CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – nominative masculine plural noun الواو عاطفة اسم مرفوع
مرجون
ر ج و | RCV
MRCVN
murcevne
bırakılmışlardır
deferred
Mim,Re,Cim,Vav,Nun, 40,200,3,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) passive participle اسم مرفوع
لأمر
ا م ر | EMR
LÊMR
liemri
emrine
for the Command of Allah -
Lam,,Mim,Re, 30,,40,200,
P – prefixed preposition lām N – genitive masculine noun جار ومجرور
الله
|
ELLH
llahi
Allah'ın
for the Command of Allah -
Elif,Lam,Lam,He, 1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah" لفظ الجلالة مجرور
إما
|
ÎME
immā
ya
whether
,Mim,Elif, ,40,1,
EXL – explanation particle حرف تفصيل
يعذبهم
ع ذ ب | AZ̃B
YAZ̃BHM
yuǎƶƶibuhum
onlara azabeder
He will punish them
Ye,Ayn,Zel,Be,He,Mim, 10,70,700,2,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb PRON – 3rd person masculine plural object pronoun فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وإما
|
VÎME
veimmā
ya da
or
Vav,,Mim,Elif, 6,,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) EXL – explanation particle الواو عاطفة حرف تفصيل
يتوب
ت و ب | TVB
YTVB
yetūbu
affeder
He will turn (in mercy)
Ye,Te,Vav,Be, 10,400,6,2,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb فعل مضارع
عليهم
|
ALYHM
ǎleyhim
onları
to them.
Ayn,Lam,Ye,He,Mim, 70,30,10,5,40,
P – preposition PRON – 3rd person masculine plural object pronoun جار ومجرور
والله
|
VELLH
vallahu
Allah
And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He, 6,1,30,30,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and) PN – nominative proper noun → Allah" الواو عاطفة لفظ الجلالة مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَاخَرُونَ: ve başkaları da var ki | مُرْجَوْنَ: bırakılmışlardır | لِأَمْرِ: emrine | اللَّهِ: Allah'ın | إِمَّا: ya | يُعَذِّبُهُمْ: onlara azabeder | وَإِمَّا: ya da | يَتُوبُ: affeder | عَلَيْهِمْ: onları | وَاللَّهُ: Allah | عَلِيمٌ: bilendir | حَكِيمٌ: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وآخرون W ËḢRWNve başkaları da var ki | مرجون MRCWNbırakılmışlardır | لأمر LÊMRemrine | الله ELLHAllah'ın | إما ÎMEya | يعذبهم YAZ̃BHMonlara azabeder | وإما WÎMEya da | يتوب YTWBaffeder | عليهم ALYHMonları | والله WELLHAllah | عليم ALYMbilendir | حكيم ḪKYMhüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve āḣarūne: ve başkaları da var ki | murcevne: bırakılmışlardır | liemri: emrine | llahi: Allah'ın | immā: ya | yuǎƶƶibuhum: onlara azabeder | veimmā: ya da | yetūbu: affeder | ǎleyhim: onları | vallahu: Allah | ǎlīmun: bilendir | Hakīmun: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Transcript) : |V ËḢRVN: ve başkaları da var ki | MRCVN: bırakılmışlardır | LÊMR: emrine | ELLH: Allah'ın | ÎME: ya | YAZ̃BHM: onlara azabeder | VÎME: ya da | YTVB: affeder | ALYHM: onları | VELLH: Allah | ALYM: bilendir | ḪKYM: hüküm ve hikmet sahibidir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bir başka bölük de var ki işleri, Allah'ın emrine kalmış; dilerse azaplandırır onları, dilerse tövbelerini kabûl eder ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Adem Uğur : (Sefere katılmayanlardan) diğer bir gurup da Allah'ın emrine bırakılmışlardır. O, bunlara ya azap eder veya tevbelerini kabul eder. Allah çok bilendir, hikmet sahibidir.
Ahmed Hulusi : (Savaş için sefere çıkmayan) diğer bir kısım da Allâh hükmüne bırakılmışlardır. . . Ya onlara azap yaşatır ya da tövbe nasip eder. . . Allâh Aliym'dir, Hakiym'dir.
Ahmet Tekin : Bir diğerleri de, Allah’ın emrini, hükmünü beklemektedirler. Allah ya onları cezalandıracak veya tevbelerini, günah işlemekten vazgeçerek, kendisine itaate yönelişlerini kabul edecek. Allah her şeyi bilir, hikmet sahibi ve hükümrandır.
Ahmet Varol : Diğer bazılarının işleri de Allah'ın buyruğuna bırakılmıştır. Onlara ya azab eder, ya da tevbelerini kabul eder. Allah bilendir, hakimdir.
Ali Bulaç : Diğer bir kısmı, Allah'ın emri için ertelenmişlerdir. O, bunları, ya azablandıracak veya tevbelerini kabul edecektir. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz : O savaştan geri kalan diğer bir kısmı da, Allah’ın kaderi icabı tevbe etmekte gecikmişlerdi. Eğer günahlarında ısrar edip tevbe etmezlerse, Allah onlara azab eder; yok tevbekâr olursa, tevbelerini kabul eder. Allah, Alîm’dir, Hakîm’dir.
Bekir Sadak : Savastan geri kalanlarin bir kisminin isi de Allah'in buyruguna kalmistir. Allah onlara ya azabeder, ya da tevbelerini kabul eder. O bilendir, hakimdir.
Celal Yıldırım : (Tebük Seferi'ne katılmayanlardan) başka bir kısmı da Allah' in vereceği hükme bırakılmışlardır; ya onlara azâb eder ya da tevbe nasîb edip pişmanlıklarını kabul eder. Allah her şeyi bilendir, her şeyi hikmetle yürütendir.
