» 9 / Tevbe  92:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

 » 9 / Tevbe  Suresi: 92
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَا (VLE) = ve lā : ve yoktur (sorumluluk)
2. عَلَى (AL) = ǎlā :
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimselere
4. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : zaman
5. مَا (ME) = mā :
6. أَتَوْكَ (ÊTVK) = etevke : sana geldikleri
7. لِتَحْمِلَهُمْ (LTḪMLHM) = liteHmilehum : binek için
8. قُلْتَ (GLT) = ḳulte : sen deyince
9. لَا (LE) = lā :
10. أَجِدُ (ÊCD̃) = ecidu : bulamıyorum
11. مَا (ME) = mā : bir şey
12. أَحْمِلُكُمْ (ÊḪMLKM) = eHmilukum : sizi bindirecek
13. عَلَيْهِ (ALYH) = ǎleyhi : üzerine
14. تَوَلَّوْا (TVLVE) = tevellev : dönen
15. وَأَعْيُنُهُمْ (VÊAYNHM) = veeǎ'yunuhum : ve gözlerinden
16. تَفِيضُ (TFYŽ) = tefīDu : akarak
17. مِنَ (MN) = mine :
18. الدَّمْعِ (ELD̃MA) = d-dem'ǐ : yaş
19. حَزَنًا (ḪZNE) = Hazenen : üzüntüden
20. أَلَّا (ÊLE) = ellā : dolayı
21. يَجِدُوا (YCD̃VE) = yecidū : bulamadıklarından
22. مَا (ME) = mā : bir şey
23. يُنْفِقُونَ (YNFGVN) = yunfiḳūne : infak edecek
ve yoktur (sorumluluk) | | kimselere | zaman | | sana geldikleri | binek için | sen deyince | | bulamıyorum | bir şey | sizi bindirecek | üzerine | dönen | ve gözlerinden | akarak | | yaş | üzüntüden | dolayı | bulamadıklarından | bir şey | infak edecek |

[] [] [] [] [] [ETY] [ḪML] [GVL] [] [VCD̃] [] [ḪML] [] [VLY] [AYN] [FYŽ] [] [D̃MA] [ḪZN] [] [VCD̃] [] [NFG]
VLE AL ELZ̃YN ÎZ̃E ME ÊTVK LTḪMLHM GLT LE ÊCD̃ ME ÊḪMLKM ALYH TVLVE VÊAYNHM TFYŽ MN ELD̃MA ḪZNE ÊLE YCD̃VE ME YNFGVN

ve lā ǎlā elleƶīne iƶā etevke liteHmilehum ḳulte ecidu eHmilukum ǎleyhi tevellev veeǎ'yunuhum tefīDu mine d-dem'ǐ Hazenen ellā yecidū yunfiḳūne
ولا على الذين إذا ما أتوك لتحملهم قلت لا أجد ما أحملكم عليه تولوا وأعينهم تفيض من الدمع حزنا ألا يجدوا ما ينفقون

 » 9 / Tevbe  Suresi: 92
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā ve yoktur (sorumluluk) And not
على | AL ǎlā on
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselere those who,
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
ما | ME when
أتوك ا ت ي | ETY ÊTVK etevke sana geldikleri they came to you
لتحملهم ح م ل | ḪML LTḪMLHM liteHmilehum binek için that you provide them with mounts,
قلت ق و ل | GVL GLT ḳulte sen deyince you said,
لا | LE """Not"
أجد و ج د | VCD̃ ÊCD̃ ecidu bulamıyorum I find
ما | ME bir şey what
أحملكم ح م ل | ḪML ÊḪMLKM eHmilukum sizi bindirecek to mount you
عليه | ALYH ǎleyhi üzerine on [it].
تولوا و ل ي | VLY TVLVE tevellev dönen They turned back
وأعينهم ع ي ن | AYN VÊAYNHM veeǎ'yunuhum ve gözlerinden with their eyes
تفيض ف ي ض | FYŽ TFYŽ tefīDu akarak flowing
من | MN mine [of]
الدمع د م ع | D̃MA ELD̃MA d-dem'ǐ yaş (with) the tears,
حزنا ح ز ن | ḪZN ḪZNE Hazenen üzüntüden (of) sorrow
ألا | ÊLE ellā dolayı that not
يجدوا و ج د | VCD̃ YCD̃VE yecidū bulamadıklarından they find
ما | ME bir şey what
ينفقون ن ف ق | NFG YNFGVN yunfiḳūne infak edecek they (could) spend.

