» 9 / Tevbe  75:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

 » 9 / Tevbe  Suresi: 75
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمِنْهُمْ (VMNHM) = ve minhum : ve onlardan
2. مَنْ (MN) = men : kimileri
3. عَاهَدَ (AEHD̃) = ǎāhede : and içtiler
4. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah'a
5. لَئِنْ (LÙN) = lein : eğer
6. اتَانَا ( ËTENE) = ātānā : bize verirse
7. مِنْ (MN) = min :
8. فَضْلِهِ (FŽLH) = feDlihi : lutfundan
9. لَنَصَّدَّقَنَّ (LNṦD̃GN) = leneSSaddeḳanne : elbette sadaka vereceğiz
10. وَلَنَكُونَنَّ (VLNKVNN) = velenekūnenne : ve olacağız
11. مِنَ (MN) = mine : -dan
12. الصَّالِحِينَ (ELṦELḪYN) = S-SāliHīne : yararlı insanlar-
ve onlardan | kimileri | and içtiler | Allah'a | eğer | bize verirse | | lutfundan | elbette sadaka vereceğiz | ve olacağız | -dan | yararlı insanlar- |

[] [] [AHD̃] [] [] [ETY] [] [FŽL] [ṦD̃G] [KVN] [] [ṦLḪ]
VMNHM MN AEHD̃ ELLH LÙN ËTENE MN FŽLH LNṦD̃GN VLNKVNN MN ELṦELḪYN

ve minhum men ǎāhede llahe lein ātānā min feDlihi leneSSaddeḳanne velenekūnenne mine S-SāliHīne
ومنهم من عاهد الله لئن آتانا من فضله لنصدقن ولنكونن من الصالحين

 » 9 / Tevbe  Suresi: 75
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ومنهم | VMNHM ve minhum ve onlardan And among them
من | MN men kimileri (is he) who
عاهد ع ه د | AHD̃ AEHD̃ ǎāhede and içtiler made a covenant
الله | ELLH llahe Allah'a (with) Allah,
لئن | LÙN lein eğer """If"
آتانا ا ت ي | ETY ËTENE ātānā bize verirse He gives us
من | MN min of
فضله ف ض ل | FŽL FŽLH feDlihi lutfundan His bounty,
لنصدقن ص د ق | ṦD̃G LNṦD̃GN leneSSaddeḳanne elbette sadaka vereceğiz surely we will give charity
ولنكونن ك و ن | KVN VLNKVNN velenekūnenne ve olacağız and surely we will be
من | MN mine -dan among
الصالحين ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪYN S-SāliHīne yararlı insanlar- "the righteous."""

9:75 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve onlardan | kimileri | and içtiler | Allah'a | eğer | bize verirse | | lutfundan | elbette sadaka vereceğiz | ve olacağız | -dan | yararlı insanlar- |

[] [] [AHD̃] [] [] [ETY] [] [FŽL] [ṦD̃G] [KVN] [] [ṦLḪ]
VMNHM MN AEHD̃ ELLH LÙN ËTENE MN FŽLH LNṦD̃GN VLNKVNN MN ELṦELḪYN

ve minhum men ǎāhede llahe lein ātānā min feDlihi leneSSaddeḳanne velenekūnenne mine S-SāliHīne
ومنهم من عاهد الله لئن آتانا من فضله لنصدقن ولنكونن من الصالحين

[] [] [ع ه د] [] [] [ا ت ي] [] [ف ض ل] [ص د ق] [ك و ن] [] [ص ل ح]

