» 12 / Yûsuf  111:

Kuran Sırası: 12
İniş Sırası: 53
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 111
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَقَدْ (LGD̃) = leḳad : elbette
2. كَانَ (KEN) = kāne :
3. فِي (FY) = fī : vardır
4. قَصَصِهِمْ (GṦṦHM) = ḳaSaSihim : onların hikayelerinde
5. عِبْرَةٌ (ABRT) = ǐbratun : ibret
6. لِأُولِي (LÊVLY) = liūlī : sahipleri için
7. الْأَلْبَابِ (ELÊLBEB) = l-elbābi : akıl
8. مَا (ME) = mā :
9. كَانَ (KEN) = kāne : (bu) değildir
10. حَدِيثًا (ḪD̃YS̃E) = Hadīṧen : bir söz
11. يُفْتَرَىٰ (YFTR) = yufterā : uydurulacak
12. وَلَٰكِنْ (VLKN) = velākin : ancak
13. تَصْدِيقَ (TṦD̃YG) = teSdīḳa : doğrulanmasıdır
14. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī : kimsenin
15. بَيْنَ (BYN) = beyne :
16. يَدَيْهِ (YD̃YH) = yedeyhi : kendinden öncekinin
17. وَتَفْصِيلَ (VTFṦYL) = ve tefSīle : ve açıklamasıdır
18. كُلِّ (KL) = kulli : her
19. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : şeyin
20. وَهُدًى (VHD̃) = ve huden : ve bir hidayettir
21. وَرَحْمَةً (VRḪMT) = ve raHmeten : ve rahmettir
22. لِقَوْمٍ (LGVM) = liḳavmin : toplumlar için
23. يُؤْمِنُونَ (YÙMNVN) = yu'minūne : inanan
elbette | | vardır | onların hikayelerinde | ibret | sahipleri için | akıl | | (bu) değildir | bir söz | uydurulacak | ancak | doğrulanmasıdır | kimsenin | | kendinden öncekinin | ve açıklamasıdır | her | şeyin | ve bir hidayettir | ve rahmettir | toplumlar için | inanan |

[] [KVN] [] [GṦṦ] [ABR] [EVL] [LBB] [] [KVN] [ḪD̃S̃] [FRY] [] [ṦD̃G] [] [BYN] [YD̃Y] [FṦL] [KLL] [ŞYE] [HD̃Y] [RḪM] [GVM] [EMN]
LGD̃ KEN FY GṦṦHM ABRT LÊVLY ELÊLBEB ME KEN ḪD̃YS̃E YFTR VLKN TṦD̃YG ELZ̃Y BYN YD̃YH VTFṦYL KL ŞYÙ VHD̃ VRḪMT LGVM YÙMNVN

leḳad kāne ḳaSaSihim ǐbratun liūlī l-elbābi kāne Hadīṧen yufterā velākin teSdīḳa lleƶī beyne yedeyhi ve tefSīle kulli şey'in ve huden ve raHmeten liḳavmin yu'minūne
لقد كان في قصصهم عبرة لأولي الألباب ما كان حديثا يفترى ولكن تصديق الذي بين يديه وتفصيل كل شيء وهدى ورحمة لقوم يؤمنون

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 111
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لقد | LGD̃ leḳad elbette Verily,
كان ك و ن | KVN KEN kāne (there) is
في | FY vardır in
قصصهم ق ص ص | GṦṦ GṦṦHM ḳaSaSihim onların hikayelerinde their stories
عبرة ع ب ر | ABR ABRT ǐbratun ibret a lesson
لأولي ا و ل | EVL LÊVLY liūlī sahipleri için for men
الألباب ل ب ب | LBB ELÊLBEB l-elbābi akıl (of) understanding.
ما | ME Not
كان ك و ن | KVN KEN kāne (bu) değildir (it) is
حديثا ح د ث | ḪD̃S̃ ḪD̃YS̃E Hadīṧen bir söz a narration
يفترى ف ر ي | FRY YFTR yufterā uydurulacak invented,
ولكن | VLKN velākin ancak but
تصديق ص د ق | ṦD̃G TṦD̃YG teSdīḳa doğrulanmasıdır a confirmation
الذي | ELZ̃Y lleƶī kimsenin (of that) which
بين ب ي ن | BYN BYN beyne (was) before it
يديه ي د ي | YD̃Y YD̃YH yedeyhi kendinden öncekinin (was) before it
وتفصيل ف ص ل | FṦL VTFṦYL ve tefSīle ve açıklamasıdır and a detailed explanation
كل ك ل ل | KLL KL kulli her (of) all
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyin things,
وهدى ه د ي | HD̃Y VHD̃ ve huden ve bir hidayettir and a guidance
ورحمة ر ح م | RḪM VRḪMT ve raHmeten ve rahmettir and mercy
لقوم ق و م | GVM LGVM liḳavmin toplumlar için for a people
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne inanan who believe.

