» 9 / Tevbe  127:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

 » 9 / Tevbe  Suresi: 127
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِذَا (VÎZ̃E) = ve iƶā : ve ne zaman ki
2. مَا (ME) = mā :
3. أُنْزِلَتْ (ÊNZLT) = unzilet : indirildi
4. سُورَةٌ (SVRT) = sūratun : bir sure
5. نَظَرَ (NƵR) = neZera : bakarlar
6. بَعْضُهُمْ (BAŽHM) = beǎ'Duhum : kimisi
7. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
8. بَعْضٍ (BAŽ) = beǎ'Din : diğerine
9. هَلْ (HL) = hel : mu?
10. يَرَاكُمْ (YREKM) = yerākum : sizi görüyor
11. مِنْ (MN) = min :
12. أَحَدٍ (ÊḪD̃) = eHadin : birisi
13. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
14. انْصَرَفُوا (ENṦRFVE) = nSarafū : sıvışırlar
15. صَرَفَ (ṦRF) = Sarafe : çevirmiştir
16. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
17. قُلُوبَهُمْ (GLVBHM) = ḳulūbehum : onların kalblerini
18. بِأَنَّهُمْ (BÊNHM) = biennehum : oldukları için
19. قَوْمٌ (GVM) = ḳavmun : bir topluluk
20. لَا (LE) = lā :
21. يَفْقَهُونَ (YFGHVN) = yefḳahūne : anlamaz
ve ne zaman ki | | indirildi | bir sure | bakarlar | kimisi | | diğerine | mu? | sizi görüyor | | birisi | sonra | sıvışırlar | çevirmiştir | Allah | onların kalblerini | oldukları için | bir topluluk | | anlamaz |

[] [] [NZL] [SVR] [NƵR] [BAŽ] [] [BAŽ] [] [REY] [] [EḪD̃] [] [ṦRF] [ṦRF] [] [GLB] [] [GVM] [] [FGH]
VÎZ̃E ME ÊNZLT SVRT NƵR BAŽHM ÎL BAŽ HL YREKM MN ÊḪD̃ S̃M ENṦRFVE ṦRF ELLH GLVBHM BÊNHM GVM LE YFGHVN

ve iƶā unzilet sūratun neZera beǎ'Duhum ilā beǎ'Din hel yerākum min eHadin ṧumme nSarafū Sarafe llahu ḳulūbehum biennehum ḳavmun yefḳahūne
وإذا ما أنزلت سورة نظر بعضهم إلى بعض هل يراكم من أحد ثم انصرفوا صرف الله قلوبهم بأنهم قوم لا يفقهون

 » 9 / Tevbe  Suresi: 127
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ve ne zaman ki And whenever
ما | ME And whenever
أنزلت ن ز ل | NZL ÊNZLT unzilet indirildi is revealed
سورة س و ر | SVR SVRT sūratun bir sure a Surah,
نظر ن ظ ر | NƵR NƵR neZera bakarlar look
بعضهم ب ع ض | BAŽ BAŽHM beǎ'Duhum kimisi some of them
إلى | ÎL ilā to
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'Din diğerine others,
هل | HL hel mu? """Does"
يراكم ر ا ي | REY YREKM yerākum sizi görüyor see you
من | MN min any
أحد ا ح د | EḪD̃ ÊḪD̃ eHadin birisi "one?"""
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
انصرفوا ص ر ف | ṦRF ENṦRFVE nSarafū sıvışırlar they turn away.
صرف ص ر ف | ṦRF ṦRF Sarafe çevirmiştir Allah has turned away
الله | ELLH llahu Allah Allah has turned away
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbehum onların kalblerini their hearts
بأنهم | BÊNHM biennehum oldukları için because they
قوم ق و م | GVM GVM ḳavmun bir topluluk (are) a people
لا | LE not
يفقهون ف ق ه | FGH YFGHVN yefḳahūne anlamaz they understand.

