Kırık Meal (Transcript) Meali |
|
|ELMṦ: Elif Lâm Mîm Sâd | (7:1) | |
|KTEB: bir Kitaptır | ÊNZL: indirilen | ÎLYK: sana | FLE: | YKN: olmasın | FY: | ṦD̃RK: göğsünde | ḪRC: bir sıkıntı | MNH: onunla | LTNZ̃R: uyarman | BH: hususunda | VZ̃KR: ve öğüt (vermen) | LLMÙMNYN: inananlara | (7:2) | |
|ETBAVE: uyun | ME: şeye | ÊNZL: indirilen | ÎLYKM: size | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | VLE: | TTBAVE: ve uymayın | MN: | D̃VNH: O'ndan başka | ÊVLYEÙ: velilere | GLYLE: ne kadar da az | ME: | TZ̃KRVN: öğüt alıyorsunuz | (7:3) | |
|VKM: ve nice | MN: | GRYT: kent(ler)i | ÊHLKNEHE: helak ettik | FCEÙHE: onlara geliverdi | BÊSNE: azabımız | BYETE: gece yatarlarken | ÊV: yahut | HM: onlar | GEÙLVN: gündüz uyurlarken | (7:4) | |
|FME: kalmadı | KEN: | D̃AVEHM: yalvarıları | ÎZ̃: zaman | CEÙHM: onlara geldiği | BÊSNE: azabımız | ÎLE: başka | ÊN: | GELVE: demelerinden | ÎNE: biz gerçekten | KNE: | ƵELMYN: zalimlermişiz | (7:5) | |
|FLNSÊLN: soracağız | ELZ̃YN: olanlara | ÊRSL: elçi gönderilmiş | ÎLYHM: kendilerine | VLNSÊLN: ve soracağız | ELMRSLYN: gönderilen elçilere | (7:6) | |
|FLNGṦN: ve elbette anlatacağız | ALYHM: onlara | BALM: bilgi ile | VME: zira | KNE: değiliz biz | ĞEÙBYN: onlardan uzak | (7:7) | |
|VELVZN: ve tartı | YVMÙZ̃: o gün | ELḪG: tam doğrudur | FMN: kimin | S̃GLT: ağır gelirse | MVEZYNH: tartıları | FÊVLÙK: işte | HM: onlar | ELMFLḪVN: kurtulanlardır | (7:8) | |
|VMN: kimin | ḢFT: hafif gelirse | MVEZYNH: tartıları | FÊVLÙK: işte onlar da | ELZ̃YN: kimselerdir | ḢSRVE: ziyana sokan(lardır) | ÊNFSHM: kendilerini | BME: ötürü | KENVE: | B ËYETNE: ayetlerimize | YƵLMVN: haksızlık etmelerinden | (7:9) | |
|VLGD̃: ve doğrusu | MKNEKM: biz sizi yerleştirdik | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | VCALNE: ve verdik | LKM: size | FYHE: orada | MAEYŞ: geçimlikler | GLYLE: ne kadar da az | ME: | TŞKRVN: şükrediyorsunuz | (7:10) | |
|VLGD̃: ve andolsun | ḢLGNEKM: sizi yarattık | S̃M: sonra | ṦVRNEKM: size biçim verdik | S̃M: sonra da | GLNE: dedik | LLMLEÙKT: meleklere | ESCD̃VE: secde edin | L ËD̃M: Adem'e | FSCD̃VE: hepsi secde ettiler | ÎLE: hariç | ÎBLYS: İblis | LM: | YKN: o olmadı | MN: | ELSECD̃YN: secde edenlerden | (7:11) | |
|GEL: dedi | ME: nedir? | MNAK: seni alıkoyan | ÊLE: | TSCD̃: secde etmekten | ÎZ̃: zaman | ÊMRTK: sana emrettiğim | GEL: dedi | ÊNE: ben | ḢYR: hayırlıyım | MNH: ondan | ḢLGTNY: beni yarattın | MN: | NER: ateşten | VḢLGTH: onu ise yarattın | MN: | ŦYN: çamurdan | (7:12) | |
|GEL: dedi | FEHBŦ: öyle ise in | MNHE: oradan | FME: değildir | YKVN: (haddin) | LK: senin | ÊN: | TTKBR: büyüklük taslamak | FYHE: orada | FEḢRC: çık | ÎNK: çünkü sen | MN: | ELṦEĞRYN: aşağılıklardansın | (7:13) | |
|GEL: dedi | ÊNƵRNY: bana süre ver | ÎL: kadar | YVM: güne | YBAS̃VN: tekrar dirilecekleri | (7:14) | |
|GEL: dedi ki | ÎNK: haydi sen | MN: | ELMNƵRYN: süre verilmişlerdensin | (7:15) | |
|GEL: dedi ki | FBME: karşılık | ÊĞVYTNY: beni azdırmana | LÊGAD̃N: ben de oturacağım | LHM: onlar(ı saptırmak) için | ṦREŦK: senin yolunun üstüne | ELMSTGYM: doğru | (7:16) | |
|S̃M: sonra | L ËTYNHM: onlara sokulacağım | MN: | BYN: | ÊYD̃YHM: önlerinden | VMN: ce | ḢLFHM: arkalarından | VAN: ve | ÊYMENHM: sağlarından | VAN: ve | ŞMEÙLHM: sollarından | VLE: ve | TCD̃: bulmayacaksın | ÊKS̃RHM: çoklarını | ŞEKRYN: şükredenlerden | (7:17) | |
|GEL: buyurdu | EḢRC: haydi çık | MNHE: oradan | MZ̃ÙVME: yerilmiş olarak | MD̃ḪVRE: ve kovulmuş olarak | LMN: andolsun kim | TBAK: sana uyarsa | MNHM: onlardan | LÊMLÊN: dolduracağım | CHNM: cehennemi | MNKM: sizin | ÊCMAYN: hepinizle | (7:18) | |
|VYE: ve EY/HEY/AH | ËD̃M: Adem | ESKN: durun | ÊNT: sen | VZVCK: ve eşin | ELCNT: cennette | FKLE: yeyin | MN: | ḪYS̃: yerden | ŞÙTME: dilediğiniz | VLE: fakat | TGRBE: yaklaşmayın | HZ̃H: şu | ELŞCRT: ağaca | FTKVNE: yoksa olursunuz | MN: -den | ELƵELMYN: zalimler- | (7:19) | |
|FVSVS: derken fısıldadı | LHME: onlara | ELŞYŦEN: şeytan | LYBD̃Y: göstermek için | LHME: kendilerine | ME: olan | VVRY: ve gizli, örtülü | ANHME: onların | MN: -nden | SV ËTHME: çirkin yerleri- | VGEL: dedi | ME: | NHEKME: sizi men'etti | RBKME: Rabbiniz | AN: (-tan) | HZ̃H: şu | ELŞCRT: ağaç(tan) | ÎLE: sırf | ÊN: diye | TKVNE: olursunuz | MLKYN: ikiniz de birer melek | ÊV: ya da | TKVNE: olursunuz (diye) | MN: -dan | ELḢELD̃YN: ebedi kalıcılar- | (7:20) | |
|VGESMHME: ve onlara yemin etti | ÎNY: elbette ben | LKME: size | LMN: diye | ELNEṦḪYN: öğüt verenlerdenim | (7:21) | |
|FD̃LEHME: onları aşağı sarkıttı | BĞRVR: aldatarak | FLME: ne zaman ki | Z̃EGE: tadınca | ELŞCRT: ağac(ın meyvasın)ı | BD̃T: göründü | LHME: kendilerine | SV ËTHME: çirkin yerleri | VŦFGE: ve başladılar | YḢṦFEN: üst üste yamayıp örtmeğe | ALYHME: üzerlerine | MN: -ndan | VRG: yaprakları- | ELCNT: cennet | VNED̃EHME: ve onlara seslendi | RBHME: Rableri | ÊLM: | ÊNHKME: ben sizi men'etmedim mi? | AN: | TLKME: bu | ELŞCRT: ağaçtan | VÊGL: ve demedim mi? | LKME: size | ÎN: şüphesiz | ELŞYŦEN: şeytan | LKME: sizin için | AD̃V: düşmandır | MBYN: apaçık | (7:22) | |
|GELE: dediler | RBNE: Rabbimiz | ƵLMNE: biz zulmettik | ÊNFSNE: kendimize | VÎN: ve eğer | LM: | TĞFR: bağışlamazsan | LNE: bizi | VTRḪMNE: ve bize acımazsan | LNKVNN: muhakkak oluruz | MN: -dan | ELḢESRYN: ziyana uğrayanlar- | (7:23) | |
|GEL: buyurdu | EHBŦVE: inin | BAŽKM: bır kısmınız | LBAŽ: diğerinize | AD̃V: düşman olarak | VLKM: sizin içindir | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | MSTGR: yerleşme | VMTEA: ve geçinme | ÎL: kadar | ḪYN: bir süreye | (7:24) | |
|GEL: dedi | FYHE: orada | TḪYVN: yaşayacaksınız | VFYHE: ve orada | TMVTVN: öleceksiniz | VMNHE: ve yine oradan | TḢRCVN: çıkarılacaksınız | (7:25) | |
|YE: EY/HEY/AH | BNY: Çocukları | ËD̃M: Adem | GD̃: muhakkak | ÊNZLNE: indirdik | ALYKM: size | LBESE: giysi | YVERY: örtecek | SV ËTKM: çirkin yerlerinizi | VRYŞE: ve süslenecek elbise | VLBES: ve giysisi | ELTGV: takva | Z̃LK: bu | ḢYR: en iyisidir | Z̃LK: işte bu(nlar) | MN: -ndendir | ËYET: ayetleri- | ELLH: Allah'ın | LALHM: belki | YZ̃KRVN: düşünüp öğüt alırlar | (7:26) | |
|YE: EY/HEY/AH | BNY: Çocukları | ËD̃M: Adem | LE: | YFTNNKM: sizi bir belaya düşürmesin | ELŞYŦEN: şeytan | KME: gibi | ÊḢRC: çıkardığı | ÊBVYKM: ana babanızı | MN: -ten | ELCNT: cennet- | YNZA: soyarak | ANHME: onların | LBESHME: elbiselerini | LYRYHME: onlara göstermek için | SV ËTHME: çirkin yerlerini | ÎNH: muhakkak | YREKM: sizi görürler | HV: o | VGBYLH: ve kabilesi | MN: | ḪYS̃: yerden | LE: | TRVNHM: sizin onları göremeyeceğiniz | ÎNE: muhakkak | CALNE: biz yaptık | ELŞYEŦYN: şeytanları | ÊVLYEÙ: dostları | LLZ̃YN: kimselerin | LE: inanmayan(ların) | YÙMNVN: zaman | (7:27) | |
|VÎZ̃E: ve zaman | FALVE: onlar yaptıkları | FEḪŞT: bir kötülük | GELVE: dediler | VCD̃NE: bulduk | ALYHE: bu (yolda) | ËBEÙNE: babalarımızı | VELLH: Allah | ÊMRNE: bize emretti | BHE: bunu | GL: de | ÎN: muhakkak | ELLH: Allah | LE: | YÊMR: emretmez | BELFḪŞEÙ: kötülüğü | ÊTGVLVN: mi söylüyorsunuz? | AL: karşı | ELLH: Allah'a | ME: şeyleri | LE: | TALMVN: bilmediğiniz | (7:28) | |
|GL: de ki | ÊMR: emretti | RBY: Rabbim | BELGSŦ: adaleti | VÊGYMVE: ve O'na doğrultun | VCVHKM: yüzlerinizi | AND̃: | KL: her | MSCD̃: mescidde | VED̃AVH: ve O'na yalvarın | MḢLṦYN: has kılarak | LH: yalnız O'na | ELD̃YN: dini | KME: gibi | BD̃ÊKM: ilkin sizi yarattığı | TAVD̃VN: O'na döneceksiniz | (7:29) | |
|FRYGE: bir topluluğu | HD̃: doğru yola iletti | VFRYGE: ve bir topluluğa da | ḪG: hak oldu | ALYHM: üzerlerine | ELŽLELT: sapıklık | ÎNHM: çünkü onlar | ETḢZ̃VE: tuttular | ELŞYEŦYN: şeytanları | ÊVLYEÙ: dostlar | MN: | D̃VN: başka | ELLH: Allah'tan | VYḪSBVN: ve sanıyorlar | ÊNHM: kendilerinin de | MHTD̃VN: doğru yolda olduklarını | (7:30) | |
|YE: EY/HEY/AH | BNY: Çocukları | ËD̃M: Adem | ḢZ̃VE: alın | ZYNTKM: süs(lü, güzel giysiler)inizi | AND̃: | KL: her | MSCD̃: mesci(de gidişiniz)de | VKLVE: ve yeyin | VEŞRBVE: ve için | VLE: | TSRFVE: fakat israf etmeyin | ÎNH: çünkü O | LE: | YḪB: sevmez | ELMSRFYN: israf edenleri | (7:31) | |