9:92 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve yoktur (sorumluluk) | | kimselere | zaman | | sana geldikleri | binek için | sen deyince | | bulamıyorum | bir şey | sizi bindirecek | üzerine | dönen | ve gözlerinden | akarak | | yaş | üzüntüden | dolayı | bulamadıklarından | bir şey | infak edecek |

[] [] [] [] [] [ETY] [ḪML] [GVL] [] [VCD̃] [] [ḪML] [] [VLY] [AYN] [FYŽ] [] [D̃MA] [ḪZN] [] [VCD̃] [] [NFG]
VLE AL ELZ̃YN ÎZ̃E ME ÊTVK LTḪMLHM GLT LE ÊCD̃ ME ÊḪMLKM ALYH TVLVE VÊAYNHM TFYŽ MN ELD̃MA ḪZNE ÊLE YCD̃VE ME YNFGVN

ve lā ǎlā elleƶīne iƶā etevke liteHmilehum ḳulte ecidu eHmilukum ǎleyhi tevellev veeǎ'yunuhum tefīDu mine d-dem'ǐ Hazenen ellā yecidū yunfiḳūne
ولا على الذين إذا ما أتوك لتحملهم قلت لا أجد ما أحملكم عليه تولوا وأعينهم تفيض من الدمع حزنا ألا يجدوا ما ينفقون

[] [] [] [] [] [ا ت ي] [ح م ل] [ق و ل] [] [و ج د] [] [ح م ل] [] [و ل ي] [ع ي ن] [ف ي ض] [] [د م ع] [ح ز ن] [] [و ج د] [] [ن ف ق]

