎzīzu: vezir | inne: şüphesiz | lehu: onun vardır | eben: babası | şeyḣen: bir ihtiyar | kebīran: büyük | feḣuƶ: o yüzden al | eHadenā: (bizden) birimizi | mekānehu: onun yerine | innā: doğrusu biz | nerāke: seni görüyoruz | mine: -den | l-muHsinīne: iyilik edenler- |
Kırık Meal (Transcript) : |GELVE: dediler ki | YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELAZYZ: vezir | ÎN: şüphesiz | LH: onun vardır | ÊBE: babası | ŞYḢE: bir ihtiyar | KBYRE: büyük | FḢZ̃: o yüzden al | ÊḪD̃NE: (bizden) birimizi | MKENH: onun yerine | ÎNE: doğrusu biz | NREK: seni görüyoruz | MN: -den | ELMḪSNYN: iyilik edenler- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey azîz dediler, onun ihtiyar bir babası var, onun yerine bizim birimizi al; seni görüyoruz ki gerçekten de iyilik edenlerdensin.
Adem Uğur : Dediler ki: Ey aziz! Gerçekten onun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizim birimizi alıkoy. Zira biz seni, iyilik edenlerden görüyoruz.
Ahmed Hulusi : (Kardeşler) dediler ki: "Ey Aziyz. . . Muhakkak ki onun çok yaşlı bir babası var. . . Onun yerine bizden birini al. . . Doğrusu senin çok iyi bir insan olduğunu görüyoruz. "
Ahmet Tekin : Kardeşleri: 'Ey Devletlü vezirim, onun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Biz seni iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan idarecilerden ve mü’minlerden biri olarak görüyoruz.' dediler.
Ahmet Varol : Dediler ki: 'Ey aziz! Onun gerçekten ihtiyar, büyük bir babası var. Onun yerine bizden birimizi al. Biz seni iyilik edenlerden görüyoruz.'
Ali Bulaç : Dediler ki: "Ey Vezir, gerçek şu ki, bunun yaşlı (ve) büyük bir babası var; onun yerine bizden birisini alıkoy. Doğrusu biz, seni iyilik yapanlardan görmekteyiz."
Ali Fikri Yavuz : Onlar şöyle dediler: “- Ey Vezir! Doğrusu, bunun büyük bir ihtiyar babası var, (bununla teselli buluyor), onun için yerine birimizi al, çünkü biz, seni iyilik edenlerden görüyoruz.”
Bekir Sadak : Kardesleri: «Ey Vezir! Onun yaslanmis, kocamis bir babasi vardir. Bizden birini onun yerine al. Dogrusu biz senin iyi davrananlardan oldugunu goruyoruz» dediler.
Celal Yıldırım : Kardeşleri, «ey aziz, doğrusu onun iyice yaşlı bir babası var; bizden birimizi onun yerine alıkoy; seni iyilik sevenlerden görüyoruz» dediler.
Diyanet İşleri : Onlar, Yûsuf’a: “Ey güçlü vezir! Bunun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Şüphesiz biz senin iyilik edenlerden olduğunu görüyoruz” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Kardeşleri: 'Ey Vezir! Onun yaşlanmış, kocamış bir babası vardır. Bizden birini onun yerine al. Doğrusu biz senin iyi davrananlardan olduğunu görüyoruz' dediler.
Diyanet Vakfi : Dediler ki: Ey aziz! Gerçekten onun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizim birimizi alıkoy. Zira biz seni, iyilik edenlerden görüyoruz.
Edip Yüksel : Dediler ki: 'Sayın ekselans, onun oldukça yaşlı bir babası var; onun yerine bizden birimizi al. Biz seni iyilik edenlerden olduğunu görüyoruz.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dediler ki: «Ey vezir! Emin ol ki, bunun çok yaşlı bir babası var. Onun için yerine birimizi al. Gerçekten de biz seni iyilik edenlerden görüyoruz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Dediler ki: «Ey şanlı Aziz, emin ol ki, bunun çok yaşlı bir babası var; onun için yerine birimizi al: çünkü biz seni iyilik edenlerden görüyoruz!»
