» 40 / Mü’min  70:

Kuran Sırası: 40
İniş Sırası: 60
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85

 » 40 / Mü’min  Suresi: 70
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
2. كَذَّبُوا (KZ̃BVE) = keƶƶebū : yalanlayan(lar)
3. بِالْكِتَابِ (BELKTEB) = bil-kitābi : Kitabı
4. وَبِمَا (VBME) = ve bimā : ve şeyi
5. أَرْسَلْنَا (ÊRSLNE) = erselnā : gönderdiğimiz
6. بِهِ (BH) = bihi : onunla
7. رُسُلَنَا (RSLNE) = rusulenā : elçilerimizi
8. فَسَوْفَ (FSVF) = fesevfe : fakat yakında
9. يَعْلَمُونَ (YALMVN) = yeǎ'lemūne : bileceklerdir
kimseler | yalanlayan(lar) | Kitabı | ve şeyi | gönderdiğimiz | onunla | elçilerimizi | fakat yakında | bileceklerdir |

[] [KZ̃B] [KTB] [] [RSL] [] [RSL] [] [ALM]
ELZ̃YN KZ̃BVE BELKTEB VBME ÊRSLNE BH RSLNE FSVF YALMVN

elleƶīne keƶƶebū bil-kitābi ve bimā erselnā bihi rusulenā fesevfe yeǎ'lemūne
الذين كذبوا بالكتاب وبما أرسلنا به رسلنا فسوف يعلمون

 » 40 / Mü’min  Suresi: 70
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler Those who
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BVE keƶƶebū yalanlayan(lar) deny
بالكتاب ك ت ب | KTB BELKTEB bil-kitābi Kitabı the Book
وبما | VBME ve bimā ve şeyi and with what
أرسلنا ر س ل | RSL ÊRSLNE erselnā gönderdiğimiz We sent
به | BH bihi onunla with it
رسلنا ر س ل | RSL RSLNE rusulenā elçilerimizi "Our Messengers;"
فسوف | FSVF fesevfe fakat yakında but soon
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bileceklerdir they will know.

40:70 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

kimseler | yalanlayan(lar) | Kitabı | ve şeyi | gönderdiğimiz | onunla | elçilerimizi | fakat yakında | bileceklerdir |

[] [KZ̃B] [KTB] [] [RSL] [] [RSL] [] [ALM]
ELZ̃YN KZ̃BVE BELKTEB VBME ÊRSLNE BH RSLNE FSVF YALMVN

elleƶīne keƶƶebū bil-kitābi ve bimā erselnā bihi rusulenā fesevfe yeǎ'lemūne
الذين كذبوا بالكتاب وبما أرسلنا به رسلنا فسوف يعلمون

[] [ك ذ ب] [ك ت ب] [] [ر س ل] [] [ر س ل] [] [ع ل م]

