» 40 / Mü’min  8:

Kuran Sırası: 40
İniş Sırası: 60
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85

 » 40 / Mü’min  Suresi: 8
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. رَبَّنَا (RBNE) = rabbenā : Rabbimiz
2. وَأَدْخِلْهُمْ (VÊD̃ḢLHM) = ve edḣilhum : ve onları sok
3. جَنَّاتِ (CNET) = cennāti : cennetlerine
4. عَدْنٍ (AD̃N) = ǎdnin : Adn
5. الَّتِي (ELTY) = lletī :
6. وَعَدْتَهُمْ (VAD̃THM) = veǎdtehum : onlara söz verdiğin
7. وَمَنْ (VMN) = ve men : ve kimseleri
8. صَلَحَ (ṦLḪ) = SaleHa : iyi olan
9. مِنْ (MN) = min : -ndan
10. ابَائِهِمْ ( ËBEÙHM) = ābāihim : babaları-
11. وَأَزْوَاجِهِمْ (VÊZVECHM) = ve ezvācihim : ve eşleri(nden)
12. وَذُرِّيَّاتِهِمْ (VZ̃RYETHM) = ve ƶurriyyātihim : ve çocukları(ndan)
13. إِنَّكَ (ÎNK) = inneke : şüphesiz sen
14. أَنْتَ (ÊNT) = ente : sensin
15. الْعَزِيزُ (ELAZYZ) = l-ǎzīzu : üstün olan
16. الْحَكِيمُ (ELḪKYM) = l-Hakīmu : hüküm ve hikmet sahibi olan
Rabbimiz | ve onları sok | cennetlerine | Adn | | onlara söz verdiğin | ve kimseleri | iyi olan | -ndan | babaları- | ve eşleri(nden) | ve çocukları(ndan) | şüphesiz sen | sensin | üstün olan | hüküm ve hikmet sahibi olan |

[RBB] [D̃ḢL] [CNN] [] [] [VAD̃] [] [ṦLḪ] [] [EBV] [ZVC] [Z̃RR] [] [] [AZZ] [ḪKM]
RBNE VÊD̃ḢLHM CNET AD̃N ELTY VAD̃THM VMN ṦLḪ MN ËBEÙHM VÊZVECHM VZ̃RYETHM ÎNK ÊNT ELAZYZ ELḪKYM

rabbenā ve edḣilhum cennāti ǎdnin lletī veǎdtehum ve men SaleHa min ābāihim ve ezvācihim ve ƶurriyyātihim inneke ente l-ǎzīzu l-Hakīmu
ربنا وأدخلهم جنات عدن التي وعدتهم ومن صلح من آبائهم وأزواجهم وذرياتهم إنك أنت العزيز الحكيم

 » 40 / Mü’min  Suresi: 8
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz Our Lord!
وأدخلهم د خ ل | D̃ḢL VÊD̃ḢLHM ve edḣilhum ve onları sok And admit them
جنات ج ن ن | CNN CNET cennāti cennetlerine (to) Gardens
عدن | AD̃N ǎdnin Adn (of) Eden
التي | ELTY lletī which
وعدتهم و ع د | VAD̃ VAD̃THM veǎdtehum onlara söz verdiğin You have promised them
ومن | VMN ve men ve kimseleri and whoever
صلح ص ل ح | ṦLḪ ṦLḪ SaleHa iyi olan (was) righteous
من | MN min -ndan among
آبائهم ا ب و | EBV ËBEÙHM ābāihim babaları- their fathers
وأزواجهم ز و ج | ZVC VÊZVECHM ve ezvācihim ve eşleri(nden) and their spouses
وذرياتهم ذ ر ر | Z̃RR VZ̃RYETHM ve ƶurriyyātihim ve çocukları(ndan) and their offspring.
إنك | ÎNK inneke şüphesiz sen Indeed You,
أنت | ÊNT ente sensin You
العزيز ع ز ز | AZZ ELAZYZ l-ǎzīzu üstün olan (are) the All-Mighty,
الحكيم ح ك م | ḪKM ELḪKYM l-Hakīmu hüküm ve hikmet sahibi olan the All-Wise.

