» 4 / Nisâ  13:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

 » 4 / Nisâ  Suresi: 13
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. تِلْكَ (TLK) = tilke : bunlar
2. حُدُودُ (ḪD̃VD̃) = Hudūdu : sınırlarıdır
3. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
4. وَمَنْ (VMN) = ve men : kim
5. يُطِعِ (YŦA) = yuTiǐ : ita'at ederse
6. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah'a
7. وَرَسُولَهُ (VRSVLH) = ve rasūlehu : ve Elçisine
8. يُدْخِلْهُ (YD̃ḢLH) = yudḣilhu : (Allah onu) sokar
9. جَنَّاتٍ (CNET) = cennātin : cennetlere
10. تَجْرِي (TCRY) = tecrī : akan
11. مِنْ (MN) = min :
12. تَحْتِهَا (TḪTHE) = teHtihā : altlarından
13. الْأَنْهَارُ (ELÊNHER) = l-enhāru : ırmaklar
14. خَالِدِينَ (ḢELD̃YN) = ḣālidīne : sürekli kalacakları
15. فِيهَا (FYHE) = fīhā : içinde
16. وَذَٰلِكَ (VZ̃LK) = ve ƶālike : işte budur
17. الْفَوْزُ (ELFVZ) = l-fevzu : başarı
18. الْعَظِيمُ (ELAƵYM) = l-ǎZīmu : büyük
bunlar | sınırlarıdır | Allah'ın | kim | ita'at ederse | Allah'a | ve Elçisine | (Allah onu) sokar | cennetlere | akan | | altlarından | ırmaklar | sürekli kalacakları | içinde | işte budur | başarı | büyük |

[] [ḪD̃D̃] [] [] [ŦVA] [] [RSL] [D̃ḢL] [CNN] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [ḢLD̃] [] [] [FVZ] [AƵM]
TLK ḪD̃VD̃ ELLH VMN YŦA ELLH VRSVLH YD̃ḢLH CNET TCRY MN TḪTHE ELÊNHER ḢELD̃YN FYHE VZ̃LK ELFVZ ELAƵYM

tilke Hudūdu llahi ve men yuTiǐ llahe ve rasūlehu yudḣilhu cennātin tecrī min teHtihā l-enhāru ḣālidīne fīhā ve ƶālike l-fevzu l-ǎZīmu
تلك حدود الله ومن يطع الله ورسوله يدخله جنات تجري من تحتها الأنهار خالدين فيها وذلك الفوز العظيم

 » 4 / Nisâ  Suresi: 13
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تلك | TLK tilke bunlar These
حدود ح د د | ḪD̃D̃ ḪD̃VD̃ Hudūdu sınırlarıdır (are the) limits
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah,
ومن | VMN ve men kim and whoever
يطع ط و ع | ŦVA YŦA yuTiǐ ita'at ederse obeys
الله | ELLH llahe Allah'a Allah
ورسوله ر س ل | RSL VRSVLH ve rasūlehu ve Elçisine and His Messenger,
يدخله د خ ل | D̃ḢL YD̃ḢLH yudḣilhu (Allah onu) sokar He will admit him
جنات ج ن ن | CNN CNET cennātin cennetlere (to) Gardens
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akan flows
من | MN min from
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHE teHtihā altlarından underneath them
الأنهار ن ه ر | NHR ELÊNHER l-enhāru ırmaklar the rivers -
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃YN ḣālidīne sürekli kalacakları (will) abide forever
فيها | FYHE fīhā içinde in it.
وذلك | VZ̃LK ve ƶālike işte budur And that
الفوز ف و ز | FVZ ELFVZ l-fevzu başarı (is) the success
العظيم ع ظ م | AƵM ELAƵYM l-ǎZīmu büyük [the] great.

