» 12 / Yûsuf  107:

Kuran Sırası: 12
İniş Sırası: 53
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 107
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَفَأَمِنُوا (ÊFÊMNVE) = efeeminū : onlar emin midirler?
2. أَنْ (ÊN) = en :
3. تَأْتِيَهُمْ (TÊTYHM) = te'tiyehum : kendilerine gelmeyeceğinden
4. غَاشِيَةٌ (ĞEŞYT) = ğāşiyetun : sargın bir belanın
5. مِنْ (MN) = min :
6. عَذَابِ (AZ̃EB) = ǎƶābi : azabından
7. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Alah'ın
8. أَوْ (ÊV) = ev : veya
9. تَأْتِيَهُمُ (TÊTYHM) = te'tiyehumu : kendilerine gelmeyeceğinden
10. السَّاعَةُ (ELSEAT) = s-sāǎtu : O sa'atin
11. بَغْتَةً (BĞTT) = beğteten : ansızın
12. وَهُمْ (VHM) = vehum : ve onlar
13. لَا (LE) = lā : hiç
14. يَشْعُرُونَ (YŞARVN) = yeş'ǔrūne : farkında değillerken
onlar emin midirler? | | kendilerine gelmeyeceğinden | sargın bir belanın | | azabından | Alah'ın | veya | kendilerine gelmeyeceğinden | O sa'atin | ansızın | ve onlar | hiç | farkında değillerken |

[EMN] [] [ETY] [ĞŞV] [] [AZ̃B] [] [] [ETY] [SVA] [BĞT] [] [] [ŞAR]
ÊFÊMNVE ÊN TÊTYHM ĞEŞYT MN AZ̃EB ELLH ÊV TÊTYHM ELSEAT BĞTT VHM LE YŞARVN

efeeminū en te'tiyehum ğāşiyetun min ǎƶābi llahi ev te'tiyehumu s-sāǎtu beğteten vehum yeş'ǔrūne
أفأمنوا أن تأتيهم غاشية من عذاب الله أو تأتيهم الساعة بغتة وهم لا يشعرون

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 107
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أفأمنوا ا م ن | EMN ÊFÊMNVE efeeminū onlar emin midirler? Do they then feel secure
أن | ÊN en (against) that
تأتيهم ا ت ي | ETY TÊTYHM te'tiyehum kendilerine gelmeyeceğinden comes to them
غاشية غ ش و | ĞŞV ĞEŞYT ğāşiyetun sargın bir belanın an overwhelming
من | MN min [of]
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābi azabından punishment
الله | ELLH llahi Alah'ın (of) Allah,
أو | ÊV ev veya or
تأتيهم ا ت ي | ETY TÊTYHM te'tiyehumu kendilerine gelmeyeceğinden comes to them
الساعة س و ع | SVA ELSEAT s-sāǎtu O sa'atin the Hour
بغتة ب غ ت | BĞT BĞTT beğteten ansızın suddenly
وهم | VHM vehum ve onlar while they
لا | LE hiç (do) not
يشعرون ش ع ر | ŞAR YŞARVN yeş'ǔrūne farkında değillerken perceive?

12:107 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

onlar emin midirler? | | kendilerine gelmeyeceğinden | sargın bir belanın | | azabından | Alah'ın | veya | kendilerine gelmeyeceğinden | O sa'atin | ansızın | ve onlar | hiç | farkında değillerken |

[EMN] [] [ETY] [ĞŞV] [] [AZ̃B] [] [] [ETY] [SVA] [BĞT] [] [] [ŞAR]
ÊFÊMNVE ÊN TÊTYHM ĞEŞYT MN AZ̃EB ELLH ÊV TÊTYHM ELSEAT BĞTT VHM LE YŞARVN

efeeminū en te'tiyehum ğāşiyetun min ǎƶābi llahi ev te'tiyehumu s-sāǎtu beğteten vehum yeş'ǔrūne
أفأمنوا أن تأتيهم غاشية من عذاب الله أو تأتيهم الساعة بغتة وهم لا يشعرون