40:8 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

Rabbimiz | ve onları sok | cennetlerine | Adn | | onlara söz verdiğin | ve kimseleri | iyi olan | -ndan | babaları- | ve eşleri(nden) | ve çocukları(ndan) | şüphesiz sen | sensin | üstün olan | hüküm ve hikmet sahibi olan |

[RBB] [D̃ḢL] [CNN] [] [] [VAD̃] [] [ṦLḪ] [] [EBV] [ZVC] [Z̃RR] [] [] [AZZ] [ḪKM]
RBNE VÊD̃ḢLHM CNET AD̃N ELTY VAD̃THM VMN ṦLḪ MN ËBEÙHM VÊZVECHM VZ̃RYETHM ÎNK ÊNT ELAZYZ ELḪKYM

rabbenā ve edḣilhum cennāti ǎdnin lletī veǎdtehum ve men SaleHa min ābāihim ve ezvācihim ve ƶurriyyātihim inneke ente l-ǎzīzu l-Hakīmu
ربنا وأدخلهم جنات عدن التي وعدتهم ومن صلح من آبائهم وأزواجهم وذرياتهم إنك أنت العزيز الحكيم

[ر ب ب] [د خ ل] [ج ن ن] [] [] [و ع د] [] [ص ل ح] [] [ا ب و] [ز و ج] [ذ ر ر] [] [] [ع ز ز] [ح ك م]