 » 9 / Tevbe  Suresi: 92
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā ve yoktur (sorumluluk) And not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
على | AL ǎlā on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselere those who,
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
ما | ME when
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أتوك ا ت ي | ETY ÊTVK etevke sana geldikleri they came to you
,Te,Vav,Kef,
,400,6,20,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لتحملهم ح م ل | ḪML LTḪMLHM liteHmilehum binek için that you provide them with mounts,
Lam,Te,Ha,Mim,Lam,He,Mim,
30,400,8,40,30,5,40,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
قلت ق و ل | GVL GLT ḳulte sen deyince you said,
Gaf,Lam,Te,
100,30,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
لا | LE """Not"
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
أجد و ج د | VCD̃ ÊCD̃ ecidu bulamıyorum I find
,Cim,Dal,
,3,4,
V – 1st person singular imperfect verb
فعل مضارع
ما | ME bir şey what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أحملكم ح م ل | ḪML ÊḪMLKM eHmilukum sizi bindirecek to mount you
,Ha,Mim,Lam,Kef,Mim,
,8,40,30,20,40,
V – 1st person singular imperfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عليه | ALYH ǎleyhi üzerine on [it].
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
تولوا و ل ي | VLY TVLVE tevellev dönen They turned back
Te,Vav,Lam,Vav,Elif,
400,6,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form V) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وأعينهم ع ي ن | AYN VÊAYNHM veeǎ'yunuhum ve gözlerinden with their eyes
Vav,,Ayn,Ye,Nun,He,Mim,
6,,70,10,50,5,40,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine plural noun → Eye
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
الواو عاطفة
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
تفيض ف ي ض | FYŽ TFYŽ tefīDu akarak flowing
Te,Fe,Ye,Dad,
400,80,10,800,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
من | MN mine [of]
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الدمع د م ع | D̃MA ELD̃MA d-dem'ǐ yaş (with) the tears,
Elif,Lam,Dal,Mim,Ayn,
1,30,4,40,70,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
حزنا ح ز ن | ḪZN ḪZNE Hazenen üzüntüden (of) sorrow
Ha,Ze,Nun,Elif,
8,7,50,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ألا | ÊLE ellā dolayı that not
,Lam,Elif,
,30,1,
SUB – subordinating conjunction
NEG – negative particle
حرف مصدري
حرف نفي
يجدوا و ج د | VCD̃ YCD̃VE yecidū bulamadıklarından they find
Ye,Cim,Dal,Vav,Elif,
10,3,4,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | ME bir şey what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
ينفقون ن ف ق | NFG YNFGVN yunfiḳūne infak edecek they (could) spend.
Ye,Nun,Fe,Gaf,Vav,Nun,
10,50,80,100,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَا: ve yoktur (sorumluluk) | عَلَى: | الَّذِينَ: kimselere | إِذَا: zaman | مَا: | أَتَوْكَ: sana geldikleri | لِتَحْمِلَهُمْ: binek için | قُلْتَ: sen deyince | لَا: | أَجِدُ: bulamıyorum | مَا: bir şey | أَحْمِلُكُمْ: sizi bindirecek | عَلَيْهِ: üzerine | تَوَلَّوْا: dönen | وَأَعْيُنُهُمْ: ve gözlerinden | تَفِيضُ: akarak | مِنَ: | الدَّمْعِ: yaş | حَزَنًا: üzüntüden | أَلَّا: dolayı | يَجِدُوا: bulamadıklarından | مَا: bir şey | يُنْفِقُونَ: infak edecek |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولا WLE ve yoktur (sorumluluk) | على AL | الذين ELZ̃YN kimselere | إذا ÎZ̃E zaman | ما ME | أتوك ÊTWK sana geldikleri | لتحملهم LTḪMLHM binek için | قلت GLT sen deyince | لا LE | أجد ÊCD̃ bulamıyorum | ما ME bir şey | أحملكم ÊḪMLKM sizi bindirecek | عليه ALYH üzerine | تولوا TWLWE dönen | وأعينهم WÊAYNHM ve gözlerinden | تفيض TFYŽ akarak | من MN | الدمع ELD̃MA yaş | حزنا ḪZNE üzüntüden | ألا ÊLE dolayı | يجدوا YCD̃WE bulamadıklarından | ما ME bir şey | ينفقون YNFGWN infak edecek |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve lā: ve yoktur (sorumluluk) | ǎlā: | elleƶīne: kimselere | iƶā: zaman | : | etevke: sana geldikleri | liteHmilehum: binek için | ḳulte: sen deyince | : | ecidu: bulamıyorum | : bir şey | eHmilukum: sizi bindirecek | ǎleyhi: üzerine | tevellev: dönen | veeǎ'yunuhum: ve gözlerinden | tefīDu: akarak | mine: | d-dem'ǐ: yaş | Hazenen: üzüntüden | ellā: dolayı | yecidū: bulamadıklarından | : bir şey | yunfiḳūne: infak edecek |
