» 9 / Tevbe  50:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

 » 9 / Tevbe  Suresi: 50
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنْ (ÎN) = in : eğer
2. تُصِبْكَ (TṦBK) = tuSibke : sana ulaşsa
3. حَسَنَةٌ (ḪSNT) = Hasenetun : bir iyilik
4. تَسُؤْهُمْ (TSÙHM) = tesu'hum : onların hoşuna gitmez
5. وَإِنْ (VÎN) = vein : ve eğer
6. تُصِبْكَ (TṦBK) = tuSibke : sana ulaşsa
7. مُصِيبَةٌ (MṦYBT) = muSībetun : bir kötülük
8. يَقُولُوا (YGVLVE) = yeḳūlū : derler
9. قَدْ (GD̃) = ḳad : muhakkak
10. أَخَذْنَا (ÊḢZ̃NE) = eḣaƶnā : biz almıştık
11. أَمْرَنَا (ÊMRNE) = emranā : tedbirimizi
12. مِنْ (MN) = min : -den
13. قَبْلُ (GBL) = ḳablu : önce-
14. وَيَتَوَلَّوْا (VYTVLVE) = ve yetevellev : döner(gider)ler
15. وَهُمْ (VHM) = vehum : ve onlar
16. فَرِحُونَ (FRḪVN) = feriHūne : sevinirler
eğer | sana ulaşsa | bir iyilik | onların hoşuna gitmez | ve eğer | sana ulaşsa | bir kötülük | derler | muhakkak | biz almıştık | tedbirimizi | -den | önce- | döner(gider)ler | ve onlar | sevinirler |

[] [ṦVB] [ḪSN] [SVE] [] [ṦVB] [ṦVB] [GVL] [] [EḢZ̃] [EMR] [] [GBL] [VLY] [] [FRḪ]
ÎN TṦBK ḪSNT TSÙHM VÎN TṦBK MṦYBT YGVLVE GD̃ ÊḢZ̃NE ÊMRNE MN GBL VYTVLVE VHM FRḪVN

in tuSibke Hasenetun tesu'hum vein tuSibke muSībetun yeḳūlū ḳad eḣaƶnā emranā min ḳablu ve yetevellev vehum feriHūne
إن تصبك حسنة تسؤهم وإن تصبك مصيبة يقولوا قد أخذنا أمرنا من قبل ويتولوا وهم فرحون

 » 9 / Tevbe  Suresi: 50
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN in eğer If
تصبك ص و ب | ṦVB TṦBK tuSibke sana ulaşsa befalls you
حسنة ح س ن | ḪSN ḪSNT Hasenetun bir iyilik good,
تسؤهم س و ا | SVE TSÙHM tesu'hum onların hoşuna gitmez it distresses them,
وإن | VÎN vein ve eğer but if
تصبك ص و ب | ṦVB TṦBK tuSibke sana ulaşsa befalls you
مصيبة ص و ب | ṦVB MṦYBT muSībetun bir kötülük a calamity
يقولوا ق و ل | GVL YGVLVE yeḳūlū derler they say,
قد | GD̃ ḳad muhakkak """Verily,"
أخذنا ا خ ذ | EḢZ̃ ÊḢZ̃NE eḣaƶnā biz almıştık we took
أمرنا ا م ر | EMR ÊMRNE emranā tedbirimizi our matter
من | MN min -den "before."""
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳablu önce- "before."""
ويتولوا و ل ي | VLY VYTVLVE ve yetevellev döner(gider)ler And they turn away
وهم | VHM vehum ve onlar while they
فرحون ف ر ح | FRḪ FRḪVN feriHūne sevinirler (are) rejoicing.

9:50 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

eğer | sana ulaşsa | bir iyilik | onların hoşuna gitmez | ve eğer | sana ulaşsa | bir kötülük | derler | muhakkak | biz almıştık | tedbirimizi | -den | önce- | döner(gider)ler | ve onlar | sevinirler |

[] [ṦVB] [ḪSN] [SVE] [] [ṦVB] [ṦVB] [GVL] [] [EḢZ̃] [EMR] [] [GBL] [VLY] [] [FRḪ]
ÎN TṦBK ḪSNT TSÙHM VÎN TṦBK MṦYBT YGVLVE GD̃ ÊḢZ̃NE ÊMRNE MN GBL VYTVLVE VHM FRḪVN

in tuSibke Hasenetun tesu'hum vein tuSibke muSībetun yeḳūlū ḳad eḣaƶnā emranā min ḳablu ve yetevellev vehum feriHūne
إن تصبك حسنة تسؤهم وإن تصبك مصيبة يقولوا قد أخذنا أمرنا من قبل ويتولوا وهم فرحون