 » 40 / Mü’min  Suresi: 8
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz Our Lord!
Re,Be,Nun,Elif,
200,2,50,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأدخلهم د خ ل | D̃ḢL VÊD̃ḢLHM ve edḣilhum ve onları sok And admit them
Vav,,Dal,Hı,Lam,He,Mim,
6,,4,600,30,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperative verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
جنات ج ن ن | CNN CNET cennāti cennetlerine (to) Gardens
Cim,Nun,Elif,Te,
3,50,1,400,
"N – accusative feminine plural noun → Garden of Eden"
اسم منصوب
عدن | AD̃N ǎdnin Adn (of) Eden
Ayn,Dal,Nun,
70,4,50,
PN – genitive proper noun
اسم علم مجرور
التي | ELTY lletī which
Elif,Lam,Te,Ye,
1,30,400,10,
REL – feminine singular relative pronoun
اسم موصول
وعدتهم و ع د | VAD̃ VAD̃THM veǎdtehum onlara söz verdiğin You have promised them
Vav,Ayn,Dal,Te,He,Mim,
6,70,4,400,5,40,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ومن | VMN ve men ve kimseleri and whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
صلح ص ل ح | ṦLḪ ṦLḪ SaleHa iyi olan (was) righteous
Sad,Lam,Ha,
90,30,8,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
من | MN min -ndan among
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
آبائهم ا ب و | EBV ËBEÙHM ābāihim babaları- their fathers
,Be,Elif,,He,Mim,
,2,1,,5,40,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأزواجهم ز و ج | ZVC VÊZVECHM ve ezvācihim ve eşleri(nden) and their spouses
Vav,,Ze,Vav,Elif,Cim,He,Mim,
6,,7,6,1,3,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وذرياتهم ذ ر ر | Z̃RR VZ̃RYETHM ve ƶurriyyātihim ve çocukları(ndan) and their offspring.
Vav,Zel,Re,Ye,Elif,Te,He,Mim,
6,700,200,10,1,400,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنك | ÎNK inneke şüphesiz sen Indeed You,
,Nun,Kef,
,50,20,
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أنت | ÊNT ente sensin You
,Nun,Te,
,50,400,
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
العزيز ع ز ز | AZZ ELAZYZ l-ǎzīzu üstün olan (are) the All-Mighty,
Elif,Lam,Ayn,Ze,Ye,Ze,
1,30,70,7,10,7,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
الحكيم ح ك م | ḪKM ELḪKYM l-Hakīmu hüküm ve hikmet sahibi olan the All-Wise.
Elif,Lam,Ha,Kef,Ye,Mim,
1,30,8,20,10,40,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |رَبَّنَا: Rabbimiz | وَأَدْخِلْهُمْ: ve onları sok | جَنَّاتِ: cennetlerine | عَدْنٍ: Adn | الَّتِي: | وَعَدْتَهُمْ: onlara söz verdiğin | وَمَنْ: ve kimseleri | صَلَحَ: iyi olan | مِنْ: -ndan | ابَائِهِمْ: babaları- | وَأَزْوَاجِهِمْ: ve eşleri(nden) | وَذُرِّيَّاتِهِمْ: ve çocukları(ndan) | إِنَّكَ: şüphesiz sen | أَنْتَ: sensin | الْعَزِيزُ: üstün olan | الْحَكِيمُ: hüküm ve hikmet sahibi olan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ربنا RBNE Rabbimiz | وأدخلهم WÊD̃ḢLHM ve onları sok | جنات CNET cennetlerine | عدن AD̃N Adn | التي ELTY | وعدتهم WAD̃THM onlara söz verdiğin | ومن WMN ve kimseleri | صلح ṦLḪ iyi olan | من MN -ndan | آبائهم ËBEÙHM babaları- | وأزواجهم WÊZWECHM ve eşleri(nden) | وذرياتهم WZ̃RYETHM ve çocukları(ndan) | إنك ÎNK şüphesiz sen | أنت ÊNT sensin | العزيز ELAZYZ üstün olan | الحكيم ELḪKYM hüküm ve hikmet sahibi olan |
Kırık Meal (Okunuş) : |rabbenā: Rabbimiz | ve edḣilhum: ve onları sok | cennāti: cennetlerine | ǎdnin: Adn | lletī: | veǎdtehum: onlara söz verdiğin | ve men: ve kimseleri | SaleHa: iyi olan | min: -ndan | ābāihim: babaları- | ve ezvācihim: ve eşleri(nden) | ve ƶurriyyātihim: ve çocukları(ndan) | inneke: şüphesiz sen | ente: sensin | l-ǎzīzu: üstün olan | l-Hakīmu: hüküm ve hikmet sahibi olan |