9:127 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve ne zaman ki | | indirildi | bir sure | bakarlar | kimisi | | diğerine | mu? | sizi görüyor | | birisi | sonra | sıvışırlar | çevirmiştir | Allah | onların kalblerini | oldukları için | bir topluluk | | anlamaz |

[] [] [NZL] [SVR] [NƵR] [BAŽ] [] [BAŽ] [] [REY] [] [EḪD̃] [] [ṦRF] [ṦRF] [] [GLB] [] [GVM] [] [FGH]
VÎZ̃E ME ÊNZLT SVRT NƵR BAŽHM ÎL BAŽ HL YREKM MN ÊḪD̃ S̃M ENṦRFVE ṦRF ELLH GLVBHM BÊNHM GVM LE YFGHVN

ve iƶā unzilet sūratun neZera beǎ'Duhum ilā beǎ'Din hel yerākum min eHadin ṧumme nSarafū Sarafe llahu ḳulūbehum biennehum ḳavmun yefḳahūne
وإذا ما أنزلت سورة نظر بعضهم إلى بعض هل يراكم من أحد ثم انصرفوا صرف الله قلوبهم بأنهم قوم لا يفقهون

[] [] [ن ز ل] [س و ر] [ن ظ ر] [ب ع ض] [] [ب ع ض] [] [ر ا ي] [] [ا ح د] [] [ص ر ف] [ص ر ف] [] [ق ل ب] [] [ق و م] [] [ف ق ه]

