» 20 / Tâ-Hâ  127:

Kuran Sırası: 20
İniş Sırası: 45
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 127
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَكَذَٰلِكَ (VKZ̃LK) = ve keƶālike : işte böyle
2. نَجْزِي (NCZY) = neczī : cezalandırırız
3. مَنْ (MN) = men : kimseleri
4. أَسْرَفَ (ÊSRF) = esrafe : israf eden
5. وَلَمْ (VLM) = velem : ve
6. يُؤْمِنْ (YÙMN) = yu'min : inanmayanları
7. بِايَاتِ (B ËYET) = biāyāti : ayetlerine
8. رَبِّهِ (RBH) = rabbihi : Rabbinin
9. وَلَعَذَابُ (VLAZ̃EB) = veleǎƶābu : ve elbette azabı
10. الْاخِرَةِ (EL ËḢRT) = l-āḣirati : ahiretin
11. أَشَدُّ (ÊŞD̃) = eşeddu : daha çetindir
12. وَأَبْقَىٰ (VÊBG) = ve ebḳā : ve daha süreklidir
işte böyle | cezalandırırız | kimseleri | israf eden | ve | inanmayanları | ayetlerine | Rabbinin | ve elbette azabı | ahiretin | daha çetindir | ve daha süreklidir |

[] [CZY] [] [SRF] [] [EMN] [EYY] [RBB] [AZ̃B] [EḢR] [ŞD̃D̃] [BGY]
VKZ̃LK NCZY MN ÊSRF VLM YÙMN B ËYET RBH VLAZ̃EB EL ËḢRT ÊŞD̃ VÊBG

ve keƶālike neczī men esrafe velem yu'min biāyāti rabbihi veleǎƶābu l-āḣirati eşeddu ve ebḳā
وكذلك نجزي من أسرف ولم يؤمن بآيات ربه ولعذاب الآخرة أشد وأبقى

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 127
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وكذلك | VKZ̃LK ve keƶālike işte böyle And thus
نجزي ج ز ي | CZY NCZY neczī cezalandırırız We recompense
من | MN men kimseleri (he) who
أسرف س ر ف | SRF ÊSRF esrafe israf eden transgresses,
ولم | VLM velem ve and not
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'min inanmayanları believes
بآيات ا ي ي | EYY B ËYET biāyāti ayetlerine in (the) Signs
ربه ر ب ب | RBB RBH rabbihi Rabbinin (of) his Lord.
ولعذاب ع ذ ب | AZ̃B VLAZ̃EB veleǎƶābu ve elbette azabı And surely (the) punishment
الآخرة ا خ ر | EḢR EL ËḢRT l-āḣirati ahiretin (of) the Hereafter
أشد ش د د | ŞD̃D̃ ÊŞD̃ eşeddu daha çetindir (is) more severe
وأبقى ب ق ي | BGY VÊBG ve ebḳā ve daha süreklidir and more lasting.

20:127 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

işte böyle | cezalandırırız | kimseleri | israf eden | ve | inanmayanları | ayetlerine | Rabbinin | ve elbette azabı | ahiretin | daha çetindir | ve daha süreklidir |

[] [CZY] [] [SRF] [] [EMN] [EYY] [RBB] [AZ̃B] [EḢR] [ŞD̃D̃] [BGY]
VKZ̃LK NCZY MN ÊSRF VLM YÙMN B ËYET RBH VLAZ̃EB EL ËḢRT ÊŞD̃ VÊBG

ve keƶālike neczī men esrafe velem yu'min biāyāti rabbihi veleǎƶābu l-āḣirati eşeddu ve ebḳā
وكذلك نجزي من أسرف ولم يؤمن بآيات ربه ولعذاب الآخرة أشد وأبقى

[] [ج ز ي] [] [س ر ف] [] [ا م ن] [ا ي ي] [ر ب ب] [ع ذ ب] [ا خ ر] [ش د د] [ب ق ي]

