» 7 / A’râf  190:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

 » 7 / A’râf  Suresi: 190
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَلَمَّا (FLME) = felemmā : fakat ne zaman
2. اتَاهُمَا ( ËTEHME) = ātāhumā : (Allah) verdi onlara
3. صَالِحًا (ṦELḪE) = SāliHen : iyi, güzel (bir çocuk)
4. جَعَلَا (CALE) = ceǎlā : başladılar
5. لَهُ (LH) = lehu : O'na
6. شُرَكَاءَ (ŞRKEÙ) = şurakā'e : ortaklar koşmağa
7. فِيمَا (FYME) = fīmā : şeyde
8. اتَاهُمَا ( ËTEHME) = ātāhumā : kendilerine verdiği
9. فَتَعَالَى (FTAEL) = feteǎālā : oysa yücedir
10. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
11. عَمَّا (AME) = ǎmmā : şeylerden
12. يُشْرِكُونَ (YŞRKVN) = yuşrikūne : onların ortak koştukları
fakat ne zaman | (Allah) verdi onlara | iyi, güzel (bir çocuk) | başladılar | O'na | ortaklar koşmağa | şeyde | kendilerine verdiği | oysa yücedir | Allah | şeylerden | onların ortak koştukları |

[] [ETY] [ṦLḪ] [CAL] [] [ŞRK] [] [ETY] [ALV] [] [] [ŞRK]
FLME ËTEHME ṦELḪE CALE LH ŞRKEÙ FYME ËTEHME FTAEL ELLH AME YŞRKVN

felemmā ātāhumā SāliHen ceǎlā lehu şurakā'e fīmā ātāhumā feteǎālā llahu ǎmmā yuşrikūne
فلما آتاهما صالحا جعلا له شركاء فيما آتاهما فتعالى الله عما يشركون

 » 7 / A’râf  Suresi: 190
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā fakat ne zaman But when
آتاهما ا ت ي | ETY ËTEHME ātāhumā (Allah) verdi onlara He gives them
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen iyi, güzel (bir çocuk) a good, (child)
جعلا ج ع ل | CAL CALE ceǎlā başladılar they make
له | LH lehu O'na for Him
شركاء ش ر ك | ŞRK ŞRKEÙ şurakā'e ortaklar koşmağa partners
فيما | FYME fīmā şeyde in what
آتاهما ا ت ي | ETY ËTEHME ātāhumā kendilerine verdiği He has given them.
فتعالى ع ل و | ALV FTAEL feteǎālā oysa yücedir But exalted
الله | ELLH llahu Allah (is) Allah
عما | AME ǎmmā şeylerden above what
يشركون ش ر ك | ŞRK YŞRKVN yuşrikūne onların ortak koştukları they associate (with Him).

7:190 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

fakat ne zaman | (Allah) verdi onlara | iyi, güzel (bir çocuk) | başladılar | O'na | ortaklar koşmağa | şeyde | kendilerine verdiği | oysa yücedir | Allah | şeylerden | onların ortak koştukları |

[] [ETY] [ṦLḪ] [CAL] [] [ŞRK] [] [ETY] [ALV] [] [] [ŞRK]
FLME ËTEHME ṦELḪE CALE LH ŞRKEÙ FYME ËTEHME FTAEL ELLH AME YŞRKVN

felemmā ātāhumā SāliHen ceǎlā lehu şurakā'e fīmā ātāhumā feteǎālā llahu ǎmmā yuşrikūne
فلما آتاهما صالحا جعلا له شركاء فيما آتاهما فتعالى الله عما يشركون

[] [ا ت ي] [ص ل ح] [ج ع ل] [] [ش ر ك] [] [ا ت ي] [ع ل و] [] [] [ش ر ك]