[ا م ن] [] [ا ت ي] [غ ش و] [] [ع ذ ب] [] [] [ا ت ي] [س و ع] [ب غ ت] [] [] [ش ع ر]

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 107
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أفأمنوا ا م ن | EMN ÊFÊMNVE efeeminū onlar emin midirler? Do they then feel secure
,Fe,,Mim,Nun,Vav,Elif,
,80,,40,50,6,1,
INTG – prefixed interrogative alif
SUP – prefixed supplemental particle
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الهمزة همزة استفهام
الفاء زائدة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أن | ÊN en (against) that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
تأتيهم ا ت ي | ETY TÊTYHM te'tiyehum kendilerine gelmeyeceğinden comes to them
Te,,Te,Ye,He,Mim,
400,,400,10,5,40,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع منصوب و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
غاشية غ ش و | ĞŞV ĞEŞYT ğāşiyetun sargın bir belanın an overwhelming
Ğayn,Elif,Şın,Ye,Te merbuta,
1000,1,300,10,400,
N – nominative feminine singular indefinite active participle
اسم مرفوع
من | MN min [of]
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābi azabından punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Alah'ın (of) Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
أو | ÊV ev veya or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
تأتيهم ا ت ي | ETY TÊTYHM te'tiyehumu kendilerine gelmeyeceğinden comes to them
Te,,Te,Ye,He,Mim,
400,,400,10,5,40,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع منصوب و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الساعة س و ع | SVA ELSEAT s-sāǎtu O sa'atin the Hour
Elif,Lam,Sin,Elif,Ayn,Te merbuta,
1,30,60,1,70,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
بغتة ب غ ت | BĞT BĞTT beğteten ansızın suddenly
Be,Ğayn,Te,Te merbuta,
2,1000,400,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
وهم | VHM vehum ve onlar while they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
لا | LE hiç (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يشعرون ش ع ر | ŞAR YŞARVN yeş'ǔrūne farkında değillerken perceive?
Ye,Şın,Ayn,Re,Vav,Nun,
10,300,70,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَفَأَمِنُوا: onlar emin midirler? | أَنْ: | تَأْتِيَهُمْ: kendilerine gelmeyeceğinden | غَاشِيَةٌ: sargın bir belanın | مِنْ: | عَذَابِ: azabından | اللَّهِ: Alah'ın | أَوْ: veya | تَأْتِيَهُمُ: kendilerine gelmeyeceğinden | السَّاعَةُ: O sa'atin | بَغْتَةً: ansızın | وَهُمْ: ve onlar | لَا: hiç | يَشْعُرُونَ: farkında değillerken |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أفأمنوا ÊFÊMNWE onlar emin midirler? | أن ÊN | تأتيهم TÊTYHM kendilerine gelmeyeceğinden | غاشية ĞEŞYT sargın bir belanın | من MN | عذاب AZ̃EB azabından | الله ELLH Alah'ın | أو ÊW veya | تأتيهم TÊTYHM kendilerine gelmeyeceğinden | الساعة ELSEAT O sa'atin | بغتة BĞTT ansızın | وهم WHM ve onlar | لا LE hiç | يشعرون YŞARWN farkında değillerken |
