» 7 / A’râf  130:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

 » 7 / A’râf  Suresi: 130
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَقَدْ (VLGD̃) = veleḳad : ve andolsun
2. أَخَذْنَا (ÊḢZ̃NE) = eḣaƶnā : biz tuttuk
3. الَ ( ËL) = āle : ailesini
4. فِرْعَوْنَ (FRAVN) = fir'ǎvne : Fir'avn
5. بِالسِّنِينَ (BELSNYN) = bis-sinīne : yıllarca
6. وَنَقْصٍ (VNGṦ) = ve neḳSin : ve darlığıyla
7. مِنَ (MN) = mine :
8. الثَّمَرَاتِ (ELS̃MRET) = ṧ-ṧemerāti : ürünlerin
9. لَعَلَّهُمْ (LALHM) = leǎllehum : belki (diye)
10. يَذَّكَّرُونَ (YZ̃KRVN) = yeƶƶekkerūne : öğüt alırlar
ve andolsun | biz tuttuk | ailesini | Fir'avn | yıllarca | ve darlığıyla | | ürünlerin | belki (diye) | öğüt alırlar |

[] [EḢZ̃] [EVL] [] [SNV] [NGṦ] [] [S̃MR] [] [Z̃KR]
VLGD̃ ÊḢZ̃NE ËL FRAVN BELSNYN VNGṦ MN ELS̃MRET LALHM YZ̃KRVN

veleḳad eḣaƶnā āle fir'ǎvne bis-sinīne ve neḳSin mine ṧ-ṧemerāti leǎllehum yeƶƶekkerūne
ولقد أخذنا آل فرعون بالسنين ونقص من الثمرات لعلهم يذكرون

 » 7 / A’râf  Suresi: 130
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | VLGD̃ veleḳad ve andolsun And certainly,
أخذنا ا خ ذ | EḢZ̃ ÊḢZ̃NE eḣaƶnā biz tuttuk We seized
آل ا و ل | EVL ËL āle ailesini (the) people
فرعون | FRAVN fir'ǎvne Fir'avn (of) Firaun
بالسنين س ن و | SNV BELSNYN bis-sinīne yıllarca with years (of famine)
ونقص ن ق ص | NGṦ VNGṦ ve neḳSin ve darlığıyla and a deficit
من | MN mine of
الثمرات ث م ر | S̃MR ELS̃MRET ṧ-ṧemerāti ürünlerin [the] fruits,
لعلهم | LALHM leǎllehum belki (diye) so that they may
يذكرون ذ ك ر | Z̃KR YZ̃KRVN yeƶƶekkerūne öğüt alırlar receive admonition.

7:130 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve andolsun | biz tuttuk | ailesini | Fir'avn | yıllarca | ve darlığıyla | | ürünlerin | belki (diye) | öğüt alırlar |

[] [EḢZ̃] [EVL] [] [SNV] [NGṦ] [] [S̃MR] [] [Z̃KR]
VLGD̃ ÊḢZ̃NE ËL FRAVN BELSNYN VNGṦ MN ELS̃MRET LALHM YZ̃KRVN

veleḳad eḣaƶnā āle fir'ǎvne bis-sinīne ve neḳSin mine ṧ-ṧemerāti leǎllehum yeƶƶekkerūne
ولقد أخذنا آل فرعون بالسنين ونقص من الثمرات لعلهم يذكرون

[] [ا خ ذ ] [ا و ل] [] [س ن و] [ن ق ص] [] [ث م ر] [] [ذ ك ر]