Kırık Meal (Transcript) : |VLE: ve yoktur (sorumluluk) | AL: | ELZ̃YN: kimselere | ÎZ̃E: zaman | ME: | ÊTVK: sana geldikleri | LTḪMLHM: binek için | GLT: sen deyince | LE: | ÊCD̃: bulamıyorum | ME: bir şey | ÊḪMLKM: sizi bindirecek | ALYH: üzerine | TVLVE: dönen | VÊAYNHM: ve gözlerinden | TFYŽ: akarak | MN: | ELD̃MA: yaş | ḪZNE: üzüntüden | ÊLE: dolayı | YCD̃VE: bulamadıklarından | ME: bir şey | YNFGVN: infak edecek |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bir de sana gelince onları bindirmek için senden binek istemişlerdi de sizi bindirecek binek bulamıyorum demiştin; bu uğurda sarfedecek bir şey bulamadıklarından mahzûn olup gözleri yaşlarla dolarak dönmüşlerdi; onlara da suç yok.
Adem Uğur : Kendilerine binek sağlaman için sana geldiklerinde: Sizi bindirecek bir binek bulamıyorum, deyince, harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş dökerek dönen kimselere de (sorumluluk yoktur).
Ahmed Hulusi : Kendilerine silah - binek vermen için geldiklerinde: "Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum" dediğinde; infak edecek bir şey de bulamadıklarından dolayı, üzüntüden gözyaşları içinde dönen kimselere de kınama olmaz!
Ahmet Tekin : Kendilerine binek bulup savaşa gönderesin diye, gönüllü olarak sana gelenlere: 'Size binek olarak verecek bir şey bulamıyorum' dediğin zaman, bu uğurda harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı üzülüp, gözlerinden yaş döke döke dönüp gidenlere de bir günah yoktur.
Ahmet Varol : Kendilerine binek bulman için sana geldiklerinde: 'Size binek bulamıyorum' dediğin zaman harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözlerinden yaşlar akarak geri dönenler için de bir günah yoktur.
Ali Bulaç : Bir de (savaşa katılabilecekleri bir bineğe) bindirmen için sana her gelişlerinde "Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum" dediğin ve infak edecek bir şey bulamayıp hüzünlerinden dolayı gözlerinden yaşlar boşana boşana geri dönenler üzerinde de (sorumluluk) yoktur.
Ali Fikri Yavuz : Bir de o kimselere günah yoktur ki, kendilerini bindirip savaşa sevkedesin diye, sana geldikleri zaman (kendilerine): “-Sizi bindirecek bir hayvan bulamıyorum” demiştin. Bu uğurda sarf edecekleri şeyi bulamadıklarından dolayı kederlerinden gözleri yaş döke döke döndüler.
Bekir Sadak : Binek vermen icin sana geldiklerinde, «Size binek bulamiyorum» dedigin zaman, sarfedecek bir sey bulamadiklari icin uzuntuden gozyasi dokerek geri donenlere de sorumluluk yoktur.
Celal Yıldırım : Binek veresin diye sana geldiklerinde, «sizi bindirecek binek bulamıyorum» dediğin zaman, Allah yolunda harcayacak bir şey bulamadıklarına üzülerek göz yaşı döke döke dönüp gidenlere de kınama-ayıplama yoktur.
Diyanet İşleri : Kendilerini bindirip (cepheye) sevk edesin diye sana geldikleri zaman, senin, “Sizi bindirebileceğim bir şey bulamıyorum” dediğin; bu uğurda harcayacakları bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş döke döke geri dönen kimselere de bir sorumluluk yoktur.
Diyanet İşleri (eski) : Binek vermen için sana geldiklerinde, 'Size binek bulamıyorum' dediğin zaman, sarfedecek bir şey bulamadıkları için üzüntüden gözyaşı dökerek geri dönenlere de sorumluluk yoktur.
Diyanet Vakfi : Kendilerine binek sağlaman için sana geldiklerinde: Sizi bindirecek bir binek bulamıyorum, deyince, harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş dökerek dönen kimselere de (sorumluluk yoktur).
Edip Yüksel : Aynı şekilde, kendilerini bindirmen için sana geldiklerinde, 'Sizi bindirecek bir taşıt bulamıyorum,' dediğin ve mali yetersizliklerinden dolayı üzüntüden gözlerinden yaş akarak geri dönenler de kınanamaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kendilerini bindirip savaşa gönderesin diye gönüllü olarak sana geldiklerinde, «Sizi bindirecek birşey bulamıyorum.» dediğin zaman, bu uğurda harcayacakları birşey bulamadıklarından dolayı üzülüp gözlerinden yaş döke döke geri dönüp gidenlere de bir günah yoktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de kendilerini bindirip savaşa sevketmen için her ne zaman sana geldilerse, «sizi bindirecek bir araç bulamıyorum.» dediğin için bu uğurda harcayacak birşey bulamamaları sebebiyle üzüntülerinden gözleri yaş döke döke dönenlere de bir günah yoktur.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlara da harec yoktur ki her ne zaman kendilerini bindirip sevkedesin diye sana geldilerse «sizi bindirecek bir şey bulamıyorum» dediğin cihetle bu uğurda sarfedecekleri şeyi bulamadıklarından dolayı hüzünlerinden gözleri yaş döke döke döndüler
