» 20 / Tâ-Hâ  88:

Kuran Sırası: 20
İniş Sırası: 45
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 88
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَأَخْرَجَ (FÊḢRC) = feeḣrace : sonra ortaya çıkardı
2. لَهُمْ (LHM) = lehum : onlara
3. عِجْلًا (ACLE) = ǐclen : bir buzağı
4. جَسَدًا (CSD̃E) = ceseden : heykeli
5. لَهُ (LH) = lehu : onun
6. خُوَارٌ (ḢVER) = ḣuvārun : böğürmesi olan
7. فَقَالُوا (FGELVE) = fe ḳālū : dediler ki
8. هَٰذَا (HZ̃E) = hāƶā : bu
9. إِلَٰهُكُمْ (ÎLHKM) = ilāhukum : sizin tanrınız
10. وَإِلَٰهُ (VÎLH) = ve ilāhu : ve tanrısıdır
11. مُوسَىٰ (MVS) = mūsā : Musa'nın
12. فَنَسِيَ (FNSY) = fenesiye : fakat o unuttu
sonra ortaya çıkardı | onlara | bir buzağı | heykeli | onun | böğürmesi olan | dediler ki | bu | sizin tanrınız | ve tanrısıdır | Musa'nın | fakat o unuttu |

[ḢRC] [] [ACL] [CSD̃] [] [ḢVR] [GVL] [] [ELH] [ELH] [] [NSY]
FÊḢRC LHM ACLE CSD̃E LH ḢVER FGELVE HZ̃E ÎLHKM VÎLH MVS FNSY

feeḣrace lehum ǐclen ceseden lehu ḣuvārun fe ḳālū hāƶā ilāhukum ve ilāhu mūsā fenesiye
فأخرج لهم عجلا جسدا له خوار فقالوا هذا إلهكم وإله موسى فنسي

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 88
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأخرج خ ر ج | ḢRC FÊḢRC feeḣrace sonra ortaya çıkardı Then he brought forth
لهم | LHM lehum onlara for them
عجلا ع ج ل | ACL ACLE ǐclen bir buzağı a calf's
جسدا ج س د | CSD̃ CSD̃E ceseden heykeli body
له | LH lehu onun it had
خوار خ و ر | ḢVR ḢVER ḣuvārun böğürmesi olan a lowing sound,
فقالوا ق و ل | GVL FGELVE fe ḳālū dediler ki and they said,
هذا | HZ̃E hāƶā bu """This"
إلهكم ا ل ه | ELH ÎLHKM ilāhukum sizin tanrınız (is) your god
وإله ا ل ه | ELH VÎLH ve ilāhu ve tanrısıdır and the god
موسى | MVS mūsā Musa'nın (of) Musa,
فنسي ن س ي | NSY FNSY fenesiye fakat o unuttu "but he forgot."""

20:88 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

sonra ortaya çıkardı | onlara | bir buzağı | heykeli | onun | böğürmesi olan | dediler ki | bu | sizin tanrınız | ve tanrısıdır | Musa'nın | fakat o unuttu |

[ḢRC] [] [ACL] [CSD̃] [] [ḢVR] [GVL] [] [ELH] [ELH] [] [NSY]
FÊḢRC LHM ACLE CSD̃E LH ḢVER FGELVE HZ̃E ÎLHKM VÎLH MVS FNSY

feeḣrace lehum ǐclen ceseden lehu ḣuvārun fe ḳālū hāƶā ilāhukum ve ilāhu mūsā fenesiye
فأخرج لهم عجلا جسدا له خوار فقالوا هذا إلهكم وإله موسى فنسي

[خ ر ج] [] [ع ج ل] [ج س د] [] [خ و ر] [ق و ل] [] [ا ل ه] [ا ل ه] [] [ن س ي]