12:111 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

elbette | | vardır | onların hikayelerinde | ibret | sahipleri için | akıl | | (bu) değildir | bir söz | uydurulacak | ancak | doğrulanmasıdır | kimsenin | | kendinden öncekinin | ve açıklamasıdır | her | şeyin | ve bir hidayettir | ve rahmettir | toplumlar için | inanan |

[] [KVN] [] [GṦṦ] [ABR] [EVL] [LBB] [] [KVN] [ḪD̃S̃] [FRY] [] [ṦD̃G] [] [BYN] [YD̃Y] [FṦL] [KLL] [ŞYE] [HD̃Y] [RḪM] [GVM] [EMN]
LGD̃ KEN FY GṦṦHM ABRT LÊVLY ELÊLBEB ME KEN ḪD̃YS̃E YFTR VLKN TṦD̃YG ELZ̃Y BYN YD̃YH VTFṦYL KL ŞYÙ VHD̃ VRḪMT LGVM YÙMNVN

leḳad kāne ḳaSaSihim ǐbratun liūlī l-elbābi kāne Hadīṧen yufterā velākin teSdīḳa lleƶī beyne yedeyhi ve tefSīle kulli şey'in ve huden ve raHmeten liḳavmin yu'minūne
لقد كان في قصصهم عبرة لأولي الألباب ما كان حديثا يفترى ولكن تصديق الذي بين يديه وتفصيل كل شيء وهدى ورحمة لقوم يؤمنون

[] [ك و ن] [] [ق ص ص] [ع ب ر] [ا و ل] [ل ب ب] [] [ك و ن] [ح د ث] [ف ر ي] [] [ص د ق] [] [ب ي ن] [ي د ي] [ف ص ل] [ك ل ل] [ش ي ا] [ه د ي] [ر ح م] [ق و م] [ا م ن]

