» 40 / Mü’min  50:

Kuran Sırası: 40
İniş Sırası: 60
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85

 » 40 / Mü’min  Suresi: 50
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : dediler
2. أَوَلَمْ (ÊVLM) = evelem : -miydi?
3. تَكُ (TK) = teku : değil-
4. تَأْتِيكُمْ (TÊTYKM) = te'tīkum : size geliyor
5. رُسُلُكُمْ (RSLKM) = rusulukum : elçileriniz
6. بِالْبَيِّنَاتِ (BELBYNET) = bil-beyyināti : açık kanıtlarla
7. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : dediler
8. بَلَىٰ (BL) = belā : evet (gelirlerdi)
9. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : dediler
10. فَادْعُوا (FED̃AVE) = fed'ǔ : öyle ise yalvar(ıp dur)un
11. وَمَا (VME) = vemā : fakat değildir
12. دُعَاءُ (D̃AEÙ) = duǎā'u : yalvarması
13. الْكَافِرِينَ (ELKEFRYN) = l-kāfirīne : kafirlerin
14. إِلَّا (ÎLE) = illā : başkası
15. فِي (FY) = fī :
16. ضَلَالٍ (ŽLEL) = Delālin : dalaletten
dediler | -miydi? | değil- | size geliyor | elçileriniz | açık kanıtlarla | dediler | evet (gelirlerdi) | dediler | öyle ise yalvar(ıp dur)un | fakat değildir | yalvarması | kafirlerin | başkası | | dalaletten |

[GVL] [] [KVN] [ETY] [RSL] [BYN] [GVL] [] [GVL] [D̃AV] [] [D̃AV] [KFR] [] [] [ŽLL]
GELVE ÊVLM TK TÊTYKM RSLKM BELBYNET GELVE BL GELVE FED̃AVE VME D̃AEÙ ELKEFRYN ÎLE FY ŽLEL

ḳālū evelem teku te'tīkum rusulukum bil-beyyināti ḳālū belā ḳālū fed'ǔ vemā duǎā'u l-kāfirīne illā Delālin
قالوا أولم تك تأتيكم رسلكم بالبينات قالوا بلى قالوا فادعوا وما دعاء الكافرين إلا في ضلال

 » 40 / Mü’min  Suresi: 50
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler They (will) say,
أولم | ÊVLM evelem -miydi? """Did there not"
تك ك و ن | KVN TK teku değil- """Did there not"
تأتيكم ا ت ي | ETY TÊTYKM te'tīkum size geliyor come to you
رسلكم ر س ل | RSL RSLKM rusulukum elçileriniz your Messengers
بالبينات ب ي ن | BYN BELBYNET bil-beyyināti açık kanıtlarla "with clear proofs?"""
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler They (will) say,
بلى | BL belā evet (gelirlerdi) """Yes."""
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler They (will) say,
فادعوا د ع و | D̃AV FED̃AVE fed'ǔ öyle ise yalvar(ıp dur)un """Then call,"
وما | VME vemā fakat değildir but not
دعاء د ع و | D̃AV D̃AEÙ duǎā'u yalvarması (is the) call
الكافرين ك ف ر | KFR ELKEFRYN l-kāfirīne kafirlerin (of) the disbelievers
إلا | ÎLE illā başkası except
في | FY in
ضلال ض ل ل | ŽLL ŽLEL Delālin dalaletten "error."""

40:50 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dediler | -miydi? | değil- | size geliyor | elçileriniz | açık kanıtlarla | dediler | evet (gelirlerdi) | dediler | öyle ise yalvar(ıp dur)un | fakat değildir | yalvarması | kafirlerin | başkası | | dalaletten |

[GVL] [] [KVN] [ETY] [RSL] [BYN] [GVL] [] [GVL] [D̃AV] [] [D̃AV] [KFR] [] [] [ŽLL]
GELVE ÊVLM TK TÊTYKM RSLKM BELBYNET GELVE BL GELVE FED̃AVE VME D̃AEÙ ELKEFRYN ÎLE FY ŽLEL

ḳālū evelem teku te'tīkum rusulukum bil-beyyināti ḳālū belā ḳālū fed'ǔ vemā duǎā'u l-kāfirīne illā Delālin
قالوا أولم تك تأتيكم رسلكم بالبينات قالوا بلى قالوا فادعوا وما دعاء الكافرين إلا في ضلال

[ق و ل] [] [ك و ن] [ا ت ي] [ر س ل] [ب ي ن] [ق و ل] [] [ق و ل] [د ع و] [] [د ع و] [ك ف ر] [] [] [ض ل ل]