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 88
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأخرج خ ر ج | ḢRC FÊḢRC feeḣrace sonra ortaya çıkardı Then he brought forth
Fe,,Hı,Re,Cim,
80,,600,200,3,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
الفاء عاطفة
فعل ماض
لهم | LHM lehum onlara for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
عجلا ع ج ل | ACL ACLE ǐclen bir buzağı a calf's
Ayn,Cim,Lam,Elif,
70,3,30,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Golden Calf"
اسم منصوب
جسدا ج س د | CSD̃ CSD̃E ceseden heykeli body
Cim,Sin,Dal,Elif,
3,60,4,1,
ADJ – accusative masculine indefinite adjective
صفة منصوبة
له | LH lehu onun it had
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
خوار خ و ر | ḢVR ḢVER ḣuvārun böğürmesi olan a lowing sound,
Hı,Vav,Elif,Re,
600,6,1,200,
N – nominative masculine indefinite verbal noun
اسم مرفوع
فقالوا ق و ل | GVL FGELVE fe ḳālū dediler ki and they said,
Fe,Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
80,100,1,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
هذا | HZ̃E hāƶā bu """This"
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
إلهكم ا ل ه | ELH ÎLHKM ilāhukum sizin tanrınız (is) your god
,Lam,He,Kef,Mim,
,30,5,20,40,
N – nominative masculine singular noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وإله ا ل ه | ELH VÎLH ve ilāhu ve tanrısıdır and the god
Vav,,Lam,He,
6,,30,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine singular noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
موسى | MVS mūsā Musa'nın (of) Musa,
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"PN – genitive masculine proper noun → Musa"
اسم علم مجرور
فنسي ن س ي | NSY FNSY fenesiye fakat o unuttu "but he forgot."""
Fe,Nun,Sin,Ye,
80,50,60,10,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَأَخْرَجَ: sonra ortaya çıkardı | لَهُمْ: onlara | عِجْلًا: bir buzağı | جَسَدًا: heykeli | لَهُ: onun | خُوَارٌ: böğürmesi olan | فَقَالُوا: dediler ki | هَٰذَا: bu | إِلَٰهُكُمْ: sizin tanrınız | وَإِلَٰهُ: ve tanrısıdır | مُوسَىٰ: Musa'nın | فَنَسِيَ: fakat o unuttu |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فأخرج FÊḢRC sonra ortaya çıkardı | لهم LHM onlara | عجلا ACLE bir buzağı | جسدا CSD̃E heykeli | له LH onun | خوار ḢWER böğürmesi olan | فقالوا FGELWE dediler ki | هذا HZ̃E bu | إلهكم ÎLHKM sizin tanrınız | وإله WÎLH ve tanrısıdır | موسى MWS Musa'nın | فنسي FNSY fakat o unuttu |
Kırık Meal (Okunuş) : |feeḣrace: sonra ortaya çıkardı | lehum: onlara | ǐclen: bir buzağı | ceseden: heykeli | lehu: onun | ḣuvārun: böğürmesi olan | fe ḳālū: dediler ki | hāƶā: bu | ilāhukum: sizin tanrınız | ve ilāhu: ve tanrısıdır | mūsā: Musa'nın | fenesiye: fakat o unuttu |
Kırık Meal (Transcript) : |FÊḢRC: sonra ortaya çıkardı | LHM: onlara | ACLE: bir buzağı | CSD̃E: heykeli | LH: onun | ḢVER: böğürmesi olan | FGELVE: dediler ki | HZ̃E: bu | ÎLHKM: sizin tanrınız | VÎLH: ve tanrısıdır | MVS: Musa'nın | FNSY: fakat o unuttu |
