» 9 / Tevbe  11:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

 » 9 / Tevbe  Suresi: 11
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَإِنْ (FÎN) = fein : eğer
2. تَابُوا (TEBVE) = tābū : tevbe eder/döner
3. وَأَقَامُوا (VÊGEMVE) = ve eḳāmū : ve -doğrulur
4. الصَّلَاةَ (ELṦLET) = S-Salāte : SaLâTe/Desteğe-
5. وَاتَوُا (V ËTVE) = ve ātevu : ve -verirlerse
6. الزَّكَاةَ (ELZKET) = z-zekāte : zekat-
7. فَإِخْوَانُكُمْ (FÎḢVENKM) = feiḣvānukum : sizin kardeşlerinizdirler
8. فِي (FY) = fī :
9. الدِّينِ (ELD̃YN) = d-dīni : dinde
10. وَنُفَصِّلُ (VNFṦL) = ve nufeSSilu : ve uzun uzun açıklıyoruz
11. الْايَاتِ (EL ËYET) = l-āyāti : ayetleri
12. لِقَوْمٍ (LGVM) = liḳavmin : bir kavme
13. يَعْلَمُونَ (YALMVN) = yeǎ'lemūne : bilen
eğer | tevbe eder/döner | ve -doğrulur | SaLâTe/Desteğe- | ve -verirlerse | zekat- | sizin kardeşlerinizdirler | | dinde | ve uzun uzun açıklıyoruz | ayetleri | bir kavme | bilen |

[] [TVB] [GVM] [ṦLV] [ETY] [ZKV] [EḢV] [] [D̃YN] [FṦL] [EYY] [GVM] [ALM]
FÎN TEBVE VÊGEMVE ELṦLET V ËTVE ELZKET FÎḢVENKM FY ELD̃YN VNFṦL EL ËYET LGVM YALMVN

fein tābū ve eḳāmū S-Salāte ve ātevu z-zekāte feiḣvānukum d-dīni ve nufeSSilu l-āyāti liḳavmin yeǎ'lemūne
فإن تابوا وأقاموا الصلاة وآتوا الزكاة فإخوانكم في الدين ونفصل الآيات لقوم يعلمون

 » 9 / Tevbe  Suresi: 11
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فإن | FÎN fein eğer But if
تابوا ت و ب | TVB TEBVE tābū tevbe eder/döner they repent
وأقاموا ق و م | GVM VÊGEMVE ve eḳāmū ve -doğrulur and establish
الصلاة ص ل و | ṦLV ELṦLET S-Salāte SaLâTe/Desteğe- the prayer
وآتوا ا ت ي | ETY V ËTVE ve ātevu ve -verirlerse and give
الزكاة ز ك و | ZKV ELZKET z-zekāte zekat- the zakah,
فإخوانكم ا خ و | EḢV FÎḢVENKM feiḣvānukum sizin kardeşlerinizdirler then (they are) your brothers
في | FY in
الدين د ي ن | D̃YN ELD̃YN d-dīni dinde [the] religion.
ونفصل ف ص ل | FṦL VNFṦL ve nufeSSilu ve uzun uzun açıklıyoruz And We explain in detail
الآيات ا ي ي | EYY EL ËYET l-āyāti ayetleri the Verses
لقوم ق و م | GVM LGVM liḳavmin bir kavme for a people
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bilen (who) know.

9:11 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

eğer | tevbe eder/döner | ve -doğrulur | SaLâTe/Desteğe- | ve -verirlerse | zekat- | sizin kardeşlerinizdirler | | dinde | ve uzun uzun açıklıyoruz | ayetleri | bir kavme | bilen |

[] [TVB] [GVM] [ṦLV] [ETY] [ZKV] [EḢV] [] [D̃YN] [FṦL] [EYY] [GVM] [ALM]
FÎN TEBVE VÊGEMVE ELṦLET V ËTVE ELZKET FÎḢVENKM FY ELD̃YN VNFṦL EL ËYET LGVM YALMVN

fein tābū ve eḳāmū S-Salāte ve ātevu z-zekāte feiḣvānukum d-dīni ve nufeSSilu l-āyāti liḳavmin yeǎ'lemūne
فإن تابوا وأقاموا الصلاة وآتوا الزكاة فإخوانكم في الدين ونفصل الآيات لقوم يعلمون