Kırık Meal (Transcript) : |RBNE: Rabbimiz | VÊD̃ḢLHM: ve onları sok | CNET: cennetlerine | AD̃N: Adn | ELTY: | VAD̃THM: onlara söz verdiğin | VMN: ve kimseleri | ṦLḪ: iyi olan | MN: -ndan | ËBEÙHM: babaları- | VÊZVECHM: ve eşleri(nden) | VZ̃RYETHM: ve çocukları(ndan) | ÎNK: şüphesiz sen | ÊNT: sensin | ELAZYZ: üstün olan | ELḪKYM: hüküm ve hikmet sahibi olan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rabbimiz ve sok onları ebedî Adn cennetlerine, nitekim vait de etmiştin onlara ve atalarından ve eşlerinden ve soylarından kendilerini düzgün bir hâle getirenlere. Şüphe yok ki sen, üstünsün, hüküm ve hikmet sâhibisin.
Adem Uğur : Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vâdettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz azîz ve hakîm olan sensin!
Ahmed Hulusi : "Rabbimiz. . . Onları, kendilerine vadettiğin Adn cennetlerine dâhil et. . . Onların atalarından, eşlerinden ve zürriyetlerinden saflığa erenleri de. . . Muhakkak ki sen, evet sen Aziyz'sin, Hakiym'sin. "
Ahmet Tekin : 'Ey Rabbimiz, onları, onların atalarından, hanımlarından ve nesillerinden salih ameller işleyen, hayır-hasenat sahibi mü’minleri, sâlih olanları, kendilerine va’dettiğin Adn Cennetlerine koy. Sen, yalnız sen, kudretli, hikmet sahibi ve hükümransın.'
Ahmet Varol : Rabbimiz! Onları ve babalarından, eşlerinden ve soylarından salih olanları kendilerine vaadettiğin Adn cennetlerine sok. Şüphesiz sen güçlüsün, hakimsin.
Ali Bulaç : "Rabbimiz, onları Adn cennetlerine sok ki onlara (bunu) va'dettin; babalarından, eşlerinden ve soylarından salih olanları da. Gerçekten Sen, üstün ve güçlü olansın, hüküm ve hikmet sahibisin."
Ali Fikri Yavuz : Ey Rabbimiz! Onları ve atalarından, zevcelerinden, nesillerinden salih olanları, kendilerine va’d ettiğin Adn cennet’lerine koy. Şüphesiz sen Azîz’sin= her şeye galibsin, Hakîm’sin= hükmünde hikmet sahibisin.
Bekir Sadak : «ORabbimiz! Muminleri ve babalarindan, eslerinden, soylarindan iyi olanlari, kendilerine soz verdigin Adn cennetlerine koy; suphesiz guclu olan, Hakim olan ancak Sensin»
Celal Yıldırım : Rabbimiz! Onları da, babalarından, eşlerinden ve soylarından iyi hâl, güzel ahlâk üzere olanları da kendilerine va'dettiğin Adn Cennetleri'ne koy. Şüphesiz ki sen, çok üstünsün, çok güçlüsün, hikmet sahibisin.
Diyanet İşleri : “Ey Rabbimiz! Onları da, onların babalarından, eşlerinden ve soylarından iyi olanları da, kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Rabbimiz! Müminleri ve babalarından, eşlerinden, soylarından iyi olanları, kendilerine söz verdiğin Adn cennetlerine koy; şüphesiz güçlü olan, Hakim olan ancak Sensin'
Diyanet Vakfi : Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vâdettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz azîz ve hakîm olan sensin!
Edip Yüksel : 'Rabbimiz onları, erdemli atalarını, eşlerini ve çocuklarını söz verdiğin Adn cennetlerine sok. Kuşkusuz sen Üstünsün, Bilgesin.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Ey Rabbimiz! Hem onları, hem onların atalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden iyi olanları kendilerine vaad buyurduğun Adn cennetlerine koy. Şüphesiz çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan sensin.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey Rabbimiz, onları o kendilerine vaad buyurduğun Adn cennetlerine koy; atalarından, eşlerinden ve soylarından dürüst olanları da. Şüphesiz Sen, güçlüsün, hikmet sahibisin Sen!
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya rabbenâ hem koy onları o kendilerine va'd buyurduğun Adn Cennetlerine, atalarından ve zevcelerinden ve zürriyyetlerinden salâhı olanları da, şübhesiz sen o azîz, hakîmsin sen
Fizilal-il Kuran : «Rabbimiz! Mü'minleri ve babalarından, eşlerinden, soylarından iyi olanları, kendilerine söz verdiğin Adn cennetlerine koy; şüphesiz güçlü olan, hakim olan ancak sensin.
Gültekin Onan : "Rabbimiz, onları Adn cennetlerine sok ki onlara (bunu) vaadettin; babalarından, eşlerinden ve soylarından salih olanları da. Gerçekten sen, üstün ve güçlü olansın, hüküm ve hikmet sahibisin."