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 111
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لقد | LGD̃ leḳad elbette Verily,
Lam,Gaf,Dal,
30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
كان ك و ن | KVN KEN kāne (there) is
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
في | FY vardır in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
قصصهم ق ص ص | GṦṦ GṦṦHM ḳaSaSihim onların hikayelerinde their stories
Gaf,Sad,Sad,He,Mim,
100,90,90,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
عبرة ع ب ر | ABR ABRT ǐbratun ibret a lesson
Ayn,Be,Re,Te merbuta,
70,2,200,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
لأولي ا و ل | EVL LÊVLY liūlī sahipleri için for men
Lam,,Vav,Lam,Ye,
30,,6,30,10,
P – prefixed preposition lām
N – genitive noun
جار ومجرور
الألباب ل ب ب | LBB ELÊLBEB l-elbābi akıl (of) understanding.
Elif,Lam,,Lam,Be,Elif,Be,
1,30,,30,2,1,2,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
ما | ME Not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
كان ك و ن | KVN KEN kāne (bu) değildir (it) is
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
حديثا ح د ث | ḪD̃S̃ ḪD̃YS̃E Hadīṧen bir söz a narration
Ha,Dal,Ye,Se,Elif,
8,4,10,500,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
يفترى ف ر ي | FRY YFTR yufterā uydurulacak invented,
Ye,Fe,Te,Re,,
10,80,400,200,,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) passive imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع مبني للمجهول منصوب
ولكن | VLKN velākin ancak but
Vav,Lam,Kef,Nun,
6,30,20,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
AMD – amendment particle
الواو عاطفة
حرف استدراك
تصديق ص د ق | ṦD̃G TṦD̃YG teSdīḳa doğrulanmasıdır a confirmation
Te,Sad,Dal,Ye,Gaf,
400,90,4,10,100,
N – accusative masculine (form II) verbal noun
اسم منصوب
الذي | ELZ̃Y lleƶī kimsenin (of that) which
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
بين ب ي ن | BYN BYN beyne (was) before it
Be,Ye,Nun,
2,10,50,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
يديه ي د ي | YD̃Y YD̃YH yedeyhi kendinden öncekinin (was) before it
Ye,Dal,Ye,He,
10,4,10,5,
N – nominative feminine dual noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وتفصيل ف ص ل | FṦL VTFṦYL ve tefSīle ve açıklamasıdır and a detailed explanation
Vav,Te,Fe,Sad,Ye,Lam,
6,400,80,90,10,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine (form II) verbal noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
كل ك ل ل | KLL KL kulli her (of) all
Kef,Lam,
20,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyin things,
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
وهدى ه د ي | HD̃Y VHD̃ ve huden ve bir hidayettir and a guidance
Vav,He,Dal,,
6,5,4,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
ورحمة ر ح م | RḪM VRḪMT ve raHmeten ve rahmettir and mercy
Vav,Re,Ha,Mim,Te merbuta,
6,200,8,40,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative feminine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
لقوم ق و م | GVM LGVM liḳavmin toplumlar için for a people
Lam,Gaf,Vav,Mim,
30,100,6,40,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne inanan who believe.
Ye,,Mim,Nun,Vav,Nun,
10,,40,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَقَدْ: elbette | كَانَ: | فِي: vardır | قَصَصِهِمْ: onların hikayelerinde | عِبْرَةٌ: ibret | لِأُولِي: sahipleri için | الْأَلْبَابِ: akıl | مَا: | كَانَ: (bu) değildir | حَدِيثًا: bir söz | يُفْتَرَىٰ: uydurulacak | وَلَٰكِنْ: ancak | تَصْدِيقَ: doğrulanmasıdır | الَّذِي: kimsenin | بَيْنَ: | يَدَيْهِ: kendinden öncekinin | وَتَفْصِيلَ: ve açıklamasıdır | كُلِّ: her | شَيْءٍ: şeyin | وَهُدًى: ve bir hidayettir | وَرَحْمَةً: ve rahmettir | لِقَوْمٍ: toplumlar için | يُؤْمِنُونَ: inanan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |لقد LGD̃ elbette | كان KEN | في FY vardır | قصصهم GṦṦHM onların hikayelerinde | عبرة ABRT ibret | لأولي LÊWLY sahipleri için | الألباب ELÊLBEB akıl | ما ME | كان KEN (bu) değildir | حديثا ḪD̃YS̃E bir söz | يفترى YFTR uydurulacak | ولكن WLKN ancak | تصديق TṦD̃YG doğrulanmasıdır | الذي ELZ̃Y kimsenin | بين BYN | يديه YD̃YH kendinden öncekinin | وتفصيل WTFṦYL ve açıklamasıdır | كل KL her | شيء ŞYÙ şeyin | وهدى WHD̃ ve bir hidayettir | ورحمة WRḪMT ve rahmettir | لقوم LGWM toplumlar için | يؤمنون YÙMNWN inanan |