|GL: de ki | MN: kim | ḪRM: haram etti | ZYNT: süsü | ELLH: Allah'ın | ELTY: | ÊḢRC: çıkardığı | LABED̃H: kulları için | VELŦYBET: ve güzel | MN: | ELRZG: rızıkları | GL: de ki | HY: O | LLZ̃YN: kimselerindir | ËMNVE: inanan(larındır) | FY: | ELḪYET: hayatında | ELD̃NYE: dünya | ḢELṦT: yalnız onlarındır | YVM: günü de | ELGYEMT: kıyamet | KZ̃LK: işte böyle | NFṦL: biz açıklıyoruz | EL ËYET: ayetleri | LGVM: bir topluluk için | YALMVN: bilen | (7:32) | |
|GL: de ki | ÎNME: kesinlikle | ḪRM: haram etmiştir | RBY: Rabbim | ELFVEḪŞ: fuhuşları | ME: (gerek) | ƵHR: açığını | MNHE: onun | VME: (gerek) | BŦN: kapalısını | VELÎS̃M: ve günahı | VELBĞY: ve saldırmayı | BĞYR: yere | ELḪG: haksız | VÊN: ve | TŞRKVE: ortak koşmayı | BELLH: Allah'a | ME: bir şeyi | LM: | YNZL: indirmediği | BH: hakkında | SLŦENE: hiçbir delil | VÊN: ve | TGVLVE: söylemenizi | AL: hakkında | ELLH: Allah | ME: şeyler | LE: | TALMVN: bilmediğiniz | (7:33) | |
|VLKL: ve her | ÊMT: ümmetin | ÊCL: bir süresi vardır | FÎZ̃E: ne zaman ki | CEÙ: gelince | ÊCLHM: süreleri | LE: | YSTÊḢRVN: geri kalmazlar | SEAT: bir an | VLE: ve ne de | YSTGD̃MVN: öne geçemezler | (7:34) | |
|YE: EY/HEY/AH | BNY: Çocukları | ËD̃M: Adem | ÎME: eğer | YÊTYNKM: size gelirse | RSL: elçiler | MNKM: kendi içinizden | YGṦVN: anlattıkarında | ALYKM: size | ËYETY: ayetlerimi | FMN: kimselere | ETG: korunan | VÊṦLḪ: ve uslanan | FLE: yoktur | ḢVF: korku | ALYHM: üzelerine | VLE: ve | HM: onlar | YḪZNVN: üzülmeyeceklerdir | (7:35) | |
|VELZ̃YN: kimseler | KZ̃BVE: yalanlayan | B ËYETNE: ayetlerimizi | VESTKBRVE: ve büyüklenenler | ANHE: onlara karşı | ÊVLÙK: işte onlar | ÊṦḪEB: halkıdır | ELNER: ateş | HM: onlar | FYHE: orada | ḢELD̃VN: sürekli kalacaklardır | (7:36) | |
|FMN: kim olabilir? | ÊƵLM: daha zalim | MMN: kimseden | EFTR: uyduran | AL: karşı | ELLH: Allah'a | KZ̃BE: yalan | ÊV: ya da | KZ̃B: yalanlayan | B ËYETH: O'nun ayetlerini | ÊVLÙK: onlara | YNELHM: erişir | NṦYBHM: nasipleri | MN: -tan | ELKTEB: Kitap- | ḪT: nihayet | ÎZ̃E: | CEÙTHM: gelince | RSLNE: elçilerimiz | YTVFVNHM: canlarını alırken | GELVE: diyecekler | ÊYN: hani nerede? | ME: | KNTM: olduklarınız | TD̃AVN: yalvarmış | MN: | D̃VN: başkasına | ELLH: Alah'tan | GELVE: dediler | ŽLVE: sapıp kayboldular | ANE: bizden | VŞHD̃VE: ve şahidlik ettiler | AL: aleyhlerine | ÊNFSHM: kendi | ÊNHM: kendilerinin | KENVE: olduklarına | KEFRYN: kafirler | (7:37) | |
|GEL: (Allah) dedi | ED̃ḢLVE: girin | FY: arasında | ÊMM: toplulukları | GD̃: | ḢLT: geçen | MN: | GBLKM: sizden önce | MN: | ELCN: cin | VELÎNS: ve insan | FY: içine | ELNER: ateşin | KLME: her | D̃ḢLT: girdiğinde | ÊMT: ümmet | LANT: la'net eder | ÊḢTHE: yoldaşına | ḪT: nihayet | ÎZ̃E: zaman | ED̃ERKVE: birbiri ardından | FYHE: orada | CMYAE: hepsi toplandığı | GELT: dediler ki | ÊḢREHM: sonrakiler | LÊVLEHM: öncekiler için | RBNE: Rabbimiz | HÙLEÙ: bunlar | ÊŽLVNE: bizi saptırdılar | F ËTHM: bunlara ver | AZ̃EBE: azab | ŽAFE: bir kat daha | MN: -ten | ELNER: ateş- | GEL: (Allah) dedi | LKL: hepsi için vardır | ŽAF: bir kat fazla | VLKN: ancak | LE: | TALMVN: siz bilmezsiniz | (7:38) | |
|VGELT: dediler ki | ÊVLEHM: öncekiler | LÊḢREHM: sonrakilere | FME: yoktur | KEN: | LKM: sizin | ALYNE: bize | MN: hiç | FŽL: üstünlüğünüz | FZ̃VGVE: o halde siz de tadın | ELAZ̃EB: azabı | BME: karşılık | KNTM: olduklarınıza | TKSBVN: kazanıyor | (7:39) | |
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | KZ̃BVE: yalanlayan | B ËYETNE: bizim ayetlerimizi | VESTKBRVE: ve kibirlenenler | ANHE: onlara | LE: | TFTḪ: açılmayacak | LHM: onlara | ÊBVEB: kapıları | ELSMEÙ: gök | VLE: ve | YD̃ḢLVN: onlar giremeyeceklerdir | ELCNT: cennete | ḪT: kadar | YLC: geçinceye | ELCML: deve | FY: içinden | SM: deliği | ELḢYEŦ: iğne | VKZ̃LK: ve işte böyle | NCZY: cezalandırırız | ELMCRMYN: suçluları | (7:40) | |
|LHM: onlar için vardır | MN: -den | CHNM: cehennem- | MHED̃: bir döşek | VMN: ve | FVGHM: üstlerinde de | ĞVEŞ: (ateşten) örtüler | VKZ̃LK: işte böyle | NCZY: cezalandırırız | ELƵELMYN: zalimleri | (7:41) | |
|VELZ̃YN: ve kimseler | ËMNVE: inanan | VAMLVE: ve yapanlar | ELṦELḪET: iyi işler | LE: | NKLF: yüklemeyiz | NFSE: hiç kimseye | ÎLE: başkasını | VSAHE: gücünün yettiğinden | ÊVLÙK: işte onlar | ÊṦḪEB: halkıdır | ELCNT: cennet | HM: onlar | FYHE: orada | ḢELD̃VN: ebedi kalacaklardır | (7:42) | |
|VNZANE: ve çıkarıp atmışızdır | ME: ne varsa | FY: içinde | ṦD̃VRHM: göğüsleri | MN: -den | ĞL: kin- | TCRY: akmaktadır | MN: | TḪTHM: altlarından | ELÊNHER: ırmaklar | VGELVE: ve dediler | ELḪMD̃: hamdolsun | LLH: Allah'a | ELZ̃Y: o ki | HD̃ENE: lutfedip bizi getirdi | LHZ̃E: buraya | VME: | KNE: biz | LNHTD̃Y: (doğruyu) bulamazdık | LVLE: eğer | ÊN: | HD̃ENE: bizi getirmeseydi | ELLH: Allah | LGD̃: muhakkak | CEÙT: getirmişler | RSL: elçileri | RBNE: Rabbimizin | BELḪG: gerçeği | VNVD̃VE: onlara seslenildi | ÊN: | TLKM: işte size | ELCNT: cennet | ÊVRS̃TMVHE: o size miras verildi | BME: karşılık | KNTM: | TAMLVN: yaptıklarınıza | (7:43) | |
|VNED̃: ve seslendi | ÊṦḪEB: halkı | ELCNT: cennet | ÊṦḪEB: halkına | ELNER: ateş | ÊN: ki | GD̃: muhakkak | VCD̃NE: biz bulduk | ME: şeyi | VAD̃NE: bize va'dettiğini | RBNE: Rabbimizin | ḪGE: gerçek | FHL: mu? | VCD̃TM: siz buldunuz | ME: şeyi | VAD̃: size va'dettiğini | RBKM: Rabbinizin | ḪGE: gerçek | GELVE: dediler | NAM: evet | FÊZ̃N: ve seslendi | MÙZ̃N: bir ünleyici | BYNHM: aralarından | ÊN: diye | LANT: la'neti | ELLH: Allah'ın | AL: üzerine olsun | ELƵELMYN: zalimlerin | (7:44) | |
|ELZ̃YN: onlar ki | YṦD̃VN: menedip | AN: -ndan | SBYL: yolu- | ELLH: Allah'ın | VYBĞVNHE: ve onu isterler | AVCE: eğriltmek | VHM: ve onlar | BEL ËḢRT: ahireti de | KEFRVN: inkar ederlerdi | (7:45) | |
|VBYNHME: iki taraf arasında | ḪCEB: bir perde (vardır) | VAL: ve üzerinde | ELÊAREF: A'raf | RCEL: erkekler (vardır) | YARFVN: tanıyan | KLE: hepsini | BSYMEHM: yüzlerindeki işaretleriyle | VNED̃VE: ve seslendiler | ÊṦḪEB: halkına | ELCNT: cennet | ÊN: diye | SLEM: selam olsun | ALYKM: size | LM: | YD̃ḢLVHE: cennete girmemiş | VHM: fakat onlar | YŦMAVN: beklemektedirler | (7:46) | |
|VÎZ̃E: zaman | ṦRFT: çevrildiği | ÊBṦERHM: gözleri | TLGEÙ: tarafına | ÊṦḪEB: halkı | ELNER: ateş | GELVE: dediler | RBNE: Rabbimiz | LE: | TCALNE: bizi bulundurma | MA: beraber | ELGVM: toplulukla | ELƵELMYN: zalim | (7:47) | |
|VNED̃: ve seslendiler | ÊṦḪEB: halkı | ELÊAREF: A'raf | RCELE: birtakım adamlara | YARFVNHM: tanıdıkları | BSYMEHM: yüzlerinden | GELVE: dediler ki | ME: | ÊĞN: hiçbir yarar sağlamadı | ANKM: size | CMAKM: topluluğunuzun | VME: ne de | KNTM: size | TSTKBRVN: büyüklük taslamanız | (7:48) | |
|ÊHÙLEÙ: bunlar mıydı? | ELZ̃YN: kimseler | ÊGSMTM: yemin ettiğiniz | LE: | YNELHM: onları erdirmeyecek diye | ELLH: Allah | BRḪMT: hiçbir rahmete | ED̃ḢLVE: girin | ELCNT: cennete | LE: yoktur | ḢVF: korku | ALYKM: artık size | VLE: ve değilsiniz | ÊNTM: siz | TḪZNVN: üzülecek de | (7:49) | |
|VNED̃: ve seslendiler | ÊṦḪEB: halkı | ELNER: ateş | ÊṦḪEB: halkına | ELCNT: cennet | ÊN: diye | ÊFYŽVE: biraz da akıtın | ALYNE: bizim üzerimize | MN: -dan | ELMEÙ: su(yunuz)- | ÊV: veya | MME: | RZGKM: size verdiği rızıktan | ELLH: Allah'ın | GELVE: dediler ki | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | ḪRMHME: bu ikisini haram etmiştir | AL: üzerine | ELKEFRYN: kafirler | (7:50) | |
|ELZ̃YN: onlar ki | ETḢZ̃VE: yerine koydular | D̃YNHM: dinlerini | LHVE: bir eğlence | VLABE: ve oyun | VĞRTHM: ve kendilerini aldattı | ELḪYET: hayatı | ELD̃NYE: dünya | FELYVM: bugün | NNSEHM: biz de onları unuturuz | KME: gibi | NSVE: unuttukları | LGEÙ: karşılaşacaklarını | YVMHM: günleriyle | HZ̃E: bu | VME: ve | KENVE: ettikleri | B ËYETNE: ayetlerimizi | YCḪD̃VN: bile bile inkar | (7:51) | |
|VLGD̃: gerçekten | CÙNEHM: onlara getirdik | BKTEB: bir Kitap | FṦLNEH: açıkladığımız | AL: göre | ALM: bilgiye | HD̃: yol gösterici | VRḪMT: ve rahmet olan | LGVM: bir toplum için | YÙMNVN: inanan | (7:52) | |