Hakkı Yılmaz : (7-9) En büyük tahtı taşıyan, bir de en büyük tahtın dış kenarından olan kimseler, Rablerinin övgüsüyle birlikte Kendisini noksan sıfatlardan arındırırlar ve O'na inanırlar. İman etmiş kimseler için bağışlanma dilerler: “Rabbimiz! Sen rahmet ve bilgice her şeyi kuşattın. Onun için tevbe eden ve Senin yoluna uyan kimseleri bağışla ve onları cehennemin azabından koru! Rabbimiz! Onları ve onların atalarından, zevcelerinden ve soylarından sâlih olan kimseleri kendilerine vaat ettiğin Adn cennetlerine girdir. Şüphesiz Sen en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olan ve en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapanın ta kendisisin. Onları kötülüklerden de koru. Ve Sen her kimi kötülüklerden korursan, artık o gün elbette ona rahmet etmişsindir. İşte bu, büyük kurtuluşun ta kendisidir.”
Hasan Basri Çantay : «Ey Rabbimiz, onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden saalih olanları da — kendilerine va'd etdiğin — Adn cennetlerine sok. Yegâne gaalib, hukûm ve hikmet saahibi olan şübhesiz ki Sensin Sen».
Hayrat Neşriyat : 'Rabbimiz! Hem onları, hem onların atalarından, zevcelerinden ve nesillerinden sâlih olan kimseleri, kendilerine va'd buyurduğun Adn Cennetlerine koy! Şübhesiz ki Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Hakîm (her işi hikmetli olan) ancak sensin!'
İbni Kesir : Rabbımız; onları ve babalarından, eşlerinden, soylarından salih olanları kendilerine vaadettiğin Adn cennetlerine girdir. Şüphesiz ki Aziz, Hakim olan Sensin Sen.
İskender Evrenosoğlu : Rabbimiz, onlara vaadettiğin adn cennetlerine, onları ve onların babalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden salâha ulaşanları dahil et. Muhakkak ki Sen, Sen Azîz'sin, Hakîm'sin (hüküm ve hikmet sahibisin).
Muhammed Esed : "Rabbimiz! Onları ve atalarından, eşlerinden ve çocuklarından dürüst ve erdemli olanları vaad ettiğin sonsuz esenlik bahçelerine koy, şüphesiz, kudret ve hikmet Sahibi olan yalnız Sensin.
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ey Rabbimiz! Ve onları kendilerine vaad buyurmuş olduğun Adn cennetlerine girdir ve onların babalarından ve zevcelerinden ve zürriyetlerinden salah sahibi olanları da (O cennetlere nâil buyur). Şüphe yok ki, hakîm olan Sensin, Sen.»
Ömer Öngüt : "Ey Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, eşlerinden ve nesillerinden iyi olan kimseleri de kendilerine vâdettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz Azîz ve Hakîm olan sensin!"
Şaban Piriş : -Rabbimiz, onları ve atalarından, eşlerinden ve soylarından iyi olanları kendilerine söz verdiğin Adn cennetlerine girdir. Şüphesiz sen, aziz ve hakim sensin!
Suat Yıldırım : "Ey bizim ulu Rabbimiz! Sen, onları ve onlarla birlikte babalarından, eşlerinden ve nesillerinden iyi kimseleri kendilerine vâd ettiğin Adn cennetlerine yerleştir. Muhakkak ki Sen azîz ve hakîmsin (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibisin).
Süleyman Ateş : "Rabbimiz, onları ve babalarından, eşlerinden, çocuklarından iyi olan kimseleri onlara söz verdiğin Adn cennetlerine sok. Şüphesiz, üstün olan, hüküm ve hikmet sâhibi olan sensin sen!"
Tefhim-ul Kuran : «Rabbimiz, onları Adn cennetlerine sok, ki onlara (bunu) va'dettin; babalarından, eşlerinden ve soylarından salih olanları da. Hiç şüphesiz sen, üstün ve güçlü olansın, hüküm ve hikmet sahibisin.»
Ümit Şimşek : 'Rabbimiz! Onları ve atalarından, eşlerinden ve nesillerinden salih olanları, kendilerine vaad ettiğin Adn Cennetlerine yerleştir. Şüphe yok ki Sen üstün kudret ve sonsuz hikmet sahibisin.
Yaşar Nuri Öztürk : "Ey Rabbimiz, onları kendilerine vaat etmiş olduğun Adn cennetlerine koy! Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden barışa yönelenleri de. Azîz ve Hakîm olan, hiç kuşkusuz sensin, sen!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}