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 127
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وكذلك | VKZ̃LK ve keƶālike işte böyle And thus
Vav,Kef,Zel,Lam,Kef,
6,20,700,30,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
نجزي ج ز ي | CZY NCZY neczī cezalandırırız We recompense
Nun,Cim,Ze,Ye,
50,3,7,10,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
من | MN men kimseleri (he) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أسرف س ر ف | SRF ÊSRF esrafe israf eden transgresses,
,Sin,Re,Fe,
,60,200,80,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
فعل ماض
ولم | VLM velem ve and not
Vav,Lam,Mim,
6,30,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'min inanmayanları believes
Ye,,Mim,Nun,
10,,40,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
بآيات ا ي ي | EYY B ËYET biāyāti ayetlerine in (the) Signs
Be,,Ye,Elif,Te,
2,,10,1,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
جار ومجرور
ربه ر ب ب | RBB RBH rabbihi Rabbinin (of) his Lord.
Re,Be,He,
200,2,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولعذاب ع ذ ب | AZ̃B VLAZ̃EB veleǎƶābu ve elbette azabı And surely (the) punishment
Vav,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
6,30,70,700,1,2,
REM – prefixed resumption particle
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine noun
الواو استئنافية
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
الآخرة ا خ ر | EḢR EL ËḢRT l-āḣirati ahiretin (of) the Hereafter
Elif,Lam,,Hı,Re,Te merbuta,
1,30,,600,200,400,
N – genitive feminine singular noun
اسم مجرور
أشد ش د د | ŞD̃D̃ ÊŞD̃ eşeddu daha çetindir (is) more severe
,Şın,Dal,
,300,4,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
وأبقى ب ق ي | BGY VÊBG ve ebḳā ve daha süreklidir and more lasting.
Vav,,Be,Gaf,,
6,,2,100,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَكَذَٰلِكَ: işte böyle | نَجْزِي: cezalandırırız | مَنْ: kimseleri | أَسْرَفَ: israf eden | وَلَمْ: ve | يُؤْمِنْ: inanmayanları | بِايَاتِ: ayetlerine | رَبِّهِ: Rabbinin | وَلَعَذَابُ: ve elbette azabı | الْاخِرَةِ: ahiretin | أَشَدُّ: daha çetindir | وَأَبْقَىٰ: ve daha süreklidir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وكذلك WKZ̃LK işte böyle | نجزي NCZY cezalandırırız | من MN kimseleri | أسرف ÊSRF israf eden | ولم WLM ve | يؤمن YÙMN inanmayanları | بآيات B ËYET ayetlerine | ربه RBH Rabbinin | ولعذاب WLAZ̃EB ve elbette azabı | الآخرة EL ËḢRT ahiretin | أشد ÊŞD̃ daha çetindir | وأبقى WÊBG ve daha süreklidir |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve keƶālike: işte böyle | neczī: cezalandırırız | men: kimseleri | esrafe: israf eden | velem: ve | yu'min: inanmayanları | biāyāti: ayetlerine | rabbihi: Rabbinin | veleǎƶābu: ve elbette azabı | l-āḣirati: ahiretin | eşeddu: daha çetindir | ve ebḳā: ve daha süreklidir |
Kırık Meal (Transcript) : |VKZ̃LK: işte böyle | NCZY: cezalandırırız | MN: kimseleri | ÊSRF: israf eden | VLM: ve | YÙMN: inanmayanları | B ËYET: ayetlerine | RBH: Rabbinin | VLAZ̃EB: ve elbette azabı | EL ËḢRT: ahiretin | ÊŞD̃: daha çetindir | VÊBG: ve daha süreklidir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve işte biz, suç işlemekte ileri gidenleri ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları böyle cezâlandırırız; âhiret azâbıysa elbette daha da çetindir, daha da sürekli.
Adem Uğur : Doğru yoldan sapanı ve Rabbinin âyetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir.
Ahmed Hulusi : (Halifelik istidadını açığa çıkarıcı ömrünü) israf etmiş ve Rabbinin hakikatindeki delillerine iman etmemiş kimse, sonuçlarını böylece yaşar! Gelecek azabı ise daha şiddetli ve daha kalıcıdır.
Ahmet Tekin : Cahilce davranarak doğru yoldan sapan, haddi aşan ve Rabbinin âyetlerine, Kur’ân’a inanmayanı, işte böyle cezalandırırız. Âhiret, ebedî yurt azâbı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir.
Ahmet Varol : İşte sınırı aşan ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız. Ahiret azabı elbette daha çetin ve daha süreklidir.
Ali Bulaç : İşte biz ölçüsüzce davrananları ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız; ahiretin azabı ise gerçekten daha şiddetli ve daha süreklidir.
Ali Fikri Yavuz : İşte KUR’AN’dan yüz çevirenleri cezalandırdığımız gibi, şirke varıb Rabbinin ayetlerine iman etmiyenleri de böyle cezalandırırız. Muhakkak ki ahiret azabı (dünyadakinden) daha şiddetli ve devamlıdır.