4:13 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

bunlar | sınırlarıdır | Allah'ın | kim | ita'at ederse | Allah'a | ve Elçisine | (Allah onu) sokar | cennetlere | akan | | altlarından | ırmaklar | sürekli kalacakları | içinde | işte budur | başarı | büyük |

[] [ḪD̃D̃] [] [] [ŦVA] [] [RSL] [D̃ḢL] [CNN] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [ḢLD̃] [] [] [FVZ] [AƵM]
TLK ḪD̃VD̃ ELLH VMN YŦA ELLH VRSVLH YD̃ḢLH CNET TCRY MN TḪTHE ELÊNHER ḢELD̃YN FYHE VZ̃LK ELFVZ ELAƵYM

tilke Hudūdu llahi ve men yuTiǐ llahe ve rasūlehu yudḣilhu cennātin tecrī min teHtihā l-enhāru ḣālidīne fīhā ve ƶālike l-fevzu l-ǎZīmu
تلك حدود الله ومن يطع الله ورسوله يدخله جنات تجري من تحتها الأنهار خالدين فيها وذلك الفوز العظيم

[] [ح د د] [] [] [ط و ع] [] [ر س ل] [د خ ل] [ج ن ن] [ج ر ي] [] [ت ح ت] [ن ه ر] [خ ل د] [] [] [ف و ز] [ع ظ م]