|HL: mı? | YNƵRVN: gözetiyorlar | ÎLE: ille | TÊVYLH: onun te'vilini | YVM: gün | YÊTY: geldiği | TÊVYLH: onun te'vili | YGVL: derler ki | ELZ̃YN: olanlar | NSVH: onu unutmuş | MN: | GBL: önceden | GD̃: doğrusu | CEÙT: getirmiş | RSL: elçileri | RBNE: Rabbimizin | BELḪG: gerçeği | FHL: var mı ki? | LNE: bizim | MN: | ŞFAEÙ: şefa'atçilerimiz | FYŞFAVE: şefa'at etsinler | LNE: bize | ÊV: yahut | NRD̃: tekrar geri döndürülür müyüz ki | FNAML: yapalım | ĞYR: başkasını | ELZ̃Y: şeylerden | KNE: | NAML: yaptıklarımızdan | GD̃: muhakkak | ḢSRVE: onlar ziyana soktular | ÊNFSHM: kendilerini | VŽL: ve saptı | ANHM: kendilerinden | ME: şeyler | KENVE: oldukları | YFTRVN: uyduruyor | (7:53) | |
|ÎN: şüphesiz | RBKM: Rabbiniz | ELLH: o Allah'tır | ELZ̃Y: ki | ḢLG: yarattı | ELSMEVET: gökleri | VELÊRŽ: ve yeri | FY: içinde | STT: altı | ÊYEM: gün | S̃M: sonra | ESTV: istiva etti | AL: üzerine | ELARŞ: Arş | YĞŞY: bürüyüp örter | ELLYL: geceyi | ELNHER: gündüz(ün üzerin)e | YŦLBH: onu kovalayan | ḪS̃YS̃E: durmadan | VELŞMS: ve güneşi | VELGMR: ve ayı | VELNCVM: ve yıldızları | MSḢRET: boyun eğmiş vaziyette | BÊMRH: buyruğuna | ÊLE: İyi bilin ki | LH: O'nundur | ELḢLG: yaratma | VELÊMR: ve emir | TBERK: ne uludur | ELLH: Allah | RB: Rabbi | ELAELMYN: Âlemlerin | (7:54) | |
|ED̃AVE: du'a edin | RBKM: Rabbinize | TŽRAE: yalvararak | VḢFYT: ve gizlice | ÎNH: çünkü O | LE: | YḪB: sevmez | ELMATD̃YN: haddi aşanları | (7:55) | |
|VLE: | TFSD̃VE: bozgunculuk yapmayın | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | BAD̃: sonra | ÎṦLEḪHE: düzeltildikten | VED̃AVH: O'na du'a edin | ḢVFE: korkarak | VŦMAE: ve umarak | ÎN: muhakkak ki | RḪMT: rahmeti | ELLH: Allah'ın | GRYB: yakındır | MN: | ELMḪSNYN: iyilik edenlere | (7:56) | |
|VHV: O ki | ELZ̃Y: | YRSL: gönderir | ELRYEḪ: rüzgarları | BŞRE: müjdeci | BYN: | YD̃Y: önünde | RḪMTH: rahmetinin | ḪT: nihayet | ÎZ̃E: zaman | ÊGLT: onlar yüklenince | SḪEBE: bulutları | S̃GELE: ağır ağır | SGNEH: onu yollarız | LBLD̃: bir ülkeye | MYT: ölü | FÊNZLNE: indiririz | BH: onunla | ELMEÙ: su | FÊḢRCNE: ve çıkarırız | BH: onunla | MN: | KL: türlü türlü | ELS̃MRET: meyvalar | KZ̃LK: işte böyle | NḢRC: çıkaracağız | ELMVT: ölüleri de | LALKM: herhalde | TZ̃KRVN: ibret alırsınız | (7:57) | |
|VELBLD̃: ve ülkenin | ELŦYB: güzel olan | YḢRC: çıkar | NBETH: bitkisi | BÎZ̃N: izniyle | RBH: Rabbinin | VELZ̃Y: olandan ise | ḢBS̃: kötü | LE: | YḢRC: çıkmaz | ÎLE: başka bir şey | NKD̃E: yararsız bitkiden | KZ̃LK: işte biz böyle | NṦRF: döndürüp açıklarız | EL ËYET: ayetleri | LGVM: bir toplum için | YŞKRVN: şükreden | (7:58) | |
|LGD̃: andolsun | ÊRSLNE: gönderdik | NVḪE: Nuh'u | ÎL: | GVMH: kavmine | FGEL: dedi ki | YE: EY/HEY/AH | GVM: kavmim | EABD̃VE: kulluk edin | ELLH: Allah'a | ME: yoktur | LKM: sizin | MN: hiçbir | ÎLH: tanrınız | ĞYRH: O'ndan başka | ÎNY: doğrusu ben | ÊḢEF: korkuyorum | ALYKM: size | AZ̃EB: azabın(ın inmesin)den | YVM: bir günün | AƵYM: büyük | (7:59) | |
|GEL: dedi(ler) ki | ELMLÊ: ileri gelenler | MN: -nden | GVMH: kavmi- | ÎNE: elbette biz | LNREK: seni görüyoruz | FY: içinde | ŽLEL: bir sapıklık | MBYN: açık | (7:60) | |
|GEL: dedi ki | YE: EY/HEY/AH | GVM: kavmim | LYS: yoktur | BY: bende | ŽLELT: bir sapıklık | VLKNY: fakat ben | RSVL: bir elçiyim | MN: tarafından | RB: Rabbi | ELAELMYN: alemlerin | (7:61) | |
|ÊBLĞKM: size duyuruyorum | RSELET: mesajlarını | RBY: Rabbimin | VÊNṦḪ: ve öğüt veriyorum | LKM: size | VÊALM: ve biliyorum | MN: tarafından | ELLH: Allah | ME: şeyleri | LE: | TALMVN: sizin bilmediğiniz | (7:62) | |
|ÊVACBTM: şaştınız mı? | ÊN: | CEÙKM: gelmesine | Z̃KR: bir Zikir | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | AL: aracılığı ile | RCL: bir adam | MNKM: içinizden | LYNZ̃RKM: sizi uyarmak için | VLTTGVE: ve korunmanız için | VLALKM: ve belki | TRḪMVN: merhamete uğrarsınız diye | (7:63) | |
|FKZ̃BVH: O'nu yalanladılar | FÊNCYNEH: biz de kurtardık | VELZ̃YN: o kimseleri | MAH: O'nunla berebar | FY: bulunanları | ELFLK: gemide | VÊĞRGNE: ve boğduk | ELZ̃YN: kimseleri | KZ̃BVE: yalanlayanları | B ËYETNE: ayetlerimizi | ÎNHM: çünkü onlar | KENVE: idiler | GVME: bir kavim | AMYN: kör | (7:64) | |
|VÎL: ve (gönderdik) | AED̃: Ad(kavmin)e de | ÊḢEHM: kardeşleri | HVD̃E: Hud'u | GEL: dedi ki | YE: EY/HEY/AH | GVM: kavmim | EABD̃VE: kulluk edin | ELLH: Allah'a | ME: yoktur | LKM: sizin | MN: hiçbir | ÎLH: tanrınız | ĞYRH: O'dan başka | ÊFLE: | TTGVN: sakınmaz mısınız? | (7:65) | |
|GEL: dedi(ler) ki | ELMLÊ: ileri gelen | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkarcılar | MN: -nden | GVMH: kavmi- | ÎNE: elbette biz | LNREK: seni görüyoruz | FY: içinde | SFEHT: bir beyinsizlik | VÎNE: ve elbette biz | LNƵNK: zannediyoruz ki sen | MN: -dansın | ELKEZ̃BYN: yalancılar- | (7:66) | |
|GEL: dedi | YE: EY/HEY/AH | GVM: kavmim | LYS: yoktur | BY: bende | SFEHT: beyinsizlik | VLKNY: fakat ben | RSVL: bir elçiyim | MN: tarafından | RB: Rabbi | ELAELMYN: alemlerin | (7:67) | |
|ÊBLĞKM: size duyuruyorum | RSELET: mesajlarını | RBY: Rabbimin | VÊNE: ve ben | LKM: sizin için | NEṦḪ: bir öğütçüyüm | ÊMYN: güvenilir | (7:68) | |
|ÊVACBTM: şaştınız mı? | ÊN: | CEÙKM: size gelmesine | Z̃KR: bir Zikir | MN: tarafından | RBKM: Rabbiniz | AL: aracılığı ile | RCL: bir adam | MNKM: içinizden | LYNZ̃RKM: sizi uyarması için | VEZ̃KRVE: düşünün ki | ÎZ̃: ne zaman ki | CALKM: sizi yaptı | ḢLFEÙ: hakimler | MN: | BAD̃: sonra | GVM: kavminden | NVḪ: Nuh | VZED̃KM: ve size verdi | FY: | ELḢLG: yaratılışta | BSŦT: üstünlük, güç | FEZ̃KRVE: hatırlayın ki | ËLEÙ: ni'metlerini | ELLH: Allah'ın | LALKM: umulur ki | TFLḪVN: başarıya erersiniz | (7:69) | |
|GELVE: dediler ki | ÊCÙTNE: sen bize mi geldin? | LNABD̃: kulluk etmemiz için | ELLH: Allah'a | VḪD̃H: tek olan | VNZ̃R: ve bırakalım diye | ME: şeyleri | KEN: oldukları | YABD̃: tapıyor | ËBEÙNE: atalarımızın | FÊTNE: (haydi) bize getir | BME: şeyi | TAD̃NE: bizi tehdidettiğin | ÎN: eğer | KNT: isen | MN: -dan | ELṦED̃GYN: doğrular- | (7:70) | |
|GEL: dedi ki | GD̃: artık | VGA: inmiştir | ALYKM: size | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | RCS: bir pislik | VĞŽB: ve gazab | ÊTCED̃LVNNY: benimle mi tartışıyorsunuz? | FY: hakkında | ÊSMEÙ: isimler | SMYTMVHE: adlandırdığınız | ÊNTM: sadece sizin | V ËBEÙKM: ve atalarınızın | ME: | NZL: indirmediği | ELLH: Allah'ın | BHE: onlar için | MN: hiçbir | SLŦEN: delil | FENTƵRVE: bekleyin öyle ise | ÎNY: ben de | MAKM: sizinle beraber | MN: | ELMNTƵRYN: bekleyenlerdenim | (7:71) | |
|FÊNCYNEH: O'nu kurtardık | VELZ̃YN: ve olanları | MAH: O'nunla beraber | BRḪMT: bir rahmetle | MNE: bizden | VGŦANE: ve kestik | D̃EBR: kökünü | ELZ̃YN: kimselerin | KZ̃BVE: yalanlayan(ların) | B ËYETNE: ayetlerimizi | VME: ve | KENVE: olanların | MÙMNYN: inanmayacak | (7:72) | |
|VÎL: ve | S̃MVD̃: Semud(kavmin)e de | ÊḢEHM: kardeşleri | ṦELḪE: Salih'i (gönderdik) | GEL: dedi ki | YE: EY/HEY/AH | GVM: kavmim | EABD̃VE: kulluk edin | ELLH: Allah'a | ME: yoktur | LKM: sizin | MN: hiçbir | ÎLH: tanrınız | ĞYRH: O'ndan başka | GD̃: elbette | CEÙTKM: size geldi | BYNT: açık delil | MN: tarafından | RBKM: Rabbiniz | HZ̃H: işte şu | NEGT: devesi | ELLH: Allah'ın | LKM: size | ËYT: bir mu'cizedir | FZ̃RVHE: bırakın onu | TÊKL: yesin (içsin) | FY: | ÊRŽ: arzından | ELLH: Allah'ın | VLE: sakın | TMSVHE: ona dokundurmayın | BSVÙ: bir kötülük | FYÊḢZ̃KM: yoksa sizi yakalar | AZ̃EB: bir azab | ÊLYM: acıklı | (7:73) | |
|VEZ̃KRVE: düşünün ki | ÎZ̃: hani | CALKM: sizi yaptı | ḢLFEÙ: hükümdarlar | MN: | BAD̃: sonra | AED̃: Ad'dan | VBVÊKM: ve sizi yerleştirdi | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | TTḢZ̃VN: ediniyorsunuz | MN: | SHVLHE: O'nun düzlüklerinde | GṦVRE: saraylar | VTNḪTVN: ve yontup yapıyorsunuz | ELCBEL: dağlarını | BYVTE: evler | FEZ̃KRVE: artık hatırlayın | ËLEÙ: ni'metlerini | ELLH: Allah'ın | VLE: | TAS̃VE: karışıklık çıkarmayın | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | MFSD̃YN: bozgunculuk yapıp | (7:74) | |
|GEL: dediler | ELMLÊ: ileri gelenler | ELZ̃YN: onlar ki | ESTKBRVE: büyüklük taslıyorlar | MN: -nden | GVMH: kavmi- | LLZ̃YN: kimseler | ESTŽAFVE: zayıf görülen | LMN: kimselere (karşı) | ËMN: inanan | MNHM: içlerinden | ÊTALMVN: siz biliyor musunuz? | ÊN: gerçekten | ṦELḪE: Salih'in | MRSL: gönderildiğini | MN: tarafından | RBH: Rabbi | GELVE: dediler | ÎNE: doğrusu biz | BME: | ÊRSL: gönderilene | BH: onunla | MÙMNVN: inananlarız | (7:75) | |