 » 7 / A’râf  Suresi: 190
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā fakat ne zaman But when
Fe,Lam,Mim,Elif,
80,30,40,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
T – time adverb
الفاء عاطفة
ظرف زمان
آتاهما ا ت ي | ETY ËTEHME ātāhumā (Allah) verdi onlara He gives them
,Te,Elif,He,Mim,Elif,
,400,1,5,40,1,
V – 1st person singular (form IV) imperfect verb
PRON – 3rd person dual object pronoun
فعل مضارع والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen iyi, güzel (bir çocuk) a good, (child)
Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,
90,1,30,8,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
جعلا ج ع ل | CAL CALE ceǎlā başladılar they make
Cim,Ayn,Lam,Elif,
3,70,30,1,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
له | LH lehu O'na for Him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
شركاء ش ر ك | ŞRK ŞRKEÙ şurakā'e ortaklar koşmağa partners
Şın,Re,Kef,Elif,,
300,200,20,1,,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
فيما | FYME fīmā şeyde in what
Fe,Ye,Mim,Elif,
80,10,40,1,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
آتاهما ا ت ي | ETY ËTEHME ātāhumā kendilerine verdiği He has given them.
,Te,Elif,He,Mim,Elif,
,400,1,5,40,1,
V – 1st person singular (form IV) imperfect verb
PRON – 3rd person dual object pronoun
فعل مضارع والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فتعالى ع ل و | ALV FTAEL feteǎālā oysa yücedir But exalted
Fe,Te,Ayn,Elif,Lam,,
80,400,70,1,30,,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah (is) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
عما | AME ǎmmā şeylerden above what
Ayn,Mim,Elif,
70,40,1,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
يشركون ش ر ك | ŞRK YŞRKVN yuşrikūne onların ortak koştukları they associate (with Him).
Ye,Şın,Re,Kef,Vav,Nun,
10,300,200,20,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَلَمَّا: fakat ne zaman | اتَاهُمَا: (Allah) verdi onlara | صَالِحًا: iyi, güzel (bir çocuk) | جَعَلَا: başladılar | لَهُ: O'na | شُرَكَاءَ: ortaklar koşmağa | فِيمَا: şeyde | اتَاهُمَا: kendilerine verdiği | فَتَعَالَى: oysa yücedir | اللَّهُ: Allah | عَمَّا: şeylerden | يُشْرِكُونَ: onların ortak koştukları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلما FLME fakat ne zaman | آتاهما ËTEHME (Allah) verdi onlara | صالحا ṦELḪE iyi, güzel (bir çocuk) | جعلا CALE başladılar | له LH O'na | شركاء ŞRKEÙ ortaklar koşmağa | فيما FYME şeyde | آتاهما ËTEHME kendilerine verdiği | فتعالى FTAEL oysa yücedir | الله ELLH Allah | عما AME şeylerden | يشركون YŞRKWN onların ortak koştukları |
Kırık Meal (Okunuş) : |felemmā: fakat ne zaman | ātāhumā: (Allah) verdi onlara | SāliHen: iyi, güzel (bir çocuk) | ceǎlā: başladılar | lehu: O'na | şurakā'e: ortaklar koşmağa | fīmā: şeyde | ātāhumā: kendilerine verdiği | feteǎālā: oysa yücedir | llahu: Allah | ǎmmā: şeylerden | yuşrikūne: onların ortak koştukları |
Kırık Meal (Transcript) : |FLME: fakat ne zaman | ËTEHME: (Allah) verdi onlara | ṦELḪE: iyi, güzel (bir çocuk) | CALE: başladılar | LH: O'na | ŞRKEÙ: ortaklar koşmağa | FYME: şeyde | ËTEHME: kendilerine verdiği | FTAEL: oysa yücedir | ELLH: Allah | AME: şeylerden | YŞRKVN: onların ortak koştukları |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlara âzâsı tam ve düzgün bir evlât verince de o yüzden şirk koştular. Oysa onların şirk koştuklarından tamamıyla münezzehtir.