 » 40 / Mü’min  Suresi: 50
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler They (will) say,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أولم | ÊVLM evelem -miydi? """Did there not"
,Vav,Lam,Mim,
,6,30,40,
INTG – prefixed interrogative alif
SUP – prefixed supplemental particle
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
الواو زائدة
حرف نفي
تك ك و ن | KVN TK teku değil- """Did there not"
Te,Kef,
400,20,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
تأتيكم ا ت ي | ETY TÊTYKM te'tīkum size geliyor come to you
Te,,Te,Ye,Kef,Mim,
400,,400,10,20,40,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
رسلكم ر س ل | RSL RSLKM rusulukum elçileriniz your Messengers
Re,Sin,Lam,Kef,Mim,
200,60,30,20,40,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بالبينات ب ي ن | BYN BELBYNET bil-beyyināti açık kanıtlarla "with clear proofs?"""
Be,Elif,Lam,Be,Ye,Nun,Elif,Te,
2,1,30,2,10,50,1,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
جار ومجرور
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler They (will) say,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بلى | BL belā evet (gelirlerdi) """Yes."""
Be,Lam,,
2,30,,
ANS – answer particle
حرف جواب
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler They (will) say,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فادعوا د ع و | D̃AV FED̃AVE fed'ǔ öyle ise yalvar(ıp dur)un """Then call,"
Fe,Elif,Dal,Ayn,Vav,Elif,
80,1,4,70,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وما | VME vemā fakat değildir but not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
دعاء د ع و | D̃AV D̃AEÙ duǎā'u yalvarması (is the) call
Dal,Ayn,Elif,,
4,70,1,,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
الكافرين ك ف ر | KFR ELKEFRYN l-kāfirīne kafirlerin (of) the disbelievers
Elif,Lam,Kef,Elif,Fe,Re,Ye,Nun,
1,30,20,1,80,200,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور
إلا | ÎLE illā başkası except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
ضلال ض ل ل | ŽLL ŽLEL Delālin dalaletten "error."""
Dad,Lam,Elif,Lam,
800,30,1,30,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler | أَوَلَمْ: -miydi? | تَكُ: değil- | تَأْتِيكُمْ: size geliyor | رُسُلُكُمْ: elçileriniz | بِالْبَيِّنَاتِ: açık kanıtlarla | قَالُوا: dediler | بَلَىٰ: evet (gelirlerdi) | قَالُوا: dediler | فَادْعُوا: öyle ise yalvar(ıp dur)un | وَمَا: fakat değildir | دُعَاءُ: yalvarması | الْكَافِرِينَ: kafirlerin | إِلَّا: başkası | فِي: | ضَلَالٍ: dalaletten |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE dediler | أولم ÊWLM -miydi? | تك TK değil- | تأتيكم TÊTYKM size geliyor | رسلكم RSLKM elçileriniz | بالبينات BELBYNET açık kanıtlarla | قالوا GELWE dediler | بلى BL evet (gelirlerdi) | قالوا GELWE dediler | فادعوا FED̃AWE öyle ise yalvar(ıp dur)un | وما WME fakat değildir | دعاء D̃AEÙ yalvarması | الكافرين ELKEFRYN kafirlerin | إلا ÎLE başkası | في FY | ضلال ŽLEL dalaletten |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler | evelem: -miydi? | teku: değil- | te'tīkum: size geliyor | rusulukum: elçileriniz | bil-beyyināti: açık kanıtlarla | ḳālū: dediler | belā: evet (gelirlerdi) | ḳālū: dediler | fed'ǔ: öyle ise yalvar(ıp dur)un | vemā: fakat değildir | duǎā'u: yalvarması | l-kāfirīne: kafirlerin | illā: başkası | : | Delālin: dalaletten |
Kırık Meal (Transcript) : |GELVE: dediler | ÊVLM: -miydi? | TK: değil- | TÊTYKM: size geliyor | RSLKM: elçileriniz | BELBYNET: açık kanıtlarla | GELVE: dediler | BL: evet (gelirlerdi) | GELVE: dediler | FED̃AVE: öyle ise yalvar(ıp dur)un | VME: fakat değildir | D̃AEÙ: yalvarması | ELKEFRYN: kafirlerin | ÎLE: başkası | FY: | ŽLEL: dalaletten |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar da, peygamberleriniz, apaçık delillerle gelmedi miydi size diyecekler; onlar, evet diyecekler, bekçiler, öyleyse diyecekler, siz yalvarın ve kâfirlerin duâsıysa ancak boşa gider.