 » 4 / Nisâ  Suresi: 13
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تلك | TLK tilke bunlar These
Te,Lam,Kef,
400,30,20,
DEM – feminine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
حدود ح د د | ḪD̃D̃ ḪD̃VD̃ Hudūdu sınırlarıdır (are the) limits
Ha,Dal,Vav,Dal,
8,4,6,4,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
ومن | VMN ve men kim and whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional noun
الواو استئنافية
اسم شرط
يطع ط و ع | ŦVA YŦA yuTiǐ ita'at ederse obeys
Ye,Tı,Ayn,
10,9,70,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
الله | ELLH llahe Allah'a Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
ورسوله ر س ل | RSL VRSVLH ve rasūlehu ve Elçisine and His Messenger,
Vav,Re,Sin,Vav,Lam,He,
6,200,60,6,30,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يدخله د خ ل | D̃ḢL YD̃ḢLH yudḣilhu (Allah onu) sokar He will admit him
Ye,Dal,Hı,Lam,He,
10,4,600,30,5,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع مجزوم والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
جنات ج ن ن | CNN CNET cennātin cennetlere (to) Gardens
Cim,Nun,Elif,Te,
3,50,1,400,
N – accusative feminine plural indefinite noun
اسم منصوب
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akan flows
Te,Cim,Re,Ye,
400,3,200,10,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHE teHtihā altlarından underneath them
Te,Ha,Te,He,Elif,
400,8,400,5,1,
N – genitive noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الأنهار ن ه ر | NHR ELÊNHER l-enhāru ırmaklar the rivers -
Elif,Lam,,Nun,He,Elif,Re,
1,30,,50,5,1,200,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃YN ḣālidīne sürekli kalacakları (will) abide forever
Hı,Elif,Lam,Dal,Ye,Nun,
600,1,30,4,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
فيها | FYHE fīhā içinde in it.
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
وذلك | VZ̃LK ve ƶālike işte budur And that
Vav,Zel,Lam,Kef,
6,700,30,20,
REM – prefixed resumption particle
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
الواو استئنافية
اسم اشارة
الفوز ف و ز | FVZ ELFVZ l-fevzu başarı (is) the success
Elif,Lam,Fe,Vav,Ze,
1,30,80,6,7,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
العظيم ع ظ م | AƵM ELAƵYM l-ǎZīmu büyük [the] great.
Elif,Lam,Ayn,Zı,Ye,Mim,
1,30,70,900,10,40,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |تِلْكَ: bunlar | حُدُودُ: sınırlarıdır | اللَّهِ: Allah'ın | وَمَنْ: kim | يُطِعِ: ita'at ederse | اللَّهَ: Allah'a | وَرَسُولَهُ: ve Elçisine | يُدْخِلْهُ: (Allah onu) sokar | جَنَّاتٍ: cennetlere | تَجْرِي: akan | مِنْ: | تَحْتِهَا: altlarından | الْأَنْهَارُ: ırmaklar | خَالِدِينَ: sürekli kalacakları | فِيهَا: içinde | وَذَٰلِكَ: işte budur | الْفَوْزُ: başarı | الْعَظِيمُ: büyük |
Kırık Meal (Harekesiz) : |تلك TLK bunlar | حدود ḪD̃WD̃ sınırlarıdır | الله ELLH Allah'ın | ومن WMN kim | يطع YŦA ita'at ederse | الله ELLH Allah'a | ورسوله WRSWLH ve Elçisine | يدخله YD̃ḢLH (Allah onu) sokar | جنات CNET cennetlere | تجري TCRY akan | من MN | تحتها TḪTHE altlarından | الأنهار ELÊNHER ırmaklar | خالدين ḢELD̃YN sürekli kalacakları | فيها FYHE içinde | وذلك WZ̃LK işte budur | الفوز ELFWZ başarı | العظيم ELAƵYM büyük |
Kırık Meal (Okunuş) : |tilke: bunlar | Hudūdu: sınırlarıdır | llahi: Allah'ın | ve men: kim | yuTiǐ: ita'at ederse | llahe: Allah'a | ve rasūlehu: ve Elçisine | yudḣilhu: (Allah onu) sokar | cennātin: cennetlere | tecrī: akan | min: | teHtihā: altlarından | l-enhāru: ırmaklar | ḣālidīne: sürekli kalacakları | fīhā: içinde | ve ƶālike: işte budur | l-fevzu: başarı | l-ǎZīmu: büyük |
Kırık Meal (Transcript) : |TLK: bunlar | ḪD̃VD̃: sınırlarıdır | ELLH: Allah'ın | VMN: kim | YŦA: ita'at ederse | ELLH: Allah'a | VRSVLH: ve Elçisine | YD̃ḢLH: (Allah onu) sokar | CNET: cennetlere | TCRY: akan | MN: | TḪTHE: altlarından | ELÊNHER: ırmaklar | ḢELD̃YN: sürekli kalacakları | FYHE: içinde | VZ̃LK: işte budur | ELFVZ: başarı | ELAƵYM: büyük |
Abdulbaki Gölpınarlı : İşte bunlardır Allah sınırları ve kim Allah'a ve Resûlüne itaat ederse Allah onu, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokar ve onlar, ebedî kalırlar orada ve budur pek büyük bir kurtuluş ve kutluluk.
Adem Uğur : Bunlar, Allah'ın (koyduğu) sınırlardır. Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse Allah onu, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; orada devamlı kalıcıdırlar; işte büyük kurtuluş budur.
Ahmed Hulusi : Bunlar, Allâh'ın hükmü olan sınırlardır. Kim Allâh'a ve Rasûlüne tâbi olursa, onu altında ırmaklar akan cennetine sonsuza dek yaşamak üzere sokar. İşte bu aziym kurtuluştur.
Ahmet Tekin : Bunlar Allah’ın koyduğu kurallardır. Kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse, Kur’ân ve sünneti uygularsa, onu, altından ırmaklar akan cennet konaklarına koyacaktır. Orada ebedî yaşarlar. İşte büyük mutluluk budur.
Ahmet Varol : Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse Allah onu içerisinde sonsuza kadar kalacakları altından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur.
Ali Bulaç : Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve elçisine itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.
Ali Fikri Yavuz : Yetim ve varisler hakkındaki bütün bu hükümler, Allah’ın şeriatı ve çizdiği sınırlarıdır. Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, Allah, onu ağaçları altından ırmaklar akar cennetlere koyar ki, orada ebedî olarak kalıcıdırlar. İşte bu, en büyük kurtuluş ve saadettir.
