» 40 / Mü’min  12:

Kuran Sırası: 40
İniş Sırası: 60
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85

 » 40 / Mü’min  Suresi: 12
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ذَٰلِكُمْ (Z̃LKM) = ƶālikum : bu
2. بِأَنَّهُ (BÊNH) = biennehu : sebebiyledir
3. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : zaman
4. دُعِيَ (D̃AY) = duǐye : çağrıldığınız
5. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'a
6. وَحْدَهُ (VḪD̃H) = veHdehu : tek olan
7. كَفَرْتُمْ (KFRTM) = kefertum : inkar etmeniz
8. وَإِنْ (VÎN) = vein : ve eğer
9. يُشْرَكْ (YŞRK) = yuşrak : ortak koşulursa
10. بِهِ (BH) = bihi : O'na
11. تُؤْمِنُوا (TÙMNVE) = tu'minū : inanmanız
12. فَالْحُكْمُ (FELḪKM) = felHukmu : artık hüküm
13. لِلَّهِ (LLH) = lillahi : Allah'a aittir
14. الْعَلِيِّ (ELALY) = l-ǎliyyi : yüce
15. الْكَبِيرِ (ELKBYR) = l-kebīri : ve büyük
bu | sebebiyledir | zaman | çağrıldığınız | Allah'a | tek olan | inkar etmeniz | ve eğer | ortak koşulursa | O'na | inanmanız | artık hüküm | Allah'a aittir | yüce | ve büyük |

[] [] [] [D̃AV] [] [VḪD̃] [KFR] [] [ŞRK] [] [EMN] [ḪKM] [] [ALV] [KBR]
Z̃LKM BÊNH ÎZ̃E D̃AY ELLH VḪD̃H KFRTM VÎN YŞRK BH TÙMNVE FELḪKM LLH ELALY ELKBYR

ƶālikum biennehu iƶā duǐye llahu veHdehu kefertum vein yuşrak bihi tu'minū felHukmu lillahi l-ǎliyyi l-kebīri
ذلكم بأنه إذا دعي الله وحده كفرتم وإن يشرك به تؤمنوا فالحكم لله العلي الكبير

 » 40 / Mü’min  Suresi: 12
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ذلكم | Z̃LKM ƶālikum bu """That"
بأنه | BÊNH biennehu sebebiyledir (is) because,
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
دعي د ع و | D̃AV D̃AY duǐye çağrıldığınız Allah was invoked
الله | ELLH llahu Allah'a Allah was invoked
وحده و ح د | VḪD̃ VḪD̃H veHdehu tek olan Alone
كفرتم ك ف ر | KFR KFRTM kefertum inkar etmeniz "you disbelieved;"
وإن | VÎN vein ve eğer but if
يشرك ش ر ك | ŞRK YŞRK yuşrak ortak koşulursa (others) were associated
به | BH bihi O'na with Him,
تؤمنوا ا م ن | EMN TÙMNVE tu'minū inanmanız you believed.
فالحكم ح ك م | ḪKM FELḪKM felHukmu artık hüküm So the judgment
لله | LLH lillahi Allah'a aittir (is) with Allah,
العلي ع ل و | ALV ELALY l-ǎliyyi yüce the Most High,
الكبير ك ب ر | KBR ELKBYR l-kebīri ve büyük "the Most Great."""

40:12 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

bu | sebebiyledir | zaman | çağrıldığınız | Allah'a | tek olan | inkar etmeniz | ve eğer | ortak koşulursa | O'na | inanmanız | artık hüküm | Allah'a aittir | yüce | ve büyük |

[] [] [] [D̃AV] [] [VḪD̃] [KFR] [] [ŞRK] [] [EMN] [ḪKM] [] [ALV] [KBR]
Z̃LKM BÊNH ÎZ̃E D̃AY ELLH VḪD̃H KFRTM VÎN YŞRK BH TÙMNVE FELḪKM LLH ELALY ELKBYR

ƶālikum biennehu iƶā duǐye llahu veHdehu kefertum vein yuşrak bihi tu'minū felHukmu lillahi l-ǎliyyi l-kebīri
ذلكم بأنه إذا دعي الله وحده كفرتم وإن يشرك به تؤمنوا فالحكم لله العلي الكبير

[] [] [] [د ع و] [] [و ح د] [ك ف ر] [] [ش ر ك] [] [ا م ن] [ح ك م] [] [ع ل و] [ك ب ر]

