» 12 / Yûsuf  83:

Kuran Sırası: 12
İniş Sırası: 53
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 83
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
2. بَلْ (BL) = bel : herhalde
3. سَوَّلَتْ (SVLT) = sevvelet : süsledi
4. لَكُمْ (LKM) = lekum : size
5. أَنْفُسُكُمْ (ÊNFSKM) = enfusukum : nefisleriniz
6. أَمْرًا (ÊMRE) = emran : bir işi
7. فَصَبْرٌ (FṦBR) = feSabrun : artık sabretmek gerek
8. جَمِيلٌ (CMYL) = cemīlun : güzelce
9. عَسَى (AS) = ǎsā : belki de
10. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
11. أَنْ (ÊN) = en :
12. يَأْتِيَنِي (YÊTYNY) = ye'tīenī : bana getirir
13. بِهِمْ (BHM) = bihim : onların
14. جَمِيعًا (CMYAE) = cemīǎn : hepsini
15. إِنَّهُ (ÎNH) = innehu : çünkü o
16. هُوَ (HV) = huve : O
17. الْعَلِيمُ (ELALYM) = l-ǎlīmu : bilendir
18. الْحَكِيمُ (ELḪKYM) = l-Hakīmu : herşeyi hikmetle yapandır
dedi | herhalde | süsledi | size | nefisleriniz | bir işi | artık sabretmek gerek | güzelce | belki de | Allah | | bana getirir | onların | hepsini | çünkü o | O | bilendir | herşeyi hikmetle yapandır |

[GVL] [] [SVL] [] [NFS] [EMR] [ṦBR] [CML] [ASY] [] [] [ETY] [] [CMA] [] [] [ALM] [ḪKM]
GEL BL SVLT LKM ÊNFSKM ÊMRE FṦBR CMYL AS ELLH ÊN YÊTYNY BHM CMYAE ÎNH HV ELALYM ELḪKYM

ḳāle bel sevvelet lekum enfusukum emran feSabrun cemīlun ǎsā llahu en ye'tīenī bihim cemīǎn innehu huve l-ǎlīmu l-Hakīmu
قال بل سولت لكم أنفسكم أمرا فصبر جميل عسى الله أن يأتيني بهم جميعا إنه هو العليم الحكيم

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 83
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He said,
بل | BL bel herhalde """Nay,"
سولت س و ل | SVL SVLT sevvelet süsledi have enticed
لكم | LKM lekum size you
أنفسكم ن ف س | NFS ÊNFSKM enfusukum nefisleriniz your souls
أمرا ا م ر | EMR ÊMRE emran bir işi something,
فصبر ص ب ر | ṦBR FṦBR feSabrun artık sabretmek gerek so patience
جميل ج م ل | CML CMYL cemīlun güzelce (is) beautiful.
عسى ع س ي | ASY AS ǎsā belki de Perhaps
الله | ELLH llahu Allah Allah,
أن | ÊN en will bring them to me
يأتيني ا ت ي | ETY YÊTYNY ye'tīenī bana getirir will bring them to me
بهم | BHM bihim onların will bring them to me
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn hepsini all.
إنه | ÎNH innehu çünkü o Indeed, He
هو | HV huve O He
العليم ع ل م | ALM ELALYM l-ǎlīmu bilendir (is) the All-Knower,
الحكيم ح ك م | ḪKM ELḪKYM l-Hakīmu herşeyi hikmetle yapandır "All-Wise."""