Fizilal-il Kuran : Bir de kendilerine binek hayvanı sağlayasın diye sana başvurduklarında «Size binek hayvanı bulamıyorum» deyince, bu yolda harcama yapacak imkânları olmadığı için üzüntüden gözlerinde yaş olarak dönenlere karşı da bir kınama ve suçlama yolu kapalıdır.
Gültekin Onan : Bir de (savaşa katılabilecekleri bir bineğe) bindirmen için sana her gelişlerinde "Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum" dediğin ve infak edecek bir şey bulamayıp hüzünlerinden dolayı gözlerinden yaşlar boşana boşana geri dönenler üzerinde de (sorumluluk) yoktur.
Hakkı Yılmaz : (91,92) Allah ve Elçisi için samimi oldukları takdirde, zayıflara, hastalara ve de harcamada bulunacak bir şey bulamayan kimselere, bir de kendilerini bindiresin diye sana geldiklerinde, “Sizi üzerine bindirecek bir şey bulamıyorum” dediğin zaman, Allah yolunda harcayacakları bir şey bulamadıklarından dolayı üzülüp gözlerinden yaş döke döke geri dönüp giden kimselere bir günah yoktur. İyilik-güzellik üretenler aleyhine bir yol yoktur. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Hasan Basri Çantay : Bir de şunlara günâh (ve mes'ûliyyet) yokdur ki: Kendilerini bindir (ib sevk et) men için ne zaman sana geldilerse, «Size bir binek bulamıyorum» dedin ve (bu uğurda kendileri) harcayacak bir şey bulamadılar da kederlerinden gözleri yaş döke döke döndüler.
Hayrat Neşriyat : Kendilerini (savaşa katılmak üzere bir binek te’mîn ederek) bindirmen için sana geldikleri zaman: 'Sizi üzerine bindireceğim bir şey (bir binek) bulamıyorum!' deyince,(kendilerinden) sarf edecek bir şey bulamadıkları için üzüntüden gözleri yaş döke döke geri dönen kimselerin aleyhine de (suçlamak için yol yoktur)!
İbni Kesir : Kendilerine binek vermen için sana geldiklerinde: Size bir binek bulamıyorum, dediğin zaman, infak edecek bir şey bulamadıkları için üzüntüden gözleri yaşararak geri dönenlere de bir sorumluluk yoktur.
İskender Evrenosoğlu : Onları taşıman (bindirip, sevketmen) için sana geldikleri zaman, senin: “Sizi üzerinde taşıyacak (bindirecek) bir şey bulamadım.”dediğin, infâk edecek bir şey bulamadıkları için hüzünlenerek, gözlerinden kanlı yaşlar akarak dönen kimselere de (bir günah) yoktur.
Muhammed Esed : Ve sana, kendilerine binek sağlaman için başvurduklarında, "Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum" dediğin zaman, bu yolda harcayacak imkanları olmadığı için üzüntüden gözleri yaşararak dönüp gidenler de sorumlu tutulmayacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o kimselere de günah yoktur ki, her ne zaman kendilerine binek veresin diye sana geldikçe, «Sizi üzerine bindirecek bir şey bulamıyorum,» dedin de sarfedecek bir şey bulamadıkları için gözleri yaş döke döke geri dönüverdiler.
Ömer Öngüt : Kendilerine binek vermen için sana geldiklerinde: “Size bir binek bulamıyorum. ” dediğin zaman, infak edecek bir şey bulamadıkları için üzüntüden gözyaşı dökerek geri dönenlere de bir vebal yoktur.
Şaban Piriş : Binek vermen için sana geldiklerinde: -Size binek bulamıyorum, dediğin zaman, sarfedecek bir şey bulamadıkları için üzüntülerinden gözleri yaş dökerek geri dönenlere bir sorumluluk yoktur.
Suat Yıldırım : Ey Resulüm! Binek temin etmen için sana geldiklerinde:"Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum." deyince, harcayacak para bulamamaları sebebiyle gözyaşı döke döke dönüp gidenleri de kınamak doğru değildir.
Süleyman Ateş : Kendilerini (binek sağlayıp) bindirmen için sana geldikleri zaman, sen: "Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum" deyince harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözlerinden yaş akarak dönen kimselerin aleyhine de (yol yoktur, Onlar da kınanmazlar).
Tefhim-ul Kuran : Bir de kendilerini bindirmen için sana her gelişlerinde onlara: «Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum» dediğin ve infak edecek bir şey bulamayıp hüzünlerinden dolayı gözlerinden yaşlar boşana boşana geri dönenler üzerinde de (sorumluluk) yoktur.
Ümit Şimşek : Kendilerine bir binek temin etmen için sana gelip de sen 'Sizi bindirecek birşey bulamadım' dediğinde, bir yol harçlığı bulamadıkları için üzgün ve gözü yaşlı geri dönenleri kınamak için de bir neden yoktur.
Yaşar Nuri Öztürk : Kendilerini bindirmen için sana geldiklerinde sen, "sizi bindirecek bir şey bulamam" deyince, harcayacak bir şey bulamadıklarından, üzüntüyle gözlerinden yaşlar boşalarak geri dönen kimseler için de herhangi bir günah yoktur.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}