Adem Uğur : Fakat (Allah) onlara kusursuz bir çocuk verince, kendilerine verdiği bu çocuk hakkında (sonradan insanlar) Allah'a ortak koştular. Allah ise onların ortak koştuğu şeyden yücedir.
Ahmed Hulusi : Onlara bir sâlih (evlat) verince, onlara verdiğine bağlı olarak Allâh'a ortaklar oluşturdular. . . Allâh onların ortak koştuklarından Yüce'dir.
Ahmet Tekin : Allah kendilerine, sağlıklı, güzel, sâlih bir evlat verince, ikisi birden, verdiği evlât ile, içinde bulundukları nimetler ve imkânlarla ilgili, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında O’na ortaklar icadetmeye mi başlıyorlar? Allah, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Âdemoğulları’nın ortak koşmaya devam ettikleri şeylerden yüce ve uludur.
Ahmet Varol : (Allah) onlara sağlıklı bir çocuk verince de, kendilerine verdiği şeyde O'na ortak koşmaya başladılar. Allah onların ortak koştuklarından yücedir. [17]
Ali Bulaç : Ama O, onlara (Adem'in çocukları erkek ve kadınlara) salih (bir çocuk) verince, kendilerine verdiği şey konusunda O'na ortaklar kılmaya başladılar. Allah, onların şirk koştuklarından yücedir.
Ali Fikri Yavuz : Fakat (Allah) onlara, her şeyi tam bir çocuk verince, tuttular çocuğun ismi üzerinde sonradan insanlar Allah’a bir takım ortaklar koşmağa başladılar. (Abdullah ismini verecek yerde, şeytanın kandırmasıyla Abdu’l Hâris ismini verdiler; yahud Âdem Aleyhisselâmın soyundan gelen çiftler, evlâdlarına Abdu’l-uzza, Abdu’l-menat ve Abdu’ş-Şems isimlerini vererek onları taptıkları putlara nisbet etmekle şirke vardılar.) Allah, onların koştukları şirkten münezzehtir.
Bekir Sadak : Allah onlara kusursuz bir cocuk verince, kendilerine verdigi sey hakkinda Allah'a ortaklar kostular. Allah, onlarin ortak kostuklari seylerden yucedir.
Celal Yıldırım : Ne vakit ki, Rabları onlara (dileklerine karşılık) düzenli uygun bir çocuk verdi; kendilerine verdiği bu nîmet hakkında (ölçüyü kaçırıp) Allah'a (bilmeden gizli ve örtülü anlamda) ortaklar koşmaya yöneldiler. Allah ise onların koşageldikleri ortaklıktan çok yücedir.
Diyanet İşleri : Fakat Allah onlara iyi ve sağlıklı bir çocuk verince de, Allah’ın kendilerine verdiği çocuk konusunda O’na ortaklar koşarlar. Allah, onların ortak koştukları şeylerden yücedir.
Diyanet İşleri (eski) : Allah onlara kusursuz bir çocuk verince, kendilerine verdiği şey hakkında Allah'a ortaklar koştular. Allah, onların ortak koştukları şeylerden yücedir.
Diyanet Vakfi : Fakat (Allah) onlara kusursuz bir çocuk verince, kendilerine verdiği bu çocuk hakkında (sonradan insanlar) Allah'a ortak koştular. Allah ise onların ortak koştuğu şeyden yücedir.
Edip Yüksel : Onlara kusursuz bir çocuk verince, O'nun kendilerine verdiği bu hediyeyle ilgili olarak O'na ortaklar koşmaya başladılar. ALLAH onların ortak koştukları her şeyden çok yücedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Fakat Allah, kendilerine salih bir evlat verince, her ikisi de tuttular verdiği evlatlar üzerine ona ortak koşmaya başladılar. Allah, onların koştukları şirkten münezzehtir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Fakat Allah kendilerine yaraşıklı bir çocuk verince, tuttular O'na kendilerine vergisi üzerine bir takım ortaklar koşmaya başladılar. Allah ise onların koştukları şirkten yücedir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Fakat Allah kendilerine yaraşıklı bir çocuk verince erkeği dişisi tuttular ona vergisi üzerinde bir takım şerikler koşmağa başladılar, Allah ise onların koştukları şirkten müteali