12:83 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dedi | herhalde | süsledi | size | nefisleriniz | bir işi | artık sabretmek gerek | güzelce | belki de | Allah | | bana getirir | onların | hepsini | çünkü o | O | bilendir | herşeyi hikmetle yapandır |

[GVL] [] [SVL] [] [NFS] [EMR] [ṦBR] [CML] [ASY] [] [] [ETY] [] [CMA] [] [] [ALM] [ḪKM]
GEL BL SVLT LKM ÊNFSKM ÊMRE FṦBR CMYL AS ELLH ÊN YÊTYNY BHM CMYAE ÎNH HV ELALYM ELḪKYM

ḳāle bel sevvelet lekum enfusukum emran feSabrun cemīlun ǎsā llahu en ye'tīenī bihim cemīǎn innehu huve l-ǎlīmu l-Hakīmu
قال بل سولت لكم أنفسكم أمرا فصبر جميل عسى الله أن يأتيني بهم جميعا إنه هو العليم الحكيم

[ق و ل] [] [س و ل] [] [ن ف س] [ا م ر] [ص ب ر] [ج م ل] [ع س ي] [] [] [ا ت ي] [] [ج م ع] [] [] [ع ل م] [ح ك م]

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 83
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
بل | BL bel herhalde """Nay,"
Be,Lam,
2,30,
RET – retraction particle
حرف اضراب
سولت س و ل | SVL SVLT sevvelet süsledi have enticed
Sin,Vav,Lam,Te,
60,6,30,400,
V – 3rd person feminine singular (form II) perfect verb
فعل ماض
لكم | LKM lekum size you
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
أنفسكم ن ف س | NFS ÊNFSKM enfusukum nefisleriniz your souls
,Nun,Fe,Sin,Kef,Mim,
,50,80,60,20,40,
N – nominative feminine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أمرا ا م ر | EMR ÊMRE emran bir işi something,
,Mim,Re,Elif,
,40,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
فصبر ص ب ر | ṦBR FṦBR feSabrun artık sabretmek gerek so patience
Fe,Sad,Be,Re,
80,90,2,200,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative masculine indefinite noun
الفاء استئنافية
اسم مرفوع
جميل ج م ل | CML CMYL cemīlun güzelce (is) beautiful.
Cim,Mim,Ye,Lam,
3,40,10,30,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
عسى ع س ي | ASY AS ǎsā belki de Perhaps
Ayn,Sin,,
70,60,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
أن | ÊN en will bring them to me
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
يأتيني ا ت ي | ETY YÊTYNY ye'tīenī bana getirir will bring them to me
Ye,,Te,Ye,Nun,Ye,
10,,400,10,50,10,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 1st person singular object pronoun
فعل مضارع منصوب والياء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بهم | BHM bihim onların will bring them to me
Be,He,Mim,
2,5,40,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn hepsini all.
Cim,Mim,Ye,Ayn,Elif,
3,40,10,70,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
إنه | ÎNH innehu çünkü o Indeed, He
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
هو | HV huve O He
He,Vav,
5,6,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
العليم ع ل م | ALM ELALYM l-ǎlīmu bilendir (is) the All-Knower,
Elif,Lam,Ayn,Lam,Ye,Mim,
1,30,70,30,10,40,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
الحكيم ح ك م | ḪKM ELḪKYM l-Hakīmu herşeyi hikmetle yapandır "All-Wise."""
Elif,Lam,Ha,Kef,Ye,Mim,