|GEL: dediler | ELZ̃YN: kimseler | ESTKBRVE: büyüklük taslayan(lar) | ÎNE: şüphesiz biz | BELZ̃Y: | ËMNTM: sizin inandığınızı | BH: kendisine | KEFRVN: inkar edenleriz | (7:76) | |
|FAGRVE: derken boğazladılar | ELNEGT: dişi deveyi | VATVE: ve dışına çıktılar | AN: -ndan | ÊMR: buyruğu- | RBHM: Rablerinin | VGELVE: ve dediler | YE: EY/HEY/AH | ṦELḪ: Salih | EÙTNE: bize getir | BME: şeyi | TAD̃NE: bizi tehdidettiğin | ÎN: eğer | KNT: isen | MN: -den | ELMRSLYN: elçiler- | (7:77) | |
|FÊḢZ̃THM: hemen onları yakaladı | ELRCFT: o sarsıntı | FÊṦBḪVE: çökekaldılar | FY: | D̃ERHM: yurtlarında | CES̃MYN: diz üstü | (7:78) | |
|FTVL: öteye döndü | ANHM: onlardan | VGEL: ve dedi | YE: EY/HEY/AH | GVM: kavmim | LGD̃: muhakkak | ÊBLĞTKM: ben size duyurdum | RSELT: mesajlarını | RBY: Rabbimin | VNṦḪT: ve öğüt verdim | LKM: size | VLKN: fakat | LE: | TḪBVN: siz sevmiyorsunuz | ELNEṦḪYN: öğüt verenleri | (7:79) | |
|VLVŦE: ve Lut'u da (gönderdik) | ÎZ̃: | GEL: dedi | LGVMH: kavmine | ÊTÊTVN: siz mi yapıyorsunuz? | ELFEḪŞT: fuhşu | ME: yapmadığı | SBGKM: sizden önce | BHE: onu | MN: hiç | ÊḪD̃: kimsenin | MN: | ELAELMYN: dünyalarda | (7:80) | |
|ÎNKM: muhakkak siz | LTÊTVN: yaklaşıyorsunuz | ELRCEL: erkeklere | ŞHVT: şehvetle | MN: | D̃VN: bırakıp | ELNSEÙ: kadınları | BL: doğrusu | ÊNTM: siz | GVM: bir kavimsiniz | MSRFVN: haddi aşan | (7:81) | |
|VME: | KEN: olmadı | CVEB: cevabı | GVMH: kavminin | ÎLE: başka | ÊN: | GELVE: demelerinden | ÊḢRCVHM: onları çıkarın | MN: -den | GRYTKM: kentiniz- | ÎNHM: çünkü onlar | ÊNES: insanlarmış | YTŦHRVN: fazla temizlenen | (7:82) | |
|FÊNCYNEH: biz de onu kurtardık | VÊHLH: ve ailesini | ÎLE: yalnız | EMRÊTH: karısı | KENT: oldu | MN: -dan | ELĞEBRYN: geride kalanlar- | (7:83) | |
|VÊMŦRNE: ve yağdırdık | ALYHM: üzerlerine | MŦRE: bir yağmur | FENƵR: bak | KYF: nasıl | KEN: oldu | AEGBT: sonu | ELMCRMYN: suçluların | (7:84) | |
|VÎL: ve | MD̃YN: Medyen'e | ÊḢEHM: kardeşleri | ŞAYBE: Şuayb'i (gönderdik) | GEL: dedi | YE: EY/HEY/AH | GVM: kavmim | EABD̃VE: kulluk edin | ELLH: Allah'a | ME: yoktur | LKM: sizin | MN: hiç | ÎLH: tanrınız | ĞYRH: O'ndan başka | GD̃: doğrusu | CEÙTKM: size geldi | BYNT: açık bir delil | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | FÊVFVE: tam yapın | ELKYL: ölçüyü | VELMYZEN: ve tartıyı | VLE: ve | TBḢSVE: eksiltmeyin | ELNES: insanların | ÊŞYEÙHM: eşyalarını | VLE: | TFSD̃VE: bozgunculuk yapmayın | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | BAD̃: sonra | ÎṦLEḪHE: düzeltildikten | Z̃LKM: böylesi | ḢYR: daha iyidir | LKM: sizin için | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | MÙMNYN: inananlar | (7:85) | |
|VLE: | TGAD̃VE: ve oturmayın | BKL: her | ṦREŦ: yola | TVAD̃VN: tehdit ederek | VTṦD̃VN: ve engelleyerek | AN: -ndan | SBYL: yolu- | ELLH: Allah | MN: kimseleri | ËMN: inanan | BH: onunla | VTBĞVNHE: ve onun arayarak | AVCE: eğriliğini | VEZ̃KRVE: ve düşünün | ÎZ̃: ne zaman ki | KNTM: siz idiniz | GLYLE: az | FKS̃RKM: O sizi çoğalttı | VENƵRVE: ve bakın | KYF: nasıl | KEN: oldu | AEGBT: sonu | ELMFSD̃YN: bozguncuların | (7:86) | |
|VÎN: ve eğer | KEN: ise | ŦEÙFT: bir kısmı | MNKM: içinizden | ËMNVE: inanmış | BELZ̃Y: kişiye | ÊRSLT: benimle gönderilen | BH: ona | VŦEÙFT: ve bir kısmı da | LM: | YÙMNVE: inanmamış ise | FEṦBRVE: sabredin | ḪT: kadar | YḪKM: hükmedinceye | ELLH: Allah | BYNNE: aramızda | VHV: ve O | ḢYR: en iyisidir | ELḪEKMYN: hükmedenlerin | (7:87) | |
|GEL: dediler ki | ELMLÊ: ileri gelenler | ELZ̃YN: kimseler | ESTKBRVE: büyüklük taslayan | MN: -nden | GVMH: kavmi- | LNḢRCNK: mutlaka seni çıkarırız | YE: EY/HEY/AH | ŞAYB: Şu'ayb | VELZ̃YN: ve kimseleri | ËMNVE: inanan(ları) | MAK: seninle beraber | MN: -den | GRYTNE: kentimiz- | ÊV: ya da | LTAVD̃N: dönersiniz | FY: | MLTNE: dinimize | GEL: dedi ki | ÊVLV: bile mi? | KNE: biz | KERHYN: istemezsek | (7:88) | |
|GD̃: muhakkak | EFTRYNE: atmış oluruz | AL: üzerine | ELLH: Allah'ın | KZ̃BE: yalan | ÎN: eğer | AD̃NE: tekrar ona dönersek | FY: | MLTKM: sizin dininize | BAD̃: sonra | ÎZ̃: ne zaman ki | NCENE: bizi kurtardı | ELLH: Allah | MNHE: ondan | VME: değildir | YKVN: mümkün | LNE: bizim için | ÊN: | NAVD̃: dönmemiz | FYHE: ona | ÎLE: dışında | ÊN: | YŞEÙ: dilemesi | ELLH: Allah | RBNE: Rabbimiz | VSA: kuşatmıştır | RBNE: Rabbimiz | KL: her | ŞYÙ: şeyi | ALME: bilgice | AL: | ELLH: Allah'a | TVKLNE: dayanmışız | RBNE: Rabbimiz | EFTḪ: aç(ığa çıkar) | BYNNE: aramızı | VBYN: ve arasını | GVMNE: kavmimizin | BELḪG: gerçekle | VÊNT: muhakkak ki sen | ḢYR: en iyisisin | ELFETḪYN: aç(ığa çıkar)anlanın | (7:89) | |
|VGEL: ve dediler ki | ELMLÊ: ileri gelenler | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden | MN: -nden | GVMH: kavmi- | LÙN: eğer | ETBATM: uyarsanız | ŞAYBE: Şu'ayb'e | ÎNKM: muhakkak siz | ÎZ̃E: | LḢESRVN: ziyana uğrarsınız | (7:90) | |
|FÊḢZ̃THM: derken onları yakalayıverdi | ELRCFT: o müthiş sarsıntı | FÊṦBḪVE: çökekaldılar | FY: | D̃ERHM: yurtlarında | CES̃MYN: diz üstü | (7:91) | |
|ELZ̃YN: kimseler | KZ̃BVE: yalanlayan | ŞAYBE: Şu'ayb'i | KÊN: sanki gibi oldular | LM: | YĞNVE: hiç oturmamış | FYHE: orada | ELZ̃YN: kimseler | KZ̃BVE: yalanlayan | ŞAYBE: Şu'ayb'i | KENVE: oldular | HM: onlar | ELḢESRYN: ziyana uğrayanlar | (7:92) | |
|FTVL: öteye döndü | ANHM: onlardan | VGEL: ve dedi | YE: EY/HEY/AH | GVM: kavmim | LGD̃: andolsun | ÊBLĞTKM: ben size duyurdum | RSELET: mesajlarını | RBY: Rabbimin | VNṦḪT: ve öğüt verdim | LKM: size | FKYF: artık nasıl | ËS: acırım | AL: | GVM: bir kavme | KEFRYN: kafir | (7:93) | |
|VME: ve | ÊRSLNE: göndermedik | FY: | GRYT: bir ülkeye | MN: hiçbir | NBY: peygamber | ÎLE: | ÊḢZ̃NE: sık(ma)dığımız | ÊHLHE: halkını | BELBÊSEÙ: yoksulluk | VELŽREÙ: ve darlıkla | LALHM: diye | YŽRAVN: yalvarıp yakarsınlar | (7:94) | |
|S̃M: sonra | BD̃LNE: değiştirip getirdik | MKEN: yerine | ELSYÙT: kötülüğü | ELḪSNT: iyilik | ḪT: ta ki | AFVE: çoğaldılar | VGELVE: ve dediler | GD̃: muhakkak | MS: dokunmuştu | ËBEÙNE: atalarımıza | ELŽREÙ: darlık | VELSREÙ: ve sevinç | FÊḢZ̃NEHM: biz de onları yakaladık | BĞTT: ansızın | VHM: ve onlar | LE: değillerdi | YŞARVN: farkında | (7:95) | |
|VLV: ve şayet | ÊN: elbette | ÊHL: halkı | ELGR: (O) ülkelerin | ËMNVE: inansalardı | VETGVE: ve korunsalardı | LFTḪNE: açardık | ALYHM: üzerlerine | BRKET: bolluklar | MN: -ten | ELSMEÙ: gök- | VELÊRŽ: ve yer(den) | VLKN: fakat | KZ̃BVE: yalanladılar | FÊḢZ̃NEHM: biz de onları yakaladık | BME: şeylerle | KENVE: oldukları | YKSBVN: kazanıyor | (7:96) | |
|ÊFÊMN: emin midirler? | ÊHL: halkı | ELGR: (o) ülkelerin | ÊN: | YÊTYHM: kendilerine gelmeyeceğinden | BÊSNE: azabımızın | BYETE: geceleyin | VHM: ve onlar | NEÙMVN: uyurlarken | (7:97) | |
|ÊVÊMN: Ya da emin midirler? | ÊHL: halkı | ELGR: (o) ülkelerin | ÊN: | YÊTYHM: onlara gelmeyeceğinden | BÊSNE: azabımızın | ŽḪ: kuşluk vakti | VHM: ve onlar | YLABVN: eğlenirlerken | (7:98) | |
|ÊFÊMNVE: emin mi oldular? | MKR: tuzağından | ELLH: Allah'ın | FLE: olamaz | YÊMN: emin | MKR: tuzağından | ELLH: Allah'ın | ÎLE: başkası | ELGVM: topluluktan | ELḢESRVN: ziyana uğrayan | (7:99) | |
|ÊVLM: | YHD̃: yola getirmedi mi? | LLZ̃YN: kimseleri | YRS̃VN: varis olanları | ELÊRŽ: şu toprağa | MN: | BAD̃: sonra | ÊHLHE: sahiplerinden | ÊN: | LV: eğer | NŞEÙ: biz dilesek | ÊṦBNEHM: kendilerini de cezalandırırız | BZ̃NVBHM: günahlarıyle | VNŦBA: ve mühürleriz | AL: üzerini | GLVBHM: kalblerinin | FHM: artık onlar | LE: | YSMAVN: hiç işitmezler | (7:100) | |
|TLK: işte o | ELGR: ülkeler | NGṦ: anlatıyoruz | ALYK: sana | MN: -nden | ÊNBEÙHE: onların haberleri- | VLGD̃: ve andolsun | CEÙTHM: onlara getirmişlerdi | RSLHM: elçileri | BELBYNET: açık deliller | FME: fakat hayır | KENVE: onlar | LYÙMNVE: inanmadılar | BME: ötürü | KZ̃BVE: yalanladıklarından | MN: | GBL: önceden | KZ̃LK: işte böyle | YŦBA: mühürler | ELLH: Allah | AL: üzerini | GLVB: kalbleri | ELKEFRYN: kafirlerin | (7:101) | |
|VME: ve | VCD̃NE: bulmadık | LÊKS̃RHM: onların çoklarında | MN: hiç | AHD̃: sözünde durma | VÎN: ve fakat | VCD̃NE: bulduk | ÊKS̃RHM: onların çoklarını | LFESGYN: yoldan çıkmış | (7:102) | |