Bekir Sadak : iste haddi asanlari, Rabbinin ayetlerine inanmayanlari boylece cezalandiracagiz. Hem, ahiretin azabi bu dunya azabindan daha siddetli ve daha devamlidir.
Celal Yıldırım : (İşte günah ve haksızlıkta) ileri gidenleri, haddini aşanları ve Rablarının âyetlerine inanmayanları da böylece cezalandıracağız. Âhiret azabı ise daha şiddetli ve daha süreklidir.
Diyanet İşleri : Haddi aşan ve Rabbi’nin âyetlerine inanmayanları işte böyle cezalandırırız. Şüphesiz ahiret azabı daha şiddetli ve daha kalıcıdır.
Diyanet İşleri (eski) : İşte haddi aşanları, Rabbinin ayetlerine inanmayanları böylece cezalandıracağız. Hem, ahiretin azabı bu dünya azabından daha şiddetli ve daha devamlıdır.
Diyanet Vakfi : Doğru yoldan sapanı ve Rabbinin âyetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir.
Edip Yüksel : Sınırı aşanları ve Rabbinin ayet ve mucizelerine inanmıyanları işte böyle cezalandırırız. Ahiretin cezası elbette daha çetin ve daha süreklidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte haddi aşanları, Rabbinin âyetlerine inanmayanları biz böyle cezalandırırız. Ve muhakkak ki ahiret azabı (dünya azabından) daha şiddetli ve daha devamlıdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve işte haddi aşıp Rabbinin ayetlerine inanmayanları Biz böyle cezalandırırız ve elbette o ahiret azabı daha çetin ve daha kalıcıdır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve işte rabbının âyâtına iyman etmeyip israf edeni biz böyle cezalandıracağız ve elbette o Âhıret azâbı daha şiddetli ve daha bakalıdır
Fizilal-il Kuran : Biz azıtarak Rabb'inin ayetlerine inanmayanları işte böyle cezalandırırız. Hiç kuşkusuz ahiret azabı daha ağır ve daha süreklidir.
Gültekin Onan : İşte biz ölçüsüzce davrananları ve rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız; ahiretin azabı ise gerçekten daha şiddetli ve daha süreklidir.
Hakkı Yılmaz : Ve işte Biz, sınırları aşanları ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız. Ve âhiretin azabı kesinlikle daha şiddetli ve daha süreklidir.
Hasan Basri Çantay : İşte israfa sapan ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları biz böyle cezalandırırız. Âhiretin azâbı ise elbet daha çetin ve daha süreklidir.
Hayrat Neşriyat : İşte (haddi aşarak ömrünü) isrâf eden ve Rabbinin âyetlerine îmân etmeyeni böyle cezâlandırırız. Âhiretin azâbı ise, elbette daha şiddetli ve daha devamlıdır.
İbni Kesir : İşte israf edenleri, Rabbının ayetlerine inanmayanları böylece cezalandıracağız. Hem ahiretin azabı daha çetin ve daha süreklidir.
İskender Evrenosoğlu : İsraf edenleri (haddi aşanları) ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları işte böyle cezalandırırız. Ve ahiret azabı daha şiddetli ve bâkidir (devamlıdır).
Muhammed Esed : Çünkü, kendi elindekileri boşa harcayan ve Rabbinin mesajlarına inanmayan kimseleri Biz işte böyle cezalandıracağız; ve (böylelerinin) ahirette (çekeceği) azap, gerçekten de, (azapların) en zorlusu olacaktır!
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ve israf eden ve Rabbisinin âyetlerine imân etmeyen kimseyi böylece cezalandırırız ve ahiretin azabı ise elbette ki, daha şiddetlidir ve daha bakidir.»
Ömer Öngüt : Haddi aşan ve Rabbinin âyetlerine inanmayan kimseyi işte biz böyle cezalandırırız. Ahiret azabı ise, hem daha çetin, hem daha süreklidir.
Şaban Piriş : İşte, aldatılanları ve Rabbinin ayetlerini tasdik etmeyenleri böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, daha şiddetli ve daha devamlıdır.
Suat Yıldırım : İşte inkârda ve günahta hadlerini aşanları ve Rab’lerinin âyetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız. Âhiret azabı ise elbette daha şiddetli ve daha devamlı olacaktır.
Süleyman Ateş : İşte isrâf eden ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları böyle cezâlandırırız. Elbette âhiretin azâbı daha çetin ve daha süreklidir.
Tefhim-ul Kuran : İşte biz ölçüsüzce davrananları ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız; ahiretin azabı ise gerçekten daha şiddetli ve daha süreklidir.
Ümit Şimşek : Haddini aşan ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları Biz işte böyle cezalandırırız. Âhiret azabı ise daha da şiddetli ve süreklidir.
Yaşar Nuri Öztürk : İsraf eden/haddi aşan ve Rabbinin ayetlerine inanmayan kimseleri biz böyle cezalandırırız. Ve âhiretin azabı çok daha şiddetli, çok daha kalıcıdır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}