Abdulbaki Gölpınarlı : O, onlara bir buzağı heykeli yapmıştı ki böğürmedeydi. O ve ona uyanlar işte bu dediler, sizin de mâbûdunuz, Mûsâ'nın da mâbûdu, fakat Mûsâ, unuttu bunu.
Adem Uğur : Bu adam, onlar için, böğürebilen bir buzağı heykeli icat etti. Bunun üzerine: İşte, dediler, bu, sizin de, Musa'nın da tanrısıdır. Fakat onu unuttu.
Ahmed Hulusi : (Samirî) onlar için böğürebilen bir buzağı heykeli oluşturdu. . . Bunun üzerine dediler ki: "İşte bu hem sizin tanrınız ve hem de Musa'nın tanrısıdır; fakat Musa unuttu!"
Ahmet Tekin : Sâmirî, onlara böğüren bir buzağı heykeli ortaya çıkardı. Sâmirî ve adamları: 'İşte sizin de, Mûsâ’nın da ilâhı budur' dediler. Sâmirî Mûsâ’nın ilâhî tebliğini ne çabuk unuttu.
Ahmet Varol : Sonra onlara böğüren buzağı heykeli çıkardı. Dediler ki: 'Sizin ilâhınız da Musa'nın ilâhı da işte budur. Fakat o unuttu.'
Ali Bulaç : Böylece onlara böğüren bir buzağı heykeli döküp çıkardı, "İşte, sizin ve ilahınız, Musa'nın ilahı budur; fakat (Musa) unuttu" dediler.
Ali Fikri Yavuz : Nihayet (o erimiş mücevherattan) onlara, (Samirî = İsrail Oğullarından Samire adlı bir kabileye mensub olan münafık adam) cesedlenmiş bir dana çıkardı ki, böğürmesi var. Bunun üzerine Samirî ve ona uyanlar şöyle dediler: “- İşte sizin de, Mûsa’nın da ilâhı budur. Fakat (Mûsa bunu) unuttu, (bunu bulmak için Tûr’a gitti.)”
Bekir Sadak : Bunun uzerine Samiri onlara boguren bir buzagi heykeli ortaya koydu. O ve adamlari: «Bu sizin de Musa'nin da tanrisidir, ama o unuttu» dediler.
Celal Yıldırım : Derken Sâmiriy onlara böğüren bir buzağı heykeli (döküp) çıkardı. Sâmiriy ve arkadaşları, «işte bu sizin de tanrınızdır, Musa'nın da tanrısıdır, ne var ki o bunu unuttu» dediler.
Diyanet İşleri : Böylece (Sâmirî) onlar için böğürmesi olan bir buzağı heykeli ortaya çıkardı. (Sâmirî ve adamları) “Bu sizin de ilâhınızdır, Mûsâ’nın da ilâhıdır. Öyle iken Mûsâ, (ilâhını burada) unuttu (da onu Tûr’da aramaya gitti)” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Bunun üzerine Samiri onlara böğüren bir buzağı heykeli ortaya koydu. O ve adamları: 'Bu sizin de Musa'nın da tanrısıdır, ama o unuttu' dediler.
Diyanet Vakfi : Bu adam, onlar için, böğürebilen bir buzağı heykeli icat etti. Bunun üzerine: İşte, dediler, bu, sizin de, Musa'nın da tanrısıdır. Fakat onu unuttu.
Edip Yüksel : Onlar için, böğüren bir buzağı heykeli çıkardı. 'İşte sizin ve Musa'nın tanrısı budur, fakat o (Musa) unuttu,' dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Nihayet Sâmirî onlara böğüren bir buzağı heykeli ortaya çıkardı. Bunun üzerine Sâmirî ve adamları: «İşte sizin de, Musa'nın da ilâhı budur, ama o unuttu» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Derken onlara, böğürmesi olan bir dana heykeli çıkardı. Bunun üzerine: «İşte bu, sizin ilahınız ve Musa'nın ilahıdır; fakat o, bunu unuttu.» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : (87-88) Biz dediler, senin va'dine kendiliğimizden hulfetmedik ve lâkin o kavmin ziynetinden bir takım ağırlıklar yüklenmiş idik, onları ateşe attık, kezalik Sâmirî de bıraktı derken onlara bir dana, böğürmesi var bir cesed çıkardı, bunun üzerine dediler ki işte bu sizin ilâhınız ve Musânın ilâhı fakat unuttu