|S̃M: sonra | BAS̃NE: gönderdik | MN: | BAD̃HM: ardlarından | MVS: Musa'yı | B ËYETNE: ayetlerimizle | ÎL: | FRAVN: Fir'avn'a | VMLÙH: ve onun ileri gelenlerine | FƵLMVE: haksızlık ettiler | BHE: (ayetlerimize) | FENƵR: fakat bak | KYF: nasıl | KEN: oldu | AEGBT: sonu | ELMFSD̃YN: bozguncuların | (7:103) | |
|VGEL: dedi ki | MVS: Musa | YE: EY/HEY/AH | FRAVN: Fir'avn | ÎNY: muhakkak ben | RSVL: bir elçiyim | MN: tarafından | RB: Rabbi | ELAELMYN: alemlerin | (7:104) | |
|ḪGYG: borçtur | AL: benim üzerime | ÊN: ki | LE: asla | ÊGVL: söylememem | AL: karşı | ELLH: Allah'a | ÎLE: başkasını | ELḪG: gerçekten | GD̃: andolsun | CÙTKM: size getirdim | BBYNT: açık bir delil | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | FÊRSL: artık gönder | MAY: benimle | BNY: oğullarını | ÎSREÙYL: İsrail | (7:105) | |
|GEL: (Fir'avn) dedi | ÎN: eğer | KNT: isen | CÙT: getirmiş | B ËYT: bir ayet | FÊT: getir bakalım | BHE: onu | ÎN: şayet | KNT: isen | MN: -den | ELṦED̃GYN: doğru söyleyenler- | (7:106) | |
|FÊLG: bunun üzerine attı | AṦEH: asasını | FÎZ̃E: birden | HY: o | S̃ABEN: bir ejderha (oluverdi) | MBYN: açıkça | (7:107) | |
|VNZA: ve (böğründen) çıkardı | YD̃H: elini | FÎZ̃E: birden | HY: o | BYŽEÙ: bembeyaz parlayıverdi | LLNEƵRYN: bakanlar için | (7:108) | |
|GEL: dedi(ler) ki | ELMLÊ: ileri gelenler | MN: -nden | GVM: kavmi- | FRAVN: Fir'avn | ÎN: muhakkak | HZ̃E: bu | LSEḪR: bir büyücüdür | ALYM: çok bilgili | (7:109) | |
|YRYD̃: istiyor | ÊN: | YḢRCKM: sizi çıkarmak | MN: -dan | ÊRŽKM: yurdunuz- | FMEZ̃E: ne? | TÊMRVN: buyurursunuz | (7:110) | |
|GELVE: dediler | ÊRCH: onu beklet | VÊḢEH: ve kardeşini de | VÊRSL: ve gönder | FY: | ELMD̃EÙN: şehirlere | ḪEŞRYN: toplayıcılar (olarak) | (7:111) | |
|YÊTVK: sana getirsinler | BKL: bütün | SEḪR: büyücüleri | ALYM: bilgili | (7:112) | |
|VCEÙ: ve geldi | ELSḪRT: büyücüler | FRAVN: Fir'avn'a | GELVE: dediler | ÎN: elbette | LNE: bize | LÊCRE: bir mükafat var (değil mi?) | ÎN: eğer | KNE: olursak | NḪN: biz | ELĞELBYN: üstün gelen | (7:113) | |
|GEL: dedi | NAM: evet | VÎNKM: hem de siz | LMN: olanlardansınız | ELMGRBYN: yakınlar(ım) | (7:114) | |
|GELVE: dediler ki | YE: EY/HEY/AH | MVS: Musa | ÎME: önce mi? | ÊN: | TLGY: sen atacaksın | VÎME: yoksa | ÊN: | NKVN: olalım | NḪN: biz (mi) | ELMLGYN: (önce) atanlar | (7:115) | |
|GEL: dedi | ÊLGVE: siz atın | FLME: ne zaman ki | ÊLGVE: atınca | SḪRVE: büyülediler | ÊAYN: gözlerini | ELNES: insanların | VESTRHBVHM: ve onları ürküttüler | VCEÙVE: ve getirdiler | BSḪR: bir büyü | AƵYM: büyük | (7:116) | |
|VÊVḪYNE: ve biz de vahyettik | ÎL: | MVS: Musa'ya | ÊN: diye | ÊLG: at | AṦEK: Asanı | FÎZ̃E: (bir de baktılar ki) | HY: o | TLGF: yakalayıp yutuyor | ME: şeyleri | YÊFKVN: onların uydurdukları | (7:117) | |
|FVGA: ortaya çıktı | ELḪG: gerçek | VBŦL: ve batıl oldu | ME: şeyler | KENVE: oldukları | YAMLVN: yapıyor(lar) | (7:118) | |
|FĞLBVE: yenildiler | HNELK: orada | VENGLBVE: ve düştüler | ṦEĞRYN: küçük | (7:119) | |
|VÊLGY: ve kapandılar | ELSḪRT: büyücüler | SECD̃YN: secdeye | (7:120) | |
|GELVE: dediler | ËMNE: inandık | BRB: Rabbine | ELAELMYN: alemlerin | (7:121) | |
|RB: Rabbine | MVS: Musa'nın | VHERVN: ve Harun'un | (7:122) | |
|GEL: dedi | FRAVN: Fir'avn | ËMNTM: inandınız mı? | BH: ona | GBL: önce | ÊN: | ËZ̃N: ben izin vermeden | LKM: size | ÎN: muhakkak ki | HZ̃E: bu | LMKR: bir tuzaktır | MKRTMVH: kurduğunuz | FY: | ELMD̃YNT: şehirde | LTḢRCVE: çıkarmak için | MNHE: oradan | ÊHLHE: halkını | FSVF: ama yakında | TALMVN: bileceksiniz | (7:123) | |
|LÊGŦAN: elbette keseceğim | ÊYD̃YKM: ellerinizi | VÊRCLKM: ve ayaklarınızı | MN: | ḢLEF: çaprazlama | S̃M: sonra | LÊṦLBNKM: asacağım | ÊCMAYN: hepinizi | (7:124) | |
|GELVE: dediler ki | ÎNE: biz zaten | ÎL: | RBNE: Rabbimize | MNGLBVN: döneceğiz | (7:125) | |
|VME: ve | TNGM: öc almıyorsun | MNE: bizden | ÎLE: dışında | ÊN: | ËMNE: inanmamız | B ËYET: ayetlerine | RBNE: Rabbimizin | LME: zaman | CEÙTNE: bize geldiği | RBNE: Rabbimiz | ÊFRĞ: boşalt | ALYNE: üzerimize | ṦBRE: sabır | VTVFNE: ve bizi öldür | MSLMYN: müslümanlar olarak | (7:126) | |
|VGEL: dedi ki | ELMLÊ: ileri gelen bir topluluk | MN: -nden | GVM: kavmi- | FRAVN: Fir'avn | ÊTZ̃R: bırakacak mısın? | MVS: Musa'yı | VGVMH: ve kavmini | LYFSD̃VE: bozgunculuk yapsınlar diye | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | VYZ̃RK: ve seni terk edip | V ËLHTK: ve tanrılarını | GEL: dedi | SNGTL: biz öldüreceğiz | ÊBNEÙHM: onların oğullarını | VNSTḪYY: ve sağ bırakacağız | NSEÙHM: kadınlarını | VÎNE: ve biz daima | FVGHM: onların üstünde | GEHRVN: eziciler olacağız | (7:127) | |
|GEL: dedi | MVS: Musa | LGVMH: kavmine | ESTAYNVE: yardım isteyin | BELLH: Allah'tan | VEṦBRVE: ve sabredin | ÎN: şüphesiz | ELÊRŽ: yeryüzü | LLH: Allah'ındır | YVRS̃HE: onu verir | MN: kimseye | YŞEÙ: dilediği | MN: -ndan | ABED̃H: kulları- | VELAEGBT: ve sonuç | LLMTGYN: korunanlarındır | (7:128) | |
|GELVE: dediler | ÊVZ̃YNE: bize işkence edildi | MN: -den | GBL: önce- | ÊN: | TÊTYNE: sen bize gelmezden | VMN: ve | BAD̃: sonradan | ME: | CÙTNE: sen bize geldikten | GEL: dedi | AS: umulur ki | RBKM: Rabbiniz | ÊN: | YHLK: yok eder | AD̃VKM: düşmanınızı | VYSTḢLFKM: ve sizi hakim kılar | FY: | ELÊRŽ: yeryüzüne | FYNƵR: böylece bakar | KYF: nasıl | TAMLVN: hareket edeceğinize | (7:129) | |
|VLGD̃: ve andolsun | ÊḢZ̃NE: biz tuttuk | ËL: ailesini | FRAVN: Fir'avn | BELSNYN: yıllarca | VNGṦ: ve darlığıyla | MN: | ELS̃MRET: ürünlerin | LALHM: belki (diye) | YZ̃KRVN: öğüt alırlar | (7:130) | |
|FÎZ̃E: zaman | CEÙTHM: onlara geldiği | ELḪSNT: bir iyilik | GELVE: derler | LNE: bizimdir | HZ̃H: bu | VÎN: eğer | TṦBHM: kendilerine ulaşırsa | SYÙT: bir kötülük | YŦYRVE: uğursuz sayarlardı | BMVS: Musa | VMN: kimseleri | MAH: ve beraberindeki | ÊLE: iyi bilinki | ÎNME: ancak | ŦEÙRHM: onların uğursuzluğu | AND̃: katındadır | ELLH: Allah | VLKN: fakat | ÊKS̃RHM: çokları | LE: | YALMVN: bilmezler | (7:131) | |
|VGELVE: ve dediler ki | MHME: ne kadar | TÊTNE: getirsen de bize | BH: | MN: bir | ËYT: mu'cize | LTSḪRNE: bizi büyülemek için | BHE: onunla | FME: değiliz | NḪN: biz | LK: sana | BMÙMNYN: inanacak | (7:132) | |
|FÊRSLNE: biz de gönderdik | ALYHM: onların üzerine | ELŦVFEN: tufan | VELCRED̃: ve çekirge | VELGML: ve kımıl (haşerat) | VELŽFED̃A: ve kurbağalar | VELD̃M: ve Kan | ËYET: mu'cizeler olarak | MFṦLET: ayrı ayrı | FESTKBRVE: ama yine büyüklük tasladılar | VKENVE: ve oldular | GVME: bir topluluk | MCRMYN: suçlu | (7:133) | |
|VLME: ne zaman ki | VGA: çökünce | ALYHM: üzerlerine | ELRCZ: azab | GELVE: dediler | YE: EY/HEY/AH | MVS: Musa | ED̃A: du'a et | LNE: bizim için | RBK: Rabbine | BME: üzerine | AHD̃: verdiği söz | AND̃K: sana | LÙN: eğer | KŞFT: kaldırırsan | ANE: bizden | ELRCZ: azabı | LNÙMNN: muhakkak inanacağız | LK: sana | VLNRSLN: ve mutlaka göndereceğiz | MAK: seninle beraber | BNY: oğullarını | ÎSREÙYL: İsrail | (7:134) | |
|FLME: ne zaman | KŞFNE: biz kaldırsak | ANHM: onlardan | ELRCZ: azabı | ÎL: kadar | ÊCL: bir süreye | HM: onlar | BELĞVH: geçirecekleri | ÎZ̃E: hemen | HM: onlar | YNKS̃VN: yeminlerini bozarlar | (7:135) | |
|FENTGMNE: biz de öc aldık | MNHM: onlardan | FÊĞRGNEHM: onları boğduk | FY: | ELYM: yemm(su)da | BÊNHM: çünkü onlar | KZ̃BVE: yalanlamışlardı | B ËYETNE: ayetlerimizi | VKENVE: ve olmuşlardı | ANHE: onları | ĞEFLYN: umursamaz | (7:136) | |
|VÊVRS̃NE: ve mirasçı kıldık | ELGVM: milleti | ELZ̃YN: | KENVE: olan | YSTŽAFVN: hor görülüp ezilmekte | MŞERG: doğularına | ELÊRŽ: yerin | VMĞERBHE: ve batılarına | ELTY: öyle ki | BERKNE: bereketlendirdik | FYHE: içini | VTMT: ve tam yerine geldi | KLMT: (verdiği) sözü | RBK: Rabbinin | ELḪSN: güzel | AL: üzerine | BNY: oğulları | ÎSREÙYL: İsrail | BME: yüzünden | ṦBRVE: sabretmeleri | VD̃MRNE: ve yıktık | ME: şeyleri | KEN: | YṦNA: yapageldiği | FRAVN: Fir'avn'ın | VGVMH: ve kavminin | VME: ve | KENVE: oldukları | YARŞVN: yükselttiyor (sarayları) | (7:137) | |
|VCEVZNE: ve geçirdik | BBNY: oğullarını | ÎSREÙYL: İsrail | ELBḪR: denizden | FÊTVE: rastladılar | AL: üzerine | GVM: bir kavim | YAKFVN: tapan | AL: | ÊṦNEM: putlara | LHM: kendilerine | GELVE: dediler | YE: EY/HEY/AH | MVS: Musa | ECAL: yap | LNE: bize de | ÎLHE: bir tanrı | KME: gibi | LHM: bunların | ËLHT: tanrıları | GEL: dedi | ÎNKM: siz gerçekten | GVM: bir toplumsunuz | TCHLVN: cahil | (7:138) | |