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey şanlı Azîz! Dediler: emin ol ki bunun büyük bir ihtiyar pederi var, onun için yerine birimizi al, çünkü biz seni muhsinlerden görüyoruz.
Fizilal-il Kuran : Yakub'un oğulları dediler ki; «Ey vezir, bu kardeşimizin ileri derecede yaşlanmış, ihtiyar bir babası var. Onun yerine içimizden birini alıkoy. Görüyoruz ki, sen iyiliksever bir adamsın.»
Gültekin Onan : Dediler ki: "Ey Vezir, gerçek şu ki, bunun yaşlı (ve) büyük bir babası var; onun yerine bizden birisini alıkoy. Doğrusu biz, seni iyilik yapanlardan görmekteyiz."
Hakkı Yılmaz : Onlar dediler ki: “Ey Aziz! Şüphesiz ki, bunun çok yaşlı bir babası var. Onun için onun yerine bizim birimizi al. Şüphesiz biz seni iyilik edenlerden görüyoruz.”
Hasan Basri Çantay : «Ey azîz, dediler, hakıykat bunun ihtiyar bir babası var. Binâen'aleyh onun yerine (bizden) birimizi alıkoy. Seni muhakkak iyilik edenlerden görüyoruz».
Hayrat Neşriyat : Dediler ki: 'Ey azîz! Gerçekten onun çok yaşlı bir babası var (onu bizden çok sever); bunun için onun yerine birimizi alıkoy! Şübhe yok ki biz, seni iyilik edenlerden görüyoruz.'
İbni Kesir : Dediler ki: Ey Aziz, gerçekten bunun ihtiyar bir babası var, onun yerine bizden birini al. Doğrusu biz seni ihsan edenlerden görüyoruz.
İskender Evrenosoğlu : “Ey azîz (vezir)! Gerçekten onun çok yaşlı, büyük bir babası var. O sebeple onun yerine bizden birisini al (tut). Muhakkak ki; biz seni muhsinlerden görüyoruz.” dediler.
Muhammed Esed : "Ey soylu kişi!" dediler, "onun çok yaşlı bir babası var; bu yüzden onun yerine bizden birini yanında alıkoy. Doğrusu sen, görüyoruz ki, iyilik sever birisin!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «Ey azîz! Muhakkak onun bir ihtiyar büyük babası vardır. Onun yerine bizden birini al. Şüphesiz ki, biz seni iyilik edenlerden görüyoruz.»
Ömer Öngüt : Dediler ki: “Ey Aziz! Gerçekten onun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizim birimizi alıkoy. Zira biz seni muhsinlerden (iyilik edenlerden) görüyoruz. ”
Şaban Piriş : - Ey Vezir! Onun ihtiyar bir babası var, bizden birini onun yerine al. Biz senin iyi kimselerden olduğunu görüyoruz, dediler.
Suat Yıldırım : Yusuf’un kardeşini alıkoyması karşısında, onlar şöyle dediler:"Aziz vezir! Onun pîr-i fanî bir babası var (Bu küçük evladını kaybetmeye dayanamaz), onun yerine bizden istediğini alıkoy. Gerçekten seni anlayış gösteren, iyilik sever insanlardan olarak görüyoruz!"
Süleyman Ateş : Dediler ki: "Ey vezir, onun büyük bir ihtiyar babası var! (Onun alıkonduğuna çok üzülür.) Onun yerine (bizden) birimizi al; doğrusu, biz seni iyilik edenlerden görüyoruz."
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Ey Vezir, gerçek şu ki, bunun yaşlı (ve) büyük bir babası var; onun yerine bizden birisini alıkoy. Doğrusu biz, seni iyilik yapanlardan görmekteyiz.»
Ümit Şimşek : 'Ey Aziz,' dediler. 'Onun çok yaşlı bir babası var. Başka birimizi onun yerine alıkoy. Biz seni iyiliksever birisi olarak görüyoruz.'
Yaşar Nuri Öztürk : Kardeşler dediler ki: "Ey vezir! Bunun ihtiyar bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Senin iyilikseverlerden olduğuna inanıyoruz."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}