» 9 / Tevbe  76:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

 » 9 / Tevbe  Suresi: 76
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَلَمَّا (FLME) = felemmā : ne zaman ki
2. اتَاهُمْ ( ËTEHM) = ātāhum : onlara verdi
3. مِنْ (MN) = min :
4. فَضْلِهِ (FŽLH) = feDlihi : lutfundan
5. بَخِلُوا (BḢLVE) = beḣilū : cimrilik ettiler
6. بِهِ (BH) = bihi : O'na
7. وَتَوَلَّوْا (VTVLVE) = ve tevellev : ve döndüler
8. وَهُمْ (VHM) = vehum : onlar
9. مُعْرِضُونَ (MARŽVN) = muǎ'riDūne : yüz çevirerek
ne zaman ki | onlara verdi | | lutfundan | cimrilik ettiler | O'na | ve döndüler | onlar | yüz çevirerek |

[] [ETY] [] [FŽL] [BḢL] [] [VLY] [] [ARŽ]
FLME ËTEHM MN FŽLH BḢLVE BH VTVLVE VHM MARŽVN

felemmā ātāhum min feDlihi beḣilū bihi ve tevellev vehum muǎ'riDūne
فلما آتاهم من فضله بخلوا به وتولوا وهم معرضون

 » 9 / Tevbe  Suresi: 76
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā ne zaman ki But when
آتاهم ا ت ي | ETY ËTEHM ātāhum onlara verdi He gave them
من | MN min of
فضله ف ض ل | FŽL FŽLH feDlihi lutfundan His Bounty,
بخلوا ب خ ل | BḢL BḢLVE beḣilū cimrilik ettiler they became stingy
به | BH bihi O'na with it
وتولوا و ل ي | VLY VTVLVE ve tevellev ve döndüler and turned away
وهم | VHM vehum onlar while they
معرضون ع ر ض | ARŽ MARŽVN muǎ'riDūne yüz çevirerek (were) averse.

9:76 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ne zaman ki | onlara verdi | | lutfundan | cimrilik ettiler | O'na | ve döndüler | onlar | yüz çevirerek |

[] [ETY] [] [FŽL] [BḢL] [] [VLY] [] [ARŽ]
FLME ËTEHM MN FŽLH BḢLVE BH VTVLVE VHM MARŽVN

felemmā ātāhum min feDlihi beḣilū bihi ve tevellev vehum muǎ'riDūne
فلما آتاهم من فضله بخلوا به وتولوا وهم معرضون

[] [ا ت ي] [] [ف ض ل] [ب خ ل] [] [و ل ي] [] [ع ر ض]