|ÎN: şüphesiz | HÙLEÙ: şunların | MTBR: yıkılmıştır | ME: bulundukları (din) | HM: onların | FYH: içinde | VBEŦL: ve boşa çıkmıştır | ME: şeyler | KENVE: oldukları | YAMLVN: yapıyor(lar) | (7:139) | |
|GEL: dedi | ÊĞYR: başka mı? | ELLH: Allah'tan | ÊBĞYKM: size arayayım | ÎLHE: bir tanrı | VHV: ve O | FŽLKM: sizi üstün yapmış iken | AL: üzerine | ELAELMYN: alemler | (7:140) | |
|VÎZ̃: ve hani | ÊNCYNEKM: biz sizi kurtarmıştık | MN: -nden | ËL: ailesi- | FRAVN: Fir'avn | YSVMVNKM: onlar size yapıyorlardı | SVÙ: en kötüsünü | ELAZ̃EB: azabın | YGTLVN: öldürüyorlardı | ÊBNEÙKM: oğullarınızı | VYSTḪYVN: ve sağ bırakıyorlardı | NSEÙKM: kadınlarınızı | VFY: ve vardı | Z̃LKM: bunda size | BLEÙ: bir imtihan | MN: tarafından | RBKM: Rabbiniz | AƵYM: büyük bir | (7:141) | |
|VVEAD̃NE: ve sözleştik | MVS: Musa ile | S̃LES̃YN: otuz | LYLT: gece | VÊTMMNEHE: ve buna kattık | BAŞR: on (gece daha) | FTM: böylece tamamlandı | MYGET: tayin ettiği vakit | RBH: Rabbinin | ÊRBAYN: kırk | LYLT: geceye | VGEL: dedi ki | MVS: Musa | LÊḢYH: kardeşi | HERVN: Harun'a | EḢLFNY: benim yerime geç | FY: içinde | GVMY: kavmim | VÊṦLḪ: ve ıslah et | VLE: ve | TTBA: uyma | SBYL: yoluna | ELMFSD̃YN: bozguncuların | (7:142) | |
|VLME: ne zaman ki | CEÙ: gelip de | MVS: Musa | LMYGETNE: tayin ettiğimiz vakitte | VKLMH: ve ona konuşunca | RBH: Rabbi | GEL: dedi | RB: Rabbim | ÊRNY: bana görün | ÊNƵR: bakayım | ÎLYK: sana | GEL: dedi ki | LN: | TRENY: sen beni göremezsin | VLKN: fakat | ENƵR: bak | ÎL: | ELCBL: dağa | FÎN: eğer | ESTGR: durursa | MKENH: yerinde | FSVF: o zaman | TRENY: sen de beni göreceksin | FLME: ne zaman ki | TCL: görününce | RBH: Rabbi | LLCBL: dağa | CALH: onu etti | D̃KE: darmadağın | VḢR: ve bayılarak | MVS: Musa | ṦAGE: düştü | FLME: ne zaman ki | ÊFEG: ayılınca | GEL: dedi | SBḪENK: Sen yücesin | TBT: tevbe ettim | ÎLYK: sana | VÊNE: ve ben | ÊVL: ilkiyim | ELMÙMNYN: inananların | (7:143) | |
|GEL: dedi ki | YE: EY/HEY/AH | MVS: Musa | ÎNY: şüphesiz ben | EṦŦFYTK: seni seçtim | AL: üzeine | ELNES: insanlar | BRSELETY: mesajlarımla | VBKLEMY: ve konuşmamla | FḢZ̃: al | ME: şeyi | ËTYTK: sana verdiğim | VKN: ve ol | MN: -den | ELŞEKRYN: şükredenler- | (7:144) | |
|VKTBNE: ve yazdık | LH: O'nun (Musa) için | FY: | ELÊLVEḪ: levhalara | MN: ne varsa | KL: her | ŞYÙ: şeyi | MVAƵT: öğüte dair | VTFṦYLE: ve açıklamasına dair | LKL: her | ŞYÙ: şeyin | FḢZ̃HE: bunları tut | BGVT: kuvvetle | VÊMR: ve emret | GVMK: kavmine | YÊḢZ̃VE: tutsunlar | BÊḪSNHE: bunların en güzelini | SÊRYKM: size göstereceğim | D̃ER: yurdunu | ELFESGYN: yoldan çıkmışların | (7:145) | |
|SÊṦRF: uzaklaştıracağım | AN: -den | ËYETY: ayetlerim- | ELZ̃YN: kimseleri | YTKBRVN: büyüklenenleri | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | BĞYR: olmaksızın | ELḪG: hak | VÎN: ve eğer | YRVE: onlar görseler | KL: her | ËYT: ayeti | LE: | YÙMNVE: yine inanmazlar | BHE: ona | VÎN: ve eğer | YRVE: görseler | SBYL: yolu | ELRŞD̃: doğru | LE: | YTḢZ̃VH: onu edinmezler | SBYLE: yol | VÎN: ama eğer | YRVE: görseler | SBYL: yolunu | ELĞY: azgınlık | YTḢZ̃VH: onu edinirler | SBYLE: yol | Z̃LK: öyle | BÊNHM: çünkü onlar | KZ̃BVE: yalanladılar | B ËYETNE: ayetlerimizi | VKENVE: ve oldular | ANHE: onları | ĞEFLYN: umursamaz | (7:146) | |
|VELZ̃YN: ve kimselerin | KZ̃BVE: yalanlayanların | B ËYETNE: ayetlerimizi | VLGEÙ: ve kavuşmayı | EL ËḢRT: ahirete | ḪBŦT: boşa çıkmıştır | ÊAMELHM: eylemleri | HL: | YCZVN: onlar ceza mı görüyorlar? | ÎLE: dışında | ME: şeyler ile | KENVE: oldukları | YAMLVN: yapıyor | (7:147) | |
|VETḢZ̃: ve benimsediler | GVM: kavmi | MVS: Musa'nın | MN: | BAD̃H: kendisinden sonra | MN: | ḪLYHM: zinetlerinden yapılmış | ACLE: bir buzağı | CSD̃E: heykelini | LH: vardı onun | ḢVER: böğürmesi | ÊLM: | YRVE: görmediler mi ki | ÊNH: o | LE: | YKLMHM: ne kendilerine söz söylüyor | VLE: | YHD̃YHM: ne de onlara gösteriyor | SBYLE: bir yol | ETḢZ̃VH: onu benimsediler | VKENVE: ve oldular | ƵELMYN: zalimler(den) | (7:148) | |
|VLME: ne zaman ki | SGŦ: düşürüldü | FY: arasına | ÊYD̃YHM: (başları) ellerinin | VRÊVE: ve gör(üp anla)dılar | ÊNHM: kendilerinin | GD̃: gerçekten | ŽLVE: sapmış olduklarını | GELVE: dediler ki | LÙN: eğer | LM: | YRḪMNE: bize acımazsa | RBNE: Rabbimiz | VYĞFR: ve bağışlamazsa | LNE: bizi | LNKVNN: elbette oluruz | MN: -dan | ELḢESRYN: ziyana uğrayanlar- | (7:149) | |
|VLME: zaman | RCA: döndü(ğü) | MVS: Musa | ÎL: | GVMH: kavmine | ĞŽBEN: kızgın | ÊSFE: ve üzgün bir halde | GEL: dedi | BÙSME: ne kötü işler yaptınız? | ḢLFTMVNY: arkamdan | MN: | BAD̃Y: benden sonra | ÊACLTM: acele mi ettiniz? | ÊMR: emrini (beklemeyip) | RBKM: Rabbinizin | VÊLG: ve yere attı | ELÊLVEḪ: levhaları | VÊḢZ̃: ve tuttu | BRÊS: başını | ÊḢYH: kardeşinin | YCRH: çekmeye başladı | ÎLYH: kendine doğru | GEL: (Kardeşi) dedi | EBN: oğlu | ÊM: anamın | ÎN: gerçekten | ELGVM: bu insanlar | ESTŽAFVNY: beni hırpaladılar | VKED̃VE: ve az daha | YGTLVNNY: beni öldürüyorlardı | FLE: | TŞMT: güldürme | BY: üstüme | ELÊAD̃EÙ: düşmanları | VLE: asla | TCALNY: beni tutma | MA: beraber | ELGVM: bu kavimle | ELƵELMYN: zalim | (7:150) | |
|GEL: (Musa) dedi | RB: Rabbim | EĞFR: bağışla | LY: beni | VLÊḢY: ve kardeşimi | VÊD̃ḢLNE: ve bizi sok | FY: içine | RḪMTK: rahmetinin | VÊNT: ve sensin | ÊRḪM: en merhametlisi | ELREḪMYN: merhametlilerin | (7:151) | |
|ÎN: muhakkak | ELZ̃YN: kimselere | ETḢZ̃VE: (tanrı diye) benimseyenlere | ELACL: buzağıyı | SYNELHM: erişecektir | ĞŽB: bir öfke | MN: -nden | RBHM: Rableri- | VZ̃LT: ve bir alçaklık | FY: | ELḪYET: hayatında | ELD̃NYE: dünya | VKZ̃LK: işte biz böyle | NCZY: cezalandırırız | ELMFTRYN: iftiracıları | (7:152) | |
|VELZ̃YN: onlar ki | AMLVE: yaptıktan | ELSYÙET: kötülükler | S̃M: sonra | TEBVE: tevbe ettiler | MN: | BAD̃HE: ardından | V ËMNVE: ve iman ettiler | ÎN: muhakkak ki | RBK: Rabbin | MN: | BAD̃HE: ondan sonra | LĞFVR: elbette bağışlayandır | RḪYM: esirgeyendir | (7:153) | |
|VLME: ve ne zaman ki | SKT: dinince | AN: | MVS: Musa'nın | ELĞŽB: öfkesi | ÊḢZ̃: aldı | ELÊLVEḪ: levhaları | VFY: ve vardı | NSḢTHE: onlardaki yazıda | HD̃: yol gösterme | VRḪMT: ve rahmet | LLZ̃YN: için | HM: onlar | LRBHM: Rablerinden | YRHBVN: korkanlar | (7:154) | |
|VEḢTER: ve seçti | MVS: Musa | GVMH: kavminden | SBAYN: yetmiş | RCLE: adam | LMYGETNE: bizimle buluşma vakti için | FLME: ne zaman ki | ÊḢZ̃THM: onları yakalayınca | ELRCFT: sarsıntı | GEL: (Musa) dedi ki | RB: Rabbim | LV: şayet | ŞÙT: dileseydin | ÊHLKTHM: bunları da helak ederdin | MN: | GBL: daha önce | VÎYEY: ve beni de | ÊTHLKNE: bizi helak mı edeceksin? | BME: ötürü | FAL: yaptıklarından | ELSFHEÙ: bazı beyinsizlerin | MNE: içimizden | ÎN: | HY: bu (iş) | ÎLE: başka bir şey değildir | FTNTK: senin imtihanından | TŽL: şaşırtırsın | BHE: onunla | MN: | TŞEÙ: dilediğini | VTHD̃Y: ve yol gösterirsin | MN: | TŞEÙ: dilediğine | ÊNT: sen | VLYNE: bizim velimizsin | FEĞFR: bağışla | LNE: bizi | VERḪMNE: ve bize acı | VÊNT: ve sen | ḢYR: en iyisisin | ELĞEFRYN: bağışlayanların | (7:155) | |
|VEKTB: ve yaz | LNE: bize | FY: | HZ̃H: bu | ELD̃NYE: dünyada | ḪSNT: iyilik | VFY: ve | EL ËḢRT: ahirette | ÎNE: biz | HD̃NE: yöneldik | ÎLYK: sana | GEL: (Alah) buyurdu ki | AZ̃EBY: azabıma | ÊṦYB: uğratırım | BH: onu | MN: kimseyi | ÊŞEÙ: dilediğim | VRḪMTY: ve rahmetim ise | VSAT: kaplamıştır | KL: her | ŞYÙ: şeyi | FSÊKTBHE: onu yazacağım | LLZ̃YN: kimselere | YTGVN: korunanlara | VYÙTVN: ve verenlere | ELZKET: zekatı | VELZ̃YN: ve kimselere | HM: onlar | B ËYETNE: ayetlerimize | YÙMNVN: inanıyorlar | (7:156) | |
|ELZ̃YN: onlar ki | YTBAVN: uyarlar | ELRSVL: o Elçi'ye | ELNBY: o Peygamber'e | ELÊMY: ümmi | ELZ̃Y: | YCD̃VNH: buldukları | MKTVBE: yazılı | AND̃HM: yanlarında | FY: | ELTVRET: Tevrat | VELÎNCYL: ve İncil'de | YÊMRHM: kendilerine emreden | BELMARVF: iyiliği | VYNHEHM: ve kendilerini meneden | AN: -ten | ELMNKR: kötülük- | VYḪL: ve helal kılan | LHM: onlara | ELŦYBET: güzel şeyleri | VYḪRM: ve haram kılan | ALYHM: onlara | ELḢBEÙS̃: çirkin şeyleri | VYŽA: ve kaldırıp atan | ANHM: onlardan | ÎṦRHM: ağırlıkları | VELÊĞLEL: ve prangaları | ELTY: öyle ki | KENT: idiler | ALYHM: onların üzerinde | FELZ̃YN: artık onlar | ËMNVE: inananlar | BH: O'na | VAZRVH: ve O'na saygı gösterenler | VNṦRVH: ve O'na yardım edenler | VETBAVE: ve uyanlar | ELNVR: nura | ELZ̃Y: | ÊNZL: indirilen | MAH: O'nunla beraber | ÊVLÙK: işte | HM: onlar | ELMFLḪVN: felaha erenlerdir | (7:157) | |