Diyanet İşleri : (Sefere katılmayanlardan) diğer bir kısmı da, Allah’ın emrine bırakılmışlardır. Bunlara ya azap eder ya da tövbelerini kabul eder. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri (eski) : Savaştan geri kalanların bir kısmının işi de Allah'ın buyruğuna kalmıştır. Allah onlara ya azabeder, ya da tevbelerini kabul eder. O bilendir, hakimdir.
Diyanet Vakfi : (Sefere katılmayanlardan) diğer bir gurup da Allah'ın emrine bırakılmışlardır. O, bunlara ya azap eder veya tevbelerini kabul eder. Allah çok bilendir, hikmet sahibidir.
Edip Yüksel : Bir başka grup da ALLAH'ın hükmünü bekliyor. Kendilerini ya cezalandırır veya tevbelerini kabul eder. ALLAH Bilendir, Bilgedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Savaşa katılmayanlardan diğer bir kısmının affı da Allah'ın emrini beklemek için geri bırakılmıştır. Ya kendilerini cezalandırır ya da tevbelerini kabul eder. Allah alîmdir, hakîmdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Diğer bir kısmı da Allah'ın iradesine bırakılmışlardır; ya onlara azap eder veya tevbelerini kabul buyurur. Allah, herşeyi bilendir, hikmet sahibidir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Diğer bir takımı da Allahın emrine geri bırakılmışlardır, ya kendilerini tazib eder veya tevbelerini kabul buyurur, Allah alîmdir, hakîmdir
Fizilal-il Kuran : Savaşa katılmayanların bir başka bölümü daha var ki, onların işleri doğrudan doğruya Allah'ın iradesine kalmıştır. O, onları ya azaba çarptırır ya da tevbelerini kabul eder. Allah her şeyi bilir ve her yaptığı yerindedir.
Gültekin Onan : Diğer bir kısmı, Tanrı'nın buyruğu için ertelenmişlerdir. O, bunları ya azablandıracak ya da tevbelerini kabul edecektir. Tanrı, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Hakkı Yılmaz : Ve diğerleri, Allah'ın emrine bırakılmış olanlardır. O, ya kendilerini azaplandırır ya da tevbelerini kabul eder. Ve Allah en iyi bilendir, en iyi yasa koyandır.
Hasan Basri Çantay : (Savaşa gitmeyenlerden) diğer bir takımı da Allahın emrine (intizaren) gecikdirilmişlerdir. O, bunları ya azaba uğratacak, yahud tevbelerini kabul edecekdir. Allah (onların hallerini) çok iyi bilen, (her şey'i) tam bir hikmetle yapandır.
Hayrat Neşriyat : (Savaşa gitmeyenlerin) diğer bir kısmı da Allah’ın emrine bırakılmış kimselerdir; onlara ya azâb eder, ya da (hikmetine binâen, kendi lütfundan) tevbelerini kabûl eder. Çünki Allah, Alîm (onların kalbinde olanı hakkıyla bilen)dir, Hakîm (hükmettiği her işte hikmetli olan)dır.
İbni Kesir : Diğer bir kısmı da Allah'ın emrine bırakılmışlardır; ya onlara azab eder veya tevbelerini kabul eder. Allah; Alim'dir, Hakim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Ve diğerleri, Allah'ın emri için ertelenmiştir. Onları ya azaplandırır ya da onların tövbesini kabul eder. Ve Allah; Alîm'dir (en iyi bilen), Hakîm'dir (hüküm veren, hikmet sahibi).
Muhammed Esed : Bir de, (durumlarının ne olacağı) Allah'ın yargı ve iradesine kalmış olan başka bir kısım insanlar (var ki), bunları (Allah) ya azaplandıracak ya da yine acıması, esirgemesiyle yönelecektir onlara. Çünkü Allah doğru hüküm ve hikmetle yargılayan mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve diğer birtakımı da Allah Teâlâ'nın emri için tehir edilmişlerdir. Ya onları muazzep kılacak veya onların tevbelerini kabul buyuracaktır. Ve Allah Teâlâ alîmdir, hakîmdir.
Ömer Öngüt : Diğer bazıları da Allah'ın emrine bırakılmışlardır. Onlara ya azap eder, ya da tevbelerini kabul eder. Allah bilendir, hikmet sahibidir.
Şaban Piriş : Bir kısmı da Allah’ın emrine kalmıştır. Allah onlara ya azap eder; ya da tevbelerini kabul eder. O, alimdir, hakimdir.
Suat Yıldırım : Sefere katılmayan bazı kişilerin akıbetleri de Allah’ın emrine kalmıştır:Allah ister onları cezalandırır, ister merhamet eder. Allah alîmdir, hakîmdir (her şeyi bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Süleyman Ateş : Başka bir takımları da var ki Allâh'ın emrine bırakılmışlardır. (Allâh) ya onlara azâbeder, ya da onları affeder. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Tefhim-ul Kuran : Diğer bir kısmı da, Allah'ın emri için ertelenmişlerdir. O, bunları, ya azablandıracak veya tevbelerini kabul edecektir. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ümit Şimşek : Diğer bazılarının da işi Allah'ın emrine kalmıştır. Allah onları ister cezalandırır, ister tevbelerini kabul eder. Zira Allah herşeyi bilir, her işi hikmetle yapar.
Yaşar Nuri Öztürk : Bir kısmı da umutları Allah'ın emrine bağlı, beklemektedir. Allah onlara ya azap edecektir ya tövbe edecektir. Allah, Alîm'dir, Hakîm'dir.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]