 » 9 / Tevbe  Suresi: 127
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ve ne zaman ki And whenever
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
ما | ME And whenever
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أنزلت ن ز ل | NZL ÊNZLT unzilet indirildi is revealed
,Nun,Ze,Lam,Te,
,50,7,30,400,
V – 3rd person feminine singular (form IV) passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
سورة س و ر | SVR SVRT sūratun bir sure a Surah,
Sin,Vav,Re,Te merbuta,
60,6,200,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
نظر ن ظ ر | NƵR NƵR neZera bakarlar look
Nun,Zı,Re,
50,900,200,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
بعضهم ب ع ض | BAŽ BAŽHM beǎ'Duhum kimisi some of them
Be,Ayn,Dad,He,Mim,
2,70,800,5,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'Din diğerine others,
Be,Ayn,Dad,
2,70,800,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
هل | HL hel mu? """Does"
He,Lam,
5,30,
INTG – interrogative particle
حرف استفهام
يراكم ر ا ي | REY YREKM yerākum sizi görüyor see you
Ye,Re,Elif,Kef,Mim,
10,200,1,20,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع منصوب والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min any
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
أحد ا ح د | EḪD̃ ÊḪD̃ eHadin birisi "one?"""
,Ha,Dal,
,8,4,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
انصرفوا ص ر ف | ṦRF ENṦRFVE nSarafū sıvışırlar they turn away.
Elif,Nun,Sad,Re,Fe,Vav,Elif,
1,50,90,200,80,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
صرف ص ر ف | ṦRF ṦRF Sarafe çevirmiştir Allah has turned away
Sad,Re,Fe,
90,200,80,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah Allah has turned away
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbehum onların kalblerini their hearts
Gaf,Lam,Vav,Be,He,Mim,
100,30,6,2,5,40,
"N – accusative feminine plural noun → Heart
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بأنهم | BÊNHM biennehum oldukları için because they
Be,,Nun,He,Mim,
2,,50,5,40,
P – prefixed preposition bi
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف جر
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
قوم ق و م | GVM GVM ḳavmun bir topluluk (are) a people
Gaf,Vav,Mim,
100,6,40,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يفقهون ف ق ه | FGH YFGHVN yefḳahūne anlamaz they understand.
Ye,Fe,Gaf,He,Vav,Nun,
10,80,100,5,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِذَا: ve ne zaman ki | مَا: | أُنْزِلَتْ: indirildi | سُورَةٌ: bir sure | نَظَرَ: bakarlar | بَعْضُهُمْ: kimisi | إِلَىٰ: | بَعْضٍ: diğerine | هَلْ: mu? | يَرَاكُمْ: sizi görüyor | مِنْ: | أَحَدٍ: birisi | ثُمَّ: sonra | انْصَرَفُوا: sıvışırlar | صَرَفَ: çevirmiştir | اللَّهُ: Allah | قُلُوبَهُمْ: onların kalblerini | بِأَنَّهُمْ: oldukları için | قَوْمٌ: bir topluluk | لَا: | يَفْقَهُونَ: anlamaz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإذا WÎZ̃E ve ne zaman ki | ما ME | أنزلت ÊNZLT indirildi | سورة SWRT bir sure | نظر NƵR bakarlar | بعضهم BAŽHM kimisi | إلى ÎL | بعض BAŽ diğerine | هل HL mu? | يراكم YREKM sizi görüyor | من MN | أحد ÊḪD̃ birisi | ثم S̃M sonra | انصرفوا ENṦRFWE sıvışırlar | صرف ṦRF çevirmiştir | الله ELLH Allah | قلوبهم GLWBHM onların kalblerini | بأنهم BÊNHM oldukları için | قوم GWM bir topluluk | لا LE | يفقهون YFGHWN anlamaz |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve iƶā: ve ne zaman ki | : | unzilet: indirildi | sūratun: bir sure | neZera: bakarlar | beǎ'Duhum: kimisi | ilā: | beǎ'Din: diğerine | hel: mu? | yerākum: sizi görüyor | min: | eHadin: birisi | ṧumme: sonra | nSarafū: sıvışırlar | Sarafe: çevirmiştir | llahu: Allah | ḳulūbehum: onların kalblerini | biennehum: oldukları için | ḳavmun: bir topluluk | : | yefḳahūne: anlamaz |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎZ̃E: ve ne zaman ki | ME: | ÊNZLT: indirildi | SVRT: bir sure | NƵR: bakarlar | BAŽHM: kimisi | ÎL: | BAŽ: diğerine | HL: mu? | YREKM: sizi görüyor | MN: | ÊḪD̃: birisi | S̃M: sonra | ENṦRFVE: sıvışırlar | ṦRF: çevirmiştir | ELLH: Allah | GLVBHM: onların kalblerini | BÊNHM: oldukları için | GVM: bir topluluk | LE: | YFGHVN: anlamaz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bir sûre indiği zaman birbirlerine bakarlar, sizi bir gören var mı derler de sonra dönüp giderler. Allah gönüllerini döndürmüştür onların, çünkü onlar, anlamaz bir topluluktur.