Adem Uğur : (Bekçiler:) Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.
Ahmed Hulusi : (Bekçiler) dediler ki: "Rasûlleriniz size apaçık deliller olarak gelmedi mi?". . . Dediler ki: "Evet". . . (Bekçiler) dediler ki: "O hâlde kendiniz dua edin!". . . Hakikat bilgisini inkâr edenlerin duası da asılsız yönelişten başka bir şey değildir.
Ahmet Tekin : Bekçiler: 'Size, peygamberleriniz, açık açık delillerle gelmediler mi?' derler. Onlar da: 'Elbette deliller getirdiler' derler. Bekçiler: 'O halde, kendiniz yalvarın' derler. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlerin yalvarması boşunadır, icabet edilmez.
Ahmet Varol : Onlar: 'Elçileriniz size apaçık delillerle gelmiyorlar mıydı?' derler. 'Evet (geliyorlardı)' derler. (Bunun üzerine) onlar: 'Öyleyse siz dua edin' derler. Ancak inkârcıların duaları hep boşunadır.
Ali Bulaç : (Bekçiler:) "Size kendi Resulleriniz açık belgelerle gelmez miydi?" dediler. Onlar: "Evet" dediler. (Bekçiler:) "Şu halde siz dua edin" dediler. Oysa kafirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir.
Ali Fikri Yavuz : (Cehennem bekçileri ateşteki kâfirlere) şöyle derler: “- Size peygamberleriniz mucizelerle gelmedi miydi?” Onlar: “-Evet” derler. (Bekçiler, onlarla alay etmek kasdi ile şöyle) derler “- O halde kendiniz (Allah’a) yalvarın.” Kâfirlerin yalvarıb yakarması ise hep boşunadır.
Bekir Sadak : Bekciler: «Size, belgelerle peygamberleriniz gelmis miydi?» derler. Onlar da: «Evet, gelmisti» derler. Bekciler: «O halde kendiniz yalvarin» derler. Inkarcilarin yalvarisi suphesiz bosunadir. *
Celal Yıldırım : Bekçiler, «size peygamberleriniz açık belgeler ve mu'cizelerle gelmediler mi ?» derler. Onlar, «evet geldiler,» diye cevap verirler. (Bunun üzerine bekçiler onlara:) «Öyle ise kendiniz duâ edin,» derler. Kâfirlerin duası elbette boş ve neticesizdir.
Diyanet İşleri : (Cehennem bekçileri) derler ki: “Size peygamberleriniz açık mucizeler getirmemiş miydi?” Onlar, “Evet, getirmişti” derler. (Bekçiler), “Öyleyse kendiniz yalvarın” derler. Şüphesiz kâfirlerin duası boşunadır.
Diyanet İşleri (eski) : Bekçiler: 'Size, belgelerle peygamberleriniz gelmiş miydi?' derler. Onlar da: 'Evet, gelmişti' derler. Bekçiler: 'O halde kendiniz yalvarın' derler. İnkarcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.
Diyanet Vakfi : (Bekçiler:) Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.
Edip Yüksel : Onlar da derler ki, 'Elçileriniz size apaçık delillerle gelmemiş miydi?' 'Evet' derler. Bunun üzerine onlar, 'Öyleyse kendiniz yalvarın. Ne var ki inkarcıların yalvarması sonuç vermez.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bekçiler de: «Size peygamberleriniz mucizelerle gelmiyorlar mıydı?» diye sorarlar. Onlar: «Evet» derler. Bekçiler: «Öyle ise kendiniz dua edin» derler. Kâfirlerin duası ise hep çıkmazdadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bekçiler: «Ya size peygamberleriniz mucizelerle gelmiyorlar mıydı ki?» derler. Onlar: « Evet.» derler. Bekçiler: «Öyle ise kendiniz dua edin.» derler. Kafirlerin duası ise hep çıkmazdadır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya size, derler: beyyinelerle Resulleriniz geliyor değilmi idi ki? Evet, derler, öyle ise kendiniz duâ edin derler, kâfirlerin duâsı ise hep çıkmazdadır
Fizilal-il Kuran : Bekçiler dediler ki: «Peygamberleriniz size açık kanıtlar getirmezler miydi?» «Evet getirirlerdi» dediler. Bekçiler: «Öyleyse yalvarıp durun. Nankörlerin yalvarması hep çıkmazdadır» dediler.