|GL: de ki | YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELNES: insanlar | ÎNY: muhakkak ben | RSVL: Elçisiyim | ELLH: Allah'ın | ÎLYKM: sizin | CMYAE: hepinize | ELZ̃Y: | LH: onundur | MLK: mülkü | ELSMEVET: göklerin | VELÊRŽ: ve yerin | LE: yoktur | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | HV: kendisinden | YḪYY: yaşatır | VYMYT: ve öldürür | F ËMNVE: gelin inanın | BELLH: Allah'a | VRSVLH: ve O'nun Elçisine | ELNBY: peygamberi | ELÊMY: ümmi | ELZ̃Y: ki o | YÙMN: inanmaktadır | BELLH: Allah'a | VKLMETH: ve O'nun sözlerine | VETBAVH: O'na uyun ki | LALKM: belki | THTD̃VN: doğru yolu bulursunuz | (7:158) | |
|VMN: ve | GVM: kavminden | MVS: Musa'nın | ÊMT: bir topluluk vardır | YHD̃VN: hakka götüren | BELḪG: doğrulukla | VBH: ve onunla | YAD̃LVN: adalet yapan | (7:159) | |
|VGŦANEHM: ve biz onları ayırdık | ES̃NTY: iki (oniki) | AŞRT: on (oniki) | ÊSBEŦE: kabileye | ÊMME: ümmetler halinde | VÊVḪYNE: vahyettik | ÎL: | MVS: Musa'ya | ÎZ̃: zaman | ESTSGEH: su istediği | GVMH: kavmin | ÊN: diye | EŽRB: vur | BAṦEK: asanla | ELḪCR: taşa | FENBCST: ve fışkırdı | MNH: ondan (taştan) | ES̃NTE: iki (oniki) | AŞRT: on (oniki) | AYNE: göze | GD̃: şüphesiz | ALM: bildi | KL: her | ÊNES: kabile | MŞRBHM: içeceği yeri | VƵLLNE: ve gölge yaptık | ALYHM: üzerlerine | ELĞMEM: bulutla | VÊNZLNE: ve indirdik | ALYHM: onlara | ELMN: kudret helvası | VELSLV: ve bıldırcın eti | KLVE: yeyin | MN: -dan | ŦYBET: güzel olanlar- | ME: şeylerden | RZGNEKM: sizi rızıklandırdığımız | VME: ama | ƵLMVNE: onlar bize zulmetmediler | VLKN: fakat | KENVE: onlar | ÊNFSHM: kendi kendilerine | YƵLMVN: zulmediyorlardı | (7:160) | |
|VÎZ̃: zaman | GYL: denildiği | LHM: onlara | ESKNVE: oturun | HZ̃H: şu | ELGRYT: kentte | VKLVE: ve yeyin | MNHE: orada | ḪYS̃: yerden | ŞÙTM: dilediğiniz | VGVLVE: ve deyin | ḪŦT: affet | VED̃ḢLVE: ve girin | ELBEB: kapıdan | SCD̃E: secde ederek | NĞFR: bağışlayalım | LKM: sizin | ḢŦYÙETKM: hatalarınızı | SNZYD̃: biz daha fazlasını da vereceğiz | ELMḪSNYN: iyilik edenlere | (7:161) | |
|FBD̃L: değiştirdiler | ELZ̃YN: kimseler | ƵLMVE: zulmeden(ler) | MNHM: içlerinden | GVLE: sözü | ĞYR: başkasıyla | ELZ̃Y: | GYL: söylenenden | LHM: kendilerine | FÊRSLNE: biz de gönderdik | ALYHM: üzerlerine | RCZE: bir azab | MN: -ten | ELSMEÙ: gök- | BME: dolayı | KENVE: ettiklerinden | YƵLMVN: haksızlık | (7:162) | |
|VESÊLHM: onlara sor | AN: -ndan | ELGRYT: kent(halkın)ın durumu- | ELTY: öyle ki | KENT: bulunan | ḪEŽRT: kıyısında | ELBḪR: deniz | ÎZ̃: hani | YAD̃VN: onlar haddi aşıyorlardı | FY: | ELSBT: Cumartesine | ÎZ̃: | TÊTYHM: onlara gelirdi | ḪYTENHM: balıkları | YVM: günü | SBTHM: cumartesi | ŞRAE: akın akın | VYVM: gün ise | LE: | YSBTVN: cumartesi dışındaki | LE: | TÊTYHM: gelmezlerdi | KZ̃LK: böylece | NBLVHM: biz onları sınıyorduk | BME: ötürü | KENVE: | YFSGVN: yoldan çıkmalarından | (7:163) | |
|VÎZ̃: artık | GELT: dedi | ÊMT: bir topluluk | MNHM: içlerinden | LM: niçin? | TAƵVN: öğüt veriyorsunuz | GVME: bir kavme | ELLH: Allah'ın | MHLKHM: helak edeceği | ÊV: yahut | MAZ̃BHM: azabedeceği | AZ̃EBE: bir azapla | ŞD̃YD̃E: şiddetli | GELVE: dediler ki | MAZ̃RT: ma'zeret için | ÎL: | RBKM: Rabbinize | VLALHM: ve belki | YTGVN: korunurlar (diye) | (7:164) | |
|FLME: ne zaman ki | NSVE: onlar unuttular | ME: şeyi | Z̃KRVE: hatırlatılan | BH: kendilerine | ÊNCYNE: biz de kurtardık | ELZ̃YN: kimseleri | YNHVN: meneden(leri) | AN: -ten | ELSVÙ: kötülük- | VÊḢZ̃NE: ve yakaladık | ELZ̃YN: kimseleri | ƵLMVE: zulmeden(leri) | BAZ̃EB: bir azab ile | BÙYS: çetin | BME: yüzünden | KENVE: | YFSGVN: yoldan çıkmaları | (7:165) | |
|FLME: ne zaman ki | ATVE: vazgeçmediler | AN: -den | ME: şeyler- | NHVE: yasak kılınan | ANH: kendilerine | GLNE: dedik | LHM: onlara | KVNVE: olun | GRD̃T: maymunlar | ḢESÙYN: aşağılık | (7:166) | |
|VÎZ̃: o vakit | TÊZ̃N: ilan etmişti | RBK: Rabbin | LYBAS̃N: elbette göndereceğini | ALYHM: onlara | ÎL: kadar | YVM: gününe | ELGYEMT: kıyamet | MN: kimseler | YSVMHM: yapacak | SVÙ: en kötüsünü | ELAZ̃EB: azabın | ÎN: doğrusu | RBK: Rabbin | LSRYA: çabuk | ELAGEB: ceza verendir | VÎNH: ve O | LĞFVR: çok bağışlayan | RḪYM: çok esirgeyendir | (7:167) | |
|VGŦANEHM: ve onları ayırdık | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | ÊMME: topluluklara | MNHM: onlardan kimi | ELṦELḪVN: iyi kişilerdir | VMNHM: ve kimi de | D̃VN: alçaktır | Z̃LK: bundan | VBLVNEHM: ve onları sınadık | BELḪSNET: iyiliklerle | VELSYÙET: ve kötülüklerle | LALHM: belki | YRCAVN: dönerler (diye) | (7:168) | |
|FḢLF: ardından | MN: | BAD̃HM: sonra onların | ḢLF: yerlerine geçip | VRS̃VE: varis olanlar | ELKTEB: Kitaba | YÊḢZ̃VN: alıyorlar | ARŽ: menfaatini | HZ̃E: şu | ELÊD̃N: alçak(dünyan)ın | VYGVLVN: ve diyorlar ki | SYĞFR: (nasıl olsa) bağışlanacağız | LNE: biz | VÎN: ve eğer | YÊTHM: kendilerine gelse | ARŽ: bir menfaat daha | MS̃LH: ona benzer | YÊḢZ̃VH: onu da alırlar | ÊLM: | YÙḢZ̃: peki alınmamış mıydı? | ALYHM: kendilerinden | MYS̃EG: misak (söz) | ELKTEB: Kitap'ta | ÊN: diye | LE: | YGVLVE: söylemeyecekler | AL: hakkında | ELLH: Allah | ÎLE: başkasını | ELḪG: gerçekten | VD̃RSVE: ve öğrenmediler mi? | ME: | FYH: onun içindekini | VELD̃ER: ve yurdu | EL ËḢRT: Âhiret | ḢYR: daha hayırlıdır | LLZ̃YN: | YTGVN: korunanlar için | ÊFLE: | TAGLVN: düşünmüyor musunuz? | (7:169) | |
|VELZ̃YN: ve -kimseler/olanlar | YMSKVN: sımsıkı sarılmış- | BELKTEB: Kitaba/yazgıya- | VÊGEMVE: ve -doğrulmuş | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe | ÎNE: elbette biz | LE: | NŽYA: zayi etmeyiz | ÊCR: ecrini | ELMṦLḪYN: iyiliğe çalışanların | (7:170) | |
|VÎZ̃: hani | NTGNE: kaldırmıştık | ELCBL: dağı | FVGHM: üzerlerine | KÊNH: sanki gibi | ƵLT: bir gölge | VƵNVE: ve sanmışlardı | ÊNH: onlar şüphesiz | VEGA: üstlerine düşecek | BHM: onların | ḢZ̃VE: tutun | ME: şeyi (Kitabı) | ËTYNEKM: size verdiğim | BGVT: kuvvetle | VEZ̃KRVE: ve hatırlayın | ME: olanı | FYH: içinde | LALKM: belki | TTGVN: korunursunuz | (7:171) | |
|VÎZ̃: ve hani | ÊḢZ̃: almıştı | RBK: Rabbin | MN: -ndan | BNY: oğulları- | ËD̃M: Adem | MN: -nden | ƵHVRHM: belleri- | Z̃RYTHM: zürriyetlerini | VÊŞHD̃HM: ve şahid tutmuştu | AL: onları | ÊNFSHM: kendilerine | ÊLST: ben değil miyim? | BRBKM: sizin Rabbiniz | GELVE: dediler | BL: evet | ŞHD̃NE: şahidiz | ÊN: | TGVLVE: demeyesiniz | YVM: günü | ELGYEMT: kıyamet | ÎNE: biz elbette | KNE: idik | AN: -ndan | HZ̃E: bu- | ĞEFLYN: habersiz | (7:172) | |
|ÊV: yahut | TGVLVE: demeyesiniz | ÎNME: şüphesiz | ÊŞRK: ortak koştu | ËBEÙNE: babalarımız | MN: | GBL: daha önce | VKNE: biz de olduk | Z̃RYT: bir nesil | MN: | BAD̃HM: onlardan sonra gelen | ÊFTHLKNE: bizi helak mı ediyorsun? | BME: yüzünden | FAL: yaptıkları | ELMBŦLVN: iptal edenlerin | (7:173) | |
|VKZ̃LK: işte böyle | NFṦL: biz açıklıyoruz | EL ËYET: ayetleri | VLALHM: artık herhalde | YRCAVN: döner(yola gelir)ler | (7:174) | |
|VETL: ve oku | ALYHM: onlara | NBÊ: haberini | ELZ̃Y: ki | ËTYNEH: kendisine verdik | ËYETNE: ayetlerimizi | FENSLḢ: sıyrıldı, çıktı | MNHE: onlardan | FÊTBAH: onu peşine taktı | ELŞYŦEN: şeytan | FKEN: böylece oldu | MN: -dan | ELĞEVYN: azgınlar- | (7:175) | |
|VLV: ve şayet | ŞÙNE: dileseydik | LRFANEH: elbette onu yükseltirdik | BHE: onlarla (ayetlerle) | VLKNH: fakat o | ÊḢLD̃: saplandı | ÎL: | ELÊRŽ: yere | VETBA: ve peşine düştü | HVEH: hevesinin | FMS̃LH: onun durumu | KMS̃L: durumuna benzer | ELKLB: şu köpeğin | ÎN: eğer | TḪML: varsan | ALYH: üstüne | YLHS̃: dilini sarkıtıp solur | ÊV: veyahut | TTRKH: onu bıraksan | YLHS̃: dilini sarkıtıp solur | Z̃LK: işte budur | MS̃L: durumu | ELGVM: toplumların | ELZ̃YN: | KZ̃BVE: yalanlayan | B ËYETNE: ayetlerimizi | FEGṦṦ: anlat | ELGṦṦ: bu kıssayı | LALHM: belki | YTFKRVN: düşünürler | (7:176) | |
|SEÙ: ne kötüdür | MS̃LE: durumu | ELGVM: topluluğun | ELZ̃YN: | KZ̃BVE: yalanlayan | B ËYETNE: ayetlerimizi | VÊNFSHM: ve kendilerine | KENVE: olan | YƵLMVN: zulmediyor | (7:177) | |