Adem Uğur : Bir sûre indirildiği zaman, (göz kırpıp alay ederek) birbirlerine bakar (ve): (Çevreden) sizi birisi görüyor mu? diye sorarlar, sonra da (sıvışıp) giderler. Anlamayan bir kavim oldukları için Allah onların kalplerini (imandan) çevirmiştir.
Ahmed Hulusi : Bir sûre inzâl edildiğinde: "Sizi birisi görüyor mu?" diye birbirlerine bakıp sonra sıvışarak gittiler. . . Anlayışsız bir topluluk olmaları dolayısıyla da Allâh bilinçlerini (ters) döndürdü.
Ahmet Tekin : Bir sûre indirildiği zaman, göz kırpıp alay ederek, birbirlerine bakarlar. 'Çevreden sizi birisi görüyor mu?' diye sorarlar, sıvışıp giderler. Anlayışı kıt bir toplum olmaları sebebiyle Allah, onların kalplerini, akıllarını düşüncelerini hidayetten, imandan, iyilikten ve aydınlık yoldan uzak tutar.
Ahmet Varol : Bir sure indirildiğinde birbirlerine bakarak: 'Sizi birisi görüyor mu?' (diye işaretleşirler) sonra da sıvışıp giderler. Anlamayan bir topluluk olmaları sebebiyle Allah onların kalplerini çevirmiştir.
Ali Bulaç : Bir sûre indirildiğinde, bazısı bazısına bakar (ve): "Sizi bir kimse görüyor mu?" (der.) Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, kavramayan bir topluluk olmaları dolayısıyla, Allah onların kalblerini çevirmiştir.
Ali Fikri Yavuz : Münafıkların kabahatını anlatan bir Sûre indirildiği zaman, birbirlerine bakıp: “-Müminlerden sizi gören oluyor mu? “diye işaretleşirler. (Gören yoksa) hemen sıvışır giderler. Allah, onların kalblerini, imanı kabulden çevirmiştir: Çünkü onlar, gerçeği anlamayan kimselerdir.
Bekir Sadak : Bir sure inince, «Sizi bir kimse goruyor mu?» diye birbirlerine bakarlar, sonra donup giderler. Anlamaz bir guruh olmalarina karsilik Allah onlarin kalblerini imandan dondurmustur.
Celal Yıldırım : Bir sûre inince, «sizi bir kimse görüyor mu ?» diye birbirlerine bakarlar, sonra da ayrılıp giderler. Allah onların kalblerini (imân ve irfandan) döndürmüştür. Çünkü onlar anlamaz bir topluluktur.
Diyanet İşleri : Bir sûre indirildi mi, “Sizi bir kimse görüyor mu?” diye birbirlerine göz ederler, sonra da sıvışıp giderler. Anlamayan bir toplum olmalarından dolayı, Allah onların kalplerini çevirmiştir.
Diyanet İşleri (eski) : Bir sure inince, 'Sizi bir kimse görüyor mu?' diye birbirlerine bakarlar, sonra dönüp giderler. Anlamaz bir güruh olmalarına karşılık Allah onların kalblerini imandan döndürmüştür.
Diyanet Vakfi : Bir sûre indirildiği zaman, (göz kırpıp alay ederek) birbirlerine bakar (ve): (Çevreden) sizi birisi görüyor mu? diye sorarlar, sonra da (sıvışıp) giderler. Anlamayan bir kavim oldukları için Allah onların kalplerini (imandan) çevirmiştir.
Edip Yüksel : Ne zaman bir sure inse, 'Kimse sizi görüyor mu,' diye bakışırlar. Sonra da dönüp giderler. Anlamaz bir topluluk olduklarından ALLAH kalplerini çevirmiştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Aleyhlerinde bir sûre indirilince, «Sizi birisi görüyor mu?» diye birbirlerine göz ederler, sonra da sıvışır giderler. Allah onların kalblerini (imandan) çevirmiştir. Bu yüzden onlar anlayışsız bir kavimdirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir sure indirilince «Sizi birisi görüyor mu?» diye birbirlerine göz ederler, sonra da sıvışır giderler. Allah kalplerini burkmuştur. Çünkü bunlar anlamak istemez kimselerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir sûre indirildimi «sizi birisi görüyormu?» diye birbirlerine göz ederler, sonra sivişir giderler, Allah kalblerini burkmuştur, çünkü bunlar fıkhı istemez kimselerdir.