1,30,8,20,10,40,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالَ: dedi | بَلْ: herhalde | سَوَّلَتْ: süsledi | لَكُمْ: size | أَنْفُسُكُمْ: nefisleriniz | أَمْرًا: bir işi | فَصَبْرٌ: artık sabretmek gerek | جَمِيلٌ: güzelce | عَسَى: belki de | اللَّهُ: Allah | أَنْ: | يَأْتِيَنِي: bana getirir | بِهِمْ: onların | جَمِيعًا: hepsini | إِنَّهُ: çünkü o | هُوَ: O | الْعَلِيمُ: bilendir | الْحَكِيمُ: herşeyi hikmetle yapandır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قال GEL dedi | بل BL herhalde | سولت SWLT süsledi | لكم LKM size | أنفسكم ÊNFSKM nefisleriniz | أمرا ÊMRE bir işi | فصبر FṦBR artık sabretmek gerek | جميل CMYL güzelce | عسى AS belki de | الله ELLH Allah | أن ÊN | يأتيني YÊTYNY bana getirir | بهم BHM onların | جميعا CMYAE hepsini | إنه ÎNH çünkü o | هو HW O | العليم ELALYM bilendir | الحكيم ELḪKYM herşeyi hikmetle yapandır |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳāle: dedi | bel: herhalde | sevvelet: süsledi | lekum: size | enfusukum: nefisleriniz | emran: bir işi | feSabrun: artık sabretmek gerek | cemīlun: güzelce | ǎsā: belki de | llahu: Allah | en: | ye'tīenī: bana getirir | bihim: onların | cemīǎn: hepsini | innehu: çünkü o | huve: O | l-ǎlīmu: bilendir | l-Hakīmu: herşeyi hikmetle yapandır |
Kırık Meal (Transcript) : |GEL: dedi | BL: herhalde | SVLT: süsledi | LKM: size | ÊNFSKM: nefisleriniz | ÊMRE: bir işi | FṦBR: artık sabretmek gerek | CMYL: güzelce | AS: belki de | ELLH: Allah | ÊN: | YÊTYNY: bana getirir | BHM: onların | CMYAE: hepsini | ÎNH: çünkü o | HV: O | ELALYM: bilendir | ELḪKYM: herşeyi hikmetle yapandır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yakup, olsa olsa dedi, nefisleriniz, yaptığınız işi size güzel, o güç işi kolay göstermiş; fakat ben, pek güzel dayanır, sabrederim. Umarım ki Allah hepsine birden kavuşturur beni, hiç şüphe yok ki o, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Adem Uğur : (Babaları) dedi ki: "Hayır, nefisleriniz sizi (böyle) bir işe sürükledi. (Bana düşen) artık, güzel bir sabırdır. Umulur ki, Allah onların hepsini bana getirir. Çünkü O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir."
Ahmed Hulusi : (Babaları) dedi ki: "Hayır (öyle olduğunu sanmıyorum)! Nefsleriniz sizi (kötü) bir işe yönlendirmiş. Bana güzellikle sabretmek düşer bundan sonra. . . Umulur ki, Allâh onların hepsini bana getirir. . . Muhakkak ki O, Aliym'dir, Hakiym'dir. "
Ahmet Tekin : Babaları: 'Söyledikleriniz kabul edilecek şeyler değil, nefisleriniz sizi aldatarak kötü bir plan yapmaya sürükledi. Artık bana düşen, güzelce sabretmek, metanetli olmaktır. Umulur ki, Allah onların hepsini bana geri getirir. Her şeyi bilen hikmet sahibi ve hükümran olan yalnız O’dur.' dedi.
Ahmet Varol : (Babaları) dedi ki: 'Hayır, nefisleriniz sizi aldatıp (kötü) bir işe sürüklemiş. Artık (bana düşen) güzel bir sabırdır. Umulur ki Allah onların hepsini bana getirir. Muhakkak O, hakimdir, alimdir.'
Ali Bulaç : (Şehre dönüp durumu babalarına aktarınca o:) "Hayır" dedi. "Nefsiniz sizi yanıltıp (böyle) bir işe sürüklemiş. Bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır. Umulur ki Allah (pek yakın bir gelecekte) onların tümünü bana getirir. Çünkü O, bilenin, hüküm ve hikmet sahibi olanın kendisidir."
Ali Fikri Yavuz : (Babalarına varıp aynı sözleri söyleyince, babaları) dedi ki: “- Hayır, size nefisleriniz, bir iş bezeyip yaptırmıştır. Artık benim işim güzel bir sabırdır. Allah’ın bana, hepsini bir getirmesi yakındır. Gerçekten O Alîm’dir, Hâkim’dir.”