[] [ت و ب] [ق و م] [ص ل و] [ا ت ي] [ز ك و] [ا خ و] [] [د ي ن] [ف ص ل] [ا ي ي] [ق و م] [ع ل م]

 » 9 / Tevbe  Suresi: 11
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فإن | FÎN fein eğer But if
Fe,,Nun,
80,,50,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional particle
الفاء استئنافية
حرف شرط
تابوا ت و ب | TVB TEBVE tābū tevbe eder/döner they repent
Te,Elif,Be,Vav,Elif,
400,1,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وأقاموا ق و م | GVM VÊGEMVE ve eḳāmū ve -doğrulur and establish
Vav,,Gaf,Elif,Mim,Vav,Elif,
6,,100,1,40,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصلاة ص ل و | ṦLV ELṦLET S-Salāte SaLâTe/Desteğe- the prayer
Elif,Lam,Sad,Lam,Elif,Te merbuta,
1,30,90,30,1,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
وآتوا ا ت ي | ETY V ËTVE ve ātevu ve -verirlerse and give
Vav,,Te,Vav,Elif,
6,,400,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الزكاة ز ك و | ZKV ELZKET z-zekāte zekat- the zakah,
Elif,Lam,Ze,Kef,Elif,Te merbuta,
1,30,7,20,1,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
فإخوانكم ا خ و | EḢV FÎḢVENKM feiḣvānukum sizin kardeşlerinizdirler then (they are) your brothers
Fe,,Hı,Vav,Elif,Nun,Kef,Mim,
80,,600,6,1,50,20,40,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
الفاء استئنافية
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الدين د ي ن | D̃YN ELD̃YN d-dīni dinde [the] religion.
Elif,Lam,Dal,Ye,Nun,
1,30,4,10,50,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ونفصل ف ص ل | FṦL VNFṦL ve nufeSSilu ve uzun uzun açıklıyoruz And We explain in detail
Vav,Nun,Fe,Sad,Lam,
6,50,80,90,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form II) imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
الآيات ا ي ي | EYY EL ËYET l-āyāti ayetleri the Verses
Elif,Lam,,Ye,Elif,Te,
1,30,,10,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
لقوم ق و م | GVM LGVM liḳavmin bir kavme for a people
Lam,Gaf,Vav,Mim,
30,100,6,40,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bilen (who) know.
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَإِنْ: eğer | تَابُوا: tevbe eder/döner | وَأَقَامُوا: ve -doğrulur | الصَّلَاةَ: SaLâTe/Desteğe- | وَاتَوُا: ve -verirlerse | الزَّكَاةَ: zekat- | فَإِخْوَانُكُمْ: sizin kardeşlerinizdirler | فِي: | الدِّينِ: dinde | وَنُفَصِّلُ: ve uzun uzun açıklıyoruz | الْايَاتِ: ayetleri | لِقَوْمٍ: bir kavme | يَعْلَمُونَ: bilen |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فإن FÎN eğer | تابوا TEBWE tevbe eder/döner | وأقاموا WÊGEMWE ve -doğrulur | الصلاة ELṦLET SaLâTe/Desteğe- | وآتوا W ËTWE ve -verirlerse | الزكاة ELZKET zekat- | فإخوانكم FÎḢWENKM sizin kardeşlerinizdirler | في FY | الدين ELD̃YN dinde | ونفصل WNFṦL ve uzun uzun açıklıyoruz | الآيات EL ËYET ayetleri | لقوم LGWM bir kavme | يعلمون YALMWN bilen |
Kırık Meal (Okunuş) : |fein: eğer | tābū: tevbe eder/döner | ve eḳāmū: ve -doğrulur | S-Salāte: SaLâTe/Desteğe- | ve ātevu: ve -verirlerse | z-zekāte: zekat- | feiḣvānukum: sizin kardeşlerinizdirler | : | d-dīni: dinde | ve nufeSSilu: ve uzun uzun açıklıyoruz | l-āyāti: ayetleri | liḳavmin: bir kavme | yeǎ'lemūne: bilen |