 » 40 / Mü’min  Suresi: 12
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ذلكم | Z̃LKM ƶālikum bu """That"
Zel,Lam,Kef,Mim,
700,30,20,40,
DEM – 2nd person masculine plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
بأنه | BÊNH biennehu sebebiyledir (is) because,
Be,,Nun,He,
2,,50,5,
P – prefixed preposition bi
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف جر
حرف نصب من اخوات «ان» والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
دعي د ع و | D̃AV D̃AY duǐye çağrıldığınız Allah was invoked
Dal,Ayn,Ye,
4,70,10,
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
الله | ELLH llahu Allah'a Allah was invoked
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
وحده و ح د | VḪD̃ VḪD̃H veHdehu tek olan Alone
Vav,Ha,Dal,He,
6,8,4,5,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
كفرتم ك ف ر | KFR KFRTM kefertum inkar etmeniz "you disbelieved;"
Kef,Fe,Re,Te,Mim,
20,80,200,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
وإن | VÎN vein ve eğer but if
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
يشرك ش ر ك | ŞRK YŞRK yuşrak ortak koşulursa (others) were associated
Ye,Şın,Re,Kef,
10,300,200,20,
V – 3rd person masculine singular (form IV) passive imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مبني للمجهول مجزوم
به | BH bihi O'na with Him,
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
تؤمنوا ا م ن | EMN TÙMNVE tu'minū inanmanız you believed.
Te,,Mim,Nun,Vav,Elif,
400,,40,50,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فالحكم ح ك م | ḪKM FELḪKM felHukmu artık hüküm So the judgment
Fe,Elif,Lam,Ha,Kef,Mim,
80,1,30,8,20,40,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative masculine noun
الفاء استئنافية
اسم مرفوع
لله | LLH lillahi Allah'a aittir (is) with Allah,
Lam,Lam,He,
30,30,5,
"P – prefixed preposition lām
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
العلي ع ل و | ALV ELALY l-ǎliyyi yüce the Most High,
Elif,Lam,Ayn,Lam,Ye,
1,30,70,30,10,
ADJ – genitive masculine singular adjective
صفة مجرورة
الكبير ك ب ر | KBR ELKBYR l-kebīri ve büyük "the Most Great."""
Elif,Lam,Kef,Be,Ye,Re,
1,30,20,2,10,200,
ADJ – genitive masculine singular adjective
صفة مجرورة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ذَٰلِكُمْ: bu | بِأَنَّهُ: sebebiyledir | إِذَا: zaman | دُعِيَ: çağrıldığınız | اللَّهُ: Allah'a | وَحْدَهُ: tek olan | كَفَرْتُمْ: inkar etmeniz | وَإِنْ: ve eğer | يُشْرَكْ: ortak koşulursa | بِهِ: O'na | تُؤْمِنُوا: inanmanız | فَالْحُكْمُ: artık hüküm | لِلَّهِ: Allah'a aittir | الْعَلِيِّ: yüce | الْكَبِيرِ: ve büyük |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ذلكم Z̃LKM bu | بأنه BÊNH sebebiyledir | إذا ÎZ̃E zaman | دعي D̃AY çağrıldığınız | الله ELLH Allah'a | وحده WḪD̃H tek olan | كفرتم KFRTM inkar etmeniz | وإن WÎN ve eğer | يشرك YŞRK ortak koşulursa | به BH O'na | تؤمنوا TÙMNWE inanmanız | فالحكم FELḪKM artık hüküm | لله LLH Allah'a aittir | العلي ELALY yüce | الكبير ELKBYR ve büyük |
Kırık Meal (Okunuş) : |ƶālikum: bu | biennehu: sebebiyledir | iƶā: zaman | duǐye: çağrıldığınız | llahu: Allah'a | veHdehu: tek olan | kefertum: inkar etmeniz | vein: ve eğer | yuşrak: ortak koşulursa | bihi: O'na | tu'minū: inanmanız | felHukmu: artık hüküm | lillahi: Allah'a aittir | l-ǎliyyi: yüce | l-kebīri: ve büyük |