Kırık Meal (Okunuş) : |efeeminū: onlar emin midirler? | en: | te'tiyehum: kendilerine gelmeyeceğinden | ğāşiyetun: sargın bir belanın | min: | ǎƶābi: azabından | llahi: Alah'ın | ev: veya | te'tiyehumu: kendilerine gelmeyeceğinden | s-sāǎtu: O sa'atin | beğteten: ansızın | vehum: ve onlar | : hiç | yeş'ǔrūne: farkında değillerken |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊFÊMNVE: onlar emin midirler? | ÊN: | TÊTYHM: kendilerine gelmeyeceğinden | ĞEŞYT: sargın bir belanın | MN: | AZ̃EB: azabından | ELLH: Alah'ın | ÊV: veya | TÊTYHM: kendilerine gelmeyeceğinden | ELSEAT: O sa'atin | BĞTT: ansızın | VHM: ve onlar | LE: hiç | YŞARVN: farkında değillerken |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yoksa onlar, herkesi gelip kaplayacak Allah azâbından, yahut hiç haberleri yokken ansızın gelip çatacak kıyâmetten emin mi oluyorlar?
Adem Uğur : Allah tarafından kuşatıcı bir felâket gelmesi veya farkında olmadan kıyametin ansızın kopması karşısında kendilerini emîn mi gördüler?
Ahmed Hulusi : (Yoksa) onların, Allâh azabından hepsini sarıp sarmalayacak bir şeye veya onlar farkında değillerken o Saat'in (ölümün) ansızın kendilerine gelmesine karşı bir güvenceleri mi var?
Ahmet Tekin : Onların, Allah’ın azâbından kendilerini saracak bir felâketin gelmesinden veya farkında olmadan, ansızın kıyametin kopacağı an ile karşı karşıya kalmalarından bir endişeleri yok mu, bundan emin midirler?
Ahmet Varol : Onlar, kendilerine Allah'ın azabından kuşatıcı bir belânın gelmeyeceğinden yahut farkında olmadıkları bir zamanda kıyametin ansızın gelip çatmayacağından güvende midirler?
Ali Bulaç : Şimdi bunlar, kendilerine Allah'ın azabından kapsamlı bir bürümenin gelivermesinden veya onların hiç haberleri yokken kıyametin onlara apansız gelmesinden kendilerini güvende mi buldular?
Ali Fikri Yavuz : Artık onlar, Allah’ın azabından kendilerini, saracak bir musibet gelivermesinden ve yahut haberleri yokken ansızın kıyametin kendilerine gelmesinden emin mi oldular?
Bekir Sadak : Allah tarafindan, onlari kusatacak bir azaba ugramalarindan veya farkina varmadan, kiyamet saatinin ansizin gelmesinden guvende midirler?
Celal Yıldırım : Allah'ın azabının birdenbire kendilerini kaplayıp kuşatacak şekilde geleceğinden veya farkına varmazlarken, Kıyametin ansızın gelmesinden güvende midirler ?
Diyanet İşleri : Yoksa Allah tarafından kendilerini kuşatacak bir azabın gelmeyeceğinden veya onlar farkında olmadan kıyametin ansızın gelip çatmayacağından emin mi oldular?
Diyanet İşleri (eski) : Allah tarafından, onları kuşatacak bir azaba uğramalarından veya farkına varmadan, kıyamet saatinin ansızın gelmesinden güvende midirler?
Diyanet Vakfi : Allah tarafından kuşatıcı bir felâket gelmesi veya farkında olmadan kıyametin ansızın kopması karşısında kendilerini emîn mi gördüler?
Edip Yüksel : Onlar, ALLAH tarafından kuşatıcı bir azabın kendilerine çatmasından, yahut dünyanın sonunun (Saat) aniden kendilerine gelmesinden emin mi oldular?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yoksa bunlar Allah'ın azabından hepsini saracak bir felaket gelmesinden veya farkında değillerken ansızın başlarına kıyametin kopuvermesinden güven içinde midirler?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yoksa bunlar, Allah'ın azabından; hepsini saracak bir belanın gelivermesinden veya farkında değillerken kendilerine ansızın kıyametin gelivermesinden güven içinde midirler?
Elmalılı Hamdi Yazır : ya artık Allahın azâbından umumunu saracak bir beliyye gelivermesinden veya şuurları yokken kendilerine ansızın saatin gelivermesinden emandamıdırlar?