|MN: kime | YHD̃: yol gösterirse | ELLH: Allah | FHV: işte odur | ELMHTD̃Y: yolu bulan | VMN: ve kimi de | YŽLL: saptırırsa | FÊVLÙK: işte | HM: onlardır | ELḢESRVN: ziyana uğrayanlar | (7:178) | |
|VLGD̃: ve andolsun | Z̃RÊNE: yarattık | LCHNM: cehennem için | KS̃YRE: birçok | MN: | ELCN: cin | VELÎNS: ve insan | LHM: vardır | GLVB: kalbleri | LE: | YFGHVN: fakat anlamazlar | BHE: onlarla | VLHM: ve Onların | ÊAYN: gözleri | LE: | YBṦRVN: fakat görmezler | BHE: onlarla | VLHM: ve Onların | ËZ̃EN: kulakları | LE: | YSMAVN: fakat işitmezler | BHE: onlarla | ÊVLÙK: işte onlar | KELÊNAEM: hayvanlar gibidir | BL: hatta | HM: onlar | ÊŽL: daha da sapıktır | ÊVLÙK: işte | HM: onlardır | ELĞEFLVN: gafiller | (7:179) | |
|VLLH: ve Allah'ındır | ELÊSMEÙ: isimler | ELḪSN: en güzel | FED̃AVH: o halde O'na du'a edin | BHE: onlarla | VZ̃RVE: ve bırakın | ELZ̃YN: kimseleri | YLḪD̃VN: eğriliğe sapan(ları) | FY: hakkında | ÊSMEÙH: O'nun isimleri | SYCZVN: onlar cezasını çekeceklerdir | ME: şeylerin | KENVE: oldukları | YAMLVN: yapıyor(lar) | (7:180) | |
|VMMN: vardır | ḢLGNE: yarattıklarımız içinde | ÊMT: bir ümmet | YHD̃VN: doğruya götüren | BELḪG: hak ile | VBH: ve onunla | YAD̃LVN: adalet yapan | (7:181) | |
|VELZ̃YN: kimseleri | KZ̃BVE: yalanlayanları | B ËYETNE: ayetlerimizi | SNSTD̃RCHM: yavaş yavaş helake yaklaştıracağız | MN: | ḪYS̃: yerden | LE: hiç | YALMVN: bilmeyecekleri | (7:182) | |
|VÊMLY: ve mühlet veriyorum | LHM: onlara | ÎN: şüphesiz | KYD̃Y: benim tuzağım | MTYN: sağlamdır | (7:183) | |
|ÊVLM: | YTFKRVE: düşünmediler mi ki | ME: yoktur | BṦEḪBHM: arkadaşlarında | MN: hiçbir | CNT: delilik | ÎN: | HV: o | ÎLE: ancak | NZ̃YR: bir uyarıcıdır | MBYN: apaçık | (7:184) | |
|ÊVLM: | YNƵRVE: bakmadılar mı? | FY: | MLKVT: melekutuna | ELSMEVET: göklerin | VELÊRŽ: ve yerin | VME: ve | ḢLG: yarattığı | ELLH: Allah'ın | MN: | ŞYÙ: şeylere | VÊN: ve | AS: belkide | ÊN: | YKVN: olabileceğine | GD̃: muhakkak | EGTRB: yaklaşmış | ÊCLHM: ecellerinin | FBÊY: peki hangi | ḪD̃YS̃: söze | BAD̃H: bundan sonra | YÙMNVN: inanacaklar | (7:185) | |
|MN: kimi | YŽLL: saptırırsa | ELLH: Allah | FLE: artık olmaz | HED̃Y: yol gösteren | LH: onun için | VYZ̃RHM: ve bırakır onları | FY: içinde | ŦĞYENHM: azgınlıkları | YAMHVN: bocalayıp dururlar | (7:186) | |
|YSÊLVNK: sana soruyorlar | AN: | ELSEAT: sa'at(in)den | ÊYEN: ne zaman (diye) | MRSEHE: gelip çatması | GL: de ki | ÎNME: ancak | ALMHE: onun bilgisi | AND̃: yanındadır | RBY: Rabbimin | LE: | YCLYHE: Onu açığa çıkaramaz | LVGTHE: tam zamanında | ÎLE: başkası | HV: O'ndan | S̃GLT: O ağır gelmiştir | FY: | ELSMEVET: göklere de | VELÊRŽ: yere de | LE: | TÊTYKM: O size gelmez | ÎLE: ancak | BĞTT: ansızın | YSÊLVNK: sana soruyorlar | KÊNK: sanki sen | ḪFY: biliyormuşsun | ANHE: onu | GL: de ki | ÎNME: muhakkak | ALMHE: onun bilgisi | AND̃: yanındadır | ELLH: Allah'ın | VLKN: fakat | ÊKS̃R: çoğu | ELNES: insanların | LE: | YALMVN: bilmezler | (7:187) | |
|GL: de ki | LE: değilim | ÊMLK: ben sahip | LNFSY: kendime | NFAE: bir faydaya | VLE: ne de | ŽRE: bir zarara | ÎLE: başka | ME: | ŞEÙ: dilediğinden | ELLH: Allah'ın | VLV: eğer | KNT: | ÊALM: bilseydim | ELĞYB: gaybı | LESTKS̃RT: elbete çok elde ederdim | MN: | ELḢYR: hayır (mal ve mülk) | VME: | MSNY: bana dokunmamıştır | ELSVÙ: kötülük | ÎN: | ÊNE: ben | ÎLE: sadece | NZ̃YR: bir uyarıcı | VBŞYR: ve müjdeleyiciyim | LGVM: bir kavim için | YÙMNVN: inanan | (7:188) | |
|HV: O'dur | ELZ̃Y: ki | ḢLGKM: sizi yarattı | MN: | NFS: nefisten | VEḪD̃T: bir tek | VCAL: ve var eti | MNHE: ondan | ZVCHE: eşini | LYSKN: (gönlü) sukün bulsun diye | ÎLYHE: onunla | FLME: ne zaman ki | TĞŞEHE: eşini sarıp örtünce | ḪMLT: (eşi) yüklendi | ḪMLE: bir yük | ḢFYFE: hafif | FMRT: gezdirdi | BH: onu | FLME: ne zaman ki | ÊS̃GLT: (yükü) ağırlaşınca | D̃AVE: ikisi beraber du'a ettiler | ELLH: Allah'a | RBHME: Rableri | LÙN: eğer | ËTYTNE: bize verirsen | ṦELḪE: iyi güzel (bir çocuk) | LNKVNN: elbette oluruz | MN: -den | ELŞEKRYN: şükredenler- | (7:189) | |
|FLME: fakat ne zaman | ËTEHME: (Allah) verdi onlara | ṦELḪE: iyi, güzel (bir çocuk) | CALE: başladılar | LH: O'na | ŞRKEÙ: ortaklar koşmağa | FYME: şeyde | ËTEHME: kendilerine verdiği | FTAEL: oysa yücedir | ELLH: Allah | AME: şeylerden | YŞRKVN: onların ortak koştukları | (7:190) | |
|ÊYŞRKVN: ortak mı koşuyorlar? | ME: şeyleri | LE: | YḢLG: yaratmayan | ŞYÙE: hiçbir şey | VHM: ve kendileri | YḢLGVN: yaratılan | (7:191) | |
|VLE: | YSTŦYAVN: güçleri yetmez | LHM: onlara | NṦRE: yardım etmeye | VLE: ne de | ÊNFSHM: kendilerine | YNṦRVN: yardım edebilirler | (7:192) | |
|VÎN: şayet | TD̃AVHM: onları çağırsanız | ÎL: | ELHD̃: doğru yola | LE: | YTBAVKM: size uymazlar | SVEÙ: birdir | ALYKM: sizin için | ÊD̃AVTMVHM: onları çağırmanız | ÊM: ya da | ÊNTM: sizin | ṦEMTVN: susmanız | (7:193) | |
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | TD̃AVN: yalvardıklarınız | MN: | D̃VN: başka | ELLH: Allah'tan | ABED̃: kullardır | ÊMS̃ELKM: sizler gibi | FED̃AVHM: çağırın onları da | FLYSTCYBVE: cevap versinler | LKM: size | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | ṦED̃GYN: doğru | (7:194) | |
|ÊLHM: onların var mı? | ÊRCL: ayakları | YMŞVN: yürüyecekleri | BHE: onunla | ÊM: yada | LHM: var mı? | ÊYD̃: elleri | YBŦŞVN: tutacakları | BHE: onunla | ÊM: yoksa | LHM: var mı? | ÊAYN: gözleri | YBṦRVN: görecekleri | BHE: onunla | ÊM: yahut | LHM: mı var? | ËZ̃EN: kulakları | YSMAVN: işitecekleri | BHE: onunla | GL: de ki | ED̃AVE: çağırın | ŞRKEÙKM: ortak(koştuk)larınızı | S̃M: sonra | KYD̃VN: bana tuzak kurun | FLE: hiç | TNƵRVN: göz açtırmayın bana | (7:195) | |
|ÎN: muhakkak | VLYY: benim velim | ELLH: Allah'tır | ELZ̃Y: o ki | NZL: indirdi | ELKTEB: Kitabı | VHV: ve O | YTVL: yönetir | ELṦELḪYN: iyileri | (7:196) | |
|VELZ̃YN: kimseler ise | TD̃AVN: yalvardıklarınız | MN: | D̃VNH: O'ndan başka | LE: | YSTŦYAVN: güçleri yetmez | NṦRKM: size yardım etmeye | VLE: ne de | ÊNFSHM: kendilerine | YNṦRVN: yardım edebilirler | (7:197) | |
|VÎN: eğer | TD̃AVHM: onları çağırsanız | ÎL: | ELHD̃: hidayete | LE: | YSMAVE: işitmezler | VTREHM: ve görürsün | YNƵRVN: baktıklarını | ÎLYK: sana | VHM: oysa onlar | LE: | YBṦRVN: görmezler | (7:198) | |
|ḢZ̃: al | ELAFV: affı | VÊMR: emret | BELARF: iyiliği | VÊARŽ: yüz çevir | AN: -den | ELCEHLYN: cahiller- | (7:199) | |
|VÎME: ne zaman | YNZĞNK: seni dürtüklerse | MN: -dan | ELŞYŦEN: şeytan- | NZĞ: bir kötü düşünce | FESTAZ̃: hemen sığın | BELLH: Allah'a | ÎNH: çünkü O | SMYA: işitendir | ALYM: bilendir | (7:200) | |
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | ETGVE: (Allah'tan) korkanlar | ÎZ̃E: zaman | MSHM: kendilerine dokunduğu | ŦEÙF: bir vesvese | MN: -dan | ELŞYŦEN: şeytan- | TZ̃KRVE: düşünürler | FÎZ̃E: ve o zaman | HM: onlar | MBṦRVN: (gerçeği) görürler | (7:201) | |
|VÎḢVENHM: kardeşleri ise | YMD̃VNHM: onları çekerler | FY: içine | ELĞY: azgınlığın | S̃M: sonra | LE: hiç | YGṦRVN: yakalarını bırakmazlar | (7:202) | |
|VÎZ̃E: zaman | LM: | TÊTHM: onlara getirmediğin | B ËYT: bir ayet | GELVE: derler | LVLE: keşke | ECTBYTHE: bunu da derleseydin ya | GL: de ki | ÎNME: ben ancak | ÊTBA: uyuyorum | ME: şeye | YVḪ: vahyolunana | ÎLY: bana | MN: -den | RBY: Rabbim- | HZ̃E: bu (Kur'an) | BṦEÙR: basiretlerdir | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | VHD̃: ve yol göstericidir | VRḪMT: ve rahmettir | LGVM: bir toplum için | YÙMNVN: inanan | (7:203) | |
|VÎZ̃E: zaman | GRÙ: okunduğu | ELGR ËN: Kur'an | FESTMAVE: dinleyin | LH: onu | VÊNṦTVE: ve susun | LALKM: umulur ki size | TRḪMVN: merhamet olunur | (7:204) | |
|VEZ̃KR: ve hatırla | RBK: Rabbini | FY: | NFSK: içinden | TŽRAE: yalvararak | VḢYFT: ve korkarak | VD̃VN: ve olmayan | ELCHR: yüksek | MN: | ELGVL: bir sesle | BELĞD̃V: sabah | VEL ËṦEL: ve akşam | VLE: | TKN: olma | MN: | ELĞEFLYN: gafillerden | (7:205) | |
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: olanlar | AND̃: yanında | RBK: Rabbinin | LE: | YSTKBRVN: büyüklenmezler | AN: -tan | ABED̃TH: O'na kulluk- | VYSBḪVNH: ve O'nu tesbih ederler | VLH: ve Onların | YSCD̃VN: secde ederler | (7:206) | |