 » 9 / Tevbe  Suresi: 75
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ومنهم | VMNHM ve minhum ve onlardan And among them
Vav,Mim,Nun,He,Mim,
6,40,50,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
من | MN men kimileri (is he) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
عاهد ع ه د | AHD̃ AEHD̃ ǎāhede and içtiler made a covenant
Ayn,Elif,He,Dal,
70,1,5,4,
V – 3rd person masculine singular (form III) perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahe Allah'a (with) Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
لئن | LÙN lein eğer """If"
Lam,,Nun,
30,,50,
EMPH – emphatic prefix lām
COND – conditional particle
اللام لام التوكيد
حرف شرط
آتانا ا ت ي | ETY ËTENE ātānā bize verirse He gives us
,Te,Elif,Nun,Elif,
,400,1,50,1,
V – 1st person singular (form IV) imperfect verb
PRON – 1st person plural object pronoun
فعل مضارع و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
فضله ف ض ل | FŽL FŽLH feDlihi lutfundan His bounty,
Fe,Dad,Lam,He,
80,800,30,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لنصدقن ص د ق | ṦD̃G LNṦD̃GN leneSSaddeḳanne elbette sadaka vereceğiz surely we will give charity
Lam,Nun,Sad,Dal,Gaf,Nun,
30,50,90,4,100,50,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person plural (form V) imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد
ولنكونن ك و ن | KVN VLNKVNN velenekūnenne ve olacağız and surely we will be
Vav,Lam,Nun,Kef,Vav,Nun,Nun,
6,30,50,20,6,50,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person plural imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد
من | MN mine -dan among
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الصالحين ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪYN S-SāliHīne yararlı insanlar- "the righteous."""
Elif,Lam,Sad,Elif,Lam,Ha,Ye,Nun,
1,30,90,1,30,8,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمِنْهُمْ: ve onlardan | مَنْ: kimileri | عَاهَدَ: and içtiler | اللَّهَ: Allah'a | لَئِنْ: eğer | اتَانَا: bize verirse | مِنْ: | فَضْلِهِ: lutfundan | لَنَصَّدَّقَنَّ: elbette sadaka vereceğiz | وَلَنَكُونَنَّ: ve olacağız | مِنَ: -dan | الصَّالِحِينَ: yararlı insanlar- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ومنهم WMNHM ve onlardan | من MN kimileri | عاهد AEHD̃ and içtiler | الله ELLH Allah'a | لئن LÙN eğer | آتانا ËTENE bize verirse | من MN | فضله FŽLH lutfundan | لنصدقن LNṦD̃GN elbette sadaka vereceğiz | ولنكونن WLNKWNN ve olacağız | من MN -dan | الصالحين ELṦELḪYN yararlı insanlar- |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve minhum: ve onlardan | men: kimileri | ǎāhede: and içtiler | llahe: Allah'a | lein: eğer | ātānā: bize verirse | min: | feDlihi: lutfundan | leneSSaddeḳanne: elbette sadaka vereceğiz | velenekūnenne: ve olacağız | mine: -dan | S-SāliHīne: yararlı insanlar- |
Kırık Meal (Transcript) : |VMNHM: ve onlardan | MN: kimileri | AEHD̃: and içtiler | ELLH: Allah'a | LÙN: eğer | ËTENE: bize verirse | MN: | FŽLH: lutfundan | LNṦD̃GN: elbette sadaka vereceğiz | VLNKVNN: ve olacağız | MN: -dan | ELṦELḪYN: yararlı insanlar- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlardan, bize lûtfuyla, keremiyle ihsanda bulunursa biz de yoksullara tasadduk ederiz ve mutlaka iyi kişilerden oluruz diye Allah'la ahdedenler de var.
Adem Uğur : Onlardan kimi de, Eğer Allah lütuf ve kereminden bize verirse, mutlaka sadaka vereceğiz ve elbette biz sâlihlerden olacağız! diye Allah'a and içti.
Ahmed Hulusi : Onlardan kimi de Allâh'a vaatte bulundu: "Eğer bize fazlından verirse, andolsun ki kesinlikle sadaka vereceğiz ve elbette sâlihlerden olacağız. "
Ahmet Tekin : Onların içlerinde taahhütte bulunanlar da vardı: 'Allah bize lütfundan, ihsanından verirse, mutlaka imanda sadâkatin ve kemalin ifadesi olan sadakayı, vicdanımızı, servetimizi, sosyal bünyemizi arındıran berekete vesile olan zekâtı veririz, malî mükellefiyetleri yerine getiririz, kesinlikle dindar, ahlâklı, hayır-hasenat sahibi müslümanlardan, sâlihlerden oluruz' diyorlardı.
Ahmet Varol : Onlardan: 'Eğer Allah bize kendi lütfundan verirse mutlaka sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız' diye Allah'a kesin söz verenler var.
Ali Bulaç : Onlardan kimi de: "Andolsun, eğer bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız" diye Allah'a ahdetmiştir.
Ali Fikri Yavuz : Onlardan kimi de Allah’a şöyle kesin söz (ahd) vermişti: Eğer (Allah) bize lütuf ve kereminden ihsan ederse, muhakkak zekâtını vereceğiz, gerçekten sâlihlerden olacağız.