Kırık Meal (Okunuş) : |leḳad: elbette | kāne: | : vardır | ḳaSaSihim: onların hikayelerinde | ǐbratun: ibret | liūlī: sahipleri için | l-elbābi: akıl | : | kāne: (bu) değildir | Hadīṧen: bir söz | yufterā: uydurulacak | velākin: ancak | teSdīḳa: doğrulanmasıdır | lleƶī: kimsenin | beyne: | yedeyhi: kendinden öncekinin | ve tefSīle: ve açıklamasıdır | kulli: her | şey'in: şeyin | ve huden: ve bir hidayettir | ve raHmeten: ve rahmettir | liḳavmin: toplumlar için | yu'minūne: inanan |
Kırık Meal (Transcript) : |LGD̃: elbette | KEN: | FY: vardır | GṦṦHM: onların hikayelerinde | ABRT: ibret | LÊVLY: sahipleri için | ELÊLBEB: akıl | ME: | KEN: (bu) değildir | ḪD̃YS̃E: bir söz | YFTR: uydurulacak | VLKN: ancak | TṦD̃YG: doğrulanmasıdır | ELZ̃Y: kimsenin | BYN: | YD̃YH: kendinden öncekinin | VTFṦYL: ve açıklamasıdır | KL: her | ŞYÙ: şeyin | VHD̃: ve bir hidayettir | VRḪMT: ve rahmettir | LGVM: toplumlar için | YÙMNVN: inanan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun ki onların hikâyelerinde akıl ve dirâyet sâhiplerine ibretler var. Uydurulmuş bir söz değil, önceki kitapları gerçekleyen ve her şeyi bildiren bir söz bu ve inanan topluluğa da hidâyet ve rahmet.
Adem Uğur : Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır. (Bu Kur'an) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan (bir kitaptır); iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki, onların yaşam hikâyelerinde derinliğine düşünen akıl sahipleri için bir ibret vardır! O (Kur'ân) (beşer tarafından) uydurulan bir söz değildir. . . Fakat öncekilerden önüne gelen orijin bilgiyi tasdik eden; her şeyi tafsilâtlı anlatan ve iman eden bir topluluk için de hüda (hakikat bilgisi) ve rahmet (nefsinin hakikatini bilip gereğince yaşamak) olandır.
Ahmet Tekin : Andolsun, onların, geçmiş peygamberler ve ümmetlerin kıssalarında akıl ve vicdan sahipleri için, pek çok ibretler vardır. Kur’ân uydurularak derlenmiş sözler değildir.Bir kısım insanlar bu hakikati kabul etmeseler de, vahyine muhatap olan önündeki zatın, Peygamber Muhammedin tebliğinin, sözlerinin samimiliğini, doğruluğunu tasdik eden, her şeyi, ayrıntılarıyla açıklayan, iman eden bir kavme hidayet rehberi ve rahmet olan bir kitaptır.
Ahmet Varol : Şüphesiz onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. (Bu Kur'an) uyduralacak bir söz değildir. Ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin açıklaması ve iman eden topluluk için bir hidayet ve rahmettir.
Ali Bulaç : Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur'an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten Peygamberlerin kıssalarında, akıl sahipleri için büyük bir ibret vardır. Bu Kur’ân uydurulur bir söz değildir. Ancak kendinden önce inen ilâhî kitabların tasdîki ve her şeyin beyanıdır. O, iman edecek bir kavim için, bir hidayet ve bir rahmettir.
Bekir Sadak : And olsun ki, peygamberlerin kissalarinda, akli olanlar icin ibretler vardir. Kuran uydurulabilen bir soz degildir. Fakat kendinden onceki Kitablari tasdik eden, inanan millete her seyi aciklayan, dogru yolu gosteren bir rehber ve rahmettir. *
Celal Yıldırım : Şanıma and olsun ki, peygamberlerin kıssalarında sağduyu sahipleri için ibret (ve öğüt)ler vardır. Bu (Kur'ân) uydurulmuş bir söz değildir. Önündeki (kitapları) doğrulayan ; imân eden bir millet için her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren hidâyet ve rahmettir.
Diyanet İşleri : Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki, peygamberlerin kıssalarında, aklı olanlar için ibretler vardır. Kuran uydurulabilen bir söz değildir. Fakat kendinden önceki Kitapları tasdik eden, inanan millete her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir.
Diyanet Vakfi : Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır. (Bu Kur'an) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan (bir kitaptır); iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir.
Edip Yüksel : Onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır. Bu, uydurma bir hadis değil; fakat kendisinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin detaylı açıklaması ve inananlar için bir hidayet ve Rahmettir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar için bir ibret vardır. Bu Kur'ân uydurulmuş herhangi bir söz değildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Gerçekten onların kıssalarında akıllılar için bir ibret vardır! Bu Ku'ran uydurulur bir söz değil, ancak kendi önündekinin tasdiki, herşeyin açıklayıcısı ve iman edecek topluluk için bir hidayet, bir rahmettir!