 » 40 / Mü’min  Suresi: 70
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler Those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BVE keƶƶebū yalanlayan(lar) deny
Kef,Zel,Be,Vav,Elif,
20,700,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالكتاب ك ت ب | KTB BELKTEB bil-kitābi Kitabı the Book
Be,Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be,
2,1,30,20,400,1,2,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
وبما | VBME ve bimā ve şeyi and with what
Vav,Be,Mim,Elif,
6,2,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
أرسلنا ر س ل | RSL ÊRSLNE erselnā gönderdiğimiz We sent
,Re,Sin,Lam,Nun,Elif,
,200,60,30,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi onunla with it
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
رسلنا ر س ل | RSL RSLNE rusulenā elçilerimizi "Our Messengers;"
Re,Sin,Lam,Nun,Elif,
200,60,30,50,1,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فسوف | FSVF fesevfe fakat yakında but soon
Fe,Sin,Vav,Fe,
80,60,6,80,
REM – prefixed resumption particle
FUT – future particle
الفاء استئنافية
حرف استقبال
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bileceklerdir they will know.
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |الَّذِينَ: kimseler | كَذَّبُوا: yalanlayan(lar) | بِالْكِتَابِ: Kitabı | وَبِمَا: ve şeyi | أَرْسَلْنَا: gönderdiğimiz | بِهِ: onunla | رُسُلَنَا: elçilerimizi | فَسَوْفَ: fakat yakında | يَعْلَمُونَ: bileceklerdir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |الذين ELZ̃YN kimseler | كذبوا KZ̃BWE yalanlayan(lar) | بالكتاب BELKTEB Kitabı | وبما WBME ve şeyi | أرسلنا ÊRSLNE gönderdiğimiz | به BH onunla | رسلنا RSLNE elçilerimizi | فسوف FSWF fakat yakında | يعلمون YALMWN bileceklerdir |
Kırık Meal (Okunuş) : |elleƶīne: kimseler | keƶƶebū: yalanlayan(lar) | bil-kitābi: Kitabı | ve bimā: ve şeyi | erselnā: gönderdiğimiz | bihi: onunla | rusulenā: elçilerimizi | fesevfe: fakat yakında | yeǎ'lemūne: bileceklerdir |
Kırık Meal (Transcript) : |ELZ̃YN: kimseler | KZ̃BVE: yalanlayan(lar) | BELKTEB: Kitabı | VBME: ve şeyi | ÊRSLNE: gönderdiğimiz | BH: onunla | RSLNE: elçilerimizi | FSVF: fakat yakında | YALMVN: bileceklerdir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, öyle kişilerdir ki kitabı ve peygamberlerimizle gönderdiğimiz şeyleri yalanlamışlardır, yakında bilip anlayacaklar.
Adem Uğur : Onlar, Kitab'ı ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar yakında (gerçeği) anlayacaklar!
Ahmed Hulusi : Onlar ki hakikatlerinin BİLGİsini ve Rasûllerimiz olarak irsâl ettiklerimizi yalanladılar! Yakında bilecekler!
Ahmet Tekin : O tartışanlar, kitabı, Kur’ân’ı ve daha önceki Rasullerimizle gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Yakında âkıbetlerinin nereye varacağını öğrenecekler.
Ahmet Varol : Ki onlar, Kitab'ı ve peygamberlerimizle gönderdiklerimizi yalanladılar. Yakında bilecekler.
Ali Bulaç : Ki onlar, Kitabı ve elçilerimizle gönderdiğimiz şeyleri yalanladılar. Artık yakında bileceklerdir.
Ali Fikri Yavuz : Kur’an’ı ve peygamberlerimizle gönderdiğimiz diğer kitapları inkâr edenler, (yakında, kıyamette kendilerine ne yapılacağını) bilecekler.
Bekir Sadak : Kitap'i ve peygamberlerimize gonderdiklerimizi yalanlayanlar elbette bileceklerdir.
Celal Yıldırım : Onlar ki Kitab'ı ve Kitapla Peygamberimize gönderdiğimizi yalanladılar, ileride (bunun onları nasıl bir sonuca götüreceğini) bileceklerdir.
Diyanet İşleri : Onlar, kitabı (Kur’an’ı) ve elçilerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar bilecekler.
Diyanet İşleri (eski) : Kitap'ı ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlar elbette bileceklerdir.
Diyanet Vakfi : Onlar, Kitab'ı ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar yakında (gerçeği) anlayacaklar!
Edip Yüksel : Onlar, kitabı ve elçilerimiz yoluyla gönderdiğimiz mesajı yalanladılar. İleride bilecekler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kitaba ve Resullerimizi gönderdiğimiz şeylere yalan diyenler, artık ilerde bilecekler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kitaba ve peygamberlerimizi gönderdiğimiz şeylere yalan diyenler artık ileride bilecekler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Kitaba ve Resullerimizi gönderdiğimiz şeylere yalan diyenler artık ileride bilecekler
Fizilal-il Kuran : O, Kitab'ı duyurulması için elçilerimize gönderdiğimiz şeyleri yalanlayanlar, yakında bileceklerdir.
Gültekin Onan : Ki onlar, Kitabı ve elçilerimizle gönderdiğimiz şeyleri yalanladılar. Artık yakında bileceklerdir.
Hakkı Yılmaz : (69-76) "Allah'ın âyetleri üzerinde tartışanları görmedin mi/hiç düşünmedin mi? Nasıl da döndürülüyorlar? Kitabı ve elçilerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlar elbette ileride, boyunlarında halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürülüp, sonra ateşte yakılırlarken bileceklerdir. Sonra onlara: “Allah'ın astlarından ortaklar koştuğunuz şeyler nerededir?” denir. Onlar: “Bizden kaybolup gittiler; aslında biz zaten önceleri hiçbir şeye yakarmıyorduk” derler. İşte Allah, kâfirleri; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenleri böyle saptırır: “İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Orada sürekli kalmak üzere cehennem kapılarına girin!” –İşte, büyüklenenlerin durağı ne de kötüdür!– "
Hasan Basri Çantay : Onlar, kitabı ve peygamberlerimizle gönderdiğimiz şeyleri tekzîb edenlerdir. Artık bilecekler,
Hayrat Neşriyat : Kitâb’ı (Kur’ân’ı) ve peygamberlerimizle gönderdiğimiz şeyleri yalanlayanlar, (neyi yalanlamakta olduklarını) artık ileride bileceklerdir.
İbni Kesir : Onlar; kitabı ve peygamberlerimizle gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Yakında bilecekler.
İskender Evrenosoğlu : Onlar, Kitabı ve resûllerimizle gönderdiğimiz şeyleri yalanladılar. Fakat yakında bilecekler (öğrenecekler).
Muhammed Esed : (Şunlar,) bu ilahi kelamı ve (aynı şekilde, geçmişteki) elçilerimizle göndermiş olduğumuz bütün (mesajları) yalanlayanlar? Ama onlar zamanı gelince (ne kadar kör olduklarını) göreceklerdir, (Hesap Günü bunu görecekler),
Ömer Nasuhi Bilmen : O kimseler ki, kitabı ile kendisiyle peygamberlerimizi göndermiş olduğumuz şeyi tekzîp ettiler, artık yakında bileceklerdir.
Ömer Öngüt : Onlar Kitab'ı (Kur'an'ı) ve peygamberlerimizle gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Pek yakında bilecekler!
Şaban Piriş : Kitabı ve elçilerimizle gönderdiklerimizi yalanlayanlar, ileride bileceklerdir...
Suat Yıldırım : Kitabı ve elçilerimizle gönderdiğimiz buyrukları yalan sayanlar, suçlarının neticesini yakında öğreneceklerdir.
Süleyman Ateş : O, Kitabı ve elçilerimizi gönderdiğimiz mesajı yalanlayanlar, yakında bileceklerdir!
Tefhim-ul Kuran : Ki onlar, Kitabı ve peygamberlerimizle gönderdiğimiz şeyleri yalanladılar. Artık yakında bileceklerdir.
Ümit Şimşek : Onlar kitabı ve elçilerimizle gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Yakında öğrenecekler.
Yaşar Nuri Öztürk : Kitap'ı ve resullerimiz aracılığıyla gönderdiğimizi yalayanlayanlar, yakında bilecekler!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}