Bekir Sadak : Bunlar Allah'in yasalaridir. Allah'a ve Peygamberine kim itaat ederse onu iclerinden irmaklar akan cennetlere koyacaktir, orada temellidirler, buyuk kurtulus budur.
Celal Yıldırım : İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları Cennetlere koyar. Bu da büyük bir kurtuluştur.
Diyanet İşleri : İşte bu (hükümler) Allah’ın koyduğu sınırlarıdır. Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere sokar. İşte bu büyük başarıdır.
Diyanet İşleri (eski) : Bunlar Allah'ın yasalarıdır. Allah'a ve Peygamberine kim itaat ederse onu içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır, orada temellidirler, büyük kurtuluş budur.
Diyanet Vakfi : Bunlar, Allah'ın (koyduğu) sınırlardır. Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse Allah onu, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; orada devamlı kalıcıdırlar; işte büyük kurtuluş budur.
Edip Yüksel : Bunlar ALLAH'ın yasalarıdır. ALLAH'a ve elçisine uyanları içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. Orada sürekli kalırlar. Bu, en büyük başarıdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte bütün bu hükümler, Allah'ın koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır. Kim Allah'a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte büyük kurtuluş budur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İşte bütün bu hükümler, Allah'ın çizdiği sınırlardır. Her kim Allah'a ve O'nun peygamberine itaat ederse, Allah onu içlerinde sonsuza dek oturmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Bu ise büyük kurtuluştur!
Elmalılı Hamdi Yazır : İşte bütün bu ahkâm Allahın kesdiği hududdur, ve her kim Allah ve Resulüne itaat ederse Allah onu altından ırmaklar akar cennetlere koyar, içlerinde ebedî kalmak üzre onları, bu ise o fevzi azîmdir
Fizilal-il Kuran : Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Kim Allah'a ve Peygamber'e itaat ederse Allah onları içinde ebedi olarak kalacakları, altlarından ırmaklar akan Cennetlere yerleştirir. İşte büyük kurtuluş, büyük başarı budur.
Gültekin Onan : Bunlar, Tanrı'nın sınırlarıdır. Kim Tanrı'ya ve elçisine itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.
Hakkı Yılmaz : İşte bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Elçisi'ne itâat ederse Allah onu, içinde sürekli kalanlar olarak altlarından ırmaklar akan cennetlere girdirir. İşte bu da, çok büyük kurtuluştur.
Hasan Basri Çantay : İşte bunlar Allahın sınırlarıdır. Kim Allaha ve peygamberine itaat ederse (Allah) onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar ki onlar orada ebedî kalıcıdırlar. Bu, en büyük bir kurtuluş (ve seâdet) dir.
Hayrat Neşriyat : Bunlar Allah’ın hudûdudur. Artık kim Allah’a ve Resûlüne itâat ederse, (Allah) onu altlarından nehirler akan Cennetlere koyar; orada ebedî olarak kalıcıdırlar. Ve işte büyük kurtuluş budur!
İbni Kesir : İşte bunlar; Allah'ın hudududur. Kim, Allah'a ve O'nun elçisine itaat ederse; Allah onu, altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. İşte bu; en büyük kurtuluştur.
İskender Evrenosoğlu : İşte bunlar, Allah'ın hudutlarıdır ve kim Allah'a ve O'nun Resûl'üne itaat ederse, (Allah) onu altından nehirler akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere koyar ve bu, “Fevzul Azîm”dir (en büyük kurtuluştur).
Muhammed Esed : Bunlar Allah tarafından konulan sınırlardır. Kim Allah'a ve Elçisi'ne tabi olursa, Allah onu, mesken olarak içinden ırmaklar akan hasbahçelere koyacaktır; bu büyük bir mazhariyettir.
Ömer Nasuhi Bilmen : İşte bunlar Allah Teâlâ'nın hudududur. Ve kim Allah Teâlâ'ya ve peygamberine itaat ederse onu altından ırmaklar akan cennetlere idhal eder ki orada ebedî kalacaklardır. Ve bu, azîm bir kurtuluştur.
Ömer Öngüt : İşte bunlar Allah'ın vârisler hakkında koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır. Allah kendisine ve Peygamber'ine itâat edenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. Onlar orada ebedî kalacaklardır. En büyük kurtuluş ve saadet işte budur.
Şaban Piriş : Bunlar Allah’ın kanunlarıdır. Kim Allah’a ve resulüne itaat ederse, (Allah, o kimseyi) içinde ebedi kalacağı alt kısmından ırmakların aktığı cennetlere girdirir. Bu da en büyük kurtuluştur.
Suat Yıldırım : İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’a ve resulüne itaat ederse Allah onu, içinden ırmaklar akan cennetlere ebedî kalmak üzere yerleştirir. İşte en büyük başarı da budur.
Süleyman Ateş : Bunlar Allâh'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Elçisine itâ'at ederse Allâh onu, altlarından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük başarı budur.
Tefhim-ul Kuran : Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Rasulüne itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.
Ümit Şimşek : İşte bunlar Allah'ın çizdiği sınırlardır. Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, Allah da onu, ebediyen kalmak üzere, altlarından ırmaklar akan Cennetlere yerleştirir. Asıl büyük bahtiyarlık işte budur.
Yaşar Nuri Öztürk : İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve onun resulüne itaat ederse Allah onu, altından nehirler akan cennetlere, orada sürekli kalıcılar halinde, sokar. İşte bu, en büyük başarıdır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}