Bekir Sadak : Yakup: «Sizi nefsiniz bir is yapmaga surukledi, artik bana guzelce sabir gerekir; belki Allah hepsini birden bana getirecektir, cunku O bilendir, hakimdir» dedi.
Celal Yıldırım : Yâkub onlara : «Hayır, nefsiniz size bir işi süsleyip hayal gücünüzü artırmıştır. Artık güzel bir sabır gerekir. Allah'ın, her ikisini de birden bana getireceğini ümit ederim. Şüphesiz ki O, (her şeyi hakkıyle) bilendir, yegâne hikmet sahibidir.»
Diyanet İşleri : Yakub, “Nefisleriniz sizi bir iş yapmağa sürükledi. Artık bana düşen, güzel bir sabırdır. Umulur ki, Allah onların hepsini bana getirir. Çünkü O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : (82-84) Onlara sırt çevirdi, 'Vah, Yusuf'a yazık oldu!' dedi ve üzüntüden gözlerine ak düştü. Artık acısını içinde saklıyordu.
Diyanet Vakfi : (Babaları) dedi ki: «Hayır, nefisleriniz sizi (böyle) bir işe sürükledi. (Bana düşen) artık, güzel bir sabırdır. Umulur ki, Allah onların hepsini bana getirir. Çünkü O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.»
Edip Yüksel : 'Hayır, egonuz sizi bir işe sürüklemiş. Bana düşen artık güzelce sabretmektir. Olur ki ALLAH, bana onları topluca getirir. O, Bilendir, Bilgedir,' dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Babaları dedi ki: «Hayır, sizi nefisleriniz altadıp bir işe sürüklemiş. Artık bana güzel güzel sabretmek düşüyor. Belki Allah hepsini birden bana geri getirir. Çünkü O, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Babaları dedi ki: «Yok sizi nefsiniz aldatmış; artık (bana düşen) güzel bir sabır! Umulur ki Allah bana hepsini birden getirir. Gerçek şu ki, herşeyi bilen O'dur, her yaptığını bir hikmete göre yapan O'dur.»
Elmalılı Hamdi Yazır : Yok, dedi: size nefsiniz bir emir tesvil etmiş, artık bir sabrı cemîl, yakındır ki Allah bana hepsini bir getire, hakikat bu: alîm o, hakîm o
Fizilal-il Kuran : Hz. Yakub dedi ki; 'Herhalde nefsinizin kışkırtması ile bir komplo düzenlediniz. Bana yaman bir sabır düşüyor. Belki de Allah bana tüm oğullarımı birlikte kavuşturacaktır. Hiç şüphesiz O, her şeyi bilir ve her yaptığı yerindedir.»
Gültekin Onan : (Şehre dönüp durumu babalarına aktarınca o:) "Hayır" dedi. "Nefsiniz sizi yanıltıp (böyle) bir buyrultuya sürüklemiş. Bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır. Umulur ki Tanrı [pek yakın bir gelecekte] onların tümünü bana getirir. Çünkü O, bilenin, hüküm ve hikmet sahibi olanın kendisidir."
Hakkı Yılmaz : Babaları dedi ki: “Aksine, nefisleriniz sizi aldatıp bir işe sürüklemiş. Artık güzel bir sabır! Umarım ki Allah üçünü [Yûsuf'u, küçük kardeşini ve büyük kardeşini] birden bana getirir. Şüphesiz O, en iyi bilenin, haksızlık ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri koyanın ta kendisidir.”
Hasan Basri Çantay : (Geldiler, aynı sözü söylediler. Bunun üzerine Ya'kub) dedi ki: «Hayır, sizi nefisleriniz aldatıb (böyle büyük) bir işe sürüklemiş. Artık (bana düşen) güzel bir sabırdır. Allahın, onların hepsini birden bana getirmesi yakın bir ümiddir. Hakıykat şudur ki: Her şey'i bilen, yegâne hüküm (ve hikmet) saahibi olan Odur».