Kırık Meal (Transcript) : |FÎN: eğer | TEBVE: tevbe eder/döner | VÊGEMVE: ve -doğrulur | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe- | V ËTVE: ve -verirlerse | ELZKET: zekat- | FÎḢVENKM: sizin kardeşlerinizdirler | FY: | ELD̃YN: dinde | VNFṦL: ve uzun uzun açıklıyoruz | EL ËYET: ayetleri | LGVM: bir kavme | YALMVN: bilen |
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat tövbe ederler, namaz kılarlar ve zekât verirlerse onlar da din kardeşlerinizdir ve biz, bilen topluluğa âyetlerimizi açıklar, bildiririz.
Adem Uğur : Fakat tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse, artık onlar dinde kardeşlerinizdir. Biz, bilen bir kavme âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.
Ahmed Hulusi : Eğer tövbe eder, salâtı ikame eder ve zekâtı verirlerse, artık Din'de kardeşlerinizdir. . . Bilen bir kavim için işaretleri detaylandırıyoruz.
Ahmet Tekin : Eğer tevbe ederler, isyandan vazgeçerler, Allah’a itaate yönelirler, namazı âdâbına riâyet ederek, aksatmadan âşikâre kılarlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verirlerse, onlar, o zaman dinde kardeşlerinizdir, sizinle eşit haklara sahiptirler. İlimde ilerlemeye devam eden kavimlere, bilgi toplumlarına şeriatın hedefini belirtmek ve hayata geçirmek için âyetleri ayrıntılarıyla açıklıyoruz.
Ahmet Varol : Eğer tevbe eder, namazı kılar ve zekatı verirlerse dinde sizin kardeşlerinizdirler. Bilen bir topluluk için ayetleri etraflıca açıklıyoruz.
Ali Bulaç : Eğer onlar tevbe edip namazı kılarlarsa ve zekatı verirlerse, artık onlar sizin dinde kardeşlerinizdir. Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.
Ali Fikri Yavuz : Artık tevbe ederler, namazı kılarlar, zekâtı verirlerse, dinde kardeşleriniz olurlar. Biz âyetleri, anlıyacak bir kavme açıklarız.
Bekir Sadak : Eger tevbe eder, namaz kilar ve zekat verirlerse, sizin din kardesiniz olurlar. Bilen kimseler icin ayetleri uzun uzadiya acikliyoruz.
Celal Yıldırım : Eğer (küfür ve inatdan, azgınlık ve fitneden) vazgeçip tevbe eder, namazı kılar, zekâtı verirlerse, artık dinde kardeşlerinizdir ve biz bilen bir millete âyetlerimizi (böylece) bir bir açıklıyoruz.
Diyanet İşleri : Fakat tövbe edip, namazı kılar ve zekâtı verirlerse, artık onlar sizin din kardeşlerinizdir. Bilen bir kavme âyetleri işte böyle ayrı ayrı açıklarız.
Diyanet İşleri (eski) : Eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse, sizin din kardeşiniz olurlar. Bilen kimseler için ayetleri uzun uzadıya açıklıyoruz.
Diyanet Vakfi : Fakat tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse, artık onlar dinde kardeşlerinizdir. Biz, bilen bir kavme âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.
Edip Yüksel : Tevbe ederlerse, namaz kılar ve zekat verirlerse din kardeşleriniz olurlar. Bilenlere ayetleri böyle açıklarız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar, zekatı verirlerse dinde kardeşleriniz olurlar. Biz âyetleri, bilen bir kavme açıklarız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Eğer tevbe edip namazı kılar, zekatı verirlerse din kardeşiniz olurlar. Bilecek bir topluluk için Biz ayetlerimizi daha çok açıklarız.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bundan böyle eğer tevbe ederler, nemazı kılarlar, zekâtı verirlerse dinde kardeşleriniz olurlar, bilecek bir kavim için biz âyetlerimizi daha tafsıl ederiz
