V – 3rd person masculine plural imperfect verb, jussive mood PRON – subject pronoun فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أن
|
ÊN
enne
muhakkak
that
,Nun, ,50,
ACC – accusative particle حرف نصب من اخوات «ان»
الله
|
ELLH
llahe
Allah
Allah
Elif,Lam,Lam,He, 1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah" لفظ الجلالة منصوب
يعلم
ع ل م | ALM
YALM
yeǎ'lemu
bilir
knows
Ye,Ayn,Lam,Mim, 10,70,30,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb فعل مضارع
سرهم
س ر ر | SRR
SRHM
sirrahum
onların sırlarını
their secret
Sin,Re,He,Mim, 60,200,5,40,
N – accusative masculine noun PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ونجواهم
ن ج و | NCV
VNCVEHM
ve necvāhum
ve gizli konuşmalarını
and their secret conversation,
Vav,Nun,Cim,Vav,Elif,He,Mim, 6,50,3,6,1,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – nominative masculine noun PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun الواو عاطفة اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأن
|
VÊN
ve enne
ve muhakkak
and that
Vav,,Nun, 6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) ACC – accusative particle الواو عاطفة حرف نصب من اخوات «ان»
الله
|
ELLH
llahe
Allah
Allah
Elif,Lam,Lam,He, 1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah" لفظ الجلالة منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |أَلَمْ: | يَعْلَمُوا: bilmediler mi ki | أَنَّ: muhakkak | اللَّهَ: Allah | يَعْلَمُ: bilir | سِرَّهُمْ: onların sırlarını | وَنَجْوَاهُمْ: ve gizli konuşmalarını | وَأَنَّ: ve muhakkak | اللَّهَ: Allah | عَلَّامُ: bilendir | الْغُيُوبِ: gizlileri |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ألم ÊLM | يعلموا YALMWEbilmediler mi ki | أن ÊNmuhakkak | الله ELLHAllah | يعلم YALMbilir | سرهم SRHMonların sırlarını | ونجواهم WNCWEHMve gizli konuşmalarını | وأن WÊNve muhakkak | الله ELLHAllah | علام ALEMbilendir | الغيوب ELĞYWBgizlileri |
Kırık Meal (Okunuş) : |elem: | yeǎ'lemū: bilmediler mi ki | enne: muhakkak | llahe: Allah | yeǎ'lemu: bilir | sirrahum: onların sırlarını | ve necvāhum: ve gizli konuşmalarını | ve enne: ve muhakkak | llahe: Allah | ǎllāmu: bilendir | l-ğuyūbi: gizlileri |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊLM: | YALMVE: bilmediler mi ki | ÊN: muhakkak | ELLH: Allah | YALM: bilir | SRHM: onların sırlarını | VNCVEHM: ve gizli konuşmalarını | VÊN: ve muhakkak | ELLH: Allah | ALEM: bilendir | ELĞYVB: gizlileri |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hâlâ da bilmezler mi ki Allah, şüphe yok ki onların gizlediklerini de bilir, fısıltıyla konuşup aralarında gizli kalan sözlerini de ve şüphe yok ki gizli şeyleri en iyi bilen, Allah'tır.
Adem Uğur : (Münafıklar), Allah'ın, onların sırrını da fısıltılarını da bildiğini ve gaybları (gizli şeyleri) çok iyi bilen olduğunu hâla anlamadılar mı?
Ahmed Hulusi : (Hâlâ) anlamadılar mı ki, Allâh, onların özlerindekini de, fısıldaşmalarını da bilir ve Allâh gaybları (derûnî boyutları, yaratanı olarak) en detaylı bilendir!
Ahmet Tekin : Allah’ın, onların sırlarını da ortalık bulandırmak için yaydıkları fısıltılarını da bileceğini; Allah’ın gayb âlemini, bütün bilinmeyenleri bildiğini halâ öğrenemediler mi?
Ahmet Varol : Bilmediler mi ki, Allah onların sırlarını ve fısıldaşmalarını bilmektedir ve Allah bütün gizlilikleri bilendir?
Ali Bulaç : Onlar bilmiyorlar mı ki, elbette Allah, onların gizli tuttuklarını da, fısıldaştıklarını da biliyor. Gerçekten Allah, gaybın bilgisine sahip olandır.
Ali Fikri Yavuz : Hâlâ (o münafıklar) bilmediler mi ki, Allah, onların gizledikleri sırları da bilir, fısıltılarını da... Allah, bütün gaibleri kemâliyle bilendir.
Bekir Sadak : Ikiyuzluler, Allah'in onlarin sirlarini ve gizli toplantilarini bildigini, Allah'in gorunmeyenleri bilen oldugunu bilmiyorlar miydi?
Celal Yıldırım : Bilmezler mi ki, Allah onların sırlarını da, gizli toplantı ve fısıltılarını da bilir. Allah gaybleri de yeterince bilendir.
Diyanet İşleri : Allah’ın, içlerinde gizlediklerini ve fısıltılarını bildiğini ve Allah’ın gaybleri çok iyi bilen olduğunu bilmediler mi?