Gültekin Onan : (Bekçiler:) "Size kendi Resulleriniz açık belgelerle gelmez miydi?" dediler. Onlar: "Evet" dediler. (Bekçiler:) "Şu halde siz dua edin" dediler. Oysa kafirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir.
Hakkı Yılmaz : "Bekçiler: “Size elçileriniz açık kanıtları getirmediler miydi?” diye sorarlar. Onlar: “Evet, getirmişlerdi” derler. Bekçiler: “Öyle ise kendiniz yakarın” derler. Kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlerin yakarması sadece şaşkınlıktadır/ boşa çıkmıştır. "
Hasan Basri Çantay : (Bekçiler şöyle) söylediler (söylerler): «Size peygamberleriniz açık açık bürhanlar (mu'cizeler) getirmedi miydi»? (Öbürleri) «Evet (getirdi) dediler (derler). (Bekçiler de) «O halde (kendiniz) yalvarın!» dediler (derler). Halbuki kâfirlerin düâsı hedef olmakdan başka (bir değeri haaiz) değildir.
Hayrat Neşriyat : (Cehennemin bekçileri:) 'Size peygamberleriniz mu'cizeler getirmiyorlar mıydı?' derler. Onlar: 'Evet (getiriyorlardı)!' derler. (Bunun üzerine bekçiler:) 'Öyle ise (kendiniz)duâ edin!' derler. Hâlbuki kâfirlerin duâsı, ancak boşuna (yorulmak)tır.
İbni Kesir : Onlar da derler ki: Size peygamberleriniz burhanlarla gelmemişler miydi? Evet, derler. Öyleyse kendiniz yalvarın, derler. Kafirlerin yalvarışı şüphesiz boşunadır.
İskender Evrenosoğlu : (Cehennem bekçileri) dediler ki: "Resûlleriniz, size beyyineler ile gelmediler mi?" "Evet." dediler. (Bekçiler): "Öyleyse siz dua edin (siz yalvarın) dediler." Kâfirlerin duası, sadece dalâlettir (dalâletin içindedir).
Muhammed Esed : (Cehennemin bekçileri): "Elçileriniz size hakikatin bütün kanıtlarını getirmiş değiller miydi?" diye soracaklar. O (ateşdeki)ler, "Evet, öyleydi!" diyecekler. (Ve cehennemin bekçileri,) "Madem öyle yalvarıp durun!" diye cevap verecekler; çünkü inkar edenlerin yalvarması, avunmadan başka bir anlam taşımaz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Derler ki: «Size peygamberleriniz, açık açık mucizeler ile gelivermekte değil mi idiler?» Derler ki: «Evet...» (Bekçiler de) Derler ki: «O halde siz yalvarınız. Kâfirlerin duaları ise beyhûde yere olmaktan başka değildir.»
Ömer Öngüt : Bekçiler: "Size peygamberleriniz açık açık delillerle (mucizelerle) gelmemiş miydi?" derler. Onlar da: "Evet gelmişti. " derler. Bekçiler: "O halde kendiniz yalvarın. " derler. İnkârcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.
Şaban Piriş : Onlar da: -Size, apaçık belgelerle peygamberleriniz gelmedi mi? derler. -Evet, derler. Bekçiler de: -O halde kendiniz dua edin. Ama kafirlerin duası boşunadır, derler.
Suat Yıldırım : Onlar: "Peygamberleriniz size açık açık delillerle gelmediler mi?" deyince: "Evet!" diye cevap verirler. Bu defa onlar: "O halde siz kendiniz yalvaracaksanız yalvarın (biz sizin durumunuzdaki kimseler için dua etmeyiz.)" derler. Kâfirlerin duaları ise neticesiz kalır.
Süleyman Ateş : (Bekçiler) Dediler: "Elçileriniz size açık kanıtlar getirmezler miydi?" "Evet (getirirlerdi) dediler. (Bekçiler:) "Öyle ise yalvar(ıp dur)un. Nankörlerin yalvarması hep çıkmazdadır." dediler.
Tefhim-ul Kuran : (Bekçiler:) «Size kendi peygamberleriniz apaçık belgelerle gelmez miydi?» dediler. Onlar: «Evet» dediler. (Bekçiler:) «Şu halde siz dua edin» dediler. Oysa kâfirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir.
Ümit Şimşek : Cehennem bekçileri derler ki: 'Peygamberleriniz size apaçık deliller getirmedi mi?' Onlar 'Evet' derler. Bekçiler ise 'Öyleyse kendiniz dua edin,' derler. 'Ama kâfirlerin duası boşunadır.'
Yaşar Nuri Öztürk : Bekçiler derler ki: "Resulleriniz size açık seçik mesajlar getirmezler miydi?" Derler ki: "Elbette getirirlerdi!" Bekçiler: "O halde yalvarın durun; inkârcıların yakarışları çıkmazda kalıp gitmiştir." diye cevap verirler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}