Hayrat Neşriyat : (Döndüklerinde babaları) dedi ki: 'Hayır! Nefisleriniz sizi (aldatıp böyle) bir işe sürüklemiş. Artık (bana düşen) güzel bir sabır (etmektir)! Umulur ki Allah, onları (Yûsuf’u, Bünyâmin’i ve orada kalan diğer ağabeyini) hep birlikte bana getirir. Şübhesiz ki, Alîm(herşeyi bilen), Hakîm (her işi hikmetli olan) ancak O’dur.'
İbni Kesir : Ya'kub dedi ki: Hayır, nefisleriniz sizi aldatıp bir işe sürüklemiş. Artık bana sabır gerekir. Umulur ki Allah, onların hepsini birden bana getirecektir. Muhakkak ki Alim, Hakim O'dur O.
İskender Evrenosoğlu : Yâkub (A.S) şöyle dedi: "Hayır, sizin nefsiniz sizi bu işe teşvik etti.” Artık bundan sonrası güzel (bir) sabırdır. Umulur ki; Allah, onların hepsini bana getirir. Muhakkak ki; O Alîm (en iyi bilen) ve Hakîm (hikmet ve hüküm sahibi) olandır.
Muhammed Esed : (Ve babalarının yanına dönüp, olup biteni o'na anlattıkları zaman Yakub;) "Yoo; yine kendi muhayyilenizdir olmayacak bir işi size olağan gösteren; (bana gelince) artık sabır en iyisidir; belki de Allah onların hepsini birden bana (geri) getirecektir; gerçek şu ki, Allah doğru hüküm ve hikmetle edip eyleyen, mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedi ki: «Hayır, size nefisleriniz bir işi süslemiştir. Artık güzel bir sabır; umulur ki, Allah Teâlâ onların hepsini bana getiriverir. Şüphe yok ki alîm, hakîm ancak O'dur.»
Ömer Öngüt : (Babaları) dedi ki: “Hayır! Sizi nefisleriniz aldatıp, böyle büyük bir işe sürüklemiş. Artık bana sükunet ve ümit içinde sabır gerekir. Umulur ki Allah hepsini bir arada bana kavuşturur. Her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olan ancak O'dur. ”
Şaban Piriş : Yakup: -Sizi nefsiniz bir iş yapmağa sürükledi, artık bana güzelce sabır gerekir; belki Allah hepsini birden bana getirecektir, çünkü O bilendir, hakimdir, dedi.
Suat Yıldırım : Ama babaları Yâkub: "Hayır, hayır! Korkarım yine nefisleriniz sizi olumsuz bir işe sürükleyip ayağınızı kaydırmıştır. Ne yapayım? Bu hale karşı sükûnet ve ümit içinde sabretmekten başka yapacak şey yok! Ümidim var ki Allah bütün kaybettiklerimi bana lütfedecektir. Çünkü O alîmdir, hakîmdir (benim de onların da hallerini bilir ve beni elbette hikmetini ortaya koymak için, bu imtihana tâbi tutmuştur)."
Süleyman Ateş : (Dönüp babalarına geldiler ve kardeşlerinin sözünü söylediler. Ya'kub): "Herhalde, dedi, nefisleriniz size bir işi süs(leyerek sizi ona sürük)ledi. Artık (bana) güzelce sabretmek gerek. Belki de Allâh, onların hepsini bana getirir. Çünkü O, bilendir, herşeyi hikmetle (yerli yerince) yapandır.
Tefhim-ul Kuran : (Şehre dönüp durumu babalarına aktarınca o:) «Hayır» dedi. «Nefsiniz sizi yanıltıp (böyle) bir işe sürüklemiş. Bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır. Umulur ki Allah (pek yakın bir gelecekte) onların tümünü bana getirir. Çünkü O, bilenin, hüküm ve hikmet sahibi olanın kendisidir.»
Ümit Şimşek : Babaları 'Belli ki nefsiniz sizi bir işe sürüklemiş,' dedi. 'Artık güzel bir sabır gerek. Bakarsınız, Allah hepsini bana geri getirir. O herşeyi bilen, her işi hikmetle yapandır.'
Yaşar Nuri Öztürk : Yakub dedi ki: "Hayır, öyle değil, nefisleriniz sizi yine bir işe itmiş. Bana düşen yine güzel bir sabra sarılmak. Bakarsın Allah onların hepsini bana getirir. Çünkü Alîm olan O, Hakîm olan O'dur."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}