 » 7 / A’râf  Suresi: 130
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | VLGD̃ veleḳad ve andolsun And certainly,
Vav,Lam,Gaf,Dal,
6,30,100,4,
REM – prefixed resumption particle
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
الواو استئنافية
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
أخذنا ا خ ذ | EḢZ̃ ÊḢZ̃NE eḣaƶnā biz tuttuk We seized
,Hı,Zel,Nun,Elif,
,600,700,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
آل ا و ل | EVL ËL āle ailesini (the) people
,Lam,
,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
فرعون | FRAVN fir'ǎvne Fir'avn (of) Firaun
Fe,Re,Ayn,Vav,Nun,
80,200,70,6,50,
"PN – genitive masculine proper noun → Pharaoh"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
بالسنين س ن و | SNV BELSNYN bis-sinīne yıllarca with years (of famine)
Be,Elif,Lam,Sin,Nun,Ye,Nun,
2,1,30,60,50,10,50,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine plural noun
جار ومجرور
ونقص ن ق ص | NGṦ VNGṦ ve neḳSin ve darlığıyla and a deficit
Vav,Nun,Gaf,Sad,
6,50,100,90,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
من | MN mine of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الثمرات ث م ر | S̃MR ELS̃MRET ṧ-ṧemerāti ürünlerin [the] fruits,
Elif,Lam,Se,Mim,Re,Elif,Te,
1,30,500,40,200,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
لعلهم | LALHM leǎllehum belki (diye) so that they may
Lam,Ayn,Lam,He,Mim,
30,70,30,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
يذكرون ذ ك ر | Z̃KR YZ̃KRVN yeƶƶekkerūne öğüt alırlar receive admonition.
Ye,Zel,Kef,Re,Vav,Nun,
10,700,20,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form V) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: ve andolsun | أَخَذْنَا: biz tuttuk | الَ: ailesini | فِرْعَوْنَ: Fir'avn | بِالسِّنِينَ: yıllarca | وَنَقْصٍ: ve darlığıyla | مِنَ: | الثَّمَرَاتِ: ürünlerin | لَعَلَّهُمْ: belki (diye) | يَذَّكَّرُونَ: öğüt alırlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولقد WLGD̃ ve andolsun | أخذنا ÊḢZ̃NE biz tuttuk | آل ËL ailesini | فرعون FRAWN Fir'avn | بالسنين BELSNYN yıllarca | ونقص WNGṦ ve darlığıyla | من MN | الثمرات ELS̃MRET ürünlerin | لعلهم LALHM belki (diye) | يذكرون YZ̃KRWN öğüt alırlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: ve andolsun | eḣaƶnā: biz tuttuk | āle: ailesini | fir'ǎvne: Fir'avn | bis-sinīne: yıllarca | ve neḳSin: ve darlığıyla | mine: | ṧ-ṧemerāti: ürünlerin | leǎllehum: belki (diye) | yeƶƶekkerūne: öğüt alırlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VLGD̃: ve andolsun | ÊḢZ̃NE: biz tuttuk | ËL: ailesini | FRAVN: Fir'avn | BELSNYN: yıllarca | VNGṦ: ve darlığıyla | MN: | ELS̃MRET: ürünlerin | LALHM: belki (diye) | YZ̃KRVN: öğüt alırlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun ki biz, düşünüp ibret alsınlar diye Firavun'u ve soyunu yıllarca kuraklığa ve kıtlığa uğrattık.
Adem Uğur : Andolsun ki, biz de Firavun'a uyanları ders alsınlar diye yıllarca kuraklık ve mahsül kıtlığı ile cezalandırdık.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki Âl-i Firavun'u, belki nedenini düşünürler diye, senelerle (kuraklık) ve ürün kıtlığıyla bunalttık.
Ahmet Tekin : Andolsun, biz Firavun’un kavmini düşünüp ibret alsınlar diye senelerce kıtlık ve ürün noksanlığı içinde tutup kıvrandırdık.
Ahmet Varol : Şüphesiz biz Firavun'un ailesini belki öğüt alırlar diye kıtlık ve meyvelerden eksiltme yoluyla sıktık.
Ali Bulaç : Andolsun, biz de Firavun aile (çevre)sini belki öğüt alıp düşünürler diye yıllar yılı kuraklığa ve ürün kıtlığına uğrattık.
Ali Fikri Yavuz : And olsun ki, biz, Firavun ailesini, düşünüp ibret alsınlar diye, tuttuk senelerce mahsul kıtlığı ve kuraklıkla kıvrandırdık.