Fizilal-il Kuran : Fakat Allah onlara sağlıklı bir çocuk verince, kendilerine Allah tarafından verilen bu çocuk üzerinde Allah'a ortak koştular. Oysa Allah onların koştuğu ortaklardan münezzehtir.
Gültekin Onan : Ama O, onlara salih (bir çocuk) verince, kendilerine verdiği şey konusunda O'na ortaklar koşmaya başladılar. Tanrı onların ortak koştuklarından yücedir.
Hakkı Yılmaz : Ne zaman ki o ikisine sağlıklı bir çocuk verdi, o ikisine verdiği şey hakkında O'nun için ortaklar edindiler. Onların ortak koştuğu şeylerden Allah arınıktır, yücedir.
Hasan Basri Çantay : Fakat (Allah) onlara düzgün (bir çocuk) verince kendilerine verdiği bu (çocuk) hakkında ona eşler tutmıya başladılar. Onlar neyi eş tutuyorlarsa Allah onlardan (münezzehdir) yücedir.
Hayrat Neşriyat : Fakat (onların neslinden öyle insanlar da var ki, Allah) onlara kusursuz bir çocuk verince, kendilerine verdiği (bu çocuk) hakkında O’na (Allah’a) birtakım ortaklar koşmağa başladılar. Hâlbuki Allah, onların ortak koşmakta oldukları şeylerden pek yücedir.
İbni Kesir : Allah onlara salih bir çocuk verince; kendilerine verdiği şey hakkında Allah'a ortaklar koştular. Allah, onların ortak koştukları şeyden münezzeh tir.
İskender Evrenosoğlu : O ikisine salih bir (evlât) verdiğimiz zaman o ikisine (insanlardan bir çifte) verdiği şeylerle (hakkında) ona ortaklar kıldılar. Oysa Allahû Tealâ onların şirk koştuklarından yücedir (Âlî'dir).
Muhammed Esed : Ama ne zaman ki O, kendilerine kusursuz bir (çocuk) bahşeder, hemen tutup Onun bahşettiği şeyin dünyaya gelmesinde Ondan başla güçlere de bir paye yakıştırmaya kalkarlar! Oysa, Allah, uluhiyetinde Ona ortak koştukları her şeyden, herkesten çok yücedir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki onlara sâlih evlat verdi. Bunlar kendilerine verdiği şeyde O'na (O Hâlık-i Kerîm'e) şerikler koşmaya başladılar. Allah Teâlâ ise bunların şerik koştukları şeylerden müteâlidir.
Ömer Öngüt : Fakat Allah onlara sâlih bir evlât verince, kendilerine verdiği bu nimet hakkında Allah'a ortak koştular. Oysa Allah, onların şirk koşmalarından çok yücedir.
Şaban Piriş : Onlara sağlam bir çocuk verince, kendilerine verdiği şey hakkında Allah’a ortaklar tutarlar. Allah, onların ortak koştuklarından yücedir!
Suat Yıldırım : Fakat Allah kendilerine kusursuz bir çocuk verince, annesi de babası da ölçüyü kaçırıp verdiği çocuk sebebiyle şirke bulaştılar. Tuttular, Allah’a birtakım şerikler yakıştırdılar. Halbuki Allah onların yakıştırdıkları her türlü ortaktan münezzehtir.
Süleyman Ateş : Fakat (Allâh) onlara iyi, güzel bir çocuk verince, kendilerine verdiği şeyde Allah'a ortaklar koşmağa başladılar. Allâh ise onların ortak koştukları şeylerden yücedir.
Tefhim-ul Kuran : Ama O, onlara (Adem'in çocukları erkek ve kadınlara) salih (bir çocuk) verince, kendilerine verdiği şey konusunda ona ortaklar kılmaya başladılar. Allah, onların şirk koşmakta olduklarından yücedir.
Ümit Şimşek : Allah onlara eli yüzü düzgün bir çocuk verdiğinde ise, Onun verdiği şeyde Allah'a ortaklar koştular. Oysa Allah onların ortak koştuğu şeylerden yücedir.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah onlara ruhta, bedende güzel bir çocuk verince, kendilerine verdiği nimete ikisi birden Allah'a ortak koşmaya başladılar. Allah onların ortak koştuğu şeylerden arınmıştır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}