[] [ص و ب] [ح س ن] [س و ا] [] [ص و ب] [ص و ب] [ق و ل] [] [ا خ ذ ] [ا م ر] [] [ق ب ل] [و ل ي] [] [ف ر ح]

 » 9 / Tevbe  Suresi: 50
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN in eğer If
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
تصبك ص و ب | ṦVB TṦBK tuSibke sana ulaşsa befalls you
Te,Sad,Be,Kef,
400,90,2,20,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع مجزوم والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
حسنة ح س ن | ḪSN ḪSNT Hasenetun bir iyilik good,
Ha,Sin,Nun,Te merbuta,
8,60,50,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
تسؤهم س و ا | SVE TSÙHM tesu'hum onların hoşuna gitmez it distresses them,
Te,Sin,,He,Mim,
400,60,,5,40,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, jussive mood
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع مجزوم و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وإن | VÎN vein ve eğer but if
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
تصبك ص و ب | ṦVB TṦBK tuSibke sana ulaşsa befalls you
Te,Sad,Be,Kef,
400,90,2,20,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع مجزوم والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
مصيبة ص و ب | ṦVB MṦYBT muSībetun bir kötülük a calamity
Mim,Sad,Ye,Be,Te merbuta,
40,90,10,2,400,
N – nominative feminine indefinite (form IV) active participle
اسم مرفوع
يقولوا ق و ل | GVL YGVLVE yeḳūlū derler they say,
Ye,Gaf,Vav,Lam,Vav,Elif,
10,100,6,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
قد | GD̃ ḳad muhakkak """Verily,"
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
أخذنا ا خ ذ | EḢZ̃ ÊḢZ̃NE eḣaƶnā biz almıştık we took
,Hı,Zel,Nun,Elif,
,600,700,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
أمرنا ا م ر | EMR ÊMRNE emranā tedbirimizi our matter
,Mim,Re,Nun,Elif,
,40,200,50,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
من | MN min -den "before."""
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳablu önce- "before."""
Gaf,Be,Lam,
100,2,30,
N – genitive noun
اسم مجرور
ويتولوا و ل ي | VLY VYTVLVE ve yetevellev döner(gider)ler And they turn away
Vav,Ye,Te,Vav,Lam,Vav,Elif,
6,10,400,6,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form V) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وهم | VHM vehum ve onlar while they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
فرحون ف ر ح | FRḪ FRḪVN feriHūne sevinirler (are) rejoicing.
Fe,Re,Ha,Vav,Nun,
80,200,8,6,50,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنْ: eğer | تُصِبْكَ: sana ulaşsa | حَسَنَةٌ: bir iyilik | تَسُؤْهُمْ: onların hoşuna gitmez | وَإِنْ: ve eğer | تُصِبْكَ: sana ulaşsa | مُصِيبَةٌ: bir kötülük | يَقُولُوا: derler | قَدْ: muhakkak | أَخَذْنَا: biz almıştık | أَمْرَنَا: tedbirimizi | مِنْ: -den | قَبْلُ: önce- | وَيَتَوَلَّوْا: döner(gider)ler | وَهُمْ: ve onlar | فَرِحُونَ: sevinirler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN eğer | تصبك TṦBK sana ulaşsa | حسنة ḪSNT bir iyilik | تسؤهم TSÙHM onların hoşuna gitmez | وإن WÎN ve eğer | تصبك TṦBK sana ulaşsa | مصيبة MṦYBT bir kötülük | يقولوا YGWLWE derler | قد GD̃ muhakkak | أخذنا ÊḢZ̃NE biz almıştık | أمرنا ÊMRNE tedbirimizi | من MN -den | قبل GBL önce- | ويتولوا WYTWLWE döner(gider)ler | وهم WHM ve onlar | فرحون FRḪWN sevinirler |