 » 9 / Tevbe  Suresi: 76
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā ne zaman ki But when
Fe,Lam,Mim,Elif,
80,30,40,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
آتاهم ا ت ي | ETY ËTEHM ātāhum onlara verdi He gave them
,Te,Elif,He,Mim,
,400,1,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
فضله ف ض ل | FŽL FŽLH feDlihi lutfundan His Bounty,
Fe,Dad,Lam,He,
80,800,30,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بخلوا ب خ ل | BḢL BḢLVE beḣilū cimrilik ettiler they became stingy
Be,Hı,Lam,Vav,Elif,
2,600,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi O'na with it
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
وتولوا و ل ي | VLY VTVLVE ve tevellev ve döndüler and turned away
Vav,Te,Vav,Lam,Vav,Elif,
6,400,6,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form V) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وهم | VHM vehum onlar while they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
معرضون ع ر ض | ARŽ MARŽVN muǎ'riDūne yüz çevirerek (were) averse.
Mim,Ayn,Re,Dad,Vav,Nun,
40,70,200,800,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَلَمَّا: ne zaman ki | اتَاهُمْ: onlara verdi | مِنْ: | فَضْلِهِ: lutfundan | بَخِلُوا: cimrilik ettiler | بِهِ: O'na | وَتَوَلَّوْا: ve döndüler | وَهُمْ: onlar | مُعْرِضُونَ: yüz çevirerek |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلما FLME ne zaman ki | آتاهم ËTEHM onlara verdi | من MN | فضله FŽLH lutfundan | بخلوا BḢLWE cimrilik ettiler | به BH O'na | وتولوا WTWLWE ve döndüler | وهم WHM onlar | معرضون MARŽWN yüz çevirerek |
Kırık Meal (Okunuş) : |felemmā: ne zaman ki | ātāhum: onlara verdi | min: | feDlihi: lutfundan | beḣilū: cimrilik ettiler | bihi: O'na | ve tevellev: ve döndüler | vehum: onlar | muǎ'riDūne: yüz çevirerek |
Kırık Meal (Transcript) : |FLME: ne zaman ki | ËTEHM: onlara verdi | MN: | FŽLH: lutfundan | BḢLVE: cimrilik ettiler | BH: O'na | VTVLVE: ve döndüler | VHM: onlar | MARŽVN: yüz çevirerek |
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat lûtfedip ihsân edince verdiği şeyde nekesliğe başlarlar, ahitlerinden dönerler, zâten onlar dinden dönmüş kişilerdir.
Adem Uğur : Fakat Allah lütfundan onlara (zenginlik) verince, onda cimrilik edip (Allah'ın emrinden) yüz çevirerek sözlerinden döndüler.
Ahmed Hulusi : Ne zaman ki onlara (Allâh) fazlından verdi; onunla cimrilik ettiler ve yüz çevirerek vaatlerinden döndüler.
Ahmet Tekin : Allah onlara lütfundan verdiği zaman da cimrilik ettiler, malî mükellefiyetleri yerine getirmediler. İslâm’a karşı engelleme tedbirleri alarak sırtlarını dönüp güç ve iktidarlarını kullanarak halkı yönlendirmeye devam ettiler.
Ahmet Varol : Ama Allah lütfundan kendilerine verince ondan cimrilik etti ve yüz çevirdiler. Onlar zaten dönektirler.
Ali Bulaç : Onlara kendi bol ihsanından verince ise, onunla cimrilik yaptılar ve yüz çevirdiler; onlar böyle sırt dönenlerdir.
Ali Fikri Yavuz : Ne zamanki Allah, kereminden istediklerini verdi, cimrilik edip yüz çevirdiler. Zaten yan çizip duruyorlardı.
Bekir Sadak : Allah onlara bol nimetinden verince, cimrilik ettiler, yuz cevirdiler. Zaten donektirler.
Celal Yıldırım : Ne vakit ki, Allah onlara geniş nimetinden verdi, onunla cimrilik edip yüzçevirdiler; zaten onlar dönek kimselerdir.
Diyanet İşleri : Fakat Allah, lütuf ve kereminden onlara verince, onda cimrilik ettiler ve yüz çevirerek dönüp gittiler.
Diyanet İşleri (eski) : Allah onlara bol nimetinden verince, cimrilik ettiler, yüz çevirdiler. Zaten dönektirler.
Diyanet Vakfi : Fakat Allah lütfundan onlara (zenginlik) verince, onda cimrilik edip (Allah'ın emrinden) yüz çevirerek sözlerinden döndüler.
Edip Yüksel : Fakat, onlara kendi lütfundan verince, cimrileştiler ve yüz çevirerek döndüler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ne zaman ki, Allah lutfedip onlara ihsanda bulundu, onlar da cimrilik edip yüz çevirdiler ve zaten yan çizip duruyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah kendilerine lütfundan istediklerini verince cimrilik edip yüz çevirdiler ve zaten yan çizip duruyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Vaktaki Allah fadlından istediklerini verdi, buhl edib yüz çevirdiler, ve zaten yan çizib duruyorlardı
Fizilal-il Kuran : Fakat Allah onlara lütfundan bol mal verince, cimrice davranarak sırt çevirdiler, sözlerinden döndüler.
Gültekin Onan : Onlara kendi bol ihsanından verince ise, onunla cimrilik yaptılar ve yüz çevirdiler; onlar böyle sırt dönenlerdir.
Hakkı Yılmaz : Sonra, ne zaman ki Allah, onlara armağanlarından verir, onda cimrilik ederler ve yüz çevirerek geri dururlar.
Hasan Basri Çantay : Allah, kendilerine fazl-ü inayetinden verince de onunla cimrilik edib (tâat-i ilâhiyyeye) arka çevirdiler. Onlar öyle dönekdirler!
Hayrat Neşriyat : Fakat (Allah) fazlından onlara verince, onda cimrilik ettiler ve onlar (Allah’a itâatten) yüz çeviren kimseler olarak (sözlerinden) döndüler.
İbni Kesir : Ama Allah onlara lütuf ve kereminden ihsan edince; cimrilik ettiler ve yüz çevirdiler. Onlar zaten dönektirler.
İskender Evrenosoğlu : Bundan sonra onlara (Allah), Kendi fazlından verince, onunla (verdiği şeyle) cimri oldular. Ve onlar, yüz çeviren kimseler olarak (ahdlerinden) döndüler.
Muhammed Esed : Fakat böyleleri, daha Allah cömertliğiyle kendilerine (bir şey) verir vermez, hemen ona hasisçe sarılır, (ettikleri bütün o yeminlerden) inatla geri dönerler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki, Allah Teâlâ onlara fazlından ihsan buyurdu, onunla cimrilikte bulundular ve yüz çevirdiler. Ve zâten onlar yüz döndürür kimselerdir.
Ömer Öngüt : Allah onlara lütfundan verince, onda cimrilik edip yüz çevirdiler, sözlerinden döndüler.
Şaban Piriş : Allah onlara bol nimetinden verince, cimrilik ettiler. Zaten onlar dönektir.
Suat Yıldırım : Fakat Allah lütfundan onlara servet verince cimrilik edip mallarının hakkını vermediler. Zaten onlar yan çizip duruyorlardı.
Süleyman Ateş : Ne zaman ki Allâh lutfundan onlara verdi, O'n(un verdiğin)e cimrilik ettiler ve yüz çevirerek (sözlerinden) döndüler.
Tefhim-ul Kuran : Onlara kendi bol ihsanından verince ise, onunla cimrilik yaptılar ve yüz çevirdiler; onlar böyle sırt dönenlerdir.
Ümit Şimşek : Allah onlara lütfuyla zenginlik verdiğinde ise cimrilik ettiler ve arkalarını dönüp gittiler.
Yaşar Nuri Öztürk : Lütfundan kendilerine verdiği zaman ise o lütfa cimrilik ederek yüz çevirmiş bir halde dönüp gittiler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}