Kırık Meal (Transcript) : |Z̃LKM: bu | BÊNH: sebebiyledir | ÎZ̃E: zaman | D̃AY: çağrıldığınız | ELLH: Allah'a | VḪD̃H: tek olan | KFRTM: inkar etmeniz | VÎN: ve eğer | YŞRK: ortak koşulursa | BH: O'na | TÙMNVE: inanmanız | FELḪKM: artık hüküm | LLH: Allah'a aittir | ELALY: yüce | ELKBYR: ve büyük |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bu da, Allah birdir dendi mi kâfir olmamızdan ve ona eşler olduğu söylenince inanmanızdandır; artık hüküm, pek yüce ve pek büyük Allah'ın.
Adem Uğur : (Onlara denir ki:) İşte bunun sebebi şudur: Tek Allah'a ibadete çağrıldığı zaman inkâr edersiniz. O'na ortak koşulunca (bunu) tasdik edersiniz. Artık hüküm, yücelerin yücesi Allah'ındır.
Ahmed Hulusi : İçinde bulunduğunuz hâlin sebebi şudur: Allâh, TEK'liğine davet ettiğinde (vehmettiğiniz - varsandığınız benliğinizden arınmayı teklif ettiğinde), küfür (inkâr) ettiniz! Eğer (teklif edilen) O'na şirk anlayışı olsa, iman ederdiniz. . . Hüküm, Alîy, Kebiyr olan (açığa çıkan kuvvelerinin hükmediciliğini reddedemeyeceğiniz) Allâh'ındır!
Ahmet Tekin : Bu ceza, sizin, bir olan Allah’a davet edilirken inkâra, küfre sapmanız; ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında O’na ortak koşulunca da, şirki tasdik etmeniz, kabullenmeniz sebebiyledir. Hükümranlık, yargı ve icra yüceler yücesi ve büyük olan Allah’ındır.
Ahmet Varol : 'Bu (başınıza gelen), yalnız Allah'a çağrıldığında inkâr ettiğiniz ve O'na ortak koşulduğunda inandığınız içindir. Artık hüküm yüce ve büyük olan Allah'ındır.'
Ali Bulaç : "Sizin (durumunuz) böyledir. Çünkü bir olan Allah'a çağırıldığınız zaman inkar ettiniz. O'na ortak koşulduğunda inanıp onayladınız. Artık hüküm, yüce, büyük olan Allah'ındır."
Ali Fikri Yavuz : Bu (azab size) şundan dolayıdır ki, Allah birdir denildiği zaman, inkâr ettiniz. Fakat O’na ortak koşulunca iman ediyordunuz. Artık hüküm, her şeyden yüce ve büyük olan Allah’ındır.
Bekir Sadak : Onlara: «Yalniz Allah cagrildigi zaman inkar ederdiniz de, O'na es kosulunca inanirdiniz. Bugun hukum, yuce Allah'indir» denir.
Celal Yıldırım : Bu böyledir; çünkü bir olan Allah'a çağrıldığınızda küfrederdiniz; O'na ortak koşulunca inanırdınız. Artık hüküm O Yüce Büyük Allah'a aittir.
Diyanet İşleri : “Bu, sizin tevhid çerçevesinde Allah’a çağrıldığında inkâr etmeniz, O’na ortak koşulduğunda ise inanmanız sebebiyledir. Artık hüküm yüce ve büyük Allah’a aittir.”
Diyanet İşleri (eski) : Onlara: 'Yalnız Allah çağrıldığı zaman inkar ederdiniz de, O'na eş koşulunca inanırdınız. Bugün hüküm, yüce Allah'ındır' denir.
Diyanet Vakfi : (Onlara denir ki:) İşte bunun sebebi şudur: Tek Allah'a ibadete çağrıldığı zaman inkâr edersiniz. O'na ortak koşulunca (bunu) tasdik edersiniz. Artık hüküm, yücelerin yücesi Allah'ındır.
Edip Yüksel : Çünkü, YALNIZ ALLAH çağrıldığı zaman inkar ederdiniz. Ancak kendisine ortak koşulduğunda inanırdınız. Hüküm, Üstün ve Büyük olan ALLAH'a aittir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Onlara şöyle cevap verilir): «Bu azab size şu sebeptendir: Siz tek Allah'a davet edildiğiniz zaman inkâr ettiniz. Ama O'na ortak koşulunca inandınız. Artık hüküm, o yüce ve büyük Allah'ındır.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunun sebebi şudur ki, «Siz tek Allah'a çağırıldığınız zaman inkar ettiniz, O'na ortak koşulduğunda da inanıyordunuz, işte hüküm O ulu, O büyük Allah'ındır.»
Elmalılı Hamdi Yazır : İşte bu size şu yüzdendir ki bir olarak Allaha çağırıldığında küfrettiniz ona şirk koşulunca ise iyman ediyordunuz, işte huküm o ulu, o büyük Allahın