Kırık Meal (Okunuş) : |in: eğer | tuSibke: sana ulaşsa | Hasenetun: bir iyilik | tesu'hum: onların hoşuna gitmez | vein: ve eğer | tuSibke: sana ulaşsa | muSībetun: bir kötülük | yeḳūlū: derler | ḳad: muhakkak | eḣaƶnā: biz almıştık | emranā: tedbirimizi | min: -den | ḳablu: önce- | ve yetevellev: döner(gider)ler | vehum: ve onlar | feriHūne: sevinirler |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: eğer | TṦBK: sana ulaşsa | ḪSNT: bir iyilik | TSÙHM: onların hoşuna gitmez | VÎN: ve eğer | TṦBK: sana ulaşsa | MṦYBT: bir kötülük | YGVLVE: derler | GD̃: muhakkak | ÊḢZ̃NE: biz almıştık | ÊMRNE: tedbirimizi | MN: -den | GBL: önce- | VYTVLVE: döner(gider)ler | VHM: ve onlar | FRḪVN: sevinirler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sana bir iyilik geldi mi kötüleşir onlar; bir musîbete uğrarsan biz derler, daha önce tedbir aldık, ihtiyâta riâyet ettik ve güvenle, gururla yüz çevirip giderler.
Adem Uğur : Eğer sana bir iyilik erişirse, bu onları üzer. Ve eğer başına bir musibet gelirse, "İyi ki biz daha önce tedbirimizi almışız" derler ve böbürlenerek dönüp giderler.
Ahmed Hulusi : Eğer sana bir güzellik erişse (bu) onları üzer. . . Şayet sana nahoş bir olay isâbet etse: "İyi ki önceden bu şekilde davranmışız" derler ve sevinerek dönüp giderler.
Ahmet Tekin : Eğer sana bir iyilik dokunur, zafere ulaşır, ganimet elde edersen bu onları üzer. Başına bir belâ gelirse de, 'Biz, zaten planımızı önceden yapmış, tedbirimizi almıştık' derler. Sevine sevine sırtlarını dönerek halkı yönlendirmeye devam ederler.
Ahmet Varol : Sana bir iyilik ulaşsa onları rahatsız eder. Sana bir kötülük dokunduğunda da: 'Biz önceden işimizi sağlama bağlamıştık' der ve sevinç içinde dönüp giderler.
Ali Bulaç : Sana iyilik dokunursa, bu onları fenalaştırır, bir musibet isabet edince ise: "Biz önceden tedbirimizi almıştık" derler ve sevinç içinde dönüp giderler.
Ali Fikri Yavuz : Sana bir iyilik (ganimet ve zafer) gelirse, fenalarına gider ve eğer sana bir musibet gelirse derler ki, biz tedbirimizi önceden almıştık; ve sana isabet eden musibetten dolayı sevine sevine döner giderler.
Bekir Sadak : Sana bir iyilik gelince onlarin fenasina gider; bir kotuluk gelse, «Biz onceden ihtiyatli davrandik» derler, sevinerek donup giderler.
Celal Yıldırım : Sana bir iyilik dokunursa, onları üzüp tasalandırır. Sana bir musîbet (kötülük) dokunursa. «Biz işimizi önceden yoluna koyup önlem aldık» derler ve buna sevindikleri halde dönüp giderler.
Diyanet İşleri : Sana bir iyilik gelirse, bu onları üzer. Eğer başına bir musîbet gelirse, “Biz tedbirimizi önceden almıştık” derler ve sevinerek dönüp giderler.
Diyanet İşleri (eski) : Sana bir iyilik gelince onların fenasına gider; bir kötülük gelse, 'Biz önceden ihtiyatlı davrandık' derler, sevinerek dönüp giderler.
Diyanet Vakfi : Eğer sana bir iyilik erişirse, bu onları üzer. Ve eğer başına bir musibet gelirse, «İyi ki biz daha önce tedbirimizi almışız» derler ve böbürlenerek dönüp giderler.
Edip Yüksel : Sana bir iyilik dokunsa onları üzer, sana bir kötülük dokunsa, 'Biz önceden önlem almıştık,' derler ve sevinç içinde dönüp giderler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer sana bir iyilik dokunursa fenalarına gider. Eğer sana bir musibet gelirse «Biz zaten tedbirimizi önceden almıştık.» derler ve sevine sevine dönüp giderler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sana bir güzellik kısmet olursa, bu onların zoruna gider ve eğer sana bir kötülük dokunursa: «Biz tedbirimizi önceden almıştık!» derler ve sevinerek dönüp giderler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sana bir güzellik kısmet olursa fenalarına gider ve eğer bir musîbet gelirse biz tedbirimizi önceden almıştık derler ve sevine sevine döner giderler