Fizilal-il Kuran : Eğer tevbe edip namazı kılar ve zekatı verirlerse sizin din kardeşleriniz olurlar. Biz bilgili kimselere ayetlerimizi ayrıntılı biçimde açıklarız.
Gültekin Onan : Eğer onlar tevbe edip namazı kılarlarsa ve zekatı verirlerse artık onlar sizin dinde kardeşlerinizdir. Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.
Hakkı Yılmaz : "Bundan sonra eğer tevbe ederlerse, salâtı ikame ederlerse [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturur, ayakta tutarlarsa] ve zekâtı/vergilerini verirlerse, artık onlar dinde kardeşlerinizdirler. Ve Biz âyetleri, bilen bir toplum için ayrıntılı olarak açıklıyoruz. "
Hasan Basri Çantay : (Bununla beraber) eğer tevbe ve rücû ederler, namaz kılarlar, zekât verirlerse artık dînde kardeşlerinizdir onlar. Biz âyetleri bilecek bir kavm için açıklarız.
Hayrat Neşriyat : Artık tevbe ederler, namazı hakkıyla kılarlar ve zekâtı verirlerse, o takdirde dinde kardeşlerinizdirler. (Bu hakikatlerin kıymetini) bilecek bir kavim için âyetleri açıklıyoruz.
İbni Kesir : Eğer tevbe ederler, namaz kılarlar ve zekat verirlerse; onlar, artık dinde kardeşlerinizdir. Biz, ayetleri bilir bir kavim için açıklıyoruz.
İskender Evrenosoğlu : Bundan sonra eğer onlar, (resûlün önünde Allah'a ulaşmayı dileyerek) tövbe ederlerse ve namazı ikâme ederlerse (kılarlarsa) ve zekâtı verirlerse artık (onlar), sizin dînde kardeşlerinizdir. Ve bilen bir kavim (topluluk) için âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz.
Muhammed Esed : Ama yine de tevbe eder, salata katılırlar ve arınma için gerekli yükümlülükleri yerine getirirlerse onlar da artık din kardeşleriniz sayılırlar: Bakın, işte böyle açık açık ve ayrıntılı olarak dile getiriyoruz, bilmek öğrenmek isteyen bir topluluk için, ayetlerimizi!
Ömer Nasuhi Bilmen : Eğer onlar bilâhare tevbe ederlerse ve namaz kılarlar ve zekâtı da verirlerse artık sizin dinde kardeşlerinizdir. Ve Biz âyetlerimizi bilenler olan bir kavim için mufassalan beyan ederiz.
Ömer Öngüt : Bununla beraber kâfirlikten vazgeçip tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse, artık onlar dinde kardeşlerinizdir. Biz bilen bir kavme âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.
Şaban Piriş : Eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse, sizin din kardeşiniz olurlar. Bilen kimseler için ayetleri iyice açıklıyoruz.
Suat Yıldırım : Bununla beraber kâfirlikten vazgeçip tövbe eder, namaz kılar, zekât verirlerse artık sizin din kardeşleriniz olurlar. Bilip anlayacak kimseler için Biz âyetlerimizi iyice açıklarız.
Süleyman Ateş : Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar ve zekâtı verirlerse, dinde sizin kardeşlerinizdirler. Biz, bilen bir kavme âyetleri böyle uzun uzun açıklıyoruz.
Tefhim-ul Kuran : Eğer onlar tevbe edip namazı kılarlarsa ve zekâtı verirlerse, artık onlar sizin dinde kardeşlerinizdir. Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.
Ümit Şimşek : Ama tevbe eder, namazı dosdoğru kılar ve zekâtı da verirlerse, o zaman din kardeşleriniz olurlar. Bilen bir topluluk için âyetleri Biz böyle açıklıyoruz.
Yaşar Nuri Öztürk : Bununla birlikte tövbe eder, namazı kılar, zekâtı verirlerse, artık sizin, dinde kardeşlerinizdirler. Biz ayetlerimizi, bilen bir topluluk için böyle açık seçik ortaya koyarız.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}