Bekir Sadak : Aralarinda: «Allah bize bol nimetinden verecek olursa, and olsun ki sadaka verecegiz ve iyilerden olacagiz» diye O'na and verenler vardir.
Celal Yıldırım : Onlardan kimi de, «eğer Allah bize kendi geniş nimetinden verirse, herhalde zekât ve sadaka verir ve sâlihler (iyi-yararlı kişiler)den oluruz» diyerek Allah'a karşı .söz vermişlerdi.
Diyanet İşleri : İçlerinden, “Eğer Allah bize lütuf ve kereminden verirse, mutlaka bol bol sadaka veririz ve mutlaka salihlerden oluruz” diye Allah’a söz verenler de vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Aralarında: 'Allah bize bol nimetinden verecek olursa, and olsun ki sadaka vereceğiz ve iyilerden olacağız' diye O'na and verenler vardır.
Diyanet Vakfi : Onlardan kimi de, eğer Allah lütuf ve kereminden bize verirse, mutlaka sadaka vereceğiz ve elbette biz sâlihlerden olacağız! diye Allah'a and içti.
Edip Yüksel : Hatta bazıları, 'Bize lütfundan verirse, paramızı yardım için harcayacağız ve dürüst insanlardan olacağız,' diye ALLAH'a söz verdiler
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yine onlardan kimi de Allah'a şöyle ahdetmişlerdi: «Eğer bize lütuf ve kereminden ihsan ederse biz de elbette zekâtı veririz ve kesinlikle salihlerden oluruz.» diye söz vermişlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yine onlardan bir takımı «Allah bize bol lütufta bulunursa mutlaka zekatını veririz ve dürüstlerden oluruz!» diye söz vermişlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yine onlardan kimi de Allaha şöyle ahdetmişlerdi: «eğer bize fadlından ihsan ederse her halde zekâtını veririz ve her halde salihînden oluruz»
Fizilal-il Kuran : Onlardan bazıları «eğer Allah bize lütfundan bol mal verirse, sadaka verenlerden ve iyi amel işleyenlerden olacağımıza yemin ederiz» diye Allah'a kesin söz verirler.
Gültekin Onan : Onlardan kimi de: "Andolsun, eğer bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız" diye Tanrı'ya ahdetmiştir.
Hakkı Yılmaz : Ve onlardan bazıları, “Eğer Allah armağanlarından bize verirse, kesinlikle bağışta bulunacağız ve kesinlikle iyilerden olacağız” diye Allah'a söz veren kimselerdir.
Hasan Basri Çantay : İçlerinden kimi de Allaha (şöyle) ahdetmişdi: «eğer bize lütf-ü, kereminden ihsan ederse, andolsun, zekâtını vereceğiz, muhakkak saalihlerden olacağız».
Hayrat Neşriyat : Onlardan kimisi de: 'Yemîn olsun ki, eğer (Allah) fazlından bize verirse, mutlaka sadaka (ve zekâtını) vereceğiz ve mutlaka sâlihlerden olacağız' diye Allah’a söz verdi.
İbni Kesir : İçlerinden kimi de: Eğer bize lütuf ve kereminden ihsan ederse; andolsun ki, muhakkak tasadduk edeceğiz ve muhakkak salihlerden olacağız, diye Allah'a ahdetmişlerdi.
İskender Evrenosoğlu : Onlardan (bazı) kimseler: “Eğer (Allah), Kendi fazlından bize verirse, elbette mutlaka sadaka veririz ve mutlaka salihlerden oluruz.” diye, Allah'a ahd verdiler.
Muhammed Esed : Ve onlar arasında, "Doğrusu, eğer Allah bize cömertliğinden (bir şeyler) bahşederse, kuşkusuz biz de hayır için harcar (sadaka verir) ve hiç kuşkusuz dürüst ve erdemli kimselerden oluruz!" diye Allaha yemin edenler var.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlardan bazıları da Allah Teâlâ'ya ahdetmişti ki: «Eğer fazlından bize verir ise elbette tasaddukta bulunacağız ve elbette sâlih kimselerden olacağız.»
Ömer Öngüt : Onlardan kimi de: “Eğer Allah lütuf ve kereminden bize verirse, andolsun ki sadaka vereceğiz ve iyilerden olacağız. ” diye O'na kesin söz verdiler.
Şaban Piriş : İçlerinde ‘Allah bize bol nimetinden verirse, kesinlikle sadaka vereceğiz ve doğru kimselerden olacağız.’ diye O’na and verenler vardır.
Suat Yıldırım : Onlardan kimi de Allah’a şöyle kesin söz vermişlerdi:"Eğer Allah bize lütfundan verirse, biz de mutlaka zekât ve teberrûda bulunacak ve elbette iyi insanlardan olacağız."
Süleyman Ateş : Kimileri de: "Eğer Allâh, lutfundan bize verirse elbette sadaka vereceğiz ve yararlı insanlardan olacağız!" diye Allah'a and içtiler.
Tefhim-ul Kuran : Onlardan kimi de: «Andolsun, eğer bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız» diye Allah'a ahdetmişti.
Ümit Şimşek : Onlardan, 'Eğer Allah bize lütfundan birşey verecek olursa biz de bağışta bulunur ve iyi insanlardan oluruz' diye Allah'a söz verenler vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : İçlerinden bazıları da Allah'a şöyle ant içti: "Eğer Allah, lütfundan bize verirse, elbette sadaka dağıtacağız ve elbette iyilik ve barış için çalışanlardan olacağız."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}