Fizilal-il Kuran : Yeni bir sure indirilince birbirlerine, «Acaba sizi bir gören var mı?» diye sorarlar, sonra sıvışırlar. Anlayışsız, duyarsız bir güruh olduklar gerekçesi ile Allah onların kalplerini gerçeklerden uzaklaştırmıştır.
Gültekin Onan : Bir sure indirildiğinde bazısı bazısına bakar (ve): "Sizi bir kimse görüyor mu?" (der.) Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, kavramayan (la yefkahun) bir topluluk olmaları dolayısıyla, Tanrı onların kalplerini çevirmiştir.
Hakkı Yılmaz : Bir sûre indirildiğinde, bazısı bazısına bakar: “Sizi bir kimse görüyor mu?” Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, iyice anlayıp kavramayan bir topluluk olmaları dolayısıyla, Allah onların kalplerini çevirmiştir.
Hasan Basri Çantay : (Aleyhlerinde) bir sûre indirilince birbirine bakarlar da «Sizi bir kimse görmüyor mu?» (diye de endîşe ederler) ve sonra (rüsvay olmakdan korkarak sıvışıb) giderler. Allah onların gönüllerini ters çevirmiş. Çünkü onlar öyle bir kavmdir ki ince anlamazlar.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki (haklarında) bir sûre indirildiği zaman, birbirlerine (göz kırparak)bakıp: 'Sizi birisi görüyor mu?' (derler), sonra da savuşurlar. Gerçekten onlar (hakkı birtürlü) anlamayan bir kavim oldukları için Allah onların kalblerini (küfürleri sebebiyleîmandan) çevirmiştir.
İbni Kesir : Bir sure indiği zaman; birbirlerine bakarlar ve: Sizi bir kimse görüyor mu? der, sonra dönüp giderler. Allah, onların kalblerini döndürmüştür. Çünkü onlar, anlamazlar güruhudur.
İskender Evrenosoğlu : Ve sure olarak bir şey indirildiği zaman: “Sizi gören bir kimse var mı?” diye onlar birbirlerine bakarlar sonra giderler. Allah, onların kalplerini, fıkıh etmeyen bir kavim olmaları sebebiyle çevirdi.
Muhammed Esed : (Öyle ki,) ne zaman bir sure indirilse, "Kalplerinizde olanı bilebilecek biri mi var?" (der gibi) birbirlerine bakıyor, sonra da dönüp gidiyorlar. (Oysa) Allah döndürmüştür onların kalplerini (haktan), çünkü onu kavrayamayacak bir topluluktur onlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve her ne zaman bir sûre indirilince bazıları bazılarına bakıverirler, sizi bir kimse görüyor mu diye endişede bulunurlar. Sonra da savuşup giderler. Allah Teâlâ onların kalplerini çevirmiştir. Çünkü onlar öyle bir kavimdirler ki, güzelce anlayamazlar.
Ömer Öngüt : Bir sûre indirildiği zaman: “Sizi bir kimse görüyor mu?” diye birbirlerine bakarlar, sonra sıvışıp giderler. Allah onların kalplerini imandan çevirmiştir. Çünkü onlar gerçeği anlamayan kimselerdir.
Şaban Piriş : Bir sûre inince, -Sizi bir kimse görüyor mu? diye birbirlerine bakarlar, sonra dönüp giderler. Allah, anlayışsız bir topluluk oldukları için onların kalplerini (imandan) uzaklaştırmıştır.
Suat Yıldırım : Aleyhlerinde bir sûre indirilince göz kırpıp alay ederek birbirlerine bakar,sonra "Acaba bizi gören biri var mı?" diye endişe ile bakınır, gören biri yoksa hemen sıvışır giderler. Anlamaz bir topluluk olduklarından, (onlar nasıl iman ve Kur’ân meclisinden uzaklaşıp gidiyorlarsa),Allah da onların kalplerini imandan uzaklaştırır.
Süleyman Ateş : Bir sûre indirildiği zaman: "Sizi birisi görüyor mu?" diye birbirine bakar, sonra sıvışırlar. Anlamaz bir topluluk oldukları için Allah onların kalblerini çevirmiştir.
Tefhim-ul Kuran : Bir sure indirildiğinde, bazısı bazısına bakar (ve) : «Sizi bir kimse görüyor mu?» (der.) Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, kavramayan bir topluluk olmaları dolayısıyla, Allah onların kalblerini çevirmiştir.
Ümit Şimşek : Bir sûre indirildiğinde, 'Bizi gören var mı?' diye birbirlerine bakar, sonra da sıvışırlar. Onlar öylesine bir anlayışsızlar güruhudur; onun için de Allah onların kalplerini haktan uzaklaştırmıştır.
Yaşar Nuri Öztürk : Bir sure indirildi mi "Sizi birisi görüyor mu?" diye birbirlerine bakar, sonra da sıvışıp giderler. Allah, kalplerini yamultmuştur. Çünkü gereğince anlamayan bir topluluktur bunlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}