Bekir Sadak : And olsun ki, Biz de Firavun ailesini, ders alsinlar diye, yillarca kurakliga ve urun kitligina ugrattik.
Celal Yıldırım : And olsun ki Fir'avn taraftarlarını, öğüt ve ibret alsınlar diye kıtlık yılları ve ürünlerinin noksanlığıyla tutup (sıkıntıya uğrattık).
Diyanet İşleri : Andolsun biz, Firavun ailesini, öğüt alsınlar diye yıllarca süren kıtlık ve ürün eksikliği ile cezalandırdık.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki, Biz de Firavun ailesini, ders alsınlar diye, yıllarca kuraklığa ve ürün kıtlığına uğrattık.
Diyanet Vakfi : Andolsun ki, biz de Firavun'a uyanları ders alsınlar diye yıllarca kuraklık ve mahsül kıtlığı ile cezalandırdık.
Edip Yüksel : Firavun tarafını, öğüt alsınlar diye yıllarca kuraklık ve ürün kıtlığına mahkum ettik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Gerçekten biz, Firavun sülâlesini, senelerce kıtlık ve gelir noksanlığı içinde tutup kıvrandırdık ki, düşünüp ibret alsınlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Gerçekten biz, Firavun'a bağlı olanları senelerce kıtlık ve hasılat eksikliği ile kıvrandırdık, gerektir ki, düşünüp ibret alsınlar!
Elmalılı Hamdi Yazır : Filhakika ali Fir'avnı tuttuk senelerce kıtlık ve hasılât eksikliğiyle sıktık, gerekti ki düşünüb ıbret alsınlar
Fizilal-il Kuran : Andolsun ki, biz Firavunoğulları'nı ola ki, akılları başlarına gelir diye yıllarca süren kuraklığa ve ürün kıtlığına uğrattık.
Gültekin Onan : Andolsun, biz de Firavun aile (çevre)sini belki öğüt alıp düşünürler diye yıllar yılı kuraklığa ve ürün kıtlığına uğrattık.
Hakkı Yılmaz : Ve andolsun ki Biz, Firavun sülâlesini, düşünüp öğüt alsınlar diye senelerle kuraklıklarla/ senelerce kıtlık ve ürün noksanlığı ile yakaladık.
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki biz Fir'avn hanedanını, düşünüb ibret alsınlar diye, yıllarca kuraklıkla, mahsullerin kıtlığıyle tutub sıkdık.
Hayrat Neşriyat : Muhakkak ki (biz,) Fir'avun ehlini, belki ibret alırlar diye (yıllarca) kıtlıklar ve mahsûllerden bir eksiltme ile yakaladık (cezâlandırdık).
İbni Kesir : Andolsun ki; Biz, Firavun hanedanını düşünüp ibret alırlar diye yıllarca kuraklık ve mahsullerinin kıtlığıyla tutup sıktık.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun ki; firavunun ailesini yıllarca ürünlerden kıtlığa uğrattık. Böylece onlar tezekkür etsinler diye.
Muhammed Esed : Gerçekten de Firavunun halkını kuraklık ve ürün kıtlığıyla kıskıvrak yakaladık ki akıllarını başlarına toplar da ders alırlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve andolsun ki, Fir'avun'un kavmini senelerce kaht ve galaya ve meyvelerin eksikliğine giriftar ettik, düşünüp de mütenessih olsunlar diye.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz Firavun hânedânını düşünüp ibret alırlar diye yıllarca kuraklığa, mahsul kıtlığına uğrattık.
Şaban Piriş : Firavun hanedanını belki düşünürler diye kuraklık ve yıllarca ürünlerini eksiltmekle cezalandırdık.
Suat Yıldırım : Biz Firavun hanedanı düşünüp ibret alsınlar diye, senelerce onları kuraklık, kıtlık ve ürün azlığı ile cezalandırdık.
Süleyman Ateş : Andolsun biz, Fir'avn âilesini tuttuk, öğüt alsınlar diye yıllarca kıtlıkla ve ürünleri azaltmakla sıktık.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, biz de Firavun aile (çevre) sini belki öğüt alıp düşünürler diye yıllar yılı kuraklığa ve ürün kıtlığına uğrattık.
Ümit Şimşek : And olsun, Biz Firavun hanedanını, ibret alsınlar diye, yıllarca kuraklık ve kıtlığa uğrattık.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun ki biz, Firavun hanedanını yakalayıp ürün eksikliğiyle senelerce sıktık ki, düşünüp öğüt alabilsinler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}