Diyanet İşleri (eski) : İkiyüzlüler, Allah'ın onların sırlarını ve gizli toplantılarını bildiğini, Allah'ın görünmeyenleri bilen olduğunu bilmiyorlar mıydı?
Diyanet Vakfi : (Münafıklar), Allah'ın, onların sırrını da fısıltılarını da bildiğini ve gaybları (gizli şeyleri) çok iyi bilen olduğunu hâla anlamadılar mı?
Edip Yüksel : Bilmezler mi ki, ALLAH onların hem gizlediklerini hem açıkladıklarını bilir ve ALLAH tüm gizlileri Bilendir?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'ın, onların sırlarını da, fısıltılarını da bilip durduğunu ve Allah'ın bütün bilinmeyenleri bildiğini hâlâ öğrenemediler mi?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar hala Allah'ın, sırlarını da fısıltılarını da bildiğini ve Allah'ın bütün gaipleri çok iyi bilen olduğunu bilmiyorlar mı?
Elmalılı Hamdi Yazır : Henüz bilmediler mi ki Allah onların sirlerini de bilir fısıltılarını da; ve Allah «allâmülguyub» dur
Fizilal-il Kuran : Allah'ın onların sırlarını ve fısıltılarını bildiği, O'nun «gayb «leri çok iyi bildiğini halâ öğrenemediler mi?
Gültekin Onan : Onlar bilmiyorlar mı ki, elbette Tanrı, onların gizli tuttuklarını da, fısıldaştıklarını da biliyor. Gerçekten Tanrı, gaybın bilgisine sahip olandır.
Hakkı Yılmaz : (78,79) "Şüphesiz onlar; mü’minlerden, sadakalardan kendi gönülleriyle bağışta bulunanlara ve güçlerinin yettiğinden fazlasını bulamayanlara dil uzatan, sonra da onlarla alay eden kimseler, Allah'ın, onların sırlarını ve fısıltılarını bilip durduğunu ve şüphesiz Allah'ın bütün bilinmeyenlerin çok iyi bilicisi olduğunu bilmediler mi? Allah, onları maskaraya çevirmiştir. Ve onlar için çok acıklı bir azap vardır. "
Hasan Basri Çantay : (Münafıklar) halâ bitmediler mi ki Allah, şübhesiz onların içlerinde gizlediklerini de, fısıltılarını da biliyor ve muhakkak ki Allah, gayıbları çok iyi bilendir.
Hayrat Neşriyat : Bilmediler mi ki şübhesiz Allah, onların sırlarını ve fısıldaşmalarını bilir; çünki şübhesiz Allah, (bütün) gizlilikleri çok iyi bilendir!
İbni Kesir : Bilmezler mi ki; Allah, onların içlerinden gizlediklerini de, fısıltılarını da bilir. Ve Allah, gaybları çok iyi bilendir.
İskender Evrenosoğlu : Allah'ın, onların sırlarını ve fısıldaşmalarını bildiğini bilmiyorlar mı? Ve muhakkak ki; Allah, gaybte olanları (gayb bilgilerini) çok iyi bilir.
Muhammed Esed : Bilmiyorlar mı ki, onların (bütün o) sırlarından, (bütün o) gizli görüşmelerinden Allahın haberi var? (Ve yine bilmiyorlar mı ki,) Allah, insan idrakini aşan şeyler hakkında eksiksiz bilgi sahibidir?
Ömer Nasuhi Bilmen : Daha bilmediler mi ki, Allah Teâlâ, onların sırlarını da fısıltılarını da muhakkak ki bilir. Ve şüphe yok ki, Allah Teâlâ gaybleri pek iyi bilendir.
Ömer Öngüt : Bilmezler mi ki Allah, onların sırlarını da gizli konuşmalarını da bilir. Ve Allah, gaybları çok iyi bilendir.
Şaban Piriş : Allah’ın onların sırlarını ve gizli toplantılarını bildiğini bilmiyorlar mı? Allah gaybları çok iyi bilendir.
Suat Yıldırım : O münafıklar hâlâ anlamadılar mı ki Allah onların sözlerini de, fısıldaşmalarını da bilir hem Allah bütün gaybleri tam tamına bilir.
Süleyman Ateş : Bilmediler mi ki Allâh, onların sırlarını ve gizli konuşmalarını bilir ve Allâh, gizlileri bilendir?
Tefhim-ul Kuran : Onlar bilmiyorlar mı ki, elbette Allah, onların gizli tuttuklarını da, fısıldaştıklarını da biliyor. Gerçekten Allah, gaybın bilgisine sahip olandır.
Ümit Şimşek : Onlar bilmiyorlar mıydı ki Allah onların gizlediklerini de, fısıltılarını da bilir ve Allah bütün gizlilikleri bütün incelikleriyle bilir?
Yaşar Nuri Öztürk : Bilmediler mi ki, Allah onların sırrını da fısıldaşmalarını da bilir; Allah gaybları çok iyi bilendir.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]