Fizilal-il Kuran : Onlara «Bu duruma düşmenizin sebebi şudur: Tek Allah'a çağrıldığınız zaman inkar ederdiniz. O'na ortak koşulunca inanırdınız. Artık hüküm yüce ve büyük Allah'ındır.»
Gültekin Onan : "Sizin (durumunuz) böyledir. Çünkü bir olan Tanrı'ya çağırıldığınız zaman küfrettiniz. O'na ortak koşulduğunda inandınız. Artık hüküm, yüce, büyük olan Tanrı'nındır."
Hakkı Yılmaz : "İşte bu, şu sebeptendir: Siz, “bir ve tek” olarak Allah'a davet edildiğiniz zaman küfrettiniz; inanmadınız. O'na ortak koşulunca da inandınız. Artık hüküm, o çok yüce ve çok büyük Allah'ındır. "
Hasan Basri Çantay : Bunun sebebi şudur: Bir olarak Allaha düâ edildiği zaman siz küfretdiniz. Eğer Ona eş katılırsa tasdıyk ediyordunuz. Artık hukûm, O çok yüce, O çok büyük Allahındır.
Hayrat Neşriyat : Bunun (bu azâbın) sebebi şübhesiz şudur: '(Herkes) Allah’a, tek olarak da'vet edildiği zaman, (siz) inkâr ettiniz! Hâlbuki O’na ortak koşulsa, inanıyordunuz. Artık hüküm, Aliyy (çok yüce olan), Kebîr (çok büyük olan) Allah’a âiddir.'
İbni Kesir : Bunun sebebi şudur: Yalnız Allah'a dua edildiği zaman inkar ederdiniz de, O'na şirk koşulunca inanırdınız. Artık hüküm; Aliyy, Kebir Allah'ındır.
İskender Evrenosoğlu : Bu, sizin tek olan Allah'a çağrıldığınız zaman inkâr etmeniz sebebiyledir. Ve O'na (Allah'a) şirk koşulunca inanıyordunuz. Artık hüküm, Yüce ve Büyük olan Allah'a aittir.
Muhammed Esed : (Ve onlara şöyle denilecektir:) "Bu (başınıza geldi), çünkü Tek Allah'a her çağrıldığınızda bu hakikati inkar ettiniz; ama O'na ortak koşulunca (hemen) inandınız! Artık hüküm, Büyük ve Yüce Allah'ındır!"
Ömer Nasuhi Bilmen : (Onlara cevaben denilecektir ki:) «Bu, size o sebeptendir ki, 'Allah birdir,' diye beyan olununca siz inkar ettiniz ve O'na şerik koşulacak olursa inanıveriyordunuz. Artık hüküm, o pek yüce, pek büyük olan Allah'a aitir.»
Ömer Öngüt : Bunun sebebi şudur: "Zira siz bir Allah'a çağırıldığınız zaman inkâr ederdiniz, O'na ortak koşulunca inanırdınız. Bugün hüküm, yücelerin yücesi ulu Allah'ındır. "
Şaban Piriş : İşte bu, dünyada iken yalnızca Allah’a çağrıldığında inkar etmeniz, O’na ortak koşulduğunda ise iman etmeniz sebebiyledir. Oysa, hakimiyet, yüce ve büyük olan Allah’ındır.
Suat Yıldırım : Onlara şöyle cevap verilir: "Bu hale düşmenizin sebebi şudur ki: Allah’ın birliğine inanmaya çağırıldığınızda reddederdiniz ama O’nun eşinden, ortağından bahsedildiğinde inanırdınız. Artık şimdi hakkınızdaki karar o çok ulu ve yüce Allah’a aittir."
Süleyman Ateş : (Şöyle cevap verilir): Bu (duruma düşmeniz)in sebebi şudur: Tek Allah'a çağrıldığınız zaman inkâr ederdiniz. O'na ortak koşulunca inanırdınız. Artık hüküm yüce ve büyük Allâh'a âittir.
Tefhim-ul Kuran : «Sizin (durumunuz) böyledir. Çünkü bir olan Allah'a çağırıldığınız zaman inkâr ettiniz. O'na şirk koşulduğunda da inanıp onayladınız. Artık hüküm, yüce, büyük olan Allah'ındır.»
Ümit Şimşek : Onlara denir ki: Siz şunun için bu hale düştünüz: Allah'a bir olarak iman etmek için çağrıldığınızda inkâr ediyor, Ona ortak koşulunca inanıyordunuz. Artık hüküm, pek yüce ve pek büyük olan Allah'ındır.
Yaşar Nuri Öztürk : Bu halinizin sebebi şu: Allah'a, yalnız O'na çağrıldığınızda inkâr etmiştiniz. O'na ortak koşulduğunda ise iman ediyordunuz. Artık hüküm o en yüce, o en büyük olan Allah'ın...


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}