Fizilal-il Kuran : Samiri, o erimiş altınlardan böğüren bir buzağı heykelini yontarak İsrailoğullarının önlerine dikti. Onlar da birbirlerine «İşte sizin ve Musa'nın ilahı budur, fakat Musa onu unuttu» dediler.
Gültekin Onan : Böylece onlara böğüren bir buzağı heykeli döküp çıkardı, "işte, sizin de tanrınız Musa'nın da tanrısı budur; fakat (Musa) unuttu" dediler.
Hakkı Yılmaz : Samirî onlara bir aldatan, tuzağa düşüren cesedi/altını çıkardı da İsrâîloğulları: “İşte bu, sizin ilâhınızdır ve de Mûsâ'nın ilâhıdır. Ama Mûsâ onu terk ediverdi” dediler. –
Hasan Basri Çantay : Hulâsa: «O, kendilerine böğüren bir buzağı heykeli (döküb) çıkarmışdı. (Gerek o, gerek avenesi): «İşte sizin de, Musânın da Tanrısı budur! Fakat (Musa) unutdu» demişlerdi.
Hayrat Neşriyat : Derken (Sâmirî) onlara, böğürmesi olan bir buzağı heykeli (ortaya) çıkardı; Bunun üzerine (Sâmirî ve adamları): 'İşte sizin de ilâhınız, Mûsânın da ilâhı budur; fakat (o bunu) unuttu' dediler.
İbni Kesir : Derken o, kendilerine böğüren bir buzağı heykeli çıkarmıştı. Dediler ki: İşte bu, sizin de, Musa'nın da tanrısıdır. Fakat o, unuttu.
İskender Evrenosoğlu : Böylece onlar için (ortaya) böğüren bir buzağı heykeli çıkardı. Ve onlara (Samiri ve taraftarları): “Bu, sizin ilâhınız ve Musa'nın da ilâhı, fakat o unuttu.” dediler.
Muhammed Esed : Fakat sonra, (onların Musa'ya anlattıklarına göre, Samiri) onlara (erimiş altından), böğüren bir buzağı heykeli yapıp çıkardı; ve bunun üzerine onlar da (birbirlerine:) "İşte sizin tanrınız da, Musa'nın tanrısı da budur; ne var ki, o (geçmişini) unuttu!" dediler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Derken onlara bir buzağı böğürmesi olan bir ceset çıkardı. Dediler ki: «Bu sizin ilâhınızdır ve Mûsa'nın ilâhıdır, fakat unutmuş.»
Ömer Öngüt : Bu adam onlar için böğürebilen bir buzağı heykeli çıkardı. Dediler ki: “İşte bu sizin de Musa'nın da ilâhıdır. Fakat o unuttu. ”
Şaban Piriş : Böylece o, kendilerine böğüren bir buzağı heykeli çıkardı ve: -Bu, sizin ilahınızdır, Musa’nın da ilahıdır. Fakat o unuttu, dediler.
Suat Yıldırım : Derken o, ahali için böğürme marifeti olan bir buzağı heykeli döküp çıkardı. Samirî ve arkadaşları: "İşte bu, sizin de, Mûsâ’nın da tanrısıdır, ama Mûsâ bunu unuttu!" dediler.
Süleyman Ateş : Onlara, böğürmesi olan bir buzağı heykeli ortaya çıkardı. Dediler ki, "Bu sizin de tanrınız, Mûsâ'nın da tanrısıdır, fakat o unuttu".
Tefhim-ul Kuran : Böylece onlara böğürmesi olan bir buzağı heykeli döküp çıkardı, «İşte, sizin de ilahınız, Musa'nın da ilahı budur; fakat (Musa) unuttu» dediler.
Ümit Şimşek : Böylece Sâmirî onlara böğüren bir buzağı heykeli yaptı. 'İşte sizin ve Musa'nın tanrısı budur,' dediler. 'Fakat Musa onu burada unuttu.'
Yaşar Nuri Öztürk : Sâmirî onlar için, böğürmesi olan bir buzağı heykeli çıkardı. Dediler ki: "Bu, hem sizin hem de Mûsa'nın tanrısıdır. Ama Mûsa unuttu."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}