Fizilal-il Kuran : Acaba onlar, hepsini birlikte çarpacak, yaygın bir ilahi azaba uğramayacaklarından ya da hiç farkında olmadıkları bir sırada ansızın kıyametin başlarına kopmayacağından emin midirler?
Gültekin Onan : Şimdi bunlar, kendilerine Tanrı'nın azabından kapsamlı bir bürümenin gelivermesinden veya onların hiç haberleri yokken kıyametin onlara apansız gelmesinden kendilerini güvende mi buldular?
Hakkı Yılmaz : Yoksa bunlar Allah'ın azabından hepsini saracak bir felaket gelmesinden veya farkında değillerken ansızın kendilerine saatin/kıyâmetin kopuş anının gelmesinden güven içinde midirler?
Hasan Basri Çantay : Onlar (aammeyi) kaplayacak bir azâb-ı ilâhînin kendilerine gelib çatmasına, yahud kendileri farkında olmayarak onlara ansızın kıyamet kopub gelmesine (karşı) kendilerini emîn mi gördüler?
Hayrat Neşriyat : Ya (onlar,) Allah’ın azâbından kuşatıcı bir musîbetin kendilerine gelmesinden veya onlar farkında değillerken kıyâmetin ansızın kendilerine gelivermesinden emîn mi oldular?
İbni Kesir : Allah tarafından onları kuşatacak bir azabın kendilerine gelip çatmasından veya farkında olmadan kıyamet saatinin ansızın gelmesinden emin midirler?
İskender Evrenosoğlu : Bundan sonra Allah'ın azabından bir perdenin (herşeyi örtüp kaplayan bir azabın) gelmesinden veya onlar farkında olmadan o saatin (o vaktin) ansızın onlara gelmesinden (gelmeyeceğinden) emin mi oldular?
Muhammed Esed : Peki, bunlar Allah'ın cezalandırıcı azabı olarak kuşatıcı bir örtünün kendilerini sarmasından ve Son Saat'in onlar (yaklaştığının) farkında değilken ansızın gelip çatmasından büsbütün güvencede mi görüyorlar kendilerini?
Ömer Nasuhi Bilmen : Ya kendilerine Allah'ın azabından hepsini saracak bir felaketin gelmesinden veya kendilerine farkında olmadıkları halde Kıyametin ansızın gelmesinden emin mi oldular?
Ömer Öngüt : Allah tarafından kuşatıcı bir felâket gelmesi veya farkında olmadan kıyametin ansızın kopması karşısında kendilerini emin mi gördüler?
Şaban Piriş : Allah tarafından, onları kuşatacak bir azaba uğramayacaklarından veya farkına varmadan, kıyamet saatinin ansızın gelmeyeceğinden emin midirler?
Suat Yıldırım : Acaba onlar, farkında olmadıkları bir sırada, Allah’ın cezasına uğrayıp azabın kendilerini kaplamasından,yahut ansızın kıyametin kopmasından emin midirler?
Süleyman Ateş : Onlar, Alah'ın azâbından, sargın bir belânın, kendilerine gelmeyeceğinden veya hiç farkında değillerken ansızın O (Duruşma) sâ'atin(in) kendilerine gelmeyeceğinden emin midirler?
Tefhim-ul Kuran : Şimdi bunlar, kendilerine Allah'ın azabından kapsamlı bir bürümenin gelivermesinden veya onların hiç haberleri yokken kıyametin onlara apansız gelmesinden kendilerini güvende mi buldular?
Ümit Şimşek : Yoksa onlar, hiç farkında olmadıkları bir sırada hepsini kuşatacak bir azabın kendilerine gelmeyeceğinden veya kıyametin ansızın başlarında kopmayacağından emin mi oldular?
Yaşar Nuri Öztürk : Peki onlar, Allah'ın azabından bir sarıp sarmalayanın gelmesinden yahut hiç farkında olmadıkları bir sırada kıyametin ansızın tepelerine inmesinden emin mi bulunuyorlar?


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}