Fizilal-il Kuran : Eğer karşına bir iyilik çıkarsa fenalarına gider. Eğer başına bir musibet gelirse, «Biz savaşa katılmayarak önceden tedbirimizi aldık» diyerek sevinç içinde dönüp giderler.
Gültekin Onan : Sana iyilik dokunursa, bu onları fenalaştırır, bir musibet isabet edince ise: "Biz önceden buyruğumuzu almıştık" derler ve sevinç içinde dönüp giderler.
Hakkı Yılmaz : Eğer sana bir iyilik dokunursa fenalarına gider. Eğer sana bir musibet dokunursa, “Biz kesinlikle tedbirimizi önceden almıştık” derler. Ve onlar, sevinenler olarak yan çizip giderler.
Hasan Basri Çantay : Eğer sana bir iyilik isaabet ederse bu, (müdhiş hasedlerinden dolayı) onların fenasına gider. Şâyed sana bir musîybet erişirse «Biz derler, daha önceden (ihtiyat) tedbirimizi almışızdır» ve onlar böbürlene böbürlene dönüb giderler.
Hayrat Neşriyat : Eğer sana bir iyilik isâbet ederse, (bu) onları üzer. Fakat sana bir musîbet gelirse: 'Doğrusu (biz) önceden tedbîrimizi almıştık' derler ve onlar sevinçli kimseler olarak dönüp giderler.
İbni Kesir : Eğer sana bir iyilik erişirse; bu onları fenalaştırır. Bir kötülük erişirse de derler ki: Biz, daha önceden tedbirimizi almışızdır. Ve sevinerek dönüp giderler.
İskender Evrenosoğlu : Eğer sana bir hasene isabet ederse (bu), onları üzer ve eğer sana bir musîbet isabet ederse: “Biz daha önce tedbirimizi almıştık.” derler ve sevinerek dönüp giderler.
Muhammed Esed : Senin başına iyi bir hal gelse, (Ey Peygamber), bu onları eseflendirir; ama başına bir musibet gelse, (kendi kendilerine): "Biz önceden bizim (için gerekli) tedbirleri almıştık!" derler; ve sevinç içinde dönüp giderler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sana bir güzellik nâsip olunca onları mahzun eder. Ve eğer sana bir musibet dokunsa, «Biz muhakkak ki, tedbirimizi evvelce almış bulunduk» derler. Ve onlar sevinir bir halde geri dönerler.
Ömer Öngüt : Eğer sana bir iyilik dokunursa, fenalarına gider, sana bir kötülük erişirse de: “Biz daha önceden işimizi sağlama almıştık. ” derler ve sevinç içinde dönüp giderler.
Şaban Piriş : Sana bir iyilik gelirse onlar fenalık geçirirler. Sana bir musibet gelirse ‘Biz tedbirimizi önceden aldık.” deyip sevinerek dönüp giderler.
Suat Yıldırım : Sana bir iyilik gelirse onlar üzülürler ve eğer başına bir musîbet gelirse içlerinden, "Neyse ki biz daha önce tedbirimizi almıştık. Sorununuzu nasıl çözerseniz çözünüz!" deyip senin başına gelen felaketten dolayı keyifli keyifli arkalarını döner giderler.
Süleyman Ateş : Sana bir iyilik ulaşsa (bu,) onların hoşuna gitmez ve eğer sana bir kötülük ulaşsa: "Biz önceden (sefere katılmamakla) başımızın çaresine bakmışız" derler, sevinerek döner(gider)ler.
Tefhim-ul Kuran : Sana iyilik dokunursa, bu onları fenalaştırır, sana bir musibet isabet edince ise: «Biz önceden tedbirimizi almıştık» derler ve sevinç içinde dönüp giderler.
Ümit Şimşek : Sana bir iyilik erişirse bu onları üzer. Başına bir kötülük gelirse, 'İyi ki tedbirimizi önceden almışız' diye, sevinerek döner giderler.
Yaşar Nuri Öztürk : Sana bir iyilik isabet etse bu onları üzer. Sana bir musibet dokunsa: "İşimizi önceden sağlam tutmuşuz." derler ve kibirli bir sevinçle dönüp giderler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}