Elmalılı Hamdi Yazır : Hakikat onların kıssalarında ülül'elbab için bir ıbret vardır, bu uydurulur bir söz değil ve lâkin önündekinin tasdiki ve her şeyin tafsıli ve iyman edecek bir kavm için bir hidayet bir rahmettir
Fizilal-il Kuran : Sağduyuluların, peygamberlere ilişkin hikâyelerden alacakları ibret dersleri vardır. Bu Kur'an bir düzmece sözler dizisi değildir. Tersine O, kendisinden önceki kutsal kitapları onaylayan, her şeyi ayrıntılı biçimde anlatan, mü'minler için doğru yol kılavuzu ve rahmet olan gerçek bir ilahi kitaptır.
Gültekin Onan : Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kuran) Düzüp uydurulacak bir söz değildir. Ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve inanacak bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.
Hakkı Yılmaz : Andolsun ki Yûsuf, babası, kardeşleri kıssalarında kavrama yeteneği olanlar için bir ibret vardır. Kur’ân, uydurulan bir söz değildir. Ancak sadece, içinde konu edilenlerin doğrulaması, inananlar için her şeyin ayrıntılı açıklaması, bir yol gösterme ve rahmettir.”
Hasan Basri Çantay : Andolsun, onların kıssalarını açıklamada salim akıl saahibleri için birer ibret vardır. (Bu Kur'an) uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden evvel (inen kitabların) tasdıyk), (dîne âid) her şey'in tafsilidir, îman edecekler zümresi için de bir hidâyet ve rahmetdir o.
Hayrat Neşriyat : Muhakkak ki onların kıssalarında, (selîm) akıl sâhibleri için bir ibret vardır. (Bu Kur’ân,) uydurulacak bir söz değildir; fakat kendinden önce gelen (kitab)ların tasdîki, herşeyin açıklaması ve îmân edecek bir topluluk için bir hidâyet ve bir rahmettir.
İbni Kesir : Andolsun ki; onların kıssalarında aklı olanlar için ibretler vardır. Bu, uydurulabilecek bir söz değildir. O; sadece kendinden önceki kitabların tasdiki, her şeyin tafsilidir. İnananlar topluluğu için de hidayet ve rahmettir.
İskender Evrenosoğlu : Andolsun ki; onların kıssalarında ulûl' elbab için (sır sahipleri için) bir ibret vardır. Uydurulan bir söz değildir ve lâkin onların ellerindekini tasdik eder ve herşeyi ayrı ayrı açıklar. Mü'min kavim için bir hidayet ve rahmettir.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, bu insanların kıssalarında kendilerine kavrayış yeteneği verilmiş kimseler için mutlaka çıkarılacak bir ders vardır. (Vahye gelince,) o hiçbir şekilde (insan tarafından) uydurulmuş bir söz olamaz: tersine, o, kendisinden önceki vahiylerden doğru ve gerçek adına ne kalmışsa doğrulayan ve inanmak isteyen insanlara her şeyi açık seçik bir biçimde dile getiren, hidayet ve rahmet (bahşeden ilahi bir metin)dir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak ki, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için bir ibret vardır. (Kur'an) uydurulacak bir söz değildir, velâkin kendisinden evvelkini tasdiktir. Ve herşeyin mufassalan beyanıdır ve imân edecek olan bir kavim için bir hidâyettir ve bir rahmetir.
Ömer Öngüt : Andolsun ki peygamberlerin kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır. Bu (Kur'an) uydurulabilecek bir söz değildir. Ancak kendinden önce gelen kitapları tasdik eden, inanan bir kavme her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir hidayet ve bir rahmettir.
Şaban Piriş : Andolsun ki, peygamberlerin kıssalarında, sağduyu sahipleri için ibretler vardır. Bu, uydurma bir söz değildir. Kendinden önceki Kitabları tasdik eden, iman eden bir toplum için her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir.
Suat Yıldırım : Peygamberlerin kıssalarında elbette tam akıl sahipleri için alacak dersler vardır. İyi bilin ki, bu Kur’ân uydurulmuş bir söz değildir. Sadece daha önceki kitapları tasdik eden, dine ait her şeyi açıklayan, iman edecek kimseler için hidâyet, rehber ve rahmettir.
Süleyman Ateş : Elbette onların hikâyelerinde akıl sâhipleri için ibret vardır. Bu (Kur'ân), uydurulacak bir söz değildir; ancak kendinden önceki(Hak Kitabı)nın doğrulanması, her şeyin açıklaması; inananlar için bir kılavuz ve rahmettir.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur'an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.
Ümit Şimşek : Onların kıssalarında akıl sahipleri için bir ibret vardır. Bu Kur'ân ise uydurulabilecek bir söz değildir. O kendisinden öncekileri doğrular ve herşeyi iyice açıklar; iman eden bir topluluk için de bir hidayet ve bir rahmettir.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}